veba
veba, insanların başlarına gelen bir felaketi önce şaşırarak karşılaması,nedenlerini sorgulaması sonra yavaş yavaş eldeki duruma alışmalarını, hissizleşmelerini anlatıyor. derin bir analiz görüyoruz eser de albert camus bir doktoru, hasta odasını bir fareyi bile o an oranın içindeymişsiniz gibi sunuyor. deney alanına girmiş gibi hapsoluyorsunuz.
insan özgürdür görünen budur fakat yazarımız görmeye cesaret edemediğimiz bir esaretle baş başa bırakıyor bizi. tehlikelerin bizi tutsak ettiğini ölümlerin ne kadar sıradanlaştığını tepkilerin azaldığını vurguluyor. kitabın bir yerinde bir sinek gibi ölüyorlardı yazıyordu.
kayıpların, gidişlerin önemi olmadığı bir dünyanın yansıtılması gibiydi.
kitaptaki beklenmedik veba salgınını günümüzde coronavirüs salgınıyla uyarladığımızda insanlığın vermiş olduğu tepkinin hiç değişmediğini tüm şeffaflığıyla görmüş oluyoruz. hatta 1947 de yayınlanan bu eserin tüm zamanların gerçekliğine ışık tutmuş olması, hep aynı döngünün içindeymişiz gibi hissettiriyor.
veba, salgın adı altında insanın korkularını,ızdıraplarını karanlık duygularını temsil eder. camus, dini öğretilerin insanın hayatı sorgulamasında yeterli kalmadığını gösteriyor. insanın kendi kendini kolayca yok edebileceğini sembollerle anlatıyor. kitaptaki baş karakter doktordur. her türlü zorluğa rağmen ayakta durmaya çalışan ve insanlara umut olan bir karakterdir. veba'yı anlamaya algılamaya çalışan ve bunun önlenmesi için sorgulamayı yapan insanın temsilidir. hayata anlam katmanın bizim elimizde olduğunu çağırıştırır.
veba etkili olduğu oranda vasatlığı da artıyordu.aramızdan hiç kimsenin artık öyle coşkulu duyguları yoktu.herkes tekdüze duygular içindeydi. artık bunun sonu gelmeli, diyordu…
artık bunun bir sonu gelmeli! düşündüren, sorgulattıran, katlanamadığımız duyguları anlatan, bilmeden acı çektiğimizi farkına vardıran bir eser. camus farkıyla...
insan özgürdür görünen budur fakat yazarımız görmeye cesaret edemediğimiz bir esaretle baş başa bırakıyor bizi. tehlikelerin bizi tutsak ettiğini ölümlerin ne kadar sıradanlaştığını tepkilerin azaldığını vurguluyor. kitabın bir yerinde bir sinek gibi ölüyorlardı yazıyordu.
kayıpların, gidişlerin önemi olmadığı bir dünyanın yansıtılması gibiydi.
kitaptaki beklenmedik veba salgınını günümüzde coronavirüs salgınıyla uyarladığımızda insanlığın vermiş olduğu tepkinin hiç değişmediğini tüm şeffaflığıyla görmüş oluyoruz. hatta 1947 de yayınlanan bu eserin tüm zamanların gerçekliğine ışık tutmuş olması, hep aynı döngünün içindeymişiz gibi hissettiriyor.
veba, salgın adı altında insanın korkularını,ızdıraplarını karanlık duygularını temsil eder. camus, dini öğretilerin insanın hayatı sorgulamasında yeterli kalmadığını gösteriyor. insanın kendi kendini kolayca yok edebileceğini sembollerle anlatıyor. kitaptaki baş karakter doktordur. her türlü zorluğa rağmen ayakta durmaya çalışan ve insanlara umut olan bir karakterdir. veba'yı anlamaya algılamaya çalışan ve bunun önlenmesi için sorgulamayı yapan insanın temsilidir. hayata anlam katmanın bizim elimizde olduğunu çağırıştırır.
veba etkili olduğu oranda vasatlığı da artıyordu.aramızdan hiç kimsenin artık öyle coşkulu duyguları yoktu.herkes tekdüze duygular içindeydi. artık bunun sonu gelmeli, diyordu…
artık bunun bir sonu gelmeli! düşündüren, sorgulattıran, katlanamadığımız duyguları anlatan, bilmeden acı çektiğimizi farkına vardıran bir eser. camus farkıyla...
devamını gör...
kitap kazanmak için kendini kasmayan yazar
eğer kabul ederse 101. kişiye ben hediye etmek istiyorum. içimden geldi.
devamını gör...
uğur mumcu
kendisi solcudan öte atatürkçü biriydi. milliyetçidir ve vatanını severdi. fetöcü, pkk'lı, hain, yobaz çomarların nefret ettiği ve susturamadıkları için haince şehit ettiler.
buraya gelip boş konuştu doyenler 'solovro sogoktor' diyen beyinsiz kitledir.
buraya gelip boş konuştu doyenler 'solovro sogoktor' diyen beyinsiz kitledir.
devamını gör...
orta gelirli bir ailede yaşamanın kazandırdığı alışkanlıklar
idare etme ve para biriktirme alışkanlığını kesin olarak kazanırsınız. bir üstteki yazarında belirttiği gibi tamir işinde de hayli yol alırsınız. iyi ki orta gelirli bir ailede doğmuşum.
devamını gör...
kale'm
dirilin dedi, iskeletinizden
üşüdüğünüz adımlarla ısınacak içiniz
karalama defteri ruhun kabuğu
ve mümkün değil incitmeden
sözcüklere bölmek renkleri
gerçeğin kanatları altında -zaman
uyunmuyor
herkes kendi adını biriktiriyor kum saatine
göğün gözünde herkes -bir
damla
kan
ve okşanmak için
değil
duvarlar
duymuyorsan gerçek olanı
senden bir ân değil sesin
ân ile bütün
değil
kalbim dinamit kuyusu*
biliciler yazıyor buzdan pençeleriyle tarihi
yirmi birinci yüzyılda -hâlâ
mürekkep yerine kan
ve en büyük güç boğazına kadar para
-her şey normalmiş taklidi yapılıyor…
burası görüntüler dünyası,
bugün ne giymese acaba küçük kızlar?
paravanlara voltaj yüklense biraz
aşık olabilirdi ev’siz birine altın prenses!
küçük adamlar sivriltip dişlerini
kimin büyük, güzel düşlerini ısırmasa…
olur mu büyük patronun gözüne girmemek!
incitmeden
yazmak kalemi
mümkün mü? -
penceremde güvercin masalları
rapunzel değilim, diyorum
göz içinde aynalar…
tanrı’m, ver bana ayaklarımı!
uzun bir yürüyüş için…
bağlaçsız gülümseyelim
hiçbir şey
normal
değil
kuyruklu bir yıldızdan düşmüş
-tüm
paramparça çocukların
göğsünde
sabahlıyorum
içimden
damla damla su
yürüyor…
sis’li geçmiş yüzümün ardı
dört duvar arası çelimsiz rüzgârlar
alnını güneşe dayamış
melankolik bir bulut
parmak uçlarımda
otuz yıl oldu öleli
doğumumu bekliyorum
kaç deniz sığar küçücük bir balığa,
bilmiyorum.
hangi fırtına göğü içinde
susar
başucunda melekler…
cennetin kokusuyla
dirilir kalbin
bir geceye, bir güne
kendi etrafında dönerken
her gün başka -uyanıyor ateş
su başka…
yedinci dem şiiri.
*şiiri yazarken şiirde geçen bu dizenin ahmed arif'in bir şiirinin adı olduğundan bihaberdim.
üşüdüğünüz adımlarla ısınacak içiniz
karalama defteri ruhun kabuğu
ve mümkün değil incitmeden
sözcüklere bölmek renkleri
gerçeğin kanatları altında -zaman
uyunmuyor
herkes kendi adını biriktiriyor kum saatine
göğün gözünde herkes -bir
damla
kan
ve okşanmak için
değil
duvarlar
duymuyorsan gerçek olanı
senden bir ân değil sesin
ân ile bütün
değil
kalbim dinamit kuyusu*
biliciler yazıyor buzdan pençeleriyle tarihi
yirmi birinci yüzyılda -hâlâ
mürekkep yerine kan
ve en büyük güç boğazına kadar para
-her şey normalmiş taklidi yapılıyor…
burası görüntüler dünyası,
bugün ne giymese acaba küçük kızlar?
paravanlara voltaj yüklense biraz
aşık olabilirdi ev’siz birine altın prenses!
küçük adamlar sivriltip dişlerini
kimin büyük, güzel düşlerini ısırmasa…
olur mu büyük patronun gözüne girmemek!
incitmeden
yazmak kalemi
mümkün mü? -
penceremde güvercin masalları
rapunzel değilim, diyorum
göz içinde aynalar…
tanrı’m, ver bana ayaklarımı!
uzun bir yürüyüş için…
bağlaçsız gülümseyelim
hiçbir şey
normal
değil
kuyruklu bir yıldızdan düşmüş
-tüm
paramparça çocukların
göğsünde
sabahlıyorum
içimden
damla damla su
yürüyor…
sis’li geçmiş yüzümün ardı
dört duvar arası çelimsiz rüzgârlar
alnını güneşe dayamış
melankolik bir bulut
parmak uçlarımda
otuz yıl oldu öleli
doğumumu bekliyorum
kaç deniz sığar küçücük bir balığa,
bilmiyorum.
hangi fırtına göğü içinde
susar
başucunda melekler…
cennetin kokusuyla
dirilir kalbin
bir geceye, bir güne
kendi etrafında dönerken
her gün başka -uyanıyor ateş
su başka…
yedinci dem şiiri.
*şiiri yazarken şiirde geçen bu dizenin ahmed arif'in bir şiirinin adı olduğundan bihaberdim.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
yalnızlığım hiç dinmedi. ya anlatamamaktan ya da anlaşılmamaktan. ömür bitiyor ama hiçbir şey değişmiyor.
devamını gör...
cinnet geçirten yazım yanlışları
hepsi bana alerji yapıyor. öyle ki bazen konuşurken bile kafamda "de ayrı" diyorum. bu da normal değil sanırım...
devamını gör...
sözlüğün en güzel kızı olmak
gizli düzenlenen son kız kıza zirvemizden 1 enstantane.
hangimiz daha güzeliz? niklerimizi şimdilik söylemiyorum.

normal sözlük kadınları girişine bu fotoğrafı koyabilirsiniz hepsinin izni var. tşk.
hangimiz daha güzeliz? niklerimizi şimdilik söylemiyorum.

normal sözlük kadınları girişine bu fotoğrafı koyabilirsiniz hepsinin izni var. tşk.
devamını gör...
hassas türk aile yapısı (yazar)
şimdi birçok tanımını okuyup oyladım da geldim. bazen güldürüyor, bazen ince bir kıymık batmış gibi oluyor tenime. memnunum durumdan.
devamını gör...
yitirilmiş herhangi bir şeyin başlangıcı ve sonu
bir fernando pessoa cümlesidir.
bir bütün olarak cümle olmadığına bakmayın. fernando pessoa’ya ait her şey parçalıdır, parçalara ayrılmıştır. o yüzden bazı huysuz edebiyat öğretmenlerine nispet yaparcasına bu sözcükler toplamına cümle demeye devam edeceğim.
yitirilmiş şeylerin toplamı tıpkı yarım kalmış bir cümle gibi hayatımızın aynasıdır. bir başı bir sonu vardır ama onu bir bütün olarak nitelemek için bu başlangıç ve bitiş asla yeterli değildir. hatta yeterliye yakın bir sıfat bile kullanamayız onlar için.
yitirilmiş her şeyin başlangıcı bize bir sona ulaşma yanılsaması sunar. yitireceğimiz bilmeden başladığımız ya da başladığında maruz kaldığımız her şeyin iyi kötü bir sonu olacaktır ve yukarıda dediğim gibi bir sona ulaşma garantisi olmayacaktır buna rağmen.
yitirilmiş her şeyin sonu bize bir başlangıç olduğu fikrini verir. bu fikir ya bitişine şahit olduğumuz şeyin evvel zaman içinde sahip olduğu başlangıcı anlatır ya da sona eren şeyin yeni bir şeyin başlayacağına neden olacağına dair kırık biri umudu.
yitirdiğimiz her şeyle birlikte hayatımız biraz da olgunlaşır. olgunlaşan her şey gibi bir sonraki aşama çürüme olacaktır. cioran’a selam olsun. çürümeye başladıkça yitirdiğimiz her şeyin başlangıcı ve sonu silikleşiyor artık. sadece iki uç arasında yaşanan hayal kırıklıkları kalıyor avucumuzda.
çünkü insan doğar, çürür ve ölür.
bir bütün olarak cümle olmadığına bakmayın. fernando pessoa’ya ait her şey parçalıdır, parçalara ayrılmıştır. o yüzden bazı huysuz edebiyat öğretmenlerine nispet yaparcasına bu sözcükler toplamına cümle demeye devam edeceğim.
yitirilmiş şeylerin toplamı tıpkı yarım kalmış bir cümle gibi hayatımızın aynasıdır. bir başı bir sonu vardır ama onu bir bütün olarak nitelemek için bu başlangıç ve bitiş asla yeterli değildir. hatta yeterliye yakın bir sıfat bile kullanamayız onlar için.
yitirilmiş her şeyin başlangıcı bize bir sona ulaşma yanılsaması sunar. yitireceğimiz bilmeden başladığımız ya da başladığında maruz kaldığımız her şeyin iyi kötü bir sonu olacaktır ve yukarıda dediğim gibi bir sona ulaşma garantisi olmayacaktır buna rağmen.
yitirilmiş her şeyin sonu bize bir başlangıç olduğu fikrini verir. bu fikir ya bitişine şahit olduğumuz şeyin evvel zaman içinde sahip olduğu başlangıcı anlatır ya da sona eren şeyin yeni bir şeyin başlayacağına neden olacağına dair kırık biri umudu.
yitirdiğimiz her şeyle birlikte hayatımız biraz da olgunlaşır. olgunlaşan her şey gibi bir sonraki aşama çürüme olacaktır. cioran’a selam olsun. çürümeye başladıkça yitirdiğimiz her şeyin başlangıcı ve sonu silikleşiyor artık. sadece iki uç arasında yaşanan hayal kırıklıkları kalıyor avucumuzda.
çünkü insan doğar, çürür ve ölür.
devamını gör...
pastırma reçeli
#1127983">#1127983 tanıma ithafen;
çook sevdiğim reçel ve çörek işi ortağım pastirmalicorek reklamımızı yapmaya devam ediyor görüyorum ki*. kendisini bu harika fikirden dolayı tebrik ediyorum*.
çook sevdiğim reçel ve çörek işi ortağım pastirmalicorek reklamımızı yapmaya devam ediyor görüyorum ki*. kendisini bu harika fikirden dolayı tebrik ediyorum*.
devamını gör...
kadın olduğu için bir yazara artı oy vermek
sözlükteki bazı varoş erkeklerin çok sık yaptığı eylemdir. kadın uykum var diye entry girmiş 10 beğeni almış. biz burada 10 satır tanım giriyoruz okuyan yok.
devamını gör...
banucabirhayat
geçtim formatın içinden sözlüğü eyledim viran adlı çalışmam.
#1067333teyzeye deli denmez zırdelidir o.*

amacım tamamiyle hayatı öğretmektir küçük hanım. insana hep en yakınları çelme takar.*

canım yeğenim o günün video ve görüntüleri elimde. şimdi büyüdün yani yanlışlıkla falan okul gruplarına düşer maazallah ona göre yani sen yinede teyzem artık bizi kandıramıyor diye çok şey etme derim.


canım furkanım olmasa zaten bize ekmek çıkmıyor artık. bunlar abi kardeş büyüdü. yıldız tozu ve abisi* eskisi gibi kandıramıyor, uğraşmıyorum. oyun oynarken şakacıktan bam güm hırpalayamıyorum onlar benim canıma okuyor sonra bizzat teyzeleri tarafından mızıkçılık çıkıyor. canım furkanım iyi ki varsın. * bunlar hep tü kaka. *
biz de sizi seviyoruz hanımefendi. berhudar ol, seni seviyorum diyenlerin çok olsun. *
#1067333teyzeye deli denmez zırdelidir o.*

amacım tamamiyle hayatı öğretmektir küçük hanım. insana hep en yakınları çelme takar.*

canım yeğenim o günün video ve görüntüleri elimde. şimdi büyüdün yani yanlışlıkla falan okul gruplarına düşer maazallah ona göre yani sen yinede teyzem artık bizi kandıramıyor diye çok şey etme derim.


canım furkanım olmasa zaten bize ekmek çıkmıyor artık. bunlar abi kardeş büyüdü. yıldız tozu ve abisi* eskisi gibi kandıramıyor, uğraşmıyorum. oyun oynarken şakacıktan bam güm hırpalayamıyorum onlar benim canıma okuyor sonra bizzat teyzeleri tarafından mızıkçılık çıkıyor. canım furkanım iyi ki varsın. * bunlar hep tü kaka. *
biz de sizi seviyoruz hanımefendi. berhudar ol, seni seviyorum diyenlerin çok olsun. *
devamını gör...
çocuk aspirini
şu minik pembe tatlı olan haplar, muhteşem tat.*
devamını gör...
merdumgiriz_
nickaltının niye böyle dutluk kaldığını merak ettiğim yazar. halbuki buraların da hobaaa3434 isimli sözlük fenomeninin nickaltı gibi sayfa sayfa dolması gerekiyor oysa.
neyse ki rutin nickaltı ziyaret rotama kendisini eklemiş bulunuyorum, bundan böyle buralar artık dutluk kalmayacak.*
neyse ki rutin nickaltı ziyaret rotama kendisini eklemiş bulunuyorum, bundan böyle buralar artık dutluk kalmayacak.*
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
fikirlerimin ciddiye alındığı tek yer olabilir.
bu zamanda kimse kimseyi dinlemiyor artık.
bu zamanda kimse kimseyi dinlemiyor artık.
devamını gör...
kolay giren ama zor çıkan şeyler
dar pantolon
devamını gör...
kültür emperyalizmi
bir emperyalizm yöntemi. kültür kalıpları, ekonomik, siyasal ya da toplumsal olsun bir toplumun ana değerlerinin göstergesidir. kültür emperyalizmi bir ülkenin kendi kültürel değerlerini ve ideolojisini başka bir ülkenin halkına benimsetmesidir. kitle haberleşme araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması üzerine her devlet kendi kültürel değerlerini başka devletlerin halklarına iletme olanağına kavuşmuştur. gerçekten de bir ulusun değerlerini ele geçirmek için etkin bir kontrol yöntemi olarak kabul edilebilir. kültür emperyalizmi diğer emperyalizm yöntemlerinin uygulanması için uygun zemini hazırlar, yani tamamlayıcı bir rol oynar. başarıya ulaşma şansı en yüksek ve en yumuşak görünen emperyalizm çeşididir. egemenliğine çok bağlı ülkeler, bu konuda abartılı davranarak, kendi dillerini isimlerini giysilerini değiştirerek batılı yaşam stilindenkendilerini kurtarabileceklerini ve dolayısıyla bağımlılıklarından kurtulabileceklerini düşünmüşlerdir. çağımızda bu konuya en büyük örnek olarak comintern'in bütün ülkelerdeki komünist partilerinin sovyet dışı politikasını desteklemek yolundaki çalışmalarını verebiliriz. bugün abd'nin geniş ölçüde kullandığı yöntemlerden biridir.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
(bkz: muhafazakâr marksist reis)
devamını gör...
