ötüken neşriyat
ötüken neşriyat a.ş., 1964 yılında istanbul/şehzadebaşı’nda kuruldu ve yayın hayatına necip fazıl kısakürek’in reis bey isimli tiyatro eserini neşrederek başladı.
ötüken neşriyat a.ş.’nin yayınlarındaki temel gayesi türk tarihine, türk kültürüne, türk edebî birikimlerine, türk milletinin yaşayış ve dünya görüşünü ileriye taşıyacak türden her türlü ilim, fikir ve sanat eserlerine rağbeti artırmak, bu konuları ve bu konularda yazılmış eserleri tanıtıp geliştirmektir.
ötüken neşriyat a.ş., basın yayın birliği, yayıncılar birliği, türkiye basım yayın meslek birliği kuruluşlarına üyedir.
ötüken neşriyat a.ş.’nin yayınlarındaki temel gayesi türk tarihine, türk kültürüne, türk edebî birikimlerine, türk milletinin yaşayış ve dünya görüşünü ileriye taşıyacak türden her türlü ilim, fikir ve sanat eserlerine rağbeti artırmak, bu konuları ve bu konularda yazılmış eserleri tanıtıp geliştirmektir.
ötüken neşriyat a.ş., basın yayın birliği, yayıncılar birliği, türkiye basım yayın meslek birliği kuruluşlarına üyedir.
devamını gör...
kediye sarılmak
huzur verir.
devamını gör...
bir kişide koronavirüsün iki varyantına birden rastlanması
artık umrumda değil. isterse insan formuna girsin korona. 2 yıl oldu. ömür boyu korona konuşmak istemiyorum.
devamını gör...
havuç
gözlere sanıldığı gibi ekstra iyi gelmeyen sebze.
bahsedilen bilgi, aslında 2. dünya savaşı esnasında radar teknolojisini almanlardan gizlemek isteyen ingiliz ordusunun bir propagandasıydı.
propaganda o kadar başarılı olmuştu ki; çocuklara dondurma yerine havuç yenilmesi öğretiliyor, çubuk havuçlar satılıyordu.
anlayacağınız üzere, havuç bir zamanlar aşırı popüler bir sebzeydi.
o dönemlere ait fotooğraflar:


havuç sadece a vitamini ekslikliği olduğu durumlarda göze iyi gelir ama mucizeler yaratmaz. daha iyi göreceğim diye abartıya kaçılmaması gerekir. ciddi miktarlarda alındığında ciltte sarı-turuncu renkler bırakabilir.
bahsedilen bilgi, aslında 2. dünya savaşı esnasında radar teknolojisini almanlardan gizlemek isteyen ingiliz ordusunun bir propagandasıydı.
propaganda o kadar başarılı olmuştu ki; çocuklara dondurma yerine havuç yenilmesi öğretiliyor, çubuk havuçlar satılıyordu.
anlayacağınız üzere, havuç bir zamanlar aşırı popüler bir sebzeydi.
o dönemlere ait fotooğraflar:


havuç sadece a vitamini ekslikliği olduğu durumlarda göze iyi gelir ama mucizeler yaratmaz. daha iyi göreceğim diye abartıya kaçılmaması gerekir. ciddi miktarlarda alındığında ciltte sarı-turuncu renkler bırakabilir.
devamını gör...
2002 doğumlu birini ciddiye almak
amerika birleşik devletleri'nde milyar dolarlık şirketlerin ceo'larından, sanatçılara, bilim adamlarından sıradan insanlara varıncaya kadar pek çok sınıftaki insanın katıldığı bir araştırmada insanlara, "size üçüncü bir göz verilse ve bunu istediğiniz bir yere konumlandırma imkanınız olsa nereye konumlandırırdınız? neden? " soruları sorulmuş ve ve en mantıklı yanıtı 3 yaşındaki bir anaokulu öğrencisi söz konusu üçüncü gözü işaret parmağının ucuna taktırmak istediğini söyleyerek ve gerekçe olarak da dar yerlere kaçan oyuncaklarını ararken orada olup olmadığından emin olmak istediğini söyleyerek vermişti.
bu araştırmayı ve en mantıklı cevabı bir anaokulu öğrencisinin verdiğini bildiğimden beri her yaştaki insanın düşüncesine önem veririm ve dinlemem gerekiyorsa dinlerim. nitekim allah, (yusuf suresi, 76: "... her bilenin üstünde daha çok bilen biri vardır.") buyurur.
başlığa dönecek olursak akıl yaşta değil, başta olduğu için 2002 doğumlu biri, gayet de ciddiye alınabilecek biridir. konuşmasına izin vermek ve can kulağı ile dinlemek gerekir. konuştukları hakkında hüküm daha sonra verilir.
bu araştırmayı ve en mantıklı cevabı bir anaokulu öğrencisinin verdiğini bildiğimden beri her yaştaki insanın düşüncesine önem veririm ve dinlemem gerekiyorsa dinlerim. nitekim allah, (yusuf suresi, 76: "... her bilenin üstünde daha çok bilen biri vardır.") buyurur.
başlığa dönecek olursak akıl yaşta değil, başta olduğu için 2002 doğumlu biri, gayet de ciddiye alınabilecek biridir. konuşmasına izin vermek ve can kulağı ile dinlemek gerekir. konuştukları hakkında hüküm daha sonra verilir.
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
türk milleti zekidir, türk milleti çalışkandır.
devamını gör...
kitaplardaki cümlelerin altını çizmek
altı çizili olan kitabı biri ödünç isteyince yaralarını, anılarını da istiyor gibi hissettirir.
devamını gör...
1 takipçisi olan yazar
takipçi sayısı çok olana beşi bir yerde mi takıyorlar?
1 takipçisi olan yazar.
1 takipçisi olan yazar.
devamını gör...
normal sözlük'ün zararları
girince dizi film kitap okumak gibi aktiviteleri pek yapamıyorsun vaktinin çoğu burada geçiyor demek istediğim başlıktır.
devamını gör...
linç yerim korkusuyla hiçbir konuda dürüst olamamak
bir süre sonra dürüstlük kavramını sorgulatacak olan durumdur. maalesef günümüzde oluşan ilginç bir linç kültürü var ve sağolsun sosyal medya bile bu ateşe odun atıyor, harlıyor ateşi habire. bu korkuyla da devam edersek dürüstlük, güven gibi kavramlar da tarihe karışacak yavaş yavaş. insani özelliklerimiz yok olacak, kişiler arası ilişkiler de iyice bozulacaktır devamında...
lütfen çocuklarınıza dürüstlük kavramını öğretmeye çalışın. ileride çok ihtiyacımız olacak çünkü...
lütfen çocuklarınıza dürüstlük kavramını öğretmeye çalışın. ileride çok ihtiyacımız olacak çünkü...
devamını gör...
karantinada okunacak kitaplar
roman okumak isteyenler için;
- yaban
- genç werther’in acıları
- yeraltından notlar
- kumarbaz
- dövüş kulübü
————————————————————————-
felsefe, siyasi ve strateji içerikli karışık okumak için;
- hükümdar/prens (işkültür yayınlarında hükümdar, can ve say gibi yayınlarda prens diye geçmektedir.)
- devlet
- sokrates’in savunması
- savaş sanatı
- batı felsefesi tarihi
—————————————————————————
atatürk ve cumhuriyet içerikli okumak için;
- nutuk
- zabit ve kumandan ile hasbihal ( subay ve komutan ile söylev. mustafa kemal atatürk ve hem mahalle, okul ve silah arkadaşı olan nuri conker’in beraber yazdığı bir kitaptır.)
- cumhuriyet ( turgut özakman)
- yaban ( yaban’ı buraya da dahil etmemin sebebi kurtuluş savaşı yıllarındaki durumu farklı bir perspektifle ele almasıdır.)(bkz: yaban (kitap))
- yaban
- genç werther’in acıları
- yeraltından notlar
- kumarbaz
- dövüş kulübü
————————————————————————-
felsefe, siyasi ve strateji içerikli karışık okumak için;
- hükümdar/prens (işkültür yayınlarında hükümdar, can ve say gibi yayınlarda prens diye geçmektedir.)
- devlet
- sokrates’in savunması
- savaş sanatı
- batı felsefesi tarihi
—————————————————————————
atatürk ve cumhuriyet içerikli okumak için;
- nutuk
- zabit ve kumandan ile hasbihal ( subay ve komutan ile söylev. mustafa kemal atatürk ve hem mahalle, okul ve silah arkadaşı olan nuri conker’in beraber yazdığı bir kitaptır.)
- cumhuriyet ( turgut özakman)
- yaban ( yaban’ı buraya da dahil etmemin sebebi kurtuluş savaşı yıllarındaki durumu farklı bir perspektifle ele almasıdır.)(bkz: yaban (kitap))
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
"bahçede çiçek solmuş, soğukmuş ve susuzmuş
bir tekne var açıkta, halatından kurtulmuş
tepede kuyuymuş, yağmursuz kurumuş
gökyüzünde bir martı, sürüsünden kovulmuş"
devamını gör...
rusya denince akla gelenler
kafkasyayı işgal eden, yüzbinlerce kafkasyalıyı katleden zalim devlet.
devamını gör...
günaydın sözlük
şu sıralar günaydın mesajının verdiği o garip mutluluğa hasretim.
o yüzden bu tanımı okuyan günaydın mesajı almamış, ya da tek n'li kuru kuru günaydın mesajı almış, günü aymış ya da aymamışlara kısacası tüm sözlük halkına "günaydıııın sözlük" diyorum. umarım gününüz güzel geçer.
o yüzden bu tanımı okuyan günaydın mesajı almamış, ya da tek n'li kuru kuru günaydın mesajı almış, günü aymış ya da aymamışlara kısacası tüm sözlük halkına "günaydıııın sözlük" diyorum. umarım gününüz güzel geçer.
devamını gör...
bir anda her şeyi unutacakmış gibi olma hissi
neredeyse her gün aklıma düşen bir his. arabayı kullanmayı bir sonra ki gün unutursam? klavye kullanmayı bir kaç saat sonra unutursam ? gibi düşüncelere dalıyorum google'da araştırdığımda (bkz: anskiyete) bozukluğu olarak çıkıyor. ama tam olarakta öyle değil gibi. işin içinden çıkamadım.
devamını gör...
ekrem akurgal
türk arkeolojisinin babası. nam-ı diğer hocaların hocası. dtcf arkeoloji'nin kurucusu. tarih camiasında halil inalcık neyse arkeoloji camiasında da akurgal hoca odur. rahmetliye çiftçi bir toprak ağasının oğlu olduğu için çiftliği falan sorulunca "canım ne yapacaksınız? param bittiği zaman tarla satıyorum kitap alıp, arabayı değiştiriyorum" dermiş.
devamını gör...
ağlayan kadınlar lahdi
mö. 4.yüzyıla tarihlenen ve mö 360'ta ölen sidon (sayda) kralı straton'a ait olduğu düşünülen lahit.
1887'de (bkz: osman hamdi bey)'in yürüttüğü sayda kral nekropolü'ndeki kazılarda çıkan lahitlerden biridir. bir diğeri için (bkz: iskender lahdi). bu kazıda bulunan lahitlerin sergilenmesi için (bkz: istanbul arkeoloji müzesi) ana binası inşa edildi. binanın mimarı vallaury, binanın dış cephesinde ağlayan kadınlar lahdi'nden esinlenmiş.

lahdin üst kısmında cenaze ve av sahneleri resmedilmiş ancak bu lahit, adını dört cephesinde bulunan 18 tane ağlayan kadın figüründen alıyor. sütunlar arasındaki bu kadınlar, birbirinden farklı pozlarda ve hepsinin yüzlerinde ölen kral için duydukları kederi görebiliyoruz. tüm figürler öyle incelikle yontulmuş ki hepsini ayrı ayrı incelemeniz gerekiyor.

ağlayan bu kadınların kim olduklarıyla ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, cenazelerde ağlama ve ağıt yakma işini meslek edinmiş, bu işi para karşılığında yapan ''ağlayıcı kadınlar'' oldukları ya da yüzlerindeki kedere bakıldığında gerçekten acı duyan, ağıt yakan kralın eşleri ve haremindeki kadınlar oldukları düşünülüyor.
lahit, müzenin sidon kral nekropolü odasının ortasında, iskender lahdi'nin hemen yanında bulunuyor. gezmeyi en sevdiğim müzenin, bakmayı, etrafında dört dönüp incelemeyi en sevdiğim eserlerinden birisi.
lahitle ilgili kısa ve bilgilendirici bir video izlemek için buradan
1887'de (bkz: osman hamdi bey)'in yürüttüğü sayda kral nekropolü'ndeki kazılarda çıkan lahitlerden biridir. bir diğeri için (bkz: iskender lahdi). bu kazıda bulunan lahitlerin sergilenmesi için (bkz: istanbul arkeoloji müzesi) ana binası inşa edildi. binanın mimarı vallaury, binanın dış cephesinde ağlayan kadınlar lahdi'nden esinlenmiş.

lahdin üst kısmında cenaze ve av sahneleri resmedilmiş ancak bu lahit, adını dört cephesinde bulunan 18 tane ağlayan kadın figüründen alıyor. sütunlar arasındaki bu kadınlar, birbirinden farklı pozlarda ve hepsinin yüzlerinde ölen kral için duydukları kederi görebiliyoruz. tüm figürler öyle incelikle yontulmuş ki hepsini ayrı ayrı incelemeniz gerekiyor.

ağlayan bu kadınların kim olduklarıyla ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, cenazelerde ağlama ve ağıt yakma işini meslek edinmiş, bu işi para karşılığında yapan ''ağlayıcı kadınlar'' oldukları ya da yüzlerindeki kedere bakıldığında gerçekten acı duyan, ağıt yakan kralın eşleri ve haremindeki kadınlar oldukları düşünülüyor.
lahit, müzenin sidon kral nekropolü odasının ortasında, iskender lahdi'nin hemen yanında bulunuyor. gezmeyi en sevdiğim müzenin, bakmayı, etrafında dört dönüp incelemeyi en sevdiğim eserlerinden birisi.
lahitle ilgili kısa ve bilgilendirici bir video izlemek için buradan
devamını gör...
hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusu
panda/koala: öğretmen
vurmayın ironi yapıyorum, öğretmenim. ama kişisel olarak panda ya da koala olmak isterdim orası ayrı.*
biri gelip
(bkz: öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması) ,
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 3 hafta daha yatacak olması)
(bkz: öğretmenlerin almış olduğu parayı hak etmemesi)
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 1 senedir yatıyor olması)
(bkz: öğretmenlerin küresel ısınmaya sebep olması) gibi bakınızlar verip bizi etiketler nasılsa.
vurmayın ironi yapıyorum, öğretmenim. ama kişisel olarak panda ya da koala olmak isterdim orası ayrı.*
biri gelip
(bkz: öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması) ,
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 3 hafta daha yatacak olması)
(bkz: öğretmenlerin almış olduğu parayı hak etmemesi)
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 1 senedir yatıyor olması)
(bkz: öğretmenlerin küresel ısınmaya sebep olması) gibi bakınızlar verip bizi etiketler nasılsa.
devamını gör...


