türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebepleri
başlık "pavlov'un göbeği" tarafından 13.11.2020 23:01 tarihinde açılmıştır.
141.
vatan sevgisinin dilde olması, herkesin sadece eleştirmesi, kimsenin ülke için elini taşın altına koymaması... cehalet.
devamını gör...
142.
-her yerde görülen gergin insanlar ,
-bu insanların hemen her konudaki tahammülsüzlükleri
-millete dalaşmak icin yer arayan sinirli emekliler
-sabah sekizde kornaya basa basa sokaktan geçen o. çocukları
vd vb.
-bu insanların hemen her konudaki tahammülsüzlükleri
-millete dalaşmak icin yer arayan sinirli emekliler
-sabah sekizde kornaya basa basa sokaktan geçen o. çocukları
vd vb.
devamını gör...
143.
devamını gör...
144.
elli beş yaşımdayım, hapse giremem.
devamını gör...
145.
ak partisi.
devamını gör...
146.
çok sebep var say say bitmez . başlık türkiye'de yaşamayı sevme sebepleri olsa daha az cümle sarf edilir
devamını gör...
147.
e s.ktir olup gidin o zaman ne duruyorsunuz?
devamını gör...
148.
s.iktir olup gidin diyenler sanane tarağım şeklinde cevap verilir. araştırın komformist ot lalesi çıkar kesin.
devamını gör...
149.
adalet, eğitim ve ekonomisi sayabilirim düzelirse memleketimiz cennet vatan aslında
devamını gör...
150.
nefret etmek söz konusu değil ama kutuplaşma var ya hani şu toplumun her konudaki bölünmüşlüğü, bu soğutuyor insanı.
devamını gör...
151.
ekonomi, eğitim sistemi, insanların kafa yapısı, patavatsızlıklar.
devamını gör...
152.
halkın muhafazakar milliyetçi, etnik milliyetçi olmaması.
devamını gör...
153.
empati yoksunluğu.
devamını gör...
154.
ben burada yaşamaktan nefret etmiyorum. buranın saçma sapan işlerinden nefret ediyorum.
dürüstlük, adalet, tam iş yapma, hakkaniyet, doğruluk, halkı geliştirme amacı vs. göremiyorum.
saçma bir eğitim, seçili adalet, olmayan gelecek, düşük yaşam standartları, ülkenin kendisinden çok dışarılara yetmeye çalışması veya içerideki dışarılara vs.
21. yy.'ı geçtim 19-20.yy.'dan bile daha geride ve daha da geriye gidiyor.
insanların cehaletinden nefret ediyorum.
iyi insanların etkisizliğinden.
o dokunmayan yılanı yaşatanlardan vs.
ben bu çağa ayak uyduran değil ayağını kaydırmak isteyip nefret edenim. gereksiz ve aşırı teknoloji sevmiyorum. hayatların(özelin) fotoğraf ve videolarla her yere yayılmasını sevmiyorum.
bu çağın başında doğdum ama pek içinde olmadan yaşadım. öyle devam ederim.
bu çağı ve ait olan çoğu şeyini dışlıyorum. insanlarını da, sessiz dışlama olarak. muhatap olmayı kesmişim. zorunluluk dışında nadiren konuşurum.
hiç insanlık görmemişler diye bu kıytırık hâllerini insan bellemişler. çok abuk sabuk tip var. ben de onlar için öyle duruyorumdur. ama onlar beni tanımadan asosyal gibi takılmamdan öyle sanarken ben onların gerçek kimliğini gördüğüm için uzaklaşıp gerçekten abuk sabuk diyorum. bu farkı anladıklarında biraz gelişmiş olacaklar...
ve insanların yaşam şartları önceden daha iyiyken bu kadar kötüye gitmesinin tek sebebi yine kendileri.
çaba yok, tırsaklık var.
düzeltmeye çalışma yok, bozmak var.
açık konuşmak yok, kapalıyı geçtim değinilmiyor bile.
sanıyorlar bir şeyler peşinde koşanlar en çok kendileri için, emin ol çoğu gerçeği görüp çocuklar için yapıyordur ve geçmişe layık olabilmek için, en azından ben bu yüzden öyle yapmaya çalışıyorum.
çünkü ben bezdim ve bıraktım kendim için. ama ben tek yaşamıyorum. ülkede kaç milyon çocuk var? bu bencilliği yapsam kendimden tiksinirim...
benim varlığım onları etkileyecek. istesem de istemesem de. kendimden sorumluyum derken bu çıkarlar doğrultusunda değil. kendimle birlikte elimi attığım her şeyden.
ve görüyorum bizim için çok çabalanmamış ki biz gençliğimizi böyle ziyan ediyoruz. ziyan edilirken başkalarınınki de ziyan olmak zorunda değil. ve olmasın da. yarın onlar büyüdüğünde "z kuşağı ve öncekiler yüzünden bu haldeyiz." demesinler diye.
biz vazgeçersek onlar bizden daha beter hâle gelecek. ve onların ucundan tutabileceği bir yerde kalmayacak. çünkü biz z o ucu zar zor tuttuk...
ve bunları geçtim "doğru insan" olma yoluyla o kadar tersken çoğu şey bana küfür gibi gelirken ben rahatlığı anlayamıyorum mesela.
arkadaşlık için "sen neysen arkadaşın da o'dur." denir ya bu hayat biçimi ve tercihlerimiz için de böyle. herkes benzerini sever veya seçer.
bu kadar sıkıntılı insan var demek ki. ve bu azalmıyor artıyor. son günlerde çok araştırma yaptım. ve boktan aydınlandım.
karanlıkta oturmayı sevenler için bir anlamı var mı? hayır. "gözlerim ağrıdı kapat!"
aç kendine bir ninni. en azından uykun güzelleşsin. ama unutma, sen uyurken çokça kişi ölüyor.
senin varlığın onlarınkinden de sorumlu. benimkinden de. bu bilince getirebilmek çok zor.
kıytırık insanlığınızla ileri de, tabi ben olmadan mutlu olursunuz umarım. ama gerçekler olunmayacağini gösteriyor.
gelecekte olacaklar için bunların nasıl minicik kaldığını göreceksiniz.
normalde insanların hak ettikleri sürünmeyi yaşamasını görmeyi severim ama çok berbat bir hâle gelinecek. ve ben genelde bile kahrolurum. o derece berbat. nereye ilerlediğinizi tam bilmiyorsunuz.
cehalet, bilimden, düşünmeden, sorgulamadan yaşanan onca hayat.
hayatımın en küçük detaylarında bile yüzlerce olanağı değerlendiriyorum. sizin ülke icin daha fazla düşünmeniz gerekiyordu. adımı değil milimleri sağlama almak zorundaydınız.
ülke değer önem büyüklük vs. her yönden çok önemli ve değerli. bir daha elden çıksa yenisi yok. böylesi hiç yok.
ben z olarak ölene dek benden öncekilerin bu ailemdekiler olsa dahi kulağını çınlatacağım.
gerçek ölüm çoğu hayatlardan daha fazla uyanıklık içerebiliyormuş, öğrettiniz.
ve bu zamanlar kritik.
24'e aynı şekilde ilerlenirse umutlarım tam sıfırlanacak. ve ben gerçekten 24 yaşına basmak istemiyorum.
daha 23 olalı bile 2-3 gün oldu ama bundan da nefret ettim...
dürüstlük, adalet, tam iş yapma, hakkaniyet, doğruluk, halkı geliştirme amacı vs. göremiyorum.
saçma bir eğitim, seçili adalet, olmayan gelecek, düşük yaşam standartları, ülkenin kendisinden çok dışarılara yetmeye çalışması veya içerideki dışarılara vs.
21. yy.'ı geçtim 19-20.yy.'dan bile daha geride ve daha da geriye gidiyor.
insanların cehaletinden nefret ediyorum.
iyi insanların etkisizliğinden.
o dokunmayan yılanı yaşatanlardan vs.
ben bu çağa ayak uyduran değil ayağını kaydırmak isteyip nefret edenim. gereksiz ve aşırı teknoloji sevmiyorum. hayatların(özelin) fotoğraf ve videolarla her yere yayılmasını sevmiyorum.
bu çağın başında doğdum ama pek içinde olmadan yaşadım. öyle devam ederim.
bu çağı ve ait olan çoğu şeyini dışlıyorum. insanlarını da, sessiz dışlama olarak. muhatap olmayı kesmişim. zorunluluk dışında nadiren konuşurum.
hiç insanlık görmemişler diye bu kıytırık hâllerini insan bellemişler. çok abuk sabuk tip var. ben de onlar için öyle duruyorumdur. ama onlar beni tanımadan asosyal gibi takılmamdan öyle sanarken ben onların gerçek kimliğini gördüğüm için uzaklaşıp gerçekten abuk sabuk diyorum. bu farkı anladıklarında biraz gelişmiş olacaklar...
ve insanların yaşam şartları önceden daha iyiyken bu kadar kötüye gitmesinin tek sebebi yine kendileri.
çaba yok, tırsaklık var.
düzeltmeye çalışma yok, bozmak var.
açık konuşmak yok, kapalıyı geçtim değinilmiyor bile.
sanıyorlar bir şeyler peşinde koşanlar en çok kendileri için, emin ol çoğu gerçeği görüp çocuklar için yapıyordur ve geçmişe layık olabilmek için, en azından ben bu yüzden öyle yapmaya çalışıyorum.
çünkü ben bezdim ve bıraktım kendim için. ama ben tek yaşamıyorum. ülkede kaç milyon çocuk var? bu bencilliği yapsam kendimden tiksinirim...
benim varlığım onları etkileyecek. istesem de istemesem de. kendimden sorumluyum derken bu çıkarlar doğrultusunda değil. kendimle birlikte elimi attığım her şeyden.
ve görüyorum bizim için çok çabalanmamış ki biz gençliğimizi böyle ziyan ediyoruz. ziyan edilirken başkalarınınki de ziyan olmak zorunda değil. ve olmasın da. yarın onlar büyüdüğünde "z kuşağı ve öncekiler yüzünden bu haldeyiz." demesinler diye.
biz vazgeçersek onlar bizden daha beter hâle gelecek. ve onların ucundan tutabileceği bir yerde kalmayacak. çünkü biz z o ucu zar zor tuttuk...
ve bunları geçtim "doğru insan" olma yoluyla o kadar tersken çoğu şey bana küfür gibi gelirken ben rahatlığı anlayamıyorum mesela.
arkadaşlık için "sen neysen arkadaşın da o'dur." denir ya bu hayat biçimi ve tercihlerimiz için de böyle. herkes benzerini sever veya seçer.
bu kadar sıkıntılı insan var demek ki. ve bu azalmıyor artıyor. son günlerde çok araştırma yaptım. ve boktan aydınlandım.
karanlıkta oturmayı sevenler için bir anlamı var mı? hayır. "gözlerim ağrıdı kapat!"
aç kendine bir ninni. en azından uykun güzelleşsin. ama unutma, sen uyurken çokça kişi ölüyor.
senin varlığın onlarınkinden de sorumlu. benimkinden de. bu bilince getirebilmek çok zor.
kıytırık insanlığınızla ileri de, tabi ben olmadan mutlu olursunuz umarım. ama gerçekler olunmayacağini gösteriyor.
gelecekte olacaklar için bunların nasıl minicik kaldığını göreceksiniz.
normalde insanların hak ettikleri sürünmeyi yaşamasını görmeyi severim ama çok berbat bir hâle gelinecek. ve ben genelde bile kahrolurum. o derece berbat. nereye ilerlediğinizi tam bilmiyorsunuz.
cehalet, bilimden, düşünmeden, sorgulamadan yaşanan onca hayat.
hayatımın en küçük detaylarında bile yüzlerce olanağı değerlendiriyorum. sizin ülke icin daha fazla düşünmeniz gerekiyordu. adımı değil milimleri sağlama almak zorundaydınız.
ülke değer önem büyüklük vs. her yönden çok önemli ve değerli. bir daha elden çıksa yenisi yok. böylesi hiç yok.
ben z olarak ölene dek benden öncekilerin bu ailemdekiler olsa dahi kulağını çınlatacağım.
gerçek ölüm çoğu hayatlardan daha fazla uyanıklık içerebiliyormuş, öğrettiniz.
ve bu zamanlar kritik.
24'e aynı şekilde ilerlenirse umutlarım tam sıfırlanacak. ve ben gerçekten 24 yaşına basmak istemiyorum.
daha 23 olalı bile 2-3 gün oldu ama bundan da nefret ettim...
devamını gör...
155.
türkiye yaşamak için aslında kötü bir yer değil. aksine belki de dünyanın en güzel şehirlerini barındıran bir ülke.
kabaca son 30 yıla hakim olan siyasal iklim nedeniyle artan kutuplaşma bu ülkede yaşamayı zorlaştırdı.
doğru bir yönetim ile bence 50 yılda türkiye dünyanın göz bebeği bir yer olabilirdi ama dünya artık daha kötüye gittiği için bölgemizde istikrar olmasını beklemek çok mümkün değil.
bir şey söylerken veya yazarken iki defa düşünüyorum. kendi kendime sansür uyguluyorum. ülkenin hukuk sistemi çökme noktasına geldiği için sistemle sorunu olanların sistemle kavgası onlar için hayırlı bitmiyor.
her insanın elinden gelen farklı. ben yeni nesli yetiştirmeyi tercih ettim. eylemlerde boy göstermeyi tercih edenlerin kendi kararıdır saygı duyarım.
kabaca son 30 yıla hakim olan siyasal iklim nedeniyle artan kutuplaşma bu ülkede yaşamayı zorlaştırdı.
doğru bir yönetim ile bence 50 yılda türkiye dünyanın göz bebeği bir yer olabilirdi ama dünya artık daha kötüye gittiği için bölgemizde istikrar olmasını beklemek çok mümkün değil.
bir şey söylerken veya yazarken iki defa düşünüyorum. kendi kendime sansür uyguluyorum. ülkenin hukuk sistemi çökme noktasına geldiği için sistemle sorunu olanların sistemle kavgası onlar için hayırlı bitmiyor.
her insanın elinden gelen farklı. ben yeni nesli yetiştirmeyi tercih ettim. eylemlerde boy göstermeyi tercih edenlerin kendi kararıdır saygı duyarım.
devamını gör...
156.
türkiye'den nefret etmiyorum, sözde demokrasi adı altında monarşi ile yönetilmekten haz etmiyorum.
evinde kütüphane olmayan insanların verdiği oylar yüzünden kırk yıldır seçimi kaybediyoruz.
kadına çocuğa hayvana insana verilen değersizlik şaka gibi geliyor.
evinde kütüphane olmayan insanların verdiği oylar yüzünden kırk yıldır seçimi kaybediyoruz.
kadına çocuğa hayvana insana verilen değersizlik şaka gibi geliyor.
devamını gör...