tanrı'ya sorulacak tek soru

neden?

böyle mutlu musun ?

sende sevdin mi beni?

şimdi bu kainatın mesarifi nedir?

who is john galt?

kendi yarattığın canlıların* bu kadar acı çekmesine nasıl katlanıyorsun?

gerçekten affedecek misin?

adalet?

"onun senin bile unuttuğun o yerde ne işi var?"

yok ya, valla ciddi soruyorum, gerçekten onun orada ne işi var?
kadın izmirli, yarım kan benden, saçı kavaklar, gözleri yanar döner gece rengi, sesi senden öte tebliğ, aklı gece pazarı gibi ışıl ışıl, duyguları imbat ötesi, rengi mavi, rengi en koyu gece mavisi, burnu hokka, ağzı bilmiyorum.

niye o orada ben buradayım?
tamam sakinim, gel konuşacağız, valla sakinim bak bişi yapmıcam?
bana niye alkolü verip onu aldın elimden?
niye hemşerimiz olan bir kadın şair onun sesinde yaşıyor da ben onun yanında yer alamıyorum?
niye onu cennet bahçesi diye, beni de arşipel çocuğu diye kandırdın yıllarca?
niye be?
niye aklın yerini alkol aldığında duygular bu kadar sahipsiz kalıyor?
sen hiç sevmedin mi tanrım?
hiç mi aşık olmadın?

o zaman niye yarattın kendini ve bizi?

niye sevmedin sen bizi?

beni atacak başka coğrafya bulamadın mı?

tevrat'ta neden yalan söyledin diye sorardım herhalde.

daha daha ne haber

cidden var mısın üstad?

"neden?" elbette. ama büyük harflerle.

peki ya şimdi?

henüz sonu gelmedi mi?

bu dünyayı ve bizi yaratırken canını sıkan neydi?

neden bunca adaletsizliğe müsaade ettin? neden senin adını kullanarak insanlara zorbalık yapanlara karşı sessiz kaldın ve tanriliginin gereği olarak onları cezalandirmadin?

bizi neden yarattın?

neden?