taso

günümüzün iflah olmaz çoğu kumarbazının çocukken misket ve gazoz kapağıyla beraber narkozunu aldıkları cips paketlerinden çıkmış olan, üzerlerinde çizgi film karakterlerinin resimlerinin basılı olduğu yuvarlak plastik nesne.

bir mahallede kaç çocuk varsa hepsine yenilebildiğim , beceri isteyen bir oyun.

soda kapaklarını taşla düz hale getirerek de taso yapabilirsiniz. oynaması çok zevklidir.

ilk defa bu sene misafirlikte evin 6 yaşındaki velediyle oynadığım oyun. dümdüz, yuvarlak, üstünde değişik şekil şukul olan bir şey. her oyuncu 1 tane seçiyor. kalanı üst üste diziyorsunuz. oluşan küçük kulenin tepesine vuruyorsunuz. yere düşen ve ters çevirebildiğiniz her yuvarlak parça sizde kalıyor. böyle böyle ortada parça kalmayana kadar devam ediyor. sonra oyuncular ellerindeki parça sayısına göre yeniden iddiaya girip ortaya kule yapıyorlar. ne zaman ki bir oyuncunun elinde parça kalmadığı için iddiaya giremez olur, haliyle ortaya kule dikilemez işte o zaman oyunun o turu bitmiş demektir. elinizde kalan parçaları ise ütmüş* olursunuz. mahalle bakkallarında satılıyormuş hala. yasak günlerinde çoluk çocuk vakit geçirmek için güzel olabilir.

(bkz: ağlamıyorum gözüme toz kaçtı)

ticari hayata atılmamı sağlayan, minik dünyasında dönemin en değerli madeni.
charizard'a sahip olduğumu çevre mahallelere haber edip, yaklaşık 20-25 kişilik taso tüccarı miniğin gelmesiyle açık arttırmayı başlatmıştım.

zamanında garip diyalogların türemesine sebep olmuş bir oyuncak türü.

arkadaşlarla taso oynanır. yerde charizard vardır ve değerlidir. sizde de bulbasaur vardır ve her cipsten itina ile çıkmaktadır. oyunumuz bir tasoyu diğerinin üzerine basarak zıplatma üzerine kuruludur. eğer 2 ve daha üstü takla attırılırsa bastırılan taso, zıplatan kişinin olur. oyun başlar. bulbasaur sahibi, charizard'ı zar zor iki defa takla attırır ve hemen yerden kapar. charizard'ın sahibi;

- bulbasaur'ının su hortumuna s.... der.

taso üreticilerinin böyle bir şeye sebep olacaklarını düşündüklerini sanmıyorum.

millet cipslerin içerisinde taso olup olmadığını tespit etmek için cipsleri yoklardı elleriyle. tabi taso var mı diye araştırırken cipsleri de kırıyorlardı. sonra cipsi bir açıyorsun içinden mısır unu çıkıyor.

bana çocukluğumu hatırlatan nadir eşyalardan biridir. nadiren bir cips paketinin içinden 6-7 taso çıkınca yaşadığım mutluluğu unutamıyorum. yaşım büyüdüğünde ise bütün tasolarımı yağma edip çocuklara dağıtmıştım.

aynı biriktirme arzusunu sözlük rozetlerinde yaşıyorum. bu yüzden hiç kafa puanım olmuyor.*

çocukluğumun bir döneminin furyasıydı. üst üstte dizilme ve eldeki tasoyu bunların üstüne fırlatma yoluyla oynanırdı. alt yüzeyi üste gelen taso sizin olurdu. fakat stresli bir işte çünkü elinizdeki tasoları kaybedebilirsiniz. çok tasosu olan daha prestijli olurdu.
hey gidi günler hey.
(bkz: yaşlandığını anlamak)

gelmiş geçmiş en iyi pazarlama stratejilerinden bir tanesi. zamanında cips satışını neredeyse %500 arttırmıştır.

(bkz: kökmek)

çocuk coin'i.

o zamanlar 25 kuruş para bile kıymetliydi. hem alım gücü iyiydi hem de biz küçüklere fazla verilmezdi. bizlerde sağda solda bulduğumuz gazoz kapaklarını ezerek tasolar yapardık. eskiler mi güzeldi ... amaann neyse... *

mahalleye çıkıp taso oynayanları görünce katılmak istediğini söylersen sana söyleyecekleri ilk şey "şakasına mi gerçeğine mi" olacaktır . etrafında senin yaşındaki çocuklara da utanmamak için gerçeğine dersin ve o müthiş oyuna başlarsın . ya her şeyini kaybedersin ya tasolarına taso katıp gün boyu mutlu olursun. hayatında oynadığın belkide ilk kumardır taso.
kaybetmek her ne kadar sinir bozucu olsa da en son darbeyi vuran son kalan tasonun yani kellenin 3 kez yenilmesi olacaktır . onu da kaybedince başka kaybedecek bir şeyin olmadığını anlamanın verdiği hafif kuş gibi olma hissiyatının ardından kelleni yabancı ellerde görüp boğazının düğümlenmesi ... sanki eşin başka ellerdeymiş gibi üzülürsün ve çocuk yaşta olgunluğuna olgunluk katarsın. vesselam taso iyi oyundur mini bir hayat gibidir taso ...

bir çok çocuğun hayatına dokunmuş, olumlu olumsuz ona öğrettiler sunmuş, yön çizmiş ve bir çok manada çocuklara bir misyon oluşturmuş bir oyundur.

çok abartmıyor musun? evet sanırım abartıyorum hahah ama bu benim işim. rekabeti, başarının hazzını, yenilginin üzerimizde bıraktığı başarısızlık hissini, bazen takım olmayı, bazen lider olmayı, hah zorlasak ticareti, sistemli düşünmeyi ve bazı şeylerin sadece şans olduğunu anlamayı sağlayan bir oyun. evet evet biraz abartıyorum belki. günümüz çocuklarının oyunlarına baktığımda onları nasıl yalnızlaştırdığını, onları nasıl iletişimsizlik çukuruna ittiğini görünce hele bunu dahada çok yapmak istiyorum.

kökeni 1920lerde oynanan pogs (süt kapağı) oyununa dayanıyor. bizim taso 1990lara doğru dünyada yayılmaya ve ilgi görmeye başladı. zaman içerisinde başka başka şekil ve boyutlardada üretildi bu oyuncaklar.

taso, bir promosyon ürünü olarak cipslerin içinden çıkan bir oyuncaktı. ilk günler 'bu ne be? bunlar nasıl oynanacak?' diyenler bile cips mıncıklama sırasına girmişti bir süre sonra. değişik bir oyundu ve değişik bir hazzı vardı. bir saklambaç değildi, bir yakar top değildi. çok daha fazlası çok daha azıydı. bir düzenekti değil mi? daha çok cips al daha çok oyna. alamazsan gruba alınmazsın, köşeden öyle izlersin. hahah tamam tamam bu kadar dramatizeye gerek yok. biz paylaşmayı seven çocuklardık. 10 tasomuz varsa 7sini dağıtırdık.

eniştem fabrikasından bir poşet taso getirmişti. ben önce onlarla sokakta cakamı atmış, bolca oynamış, yalandan yenilmiş, bir iki gün sonra balkondan çocuklara saçmıştım. hah kendimi köylülerine tavuk dağıtan ağa gibi hissetmiştim. güzel zamanlardı. çocuk olmak ilginç gerçekten. hala çocuk kalmak çok daha ilginç.

selamlar çocuk ruhlulara ve diğerlerine...

çocukken çok oynardık. ben hep kazanıyordum.

(bkz: ütmek) tabiri vardı. ben hep ütülürdüm.

1994'te refah parti'li uzay markasının cheetos, çerezza ve tombi cipslerinin satışlarını belki de 10'a katlamış olan karton plastik karışımı yuvarlak hede. ailemizin cipslerin zararından almak istemediği ama çoğunluk olarak o karton/plastik yuvarlak görselli şey yani tasonun kendisi için alınıp, cipslerin yenmeyip ziyan olduğu dönemin trend ismiydi. malum her cipste olmadığı ve o cipsleri de bizimkiler pek tercih etmediği için oynamak üzere ancak ancak tasomuz birkaç tane olmuştur. looney tunes karakterleriyle başlayıp hanna barberalara pokemonlara kadar sürmüştür.

tolga abi reklamlarda istanbul taso merkezindeyizz izmir taso merkezindeyiz diye çocukları bir stüdyoya toplayıp binlerce tasoyla oynattırırdı tabii o sıralar aklımız ermezdi buna derdim ulan benim 2-3 tasom ancak var şu çocuklar merkezinde oynuyolar diye. ha bir de böyle paketin içinden sadece taso çıktı diye şehir efsaneleri vardır ki bence hep yalandı onlar.

94'lerden başlayarak çeşitlerini sayarsak

(bkz: süper taso)
(bkz: mega taso)
(bkz: dönen taso)
(bkz: televizyonlu taso)
(bkz: master taso)
(bkz: ufo taso)
(bkz: kuryap taso)
(bkz: pokemon taso)

ayrıca genel oyun kuralları

(bkz: tombitaso)
(bkz: cheetaso)
(bkz: tiraso)

cips paketlerinden çıkan disk şeklinde promosyon oyuncak olarak bilinir.
taso fince'de seviye demektir.

oyunun kuralları