ileri seviye bir kar ve yağmur romantiğiyim. gece yağmur yağarsa dışarı çıkmak için güçlü dürtüler hissederim. imkanım varsa yağmurluk tarzı bir ceket giyip kulaklığımı alıp fırlarım sokağa. pek kimse olmaz genelde yağmur yağarken, kulaklığı takar yürür ve yürürüm. kar meselesi apayrı 2018'de ankara'da çok güzel kar yağmıştı bilen bilir lapa lapa. ve kar çoğunlukla tutmuştu. bu kez gece gündüz fark etmeksizin dersim, işim yoksa anında kendimi sokaga atardım. kar yağarken her yer gittikçe bembeyaz olurken yürümek bir başka güzel. bir de şöyle dokunulmamış bir kar birikintisi görünce dayanamaz kendimi bırakıverirdim üstüne. kar meleği yapardım*. bazen garip garip bakanlar da olurdu ama o karın üstüne yatıp bembeyaz gökyüzüne bakma fırsatını nasıl kaçırayım?
devamını gör...

devasa bir yıldız olmak isterdim. bu bir güneş de olabilir ondan daha büyük bir yıldız da. enerjimle ışık saçardım dünyalara.
devamını gör...

edebiyat oligarşisinin tepesindeki kişidir. 70 yıldır, (yazdıkları zaten pek bir şeye benzemese de) kontrol ettiği ya da yöneticisi olduğu mecralar aracılığıyla öyle bi yapı kurmuştur ki, onlara biat etmeyen bu camiada var olamaz. trt arşivden geçmişteki (70'li, 80'li yıllar, hatta günümüzdekileri de) programlarını izlediğinizde de görürsünüz ki ne doğru dürüst soru sorabilmekte ne de yorum yapabilmektedir. sorduğu sorular ortaokul-lise düzeyindedir. kitap inceleme yazıları insana "sanki bu kitabı okumamış da biri ona özetlemiş" hissi verir. ülkedeki yaklaşık 20 edebiyat-sanat ödülünün jüri başkanlığını yapmaktadır ve tahmin edeceğiniz üzere katılan eserlerin hiçbirini okumamaktadır. başkan olduğu için 2 oy hakkı vardır. toplam 7 kişilik bir jüride iki oy hiç de az değildir. aynı jüride semih gümüş de varsa, zaten onun dediği kişiye ödül verilir.

kader ona "yürü ya kulum" demiştir ve özellikle hürriyet gazetesi ve doğan kitap üzerinden bütün camiayı kontrol etmektedir. "one ring rule them all". işin tuhafı camiadaki herkes bunu bilir, dedikodusu bol bol yapılır ama kimse buna itiraz etmez.
(bkz: doğan'ın kanunu)

"aklı başında olanlar, deliliklerini onayladıktan sonra, adamlar nasıl deli olmasın?" don quijote - (bkz: miguel de cervantes saavedra)
devamını gör...

sözlüğü övmelerim ve minik uğraşlarım sonucu yeni kaydolmuş en sevdiğim arkadaşım ve çok ama çok tatlı birisi kendileri. * .
ayrıca daha şimdiden çok güzel tanımlara imza atarak şaşırtmıştır da beni.

umarım uzun süre burda olur ve yazmaya devam eder. güzel tanımlarıyla,neşesiyle,yazma hevesiyle gerçekten güzel zamanlar geçireceğini umuyorum.

tekrardan hoş gelmiş tatlı yazarımıız * .
devamını gör...

çok da takılmadan yazmanız gereken tablo. şimdi ben 31. sıradayım. bu benim ne önümdeki 30 yazardan kötü ne de yüzlerce yazardan iyi yazdığım anlamına geliyor. siz kaliteli yazmaya bakın, gerisini sallayın sevgili yazar dostlarım.

rozet koleksiyonu yapıyorum, karmanın bir onda faydasını gördüm.
devamını gör...

bir eduardo galeano kitabıdır.

eduardo galeano okumak boyut değiştirmek gibi bir eylemdir. her şeye farklı ve daha insani bir gözle bakmak. neden insan olmamız gerektiğini anlamak ve her eylemin nasıl güzelleştirilebileceğini anlamaktır.

futbol ise bir yaşam tarzıdır. sanıldığı gibi yirmi iki adamın bir topun peşinde koştuğu bir oyuna indirgenemez. bir dönem kalecilik yapmış olan albert camus’nün bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söylemesi gibi doğru bir şekilde izleyen ve oynayan insana çok şey öğretebilir.

hepimiz biliriz ki ‘ futbol asla sadece futbol değildir.’ galeano bu kitapta bize futbolun güzel yanlarının yanı sıra çirkin yanlarını da göstermiş. endüstriyel futbolun içimizdeki samimi futbol aşkını öldürmek için neler neler yaptığını anlatmış. bazı bölümler ise tamamen hafızalara kazınan goller üzerine.

çocukken gölgede ve güneşte oynadığımız futbolun işin içine para ve kar amacı güden şirketlerin karışması ile ne hale geldiğini hala izlemekteyiz. galeano bize başka türlüsünün olduğunu da anlatıyor.

biz iyisi mi galeano’dan okuyalım futbolu ve bizi sevenleri üzmeyelim baba.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aklima bunu getirdi
devamını gör...

ay ışığına vuruldum ben
başka dünyaya yansa da
çok zor geçen günün ardından uyurken ben
odam hep ışıksız kalmışsa da
devamını gör...

an itibariyle olandır. birazdan hava aydınlanacak ve durumu çözecek.
devamını gör...

bi tane vurucam ağzına bunların. deli midir nedir. evde durulur mu yahu sürekli.
devamını gör...

ileri olmak bakılan yönle alakalıdır. yönü ters olanın ileri anlayışı da ters olur.
devamını gör...

pusuya yattım, beklemedeyim sözlük.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tüm şarkılarını severim fakat, abimin "belki üstümüze bir kuş sıçar, bilet alırız ikramiye çıkar" diye söylemesi yüzünden dinlerken ilgili şarkıya konsantre olamıyorum. döneceksin diye söz ver şarkısını ise özellikle dinlemiyorum çünkü dönecek kimsem olmadığı halde çok etkiliyor.
devamını gör...

40 yapar.
devamını gör...

bahar aylarında, yaylalarda, yağışlardan sonra oluşan ve az bulunması dolayısıyla ekonomik değeri yüksek olan bir mantar türü. tek tek veya grup halinde de bulunabilir. alışık olmayan gözlerin görebilmesi zordur. her sene aynı kökten çıktığı için toplarken dikkat edilmeli, keskin bir bıçak yardımıyla köküne zarar vermeden toplanmalıdır. el yapımı sepetlere doldurularak havadar bir yerde muhafaza edilir.
devamını gör...

kıyamet kopacağı zaman dünyada hiç, iyi bir insanın kalmayacağını söylemişlerdi küçükken. ben de "ohhh, annem yaşadığı sürece kopmayacak o zaman." diyerek rahatlamıştım. küçücüktüm ama onun içindeki iyiliğin farkındaydım. hala da öyle düşünürüm. kötülük istemez benim annem, merhametlidir. herkes mutlu olsun ister.
bizi yetiştirirken de hep adil olmaya çalışmıştır iki evladı arasında. ne biliyorsa ne kadar öğrendiyse öğretmiş, hep gururla arkamızda olmuştur. tabii ki bizim de küçük sürtüşmelerimiz oldu ergenlikle gelen ama ailem benim dağım, en çok da annem. büyüdükçe kıymetini daha da çok anlıyorum.
eşim askere gittiğinde tatil olduğu için ailemin yanındaydım. acemilik dönemi bitince askerliğinin kalanını bir dağ karakolunda, terörün de yoğun olduğu bir yerde yapacağını öğrendiğim an çok korkmuştum ve yalnız kalmak istediğimi söyleyip odama kapanmıştım. kara kara düşünürken sessizce girdi içeri. bir an birbirimize baktık. benden önce, gözlerinden süzülen yaşları gördüm. hiç konuşmadı. sessizce aktı gözyaşlarımız. içimi çeke çeke sarıldım, kollarında uyudum. kaç yaşına gelirsem geleyim, ne kadar güçlü olursam olayım, o benim her şeyim.
devamını gör...

sonra da (yazarlar fingirdiyor)*

(bkz: açacak başlık bulamamak)
devamını gör...

“ve üç nokta
...
anlatacak hiçbir şey olmayışının değil hiçbir şeyi anlatamamanın ağıtıdır.”

severiz kendisini ve bolca kullanırız. en sevdiğim noktalama işaretlerindendir. söylemek istemediğim sözleri ifade ederken tam bir kurtarıcı. gönül isterki ulu orta bizde ağzımız dolu dolu ... ama nerde:)) neyse şaka bir tarafada küfür kötü- kaka bir şey. daha destan yazacağım anlarda hemen bir üç nokta yapıştırıyorum hem ben yazmaktan kurtuluyorum hem okuyanın ruh sağlığına katkıda bulunuyorum. çok faydalı bir şeydir üç nokta(...)
devamını gör...

aynı zamanda bir sefarad şarkısıdır ve ne hikmetse bu şarkı da imla hatalıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim