wattpad klişeleri
okula yeni gelmiş utangaç küçük hanımlar ya da hayvansı erkekler vardır. hayvansı erkekler tehlikedeki küçük hanımları korur ve doğası gereği ona kötü davrama işini sadece kendisinde hak görür. küçük hanımlar da 'n'apıyo lan bu gebeş' demek yerine gözlerinden kalp fışkırtmak suretiyle bu davarlara aşık olur.
devamını gör...
zenginim kızım ben
(bkz: uzak durulması gereken insanlar).
devamını gör...
yılmaz özdil'in aşı olan sağlık çalışanlarına yalaka demesi
haber yapmanın da böylesi yani. pes. adamın dediği şey şu:
prusyadaki kral'ın kaynak olarak gösterdiği haber7'den habercilik örneği. az dürüst olun be!
haber7'nin olayı veriş şekli;
"aşı nerede, aşı filan yok! aşı olanlar yırttı. sağlıkçılara soruyorsun... sağlıkçılar da hem fahrettin koca'ya hem de il sağlık müdürlerine şirin görünmek için kollarını sıvadı, sosyal medyaya koydular. niye koyuyorlar, il sağlık müdürleri görsün diye."
buradan
şirin görünmek diye bir şey söylemiyor.
yalaka demiyor.
onun dışında eleştirilecek bir şey varsa eleştirin.
insanların algılarıyla da oynamayın!! yılmaz özdil'e bayılmam. ama yedirmem de kimseye!
'yalaka demeye getirmiş' deyin, ama 'yalaka demiş' demeyin. arada uçurum var.
not: kontrol edin kaynaklarınızı sayın yazarlar. rica ederim.
prusyadaki kral'ın kaynak olarak gösterdiği haber7'den habercilik örneği. az dürüst olun be!
haber7'nin olayı veriş şekli;
"aşı nerede, aşı filan yok! aşı olanlar yırttı. sağlıkçılara soruyorsun... sağlıkçılar da hem fahrettin koca'ya hem de il sağlık müdürlerine şirin görünmek için kollarını sıvadı, sosyal medyaya koydular. niye koyuyorlar, il sağlık müdürleri görsün diye."
şirin görünmek diye bir şey söylemiyor.
yalaka demiyor.
onun dışında eleştirilecek bir şey varsa eleştirin.
insanların algılarıyla da oynamayın!! yılmaz özdil'e bayılmam. ama yedirmem de kimseye!
'yalaka demeye getirmiş' deyin, ama 'yalaka demiş' demeyin. arada uçurum var.
not: kontrol edin kaynaklarınızı sayın yazarlar. rica ederim.
devamını gör...
babalar günü
benim için annemdir baba demek, hem ana hem baba oldu bana.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"içimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum."
bir süre önce okuduğum ve tam da böyle hissettiğim bir zaman da karşıma çıkmıştı bu söz. şu an sabahattin ali'nin içimizdeki şeytan romanını okurken karşıma çıktı. beni tekrar o ana götürmesini mi, yoksa bunu söyleyen romandaki ömer karakterinin gece gece beni tuhaf duygular içerisinde kaybolmama neden olmasını mı, uzun bir aradan sonra sözlüğe girip bunları yazmak isteyişimi mi ya da bu cümleyi bitiremeyişimi anlatsam bilemiyorum.
bir süre önce okuduğum ve tam da böyle hissettiğim bir zaman da karşıma çıkmıştı bu söz. şu an sabahattin ali'nin içimizdeki şeytan romanını okurken karşıma çıktı. beni tekrar o ana götürmesini mi, yoksa bunu söyleyen romandaki ömer karakterinin gece gece beni tuhaf duygular içerisinde kaybolmama neden olmasını mı, uzun bir aradan sonra sözlüğe girip bunları yazmak isteyişimi mi ya da bu cümleyi bitiremeyişimi anlatsam bilemiyorum.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
girdik mi halaya şimdi
nizanim nerede hani
salata bunlar bizi sattı dimi
ankara havası çalsınlar karşılıklı oynayalım bari.
nizanim nerede hani
salata bunlar bizi sattı dimi
ankara havası çalsınlar karşılıklı oynayalım bari.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
yazarların neden sözlükte yazdığının sorusu.
başta gerçekten merak ve zaman geçirme ; en çok da başkalarına anlatamadıklarımı anlatıp , sözlüğü bir nevi günlüğe çevirmekti.
adım adım beklentilerim değişti; zevklerim değişti. ilgi alanlarım bile değişti. şu an en çok öğrenmek ve öğrendiklerimi paylaşmak; bu paylaşımları da başkaları faydalansın, ben de bunları unutmayayım ve ara ara okumak amaçlı kullanıyorum.
ve burdan sayın yazarlara diyorum ki: teşekkür ederim; sayenizde çok şey öğrendim ve bir çok şeyi de sizinle birlikte öğrendim.
başta gerçekten merak ve zaman geçirme ; en çok da başkalarına anlatamadıklarımı anlatıp , sözlüğü bir nevi günlüğe çevirmekti.
adım adım beklentilerim değişti; zevklerim değişti. ilgi alanlarım bile değişti. şu an en çok öğrenmek ve öğrendiklerimi paylaşmak; bu paylaşımları da başkaları faydalansın, ben de bunları unutmayayım ve ara ara okumak amaçlı kullanıyorum.
ve burdan sayın yazarlara diyorum ki: teşekkür ederim; sayenizde çok şey öğrendim ve bir çok şeyi de sizinle birlikte öğrendim.
devamını gör...
ebubekir efendi
osmanlı devleti tarafından, o zamanlar ingiliz sömürgesi olan güney afrika'ya gönderilen islam alimidir. 1814'de kuzey ırak, şehrizor'da doğmuş ve 1880'de cape town'da vefat etmiştir.
1862'de cape town'a yerleştikten sonra, afrikaans denilen felemenk dilini ve ingilizceyi kısa sürede öğrenip, oradaki müslümanlar arasındaki problemleri çözmüş ve ilim öğretmiştir.
aslında işin aslı şöyle olmuş. 1650'lerde emperyalist hollanda'lılar, malezya'yı, endonezya'yı işgal etmiş, sömürüyorlar ve çin'e, hindistan'a ticaret gemileri yolluyorlarmış.
tabi yol uzun, oralara gidene kadar on kere su bitiyor. o yüzden cape town bölgesine bazı hollanda'lılar yerleşmiş, gelen giden gemilere su, erzak veriyorlarmış. sonra bu hollanda'lılar fark etmişki, cape town'ın taşı toprağı altın, bereketli yerler, tarım yapmaya başlamışlar . bu sırada malezya'da bulunan müslümanlar isyan çıkarmış bazı hollanda'lıları öldürmüş ama sonuçta yenilmişler.
hollanda bu müslümanların kimini öldürmüş, kiminide cape town bölgesine sürgün etmiş. bu müslüman malaylar iki yüz yıl hollanda yönetiminde yaşamışlar.
ama sonra emperyalist ingiliz'ler cape towna gelip, buraları hollanda'lılardan almışlar.
güney afrika'nın siyahları, hayırdır birader kimin toprağını alıp, veriyorsunuz diyecek seviyede değillermiş.
20 - 30 yıl sonra, ingiliz'ler köleliği yasaklamışlar ve çiftliklerde çalışmak için hindistan'dan ücretli işçi getirmişler. zaten ne olmuşsa bundan sonra olmuş. çünkü malaylar, şafi mezhebinden ama yeni gelen hintli müslümanlar hanefi mezhebindenmiş.
bunlar, bir zaman sonra, birbirlerine kafa göz dalmaya başlamışlar. sen yanlış yapıyorsun, ben doğru yapıyorum derken, hergün kavga kıyamet, ortalığı çarşamba pazarına çevirmişler.
sonunda ingiliz vali, kraliçe victoria'ya mektup yazmış ve demiş ki, tamam, bende biliyorum coğrafya kaderdir ama benim ne suçum var, burada hergün sıkıntı hergün dert yaşıyorum. barbados valisi, bermuda valisi, bahamavalisi deniz, kum, güneş, tangalı kızlara valilik yapsın, ben burada hollanda kökenli beyazlar, siyahlar, müslümanlar her gün olay, her gün sıkıntı var. eğer böyle devam ederse, güney afrika'dan çektir olup kanada'ya gideceğim demiş. bunun üzerine kraliçe victoria, aman beyin göçü olmasın, kafası çalışan kaçmasın diyerek, mecburen sultan abdulaziz'e mektup yazmış ve olayı anlatmış. işte ebubekir efendi, güney afrika, cape town'a böyle gönderilmiş.
1862'de cape town'a yerleştikten sonra, afrikaans denilen felemenk dilini ve ingilizceyi kısa sürede öğrenip, oradaki müslümanlar arasındaki problemleri çözmüş ve ilim öğretmiştir.
aslında işin aslı şöyle olmuş. 1650'lerde emperyalist hollanda'lılar, malezya'yı, endonezya'yı işgal etmiş, sömürüyorlar ve çin'e, hindistan'a ticaret gemileri yolluyorlarmış.
tabi yol uzun, oralara gidene kadar on kere su bitiyor. o yüzden cape town bölgesine bazı hollanda'lılar yerleşmiş, gelen giden gemilere su, erzak veriyorlarmış. sonra bu hollanda'lılar fark etmişki, cape town'ın taşı toprağı altın, bereketli yerler, tarım yapmaya başlamışlar . bu sırada malezya'da bulunan müslümanlar isyan çıkarmış bazı hollanda'lıları öldürmüş ama sonuçta yenilmişler.
hollanda bu müslümanların kimini öldürmüş, kiminide cape town bölgesine sürgün etmiş. bu müslüman malaylar iki yüz yıl hollanda yönetiminde yaşamışlar.
ama sonra emperyalist ingiliz'ler cape towna gelip, buraları hollanda'lılardan almışlar.
güney afrika'nın siyahları, hayırdır birader kimin toprağını alıp, veriyorsunuz diyecek seviyede değillermiş.
20 - 30 yıl sonra, ingiliz'ler köleliği yasaklamışlar ve çiftliklerde çalışmak için hindistan'dan ücretli işçi getirmişler. zaten ne olmuşsa bundan sonra olmuş. çünkü malaylar, şafi mezhebinden ama yeni gelen hintli müslümanlar hanefi mezhebindenmiş.
bunlar, bir zaman sonra, birbirlerine kafa göz dalmaya başlamışlar. sen yanlış yapıyorsun, ben doğru yapıyorum derken, hergün kavga kıyamet, ortalığı çarşamba pazarına çevirmişler.
sonunda ingiliz vali, kraliçe victoria'ya mektup yazmış ve demiş ki, tamam, bende biliyorum coğrafya kaderdir ama benim ne suçum var, burada hergün sıkıntı hergün dert yaşıyorum. barbados valisi, bermuda valisi, bahamavalisi deniz, kum, güneş, tangalı kızlara valilik yapsın, ben burada hollanda kökenli beyazlar, siyahlar, müslümanlar her gün olay, her gün sıkıntı var. eğer böyle devam ederse, güney afrika'dan çektir olup kanada'ya gideceğim demiş. bunun üzerine kraliçe victoria, aman beyin göçü olmasın, kafası çalışan kaçmasın diyerek, mecburen sultan abdulaziz'e mektup yazmış ve olayı anlatmış. işte ebubekir efendi, güney afrika, cape town'a böyle gönderilmiş.
devamını gör...
topuklu ayakkabı ile koşan kadınlara hayran olmak
ben yarım saatten fazla yürüyenlerine de hayranım.
devamını gör...
insanın var olma sebebi
yalnızca din bunun cevabını verebilir ve verir. istediğiniz kadar uğraşın, istediğiniz filozofun görüşlerini okuyun zerre fark etmez. sonuç altında rasyonel bir temel olmayan bir inanç olacaktır. hem bunları düşünenlerde sizin gibi beşer olacaktır. bu sorunun cevabını amasız fakatsız ancak tanrı verebilir. yaşadığım dönemin çok benzeri yaşamış tolstoy bu arayış dönemini itiraflarım adlı kitapta güzelce anlatmıştır. islam dini için bu var olma sebebi benim için muallak. allah elbette kulluk ve kendisini tanımamız için yarattı fakat melekler sorduğunda cevaplamadığı sorular var. bizim içimizde büyük bir sır gizli ve ilahi bir mesaj olduğu kanaatindeyim.
devamını gör...
lichess
sadece online satranç oynama fırsatıyla değil sade arayüzü, reklam içermiyor oluşu ve sayısız pratik yapma imkanıyla da gözdem olan site ve uygulama. stratejik hamleler ve bakış açısı geliştirmek için harika. dar vakitlerde birkaç hamlelik pratiklerini bayıla bayıla oynuyorum.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
devamını gör...
14 şubat 2021 sözlük store indirimi
#442855
nolu entrym ile indirimin fikir babası olmam nedeniyle bir ayrıcalık beklediğim indirimdir.
son olarak;iko
(bkz: sen yetkili bir abiye benziyorsun)
nolu entrym ile indirimin fikir babası olmam nedeniyle bir ayrıcalık beklediğim indirimdir.
son olarak;iko
(bkz: sen yetkili bir abiye benziyorsun)
devamını gör...
boşluksuz uzun mahlaslar
okumadığım mahlaslardır. ezberlediklerim hariç. (bkz: ağzındakikanısilipişteşimdikızandövüşçü)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının içinde çok güzel insanlar olması
sözlüğe girişimle beraber direkt hissettiğim olay.
sıcaktı, çok sıcak, sanki yüreği elimdeymiş gibi.*
sıcaktı, çok sıcak, sanki yüreği elimdeymiş gibi.*
devamını gör...
zehir yoktur doz vardır
paracelsus adlı bilim insanına ait olduğu söylenen, haklılık payının herkes tarafından basitçe anlaşılabileceği bir sözdür.
paracelsus'un hayatı ve çalışmaları için buraya bakabilirsiniz.
su, hepimizin malumu, yaşamsal bir sıvıdır bizim için, susuz yaşamamız mümkün değil. peki suyun fazlasının sizi zehirleyebileceğini biliyor muydunuz? detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
karbonhidrat, yağ, protein, şeker... bunlar temel gıda maddelerimiz. her birinden düzenli ve yeterli miktarda aldığınızda herhangi bir sağlık sorunu yaşamıyorsunuz. fakat çok fazla alırsanız, obezite, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi bir sürü sağlık sorununuz olacak, bunlar yüzünden yaşam kaliteniz düşecek hatta ömrünüz kısalacak. yani hem bu gıdalar hem de hayat size zehir olacak.
biraz da ilk duyuşta akla zehir kelimesini getiren şeylerden örnek vereyim: mesela bunlardan biri siyanürdür. bir ortamda bu kelime kullanıldığında herkesin aklına zehirlenme ve ölüm gelir. peki bademde siyanür olduğunu biliyor muydunuz? hatta brokoliyi faydalı yapan etkenlerden birinin de, topraktan aldığı siyanür olduğunu? az bir miktarda siyanür içeren bir gıdayı tükettiğinizde (gıdaların içinde doğal olarak bulunan siyanürden bahsediyorum, lütfen sağdan soldan bulduğunuz siyanür tuzunu ya da siyanürlü kimyasalları yemeyiniz) siz fark etmeseniz bile minik bir zehirlenme yaşarsınız. bu zehirlenme karaciğerinizi enzim salgılaması için tetikler, yani vücudunuza fayda sağlar. tık tık
ilaçların ve aşıların içerisinde bulunan etken maddeleri de dozajı ayarlandığı için zehir etkisi yaratmaz. bir kutu antibiyotiği tek seferde alırsanız, muhtemelen ölürsünüz. fakat 12 saat arayla, teker teker aldığınızda, enfeksiyona sebep olan bakterilerden kurtulmuş ve ölümden dönmüş oluyorsunuz.
istersem aşıların içindeki etken maddelerini tek tek araştırabilirim. eminim ki bir çoğu hakkında yazılmış bir sürü makalede, bu maddelerin zararlarından bahsediliyordur. fakat bizim bilmediğimiz şey şu: doz... mesela aşıda bulunan x kimyasalının 300 ppm'i sağlığa zararlı diyelim. peki aşıda bu maddeden kaç ppm var? bilemeyeceğim bir başka husus da şu: bu x maddesi, biyo-bozunur mu? vücutta depolanıyor mu? yoksa hiç bozulmadan bir süre sonra atılıyor mu? bunların cevaplarını bilemeyeceğim için, aşıda kaç ppm olduğunu bilsem bile şunu diyemem; "şu kadar doz aşı yapılınca, toplam 300 ppm x maddesi almış olacağım, o da bana zarar verecek"
prof. dr. bengi başer'in şu tweet'i, yukarıda anlattıklarımın bir özeti niteliğindedir.
edit: imla
paracelsus'un hayatı ve çalışmaları için buraya bakabilirsiniz.
su, hepimizin malumu, yaşamsal bir sıvıdır bizim için, susuz yaşamamız mümkün değil. peki suyun fazlasının sizi zehirleyebileceğini biliyor muydunuz? detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
karbonhidrat, yağ, protein, şeker... bunlar temel gıda maddelerimiz. her birinden düzenli ve yeterli miktarda aldığınızda herhangi bir sağlık sorunu yaşamıyorsunuz. fakat çok fazla alırsanız, obezite, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi bir sürü sağlık sorununuz olacak, bunlar yüzünden yaşam kaliteniz düşecek hatta ömrünüz kısalacak. yani hem bu gıdalar hem de hayat size zehir olacak.
biraz da ilk duyuşta akla zehir kelimesini getiren şeylerden örnek vereyim: mesela bunlardan biri siyanürdür. bir ortamda bu kelime kullanıldığında herkesin aklına zehirlenme ve ölüm gelir. peki bademde siyanür olduğunu biliyor muydunuz? hatta brokoliyi faydalı yapan etkenlerden birinin de, topraktan aldığı siyanür olduğunu? az bir miktarda siyanür içeren bir gıdayı tükettiğinizde (gıdaların içinde doğal olarak bulunan siyanürden bahsediyorum, lütfen sağdan soldan bulduğunuz siyanür tuzunu ya da siyanürlü kimyasalları yemeyiniz) siz fark etmeseniz bile minik bir zehirlenme yaşarsınız. bu zehirlenme karaciğerinizi enzim salgılaması için tetikler, yani vücudunuza fayda sağlar. tık tık
ilaçların ve aşıların içerisinde bulunan etken maddeleri de dozajı ayarlandığı için zehir etkisi yaratmaz. bir kutu antibiyotiği tek seferde alırsanız, muhtemelen ölürsünüz. fakat 12 saat arayla, teker teker aldığınızda, enfeksiyona sebep olan bakterilerden kurtulmuş ve ölümden dönmüş oluyorsunuz.
istersem aşıların içindeki etken maddelerini tek tek araştırabilirim. eminim ki bir çoğu hakkında yazılmış bir sürü makalede, bu maddelerin zararlarından bahsediliyordur. fakat bizim bilmediğimiz şey şu: doz... mesela aşıda bulunan x kimyasalının 300 ppm'i sağlığa zararlı diyelim. peki aşıda bu maddeden kaç ppm var? bilemeyeceğim bir başka husus da şu: bu x maddesi, biyo-bozunur mu? vücutta depolanıyor mu? yoksa hiç bozulmadan bir süre sonra atılıyor mu? bunların cevaplarını bilemeyeceğim için, aşıda kaç ppm olduğunu bilsem bile şunu diyemem; "şu kadar doz aşı yapılınca, toplam 300 ppm x maddesi almış olacağım, o da bana zarar verecek"
prof. dr. bengi başer'in şu tweet'i, yukarıda anlattıklarımın bir özeti niteliğindedir.
edit: imla
devamını gör...
aynısını ben sana evde yaparım kadını
kadın gibi kadındır. hayatınızda böyle bir insan varsa onu kaybetmeyin.
devamını gör...



