1.
doğan avcıoğlu tarafından yazılmış güzide bir kitaptır kendisi.
osmanlı'nın yapısı ve türkiye'nin erken dönemi + 50'ler ve 60'lar türkiye'sini çok iyi bir şekilde anlatıyor. adam, her argümanı için oldukça güvenilir kaynaklar bırakıyor ve her şeyi istatistiksel olarak anlatıyor. osmanlı'ya yapılan yanlış analizlere iyi cevaplar veriyor. örneğin, bazı yeni-osmanlıcı tandanslı kişiler, osmanlı'nın feodal olduğu gerçeğini söylemekten çok çekinirken, kendisi kaynaklarıyla beraber bunu kanıtlıyor. ayrıca, türkiye'nin muadili olan ülkelerin nasıl ve ne şekilde kalkındığını, türkiye'nin nasıl bir yolda ilerlediğini ve nasıl devam etmesi gerektiği hakkında çok iyi açıklamalar yapıyor. ayrıca, milli demokratik devrim hakkında kafalardaki soruları çok iyi kapatıyor ve türkiye'nin gerçekçi bir yol haritasını çiziyor. işte güzel bir kaç alıntı:
"köylerden akarak büyük şehirlerdeki gecekondulara yığılan yüzbinlerce insanın bugün köydeki şartlarına nazaran daha iyi diye; sefalet şartlarına dahi hayatlarından hoşnut olmaları mümkündür. ama şehirde yetişen evlâtların kapitalist gelişmelerden umduğunu bulamayınca, yeni bir düzen aramaya yönelmeleri daha kuvvetli bir ihtimaldir."
"japonya, batı kapitalizmi tarafından sömürge ya da yarı sömürge haline getirilmekten kurtulabilen tek avrupa dışı ülkedir. bu sayede, bağımsız bir milli kalkınma izleyebilme şansını elde etmiştir. diğer yandan japonya, gerek pazar, gerekse hammadde deposu olarak fakirdi ve batı sanayisi için fazla çekici değildi. güney amerika'nın altını, afrika'nın madenleri, hindistan'ın efsanevi zenginlikleri, çin'in pazarı ve nüfusu batı sanayisi için daha önemliydi. ayrıca japonya'nın fethi için askeri seferi göze almak kolay değildi."
"türkiye'de özel teşebbüs bugün için kendisinden beklenenleri gereğince yerine getirememektedir. ne işletmeci olarak işini bilgili ve akıllı bir şekilde yürütebilmekte, ne de yatırımcı olarak en kârlı sahaları seçmesini, en doğru tercihleri yapmasını bilmektedir. bu nitelikleri yüzünden gerçek verimlilikleri düşük olan iş adamlarımız, bunu telafi etmek üzere, devletten bir takım koruyucu tedbirler ya da haksız menfaatler talep etmektedirler. türkiye'de özel sanayi ithalata dayalı montajcı bir sanayidir."
osmanlı'nın yapısı ve türkiye'nin erken dönemi + 50'ler ve 60'lar türkiye'sini çok iyi bir şekilde anlatıyor. adam, her argümanı için oldukça güvenilir kaynaklar bırakıyor ve her şeyi istatistiksel olarak anlatıyor. osmanlı'ya yapılan yanlış analizlere iyi cevaplar veriyor. örneğin, bazı yeni-osmanlıcı tandanslı kişiler, osmanlı'nın feodal olduğu gerçeğini söylemekten çok çekinirken, kendisi kaynaklarıyla beraber bunu kanıtlıyor. ayrıca, türkiye'nin muadili olan ülkelerin nasıl ve ne şekilde kalkındığını, türkiye'nin nasıl bir yolda ilerlediğini ve nasıl devam etmesi gerektiği hakkında çok iyi açıklamalar yapıyor. ayrıca, milli demokratik devrim hakkında kafalardaki soruları çok iyi kapatıyor ve türkiye'nin gerçekçi bir yol haritasını çiziyor. işte güzel bir kaç alıntı:
"köylerden akarak büyük şehirlerdeki gecekondulara yığılan yüzbinlerce insanın bugün köydeki şartlarına nazaran daha iyi diye; sefalet şartlarına dahi hayatlarından hoşnut olmaları mümkündür. ama şehirde yetişen evlâtların kapitalist gelişmelerden umduğunu bulamayınca, yeni bir düzen aramaya yönelmeleri daha kuvvetli bir ihtimaldir."
"japonya, batı kapitalizmi tarafından sömürge ya da yarı sömürge haline getirilmekten kurtulabilen tek avrupa dışı ülkedir. bu sayede, bağımsız bir milli kalkınma izleyebilme şansını elde etmiştir. diğer yandan japonya, gerek pazar, gerekse hammadde deposu olarak fakirdi ve batı sanayisi için fazla çekici değildi. güney amerika'nın altını, afrika'nın madenleri, hindistan'ın efsanevi zenginlikleri, çin'in pazarı ve nüfusu batı sanayisi için daha önemliydi. ayrıca japonya'nın fethi için askeri seferi göze almak kolay değildi."
"türkiye'de özel teşebbüs bugün için kendisinden beklenenleri gereğince yerine getirememektedir. ne işletmeci olarak işini bilgili ve akıllı bir şekilde yürütebilmekte, ne de yatırımcı olarak en kârlı sahaları seçmesini, en doğru tercihleri yapmasını bilmektedir. bu nitelikleri yüzünden gerçek verimlilikleri düşük olan iş adamlarımız, bunu telafi etmek üzere, devletten bir takım koruyucu tedbirler ya da haksız menfaatler talep etmektedirler. türkiye'de özel sanayi ithalata dayalı montajcı bir sanayidir."
devamını gör...
2.
türkiye'de özel teşebbüs bugün için kendisinden beklenenleri gereğince yerine getirememektedir. ne işletmeci olarak işini bilgili ve akıllı bir şekilde yürütebilmekte, ne de yatırımcı olarak en kârlı sahaları seçmesini, en doğru tercihleri yapmasını bilmektedir. bu nitelikleri yüzünden gerçek verimlilikleri düşük olan iş adamlarımız, bunu telafi etmek üzere, devletten bir takım koruyucu tedbirler ya da haksız menfaatler talep etmektedirler. türkiye'de özel sanayi ithalata dayalı montajcı bir sanayidir.
her 5 yılda bir silkeleme ekonomik kriz, her 10 yılda bir de askeri darbe ya da muhtıra ile siyasal rejimini koruyan, dümeni dışarıda olan üçkağıt ekonomi temalı düzen.
özel teşebbüsçülerimiz pazar ekonomisine göre hareket eder ve ekseriyatla sermayesi bile kendine ayit olmayan taşeronlardır. bu şartları ekonomik krizlerde borç aldığımız ayemef ve diğer tefeci dış şirketler belirler. onların çizdiği çizgiye göre hareket mecburidir.
siyonist sermayenin güdümünde olan a.b ve a.b.d ortak bazarına rakip olmaması için üretimine sık skk balans ayarı verilir. özellikle de tek milli ve yerli üretimi olan tarım ürünleri alanında üretici resmen ürettiğine pişman edilir. köylü, çiftçiden sayılmaz ve şehre göç etmesi istenir. beylece şehirde ucuz iş güçü piyasası oluşturulur. köylünün terk ettiği topraklar şirketlerce parsellenir.
yağni halkının düşünmemesi ve üretmemesi için kurulmuş ,bunu da halkını; yoksul, işsiz, güvensiz, umutsuz, yarınsız bırakarak sağlamış bir düzen.
devamını gör...