metalci gençliğin tarihe karışması
bir gitar kaç para, bir amfi kaç para oldu haberin var mı senin ? eskiden yüzüne bakmadığımız, çalı süpürgesi dediğimiz, kır sobaya at dediğimiz aletler binlerce tl oldu. gençlerin hiçbir şeye hevesi ve gücü kalmadı ne yazık.
devamını gör...
tam kapanmada kafa sözlük'ün hali
sözlük acilen kilitlenmeli. buralar mülteci kampına dönecek..
devamını gör...
kur'an'daki saçma ayetler
bunu beyan eden arkadaşlar genelde kur'an-ı kerim'in ayetlerini tesfirleriyle beraber okumadığı için kıt aklıyla kendini haklı sandığı durumdur. birde kuran okuyan amca ve teyzelere laf atmış. kur'an-ı kerim'i tesfiriyle beraber okuyan biri olarak beyan ettiği şekilde olan hiçbir ayete rastlamadım. inen ilk ayet ne diyordu 'ikra' yani 'oku' diyor. ilk önce oku sonra gel burda inanmadığın bir şey hakkında konuş.
bahsi geçen ayetin meali ve tefsiri
bahsi geçen ayetin meali ve tefsiri
devamını gör...
probis
devamını gör...
cumhurbaşkanının yetkilerinin sorgulanması sağlıklı değil
demokrasi olan ülkede herkes herkesi sorgulayabilir . eğer sorgulanamıyorsa demokrasi yoktur.
devamını gör...
sözlük radyosu bayram sabahı yayını
devamını gör...
şarkılarda geçen acımasız cümleler
şimdi bir sihirsiz nefes gibisin.
artık sen de herkes gibisin.
artık sen de herkes gibisin.
devamını gör...
virginijus praskevicius
benim için komplike sporcu tabirinin vücut bulmuş halidir. onlarca basketbolcu izledim, iş ahlakı bu kadar yüksek çok az oyuncu gördüm. kendisini iki sene boyunca canlı izleme fırsatına eriştiğim için de kendimi şanslı addediyorum. praskevicius'un lakabı ''buz adam''dı ve bu lakabı sonuna kadar hak ederdi. sahada o kadar net bir duruşu vardı ki, sinirleri alınmış zannederdiniz. hiç renk verdiğine şahit olmadım. çok ufak, bir kaç itiş kakışı olmuştur belki ama onlarda da artık iyice sabrı taşmıştır. kendisine yapılan sert faullerde bile rakibe tepki vermeden, sakince faul çizgisine doğru yürürdü. oysa kodumu oturtacak cinsten bir abimizdir. yani muhatabını tek yumrukta yere serer ama asla işin çirkefliğine bulaştığını görmedik. 98-99 sezonunda yumuşak ve ince bir pivot olan kevin thompson'la birlikte oynamışlardı. thompson'ın boyalı alandaki savunma açıklarını makine intizamında kapatırdı bizimki. thompson hücum atraksiyonları iyi olan ama savunması zayıf bir pivottu. praskevicius sayesinde hep daha dinç kalmış ve hücum verimliliği artmıştır. o sene oyun kurucumuz da zıpır andre woolridge'di. oynatan bir oyun kurucu değildi, skorer yönü yüksekti ama bu da buz adam abimizin ve kevin'in performansını olumsuz etkiliyordu. ritim buldu mu uçar giderdi ama takım oyununa uygun değildi. kaldır at tipi bir zıp zıptı ve bizi kanser ederdi.
praskevicius'un ortalamaları vasat gibi gözükse de, oyun verimliliği çok yüksek bir dört numara olduğunu söyleyebilirim. kendisi benim beşiktaş'ta izlediğim en iyi 4 numaraydı. hatta o sezon tofaş serisinde resmen vitesi 5'e taktı ve inanılmaz bir performans sergiledi. buz adamın izlediğim en iyi saha içi performanslarından biriydi o seri. ertesi yıl andre ve kevin gittiler. onların yerine bud elley ve james blackwell takıma katıldılar. bud, kevin'in tam tersi bir pivottu ve buz adamla birlikte boyalı alanı resmen kararttılar. ama onun da disiplin sorunları vardı artı ölü balık gibi bakardı kerata. o yüzden çok içim ısınmamıştır kendisine ama sergilediği performans üst düzeydi. play off'larda efesi ezdiğimiz maçta efesli oyuncular tabiri caizse boyalı alana girememişlerdi. özetle iyi bir ikili olmuşlardı diyebiliriz. james'e gelirsek andre gibi savruk bir gard değildi. bu sayede daha takım gibi bir takım izlemiştik. bir basketbol sever için buz adamı'ı, gönül verdiği takımda izlemek müthiş bir keyifti ve ben bu keyfi bizzat yaşamış oldum. beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra tekrar türkiye'ye ülker forması ile döndü. ona olan sevgimden ötürü ülker maçlarını da gidip izlemişliğim vardır.
basketbolcunun hasıydı vesselam...
praskevicius'un ortalamaları vasat gibi gözükse de, oyun verimliliği çok yüksek bir dört numara olduğunu söyleyebilirim. kendisi benim beşiktaş'ta izlediğim en iyi 4 numaraydı. hatta o sezon tofaş serisinde resmen vitesi 5'e taktı ve inanılmaz bir performans sergiledi. buz adamın izlediğim en iyi saha içi performanslarından biriydi o seri. ertesi yıl andre ve kevin gittiler. onların yerine bud elley ve james blackwell takıma katıldılar. bud, kevin'in tam tersi bir pivottu ve buz adamla birlikte boyalı alanı resmen kararttılar. ama onun da disiplin sorunları vardı artı ölü balık gibi bakardı kerata. o yüzden çok içim ısınmamıştır kendisine ama sergilediği performans üst düzeydi. play off'larda efesi ezdiğimiz maçta efesli oyuncular tabiri caizse boyalı alana girememişlerdi. özetle iyi bir ikili olmuşlardı diyebiliriz. james'e gelirsek andre gibi savruk bir gard değildi. bu sayede daha takım gibi bir takım izlemiştik. bir basketbol sever için buz adamı'ı, gönül verdiği takımda izlemek müthiş bir keyifti ve ben bu keyfi bizzat yaşamış oldum. beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra tekrar türkiye'ye ülker forması ile döndü. ona olan sevgimden ötürü ülker maçlarını da gidip izlemişliğim vardır.
basketbolcunun hasıydı vesselam...
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
çocukken babam "gece yatmadan önce dua et, sen günahsızsın duaların kabul olur" diye tembihlerdi. bense hava karardıktan sonra dua etmezdim. allah'ın dünyanın hâlâ gündüz olan tarafındaki işlerle ilgilendiğini düşünür, rahatsız etmekten çekinirdim.
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
benim takip ettiğim karşılıklı sevgi, saygı, beğeni, favori ayarlarımız tam olan yazarlar.
onlar kendilerini biliyor.
onlar kendilerini biliyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat
bana bir keresinde "kalbimin istanbul köşesisin" denildi. istanbul'a daha önce bir kez gitmiştim ve güzelliklerle dolu harika bir şehir olduğunu görmüştüm. çok hoşuma gitmişti açıkçası.
devamını gör...
kitap ve defter kaplamak
çocukluğumun en stresli dönemlerinden birine konu olan eylemdir. o defteri, kitabı asla gerektiği gibi düz ve ortalı tutamazdım. her seferinde uyarırlar fakat ben yine sanki kasıtlı yapıyormuş gibi kaydırırdım.
ayrıca sürekli çantada taşınan kitapların yıpranmasının önüne geçmek için gazete kağıdıyla dahi yapılabilecek eylem.
bu işlem için şeffaf yapışkan asetat kullanılırsa hem kitabın, defterin görünümü korunur hem de daha uzun yıllarca yıpranmasının önüne geçilebilir. bence kitapları muhafaza etmek için en uygun yöntemlerden biri. her kitabı, defteri gerek maliyet gerekse sınırlı adet nedeniyle ciltli satın almak her zaman mümkün olmuyor.
ayrıca sürekli çantada taşınan kitapların yıpranmasının önüne geçmek için gazete kağıdıyla dahi yapılabilecek eylem.
bu işlem için şeffaf yapışkan asetat kullanılırsa hem kitabın, defterin görünümü korunur hem de daha uzun yıllarca yıpranmasının önüne geçilebilir. bence kitapları muhafaza etmek için en uygun yöntemlerden biri. her kitabı, defteri gerek maliyet gerekse sınırlı adet nedeniyle ciltli satın almak her zaman mümkün olmuyor.
devamını gör...
istanbul'un en yaşanılası ilçesi
kişiden kişiye göre değişir ama en avrupai semti kim ne derse desin beşiktaştır.
devamını gör...
köy denilince akla gelenler
dut dökmek, fındık toplamak, pekmez yapmak, kezban yengeyle bağrışmak ,keşkek yemek, ısırgan otuna değip akşama kadar kaşınmak, tuvaletteki örümceklerle işemeye çalışmak, hayvan gütmek, dik yokuşlar, lastik giyerek gezmek, sürekli çamura batmak... şimdi çekilmiyor ama küçükken güzeldi, yazları gidip köy ortamını yaşayabildiğim bir yer olduğu için mutluyum
devamını gör...
tamer karadağlı'dan nihal yalçın'a skandal davranış
hayır efendim skandal filan değildir. mağduriyet yaratılarak yapay bir gündem oluşturma çabasıdır. normalde ödül alınıp ondan sonra teşekkür konuşması yapılmaktadır. bu oscar'da da böyledir venedik film festivalinde de. inanmayan açıp bakabilir. yani tamer karadağlı geç bile kalmıştır ödülü vermekte.
nihal yalçın'a gelecek olursak, kendisini hiç tanımam etmem. şimdi bir film festivalinde ne demeye işi istanbul sözleşmesi'ne bağlarsın? tamam, bu sözleşmeyi desteklersin haklı olarak. ancak bunun yeri film festivali değildir. yok rakiplerim kötüydü filan... gören de spor müsabakasına katıldı sanacak. ha ayrıca bir teşekkür konuşmasında belediye başkanına da ne demeye teşekkür edilir ben anlamıyorum.
yani konuşması tam bir vakit kaybı iken tamer karadağlı'nın yaptığı gayet yerindedir.
nihal yalçın'a gelecek olursak, kendisini hiç tanımam etmem. şimdi bir film festivalinde ne demeye işi istanbul sözleşmesi'ne bağlarsın? tamam, bu sözleşmeyi desteklersin haklı olarak. ancak bunun yeri film festivali değildir. yok rakiplerim kötüydü filan... gören de spor müsabakasına katıldı sanacak. ha ayrıca bir teşekkür konuşmasında belediye başkanına da ne demeye teşekkür edilir ben anlamıyorum.
yani konuşması tam bir vakit kaybı iken tamer karadağlı'nın yaptığı gayet yerindedir.
devamını gör...
mitoloji
yunanlılara özgü bir şeymiş gibi sanılması yanlıştır. dünya üzerindeki bütün destansı varlıkları kapsamaktadır.
devamını gör...
büryan kebabı
siirt 'te kuyu şeklindeki tandırlarda pişirilen, sütten kesilmiş kuzu etinden hazırlanan ve gün ağarmadan servis edilmesinden dolayı uykudan feragat ettiren lezzet olarak da adlandırılan tescilli kebap.
devamını gör...
17 şubat 1926 türk medeni kanunu'nun kabulü
4 ekim 1926 da yürürlüğe girmiştir. kabulü ile yürürlük tarihi arasındaki sürede eski medeni kanun* hükümleri devam etmiştir.
devamını gör...

