türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebepleri

gereksiz triplere giren kitle.iki marka don alamadı diye bir yerleri oynayan kitle.ulan bu millet bu vatan için savaştı.yeri geldi kuru ekmek yedi.yani sonuç olarak biz burdayız.sıkıntısı olan s gidebilir. ayrıca türkiye neden batı gibi değil biliyor musunuz ? çünkü onlar uzaya çıkarken sizinkiler heykel yapıyordu.uzaya çıkmamıza ne gerek var diyecek bir kitle mevcut memlekette.yani oturduğunuz yerden bilim gelsin ülke gelişsin istiyorsunuz.oldu artı iki tl farkla acı sos da istiyor musun ?

haberleri izlemek ya da twitter da yarım saat geçirmek yeterli gelir bence.

türkiye'm çok seviyorum ama sende çok degistin eski sen sen değilsin yine canım feda yoluna ama ama işte burda yaşamayı zorlastirdilar nefes almakta zorlanıyoruz.

türkiye'de yaşamaktan değil, geçim sorunu yüzünden, adaletsizlikten, insan kayırmadan, kitleleşmeden dolayı yaşamak istemiyoruz...

anadolu fetaseti.

adalet yok adalet insanlar ölüyor dolar olmuş 11 lira.

böyle bir cümleyi kurduğunuz zaman otomatik olarak vatan haini oluyorsunuz.

ne kadar adaletsiz olursa olsun devlete isyan edemezsin.

yargı hükümetin fahişesi olsa da yargıya laf edemezsin.

polis ve jandarma uyuşturucu işine ve işkenceye karışmış olsa da bunlara bir laf diyemezsin.

camiler birer propaganda alanı olsa da bunlara bir şey diyemezsin.

ya hepsini kabul edip susacaksın ve bir hayvan gibi yaşayacaksın
ya da gördüğün her adaletsizliği fırsat bulduğun her yerde bağıracaksın ve vatan haini ilan edilmeyi göze alacaksın.

savcılar hükümetin birer memuru gibi.
hakimler desen zaten durum ortada.

üniversiteler rezalet durumda.
ekonomi batık.
500 aile sürekli zenginleşiyor geri kalan herkes fakirleşıyor…
ama sesini çıkardığın an vatan hainisin.

tamam ulan ben vatan haini olayım siz vatansever.

türkiye’de yaşayan koyun sürülerinden dolayı ortaya çıkan sebep.
türkiye’de yaşayan faşist varlıklardan dolayı ortaya çıkan sebep.
türkiye’deki bütün rezil kurumlardan dolayı ortaya çıkan sebep.

kusura bakma senin ülkenin cumhurbaşkanı lise mezunu bir cahil ve senin içişleri bakanın da kıraathaneden çıkmış bir kıro olursa nefret edersin kin de kusarsın.

bilginin değersiz olması.
kimsenin kendi sınırını bilmemesi.
bu ikisi kadar beni rahatsız eden bir şey yok.

insan utanır ya başkasının alanı hakkında ileri geri konuşmaya.
ben bir alanla ilgili insanın yanında o insanın sınırına girmiyorum asla.bilgisini eğitimini önemsiyorum. ama karşımdaki insan benim aldığım eğitimi,bilgimi ya kucumsuyor ya o konu hakkında ahkam kesiyor. abi dört yılda gerçekten senin bilmediğin bir şey ogrenmedim mi ben okulumdan?
şaka mısın?

insanların aşağılık psikolojilerinden dolayı kaba ve görgüsüz olması. nezaket ve kibarlıkla hiçbir işi rica edememe, bu yola başvurulduğunda o meşhur dillere destan "türklerin kibar insanı ezme huyu" kompleksinin ortaya çıkması.

bu ülkede kesinlikle kibar, insanlara saygılı, insanlara kişisel alan bırakan, nazik, yardımsever bir insan olamıyorsunuz. olsanız bile sizi anlamıyorlar veya sizi enayi görüp üstten bakmaya başlıyorlar.

insanlara kibar şekilde "x şunu bana getirebilir misin acaba zahmet olmazsa..." diyorum tavırları şöyle oluyor *alaycı bir surat ifadesi* "hııı getireyim, tabi!!!"

aynı şeyi bu sefer kaba bir dille yapınca örneğin:

"x şuradaki şeyi getir hemen!" bu sefer *surat ciddi bir ifadede* şöyle diyorlar "olur! hemen getireyim."

insanlar o kadar kötü davranılmasına, azar yemeye, kabalık görmeye, hayvan muamelesi görmeye, emir kulu gibi davranmaya alışmış ki birileri onlara iyi niyetle yaklaşınca altında bir kötülük arıyorlar. nitekim (bkz: bayram değil seyran değil amcam beni niye öptü) diye bir söz oluşmuş zamanla.

bu bir sebebi. bir diğer sebep de yardımsever insana hizmetçileriymiş gibi davranmaları.

örneğin biri yolda giderken cüzdanını düşürür. "pardon bakar mısınız bu sizin galiba, düşürdünüz buyrun." dersiniz ya yüzünüze bile bakmadan elinizden *haşırt* diye alır arkasını dönüp giderler ya da "hıı sığıl!" der hızla uzaklaşırlar. o kadar insanı şaşırtan bir durum ki yedi sülaleme sövse bu kadar çok kalbim kırılmazdı dersiniz.

bir yere girerken kapıyı tutarsınız, asansörü tutarsınız hadi teşekkür etmeni beklemiyorum bari en azından başınla, gözünle bir minnettarlık belirt ben o kapıyı, asansörü sana tutmak zorunda değildim ama tuttum bir karşılık ver ama bu da yok.

bazen bu ülke, bu millet her şeyin en iyisini hak ediyor diye düşünüp üzülüyorum ama bazen de böyle kaba ve görgüsüz insanların yoğun olduğu bir ülkede bu insanların her şeyin en kötüsüne layık olduklarını, başlarına gelen her kötülüğü hak ettiklerini düşünüyorum.

son olarak coğrafya değil, insanlar kaderdir!

herkesin hayatına herkesin karışması.
arada kalmışlıkla aşağılık kompleksine sahip insanların olduğu bir ülke. ne batısın ne doğu. doğuya kaymamak için suni bir batılı taklidiyle modernizmi çağdaşlık sanan mallar arasında yaşama zorunluluğu.
eşcinsellerin evlenememesi ve homofobiklerin mantar enfeksiyonu gibi artması.

cinayetler.

evden çıkınca geri döneceğinin garantisi yok.
tezgahtan alınmış bir bıçakla yeni firar etmiş biri sizi öldürebilir. siz de öldüğünüzle kalırsınız kim olursanız olun.

nefret bile edemiyorum ki.
sevecek bir tarafı kaldı mı dört yanı kadın mezarlığına dönmüş, kimin kimi öldüreceğinin belli olmadığı, garsonunun dahi atanamamaktan dolayı üniversite mezunu olduğu, kimsenin iş bulamadığı, siyasetçinin varsıl, onu o koltuğa getirenin fakir olmak zorunda kaldığı, bir tarafta milyon dolara çocuk parkı yapılıp, bir tarafta iş bulamadığı için intihar eden nice ilkokul öğretmeni...
bize tamah et diyenlerin klozeti bile altın iken insan yatağından neşeyle uyanamıyor haliyle.
iktidara gelenlerin ülkeyi babasının malı zannetmesi, din tüccarlığı yapması, bin yıllık kurallarla yönetmeye çalışması, küçücük ilkokul çocuklarına bile başörtü taktırmak istemesi ve bunu başarması bile buradan nefret etmeye yeter sanıyorum iltimas ve ranttan bahsetmiyorum bile.

düşünce özgürlüğümüz bile yok, bir tweet atmaya bile çekiniyoruz deyip kendisi gibi düşünmeyen herkese iftira atan ve onları karalamaya çalışan sol çomarları.

şu ülkede yaşamaktan nefret etmemin en büyük nedeni bu tipler.

yaşayamamak..

(bkz: akape) (bkz: ampul)

mevcut iktidar ve yapmış olduğu yolsuzluklar.

(bkz: siyasal islam iktidarı)

ekonomi.

cehalet seviyesi.

okumamışlık değil bakın olay, okuyanın da cahili olduğu gibi okumayanın kendini geliştirmişi de var.

dinlediğini, okuduğunu anlamaktan, gördüğünü yorumlamaktan aciz insanlar ömrümüzden ömür götürüyor sürekli. bıktım gerçekten, insanlara laf anlatmaktan ya da başkası tarafından anlatılanı anlamalarını beklemekten. yok. gerçekten na to kafa na to mermer...

çok çalışıp karşılığını alamamak. ya da karşılığını alsan da bu karşılığın* alım gücü karşısında çok küçük kalması. günden güne fakirleşmemiz ama bunu zenginlik olarak göstermeye çalışmaları.