"mazlumun zalimden intikam alacağı gün, zalimin mazluma zulmettiği günden daha çetin olacaktır*."

elma kokusuna koşan çocukların, başına ne geleceğini bilmeden, katledilişinin 33. yıl dönümü. arap faşisti saddam, abd nin hiroşima ve nagazaki ye yaptığı saldırılardan sonra, tarihin en alçakça saldırısını mazlum kürtlere yaptı.

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kral cennetkuşu, dustin chen çekimi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kütüphanede anayasa hukuku çalışıyoruz efendim.
devamını gör...

"jeder von uns ist sein eigener teufel, und wir machen uns diese welt zur hölle."
-oscar wilde

meali; "biz birbirimizin şeytanıyız ve bu dünyayı cehenneme çeviriyoruz."
devamını gör...

benjaminin gece ortalarında göklerden gelen bir karar vardır deyip piyasaya çıkacağı operasyondur. tüm yazarları tanım girmeye sol frame e davet ediyoruz.
devamını gör...

çiçeğin ortasındaki yuvarlak yağışın fazla olduğu karadeniz bölgesi'nde koyu sarı iken, kurak olan iç anadolu bölgesi'nde de açık sarıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
millet kedi,köpek olmadı denizi atıyo benden de bu oluyo
devamını gör...

kulüp için yazdığım “kulüp” şiirim ektedir;

bir yanda varvara, bir yanda suzy
edebi sözlerle mest etti bizi
o sözler ki unutulmaz, kalır hep izi
kitap kulübünü seviyom dostlar

yaz kızım gelsin yazsın bir yazı
kırık topuk desen, ta dünden razı
baharı, kışı, güzü ve yazı
kitap kulübünü seviyom dostlar

garip panda sayfaları çevirsin
çıkarsın cevheri öne getirsin,
gezo sen tam bir şiir gibisin,
kitap kulübünü seviyom dostlar

minik fare desen, o tam bir yazar.
kalem yazmaz olunca o yine yazar.
farketmez salı, perşembe, pazar,
kitap kulübünü seviyom dostlar.

kahretsin yine çok yaratıcıyım…

şaka bir yana dostlar kitap kulübü bir harika!
devamını gör...

köy çileği namı diğer hamuçora.
from trabzon tabikine.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sotheby's tarafından 17. yy.da yapılmış oldukları belirtilen 5 osmanlı padişahı ile timurlenk'e ait portre iskoçya'da jedburgh kasabası yakınlarında 18. yüzyılın sonlarında yapılan ve lothian markizi'ne ait bir malikanenin çatı katında bulunmuş.

bulunan 5 padişah portresinden biri kanuni sultan süleyman'a diğerleri 1. bayezid, 1. mehmet, 2. murat ve 2. bayezid’e ait.

isimlerin latince olarak yazıldığı en büyüğü 63,5 x49 cm, en küçüğü 57,1 x 44,3 cm. boyutlarındaki portrelerden oluşan ve daha önce edinburgh’taki newbattle abbey’de 1700’lü yıllara kadar sergilenen koleksiyonun adı: "newbattle turks" olarak geçiyor.

kanuni sultan süleyman portresinde, ırak’ı topraklarına kattığı seferdeki yaşına atıfta bulunulduğu düşünülen 43 sayısı yer alıyor.

sultan süleyman’ın portresi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1. bayezid’ın portresi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
2. bayezid’ın portresi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
2. murat’ın portresi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1. mehmet’in portresi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
timurlenk’in portresi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kaynak
devamını gör...

türkçe de ters lale diye adlandırılmıştır. endemik bir türdür. başta hakkari olmak üzere, şırnak, siirt ve bitlis’in yüksek kesimlerinde mart nisan aylarında karların erimesiyle birlikte çiçeklerini açar. kürtçe kanlı çiçek anlamında “guldexwîn” denilir. yöreden yöreye farklı isimlendirmeleri de mevcuttur.
şilêr, gulşilêr, gulbizin, zengila zomê.. bunlardan biridir.

hikayelere konu olmuş adına şarkılar bestelenmiş boynu bükük guldexwîn hüznün sembolü olmuştur. hakkari de mezarlıklarda bu güzel çiçeğe denk gelme ihtimaliniz yüksektir. an itibari ile profil fotoğrafımı süslemektedir.
devamını gör...

eğer erkek isteme diye bir gelenek olsaydı feministler buna "neden ayaklarına kadar gidip almaya çalışıyoruz? toplumdaki erkeklere verilen abartılı değerden kurtulunmalı" gibi bir mağduriyet çıkarırlardı.
her toplumun bir kültürü vardır. ne idüğü belirsiz fikirler bu kültürlerin içini boşaltma çabasındadır. hepiniz de biliyorsunuz, kimsenin kimseyi aşağılama amaçlı bir şey yapmadığını.
feminizm denen yozlaşmaya kucak açmayınız.
devamını gör...

büyük amerikan rüyası,
oldu dünyanın kabusu.
hep daha fazlası lazımdı.
düşüncesi makyavelistdi.

aç gözlü avrupa.
gözü hep afrika’da.
sömür babam sömür.
kömür kaderli afrika.

felsefe tarihiyle övünen yunan,
olmasaydı emrinde köleler,
nasıl yapardın felsefe?
olurdu düşüncende zelzele.

anlattınız filmlerinizde,
düşmanlarınızı pejoratif bir dille.
aklınıza şaşayım.
hiç yazılır mı tarih böyle?
devamını gör...

annemin ve babamın her gün ölüme biraz daha yaklaştığı.. tamam ben güçlüyüm de annem olmadan kardeşlerime nasıl bakacağım ki? yalnızlık dert değil de bundan korkuyorum.. allah sağlıklı uzun ömürler versin tüm anneler ve babalara.
devamını gör...

"ben onun gülümsediği bir dakika için şükür ediyorum."

bu akşam canım çok yandı. gözlerimden yaşlar döküldü. silip, kurulayıp gülümsediğim birçok an.
bir adam, nikah şahidi olduğum. ortaokuldan beri tanıdığım. canım yandığında telefona sarılıp gözyaşımı döküp acıma ortak ettiğim. bir adam. yanındayken gülüp konuşmak zorunda kaldığım. morali yüksek olsun ki bedeninle savaşırken güçlü olsun diye, havadan sudan konuştuğum bir adam. henüz doğmayan çocuğunun doğmasını, büyümesini görmesini istediğim.
bir kadın hamilelik şımarıklığana düşmek yerine, o iyi olsun da ben her şeyin bir çaresine bakarım diyen. yaşadığı her normal ana şükür ediyorum. yanında eskisi gibi olun sadece diyen.
salgın var diye sarıp sarmalayamadığım, uzaktan her şey geçecek diyen bir ben. bugünler geçecek diyen, buna inanmak isteyen. iyi olsun lütfen, iyi olsun demekten başka elinden bir şey gelmeyen bir ben.
gözüm yaşlı, kalbim kırık hayat. bugün sitemliyim sana.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üstünde bir dilim karpuz olan bir kitap hakkındaki ilk düşünceniz ne olurdu? yazarı tanımıyordum hadi okuyayım dedim.sarıyaz kitabın ismi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
mahir ünsal ile tanışmam işte böyle başladı.çok sevdiğiniz bir meyve sizde tekrar yeme,sevdiğiniz yazarın kitapları da -yer gibi- okuma isteği uyandırıyor.kara yarısı, bangır bangır ferdi çalıyor evde ve ardından diğerleri okundu bir çırpıda.
bu tat nereden geliyordu, yazarın sıcacık anlatımı, duyulmadık betimlemeleri, renkleri, kokuları çok güçlü bir şekilde okuyucuya aktarmasından mı?
sarıyazda çöl kumu şehrin üstünü kapladıktan sonra gelişen olaylar farklı farklı yaşamların pencerelerinden sunuluyor; kısa öykülerde belirlenmiş kimliklerlerle tanışabiliyorsunuz, onların iç dünyalarına yolculuk yapabiliyorsunuz.

‘kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir.

‘insanın karanlığı çağıran bir yanı vardır. bu yan başkasının felaketinden şükür çıkaran zalimliğin hemen komşusudur’
)
der ve bizi şöyle bir yerimizden zıplatan önermeler sunar.
kara yarısı da yine farklı bir çok öyküyü almış içine.hiç bilmediğimiz hayatların herkesten gizli dünyaları burada da okuyucuyu sürükler nitelikte.
bangır bangır ferdi çalıyordu ayrı bir âlem . çocukluk, gençlik heyecanları anlatılıyor öykülerde.tasvirler yine göz dolduruyor beklenmedik şekilde:

‘insanların kederli olmayı çok sevdiği yıllar.her şeye sinmiş bir maltepe sigarası kokusu… bir ucuzluk bir,pazardan alınmışlık’

bitirdiğim diğer kitabı bu üç öykü kitabından daha farklı, çokça eski dilde sözcük kullanılarak 70’li yıllarda bir evde yaşanan gizemli olaylarla kurgulanmış.merak uyandırıcı fantastik bir kitap.
gaip storytelde bitirdiğim bir seri.oldukça sürükleyicisi, yayın zamanı gelsin diye sabırsızlıkla beklemekteydim.yaşadığı bir trafik kazası sonucu hafızasını geçici olarak kaybeden gaip’in ‘iş çevresi’ ve yaptığı ‘işler’ hakkında yeni yeni bilgiler öğreniyoruz olaylar akıp gittikçe.serinin başında da yazdığı haliyle kişi ve olaylar kurgusal, bize yaşananları hissettirip çağrışım yaptığı olay ve kişiler oldukça gerçekçi.( sabahları onun yüzünden insanların youtube açıp beklediği, tweetleri takip edilen malûm kişiyi hatırlattı bana, ama başka başka tanıdıklar da olabilir; benzer insan insana)
kapak da pek etkileyici hani:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

öykü seviyorsanız yazarı takip etmekte geç kalmayın, okuyun devamı yok çünkü: ‘bundan sonra öykü yazmadığımı/yazmayacağımı dile getirdim’ , diyor mahir ünsal instagram hesabında.
şu anda sürmekte olan bir öykü yazma atelyesi düzenlenmiş adına.

1980 doğumlu yazarın tüm eserleri:
bangır bangır ferdi çalıyor evde
olduğu kadar güzeldik (sait faik 60. yıl hikaye armağanı)
benim adım feridun
sarıyaz
kara yarısı
öbürküler
diğerleri
dünya bu kadar
gaip (storytel serisi)
devamını gör...

ülke o kadar mükemmel ki!
herkes mutlu, refah seviyemiz yüksek, eğitimli ve zengin nüfusumuz var.
devlet sadece patates değil, eti bile sokaklarda dağıtıyor, su bedava, doğalgaz karadenizden direkt evlere akıyor.
birilerinin olası kötü durumlar için plan yapması lazım.
ama bunu askeri kurumlar, profesyoneller değil de eli uzvunda çapsız adamlar düşünsün ve yazsın.
olası bir savaş hali mi?
yahu gurur duyulan favori damat bayraktar bey'in ürettiği drone'lar vardı hanny.....
dosta güven düşmana korku salmıyor muyuz?
ne yani bunlar boncuklu silah kadar mı değerli ( eee ben de aksini düşünmüyordum)!
dün bir adam atatürk'ü koruma kanunu anlatırken, sonu benzemesin ama menderes buna mecbur kalmıştı dedi, adama yapmadıklarını bırakmadılar!
şimdi siz beyfendi, istiklal harbi diyorsunuz, bu kesinlikle halkı galeyana getirmektir. evet biz de farkındayız birilerinin kucağından devlet yönetiliyor fakat sesimizi çıkarmıyoruz.
ben sizi vatan haini ilan ediyorum, derhal soylu beyfendiye haber verin.
bu yazarı 15 temmuzdan beter etsin!
hayallerde yaşıyor baağğzı tek hücreliler!
devamını gör...

nâzım hikmet'in bursa tutukevi'ne nakledilişinin birkaç ay sonrasında, o vakitlerde evli olduğu piraye için yazdığı şiir:

***
mürdüm eriği
çiçek açmıştır,
ilk önce zerdali çiçek açar
mürdüm en sonra

sevgilim,
çimenin üzerine
diz üstü oturalım
karşı - be- karşı.
hava lezzetli ve aydınlık
fakat iyice ısınmadı daha
çağlanın kabuğu
yemyeşil tüylüdür
henüz yumuşacık....

bahtiyarız
yaşayabildiğimiz için.
herhalde çoktan öldürülmüştük
sen londra'da olsaydın
ben tobruk'ta olsaydım
bir ingiliz şilebinde yahut...

sevgilim,
ellerini koy dizlerine
bileklerin kalın ve beyaz
sol avucunu çevir:
gün ışığı avucunun içindedir
kayısı gibi...
dünkü hava akınında ölenlerin
yüz kadarı beş yaşından aşağı
yirmi dördü emzikte...

sevgilim,
nar tanesinin rengine bayılırım
nar tanesi, nur tanesi
kavunda ıtrı severim
mayhoşluğu erikte...

...yağmurlu bir gün
yemişlerden ve senden uzak
daha bir tek ağaç bahar açmadı
kar yağması ihtimali bile var
bursa cezaevinde
acayip bir duyguya kapılarak
ve kahredici bir öfke içinde
inadıma yazıyorum bunları,
kendime ve sevgili insanlara inat.
***

bu da kimsesizlerinkimiraikkonen'den küçük bi hatıra:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sataşan yazarların elinde amacından sapan başlık.
aslında sevgi saygı hürmet edebiyatı yapılan başlık.
zevkle yazıyorum zevkle okuyorum.
arada çıkan çürük elmaları sepetten sesli sesli atıyorum.
ötekileri de çürütmesin diye.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim