tanrı'nın varlığının ispatı

tanrı'nın kendi varlığını ispat etmek gibi bir derdi yok. ihtiyacı da yok.
tanrı insana akıl vermiş bununla iyiyi, kötüyü ayırt edebilirsin, aklını kullanırsan hayatta kalabilirsin, beni de bulabilirsin demiş.
kuranda 84 ayrı yerde insanlara düşün, 48 yerde aklınızı kullanın demiş.
gerisi size kalmış. unutmadan! insanlara dünyadaki hayatınızla ilgili hesap soracağım da demiş.
mesele bu kadar basit.

herşeyi çift yaratıp sadece kendisinin tek olması bence en muhteşem ispat budur.

bana yokluğun resmini çizebilir misiniz rica etsem hiçliğin. o halde susmak icap eder. zaten inanç da böyledir. sessizdir. sorgudur, sessiz bir sorgu.
kimse duymaz, duyma ihtimalini seversin, inanırsın duyulacağına sessizce. bir tür motivasyon kaynağı nefes almak için ve tabii yine sessizce.

yaratıcının varlığı kanıtlanmaz değil, aksine o kadar açık ki onu reddetmek için özel bir çaba göstermek gerekiyor. ama tabii, görmek istemeyen birine güneşi bile gösteremezsiniz.

aklınız mikroskop altında gözükmüyor diye yok mu sayalım? mantık yürütme yetiniz laboratuvar ortamında ölçülemiyor diye varlığından şüphe mi edelim?

maddesel olmayan, zamana ve mekana bağlı olmayan bir varlığın ispatını istemek de güzel kafa. filmlerdeki yunan tanrıları gibi bir şey bekliyorsunuz sanırım çıkıp bakın ben tanrıyım mi diyecek. akıl var işte düşünün kendi sonucunuza varın. inanmak istemeyen zaten inanmayacak ama kaçırdığı nokta aradığı ispat belli etmenlere bağlı, okyanusun derinliklerinde kuş arayamazsınız, çünkü kuş doğası gereği okyanusta aranmaz.

yoktur.

ispatindan ziyade, inanmamak icin sahsen elimde gerekce yok. benim sapik sapik temayullerim var, dine inanmasam suan o tip temayullerimden dolayi cezaevinde falan olurdum yani o kadar sapkin dusuncelerim var.

din beni onlarin kotu olduguna inandiriyor ve keske boyle temayullere sahip olmasam diye vicdan yaptiriyor.

benim gibi onlarcasi vardir. adam belki din olmasa arsizin onde gideni veya intihar edicek, din ile hayata tutunuyor.

bakara 219. ihtiyaç fazlası malı allah'ın ( devletin; yatırım, fakir, fukara vs) olarak bildirilmesi.

nahl 71. işçi ile patronun, amir ile memurun eşit tüketimi.

haşr 7. feyin; devlete, memurlarına, garibanlara, yetimlere, yoksullara ve evsizlere ayit olup özellikle zanginlere verilmemesi.

tevbe 34. 35. bk
bakara 219' u destekler. dünyalık arzular için servet yığıp tekelleşmeyi engeller.

nur 32. evlenmeye gücü yetmeyenlerin evlendirilmesi.

heçbir egemen insan gurubu, bu hükümleri getirmez. bu eşitliği ve adaleti sadece allah ortaya koyar.

iddia sahipleri ispatlasın. ancak ispatı yaparken romantize etmeden bilimsel veriler kullansın.

kale kapısından sığmaz, fındık kabuğundan küçük, süt beyaz, kan kırmızı

ispatı zaten kendi içindedir. kendin var isen o da vardır kendin yok isen mantıken o yine vardır. ben şimdi burada size bunun mantığını anlatırım ama neden anlatayım? "var"ı inkar eden kendini inkar eden kimse zaten uyuma taklidi yapıyordur ve canını yediğim kızılderililerine göre uyuma taklidi yapanı uyandıramazsınız.

"doğru inanç her zaman vardır. çünkü bu yargının zıttı olan "doğru inanç yoktur." önermesi çelişik olduğu için hiçbir zaman doğru inanç olmaz ve bir önermenin aksi çelişikse o önerme doğrudur.

doğru inanç, doğru inanma ile vardır. örneğin; bir önceki argümantasyonda "doğru inanç vardır." yargısının doğru inanç olduğunu; o inancın doğruluğunu doğru bir şekilde gerekçelendirerek, yani; o inancın doğruluğuna, doğru inanarak gerekçelendirdik.

doğru inanç bilgidir. bir önermenin doğruluğunu bilmek, o önermenin doğru olduğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. bir önermenin doğru olduğundan emin olma hakkına sahip olmak için, o önermenin doğruluğu ile ilgili yeterli kanıta sahip bir gerekçelendirme yapmak gerekir. bu da; o önermenin doğruluğuna, doğru inanarak gerçekleşir. o halde; bilme, doğru inanmadır; yani, bilgi, doğru inançtır.

bu üç önerme ile ne demek istediğimi, ismini clifford ölçütü koyduğum söz ile açayım: clifford'un "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak, herkes için, her zaman ve her yerde yanlıştır." sözünü "bir şeye yeterli delile dayanarak inanmak, herkes için, her zaman ve her yerde doğrudur." şekline çevirip; bilmenin, bir önermenin doğruluğuna yeterli kanıta dayanarak inanmak, ilgili önermenin doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmak olduğunu dikkate alarak, bilmek ile doğru inanmanın aynı olduğunu söyleyebiliriz. yani; herhangi bir önermenin doğruluğuna, doğru inanıyorsak o önermenin doğruluğunu biliyoruz demektir. dolayısıyla; bilmek, doğru inanmak; bilgi, doğru inançtır.

gerekçelendirdiğim bilgi tanımına olası bir itiraza cevap vererek devam etmek istiyorum: konu, gettier problemi. gettier örneklerindeki kişiler, ilgili önermelerin doğruluğu ile alakalı yeterli kanıtları bulunmadığından, o önermelerin doğruluğuna, doğru inanamazlar. bu nedenle, doğru inançları yoktur. bu da, benim gerekçelendirdiğim şekli ile "bilgi, doğru inançtır." tanımının gettier tipi örneklerden etkilenmediği anlamına gelir.

buraya kadar; doğru inancın her zaman var olduğunu, yine doğru inancın doğru inanma ile var olduğunu ve doğru inancın bilgi olduğunu gerekçelendirdik. doğru inanç her zaman varsa doğru inanma da her zaman vardır ve doğru inanma bir fiil olduğundan her zaman var olan bir doğru inanana muhtaçtır. o halde; her zaman doğru inanan vardır.

her zaman doğru inanan, herhangi bir anda yanılırsa her zaman doğru inanan olamayacağından, yanılmaz. sadece, her zaman her şeyi bilen yanılmazdır.

her zaman her şeyi bilen, uzay ve zaman içindeki tüm olayları da bilir. ancak uzayı ve zamanı kuşatan uzayın ve zamanın içindeki tüm olayları bilebilir. uzayı kuşatan, uzayı her tarafından kuşattığından, tektir.

her şeyi bilen, var etmeyi de bilir. var etmeyi bilen, var edebilme kudretine sahiptir. var edebilme kudretine sahip olan, var eden'dir." şeklindeki ispattır.

yokluğunu ispat edememek.....

tanrı var dersem var olur. yok dersem yok olur. kişinin şizofrenitesine bağlı bir durum. hayali arkadaşım var diyen birine yok demek kabalık, sonuçta zihninde kapladığı bir yer var derim ben. üzmeyin hayalcileri :<

#3535338 aynı mantıkla şirin baba da vardır demek gerekir, onun yokluğu da ispatlanamaz bu mantıkla.

(bkz: monica bellucci)

#3535373
ya şirin baba varsa.