bi konu hakkında bilgisi yoksa ağzını gereksiz yere açıp, boş yapmayan, kafa ütülemeyen, karizma kişiliktir. görüntü de cool’luk bi güneş gözlüğüne bile bakabilir.
devamını gör...

henüz hiç yapmadığım bir aktivite.
devamını gör...

betimleme, sözcüklerle resim çizme işidir. görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama duyuları aracılığıyla varlıkların niteliklerini, bu varlıkların duyular üzerinde uyandırdıkları izlenimleri betimlemektir. roman tarzı kitaplarda sıkça betimleme ile karşılaşabilirsiniz. betimleme kısaca, size bir fotoğraf anlatılıyormuş hissiyatı verir ve de sıfatlar çokça kullanılır.
devamını gör...


piyanist ve besteci fazıl say, chp'yi eleştirdi. "siz kazanamazsınız kardeşim. siz kazanmaktan da korkuyorsunuz. siz iktidardan korkuyorsunuz. siz genç nesile ulaşmaktan, 40 yıllık kürt sorunundan korkuyorsunuz" diyen say, "atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız, anlamadığınız atatürk’ün maalesef tahmini 100 yıl gerisindesiniz" ifadesini kullandı.

piyanist ve besteci fazıl say, kişisel ınstagram hesabında 'chp'ye naçizane bir eleştiri' notuyla bir paylaşımda bulundu. ne zaman halk tv'de tartışma seyretse, ne zaman bir bakkalda sözcü gazetesinin manşetine rastlasa, ne zaman bir chp'liyi bir kanalda konuşurken televizyonda görse hep aynı duyguyu hissettiğini söyledi. bunu 'korku' olarak tanımlayan say, şunları söyledi:

"korku, korku... korku kötü şeydir. korku kendinde başlar. ve maalesef sevginin zıttıdır, cesur olmayan sevemez. cesur olmayan kazanamaz. siz kazanamazsınız kardeşim! siz kazanmaktan da korkuyorsunuz! siz iktidardan korkuyorsunuz! siz genç nesile ulaşmaktan, 40 yıllık kürt sorunundan korkuyorsunuz! siz laiklik savunmayı da bu korkuyla yapamazsınız. laiklik savunmayan kadın haklarını savunacak? 'olanın iyisi'? bu ama öyle bir konu değil...
'siz atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız'
salgını, şu tüm hataları, türkiye’nin durumunu; her şeyi... siz atatürk’ü hele hiç anlamamışsınız, anlamadığınız atatürk’ün maalesef tahmini 100 yıl gerisindesiniz, korku yılı olarak da 100 ışık yılı gerisindesiniz, atatürk 'bugünkü sizin' çok ilerinizde, sandığınızdan da ilerisinde. çünkü 'korkmuyordu' o. korku ışık yıllarıyla ölçülür...
'bize cesur insanlarla gelin, sıkışıp kalmışlığınızı atın'
siz korkunun çağındasınız. ve maalesef bunu bize yansıtıyorsunuz ve bizi eritiyorsunuz. bize; bu ülkede, özellikle gençlere ve kadınlara, gerçek anlamda umut vermemenizin nedenidir; bu korku. tek tavsiyem var kardeşim; içinizde korkmayanların sayısını arttırın. gençler cesur, kadınlar cesur, sayısını arttırın. bırakın korkuyu. bize cesur insanlarla gelin. sıkışıp kalmışlığınızı atın. dertlerinizi atın. nefes alın. nefes! güven verin."


buradan
devamını gör...

sertab erener-gel barışalım artık.
devamını gör...

türkçe'de gül ağacı olarak da bilinen bir ağaçtır. enstruman yapımında kullanılır.
ses özellikleri açısından brezilya, madagaskar gül ağaçları ve yine aynı familyadan gelen cocobolo üst düzey klasik ve flamenko gitarların gövdesinde en çok tercih edilen türleridir. bu ağaçla yapılan ud ve tanbur enfes sesler üretir.
devamını gör...

ne yazık ki böyle beyefendi ve hanımefendi ler, çok az varsa bile eskilerden kalanlar dir evden dışarı çıkmaz lar kaba insanların yüzünden.
diğer kötü tarafı eğer bu nazik, efendi, toplum kurallarına uyan kişi erkek ise,korkak, zayıf,efemine diye yaftalanir.
efendilik bu ülkede maalesef işe yaramıyor.
devamını gör...

kendini yetiştirmiş, saygılı, nerede ne konuşmasını bilen, insanlara nasıl davranacağını bilen bir insandan neden sıkılayım ki? sonuna kadar efendi, merhametli ve saygılı erkekleri savunacağım. böyle insanlarla hayat daha da güzelleşir, şayet siz de aynı şekildeyseniz bir senkronizasyon yakalayıp hayatı neşeli hâle getirirsiniz.
devamını gör...

''diş hassasiyeti, dentin hassasiyeti veya kök hassasiyeti için kullanılan genel bir terimdir. sıcak, soğuk, tatlı, ekşi veya çok fazla asitli yiyecek ve içecekler; soğuk hava şartları dişlerinizin ağrımasına ya da hassaslaşmasına neden olur.''

son bir kaç aydır başıma gelen durum. insanın iştahını kesen ve modunu düşüren kötü bir şey.
devamını gör...

çiftçinin mağdur olmasındaki ana sebeptir.
devamını gör...

yine geç keşfettiğim için üzüldüğüm ama güzel, kendinden bir şeyler kattığı ve bilgilendirici tanımlariyla beni benden alan bir yazar.. yazmaya hep devam etsin ve ben de heyecanla takip edeyim istediğim yazar. teşekkür ederim efendim. *
devamını gör...

tek odada neler yapılabileceğini göstermiş. dahası şimdiye kadar yapılamamış başyapıt.

bu filmi 10 yaşından küçük kuzenlerime açtım (4-5 kişi) filmi tek solukta izlediler ve çok beğendiler.
animasyon olmazsa izlemem çok sıkıcı diyen çocuklar bile tek odada geçen siyah beyaz bir filmi izliyorsa bir açın bakın sizde yani.
devamını gör...

yine işsizliğin tanımı değişti herhalde dedirten olay.
yoksa insanlar bu haldeyken işsizliğin azalması, rüyada dahi görülemeyecek bir ihtimal. *
devamını gör...

ekşi mahlasımdı, burada da aldım.
devamını gör...

maaş, özgürlüklerinden vazgeçmek için verilen bir rüşvettir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

biraz efektle harmanlanıp ortaya çıkan fotolardir aynı zamanda.
devamını gör...

kimisi gecenin karanlığından çok korkarken kimisi çok sever. ben çok seviyorum, gece olmasaydı yıldızları göremezdim.
devamını gör...

jorge luis borges tarafından hazırlanan babil kitaplığında bir franz kafka kitabıdır.

kafka okumak benim için bir tutkudur. yazdığı her şeyi okudum, hakkında yazılan her şeyi de. kendim için görünen o ki okumaya da devam edeceğim.

bu bir öykü kitabı ve içindeki en önemli öykülerden biri de kitaba adını vermiş olan akbaba. her okuduğumda bu dünya üzerinde nasıl yalnız ve çaresiz bırakıldığımızı, zaten kaybetmiş olduğumuz bir savaşı sürdürmek konusunda ne kadar gereksiz bir heves duyduğumuzu hatırlarım.

akbaba, bu kitabı ilk okuduğumdan beri kemirmekte vücudumu ve ben yardım etmeye söz veren o adamın gelmesini bekliyorum.

yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar okudum... aslında insan aradan bunca zaman geçince bir kitabı yeninden okuduğunda farklı duygular hisseder, farklı fikirler edinir, farklı yerlerin altını çizer. ancak benim kafka’yla ilişkim sanırım biraz farklı, sanki ezberimdeki bir metni okur gibi okudum kitabı yeniden, her sözcüğe aşinaydım. aynı duygu yoğunluğu, aynı hayranlıkla... elbette yeni fark ettiğim şeyler de oldu ama eski bir dostla karşılaşınca şakaklarındaki kırları fark etmek gibiydi. okuyunuz efendim, tekrar tekrar okuyunuz...
devamını gör...

'ben feleğiiiiiiiin şu çarkına çomak sokarııııııııııııııııım' en çok bu şarkıyı bağırarak söylemeyi seviyorum.
devamını gör...

"şimdi karşıya geçebilirsiniz"
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim