fenomen, ikincil olarak oluşan anlamını ifade eder. raynaud'da bu skleroderma* ve sistemik lupus eritematozus'ta* sıklıkla görülürken, bunlardan bağımsız da görülebilir; o zaman direkt raynaud hastalığı ismini alır. dolaşım problemine işarettir. el parmakları hafif durumda beyaz, daha ileri durumlarda önce mor sonra kırmızı renge doğru gider ve genelde baş parmaklar etkilenmez. morlaşma başladığında şiddetli ağrı görülebilir. gangren çok nadir olmakla birlikte kadınlarda beş kat sıklıkla, bazen menstürasyon ve stres dönemlerinde, ancak en sık soğuk varlığında görülür. olay damarların aşırı büzülmesi durumu olduğu için tek yapılması gereken sıcak tutmak, kan akışını sağlamaktır. çözüm sağlanamayan durumlarda kan akışının devamlılığını sağlama adına kalsiyum kanal blokerleri gibi damar genişletici ilaçlar verilebilir.
devamını gör...

görüşürüz dostum allah’a emanet ol demek istediğim başlıktır.
ekşi sözlükte herkes kurallara uyuyor bilgiden mest oluyorum ben selam söyle oralara.
dün omara kör olur inşallah diyen yazarlara saygılar buradan.
devamını gör...

kesinlikle manevi bir hediyedir . kadınlar bazıları en azından ufak detaylara bayılıyorlar . pahalı bir hediyedense onu özel hissettiren onun farkında olduğunuzu belirten bir hediye en iyisidir (bence).
devamını gör...

dünyaca ünlü teorik fizikçi. ''superstring theory*''nin üstadlarından... . çok genç yaşta profesör olmuştur. sürekli fields ödülü alır durur zaten. çağın en iyi fizikçisi dense hata olmaz.'' naif ironik bilim adamları''*içinde bir numara olduğuna şüphe yoktur. ancak kendisinin bir fizikçi değil, bir matematikçi olduğu da sıkça söylenir*. buna karşın, bilimin karşısında duran postmodern düşünceye karşı sert bir tavrı vardır. bilim felsefecilerinin ciddiye alınacak bi tarafı yoktur ona göre.

70'li yıllarda elektrozayıf kuvvet ve kuantum kromdinamiği üzerine makaleleriyle adından söz ettirmeye başlamış. süpersicim'den o yıllarda haberdar olmuş ve üzerine çalışmaya başlamış. ilk başta çok zorluk çektiğini ropörtajlarında anlatır. hatta süpersicim teorisinin içinde yerçekiminin varolması gerektiğini anladığında, hayatının en büyük entelektüel zevkini tattığını anlatır. zaten bu konuda (son bi kaç senede değişmediyse)fizik camiasında makalelerine en çok atıf alan kişiydi.

ona fields kazandıran şey ise, çok boyutlu ''nod''ların arasındaki simetriyi gösteren bir tekniktir. kuantum alan teorisi ve topolojiden yararlanarak geliştirmiş bunu. çoklu boyut gerektiren sicim teorilerini 4 boyutlu uzayda düzenleyebilecek bi tekniktir bu. hayalleri aşan bi matematiksel keşiftir.

ayrıca süpersicim'e sık getirilen eleştirilerden biri olan ''empirik olarak teste tabi tutulamama'' meselesi hakkında da şöyle der: ''yerçekiminin süpersicim'in bi sonucu olması, en önemli teorik kavrayıştır''.
devamını gör...

sözlüğün aşırı trolleşmesini engellemek için iyi olabilir ama bence mevzu farklı düşünen yazarı, hali hazırda herhangi bir sebeple sevmediğin bir yazarı yıpratmaya dönecek. beğenmediğin bir tanım varsa geçer gidersin veya tanıma karşılık kendi düşünceni yazarsın. illa bir eksiye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum açıkcası.
devamını gör...

böyle çılgınlar gibi dans edeceğimizi umduğum yayın*bekleniyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nasıl da paylaşıyor insan isterse
nasıl da birmiş meğer hasretler
nasıl da mecburmuşuz
sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye

tam ortasındayım.

sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye.
devamını gör...

4-12 yaşlarındaki çocuklarda görülen bir hastalıktır.
tipik bulgusu pansitopeni(tüm kan hücrelerinin miktarinin azalması)'dır.
buna ek olarak bu çocuklarda cilt bulguları ve boy kısalığı görülür.
spesifik olarak başparmak ve radius kemiği (ön kol kemiği) yokluğu çok spesifik bir durumdur.

diepoksibutan(deb) ve mitomisin c ajanları ile tanı amaçlı test yapılır.

tedavide kemik iliği nakli yapılabilir.
devamını gör...

genelde makyaj yapmıyorum. makyaj yapmayı bilmiyorum çünkü pek. kullandığım malzemeler de standart. ve uzun süredir tedavi gördüğüm için de yüzüme ürün sürmemek zorundayım. hiç yapmıyorum desem yalan olur ama çok nadiren yapıyorum. zaten yapınca da bir şeye benzemiyorum ki.. ama kafaya koydum yavaş yavaş ekipmanları alıp öğrenicem kaç yaşına geldik maskara çizgisinden çıkamadık ya.. tabii yapmamamın bir nedeni de makyaj malzemelerinin fahiş fiyattan satılması...
devamını gör...

ağam bırak bizi gidek.
devamını gör...

bunlar iyi yazarlar olmakla birlikte telif süreleri de dolmuş yazarlardır. yayınevleri sadece kâr amacı güttükleri için bu kitaplara telif de vermeyerek cafcaflı kapaklarla basıp yüzbinlerce adetini piyasaya sürerler. o kadar ki akşam yemeği için bir kap yoğurt almaya girdiğin süpermarketten 3 5 liraya bunları da alabilirsin. oysa ki kendi kültürünü öğrenebileceğin orhan kemal'i kitapçılarda bile bulmak zor geliyor. 1000kitap gibi kitaplarla ilgili bir platformda bu sayılan yazarlar yüzbinlerce okunurken, yeni yetme sosyal medya fenomenlerinin muhtemelen 24 saat içinde yazdığı kitaplar onbinlerce sarılırken yeni nesilin de sadece sosyal medyanın reklamını yaptığı kitaplar dışında bir suat derviş ya da yakup kadri gibi yazarları okumasını tek yolu maalesef öğretmenleri tarafından verilen ödevlerle sınırlıdır. okuyun arkadaşlar, önceliği kendi topraklarınızda yetişmiş muazzam yazarlara vererekten okuyun. herkes kafka'yı, zweig'i okuyor, siz de okuyun ama bir kemal tahir okumadan ölmeyin, ince memed'in neden eşkiya olduğunu, nazım hikmet'in neden mezarının türkiyede olmadığını, faruk nafiz'in sadece halkçı şiirler yazmağını bilerek ölün.
devamını gör...

gerileye gerileye dünyadan düşebiliriz, doğrudur.
devamını gör...

kaybetme korkusu da varsa şayet, kavganın, gürültünün, yeri-göğü inleteceği, sultan (film)vari romance...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

andrey voznesenski'nin meşhur oza'sının xı.bölümü. şiirin dizelerinde öyle ince bir saldırı ve tahribata uğrama hissi var ki dizeler geçip giderken bunun saldırmak istemeyen bir insanın cümleleri olduğu anlaşılıyor ama sanki iğneleri saplamadan da sahiden anlatamayacakmış gibi derdini. voznesenski'nin dizelerindeki o çaresiz ve mecburi keskinlik en çok bu şiirinde hissediliyor bana kalırsa. mücadelenin göksel izlerinden uzak, insancıl bir pes etmişlik...

şiir pek çok şey olabilir; eti oyan bir ustura, sıcak bir ev, insanı boğan kül rengi bir okyanus ve bundan çok daha fazlası. voznesenski ise; insanı onlarca yükün altında bırakan ama aynı zamanda derin bir nefes aldıran bir çaresizliği, kangren'den ötürü kesilmesi gereken bir uzvu ustaca yedirmiş dizelerine. orijinal metin ve mehmet h. doğan çevirisi:


xi

gel zoya, açıkça konuşalım seninle
yollarımız ayrılacak nerdeyse;
farklı yollara uzamasın yollar bir,
inan, sonun başlangıcı geldi demektir.

(знаешь, зоя, теперь - без трепа.
разбегаются наши ропы.
стоит им пойти стороною,
остального не остановишь.)

anımsar mısın dubna’yı, ak kundaklar içinde,
anımsar mısın, hani piyano çalıyordun sen
anımsar mısın, birden başını çevirmiştin klavyeden
nasıl da bomboştu, yüzün, ne denli beyaz
bir şey öylesine yitmişti ki yüzünde
bir şey, artık kimseler yerine koyamaz.

(помнишь, зоя, - в снега застеленную,
помнишь дубну, и ты играешь.
оборачиваешься от клавиш.
и лицо твое опустело.
что-то в нем приостановилось
и с тех пор невосстановимо.)

çok şeyler gördüm geçirdim: yağmurlar, gökkuşakları
ufuklar kararırdı geçerken adım
ve dostlar bana ihanetten nasıl da zevk alırdı
ben bile bıkmış usanmıştım kendimden
ama tüm bunlara karşın sen hep sen kaldın.

(всяко было - и дождь и радуги,
горизонт мне являл немилость.
изменяли друзья злорадно.
сам себе надоел, зараза.
только ты не переменилась.)

anımsar mısın son şiir okuyuşunu, elveda der gibi?
aşağılar, bağırırken onlar, sendin koşup gelen yanıma;
eğer varsam bugün, ne derlerse desinler bana,
gönül borcum da sensin, yüzkaram da

(а концерт мой прощальный помнишь?
ты сквозь рев их мне шла на помощь.
если жив я назло всем слухам,
в том вина твоя иль заслуга.)

acılar bir yalaz gibi sardığında gövdemi,
bir suya atlar gibi daldım riga’ya,
dibindeyken suyun, soluğunla yaşattın beni,
ince bir başak sapından, sapsarı, saçların gibi.

(когда беды меня окуривали,
я, как в воду, нырял под ригу,
сквозь соломинку белокурую
ты дыхание мне дарила.)

kilometreler ayıramaz insanı, inan,
birleştirir telefon telleri gibi;
ama milimetrelerse ayıran,
bağışlanmaz bir yazgıdır bu, beterin beteri.

(километры не разделяют,
а сближают, как провода,
непростительнее, когда
миллиметры нас раздирают!)

gerçekse acıların yakınlaştırdığı bizi,
istemem kurtulmayı onlardan;
ve diyelim ki sensin, ben değil
dertlerin gerçekte izlediği.

(если боли людей сближают,
то на черта мне жизнь без боли
или, может, беда блуждает
не за мной, а вдруг за тобою)

kendileri güvende değil ki bizi kurtaranların;
ne çileler, ne üzünçler umurumda,
bil ki tek düşüncem, yarın
koruyabilmek seni kendimden fazla!

(нас спасающие - неспасаемы.
что б ни выпало претерпеть,
для меня важнейшее самое -
как тебя уберечь теперь!)

sen misin değişen,
yoksa ben mi?
bütün geçmişimizden, geçmiş yıllardan,
bir zamanlar biz olan o insan gölgeleri
hüzünle el sallamaktalar bize şimdi.


(ты ль меняешься? я ль меняюсь?
и из лет
очертанья, что были нами,
опечаленно машут вслед.

горько это, но тем не менее
нам пора... вернемся к поэме.)

devamını gör...

20 yaşından sonra erkekler arasında pek umursanmayan "şey." şey çünkü o kadar anlamsız. benim çevremde böyle oldu en azından. 20 yaşımdan sonra hiçbir arkadaşımın bekaret ile ilgili bir takıntısı yoktu. ya da bu kafada insanları seçtim arkadaş olarak belki ondandır.

fakat ciddi anlamda 20-25 yaşından sonra hala bu boş şeyleri konuşan insan varsa çevrenizde uzaklaşın. bomboş biridir o.
devamını gör...

tokalaşmaktan nefret ediyorum arkadaşım ben sağ elimle tam olarak kontrol sağlayamıyorum, sol elimle tokalaşmak istiyorum neden sağ ile tokalaşıyoruz diye beni isyan ettiren olay.
devamını gör...

orijinal adı maleficent olan, robert stromberg tarafından yönetilmiş ve başrollerinde angelina jolie, sharlto copley ve elle fanning'in oynadığı 2014 tarihli abd yapımı fantastik bir filmdir.

uyuyan güzele farklı bir bakış açısından bakılmıştır bu filmde. yetişkinlere çok fazla hitap ettiğini düşünmüyorum, ama yine de zaman geçirecek bir şey arıyorsanız izlenebilir.


bir de o zamanlar malefiz'in kanatlarının kesilmesinin tecavüze bir gönderme olduğundan bahsedilen bir yazı okumuştum. * bu bilgiyle izlenince biraz daha farklı oluyor film.
devamını gör...

annesini ve karısını ortalığa meze etmeyi seven gevşek insanların kullandığı bir yemin şeklidir.
devamını gör...

bir türk televizyon dönem dizisidir. 2011 ve 2014 yılları arasında yayınlanmıştır. önce show tv de yayınlanıp sonra star tv ye geçmiştir. tam olarak 139 bölüm sürmüştür.

dizinin senaristliğini meral okay ve yılmaz şahin üstlenmiştir. yönetmeni ise taylan biraderler, yağız alp akaydın ve mert baykaldır.
başrol oyuncuları halit ergenç, meryem uzerli, vahide perçin, nebahat çehre, okan yalabık, nur fettahoğlu, selma ergeç gibi başarılı isimlerdir.

dizinin yapımcısı timur savcıdır.

dizi konu olarak bir osmanlı imparatorluğu padişahı olan kanuni sultan süleyman ve hürrem sultanın hayatını anlatır. dönemin savaşlar ve taht kavgaları seyirciye aktarılır.
dizi bir kurgu dizisidir ve gerçekleri yansıtma kaygısı yoktur. gerçekleri az şekilde yansıtıp kurgu üzerinden ilerlemiştir.

ben diziyi hem yayınlanırken hem sonrasında severek izledim ve çok sevmiştim. böyle tarihi dizilerinin türkiye'de öncüsü olmuş bir diziydi. muhteşem yüzyıl dizisinden sonra türkiye'de böyle diziler artarak yayınlanmaya başladı o bakımdan öncü bir dizidir. kanuni sultan süleyman karakteriyle halit ergenç çok büyük ses getirmişti ve döneme damgasını vurmuştu.

dizi sevildiği kadar olumsuz anlamda eleştirildi. hem tarihçiler tarafından hem çeşitli partiler tarafından bol bol eleştirildi. kanuni sultan süleyman'ın zevk ve sefa düşkünü gösterildiğini düşünüp bol bol şikayet ettiler. özellikle muhafazakar partiler sürekli rtüke şikayet ediyordu ve bol bol haberlere konuk oluyordu.
tarihçiler gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle topa tutuyorlardı. iyisiyle kötüsüyle dizi sevilerek izlenildi ve birçok hayran kitlesi elde etti. hem türkiye'de hem dünyada kendisine birçok seyirci buldu. bir sürü televizyon ödülü almaya hak kazandı.

ben yayınlandığı dönem diziye bayılmıştım ve son derece şaşırmıştım. hem kostümler, mekanlar hem oyuncular ve sahneler sebebiyle baya iyi gelmişti. özellikle dönemin başarılı şekilde yansıtılması bu dizinin sevilen özelliklerinden birisiydi. savaşlar, taht kavgaları ilgi çekiciydi. dizi çok eleştirildi ama bence tarih anlamında faydası çok fazla oldu. tarih dizilerden veya filmlerden öğrenilmez ama merak edilebilir. ben o dönem çok fazla merak edip araştırmıştım.


şehzade mustafa öldürüldüğünde oturup ağlamıştım yemin ederim. böyle bir anımdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim