yazarların en sevmediği ay
marttir. dengesiz ayin tekidir. ılk bahar desen degil, kis desen degil. ıki gunu ilimansa ucuncu gunu soguktur.gribal enfeksiyonlarin en cok goruldugu aylardan biridir. sinsidir sinsi...
devamını gör...
kapsül
çevirisi kapsül olarak yapılmış 2004 yapımı bir bilim-kurgu filmi. the man from earth filmini izledikten sonra onun gibi filmler ararken öneriler üzerine izlediğim ve pek yakın bulamasam da filmi anlayabilecek kişiler için benzer tatlar bırakabileceğini düşündüğüm filmdir.
iki genç mühendis, bir evin garajında bir proje üzerinde çalışmaktadır. bu proje sonucunda bir zaman makinesi icat eden gençler için durumlar istedikleri gibi gitmez.
kendimce tanımını sadece böyle yapabilirim çünkü gerçekten filmi anlamak da zorluk çektim. filmin başlarında teknik bilgim mi yetersiz yoksa filmin bu konuda gerçekten bir eksiği mi var bilemediğim bir şekilde filme bir türlü ısınamadım. ilerledikçe konu bazı yerlerde ilginçleşti ve içine çekti fakat bir türlü geçişleri yapılan sahneler benim için bağlanmıyordu. zaten zamanda yolculuk konulu bir filmin karışık olması gayet normal fakat sonunda benim için bağlanmadı. ne olduğunu, nasıl olduğunu anlayamadım ne yazık ki...
ama düşük bütçe ile yapılmasına rağmen gayet etkileyici bir film. dediğim gibi tam olarak anlayamadığım için iyi kötü yorumu yapamıyorum ama etkileyici, değişik bir fikir ve değişik bir ekrana yansıtma metodu. severleri için belki de güzel olabilecek bir deneyim diye ekleyeyim.
iki genç mühendis, bir evin garajında bir proje üzerinde çalışmaktadır. bu proje sonucunda bir zaman makinesi icat eden gençler için durumlar istedikleri gibi gitmez.
kendimce tanımını sadece böyle yapabilirim çünkü gerçekten filmi anlamak da zorluk çektim. filmin başlarında teknik bilgim mi yetersiz yoksa filmin bu konuda gerçekten bir eksiği mi var bilemediğim bir şekilde filme bir türlü ısınamadım. ilerledikçe konu bazı yerlerde ilginçleşti ve içine çekti fakat bir türlü geçişleri yapılan sahneler benim için bağlanmıyordu. zaten zamanda yolculuk konulu bir filmin karışık olması gayet normal fakat sonunda benim için bağlanmadı. ne olduğunu, nasıl olduğunu anlayamadım ne yazık ki...
ama düşük bütçe ile yapılmasına rağmen gayet etkileyici bir film. dediğim gibi tam olarak anlayamadığım için iyi kötü yorumu yapamıyorum ama etkileyici, değişik bir fikir ve değişik bir ekrana yansıtma metodu. severleri için belki de güzel olabilecek bir deneyim diye ekleyeyim.
devamını gör...
moderasyon açıklamalarının inandırıcı olmaması
yeterli gelmeyen açıklamalar/iletmek istediğiniz şeyler için online bölümündeki renkli kişilere dilediğiniz zaman yazabilirsiniz, demek istediğim başlık.
ayrıca; rahatsız olduğumuz konuları şikayet etme özgürlüğümüz ve yetimiz varken neden bunları başlık açarak anlatırız?
troll/rahatsız edici kişiler şikayet edilebiliyor, engellenebiliyor. bunu yapmak yerine onlar gibi olmayı tercih ediyorsanız, neyi şikayet ediyorsunuz?
ayrıca; rahatsız olduğumuz konuları şikayet etme özgürlüğümüz ve yetimiz varken neden bunları başlık açarak anlatırız?
troll/rahatsız edici kişiler şikayet edilebiliyor, engellenebiliyor. bunu yapmak yerine onlar gibi olmayı tercih ediyorsanız, neyi şikayet ediyorsunuz?
devamını gör...
türklerin domuz eti yememesi
haram diye domuz eti yemeyen esnafın,her türlü düzenbazlığı yapması,vergiden çalması,tabi her hafta cumaya gidiliyor ya kilisede günah çıkarma kabini gibi sjsjsj..yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız çok daha hassaslar bu konuda,onlar domuz eti yemeyi bırakın içerdeki mutfakta domuzlu omlet dahi yapılıyosa ordan birşey yemezler.ama bu kesimde kaçak çalışıp sosyal parası alıyor genelde hiç değilse benim akrabalarım arasında bir sürü var.bide avrupa bitti dersiniz hergeleler sizi.sjsjsj.
devamını gör...
türkiye’nin en iyi müzik grubu
pentagram varken başka bir grup yazan müziği bıraksın.
devamını gör...
letrizm
ikinci dünya savaşı sonrası şair isidore isou tarafından kurulmuş, diğer adı harfçilik olan bir şiir akımdır. isou’ya göre, “harf olmayan ya da harf olmayacak hiçbir tinsel (manevi) şey var olamaz.”
sözcüklerin bilinen ve kullanılan anlamlarını reddedip anlamı doğrudan hecelere ve harflere yüklemişlerdir.
sözcüklerin bilinen ve kullanılan anlamlarını reddedip anlamı doğrudan hecelere ve harflere yüklemişlerdir.
devamını gör...
kafede yalnız başına oturan insan
saatlerce kafede tek başıma oturup kitap okumusluğum, kendime kahve ısmarlamışlığım var. pandemi olmasa yine yapardım.
devamını gör...
30 yaşını geçmesine rağmen hala çizgi film izleyen insan
çünkü çizgi film izlemenin yaşı yoktur. çizgi film izlerken pipetten soluksuz meyve suyu içmenin de yaşı yoktur.
devamını gör...
4 mart 2021 bitlis'te askeri helikopter kazası
bu cougar'lardan biri, 1997'de haliç'te düşmüş, 2 polis ve 1 teknisyen ölmüştü. olayın birebir şahidiyim. tuhaf şekilde alçalan helikopteri görür görmez bir tuhaflık olduğu anlaşılıyordu zaten. pilot muhtemelen uygun bir yere inmeye çalışıyordu ama ne şanssızlık ki eminönü gibi civcivli bir yerin üstündeydi.
www.hurriyet.com.tr/gundem/...
www.hurriyet.com.tr/gundem/...
devamını gör...
türkiye'de binaların çok çirkin olması
yani, çok şükür, diğer ülkelere gidemesek de en azından elimizin altında internet var, diğer ülkelerin sokaklarında gezebiliyoruz. arkadaş, yemin ediyorum, ben bu kadar çirkin binalar görmedim, aradım taradım kendimi avutmak için, vallahi yok billahi yok. görebileceğimi de düşünmüyorum. hani, en çirkin binaları seçiyoruz diye bir yarışma yapsalar dünyada, açık ara farkla birinciyiz. hiçbir kuşkum yok. sonra da bununla övünürüz, buna da kuşkum yok.
bu kadar birbirinden alakasız, hiçbir dokusu olmayan, ne çevreye uyuma ne de kullanışlılığa sahip yapılar bütünü görmedim. özellikle istanbul, tam bir rezalet abidesi. atatürk dirilse baştan kurdurur şehri. şöyle olmuş sanki, bir kurul toplanmış, demiş ki: "abi, ne yaparsak memleketin içine edebiliriz?" bunun üzerine kafa yorup sonuç olarak da bu binaları ortaya koymuşlar gibi.
bu durumun tabii ki birçok sebebi var. diğer tanım yazan arkadaşlar açıklamışlardır. sonuç olarak üzücü.
bu kadar birbirinden alakasız, hiçbir dokusu olmayan, ne çevreye uyuma ne de kullanışlılığa sahip yapılar bütünü görmedim. özellikle istanbul, tam bir rezalet abidesi. atatürk dirilse baştan kurdurur şehri. şöyle olmuş sanki, bir kurul toplanmış, demiş ki: "abi, ne yaparsak memleketin içine edebiliriz?" bunun üzerine kafa yorup sonuç olarak da bu binaları ortaya koymuşlar gibi.
bu durumun tabii ki birçok sebebi var. diğer tanım yazan arkadaşlar açıklamışlardır. sonuç olarak üzücü.
devamını gör...
toplumsal bütünleşme
sosyoloji veya sosyal bilimlerde, etnik azınlıklar, mülteciler veya toplumları oluşturan ana akım dışında kalan, sosyal haklardan mahrum bırakılmış bir topluluğun veya azınlık gruplarının hareketlerine verilen isimdir.
bir toplumdaki çeşitli unsurların nasıl olup da bir araya geldiği ve birbirini destekler mahiyette çalıştığı özellikle auguste comte ve emile durkheim gibi ilk sosyologların anlamaya çalıştığı önemli sorunlardan biri olmuştur. buna göre bir toplumun devamı ve istikrarı toplumu oluşturan birey ve grupların bütünleşmesine bağlıdır. bütün toplumlar şu ya da bu şekilde bütün unsurlarıyla birlikte,içerdiği çatışmaları asgari düzeye indirgeme ve tolere etme kapasitesine sahiptir. sosyolojide bu durum toplumsal bütünleşme kavramıyla ifade edilmektedir.
bir toplumdaki çeşitli unsurların nasıl olup da bir araya geldiği ve birbirini destekler mahiyette çalıştığı özellikle auguste comte ve emile durkheim gibi ilk sosyologların anlamaya çalıştığı önemli sorunlardan biri olmuştur. buna göre bir toplumun devamı ve istikrarı toplumu oluşturan birey ve grupların bütünleşmesine bağlıdır. bütün toplumlar şu ya da bu şekilde bütün unsurlarıyla birlikte,içerdiği çatışmaları asgari düzeye indirgeme ve tolere etme kapasitesine sahiptir. sosyolojide bu durum toplumsal bütünleşme kavramıyla ifade edilmektedir.
devamını gör...
artı oy vermede cömert olan yazarlar
kesinlikle "var mı böyle bir şey?" dedirtmiş başlıktır.
forumsal başlıkları geçiyorum. onlar zaten artı oy alıyor çünkü tüm yazarların uğrak yeri fakat bilgi başlıkları o kadar şanslı değil. bilmiyor olanlar olduğu için bir şey diyemeyiz, saygı duyarız. bu katkı sağlayamayacakları anlamına gelmiyor. artılayarak da fayda sağlayabilir herkes. (veya isteyen)
forumsal başlıkları geçiyorum. onlar zaten artı oy alıyor çünkü tüm yazarların uğrak yeri fakat bilgi başlıkları o kadar şanslı değil. bilmiyor olanlar olduğu için bir şey diyemeyiz, saygı duyarız. bu katkı sağlayamayacakları anlamına gelmiyor. artılayarak da fayda sağlayabilir herkes. (veya isteyen)
devamını gör...
erotomania
kişinin bir ya da birçok kişinin kendisine (gizlice veya alenen) aşık olduğunu düşündüğü sanrısal bozukluk. adını yunan mitolojisindeki aşk tanrısı erostan almıştır. bu sebeple halk arasında eros hastalığı olarak da bilinir. daha çok kadınlarda görülür. kişinin kendisine aşık sandığı kişiler genellikle ünlü, yüksek mevki sahibi insanlardır.
- erotomanik kişiler genellikle tanımadığı kişileri bile kendisine aşık sanar. ünlü kişileri kendisine aşık sandığı için şarkı sözleri, film replikleri gibi şeyleri kendisine yazılmış gizli mesajlar olarak adlandırır.
- aşığı sandığı kişinin kendisini delicesine sevdiğine inanır ve o kişinin duygularını açıkça söyleyemeyip ima yoluyla belli etmeye çalıştığını düşünür.
- ortada bir aşık olma durumu söz konusu olmasa bile bunu kabullenmez ve o kişinin naz yaptığını düşünür. bundan dolayı yasak aşkı saydığı kişiyi herkesten saklamaya karar verir.
*erotomi; akıl sağlığı bozukluğu veya başka bir psikiyatrik hastalığın belirtisi olabilir. ikincil erotomanide sanrılar bipolar bozukluk veya şizofreni gibi zihinsel bozukluklardan kaynaklanabilir.
terapi veya ilaçla tedavi edilebilir.
- erotomanik kişiler genellikle tanımadığı kişileri bile kendisine aşık sanar. ünlü kişileri kendisine aşık sandığı için şarkı sözleri, film replikleri gibi şeyleri kendisine yazılmış gizli mesajlar olarak adlandırır.
- aşığı sandığı kişinin kendisini delicesine sevdiğine inanır ve o kişinin duygularını açıkça söyleyemeyip ima yoluyla belli etmeye çalıştığını düşünür.
- ortada bir aşık olma durumu söz konusu olmasa bile bunu kabullenmez ve o kişinin naz yaptığını düşünür. bundan dolayı yasak aşkı saydığı kişiyi herkesten saklamaya karar verir.
*erotomi; akıl sağlığı bozukluğu veya başka bir psikiyatrik hastalığın belirtisi olabilir. ikincil erotomanide sanrılar bipolar bozukluk veya şizofreni gibi zihinsel bozukluklardan kaynaklanabilir.
terapi veya ilaçla tedavi edilebilir.
devamını gör...
dünyanın ilk aşk şiiri
dünyanın ilk aşk şiirinin yazıldığı sümerce tablet istanbul arkeoloji müzesi’nde 2461 no ile eski şark eserleri kısmında bulunmaktadır.

rivayete göre sümer devletinde rahibe kadınların -sümer kralı dışında- bir başka erkekten çocuk sahibi olması yasakmış. bu yasağa rağmen, bir rahibe aşık olduğu erkekten hamile kalıp bir kız bebek dünyaya getirmiş.
bebeği öldürmesinler diye bir kayıkla nehre bırakmış. bebek, kralın sarayında çalışan bir aile tarafından bulunmuş ve büyütülmüş. dünya güzeli bir genç kız olunca kral ona aşık olmuş ve evlenmişler.
milattan önce 2030 yıllarında kral ile evlenen genç kız zifaf gecesinde suşin isimli krala bir aşk şiiri yazmış. bu şiir sonra bir şarkı olmuş.
sümer inancına göre, toprağın bereketli ve verimli olmasını sağlamak amacıyla kralın yılda bir kez bereket, doğurganlık ve aşk tanrıçası ellil'i (inanna) temsil eden bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevmiş.
rahibenin dölyatağı toprağı temsil eder, kral tohumlarını bırakarak aynı zamanda tanrıça inanna'yı da hamile bırakırmış. tanrıça inanna resminin de bulunduğu kaynak
sümerliler kral ile rahibenin evlendiği ve kutsal evlilik dedikleri törenlerde bir gelenek olarak bu şiiri şarkı olarak söyleyip dans ederlermiş.
tablet ile ilgili detaylı bilgi 107 yaşındaki dünyanın en değerli sümerologların başında gelen. muazzez ilmiye çığ’ın eserlerinde bulunmaktadır.
şiire gelince...
güvey, canımın içi
gönül açar güzelliğin, baldan tatlı
aslan, canımın içi
hoştur güzelliğin, baldan tatlı.
beni esir ettin, titreyerek önünde durayım
güvey yatağına götür beni
beni esir ettin, titreyerek önünde durayım
aslan, yatağına götür beni.
güvey, seni okşamalıyım
sevdalı okşayışların baldan tatlıdır
gönül açan güzelliğinin tadını çıkaralım
aslan, seni okşamalıyım
sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır.
güvey, benden beni aldın
söyle anama, sana tatlılar verecek
babam sana armağanlar verecek
bir ben bilirim ruhunun nerede neşelendiğini.
güvey, şafağa değin uyu evimizde
bilirim yüreğinin nerede sevindiğini
aslan, şafağa değin uyu evimizde.
sen beni sevdiğin için
yalvarırım okşayışlarını ver bana
yüce tanrım, yüce koruyucum
enlil’in yüreğini sevindiren suşin’im,
yalvarırım okşayışlarını ver bana.
senin baldan tatlı yerin *
yalvarırım elini onun * üstüne koy,
elimi gişban giysisi (yerel elbise) gibi onun üstüne koy
elimi gişban derisi giysisi gibi onun üstüne kapa.
1889 yılında bulunan tabletteki şiirde özetle gelin güveye önce aşkını sonra onu ne kadar arzuladığını ve ondan bebek sahibi olma isteğini dile getirmiştir.
dünyada bilinen ilk şair bir kadındır. o kadın ilk şiirini ise aşk için yazmıştır.
“kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir” - haruki murakami.

rivayete göre sümer devletinde rahibe kadınların -sümer kralı dışında- bir başka erkekten çocuk sahibi olması yasakmış. bu yasağa rağmen, bir rahibe aşık olduğu erkekten hamile kalıp bir kız bebek dünyaya getirmiş.
bebeği öldürmesinler diye bir kayıkla nehre bırakmış. bebek, kralın sarayında çalışan bir aile tarafından bulunmuş ve büyütülmüş. dünya güzeli bir genç kız olunca kral ona aşık olmuş ve evlenmişler.
milattan önce 2030 yıllarında kral ile evlenen genç kız zifaf gecesinde suşin isimli krala bir aşk şiiri yazmış. bu şiir sonra bir şarkı olmuş.
sümer inancına göre, toprağın bereketli ve verimli olmasını sağlamak amacıyla kralın yılda bir kez bereket, doğurganlık ve aşk tanrıçası ellil'i (inanna) temsil eden bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevmiş.
rahibenin dölyatağı toprağı temsil eder, kral tohumlarını bırakarak aynı zamanda tanrıça inanna'yı da hamile bırakırmış. tanrıça inanna resminin de bulunduğu kaynak
sümerliler kral ile rahibenin evlendiği ve kutsal evlilik dedikleri törenlerde bir gelenek olarak bu şiiri şarkı olarak söyleyip dans ederlermiş.
tablet ile ilgili detaylı bilgi 107 yaşındaki dünyanın en değerli sümerologların başında gelen. muazzez ilmiye çığ’ın eserlerinde bulunmaktadır.
şiire gelince...
güvey, canımın içi
gönül açar güzelliğin, baldan tatlı
aslan, canımın içi
hoştur güzelliğin, baldan tatlı.
beni esir ettin, titreyerek önünde durayım
güvey yatağına götür beni
beni esir ettin, titreyerek önünde durayım
aslan, yatağına götür beni.
güvey, seni okşamalıyım
sevdalı okşayışların baldan tatlıdır
gönül açan güzelliğinin tadını çıkaralım
aslan, seni okşamalıyım
sevdalı okşayışların baldan daha tatlıdır.
güvey, benden beni aldın
söyle anama, sana tatlılar verecek
babam sana armağanlar verecek
bir ben bilirim ruhunun nerede neşelendiğini.
güvey, şafağa değin uyu evimizde
bilirim yüreğinin nerede sevindiğini
aslan, şafağa değin uyu evimizde.
sen beni sevdiğin için
yalvarırım okşayışlarını ver bana
yüce tanrım, yüce koruyucum
enlil’in yüreğini sevindiren suşin’im,
yalvarırım okşayışlarını ver bana.
senin baldan tatlı yerin *
yalvarırım elini onun * üstüne koy,
elimi gişban giysisi (yerel elbise) gibi onun üstüne koy
elimi gişban derisi giysisi gibi onun üstüne kapa.
1889 yılında bulunan tabletteki şiirde özetle gelin güveye önce aşkını sonra onu ne kadar arzuladığını ve ondan bebek sahibi olma isteğini dile getirmiştir.
dünyada bilinen ilk şair bir kadındır. o kadın ilk şiirini ise aşk için yazmıştır.
“kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir” - haruki murakami.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
/sarsın, sarsın sevsin beni
dinsin diye çok bekledim
gönlümdeki derin sancı
bilirim nerde ilacı/
dinsin diye çok bekledim
gönlümdeki derin sancı
bilirim nerde ilacı/
devamını gör...
faşizm
tüm yetkilerin tek kişinin elinde olduğu iğrenç bir yönetim sistemidir.
devamını gör...
dişlerini fırçalamayan insan
akıl sır erdiremediğim insandır. ağız temizliği olmayan bir insanın önce kendisine sonra başkasına saygısı yoktur.
şahsen ben konuşurken kadın- erkek farketmeksizin birinin dişlerinin, çay ve kahve içmekten sararmış veya çürümüş olduğunu farkettiğimde tüm algılarım kapanıyor. istediği kadar fit olsun istediği kadar güzel ve marka giyinsin ağız hijyeni yoksa ve dişleri bakımlı değilse tüm aurası yokoluyor. bir dolgunun 400/500 tl, bir kanal tedavisinin 750/1000 tl ve bir implantın 4000/5000 tl (minumum) olduğunu baz alırsak, dişlere bakmanın maddi açıdan öneminide anlamış oluruz. ayrıca bunun bir de implant üstü var ki o da 1000 tl civarında.
sadece düz fırça ile fırçalamak yetmez. dönen başlıklı ve pilli- şarzlı olması exstra hijyen sağlar ve ayrıca diş ipi veya arayüz fırçasıda kullanmak gerekir. bu konuda takıntı derecesinde hassasım. eğer yeterince temiz olmadığına inanırsam tekrar tekrar fırçalarım. dışarıda yemek yemişsem hemen çantamdaki yedek fırçamı kullanırım.
tamam benimki biraz abartı ama en azından düzenli olarak günde 2 kere fırçalamak gerekli.
ağız bakımı yaptırmadan diş fırçalamakta bir işe yaramaz. önce çürükler dolgu veya kanal yaptırılacak ve diş taşları temizlenecek sonra fırçalamanın faydasını görebilirsiniz.
şahsen ben konuşurken kadın- erkek farketmeksizin birinin dişlerinin, çay ve kahve içmekten sararmış veya çürümüş olduğunu farkettiğimde tüm algılarım kapanıyor. istediği kadar fit olsun istediği kadar güzel ve marka giyinsin ağız hijyeni yoksa ve dişleri bakımlı değilse tüm aurası yokoluyor. bir dolgunun 400/500 tl, bir kanal tedavisinin 750/1000 tl ve bir implantın 4000/5000 tl (minumum) olduğunu baz alırsak, dişlere bakmanın maddi açıdan öneminide anlamış oluruz. ayrıca bunun bir de implant üstü var ki o da 1000 tl civarında.
sadece düz fırça ile fırçalamak yetmez. dönen başlıklı ve pilli- şarzlı olması exstra hijyen sağlar ve ayrıca diş ipi veya arayüz fırçasıda kullanmak gerekir. bu konuda takıntı derecesinde hassasım. eğer yeterince temiz olmadığına inanırsam tekrar tekrar fırçalarım. dışarıda yemek yemişsem hemen çantamdaki yedek fırçamı kullanırım.
tamam benimki biraz abartı ama en azından düzenli olarak günde 2 kere fırçalamak gerekli.
ağız bakımı yaptırmadan diş fırçalamakta bir işe yaramaz. önce çürükler dolgu veya kanal yaptırılacak ve diş taşları temizlenecek sonra fırçalamanın faydasını görebilirsiniz.
devamını gör...


