başkan konuşuyor sevgili yazarlar. bir insanın kendi balkonunda sigara içmesi kadar doğal ne olabilir? üç gündür komşumuz tarafından taciz ediliyoruz. makul davranmaya çalıştıkça tepemize çıkıyorlar. bunu neden buraya yazıyorum çünkü gerginim. oturup efendice konuşuyoruz olmuyor. bazı insanların anlamsız ısrarı hayatı çok çekilmez yapıyor. hele ki komşunuzsa. tam tepemizde sürekli balkona çıkmamızı bekleyen insan topluluğu var. kendi evimde rahat değilim yahu!

yakında karakolluk olacak yazardan sevgiler
devamını gör...

"türkiye" kelimesi, ii. haçlı seferleri sırasında anadolu'ya gelen italyan askerleri tarafından ilk kez ortaya atılmıştır. seferler sırasında olan biteni kaydeden memurlar bulunur. örneğin osmanlı devleti'nde sultan'ın gölgesi gibi yanında olan, ne olursa kaydeden kişilere vakanüvis denmiştir. anadolu'ya yüksek ihtimalle ilk kez gelen italyan askerleri buralarda türk-islam nüfusun yoğunluğunu görünce "türklerin yaşadığı yer" anlamında buralara "turchia" demişlerdir. zamanla bu deyim selçuklu'ya geçerek 1077'de "türkiye selçuklu devleti" ismi de verilen devlete adını vermiştir (bkz: anadolu selçuklu devleti). aslında selçuklu, osmanlı ve ilk dönemde cumhuriyet'e de bu kelime "türkiya" şeklinde geçmiştir ki bunun iki sebebi vardır. birinci sebebi kelimenin italyanca'dan geçmiş olması ve italyanlar'ın da kelimeyi turchi"a" şeklinde ifade etmiş olmalarıdır. ikinci sebep ise tamamen o dönemlerde kullanılan alfabe ile ilgilidir. anadolu selçukluları döneminde islamiyet'i halen tam benimseyememiş ve şamanizm'den geçiş sürecini yaşayan türk halkı kelimeyi "türkiya'dan" "türkiye'ye" evirmiş olmasına rağmen alfabeden dolayı 1 kasım 1928'deki harf devrimi olayına dek belgelerde kelime "türkiya" şeklinde de okunabilecek şekilde yazmıştır. arap alfabesindeki "he" harfi osmanlı türkçesi kurallarına göre kelimenin sonuna geldiğinde "a" veya "e" sesi okutabiliyordu. dolayısıyla cumhuriyet'teki harf inkılabına dek kelime tam anlamıyla halk arasında okunduğu gibi yazılamamıştır. günümüzde italyanca'da türkiye kelimesinin karşılığı halen "turchia'dır".
devamını gör...

sigara pnömonisi olarak adlandırabileceğimiz bir zatürre hastalığı.
kuru öksürük,dispne(nefes darlığı), parmaklarda çomaklaşma ile karakterize bir hastalıktır.
alveolleree kahverengi renkli makrofajlara rastlanabilir.
diğer interstisyel akciğer hastalıklarından farkı fibrozisin olmamasıdır.
tedavide steroid+ sigarayı bırakma kaydıyla tamamen geçebilmektedir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

başlığı okur okumaz cevap aklınıza geliyordur ama yine de yazalım. güzel ülkemiz türkiye.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kaynak: www.dogrulukpayi.com/bulten...
devamını gör...

şahsi fikrimdir.

bazı bayların, 2-3 nickaltı iltifatından sonra bile havalara girdiğini üzülerek takip ediyorum kurmaylarımla. bir tavırlar, ben çok çapkınım kimseye yüz vermem pozları. bakıyorum olayı ne diye, hepi topu kızın biri gelip "çok şeker yazar" yazmış.

erkeklik bu değil. malumumuz kızlar daha hassas canlılar. ağır aşklardan sonra hemen sözlükten kaçıp yeni nickle geri geliyorlar. saç rengini değiştirme gibi düşünelim bunu. onları da eleştirmem, eleştirenin karşısında dururum hatta.

bununla da kalmaz nüfus kütüğünü il-ilçe ifşa ederim.
devamını gör...

ilkokuldayken bir tiyatro gösterisine gitmek için bilet satılıyordu. sadece 1.5 liraydı neredeyse tüm arkadaşlarım gidiyordu ama ben annem gile söylemeye çekinmiştim. neden bilmiyorum belki paramız yoktu diye belki de gitmemi istemezler diye düşündüm hatırlamıyorum ama arkadaşlarım gelip çok güzeldi falan diye anlattıklarında üzülmüştüm bayağı. başlığı görünce aklıma ilk gelen bu oldu. sizin de düşündükçe ukdelerinizin sayısı artıyor mu?
devamını gör...

dün dündü.. bugün bugündür..
bir vizyonsuzluk vecizesi..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şarkıdan tiksinsem de, bu mottuyu dehşetül vahşet bulsam da, haklı olabileceğini düşünüyorum. şu hayatta asla yapmam dediğim bir iki hareketim oldu, prensiplerimle ters düşüp kendimden tiksindiğim. o günlerden beri büyük konuşmama taraftarıyım.

herkesten her an her şeyi beklemek, şaşırmamaya alışmak böyle bir şey.
devamını gör...

cüppeli ahmet'in bir vaazında '' bir gecede 1400 şarkı''yapan şarkıcılar için sarf ettiği sözlerin önce remixi yapıldı. dillere pelesenk oldu.
sonrasında haluk bilginer ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışma gerçekten enfes. sürekli dinliyorum. indirip arabamda da dinleyeceğim. bayıldım.
devamını gör...

bodrum yangınının konumunu şöyle belirtmek gerekirse,
titanik, la blance ve lujo gibi lüks otellerin kapladığı adanın yanında çıktı.
bodrum’un yükselen nüfusu ve kirlenen doğasında göz dikilmiş olan gözde konumdur.
bu konum ve çevresi imara açılsın diye ufak ufak yangınlar çıkıyordu. meridien otel yine yakın çevrede ve yakın zamanda yine yangın sonrasında yapıldı.
para babalarının özel uçakları ile indiği otel konseptleri için arazi ve alan lazım tabi.
umarım buna sebep olanlar da yanar!
devamını gör...

avrupa'ya seyahat eden binlerce kültürsüz malı geçtim avrupa'da yaşayıp da çomar olarak kalmayı becerenler var.*

t: coğrafi olarak konum değiştirince kültürel olarak gelişim gerçekleştiği önermesini içinde barındıran beyinsizce bir ifade.
devamını gör...

mavi,
bir renkten daha fazlası bence.
sonu olmayan bir gökyüzü,
umut dolu bir deniz.

cemal süreya
devamını gör...

yaşasın devrim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kafa sözlüğün kadın yazarlarıdır. her ortamda olduğu gibi sakin serin kanlı analitik tanımlar girerler. her ortamda olduğu gibi değişik olanları da vardır.
devamını gör...

yaşandı bitti saygısızca,
aldatmanın tadına varınca.
devamını gör...

türkiye’nin en doğusunda yer almasına rağmen sert karasal iklim değil, mikroklima alanı olduğundan dolayı akdeniz ikliminin karakteristiğinin görüldüğü ilimizdir.
devamını gör...

sualtında fauna ve floranın belge olarak fotoğraflanması yanısıra doğal ortamda olmayan eşyalarında indirilerek editorial fotoğraflar elde etmeyi amaçlayan bir fotoğraf sanatı dalıdır. william thompson tarafından 1856da ilk sualtı fotoğrafı çekilmiş louis boutan 1890 da ise ilk başarılı sualtı fotoğrafı çekilmiştir. sualtı fotoğrafçılığı için ekipmandan önce iyi bir dalıcı ( aletli dalış= scuba) ve sualtına yatkın olmak gerekir. sualtı fotğrafçığında öncelik makro çekimler olduğu için makro lens ve flaş parkuru olmalıdır. dslr makinalar aynasızlara göre daha ağır olmasına karşın sunduğu lens çeşitliliği ve housing uyumluluğu yüzünden avantajı yüksektir. belgelemek amacıyla fotoğraf çekimi için öncelik sualtı canlılarını tanımaktır. doğaları, davranışları ve yaşam alanlarına ilişkin elde edilecek hertürlü bilgi kaliteli fotoğraflar çıkmasına yardımcı olur. bununla birlikte özellikle makro çekimlerde f/9 f/11 diyafgram ile minimum 1/100 sn enstantene, yüksek ıso ( noise yapmayan başarılı bodylerde olmazsa olmaz) ve etkin flash kullanımı çarpıcı fotoğraf elde etme şansını arttırır.
bununla birlikte editorial olarak modelli sanatsal çekimlerde ise türbidite si düşük, doğal ışığın girdiği derinliklerde yapılan çarpıcı kareler elde edlmektedir. dünyanın değişik yerlerdinde ( kızıldeniz, güney amerika, phuket, karayip adaları vb.) çok etkin fotoğraflar elde edilmektedir. türkiyede sufod altında örgütlenmiş olan çok başarılı sualtı fotoğrafçıları bulunmaktadır. batıklarda yapılan sanatsal çekimlerde ayrı göz alıcı olup, ülkemizde özelikle kaş /kalkan civarında etkin biçimde yapılmaktadır.
devamını gör...

adige olarak bilinen, dağlarda yaşamaya alışkın kafkasya halkı.

haklarında çok fazla dezenformasyon var anladığım kadarı ile.

çerkes olmayan damada, geline karşı gayet saygılıdırlar. avluları* çerkes olan damada/geline olduğu kadar, çerkes olmayan damat/geline de açıktır... tek kural saygıdır. kültürlerine fazla sahip çıkarlar ve çoğunlukla asimile olmayı reddederler. bu, kendi kültürlerinin hegemonyasına inanmış kişilerce burnu büyüklük olarak algılanabilir; şaşırtıcı değildir. zira faşistler sıklıkla kendi varoluşlarından vazgeçmeyen bir kültürü kibirli olarak görmeye eğilimlidirler.

biri onlara havlamadığı sürece, kimseye it köpek muamelesi yapmazlar. ancak havlayana da doğalarını pek güzel hatırlatırlar. sen insan değil köpek gibi davranırsan, karşındaki ister çerkes olsun, ister rum, ister türk; doğal olarak sana köpek muamelesi yapılır.

bunu bir kenara koyacak olursak, herhangi bir tarihsel kaynak gösteremeden, "onlardan dinledim" gibi zayıf bir argümana sığınarak "böyle bir karakterleri var" diye bir genellemeye sığınıp ırkçılığın dikâlasını yaptıktan sonra "çerkesler bana it gibi davranıyor ühühü" diye ağlamak da karaktersiz bir ikiyüzlülüğün enteresan bir dışa vurumu.

çocuk kaçırıp uşak, hizmetçi olarak kullanmak osmanlı adetidir... ben bunun tarih boyunca defalarca vuku bulduğuna yönelik kanıt gösteririm, zira iddia sahibinin ispatla yükümlü olduğunun farkındayım. burada ileri-geri havlayıp çerkes düşmanlığı yapan boşbalonlar aynısını yapabilir mi peki?

sanmam.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim