suriyeli sığınmacılara yapılan acımasız ırkçılık

ırkçılık mı? kendi dillerini konuşan, aynı dini paylaşan kaç ülke kapılarını açmış? çevremde bir dünya suriyeli var inanın biz köpek muamelesi görüyoruz. hepsi 85 bin lira biriktirip yunanistan'a gitme hayali kuruyor. orada göçmen maaşı veriliyormuş. hollanda'ya gitmek istiyorlar, kanada'ya gitmek istiyorlar e git o zaman demekten kendimi alamıyorum. zamanında niye almadılar sizi. nerde cahil, geri kafalı suriyeli varsa burada. genelleme yapmak istemiyorum ama adetleri, kültürleri o kadar iğrenç ki midem bulanıyor. bu ırkçılıksa kendimi yetiştiremediğim için üzgünüm ama iç içe olmadığınız sürece ayy sığındılar onlar bizim ülkemize, yardıma ihtiyaçları var onlara yardım etmeliyiz diyemezsiniz. içlerine bir girin ondan sonra tekrar konuşalım.

ayrıca biz onların ülkesine gitsek bizi diri diri yakarlardı.

‘acımasız’ ırkçılık??!! ne oldu, farkında değilim ama adamlar bugün fatih ‘te bir yandan sokakta çaylarını içiyor, bir yandan da bağırta bağırta youtube dan müziklerini dinliyordu?
nasıl bir acımasız bi milletiz, yakıştıramadım..

bulşit entri.

bu entryden, bir yazarı ciddiye alıp karşı argümanımı sunmadan önce girdiği birkaç entrye bakmayı alışkanlık haline getirmeyi öğrendim. nasıl aptal fanatiklere ayneeen kanka diyorsam. ayrıca anlamadığım böyle aptal bir yola başvurmak niyedir.

hiç dahil olmak istemiyordum ama burası canıma tak etti. kimse türk milletine misafirperver değil falan diyemez. elimizi verdik kolumuzu aldınız, misafirdiniz ev sahibi oldunuz. neyin misafirperverliğini bekliyorsun? tabii ki avrupalılara misafirperver olucaz. adamlar döviz sokuyor, misafirliğini biliyor. gerçekten ben sizden tiksiniyorum, çok eşlilik, eğitimsizlilik, taciz, tecavüz her halt bunlarda... farkında mısınız bilmiyorum ama avrupa'yı sınır kapılarını açmakla -yani sizi oraya göndermekle- tehdit ediyoruz. nasıl bir belasınız daha anlatayım mı? düşün artık yakamızdan.
bi de şu işe bak ki, kendi vatanlarında yapmadıkları örgütlenmeyi burada yaptılar. kilis'te şu an hiç türk bulunmuyor mesela. kendi aralarında alışveriş yapmışlar, kendilerine satmışlar; popülasyonda çevre şartları gereği türkler kalmamış. hala düşündükçe deliriyorum. atatürk hatay'ı türkiye topraklarına dahil edebilmek için neler çekti neler... bir karış toprağı ne kadar değerli, dedelerimizin kanlarıyla ıslanmış... şimdi gereksiz insanlarla dolu, türkiye görünümlü suriye. toplanıp hilafet yürüyüşleri yapıyorlar. bu çoğalmayla yakında kendi partilerini kursalar, çoğunluk onlarda oldukça kim ne diyebilir ki! resmen işgal edildik...
önceden kadın ve çocuklar gelebilir düşüncesini savunuyordum şu an insan da ayırmıyorum. öyle de adaletli, eşit bir insanım. topunuzun gittiği gün bayramımdır. türk askerler orada savaşıyor, suriyeliler nargile içip kadın taciz etsin. iğrenç... herkes yerini bilecek.

ırkçılık var. ama acımalı ırkçılık nerede gördün de bizde olacak canım? acımalı ırkçılık mı olur? acıma duygusuyla vatanın çıkarları mı hesaplanır? senin gördüğün bu milletin en naif yüzüydü, bu millet sizi doyurdu, okuttu. okulunda bitmek üzereymiş. umarım vatanına döndüğünde mesleğini yapabilirsin. suriyelilerin vatanına dönmesini istemem beni ırkçı yapıyor muydu? sanıyorum ırkçıyım.

yazmayayım dedim ama
cümlesinden sonra dayanamadım bu kadar nankör olduğunuz için olabilir mi. bırak iyi olup olmadığınada türk halkı karar versin.

allah şahittir hayatımda hiçbir zaman ırkçı biri olmadım lakin terör sempatizanları ve ülkemi bölmek isteyen iç dış mihraklar hariç (bkz: ermeniler, rumlar, bazı kürtler ve bölücü herkes)

suriyeliler konusunda da hep makul düşünmeye çalıştım çünkü yurtdışını ve başka bir ülkede yabancı olmayı bilirim. onu da bilmesem bile ilk parağrafta belirttiğim durum hariç insanları umursamadığım için bu göçmenlik meselesini takıntı etmem. keşke türkiye güçlü bir ülke olup abd gibi istihdam sağlasaydı ama abd onu bile yaptığı halde orada bile ırkçılığın kralı var. ırkçılık genel anlamda hiçbir yerde bitmez. rusya'ya da gitseniz ukrayna'ya da, ırkçılıkla karşılaşırsınız. hatta yaşadığınız ülkede bile coğrafi olarak ırkçılığa maruz kalırsınız. bu hep böyleydi.

bu durumla başa çıkmanın birkaç yolu var. ekonomik olarak bağımsız olmak zorundasın. bunun içinde yaptığın işi mükemmel yapıp insanları kendine muhtaç edeceksin. ikincisi, hiç kimse ile, aile ve arkadaş hariç gerekmedikçe muhabbet kurmayacaksın ve kendi öz çevreni koruyacaksın. üçüncüsü de gerek fiziksel gerek mental her anlamga güçlü bir görüntü vereceksin. kendinden emin olup korkup sinmeyecek ama saygılı ve o mütevazi tutumu da koruyacaksın.

yaşadığın yere bu meziyetlerle uyum sağlayacaksın. çanakkale'ye gittim, orası bir mülteci için en uygun yerlerden biri. herkes kendi havasında ve öğrenci yeridir. orada işid militanı gibi gezip etrafta entari giymeyeceksin, bu kadar basit...git camide namazını kıl. mesela milli günlerde sen de katıl. türk bayrağı sallayıp 10 kasım'da rahmetli atatürk'ü anmakla sen kazanırsın. bunlara dikkat et. eğer sen kendi doğrularını başka bir memlekette yaşamaya ve dikte etmeye kalkarsan, seni oradan sürerler. bu kadar basit..

mesele ruslarda borsch çorbası vardır. kış çorbası olarak tüm slavlar çok sever. genelde dana etinden yapsalarda, domuz da kullanıyorlar. o yüzden o çorbadan içmek sıkıntılı, eti bilmiyorum ne koyduklarını ama hiç bozuntuya vermedim tam da kazanın başına geldim içiyordum lakin arkadaş müslüman olduğumu bildiğinden dedi pork meat, don't do that...allah'tan diğer kazanda da dana etli varmış. harbi lezzetli bir çorbadır. oranın yaşlıları da vardı. çok mutlu oldular çünkü bu insanlardaki müslüman algısı çeçen tarzı bir müslümanlık. böyle detaylara önem verip değer verdiğini göster. zaten kimse de seni zor duruma sokacak bir davranışa itmez seni, bu her yerde böyle...

dediğim gibi uyum sağla. ülkenin milli ve manevi değerlerine saygı duy. bunu da içtenlikle yap zaten sonrası gelir.

''kim savaş için yer değiştirmek veya başka bir birliğe katılmak amacıyla olmaksızın savaş sırasında düşmana arkasını dönüp kaçarsa allah’ın öfkesine uğramış olur, onun varacağı yer cehennemdir, ne kötü bir son!'' enfal 16

birincisi ve en önemlisi, nankörsün. bunun yanında işe yaramazsın, cahilsin, dilencisin vesaire. insanlarının büyük çoğunluğu hak gaspıyla, haramla varlığını sürdürüyor. faydalı olanlarınız batı ülkelerine gitti, bize de siz kaldınız. siz, büyük çoğunluğunuz gençlerden oluşmasına rağmen toprağını savunmak yerine ardına bakmadan kaça şeref yoksunlarısınız. zaten aldığı darbeler ile yara bere içerisinde kalmış bir halkın, artık sırtındaki yaralardan bile beslenmeye çalışan leş kargalarısınız. geldiğiniz gibi gidin, bu yorgun milleti rahat bırakın.

var olan bir ırkçılıktır. mesela adamlar suriyeli değil de rus ya da ukraynalı olsa el üstünde tutulurdu. açıkçası ülke isimleri bile komik geliyor. suriye ne ayol?

bu sığınmacıların içinde gerçekten eli yüzü düzgün insanlar da vardır ama kurunun yanında yaş da yanıyor maalesef.

bunları arkadaş iç savaşın hemen ardından yazsa haklı denilebilecek noktaları varken şu zamanda, hele ki seçim için ana vatanlarına akın akın gidip, davullarla zurnalarla oy verdikten sonra geri gelmelerinin ardından hiç bir samimiyeti olmayan iddiadır. boştur. bu savaş bittiğinde ülkede suriyeli kalmayacakmış. şakaysa kötü, ciddi ise güzel kafalar tebrik ederim.

benim yapmadığımdır. sonuçta herkes kendinden sorumlu. hiç öyle gitsinler filan da diyemem çünkü nereye gidecekler avrupa'ya desen zaten gidilebilse suriyelilere kalmadan ülkedeki genç nüfusun yarısı gider, yok suriye'ye git desen o da saçma kim refah seviyesinin daha düşük olduğu can güvenliğinin olmadığı bir ülkeye gitmek ister ki. ama buna rağmen gönderilmeli midir? tabii ki de evet. ama bunun yolu siyasi iradeden geçer hiç öyle ırkçılık yapıp aklamaya kalkmayın. ırkçılık tüm hakaretlerin ötesinde ahmaklıktır. yapılacak şey çok basittir istediğiniz şeyleri yapacağını söyleyen partiye oy vermektir. ya kardeşim kime verelim moduna hiç girmeyin memlekette parti kurmayan bir ben kaldım artık. tonla parti var araştır ver bu kadar da avel olma

sığınmacı falan değiller. ülkenin demografik yapısı fazlasıyla bozuldu. gün gelecek türkler ve kürtler kol kola suriyelileri izleyecek. onlara karşı mücadele verecek. sürekli ürüyorlar. bu olayı hafife almaya devam edin. ırkçılık fazlasıyla gereksiz bir kavram. kimsenin kimseye kötü davranma hakkı yok . bu insanlar bayramda ülkelerine dönebiliyorsa savaş bitmiş demektir. türkiye'nin kaynakları sınırlı ve kendi vatandaşına yetmezken kontrolsüz bir biçimde büyüyen bir topluma nasıl yetsin .

ahahahah acımasız ırkçılık? öncelikle bazı kesimler tarafından gördükleri muamelenin ırklarıyla alakası yoktur bunun anlaşılması gerek. bir avrupa ülkesine salın bakalım bizdeki suriyelileri görün tepkileri nasıl olacak.

hah şöyle, troll dediğin böyle olmalı dedirten başlık. bas nasırımıza nasırımıza; aşılı kolumuza dokun inadına. gerim gerim ger bizi dostum.

suriye iç savaşı 2011 yılında değil de 2012 yılında başladı zaten.* vur suratımıza cehaletimizi.

ırkçılığın iyisi kötüsü, acımalısı acımasızı diye bir şey yok. ırkçılık ırkçılıktır.

ırkçılık iyi bir şey değil ama ülkenin başındakiler kendi insanlarına 2. sınıf insan muamelesi gösterdiği için bu olanlar. sen suriye'nin iç işlerine karışıp ne idüğü belirsiz insanları ensar deyip ülkeye doldurursan daha kötülerine hazır olun. ama bunlar saraydaki ve yalakalarının umrunda mı? alıyorlar 4 5 yerden maaşları insanlara akıl veriyorlar.

ırkçılığın her türlüsü anlamsızdır. bir insan sırf suriyeli diye kötü değildir, türk diye de iyi değildir veya tam tersi. tutumlar tamamen şahsi olmalı kişinin kendi seçimi olmayan hiçbir şeye bağlanmamalı, suriyeli bir takım kişilerin davranışları hoş değil doğru ama bundan rahatsızsak suriyelilere değil ülkeye hiçbir koşul konulmadan ve inceleme yapılmadan mülteci alanlara gösterilmeli bu tavır.
kimse doğduğu ülke sebebiyle yargılanamaz. genelde suriyelileri yargılayanların avrupa ülkelerindeki türk karşıtlığına çemkirdiğini görüyorum hep o zaten ayrı bir mevzu.

başlığı açan suriyeli kardeşimizin hakkını teslim ettiğim durumdur. suriyeli kardeşlerimize yapılan acımasız ırkçılık maalesef korkunç boyutlardadır.