türkiye'de binaların çok çirkin olması
başlık "ilyas sezar" tarafından 13.12.2020 15:16 tarihinde açılmıştır.
41.
o kadar yetenekli mimarlarımız işsiz duruyor onlara güzel bir iş alanı oluşturulsa düzeltecekler bu durumu da dinleyen kim?
devamını gör...
42.
43.
bir inşaat mühendisi olarak kalıbımı basacağım şeydir.
peki neden böyle oldu? uzun uzun bu konu hakkında konuşasım var aslında.... çünkü zoruma gidiyor sözlük
aslında istanbul'un eski semtleri dışında anadolu'ya bakınca eskiden de aman aman iyi kentsel planlamalar ortaya konulmamış. ninelerimiz ve dedelerimiz de estetik bir şehir ortamında yaşamamış. aslında bu söylediğim biraz komik... ben de dahil çoğu kişinin büyükleri zaten köyde yaşadılar ve/veya bir kısmı sonradan şehre yerleşti.
işte sorun tam da burada başladı bence. her gelen, "burası benim" deyip arsaları kapattı. daha sonradan mevcut hükümetler bu arsaları imarladı. bu sefer herkes başladı kafasına göre bina yapmaya...
çünkü biliyorsunuz, bu ülkede herkes inşaat mühendisi ve mimardır. mesleği ne olursa olsun.
bu başta göze patlamayan bir problemdi, çünkü dediğim gibi büyük çoğunluk zaten köyde yaşıyordu ama maalesef hem dönemin hükümet/leri yaşanılabilir bir kenttense tapuya para verenleri tercih etti...
yüksek katlı apartmanlarda yaşamak havalıymış gibi sunuldu insanlara. hayır, dikey mimari kadar iğrenç bir şey yok. ben güzel bulmuyorum en azından.
tabi, yüz ölçümünün az olduğu ama nüfusun fazla olduğu yerleri es geçiyorum, oralarda dikey mimari oldukça önemli.
bu belki işin, ucundan köşesinden, tarihsel boyutu.
gelelim, mimar ve mühendislere....
eskiyi bilmem ama şimdiki çoğu proje "kopyala, yapıştır, geç" zaten üç kuruşa çalışıyor bu insanlar... mimar/mühendis sosyal alanlarda kendini geliştirememiş ki.. çoğu mimar estetikten bir haber zaten ona hiç girmiyorum.
belki inşaat mühendisi olmak için matematik, fizik yeterlidir amaa sırf iyi matematiği var diye kimse mimar yapılmamalı. evet, sayısal bilgisinin iyi olmasını yanı sıra estetik yatkınlığı da olmalı.
mimarlar, üniversite sınavının yanı sıra yetenek sınavına da tabii olmalı, bence.
peki neden böyle oldu? uzun uzun bu konu hakkında konuşasım var aslında.... çünkü zoruma gidiyor sözlük
aslında istanbul'un eski semtleri dışında anadolu'ya bakınca eskiden de aman aman iyi kentsel planlamalar ortaya konulmamış. ninelerimiz ve dedelerimiz de estetik bir şehir ortamında yaşamamış. aslında bu söylediğim biraz komik... ben de dahil çoğu kişinin büyükleri zaten köyde yaşadılar ve/veya bir kısmı sonradan şehre yerleşti.
işte sorun tam da burada başladı bence. her gelen, "burası benim" deyip arsaları kapattı. daha sonradan mevcut hükümetler bu arsaları imarladı. bu sefer herkes başladı kafasına göre bina yapmaya...
çünkü biliyorsunuz, bu ülkede herkes inşaat mühendisi ve mimardır. mesleği ne olursa olsun.
bu başta göze patlamayan bir problemdi, çünkü dediğim gibi büyük çoğunluk zaten köyde yaşıyordu ama maalesef hem dönemin hükümet/leri yaşanılabilir bir kenttense tapuya para verenleri tercih etti...
yüksek katlı apartmanlarda yaşamak havalıymış gibi sunuldu insanlara. hayır, dikey mimari kadar iğrenç bir şey yok. ben güzel bulmuyorum en azından.
tabi, yüz ölçümünün az olduğu ama nüfusun fazla olduğu yerleri es geçiyorum, oralarda dikey mimari oldukça önemli.
bu belki işin, ucundan köşesinden, tarihsel boyutu.
gelelim, mimar ve mühendislere....
eskiyi bilmem ama şimdiki çoğu proje "kopyala, yapıştır, geç" zaten üç kuruşa çalışıyor bu insanlar... mimar/mühendis sosyal alanlarda kendini geliştirememiş ki.. çoğu mimar estetikten bir haber zaten ona hiç girmiyorum.
belki inşaat mühendisi olmak için matematik, fizik yeterlidir amaa sırf iyi matematiği var diye kimse mimar yapılmamalı. evet, sayısal bilgisinin iyi olmasını yanı sıra estetik yatkınlığı da olmalı.
mimarlar, üniversite sınavının yanı sıra yetenek sınavına da tabii olmalı, bence.
devamını gör...
44.
gerçekteeeen. yenileme modernleşme altında git gide daha da çirkin binalar yapmaya başladılar. bir kentleşme bu kadar kötü gerçekleştirilir
devamını gör...
45.
yetenek ve ilgiye göre değil sadece sınav puanı ile mimar alırsan.
müteahhit olmak için 2000 lira gibi bir kriterle insanları müteahhit yaparsan. (bir çok ülkede bunun okulları ve kursları var onları bitirmeden müteahhit olman çok zor.)
düzgün adamına göre değişmeyen uzun süreli imar planlarin yoksa
vatandaşın başımı sokacak yerim olsun kiradan kurtulayım diye uygun bulduğu her yere razı olursa ( bu durumda arz talep dengesin den bahsediyorum ucuz diye çürük meyve kaç kişi alır? ama ucuz diye ev alıyorsunuz siz talep etmezseniz onlarda yapmaktan kaçar )
binalar sadece yapım aşamasında kontrol edilirse.
çirkin yapıların olması çok normal şükredelim daha gözlerimizi kanatacak kadar ileri boyuta gecmedi diyecektim ama vicdanım el vermedi
müteahhit olmak için 2000 lira gibi bir kriterle insanları müteahhit yaparsan. (bir çok ülkede bunun okulları ve kursları var onları bitirmeden müteahhit olman çok zor.)
düzgün adamına göre değişmeyen uzun süreli imar planlarin yoksa
vatandaşın başımı sokacak yerim olsun kiradan kurtulayım diye uygun bulduğu her yere razı olursa ( bu durumda arz talep dengesin den bahsediyorum ucuz diye çürük meyve kaç kişi alır? ama ucuz diye ev alıyorsunuz siz talep etmezseniz onlarda yapmaktan kaçar )
binalar sadece yapım aşamasında kontrol edilirse.
çirkin yapıların olması çok normal şükredelim daha gözlerimizi kanatacak kadar ileri boyuta gecmedi diyecektim ama vicdanım el vermedi
devamını gör...
46.
almanya da olmayan durumdur , evet.
devamını gör...
47.
rusya ya gitmemiş yazar beyanı.
devamını gör...
48.
bina kendi içinde çirkin konum olarak nerede olduğunun bir önemi yok betondan olduğu sürece hepsi sadece dört duvar.
devamını gör...
49.
az yere çok bina sığdırıp, çok para kazanmaya çalışan müteahhitler ve bunlarla ortak olan yerel yönetimlerin suçudur. neredeyse tüm binaların yapı malzemesi aynıdır. birini laz müteahhite yaptırın. birini de yeni mezun, hevesli ve idealist bir mimara çizdirip aynısını yaptırın. aradaki farkı göreceksiniz.
devamını gör...
50.
ülkemizden inanılmaz yetenekli mimarlar ve sanatçılar çıkıyor ama ne yazık ki hangi şehirde olursanız olun binalar çok çirkin.
bunun çok fazla sebebi var ama genelde ben karar verici mekanizmanın kendi sanat anlayışının ya da zevkinin yansıması veya bizim insanımızın hayal kurmaya ve bunu uygulamaya geçirecek kadar zaman ve imkan açısından bolluk içerisinde olmaması. bunlara neden olan sebepler de var tabi ki. ama oralara girmeye lüzum yok, herkes farkında.
bunun çok fazla sebebi var ama genelde ben karar verici mekanizmanın kendi sanat anlayışının ya da zevkinin yansıması veya bizim insanımızın hayal kurmaya ve bunu uygulamaya geçirecek kadar zaman ve imkan açısından bolluk içerisinde olmaması. bunlara neden olan sebepler de var tabi ki. ama oralara girmeye lüzum yok, herkes farkında.
devamını gör...
51.
ben bu çirkin iç içe yapılara ödenen paraların çok daha çirkin olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
52.
müstakil ev güzeldir, bütün apartman binalar çirkindir, niye üst üste çıkmışız, yeryüzüne neden yayılmamışız anlamıyorum, apartmanı ilk kim icat ettiyse onun ben ......
devamını gör...
53.
yıkılmasınlar ben çirkin olmalarına da razıyım. keşke estetiğin gündem olacağı zamanlar gelse.
devamını gör...
54.
çarpık kentleşme diye bir şey var. binalar çirkin değil arkadaşlar, binalar çirkin dizilmiş. çok da güzel görünüyorlar ayrı ayrı bakınca. diğer evlere gelirsek, eskimiş ve bakımı yapılmamış evler... ki bunlar deprem riski de taşıyor. çok kötü görünüyorlar, harabe gibiler, pislenmişler... çok çabuk kentsel dönüşüme gidilmesi gereken bir konu. köprü yapmayı bırakıp ev yapmalıyız.
devamını gör...
55.
her buldukları 1 avuç yeşilliğe apartman dikenlerse olur öyle şeyler.
devamını gör...
56.
çok katılıyorum. binalar tek çirkin bir arada daha da çirkin. hiç uyum hiç estetik yok.
devamını gör...
57.
bozuk mimari sanatimizi da ruhumuzu da bozdu. duvarlar gibi düz, ruhsuz insanlar olduk. balkonu kiler yaptık çünkü kiler kültürünü yeni binalara tasimadik. balkonda stres atma, sosyalleşme de son buldu. tabi balkonda büyütülen bitkilerde bitti bununla birlikte sorumluluk duygumuz da bitti.
devamını gör...
58.
laz müteahhitler çok mu güzel?
devamını gör...
59.
öncesinde regülasyon eksikliğinden kaynaklandığını düşündüğüm ama aslında binaları inşa edenlerin zevksizliği ve eğitimsizliği ile ilgili durumdur.
devamını gör...
60.
ülkede mimarlığı bitiren müteahhitlik saçmalığıdır. az bir parası olan müteahhit oluyor oysa ki bu işler az parayla yapılacak işler değil.
ilkokul mezunu adamlar bir yapunın yapım sürecini yönetemez, müdahale edemez. ama bizdeki boktan sistem sayesinde müteahhitler mimarı da domine ediyor mühendisi de. öyle bir sistem getireceksin ki parası olsa da bu işin başına geçmek için ehliyeti olmazsa geçemeyecek şekilde olacak.
sonra işin şantiye boyutu var. şantiye mimarının görevi ustalara işi nasıl yapacağını anlatmaktır. iyi bir mimarsa çatır çatır da anlatır ama karşısındaki ne kadar anlar muamma. ben bir foster&partners projesinde staj yaptım vakti zamanında, her detayı ilmek ilmek incelenen bir projeydi. o projede bile ustalar mimara, mühendise artistlik taslıyordu senin yaşın kadar ben bu işi yapıyorum diye. tamam da abicim kendine ne kattın bu süre içinde? hiçbir şey. 30 yıl önce nasıl yapıyorsan hala aynı şekilde yapmaya çalışıyorsun, senin yüzünden iş zamanında teslim edilemiyor.
düşünün bu olay istanbul'un göbeğinde yaşanıyor, taşrayı hiç konuşmuyorum.
sonra bir başka konu; özel üniversitelerden mezun mimarlar; mimarlar odasının kesinlikle bu konuya el atması gerekiyor. adamlar mimar-mühendis imzasını beleşe getirmek için okul okuyorlar. hiçbir şey bilmeden mezun oluyorlar. yakın doğu mimarlıktan mezun 40 yaşında adam da aynıydı maltepe üniversitesinde okuyan 22 yaşındaki çocuk da nişantaşı üniversitesinden mezun kız da aynıydı. hiçbir şey bil-mi-yor-lar. bu iş de aynı müteahhit işine dönmüş durumda. bunlara da kademelendirme yapılmalı yoksa bu karmaşa çözülemez.
vel hasıl kaliteli mimarın,mühendisin eli güçlendirilmedikçe bu çirkinliği görmeye alışsın herkes.
ilkokul mezunu adamlar bir yapunın yapım sürecini yönetemez, müdahale edemez. ama bizdeki boktan sistem sayesinde müteahhitler mimarı da domine ediyor mühendisi de. öyle bir sistem getireceksin ki parası olsa da bu işin başına geçmek için ehliyeti olmazsa geçemeyecek şekilde olacak.
sonra işin şantiye boyutu var. şantiye mimarının görevi ustalara işi nasıl yapacağını anlatmaktır. iyi bir mimarsa çatır çatır da anlatır ama karşısındaki ne kadar anlar muamma. ben bir foster&partners projesinde staj yaptım vakti zamanında, her detayı ilmek ilmek incelenen bir projeydi. o projede bile ustalar mimara, mühendise artistlik taslıyordu senin yaşın kadar ben bu işi yapıyorum diye. tamam da abicim kendine ne kattın bu süre içinde? hiçbir şey. 30 yıl önce nasıl yapıyorsan hala aynı şekilde yapmaya çalışıyorsun, senin yüzünden iş zamanında teslim edilemiyor.
düşünün bu olay istanbul'un göbeğinde yaşanıyor, taşrayı hiç konuşmuyorum.
sonra bir başka konu; özel üniversitelerden mezun mimarlar; mimarlar odasının kesinlikle bu konuya el atması gerekiyor. adamlar mimar-mühendis imzasını beleşe getirmek için okul okuyorlar. hiçbir şey bilmeden mezun oluyorlar. yakın doğu mimarlıktan mezun 40 yaşında adam da aynıydı maltepe üniversitesinde okuyan 22 yaşındaki çocuk da nişantaşı üniversitesinden mezun kız da aynıydı. hiçbir şey bil-mi-yor-lar. bu iş de aynı müteahhit işine dönmüş durumda. bunlara da kademelendirme yapılmalı yoksa bu karmaşa çözülemez.
vel hasıl kaliteli mimarın,mühendisin eli güçlendirilmedikçe bu çirkinliği görmeye alışsın herkes.
devamını gör...