domestic hıyar
ömrün kalbin kadar güzel olsun. burada laf edenler karşısında beni her zaman bulacak. ben öyle uzun cümleler kuracak bir insan değilim artık. en kısa sürede yanına geleceğim. yeni yaşın kutlu olsun adam gibi adam!
devamını gör...
browni reklamları
aşşırı saçma reklamlar. alt tarafı çikolata yiyeceksin ne gerek var bu kadar romantizme?
devamını gör...
freddie mercury
müzik tarihinin gördüğü en sağlam ses.. konserlerinde seyircilerle yaptığı tatlı, doğaçlama ses denemeleri vardır oldukça hoş ;
devamını gör...
kafa rock radyo yayını
kafadan denizin mahlasına yakışır kafa atarım haa şiddetindeki gider yaparcasına ses tonunu, tarzını sevdiğim yayın.(bkz: swh)
devamını gör...
sözlükte profil fotoğraflarını bekleyen büyük tehlike
hayır profil fotoğrafımin normal halinde bile yüzüm doğru düzgün görünmüyor ki. benim için hala problem yok.*
devamını gör...
matematik sorusu yüzünden bir düğünün iptal edilmesi
matematik bahane , evlilikten kaçma şahane.
gelin damadı beğenmemiş, bahane de matematik olmuş.
gelin damadı beğenmemiş, bahane de matematik olmuş.
devamını gör...
halil soyuer
hayatı boyunca, zafer, hakikat, medeniyet, halkçı, ankara, telgraf, devrim ve adalet gazetelerinde polis muhabirliği, istihbarat şefliği, yazı işleri müdürlüğü, fıkra yazarlığı, ankara halkevi bünyesindeki kültür ve sanat şubesinin yöneticiliği ve ulus gazetesinde muhabirlik gibi birbirinden farklı birçok görev almış olan, 1921 - 2004 yılları arasında yaşamış şair.
soyuer'in 200'den fazla şiiri bestelendi ve şiirleri birçok yabancı dile çevrildi.
benim en sevdiğim şiiri:
sen
sen sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen gönül kafesine demir atan ilk gemi,
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
unutmak istesem de bu benim elimde mi?
yağmur ol damla damla arık toprağıma ak,
yatıştır içimdeki hırçınlaşan denizi
sen, bahtımın burcunda dalgalanan ilk bayrak,
sen, ıssız yollarımın kaybolmayan ilk izi,
kendini görmek için göz bebeklerime bak
bırak gezeyim köy köy, sorayım şehir şehir,
benim için de olsun bugünün dünden farkı
sen, gönül kitabından okuduğum ilk şiir,
sen, bahar rüzgarından dinlediğim ilk şarkı
geceler bir damla yaş, günler bir damla zehir
bunca yıl sabrederek boyun eğdim kadere,
söyle, kavuşacağım günler pek çok mu uzak?
sen, ruhumu suyunda yıkadığım ilk dere,
sen, gönlümün tutulup çırpındığı ilk tuzak
gitsin mi bunca emek bunca dilek boş yere
göster bakışlarını zaman zaman ve yer yer
gönlüm intizardadır senden gelecek emre
sen, bağrıma saplanan merhametsiz ilk hançer
sen, gönül toprağına gelip düşen ilk cemre
bunalan içerime bir parça teselli ver
bu sert rüzgar başımdan hep böyle mi esecek,
hep böyle mi saracak varlığımı bu diyar
sen, bir bahar sabahı kokladığım ilk çiçek
sen, ömrümün kışında gülümseyen ilk bahar,
ne derin bir acı duy, ne sonsuz bir keder çek
oydum gönül dalına adını hece hece,
gel de gör can evime işledi uykusuzluk
sen, aklımı peşinde sürüyen ilk düşünce
sen, bütün varlığımda duyduğum ilk susuzluk
neyim var senden güzel, neyim var senden önce
ne olur üstüme dök bütün sıcaklığını,
başımı saran sisi hem parçala hem dağıt
sen, ömrümün yolunda gıcırdayan ilk kağnı
sen, üstüne derdimi işlediğim ilk kağıt
eyleme hislerimi bir avuç kül yığını
sen, sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen, gönül körfezine demir atan ilk gemi
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
yıllar geçse de seni unutmak hiç elde mi?
soyuer'in 200'den fazla şiiri bestelendi ve şiirleri birçok yabancı dile çevrildi.
benim en sevdiğim şiiri:
sen
sen sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen gönül kafesine demir atan ilk gemi,
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
unutmak istesem de bu benim elimde mi?
yağmur ol damla damla arık toprağıma ak,
yatıştır içimdeki hırçınlaşan denizi
sen, bahtımın burcunda dalgalanan ilk bayrak,
sen, ıssız yollarımın kaybolmayan ilk izi,
kendini görmek için göz bebeklerime bak
bırak gezeyim köy köy, sorayım şehir şehir,
benim için de olsun bugünün dünden farkı
sen, gönül kitabından okuduğum ilk şiir,
sen, bahar rüzgarından dinlediğim ilk şarkı
geceler bir damla yaş, günler bir damla zehir
bunca yıl sabrederek boyun eğdim kadere,
söyle, kavuşacağım günler pek çok mu uzak?
sen, ruhumu suyunda yıkadığım ilk dere,
sen, gönlümün tutulup çırpındığı ilk tuzak
gitsin mi bunca emek bunca dilek boş yere
göster bakışlarını zaman zaman ve yer yer
gönlüm intizardadır senden gelecek emre
sen, bağrıma saplanan merhametsiz ilk hançer
sen, gönül toprağına gelip düşen ilk cemre
bunalan içerime bir parça teselli ver
bu sert rüzgar başımdan hep böyle mi esecek,
hep böyle mi saracak varlığımı bu diyar
sen, bir bahar sabahı kokladığım ilk çiçek
sen, ömrümün kışında gülümseyen ilk bahar,
ne derin bir acı duy, ne sonsuz bir keder çek
oydum gönül dalına adını hece hece,
gel de gör can evime işledi uykusuzluk
sen, aklımı peşinde sürüyen ilk düşünce
sen, bütün varlığımda duyduğum ilk susuzluk
neyim var senden güzel, neyim var senden önce
ne olur üstüme dök bütün sıcaklığını,
başımı saran sisi hem parçala hem dağıt
sen, ömrümün yolunda gıcırdayan ilk kağnı
sen, üstüne derdimi işlediğim ilk kağıt
eyleme hislerimi bir avuç kül yığını
sen, sonsuz ufukların dile gelen meltemi
sen, renklerin üstünde kaynaştığı manzara
sen, gönül körfezine demir atan ilk gemi
sen, bağrımda açılıp kapanmayan ilk yara
yıllar geçse de seni unutmak hiç elde mi?
devamını gör...
tıp fakültesinde okumak
en büyük pişmanlığım bu hayatta. pandemi dönemimde daha da yoğun hissediyorum bunu.
hastanede hocaların ego tatmin aracıyız sadece stajyerler ve intörnler olarak, ne kadar çalışırsak çalışalım yeterli değil, sözlüde hoca ters tarafından kalkmışsa bütün emeğimizi yok sayarak herkese düşük verip bırakabilir, sadece var olduğun için sana sinirlenebilir, özel hayatın hakkında üzerine vazife olmayan yorumlar yapabilir, evde yaşadığı bir olay yüzünden suçsuzken insanların yanında seni rencide edebilir, hiçbir şey diyemezsin çünkü bu devran böyle gelmiş böyle gidecektir, kimseye şikayet edemezsin, hakkını arayamazsın. haksızlığa uğramayı kaldıramayan bünyelere çok ağır geliyor böyle şeyler. her bölümde vardır manyak hocalar, olmaması gereken olaylar ama tıp fakültesinde sistematikleşmiş bir mobbing var en tepeden aşağıya.
durmadan ders çalışıp bir yandan da mobbing ve sağlıkta şiddet olaylarını görerek meslek hayatı hakkında her geçen gün daha da umutsuzluğa kapılıyoruz, öğrenciliğimiz bitince rahat edicez diyemiyoruz. birkaç ay önce bir doktor intihar etti, intihar mektubunda hastanede uygulanan mobbingin kendisini ne kadar etkilediğinden bahsediyordu. ruh sağlığı bozulan, istifa eden bir sürü doktor var benzer şekilde.
şiddet haberleri asla bitmiyor zaten. daha yeni bir ortopedi asistanının parmakları kesildi hasta tarafından sahte rapor hazırlamadığı için, muhtemelen birkaç ay sonra benzer bir haberle karşılaşıcaz. hiçbir zaman yeterli önlem alınmıyor, şiddeti uygulayanlar kınanıyor sadece ama bu o doktorun ellerini kullanamayacağı için cerrahlık hayatının bitmesini düzeltmiyor. yarın şiddet uygulanan kişi biz de olabiliriz ve kimse bizi korumaz biliyoruz.
türkiye’de okunuyorsa bir haksızlıklar zincirine, her yerde müthiş bir hiyerarşiye, daha birinci sınıftayken hocaların “siz doktor olacaksınız sosyal hayatınız olamaz” gibi aptalca laflarına, sosyal hayatsızlığınızın sonunda da meslek hayatınızda ruh sağlığınızın ve canınızın iki kuruşluk değeri olmamasına hazır olunmalı.
birinci sınıfta doktor olacağı için heyecanlı olan insanların yıllar geçtikçe her şeyden ne kadar bıktıklarını görüyorum ve üzülüyorum. ama hangi noktada bu devran döner bilmiyorum.
hastanede hocaların ego tatmin aracıyız sadece stajyerler ve intörnler olarak, ne kadar çalışırsak çalışalım yeterli değil, sözlüde hoca ters tarafından kalkmışsa bütün emeğimizi yok sayarak herkese düşük verip bırakabilir, sadece var olduğun için sana sinirlenebilir, özel hayatın hakkında üzerine vazife olmayan yorumlar yapabilir, evde yaşadığı bir olay yüzünden suçsuzken insanların yanında seni rencide edebilir, hiçbir şey diyemezsin çünkü bu devran böyle gelmiş böyle gidecektir, kimseye şikayet edemezsin, hakkını arayamazsın. haksızlığa uğramayı kaldıramayan bünyelere çok ağır geliyor böyle şeyler. her bölümde vardır manyak hocalar, olmaması gereken olaylar ama tıp fakültesinde sistematikleşmiş bir mobbing var en tepeden aşağıya.
durmadan ders çalışıp bir yandan da mobbing ve sağlıkta şiddet olaylarını görerek meslek hayatı hakkında her geçen gün daha da umutsuzluğa kapılıyoruz, öğrenciliğimiz bitince rahat edicez diyemiyoruz. birkaç ay önce bir doktor intihar etti, intihar mektubunda hastanede uygulanan mobbingin kendisini ne kadar etkilediğinden bahsediyordu. ruh sağlığı bozulan, istifa eden bir sürü doktor var benzer şekilde.
şiddet haberleri asla bitmiyor zaten. daha yeni bir ortopedi asistanının parmakları kesildi hasta tarafından sahte rapor hazırlamadığı için, muhtemelen birkaç ay sonra benzer bir haberle karşılaşıcaz. hiçbir zaman yeterli önlem alınmıyor, şiddeti uygulayanlar kınanıyor sadece ama bu o doktorun ellerini kullanamayacağı için cerrahlık hayatının bitmesini düzeltmiyor. yarın şiddet uygulanan kişi biz de olabiliriz ve kimse bizi korumaz biliyoruz.
türkiye’de okunuyorsa bir haksızlıklar zincirine, her yerde müthiş bir hiyerarşiye, daha birinci sınıftayken hocaların “siz doktor olacaksınız sosyal hayatınız olamaz” gibi aptalca laflarına, sosyal hayatsızlığınızın sonunda da meslek hayatınızda ruh sağlığınızın ve canınızın iki kuruşluk değeri olmamasına hazır olunmalı.
birinci sınıfta doktor olacağı için heyecanlı olan insanların yıllar geçtikçe her şeyden ne kadar bıktıklarını görüyorum ve üzülüyorum. ama hangi noktada bu devran döner bilmiyorum.
devamını gör...
sevgiliye söylenebilecek en güzel söz
leyla ile mecnun dizisinde mecnun çınar tarafından leyla'ya söylenmiştir.
leyla, gözlerin o kadar yeşil ki, o gözlerinden bi kere öpsem dudaklarımda bi orman filizlenir.
leyla, gözlerin o kadar yeşil ki, o gözlerinden bi kere öpsem dudaklarımda bi orman filizlenir.
devamını gör...
şehirlere yapılan şarkılar
haluk leven'tin ktü'de okurken trabzona yaptığı' alışamadım ben bu kente' şarkısıdır.
barış manço'nun askerliğini yaparken amasya yaptığı' dağlar dağlar' şarkısıdır.
barış manço'nun askerliğini yaparken amasya yaptığı' dağlar dağlar' şarkısıdır.
devamını gör...
öleceğine ihtimal vermediğimiz insanlar
3 yil önce bu düşüncemi yıktım dostlar. birgün herkesin öleceğini düşünerek yaşıyorum. tavsiye ederim.
devamını gör...
don't fuck with cats
orijinal adı ''don't f**k with cats'' olan true crime netflix belgeseli. sapkın birinin internet üzerinde paylaştığı videolardan sonra amatör bir internet dedektifliği ağı kuruluyor ve olaylar ilerliyor. her bir ayrıntısıyla insanı hayrete düşürüyor. izleyin efenim.
luka magnotta isimli kişi kedilere işkence ettiği öldürdüğü vs. videoları internete koyuyor ve hayvan hakları aktivistleri hemen stalka başlıyor. kısa süre sonra aynı kişi cinayet işliyor ve fransa'ya kaçıyor. haberlere yayılıyor. her yerde ismi geçiyor. sonunda ise fransa'da bir internet kafe işleten kadir anlayışlı isimli türkün ihbar etmesiyle yakalanıyor. garip olansa internet kafede interpol'ün sitesine girerek kendi fotoğrafına bakması. nasıl bir ilgi manyağıysa artık. temel içgüdü filmine takık olan bu manyak resmen filmi canlandırıyor gerçek hayatta. inanılmaz bir kafada. müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. belgeselin sonunda ise stalk grubu luka'nın tam da istediği şeyi yaptıklarını ve onları piyon gibi kullanarak bir hikaye anlattığından bahsediyor.
luka magnotta isimli kişi kedilere işkence ettiği öldürdüğü vs. videoları internete koyuyor ve hayvan hakları aktivistleri hemen stalka başlıyor. kısa süre sonra aynı kişi cinayet işliyor ve fransa'ya kaçıyor. haberlere yayılıyor. her yerde ismi geçiyor. sonunda ise fransa'da bir internet kafe işleten kadir anlayışlı isimli türkün ihbar etmesiyle yakalanıyor. garip olansa internet kafede interpol'ün sitesine girerek kendi fotoğrafına bakması. nasıl bir ilgi manyağıysa artık. temel içgüdü filmine takık olan bu manyak resmen filmi canlandırıyor gerçek hayatta. inanılmaz bir kafada. müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. belgeselin sonunda ise stalk grubu luka'nın tam da istediği şeyi yaptıklarını ve onları piyon gibi kullanarak bir hikaye anlattığından bahsediyor.
devamını gör...
sözlüğün kalitesinin çok düşmesi
puan arttırmak için çırpınanlardan dolayı olabilir. yarışmada değiliz ki! ota atığa başlık açılıyor, bence bu duruma bir el atılması gerekiyor. yetkililer duyun sesimi.
devamını gör...
ailenin en büyük çocuğu
anne babanın ilk göz ağrımız dediği kardeşlerin en büyüğüdür. küçük kardeşlere küsmeye hakkı yoktur, hep koruyucu /kollayıcı olma zorunluluğu vardır. aman kızım / oğlum sen büyüksün affet sözlerinin muhatabıdır. sürekli örnek olması beklenen kişidir. *
devamını gör...
moda diye giyilen şeyler
garip görünen ve kimsenin kral çıplak diyememesinden ötürü göz kanatan aksesuarlar, kombinler ve parçalardır.
örneğin erkeklerde kısa paça. eskiden böyle pantolonu kısa olanlara, yazık, durumu yok derdik.
şükür, azalarak bitti ama erkeklerin bir giydikleri ucu allaha bakan, etli pide gibi uzun, parlak kösele ayakkabılar. sinbad reloaded gibi, o neydi öyle ya..
örneğin erkeklerde kısa paça. eskiden böyle pantolonu kısa olanlara, yazık, durumu yok derdik.
şükür, azalarak bitti ama erkeklerin bir giydikleri ucu allaha bakan, etli pide gibi uzun, parlak kösele ayakkabılar. sinbad reloaded gibi, o neydi öyle ya..
devamını gör...
aspava
çok sayıda ikramı olan ama bence yine de çok pahalı olan mekân. fakat döner dürümü şahane. olsa da yesek moduna girdim gece gece.
ayrıca bir arkadaşımın "allah seksi popolu avrat versin amin" şeklinde yaptığı açılımı da, her hatırladığımda güldürür.
ayrıca bir arkadaşımın "allah seksi popolu avrat versin amin" şeklinde yaptığı açılımı da, her hatırladığımda güldürür.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
kime '' merhaba '' dediysem tanımadan, bakmadan, konuşmadan '' defol '' dedi.
devamını gör...
noodle
yurt hayatını kolaylaştıran nimet. odaya gizlice aldığımız kettle ile güvenliklere yakalanmadan yaptığımız noddle ı sınav zamanları damardan alırdık desem yalan olmaz. indomie köri aromalı favorimdir. tabi şimdi yeni markalar çıktı. denemek lazım.
devamını gör...
havanın niye bu kadar sıcak olması
"şu başlığı kim açmış?" diye bakmaya geldim sadece. neyse ki ironiymiş.
devamını gör...
kaçsam bırakıp
aha başlığı açan eski ben şarkısı..
bugün duydum adını, şaka demiyorum işittim adını, derdini ufuklarda sönen gün gibi.....
kalbim yanıyor, ismini kimden işitsem..
geçer di mi bu hallerim?
geçmeli di mi bu hallerim?.
saçma, geçmiyor...
neler yaptım, görmüşsündür, geçmiyor..
yoluna bakıyorum, yokluğunla yanıyorum..
sanırım susmam lazım artık, sanırım içime bağırmam lazım artık, sanırım..
bugün duydum adını, şaka demiyorum işittim adını, derdini ufuklarda sönen gün gibi.....
kalbim yanıyor, ismini kimden işitsem..
geçer di mi bu hallerim?
geçmeli di mi bu hallerim?.
saçma, geçmiyor...
neler yaptım, görmüşsündür, geçmiyor..
yoluna bakıyorum, yokluğunla yanıyorum..
sanırım susmam lazım artık, sanırım içime bağırmam lazım artık, sanırım..
devamını gör...