alman deyince akla gelen tüm özellikleri üzerinde taşıyan emekli alman kaleci. bayern münih takımıyla kupalardan kupalara koşmuştur. forvetlerin çoğu zaman baş belası olmuştur. kafasından çıkarmadığı şapkasıyla ve topu bırakıp kovaladığı futbolcularla da hatırlanan alman panzeri.
devamını gör...

temizlik yapan ben, yaşlı gözlerle başlığa bakıyorum.
(bkz: nerede lütfen söyleyin)
devamını gör...

“dünya hassas kalpler için cehennemdir” sözünün arabesk halidir. bu ülkedeki insanların çoğunda vücut bulmuş haldedir. tavşanların dağlara küstüğü dağların da bihaber olduğu hikayenin sonu aslında böyledir. gökten üç elmanın düşmesi yerine kırılan minnoş gönüllerin parçaları düşüverir. o sıcacık kalpler bir anda buz gibi oluverir. çikolatalı sütler rakı bardaklarına doldurulup içilir. içerken üzülünür, bitince de bitti diye üzülünür. salıncağa binmek yerine bu kez parkın bir köşesine küsüp oturulur. ufaktan etrafa bi bakış atılır. gelen giden var mı gibisinden ama tabi malum ne gelen var ne giden. kimseciklerin ruhu duymamış, rüzgar arka çıkmamış. ah o minnoş kalpler. siz neler neler çektiniz..
devamını gör...

sadece bitcoin alın. başka bir şeye para yatırmaya değmez. anlamıyorsanız borsaya kesinlikle girmeyin. girecekseniz de uzun vadeli düşünün.

edit: "yatırım tavsiyesi değildir"
devamını gör...

son dönemde sözlükte, sosyal medyada, televizyonda sık sık karşımıza çıkan sözleşme. istanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz ancak çok azımız sözleşmeyi yakından inceleyip okudu. hukukçu olmanın bir gereği olarak siz sayın sözlükçülere, kadınlara, çocuklara, şiddet gören erkeklere yardımcı olması adına sözleşme ile ilgili kısa kısa bilgiler verip, kendimce önemli gördüğüm birkaç maddesini yorumlamak istiyorum. biraz uzun bir yazı olacak ama okumanızda fayda var. şiddet gören erkekler ne alaka demeyin. sözleşmenin giriş kısmında; “kadınların ve genç kızların erkeklerden daha fazla oranda toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskine maruz kaldıklarının ve erkeklerin de aile içi şiddetin mağdurları olabileceğinin bilincinde olarak” sözleşmenin hazırlandığı ifade edilmiştir.

her ne kadar istanbul sözleşmesi olarak dillendirilse de, metnin asıl ismi kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair avrupa konseyi sözleşmesi’dir. avrupa konseyi’nin 11 mayıs 2011 tarihli istanbul toplantısında imzaya açıldığı için istanbul sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. bu husus sözleşmenin 81 inci maddesinde; “istanbul’da, 2011 yılı mayıs ayının 11. günü, ingilizce ve fransızca olarak, her iki dildeki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere, tek nüsha halinde hazırlanan bu belge, avrupa konseyi arşivinde saklanacaktır. avrupa konseyi genel sekreteri bu belgenin onaylı kopyalarını avrupa konseyine üye her devlete, bu sözleşmenin hazırlanma sürecine katılmış üye olmayan devletlere, avrupa birliğine ve bu sözleşmeye katılmak üzere davet edilmiş bütün devletlere gönderecektir.” şeklinde ifade edilmiştir. ülkemiz 11 mayıs 2011 tarihinde bu sözleşmeyi imzalamış, 14 mart 2012 yılında onaylamış, 01 ağustos 2014 tarihinde ise yürürlüğe sokmuştur. sözleşme 81 maddeden müteşekkil olup 30 sayfadan ibarettir. merak edenler için söyleyelim; ülkemiz 1949 yılından beridir avrupa konseyine üye bir devlettir.

bu sözleşmenin, iç hukuk kuralları karşısındaki durumu nedir? herhangi bir yargılamada iç hukuk kurallarına mı yoksa sözleşmeye mi öncelik verilecektir? anayasamızın 90 ıncı maddesine göre; “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz. (ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." istanbul sözleşmesi temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir metin olduğundan anayasamıza göre kanundan önce uygulanma alanı bulur. yine anayasamıza göre; eğer meclis bir konuda kanun çıkarmışsa, cumhurbaşkanlığı artık o konuda kararname ile düzenleme yapamaz. bu amir hükümler uyarınca, kanundan bile güçlü olan bir metnin, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağı yönündeki yorumu, siz değerli romalılara bırakıyorum. sözleşmenin feshine gerekçe olarak sunulan eşcinsellik konusuna ben sözleşme kapsamında rastlamadım, ancak aşağıda dikkat çeken birkaç sözleşme maddesini belirtmekte fayda görüyorum.

devletin yükümlülükleri ve titizlikle yapması gereken inceleme ve araştırmalar başlıklı 5. madde;

“1-taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve devlet adına hareket eden diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket etmelerini temin edeceklerdir.

2-taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu sözleşmenin kapsamı dahilindeki şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarfedilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.” bu maddeyi okurken benim aklıma direkt musa orhan, ümitcan uygun ve aydın’da 92 yaşında kadına tecavüz edip öldüren cani geldi. hatırlarsanız aydın’da yaşanan olayda failin elindeki dövmenin görünmesi nedeniyle müfettiş görevlendirilmişti. yani sorun kadına şiddet veya tecavüz değil, sorun bir siyasi parti ambleminin görülmesi.

genel yükümlülükler başlıklı 12 nci maddede; “taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus” gibi kavramların bu sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. namusumu temizledim deyip indirim alanların memleketinde, böyle bir madde hayatta kalır mı sevgili sözlükçüler?

eğitim başlıklı 14 üncü maddede; “ taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.” hükmüne yer verilmiştir. kindar ve dindar bir toplum yetiştirme amacıyla faaliyet gösteren imam hatiplerin, bu maddeyi kabul etmesi olacak şey midir?

tazminat başlıklı 30 uncu madde düzenlemesi; “hasarın fail, sigorta şirketi veya finansmanı devletçe sağlanan sağlık ve sosyal sigorta hükümlerince karşılanmaması halinde, ciddi bedensel yaralanma veya sağlık bozukluğuna uğrayanlara yeterli devlet tazminatı sağlanacaktır. bu durum, mağdurun emniyetine gereken dikkat sarfedilmesi koşuluyla, tarafların, söz konusu tazminatın, fail tarafından verilen tazminat kadar azaltılması talep etmesini ihtimal dışı bırakmaz.” kadınları hayatta tutalım yeter tazminat isteyen yok.

velayet altına alma, ziyaret hakları ve emniyet başlıklı 31 inci madde; “taraflar çocukların velayetinin ve ziyaret haklarının belirlenmesinde, bu sözleşme kapsamındaki şiddet olaylarının göz önüne alınmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” bu madde, eline geçen her fırsatta mustafa kemal atatürk’e hakaret eden fatih tezcan isimli şahsın da, çocuğumu göremiyorum diye yakındığı maddedir.

taciz amaçlı takip başlıklı 34 üncü madde; “taraflar başka bir şahsa yönelik olarak gerçekleştirilen ve bu şahsı, şahsın kendisini güvende hissetmesini önleyecek şekilde korkutacak, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan tehditkar davranışların cezalandırılmasını temin edecek gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” daha bugün sözlükte takip edip pantolonunu indiren sapık başlığı açıldı. bu tür davranışlar maalesef iç hukukta cinsel taciz yerine, kişilerin huzur ve sükununu bozmak olarak adlandırılıyor.

ırza geçme de dahil olmak üzere cinsel şiddet eylemleri başlıklı 36 ncı madde:

“taraflar aşağıdaki kasten gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasını sağlamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:

a) başka bir insanla, rızası olmaksızın, herhangi bir vücut parçasını veya cismi kullanarak, cinsel nitelikli bir vajinal, anal veya oral penetrasyon gerçekleştirmek;

b) bir insanla, rızası olmaksızın, cinsel nitelikli diğer eylemlere girişmek;

c) başka bir insanın, rızası olmaksızın, üçüncü bir insanla cinsel nitelikli eylemlere girmesine neden olmak.

rıza, mevcut koşullar bağlamında değerlendirilmek üzere, şahsın özgür iradesi sonucunda gönüllü olarak verilmelidir.

taraflar 1. fıkrada yer alan hükümlerin aynı zamanda iç hukukta kabul edilmiş olan, eski veya mevcut eşlere veya birlikte yaşayan bireylere karşı gerçekleştirilmiş eylemler için de geçerli olmasının temin edilmesi için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” islam fıkhında eşe karşı gerçekleştirilen bu rızasız ilişki, tecavüz olarak nitelendirilemez. aksine eşinin isteğini reddeden kadın, hoş görülmez.

soruşturmalar ve kanıtlar başlıklı 54 üncü madde; “taraflar herhangi bir hukuk veya ceza davasında mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla ilgili var olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaktır.” kadın mıdır kız mıdır bilmem diyenlerin ülkesinde ölü doğmuş bir madde daha.

toplumsal cinsiyete dayalı iltica talepleri başlıklı 60 ıncı madde; “taraflar kadına yönelik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, mültecilerin statüsüne ilişkin 1951 sözleşmesi 1a(2) maddesi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı gerektiren ciddi bir hasar biçimi olarak tanınabilmesini temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” bu madde benim aklıma işid üyesi barbarların tecavüzüne uğrayan ezidi kadınlarını getirdi.

yukarıda dikkat çektiğim sözleşme hükümlerini okursanız, bu hükümlerin bizim gibi barbar ortadoğu toplumlarında karşılık bulmayacağını çabucak göreceksiniz. mesele eşcinsellik meselesi değil, ki öyle olması da başlı başına bir facia olurdu. azgın bir azınlığın rahatça at koşturması için hukuk devletinin engelleri birer birer bertaraf ediliyor. her ne kadar sevmesem de hani şu soma faciasında tutuklu kalan tek bir kişi var; mağdur ailelerin avukatı, selçuk kozağaçlı. o adamın güzel bir lafı var; "hukuk diye helvadan put yapmışsınız, acıkınca yiyorsunuz."
devamını gör...

"kıymet, bir kadına yakışan en güzel mücevherdir" sözü çok hoşuma gitti.

emeği geçenlerin eline sağlık, güzel video.
devamını gör...

ne garip, 5'e gidiyorum ama üçe çıkıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

öğretim görevlisi aylin sözer'in eski sevgilisi olduğu iddia edilen aylin sözer’in üzerine yanıcı madde döktükten sonra ateşe vermesi hadisesi.
kaynak
--- alıntı ---

e kemal delbe isimli şüpheli, eski sevgilisi olduğu iddia edilen özel bir üniversitede öğretim görevlisi aylin sözer’in üzerine yanıcı madde döktükten sonra ateşe verdi. kadın yanarak, feci şekilde hayatını kaybederken, şüpheli ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerine de saldırdı.

--- alıntı ---
devamını gör...

"hayatı kaçırıyorum" düşüncesi
devamını gör...

normalde hiç yazmayan veya yazmayacak birinin attığı mesaj.
devamını gör...

isviçre'nin ilk uluslararası şirketi kabul edilen, çikolata markasıdır. ismini milch ve kakao kelimelerinin birleşiminden almıştır. maskotu mor inektir.

1901 yılından beri lila pakette satılan milka çikolataların pakette kullandığı renk patent ile tescil edilmiş; başka firmalarca kullanımı hukuki olarak yasaklanmıştır.

benim favorim: milka bubbly
devamını gör...

__ klima nedeniyle gelen yüklü fatura...
__ biber ve domates salçası sebebiyle salçalara ödenecek para..
__kış için alınması gereken soğan...
__salamura için kurulması gereken zeytin..
__kışın kalorifer için alınması gereken 2 ton kömür
__ arabanın muaynesi ve sigortası...
__ kışın kullanmamız için almamız gereken zeytinyağı...
bla, bla, bla
ağustos bence masraf ayıdır.
sıcağı da cabası...
o sebeple pek hoşlaşmam kendisiyle...
devamını gör...

16. yüzyılda pir sultan abdal tarafından söylenmiş olan ve doğrusu "bozuk düzende sağlam çark olmaz" olan söz.
devamını gör...

23 yıldır türk halkı aptal yerine konuyor, ama fark eden sayısı %45 geçmez.
devamını gör...

"aşkınla ne garip hallere düştüm
her şeyim tamamdı bir sendin noksan
yağmur yaş demeden yollara düştüm
içim ürperiyor ya evde yoksan..."

(bkz: ya evde yoksan)
(bkz: cemal safi)
devamını gör...

pisuvara işerken yandaki arkadaşı izlememek ve içten içe kıyaslama yapmamak.
devamını gör...


gecenin sessizliğinde şarkılarını dinlediğim sanatçı. şarkılarında kendimi bulurum. ruha dokunur cinsten..
devamını gör...

bozuk olan moraller biraz düzelmeye başlar gibi olunca, dinlendiğinde ittirici kuvvet haline geliyor düş sokağı sakinleri şarkısı.
devamını gör...

(bkz: başlık şikayet etme)
kesinlikle acilen gelmesi gereken özellik. ikocum hızlandıralım şu işi pls.
devamını gör...

6 yılı geçkin dostluğumuzu bir paket margarin kadar şeye satan arkadaşıma gelsin.
biyolojik unsur

aklın başına gelirse ekime
gelmiyorsa şubat mart nisan falan
ilaç mı kattılar yoksa kekime?

ah bebeğim çok emeğim geçti sana, haksız mıyım?
sen bi' daha böyle kerizi (canım sen hayırdır?)

b#k bulursun
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim