ayrılık ve veda mekanları içinde en fazla tren garlarının keder hissi yaratması ile alakalı olgu. son ana kadar el teması adettendir.
devamını gör...
çok doğru tespittir. insana edebi bir güç verir. oturup yazmak istersiniz. yazarların sevdiği bir mekandır. aynı zamanda çok tren yolculuğu hikayeye konu olmuştur.
devamını gör...
türkülere de konu olmuş durumdur.
"kara tren gecikir belki hiç gelmez'"
devamını gör...
benim aklıma ölümü de getiriyor. hepimiz bir tren bekliyoruz.



(bkz: you're waiting for a train)
devamını gör...
yolcu uğurlamasında hüzün katsayısı olarak gemi ile rekabet eder.
devamını gör...
trenbolone getiriyor aklıma benim de,cinsel yan etkileri olmasa hiç düşünmem alacağım steroid.
devamını gör...
özellikle ankara eskişehir arası gidip gelenler için öyle. aklım ankara'da bedenim eskişehir'de öğrenci hayatı geçti.
devamını gör...
hiç yaprak dökümü'ünde fikret'in herkesten habersizce evlenip adapazarı'na trenle gidişini izlememiş gibi kötüsünüz, lol.
buradan
devamını gör...
yaşamış kişilerin bileceği bir durumdur.

son 4 senedir kat ettiğim yolun haddi hesabı yok. otobüs, hızlı tren, uçak, şahsi araç hepsini de duruma göre kullanırım. aynı yolu farklı ulaşım araçlarıyla kat ettiğim de oldu. ama hiçbirinde trende hissettiğim duyguları hissedemiyorum.
mesela gittiğim yol konya yolu. hayır ne kadar duygulu ya da romantik olabilir? ama öyle olmuyor işte*. yeri gelir alması zor kararları o vagonda alırsın, yeri gelir mutluluğu süratle geçerken anlık gördüğün bi ağaçta bulursun. ya da ankara'dan istanbul'a giden hızlı tren. eskişehir'den sonrası çok eğlenceli olsa da içinizde yine bir burukluk olur.
başka bir örnek, sakarya tarafları çoğunlukla yeşildir. hatta ilkbaharda giderseniz hobbit evleri gibi yeşillikle sarılı tünellerden geçersiniz. istanbul istikametinde giderken sol tarafta oturursanız sapanca gölü manzarasında yaparsınız yolculuğunuzu. öyle bi manzaraya şahit olmak, birebir içinde yaşamak insanın ruhunu açıyor. öylesine güzel bir yolu kat ederken hüzünlü olmak için hiçbir sebebim olmamasına rağmen canım hüzünçlü* olmak istiyor. vardır elbet bunun da bi sebebi...

...deyip bi tcdd'ye bi de buradan sevgilerimi (!) sunuyorum. derdiniz ne ula doğu ekspresini 1300 lira yaptınız? insafsız hainler.
devamını gör...
ne bekleyen var ne geride kalan..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bana her daim çağrıştıracağı tek şey bu olacak. hangi tren garında olursam olayım, istersem daha önce hiç bulunmadığım bir istasyon olsun. hüzün basar anında. çok güzel anılarımız yok da bir istasyonla. bir mutluluğumun başlangıcı ve o mutluluğumun sönüş noktasıdır tren istasyonu. ne zaman gitsem afakanlar basar, anılar üşüşür ağlayasım gelir. iyice ağlak oldum, ağlamaya bahane ararım besbelli. neyse. bu böyle gider, tren de istasyon da komple hüzün benim için.
devamını gör...
yolu belli ve geri vitesi de yok normal.
devamını gör...
öküz degilseniz cok huzunlu olmamaniz gerekir.
tamam almanya'ya isci gonderilen siralarda bir huzun dalgasi oldu ama artik 2021 yilindayiz ucaka bakinca ayni huznu duyabilirsiniz.
devamını gör...
doğu ekspresi bileti 1300 tl olduktan sonra benim mental durum
devamını gör...
tam da trene binmeden birkaç saat önce karşıma çıkan başlık.. dönüşü şu an bilememekteyim lakin ki gidişin pek bir hüzün çağrıştırdığı yok..
devamını gör...
nazım hikmet gibi şairlerin de üzerine şiir yazdığı haklı bir çağrışımdır.. gidenlerin türküsü isimli bu şiiri, onu şarkılaştıran edip akbayram'ı dinlerken okumanızı tavsiye ederim...


camların üstünde gece ve kar.
bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar -
uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.
istasyonun
üçüncü mevki bekleme salonunda
siyah başörtülü,
çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor.
ben dolaşıyorum…
gece ve kar - pencerelerde.
bir şarkı söylüyorlar içerde.
bu, giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı.
en sevdiği şarkı…
en sevdiği…
en……
kardeşler, bakmayın gözlerime
ağlamak geliyor içimden…
bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar -
uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.
istasyonun
üçüncü mevki bekleme salonunda
siyah başörtülü,
çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor..
gece ve kar pencerelerde.
bir şarkı söylüyorlar içerde!..
devamını gör...
benim için hüznü çağrıştırmaz bilakis heyecan, mutluluk ve garip bir adrenalini çağrıştırır. belki çocukluğumda şöyle bir platform oluşturmak istediğimdendir.

...
o parça oraya ait değil, o vagon bir sonrakinin arkasına gelse daha iyi olacak... şerit değiştir. hayır 3 bölü iki saniyede yaparsan daha iyi olur, yoksa ray atıyor. yeniden kurmak gerekiyor.
evet. çocukluğumda oyuncak trenim olmadı. çok daha güzel oyuncaklarım oldu evet, fakat takdir edersiniz ki hiçbiri, bir tren değildi. ailem bu konuya olan özlemimi nasıl fark etmedi hayret ediyorum bazen. ya da ben niçin böyle bir talepte bulunmadım onu da anlamıyorum. neyse ki bunu deneyimleyecek çok fazla arkadaşım, gıyabi kuzenim olmuştu...
...
trenin hüznü çağrıştırması konusuna dönecek olursak, bu biraz da baskın duygunun, nesiller boyu aktarılarak gen oluşturması dolayısıyla olmalı.
yani tarihimizde 60'lı yıllar, özellikle yolculukları, ayrılıkları ve hüznü çağrıştırır. o dönem ülkeden, akın akın almanya'ya işçi göçü yaşanmış,bilinenden bilinmeyene olan garip bir hasret, sonu bilinmez bir vuslata gark olmuştur. geride kalan aile üyeleri, sevdalılar elbette hüzünlenmiş, beklemiş, umut etmiş fakat belki başkaca haberler alarak, bu hissi derinden yaşamakla da kalmayıp, bir sonraki nesle aktarmış. bir sonraki nesle, bir sonraki nesle... derken bu duygu, ağıtlarla da birleşerek, sonu hüzünle biten, baskın bir gen oluşturmuştur. dolayısıyla trenin akıllarda, hüzünle çağrışım yapması, genel geçerlik kazanmıştır. ..
...
konunun bizdeki yansıması içinse bu başlıkta bağımsız bir zaman diliminde ailemle konuşmuştum. anneanneme sorduğumda, tren sende ne çağrıştırıyor? , aldığım yanıt, güzel bir tatil ve hoş bir gezi.. mutluluk, oldu.. sonra babaanneme döndüm. o biraz daha duygusaldır diyerek. ancak ondan aldığım yanıt da pek farklı olmadı... kimi bursa'ya gittiğini, kimi afyon'da mola verdiğini tanıştıklaor güzel ve neşeli insanları, kompartman kültürünü anlattı.. bana aktardıklarıyla, onlardan yüzlerce yıl daha öncesine giderek aklımda 1800'lü yıllardan kalma bir hayal canlandı. bu hayal, güzel elbiseli, hoş ve kibar hanımların dantelli eldivenleriyle elimden tutup beni, yeni bir dünyanın kapılarına ulaştırdı...
...
dedemlerle konuştuğumdaysa ki burada biraz şanslı tarafımdan olsa gerek, büyük büyük dedemin makinist olması devreye giriyor ki dedem, hemen çocukluğunda gittiği yerleri, yaşadığı kentleri, orada tanıştığı ve aile olduğu komşuları, her şehrin nasıl bir kültürü ve komşuluk anlayışı olduğunu ve henüz gidemeyip, gitmeden aşık olduğum şehrin yemeklerini anlatır. fakat kendisi ne yazık hayatta değil. o bahsi geçen şehrin yemeklerini benim elimden yeme şansını da yakalayamadı. daha doğrusu ben, onun gibi bir gurmenin, yemeklerimi tadıp yorumlanma zevkine varamadım.
...
işte tam burada devreye, diğer dedem girer. o daha eğlenceli, şakacı, atatürk kaşlı, sarışın ama kumral bakışlı, daha daha yakışıklı selanik göçmenlerini anımsatan bir adamdır. onun anlattıklarıyla ise; taa balkan harbine kadar gittim. üstelik trenin nasıl çalıştığı, işlerin nasıl yürütüldüğü, atatürk döneminde ne gibi işlere yaradığı, m. kemal'in bu konudaki projelerini uzun uzun anlattı.. hem güldüm, hem gurur duydum. ama hüzün duymadım. sadece yaşanan ve bilhassa makedonya, yunanistan dolaylarında yaşanmak zorunda kalan mübadele kısmı, beni hayli hüzünlendirse de, fark edip hemen bunu eğlenceli bir anlatımla sonraki yüzyıllara ve o ailelerin torunlarına getirdi. yeniden neşelendim... yani anlayacağınız bizde aile olarak hüzün, bir gen oluşturmayı başaramıyor. belki başardığı başkaca konular vardır ama bu, o değil ya.. yok yok... hiçbir konu değil.
laf aramızda o yemeklerimi tattı. ve çok sevdi. anneanneme de söylüyormuş ara sıra hincimemin yaptığı gibi yap... bu beni nasıl mutlu etmesin?..*
ama tren bende, hiçbir zaman hüznü çağrıştırmadı. hep güzellikleri, yeni insanlarla tanışmayı ve hayata hep yeni şeyler katmayı ve daha da güzelleşmeyi çağrıştırdı..
...
kısacası bende tren, güzellik demek, hoşluk demek. ve üstte attığım hayalimiyse bundan yıllar önce gerçekleştirdim... insan, neden böyle bir hayal kurar inanın bilmiyorum. ama şu anki mesleğime sahip olmasaydım da zira makinist olup şehir şehir gezmeyi yeğlerdim. döndüğümde beni karşılayan güzel* bi eşim, tatlı ve sümüklü çocuklarım olsun isterdim. ama erkek* değilim o halde makinist bir eşim olsun mu? yok belki de olmasın.. ben özlerim.
makinistlerin özlem dolu yaşamları olur. oradan oraya, oradan oraya derken ömürleri son bulur. eskiden kullanılan kömür dolayısıyla kanser olayları oldukça yaygınken şimdilerde bu durum daha da standarta bağlamış, bi nevi çözülmüş durumda..
nereden mi biliyorum?.. her sözün ve kalıbın sonuna uyan, hissi kablel vuku...
devamını gör...
hem veda hem vuslat simgesidir trenler. tren istasyonları da öyle.
ifadesiz yüz göremezsiniz ne penceresinden sarkan ne de peronları adımlayan kimselerde. ya erken gelmiş bir hasretin ya da geç gelmiş bir kavuşmanın ifadesi vardır illaki.

claude monet'ye bakın maviden seçmiş hüznün rengini.

arrival of the normandy train gare saint lazare
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

arrival at saint lazare station
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

train ın the snow the locomotive
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

the pont de l europe saint lazare station
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

the gare saint-lazare
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
normalde hiç de romantizmi kasılacak bir ulaşım aracı değil.* tamamen ılık g*tlülerin romanlarda vs. okumasıyla o ekspres benim şu ekspres benim diye popülerleşmesiyle adı geçince havaya giriyorlar. çocukluğum rayların üstünde geçti, gördüğünüz üzere odunluğumdan ödüm vermemişim.
devamını gör...
3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemde gemi taşımacılığının 0 olması gibi bir şey bu.
şehir şehir demiryolları olması gerekirken deli gibi asfalt seriyorlar.

ondan dolayıdır trenlerin hüznü çağrıştırması. hala gelişememiş salak bir toplum olduğumuzu çağrıştırır.

filmlerdeki gurbet yansıtması da cabası. birçok şehre tren ile ulaşım sağlayın da göreyim hüznü kederi.*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"trenin hüznü çağrıştırması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim