uykusuzkahve
cidden uyumuyor efendim, durduramıyoruz.
sürekli online.
sürekli online.
devamını gör...
the truman show
andrew m. niccol* tarafından yazılan ve peter weir*'ın yönettiği 1998 yapımı bir filmdir. filmde jim carrey*, laura linney*, ed harris* ve natascha mcelhone* gibi yıldızlar yer almıştır. film 71. oscar ödüllerinde en iyi yönetmen, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve en iyi özgün senaryo dallarında oscara aday gösterilmiş fakat her üç dalda da ödülü kazanamamıştır.
truman burbank, kartpostalları aratmayacak güzellikte bir adada yaşamaktadır. bir işi, evi ve çok sevdiği karısı vardır. ancak truman dışında herkes bunun bir oyun olduğunu bilir. truman'ın yaşamı gerçek sandığı bu stüdyolarda tam otuz yıldır, aralıksız olarak ve reklam vermeden bu yaşamı 24 saat boyunca canlı olarak televizyonda yayınlanmaktadır.
truman'ın annesi, babası ve eşi kısacası tüm ailesi de sahtedir.
devamını gör...
rehberde konuşacak insan aramak
pişman eder yapma! eylemidir. soğuk samimiyetsiz bir iki temenni ve kapanış ile sonuçlanacaktır.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
tanımları kaliteli ve okudukça keyif veren bir yazardır. mutlaka takibe alınmalı.
devamını gör...
cumhurbaşkanlığı medya ödülleri
pantene altın kelebek ödüllerinden bile daha kötü ödül törenidir.
devamını gör...
kısa şiirler
gelsene dedi bana
kalsana dedi bana
gülsene dedi bana
ölsene dedi bana
geldim
kaldım
güldüm
öldüm
nazım hikmet, 1963
kalsana dedi bana
gülsene dedi bana
ölsene dedi bana
geldim
kaldım
güldüm
öldüm
nazım hikmet, 1963
devamını gör...
her şeye anlam yükleyen insan
gözüme toz kaçtı kesin görmemem gereken biri geçti önümden.
devamını gör...
jonas edward salk
aşının, günümüzde ticari kazanç için insanlığı utandıran yerlere götürdüğü bu dönemde, anmamız gerektiğini düşündüğüm bilim insanı.
salk çocuk felci aşısını geliştiren yahudi kökenli amerikalı virolog ve tıp araştırmacısıdır. bulduğu çocuk felci aşısı için patent çıkarmamıştır, patent çıkartmış olsaydı, 7 milyar dolar kazanç sağlayabilirdi. o insanları kurtarmayı seçti.
buradan
salk çocuk felci aşısını geliştiren yahudi kökenli amerikalı virolog ve tıp araştırmacısıdır. bulduğu çocuk felci aşısı için patent çıkarmamıştır, patent çıkartmış olsaydı, 7 milyar dolar kazanç sağlayabilirdi. o insanları kurtarmayı seçti.
buradan
devamını gör...
anneler oğluna mı düşkün kızına mı sorunsalı
anne bu anne! oğlanı kızı mı var anne için, sizin algınızdır o efenim.
bu entry limonluekşilisalata cancağızıma armağandır.(bkz: swh)
bu entry limonluekşilisalata cancağızıma armağandır.(bkz: swh)
devamını gör...
ali dayı
bir gecede tarlayı yemiş dayıdır.
promosyon olarak cavır gızı da yer.
promosyon olarak cavır gızı da yer.
devamını gör...
en sevilen dizi çifti
ian & mickey
(bkz: shameless)
(bkz: shameless)
devamını gör...
feridun bitir
(bkz: yırttık abicim yırttık)
devamını gör...
utanmadan ramazan bayramı kutlayan ateist
benimkini kutlayanları ben de nezaketen kutluyorum. ne diyeyim insanlara ben müslüman değilim kutlamayın mı diyeyim.
devamını gör...
normal sözlük gartic.io etkinlikleri
bob ross sevdiğimiz bir ressamdı. janti adamdı, resim çizmesini çok iyi bilirdi, ben bilmem. (gülücük)
yaz beni pablo mellisho
yaz beni pablo mellisho
devamını gör...
sağırlar
sağırlık sadece işitme kaybı ile alakalı olmayabilir. her insan biraz sağırdır aslında; duymak istemediklerine, farklı bir şekilde duymak istediklerine karşı. dünya üzerinde hüküm süren ve tam da iletişim çağı dediğimiz saçma sapan çağın kalbinde bir ritim bozukluğu gibi dengesizlik yaratan bu iletişimsizliğin kulakları sağır eden ölüm çığlıklarını işitmeye çalışıyoruz. ve maalesef sağır kulaklarımız sözcükler diye bildiğimiz işitme cihazlarından yoksun.
kitapla hiç alakası yok ama yazmak istedim. size kitabı anlatmasa da sağırlığı anlatacaktır. hem de sadece bireysel değil toplumsal bir sağırlık örneğidir bu. anlatacağım hikaye dilek özçelik’in hikayesi. her zaman söylediğim gibi “ meslektaşım kardeşimdir”. dilek de benim meslektaşımdı, henüz yeni mezundu ama yine de meslektaşımdı. artık aramızda değil ama yine de hala meslektaşım.
dilek, bir cuma namazı sonrası allah’ın evinden çıkan ama ev sahibiyle aslında hiçbir iletişimi olmadığı az sonra belli olacak bir bakanın yanına yaklaşıp derdini anlatmak ister. dilenci değildir dilek. derdim bir aliterasyon yaratmak değil bu cümleyle, sadece dilek’in onurlu bir cümle kurmadan önceki haklı talebine vurgu yapmak. dilek adını anmak bile istemediğim bir hastalıktan mustariptir ve ilaçlarını yaşadığı trakya kentinde bulamaz ve bunun için de bakandan yardım talep eder. bakan, bugüne kadar bakanlık yapmış çoğu bakan gibi aslında bakması gereken yere bir türlü bakmayan, onun baktığı yerde olmaya çalışanlardan gözlerini kaçıran bir adamdır. bakanımız elini cebine atar ve sadaka gibi bir para tutuşturmaya çalışır güzeller güzeli dilek kardeşimizin eline. daha ne yapayım demeyi de ihmal etmez. devletinden yardım isteyen bir gence bakanın cevabı budur işte tam o anda. ve dilek tokat gibi bir cevap verir: “ görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız.” yazarken bile tüylerim diken diken oldu. ben de bakana şunu söylüyorum ece’den alıntılayarak: “ siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz?” biz ne zaman bu kadar zalim olduk? dilek’i nasıl duymadık hiçbirimiz. dilek neden öldü? biz ne kadar sağırız ki el vermedik gencecik bir öğretmen adayına. yazıklar olmasın mı bize?
kitabı okuyun. çok iyi bir kitap ama benim anlattıklarımla alakası yok. ben gelişine vurdum. bu da mı gol değil?
kitapla hiç alakası yok ama yazmak istedim. size kitabı anlatmasa da sağırlığı anlatacaktır. hem de sadece bireysel değil toplumsal bir sağırlık örneğidir bu. anlatacağım hikaye dilek özçelik’in hikayesi. her zaman söylediğim gibi “ meslektaşım kardeşimdir”. dilek de benim meslektaşımdı, henüz yeni mezundu ama yine de meslektaşımdı. artık aramızda değil ama yine de hala meslektaşım.
dilek, bir cuma namazı sonrası allah’ın evinden çıkan ama ev sahibiyle aslında hiçbir iletişimi olmadığı az sonra belli olacak bir bakanın yanına yaklaşıp derdini anlatmak ister. dilenci değildir dilek. derdim bir aliterasyon yaratmak değil bu cümleyle, sadece dilek’in onurlu bir cümle kurmadan önceki haklı talebine vurgu yapmak. dilek adını anmak bile istemediğim bir hastalıktan mustariptir ve ilaçlarını yaşadığı trakya kentinde bulamaz ve bunun için de bakandan yardım talep eder. bakan, bugüne kadar bakanlık yapmış çoğu bakan gibi aslında bakması gereken yere bir türlü bakmayan, onun baktığı yerde olmaya çalışanlardan gözlerini kaçıran bir adamdır. bakanımız elini cebine atar ve sadaka gibi bir para tutuşturmaya çalışır güzeller güzeli dilek kardeşimizin eline. daha ne yapayım demeyi de ihmal etmez. devletinden yardım isteyen bir gence bakanın cevabı budur işte tam o anda. ve dilek tokat gibi bir cevap verir: “ görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız.” yazarken bile tüylerim diken diken oldu. ben de bakana şunu söylüyorum ece’den alıntılayarak: “ siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz?” biz ne zaman bu kadar zalim olduk? dilek’i nasıl duymadık hiçbirimiz. dilek neden öldü? biz ne kadar sağırız ki el vermedik gencecik bir öğretmen adayına. yazıklar olmasın mı bize?
kitabı okuyun. çok iyi bir kitap ama benim anlattıklarımla alakası yok. ben gelişine vurdum. bu da mı gol değil?
devamını gör...
zümrüd-ü anka (yazar)
zümrüdü anka kuşu, bilgi ağacının dallarında yaşar ve akıllara gelebilecek her şeyi bilir. öyle ki, bütün kuşlar ona inanır, başları sıkıştıkça simurg’un kendilerine yardım edeceğini, onları hep zor durumlardan kurtaracağını düşünürler.
zümrüdü anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü bekler. ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar… simurg oluşturduğu yuvada yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğar.
anlamı derin bir mahlas keşke benim aklıma daha önce gelseydide ben alsaydım diye ufak bir kıskançlık duyuyorum.aslında hayranlık duyuyorum ismine.bu kuş'u bize hatırlatıp içimizde varlığını hissettiren yazara teşekkür ediyorum. uzun zamandır sessiz sedasız takipleşiriz kendisiyle arada beğenilerimizle selamlar göndeririz.sanmasın benim onu unuttuğumu zira küllerinden doğanların her zaman ayrı bir yeri vardır bende.gizli bölmesindeki varlığını her zaman hissederim. hep burada olup yazman dileğiyle...
zümrüdü anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü bekler. ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar… simurg oluşturduğu yuvada yanarak ölür ve küllerinden yeniden doğar.
anlamı derin bir mahlas keşke benim aklıma daha önce gelseydide ben alsaydım diye ufak bir kıskançlık duyuyorum.aslında hayranlık duyuyorum ismine.bu kuş'u bize hatırlatıp içimizde varlığını hissettiren yazara teşekkür ediyorum. uzun zamandır sessiz sedasız takipleşiriz kendisiyle arada beğenilerimizle selamlar göndeririz.sanmasın benim onu unuttuğumu zira küllerinden doğanların her zaman ayrı bir yeri vardır bende.gizli bölmesindeki varlığını her zaman hissederim. hep burada olup yazman dileğiyle...
devamını gör...
hollanda'nın 2020 yılında tarımsal ihracatta rekor kırması
türkiye’deki bazı çiftçilerin son zamanlarda ilk tanımda bahsedilen sebeplerden dolayı edindiği yeni huylara dikkat çekmek istiyorum.
az miktarda tarlaya sahip insanlar artık bir nevi kumar oynamaya başlamış durumda. tarlasının ne tür bitkiler için optimum düzeyde olduğuna bakmaksızın her sene farklı bitkiler yetiştirerek kendisini oynak ekonomimizin kollarına bırakıyor.. her şey çok kontrolsüz olmaya başladı. bu da bizi zincirleme bi çöküşe sürüklüyor..
az miktarda tarlaya sahip insanlar artık bir nevi kumar oynamaya başlamış durumda. tarlasının ne tür bitkiler için optimum düzeyde olduğuna bakmaksızın her sene farklı bitkiler yetiştirerek kendisini oynak ekonomimizin kollarına bırakıyor.. her şey çok kontrolsüz olmaya başladı. bu da bizi zincirleme bi çöküşe sürüklüyor..
devamını gör...
yazarların en çok para harcadığı şeyler
yemek.
devamını gör...