tanrı'ya sorulacak tek soru

neden bu devir, neden bu yüzyıl? şöyle 70-80 yıl öncesi falan olaydı ya.

hem insaniyetimiz, samimiyetimiz, birliğimiz çok daha taze. hem de "o"nun yerine, kemal paşa'yı çıplak gözle falan göreydim. bu coğrafyada güzel şeyler olduğuna falan şahit olurdum.

var mısın yok musun.
sana soru yönelterek varlığını zaten kabul etmiş sayılıyorum. yoksan da ben olmayana soru soracak kadar ileri seviyede bir varlığım.
neyse ki içimiz temiz olsanda dert değil olmasan da.

başımıza rte'yi bela edecek kadar neden nefret ettin bizden?

türk kızları: peki neden ben?

(bkz: iyi mi böyle)

aklımdaki tüm bilinmezleri sorabilir miyim.

madem kibir büyük günah bütün bu yarattığın evreni ve canlıları senin gücünü görsünler ve sana bunun için tapınsınlar diye yaratmış olmak kibirden başka nedir?

niye hayvanları, küçücük çocukları korumuyorsun? neden küçücük çocukların taciz edilmesine, şiddet görmesine, aç kalmasına izin veriyorsun?

beni buraya atarken bana mı sordun?

var mısın? (orada da hala deniyoruz) swh

ne yani şimdi o dünya tamamen yalan mıydı... peki ya gözleri, onlar da mı yalandı...

sakız orucu bozar mı ?

madem ki sen yarattın cümle ervahı..
bilmez miydin meyledeceğim günahı..
cismime verdiysen her türlü merakı..
hesabı ruhuma sorman neden..

bu ara her tanımı şiir şeklinde giresim var..
ve hiçbir nedeni yok.

(bkz: neden)

hangi günahın bedeli bu?

tanrı ile karşılacak duruma geldiysem bütün cevapları almışım demektir.

'tanrı' dedik diye umarım bir kusur işlememişizdir?

iki bin yirmi üç seçimlerinde sonuç ne olacak?

her türlü tanrıya çekinmeden bırakılacak bir takım sorulardır.
uyarı, terbiyesizleşmeden, eli yüzü düzgün sorular bırakmaya özen gösteriniz...

burada önemli olan inanmak inanmamak değildir. ister tanrının sağır olduğunu düşünün, ister inanın, ister inanmayın, bunlar sizin sorular bırakmanızı anlamsız kılmaz.

benim sorum islam'ın tanrısına,
neden huzurunda insanların diz çökmesini istiyorsun?
5 vakit secde etmek, boyun eğmek ve diz çökmek insanların ıslahı ve büyüklenmemesi, yerini, haddini, kim olduğunu idrak etmesi için mi?

sana kulluk da köleliğin bir başka biçimi değil mi?
insanın içindeki köleliğe bir son vermek mi, köleliği sürdürmek mi daha doğru?
seninle beraber olmak, sana seslenmek için illa kul, köle olmak, küçülmek mi lazım?
illa karşında diz mi çökmeli?
itirazım, eleştirim hakkında cevabını bekliyorum.
sana daha soracak çok sorum var.

tanrıya soracağım soruyu umuma niye açıyorum pardon?

tamam şakaydı. birkaç tanesini açayım hemen: genelde onulmaz dertlerle kıvranırken ve yaşananların bir rüya olmasını umarken: şimdi tepemden gülüyorsun değil mi? oturup tepemden bayılana kadar gülüyorsun? ve, yine bu salak kızı nelerden kurtardım, yine yine haberi yok diyorsun? zamanı gelince anlayacak ve yine pişman olup af dileyecek. ah salak kız ahh... öhğm. o'nu çok seviyorum.

tanım: kendisine inananlar için, kendisiyle konuşma seansları sırasında sarf edilen, soru*lar bütünü*.