türk vergi sistemi

verilen hizmetin alınan verginin 1/10000000 bile etmeyen fakirlerden donuna kadar alınan zenginlerden ise fakirin donunu kadar verilen bir sistemdir.

kazandığın üzerinden değil harcadığın üzerinden tahsil edilir. teoride gelir vergisi diye bir şey var o da yalnızca bordroludan alınır.

-param var
+ *paramız

iki şeyin çaresi yoktur.
bir vergi, diğeri ölümdür.

toplamda emeğinizin yüzde atmışına göz diken vergi sistemidir.

almanya’da alacağım araç için alman devleti yüzde on dokuz vergi alıyor
aynı araç için türkiye de yüzde ikiyüz yetmiş küsür vergi istenince kafayı yemiş bunlar dedim çıktım bayiden
sistemsizliktir vergi sistemi

çok karmaşık bir sistemdir. cezalar, ceza afları, vergiler, vergi istisnaları, vergi muafiyetleri, harçlar, harç iadeleri vs karmakarışık bir sistemdir ama bizim gibi toplumlardan vergiye teşvik için bu sistemler işe yarıyormuş. bununla ilgili bir kaç çalışma var. vergi ahlakının gelişmedi toplumlarda dolambaçlı vergi uygulamaları vergiye teşvik ediyor. ilginç değil mi?

kirilma noktasi vergilerin buyuk cogunlugunun dolayli olmasidir. bunun yaninda maasli calisanin eline verilen para vergi kesintilerinden sonra kalan miktar oldugu icin, vatandas soyuldugunun farkina varmaz.

abd'de her sene nisan'in ortasina kadar vergi beyaninda bulunursunuz. ortalama amerikali allah'tan korkmaz irs'ten korktugu kadar. irs, bildigin vergi dairesi. sen calistigin yerden parani zorunlu bir iki kucuk kesinti disinda tam alirsin. vergi donemi geldiginde kendi vergini kendin verirsin. yani turkiye'de oldugu gibi eline verilen maas, vergiden arta kalan maas olmaz. etinden et sokulerek odersin o parayi ve o yuzden nereye harcandigiyla ilgilenirsin, takip edersin, oyun onemlidir. turkiye'de seni uyutup donunu aldiklari yetmez, kalanin en az -bak en az diyorum- bir yuzde 20'sini de dolayli vergilerle verirsin. devlet senin kazancinin yuzde 50'sinden fazlasini alir turkiye'de. seni de sag, sol, vatan, duj gucler diye oyalar.

turkiye'de bir seylerin degismesini istiyorsak, vergilerle ise baslamak gerekiyor. besinci ayinda yillik butceyi bitirip bir o kadar daha butce isteyen bir hukumet dunyanin hicbir medeni ulkesinde isbasinda kalamaz.

fakirden bol vergi al zenginden az vergi fakiri fakirliğe mahkum et zengini daha zengin yap temellerine dayalı vergi sistemidir.

dolaylı vergiye dayalidir. başka deyişle iş insanlari canları istedigi kadar vergi verirken bir şey alırken iscileri ile aynı miktarda dolaylı vergiyi öderler. gelişmiş ülkelerde doğrudan vergi oranı 70 iken bizde 30. yani devlet kolay yolu seçiyor ve kazanca göre degil herkesten sabit vergi alıyor. böylece denetimle icra ile uğraşmıyor ve zengini kayiriyor. bir asgari ücretli yanında çalıştığı kuyumcudan fazla vergi ödüyor.

ve kast sistemi doğar.

bu sikke sikke lafını sevdim, bir cümle içinde ben de kullanmak istedim. 5 müteahhit ve yandaşların cebinden sikke sikke toplanmadığı sürece devlet ve halk için yararlı bir sistem olduğu kabul edilemez tabii ki...

fakirden zorla alınıp zengine verilen bir sistem. zenginden alınmıyor çünkü alınamıyor

milletimizin eskiden beri kronik olarak vergi kaçırması, ardından bu yükün vergi kaçırmayanlara yükletilmesi, yine sürekli gelen vergi af ve yapılandırmalarının, mükellefleri vergi ödemekten uzaklaştırması nedeniyle kısır bir döngüye girmiş sistemdir.

örneğin devletin 10 birim vergi toplaması gerekir, ancak mükelleflerin yarısı vergi kaçırır. devlet de nihai sonuç olarak vergiyi 20 birime çıkarır ve topladığı yarısı, asıl toplaması gereken vergidir.

bunun yükü ise kime kalır? dürüst vatandaşa kalır.
hatta vergiyi ödemeyen adama bir yapılandırma çıkarırsın, 100 bin dolar vergiyi 5 sene sonra 36 ay vadeyle 20 bin dolar olarak öder. dürüst vatandaşı keriz yerine koyarsın.

bunlar hükümetin yanlışları. peki bizim milletimiz çok mu düzgün? ezelden beri vergi kaçırıyoruz. genelde insanımız "o zaman devlet denetlesin kardeşim bunları" gibi bir yanılgıya düşüyor. ancak o işler öyle olmuyor.

örnek vermek gerekirse japonya'da yapılan vergi tahsilatlarının doğan vergilere oranı yüzde 95 civarıdır.
yani 100 liralık vergi doğuran bir olay olduğunda devlet 95 lira vergi toplar.
yine japonya'da vergisel anlamda yıllık denetim oranı yüzde 3'dür. yılda 100 şirket varsa 3 ü denetlenir.

gelelim memlekete. bizim memlekette en yüksek tahsilat/doğan vergi oranı yüzde 47.

yani 100 lira vergi doğan yerde devlet 47 lira topluyor.

denetim mi yok? hayır. şirket bazlı denetim oranı ülkemizde yüzde 7 civarlarında. japonya'nın dahi 2 kat üzerinde denetim yapıyoruz.

yani bizim bu sert denetim oranına rağmen yüzde 53 bir vergi kaybımız oluyor. denetimle erişilebilen nokta bu kadar.

devletin her şirkete bir denetmen görevlendirmesi gibi ütopik/distopik bir senaryoya girmesi gerekiyor aksi için.

biz millet olarak masum değiliz. bunun çözümü denetimde değil toplumsal ahlakta. biz kaçırdıkça devlet artırdı, devlet zora girdikçe yapılandırmalar çıkardı. alın size kısır bir döngü.
el birliğiyle bu hale geldik. işin özü budur.

vergi neydi vergi emekti vergi sevgiydi.

devlet vatandaşını sevmiyor ve emeğini de hakkını da vermiyor sonra da vergilendirilmiş kazanç kutsaldır diyor.

maden kutsal o zaman milletin milyarlık vergi borcunu silmenin kutsallığı nerede.

audi q7
-vergisiz fiyatı: 885,800₺
-vergi miktarı: 2,467,923₺

-vergili fiyatı: 3,353,723₺

fiat egea sedan easy 1.6
-vergisiz fiyatı: 221,234₺
-vergi miktarı: 248,666₺

-vergili fiyatı: 469,900₺

kasa herzaman kazanır mantığında işleyen sistem

en uç ve nazisel bir örneği için: (bkz: varlık vergisi)

hırsızlıktır. sadece türk değil bütün vergi sistemleri hırsızlıktır. hatta haraçtır, devlet sizi kendisinden korumak için haraç alır. vermezseniz ömür boyu hapiste tutar. kendince size hizmet sunduğunu söyler, ama bu hizmeti isteyip istemediğinizi sormaz. çalışkanları cezalandırır tembelleri ödüllendirir bu şekilde devlet.

genel olarak vergi sistemleri yanlistir. ornek olarak sabanci benzinin litresi basina 5 lira vergi veriyor, asgari ucretli mehmet emmi de benzinin litresi basina 5 lira vergi veriyor. koc ailesi de elektrigin kw-saatine 2.1 lira oduyor, eve temizlige giden emel teyze de ayni veriyor. adaletsiz bu dunya.