napıyorsun deyince belgesel izliyorum diyen arkadaş
iyi yapıyorsun denip, üniversite sınavında %3'lük dilime girmiş birey misali saygı gösterilmelidir.
devamını gör...
türkiye'de sürücülerin en çok yaptığı hata
kendine ve altindaki arabaya fazla guvenmek.
devamını gör...
jigolo olmak isterken dolandırılan erkekler
son aylarda toplumumuzun kanayan yarası haline gelen trajikomik bir durum. üstelik çok az erkek şikayetçi olduğu için ne yazık ki sözde mağdurlar gün geçtikçe artıyor.
kolay yoldan para kazanma fırsatı bulduğunu düşünen özellikle 18-25 yaş arasındaki genç erkeklerin nasıl kandırıldığı emniyet birimlerince açıklandı.
daha geçen temmuz ayında bir çetenin jigolo olmak isteyen erkekleri kandırarak 9.000.000 tl elde ettiği tespit edilmişti. sözde masum olduğunu iddia eden erkeklerin kandırılış yöntemi ise şöyle:
internet sitelerindeki reklamlarda “sadece bir günde birlikte olduğu kadınlara göre 2 bin ile 5 bin tl arasında para kazanabileceği” anlatılıyor. jigolo üyeliği yapılırken, üyeliğin derecesine göre “300- 4.000 tl arası” kayıt parası alınıyor. ne var ki kadın falan yok. erkekler kimlik bilgileri, banka hesap numarası, çıplak resimlerini ve birçok bilgiyi verdikleri için dolandırıcı çetelerine kolay av oluyorlar.
ceza hukukunda ahlaka aykırı sözleşme yapan kişi dolandırıldığından bahsedemez. olayın vahim boyutu ise binlerce erkeğin tuzağa düşmesi ve birçoğunun üniversite mezunu olması. polise gitmekten çekinen jigolo adayı erkeklerin birkaçının itirafları.
ayhan: internette gördüğüm bir arkadaşlık sitesinde jigolo olmak için form doldurdum. kayıt ücreti altında arayan kişilere 11.350 tl lira kaptırdım.
ferruh: jigolo üyelik sitesine üyelik bedeli 400 ve komisyon 1000 tl ödedim. ‘ilişki başına 5000 lira alacaksın’ diyorlar kesinlikle söyledikleri gibi değil.
onur: ben twitter’da bir rastgele ‘jigolo olmak ister misiniz’ diye bir reklama tıkladım. 300 tl para yatırmamı istediler. yatırdım. ‘geri onaylanmasını bekliyorum’ dedi. şu an hâlâ bekliyorum. ailemin öğrenmemesi için polise gidemiyorum.
kuray: sadece öylesine başvurduğum site sabah aradı, anlamadım ne dediklerini ve iptal etmek istediğimi söyledim. 400 tl iptal ücreti istediler. ‘ardından 780 tl daha yatırın size 400 tl’nizi geri vereceğiz’ dediler. ardından ‘1630 tl daha yatırın size toplam olarak 2000 tl’nizi geri vereceğiz’ dediler. 400+780 tl maalesef yatırdım.
ata: büyük bir yanlış yaptığımı iş işten geçtikten sonra anladım. toplamda 4.400 tl param gitti. hepsi twitter’a doluşmuşlar.
osman: üyeliğimin aktif hale getirilmesi için para yatırılması gerektiğini söyledi. banka yoluyla 4.000 tl gönderdim. telefon açıyorum, ulaşılamıyor.
ümit: 800 tl ile ‘jigolo kaydınız oluşturuldu’ deyip toplam 25.000 liramı aldılar. bunlara bir dur denmeli.
tanınmış bir jigolo ajansından yapılan açıklamada “türkiye’de jigolo talebinin olmadığı, türk kadının bir erkeğe para verip birliktelik kurmasının pek mantıklı da olmadığı, jigolo tutan müşterilerinin ise genelde türkiye’de yaşayan 60 yaş üstü yabancı ve dul kadınlar olduğu, onların da 1.90 boyunda atletik ve kaslı zencileri tercih ettiğini” söyleyerek, internetteki “jigolo aranıyor” reklamlarının dolandırıcıların tuzağı olduğunu ifade etti.
kolay yoldan para kazanma fırsatı bulduğunu düşünen özellikle 18-25 yaş arasındaki genç erkeklerin nasıl kandırıldığı emniyet birimlerince açıklandı.
daha geçen temmuz ayında bir çetenin jigolo olmak isteyen erkekleri kandırarak 9.000.000 tl elde ettiği tespit edilmişti. sözde masum olduğunu iddia eden erkeklerin kandırılış yöntemi ise şöyle:
internet sitelerindeki reklamlarda “sadece bir günde birlikte olduğu kadınlara göre 2 bin ile 5 bin tl arasında para kazanabileceği” anlatılıyor. jigolo üyeliği yapılırken, üyeliğin derecesine göre “300- 4.000 tl arası” kayıt parası alınıyor. ne var ki kadın falan yok. erkekler kimlik bilgileri, banka hesap numarası, çıplak resimlerini ve birçok bilgiyi verdikleri için dolandırıcı çetelerine kolay av oluyorlar.
ceza hukukunda ahlaka aykırı sözleşme yapan kişi dolandırıldığından bahsedemez. olayın vahim boyutu ise binlerce erkeğin tuzağa düşmesi ve birçoğunun üniversite mezunu olması. polise gitmekten çekinen jigolo adayı erkeklerin birkaçının itirafları.
ayhan: internette gördüğüm bir arkadaşlık sitesinde jigolo olmak için form doldurdum. kayıt ücreti altında arayan kişilere 11.350 tl lira kaptırdım.
ferruh: jigolo üyelik sitesine üyelik bedeli 400 ve komisyon 1000 tl ödedim. ‘ilişki başına 5000 lira alacaksın’ diyorlar kesinlikle söyledikleri gibi değil.
onur: ben twitter’da bir rastgele ‘jigolo olmak ister misiniz’ diye bir reklama tıkladım. 300 tl para yatırmamı istediler. yatırdım. ‘geri onaylanmasını bekliyorum’ dedi. şu an hâlâ bekliyorum. ailemin öğrenmemesi için polise gidemiyorum.
kuray: sadece öylesine başvurduğum site sabah aradı, anlamadım ne dediklerini ve iptal etmek istediğimi söyledim. 400 tl iptal ücreti istediler. ‘ardından 780 tl daha yatırın size 400 tl’nizi geri vereceğiz’ dediler. ardından ‘1630 tl daha yatırın size toplam olarak 2000 tl’nizi geri vereceğiz’ dediler. 400+780 tl maalesef yatırdım.
ata: büyük bir yanlış yaptığımı iş işten geçtikten sonra anladım. toplamda 4.400 tl param gitti. hepsi twitter’a doluşmuşlar.
osman: üyeliğimin aktif hale getirilmesi için para yatırılması gerektiğini söyledi. banka yoluyla 4.000 tl gönderdim. telefon açıyorum, ulaşılamıyor.
ümit: 800 tl ile ‘jigolo kaydınız oluşturuldu’ deyip toplam 25.000 liramı aldılar. bunlara bir dur denmeli.
tanınmış bir jigolo ajansından yapılan açıklamada “türkiye’de jigolo talebinin olmadığı, türk kadının bir erkeğe para verip birliktelik kurmasının pek mantıklı da olmadığı, jigolo tutan müşterilerinin ise genelde türkiye’de yaşayan 60 yaş üstü yabancı ve dul kadınlar olduğu, onların da 1.90 boyunda atletik ve kaslı zencileri tercih ettiğini” söyleyerek, internetteki “jigolo aranıyor” reklamlarının dolandırıcıların tuzağı olduğunu ifade etti.
devamını gör...
çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamamak
beni en güzel anlatan cümle.
devamını gör...
4 luni 3 saptamani 2 zile
türkçesi ''4 ay 3 hafta 2 gün'' olan altın palmiye ödüllü roman yapımı film.
öncellikle filmi beğendiğimi ve önerdiğimi belirtmeliyim. kendimi realist bir insan olarak tanımlarım. genel olarak kurgu filmleri pek dikkatimi çekmez. bu filmde de kamera açısından mıdır, oyunculuklardan mıdır bilinmez, kendimi bir anda filmin içinde buluverdim.
uzun zamandır ilk defa bir filmi beğeniyorum. 2 kızın yarım günde yaşadıklarından 1.30-2 saatlik bir film çıkarmışlar ve film boyunca gerginliği, hissedilen hisleri diri tutmayı başarmışlar. bence asıl başarı budur.
film hakkında spoiler nitelikli düşüncelerim de var. onları en sonda anlatacağım. şimdilik o dönemin romanya'sı hakkında bilgi vereyim.
1969 yılında romanya hükümeti nüfus arttırma politikasıyla kürtajı yasaklamıştır.
25 yaşını geçmiş ve hâlâ çocuk sahibi olmayan kadınlara (kısırlar da dahil) %10-20 arası ek vergi koydurtmuş, 5 çocuk annesi kadınlara özel ayrıcalıklar tanımış, 10 çocuk ve fazlası için anneye madalya vermiştir. bu 1989'daki devrime kadar devam etmiştir. bu filmde de 1987 romanya'sına şahit oluyoruz.
özellikle dr. bebe'yle olan sahnede 3. arkadaş bendim. otilia erkek arkadaşının annesinin doğum gününde masada otururken bizzat ben de orada oturuyordum.
film boyunca gerildiğimi de itiraf etmeliyim. hep bir şey çıkacak diye bekledim. çıkmadı. bu da bana hayatın içinden geldi. sonuçta kaçımız filmlerde beklediğimiz şeyleri gerçek hayatta yaşıyoruz ki? üstelik film -evet aslında özellikle o masadaki konuşmada birçok mesaj içerse de- bu amerikan filmlerinde sonda karakterin hayatı tamamen değişir, yeni bir dünyada bulur ya kendini (hiç realist olmayan biçimde)... bu filmde o da yoktu ama sarsmayı başardı, gerçek hayatın ta kendisiydi çünkü.
öncellikle filmi beğendiğimi ve önerdiğimi belirtmeliyim. kendimi realist bir insan olarak tanımlarım. genel olarak kurgu filmleri pek dikkatimi çekmez. bu filmde de kamera açısından mıdır, oyunculuklardan mıdır bilinmez, kendimi bir anda filmin içinde buluverdim.
uzun zamandır ilk defa bir filmi beğeniyorum. 2 kızın yarım günde yaşadıklarından 1.30-2 saatlik bir film çıkarmışlar ve film boyunca gerginliği, hissedilen hisleri diri tutmayı başarmışlar. bence asıl başarı budur.
film hakkında spoiler nitelikli düşüncelerim de var. onları en sonda anlatacağım. şimdilik o dönemin romanya'sı hakkında bilgi vereyim.
1969 yılında romanya hükümeti nüfus arttırma politikasıyla kürtajı yasaklamıştır.
25 yaşını geçmiş ve hâlâ çocuk sahibi olmayan kadınlara (kısırlar da dahil) %10-20 arası ek vergi koydurtmuş, 5 çocuk annesi kadınlara özel ayrıcalıklar tanımış, 10 çocuk ve fazlası için anneye madalya vermiştir. bu 1989'daki devrime kadar devam etmiştir. bu filmde de 1987 romanya'sına şahit oluyoruz.
özellikle dr. bebe'yle olan sahnede 3. arkadaş bendim. otilia erkek arkadaşının annesinin doğum gününde masada otururken bizzat ben de orada oturuyordum.
film boyunca gerildiğimi de itiraf etmeliyim. hep bir şey çıkacak diye bekledim. çıkmadı. bu da bana hayatın içinden geldi. sonuçta kaçımız filmlerde beklediğimiz şeyleri gerçek hayatta yaşıyoruz ki? üstelik film -evet aslında özellikle o masadaki konuşmada birçok mesaj içerse de- bu amerikan filmlerinde sonda karakterin hayatı tamamen değişir, yeni bir dünyada bulur ya kendini (hiç realist olmayan biçimde)... bu filmde o da yoktu ama sarsmayı başardı, gerçek hayatın ta kendisiydi çünkü.
devamını gör...
otobiyografinize yazacağınız son cümle
kısacası gezegenimizde pek de önemli olmayan bir toz tanesiyim.
devamını gör...
güneş
güneş orta büyüklükte bir yıldızdır.
dünyaya uzaklığı 149.600.000 km'dir.
güneş eğer ortadan kaybolursa dünya'nın sıcaklığı 1 hafta içinde ortalama -17.78°c olurdu.
bir yıl içinde -75°c ve daha uzun süreler sonraysa -240°c sabitlenirdi.
güneşin sıcaklığı zamanla artıyor e her bir milyar yılda %10 daha fazla ışık verir hale geliyor.
bu demek oluyor ki milyarlarca yıl sonra dünya üzerinde u kaynakları buharlaşarak bitecektir.
güneşin %72'si hidrojen , % 26'sı helyumdan ,%2 'si ise diğer elementlerden oluşmuştur.
bildiğiniz kadarıyla bu yoğun gaz kütleleri güneş sistemindeki kütlelerin %99'nu oluşturmaktadır.
güneş , etrafına inanılmaz derecede enerji saçar ve böylece güneş sistemi ısınır.
güneşin bu işlemi sırasında saniyede 700 milyon yon hidrojen 695 milyon ton helyuma ve 5 milyon ton gama ışınımı bilimindeki enerjiye dönüşmektedir.
güneşin atmosferi yüzeyinden daha sıcaktır, atmosferi 9700°c, yüzeyi ise 5700°c civarındadır.
corona sıcaklığının ise 1.000.000°c civarında olduğu tahmin ediliyor.
güneş , samanyolu galaksisinin merkezine tahmini 30.000 ışık yılı mesafesidir.
samanyolu galaksisinin etrafında saniyede 250 km hızla dönmesine rağmen güneşin bir turu 240 milyon yıl alır.
güneş gazlardan oluştuğu için güneş üzerindeki farklı kısımlar farklı hızlarda dönmektedir.
ekvator kısmı yaklaşık olarak 25 günde bir , kutup kısımlarıyla yaklaşık olarak 36 günde bir dönmektedir.
bazı gezegenlerde ve uydularda güneşin asla batmadığı uydular vardır. bunun sebebi açı ilişkilerindendir.
insanoğlunun güneşin dışarıya verdiği enerjiye denk bir enerji üretebilmesi için her saniyede 100 milyar dinamik patlaması gerekir.
uzay bilimcileri, güneşin 4.59 milyar yıl önce oluşmaya başladığını ve güneşin ömrünün tahmini olarak yarısının bittiğini düşünüyorlar.
tahminlere göre bugünden 5 milyar yıl sonra güneş kırmızı ''dev'' haline gelecek ve etrafındaki her şeyi yok ederek ebediyen sönecektir.
dünyaya uzaklığı 149.600.000 km'dir.
güneş eğer ortadan kaybolursa dünya'nın sıcaklığı 1 hafta içinde ortalama -17.78°c olurdu.
bir yıl içinde -75°c ve daha uzun süreler sonraysa -240°c sabitlenirdi.
güneşin sıcaklığı zamanla artıyor e her bir milyar yılda %10 daha fazla ışık verir hale geliyor.
bu demek oluyor ki milyarlarca yıl sonra dünya üzerinde u kaynakları buharlaşarak bitecektir.
güneşin %72'si hidrojen , % 26'sı helyumdan ,%2 'si ise diğer elementlerden oluşmuştur.
bildiğiniz kadarıyla bu yoğun gaz kütleleri güneş sistemindeki kütlelerin %99'nu oluşturmaktadır.
güneş , etrafına inanılmaz derecede enerji saçar ve böylece güneş sistemi ısınır.
güneşin bu işlemi sırasında saniyede 700 milyon yon hidrojen 695 milyon ton helyuma ve 5 milyon ton gama ışınımı bilimindeki enerjiye dönüşmektedir.
güneşin atmosferi yüzeyinden daha sıcaktır, atmosferi 9700°c, yüzeyi ise 5700°c civarındadır.
corona sıcaklığının ise 1.000.000°c civarında olduğu tahmin ediliyor.
güneş , samanyolu galaksisinin merkezine tahmini 30.000 ışık yılı mesafesidir.
samanyolu galaksisinin etrafında saniyede 250 km hızla dönmesine rağmen güneşin bir turu 240 milyon yıl alır.
güneş gazlardan oluştuğu için güneş üzerindeki farklı kısımlar farklı hızlarda dönmektedir.
ekvator kısmı yaklaşık olarak 25 günde bir , kutup kısımlarıyla yaklaşık olarak 36 günde bir dönmektedir.
bazı gezegenlerde ve uydularda güneşin asla batmadığı uydular vardır. bunun sebebi açı ilişkilerindendir.
insanoğlunun güneşin dışarıya verdiği enerjiye denk bir enerji üretebilmesi için her saniyede 100 milyar dinamik patlaması gerekir.
uzay bilimcileri, güneşin 4.59 milyar yıl önce oluşmaya başladığını ve güneşin ömrünün tahmini olarak yarısının bittiğini düşünüyorlar.
tahminlere göre bugünden 5 milyar yıl sonra güneş kırmızı ''dev'' haline gelecek ve etrafındaki her şeyi yok ederek ebediyen sönecektir.
devamını gör...
başarının tanımı
kararlarına sadık kaldığın her andır.
devamını gör...
ssuuddee
ufacık bir tartışmada nickaltına 25 tane tanım girilen yazar. bu kadar kolay olduğunu bilseydim herkese sataşırdım*
devamını gör...
ahmet ümit
kitaplarına yeni başladıysanız ve polisiye seven biriyseniz çok keyif alırsınız. ama okuduğunuz kitapları arttıkça alacağınız keyif azalıyor çünkü çok tekrara giriyor. komiser nevzat sevdiğimiz bir abimiz ama bir süre sonra soğutuyor. önceden her kitabını alırdım ama birkaç senedir bıraktım. yine de istanbul hatırası’nı tavsiye ederim.
devamını gör...
didem madak sözleri
mavi saçlı bir tanrı gibi severdim burdur gölü'nü
o göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü.
vişne bahçeleriyle dolu,
neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
bazen ölmek istiyorum
beni yeniden doğurman için
iri, ekşi bir vişne tanesi gibi.
o göl şimdi içimde kocaman bir anne ölüsü.
vişne bahçeleriyle dolu,
neşeli bir şehre benzerdi senin sesin.
bazen ölmek istiyorum
beni yeniden doğurman için
iri, ekşi bir vişne tanesi gibi.
devamını gör...
ne zaman öleceğini bilmek
ne zaman öleceğimi bilmek isterdim çünkü bazen diyorum ki ne kadar zamanımın kaldığını bilmiyorum ve çok zaman varmış gibi çabalıyorum. şimdiki zamanımı mahvediyorum. şimdi ya şimdi ölüp gitsem hayatımda elle tutulur çok ama çok az güzel şey var. ve bunu beni üzüyor. düşündükçe üzüyor. bana deseler ki 1 yılın kaldı. herşeyi bırakıp istediğim herşeyi yaparım. ama bilmeyince öyle olmuyor. bir varsayım üzerine yaşıyoruz. 80 yaşına kadar yaşayacakmış gibi günleri heba ediyoruz. bilsek neler oldu kim bilir? belki herşey daha kolay olurdu. biri zamanım bitti diye koşarak sevdiğine giderdi. birisi hiç tatmadığı yemekleri yerdi. biri görmediği yerlere giderdi. gurur, kin, nefret, hırs belki çok az kalırdı yeryüzünde. kim bilir? ertelemekte bilmemekten kaynaklanıyor. bilsek ki zaman kalmadı o zaman ertelemezdik.
devamını gör...
sözlükteki hoşça kalın intihar ediyorum modası
yakın zamanda bir nickaltı vedası şahsım tarafından gelecektir, malumunuz mevsimim geçmek üzere.
devamını gör...
myanmar
gittim, gördüm:
budist bir ülkedir. bizde nasıl her yerde cami varsa orada da her yerde ‘pagoda’ denilen altın sarısı oval veya kübik kubbeli devasa yapılar bulunmaktadır.pagodalar, bazılarının etrafında dinazora benzeyen hayvan heykellerinin bulunduğu, iç kısmında ortada bulunan fil heykelinin önünde mum yakılmak suretiyle ibadet edinilen, aynı zamanda ülkenin en çok turist çeken yerlerdir.
örnek için kendi çektiğim şu fotoğrafa bakabilirsiniz:

insanları çok sıcak kanlıdır, sürekli gülümser. müslüman olduğumu bildikleri halde bir saygısızlıklarına şahit olmadım. yapılan zulümler hakkında bilgim olmadığı için o konuda bilgi veremeyeceğim.
burma’da halk yıllarca ingiltere sömürgesinde yaşadığı için binalar, köprüler ve tren rayları gibi yapılar klasik ingiliz tarzıdır ancak çok eskidir, yeni yapı görmek zordur. kırsal kesimde ve şehir dışlarında bungalov tarzı ağaç yapılar vardır. buralarda bir iki göz odada yaşayan fakir aileleri görmek mümkündür.
gezerken ilk dikkatimi çeken şeylerden biri kaldırımlarda ve yollarda nereye baksam kırmızı lekeler görmem ve sonra bunun insanların tükürdüğü bir maddeden kaynaklandığına şahit olmamdı. daha sonra bu maddenin, bir yaprağın içine sarılarak çiğnenen bir tür ot olduğunu öğrendim.
ikinci olarak dikkatimi çeken şey, herkesin yüzüne beyaz bir şey sürmesiydi. bunun da güneşte yanmamak veya kararmamak için kullandıkları bir tür krem olduğunu öğrendim. bu krem ,orada yetişen, adını unuttuğum, bir ağaç türünün odunlarının ezilip toz haline getirilmesiyle elde edilmektedir.
insanların kararmak istememelerinin sebebini yıllarca ingilizlerin burma halkını siyahlar olarak nitelendirip aşağılamasına bağlıyorum. *
pazarda satış yapan bir kadının fotoğrafı:
budist bir ülkedir. bizde nasıl her yerde cami varsa orada da her yerde ‘pagoda’ denilen altın sarısı oval veya kübik kubbeli devasa yapılar bulunmaktadır.pagodalar, bazılarının etrafında dinazora benzeyen hayvan heykellerinin bulunduğu, iç kısmında ortada bulunan fil heykelinin önünde mum yakılmak suretiyle ibadet edinilen, aynı zamanda ülkenin en çok turist çeken yerlerdir.
örnek için kendi çektiğim şu fotoğrafa bakabilirsiniz:

insanları çok sıcak kanlıdır, sürekli gülümser. müslüman olduğumu bildikleri halde bir saygısızlıklarına şahit olmadım. yapılan zulümler hakkında bilgim olmadığı için o konuda bilgi veremeyeceğim.
burma’da halk yıllarca ingiltere sömürgesinde yaşadığı için binalar, köprüler ve tren rayları gibi yapılar klasik ingiliz tarzıdır ancak çok eskidir, yeni yapı görmek zordur. kırsal kesimde ve şehir dışlarında bungalov tarzı ağaç yapılar vardır. buralarda bir iki göz odada yaşayan fakir aileleri görmek mümkündür.
gezerken ilk dikkatimi çeken şeylerden biri kaldırımlarda ve yollarda nereye baksam kırmızı lekeler görmem ve sonra bunun insanların tükürdüğü bir maddeden kaynaklandığına şahit olmamdı. daha sonra bu maddenin, bir yaprağın içine sarılarak çiğnenen bir tür ot olduğunu öğrendim.
ikinci olarak dikkatimi çeken şey, herkesin yüzüne beyaz bir şey sürmesiydi. bunun da güneşte yanmamak veya kararmamak için kullandıkları bir tür krem olduğunu öğrendim. bu krem ,orada yetişen, adını unuttuğum, bir ağaç türünün odunlarının ezilip toz haline getirilmesiyle elde edilmektedir.
insanların kararmak istememelerinin sebebini yıllarca ingilizlerin burma halkını siyahlar olarak nitelendirip aşağılamasına bağlıyorum. *
pazarda satış yapan bir kadının fotoğrafı:
devamını gör...
yüzyıllık yalnızlık
nobel ödüllü kolombiyalı yazar gabriel garcia marquez abinin en üst metnidir. roman mıdır gerçekten bilmiyorum bence bu bir roman olmamalıdır.
palu ailesinin halt edeceği iğrenç bir sülaleyi anlatır. ensest ilişkiler büyücülük delilik çılgınlık ne kadar ilginç iğrençlik varsa yüzyıllardır bu ailededir.
7 büyük günah diye söylenen günahların içinden geçen bu lanetli ailenin yüzyıllık yalnızlığını okuruz.
çok zor bir kitaptır (bence) okuması sabır isteyen hatta okurken cinnet geçirten bir eserdir.
büyülü gerçekçilik mevzusunu hemen hemen herkes bu kitaptan tanır ve öğrenir.
kitabın arkasında yazarın söylemleri bence bu kitabı çok güzel anlatır.
yüzyıllık yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. yüzyıllık yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım. ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. yüzyıllık yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. bu romanı büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım. kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.
okumak için acele etmeyin hayatınızın bir kısmında bu kitap okunmak için kucağınıza düşecektir.
palu ailesinin halt edeceği iğrenç bir sülaleyi anlatır. ensest ilişkiler büyücülük delilik çılgınlık ne kadar ilginç iğrençlik varsa yüzyıllardır bu ailededir.
7 büyük günah diye söylenen günahların içinden geçen bu lanetli ailenin yüzyıllık yalnızlığını okuruz.
çok zor bir kitaptır (bence) okuması sabır isteyen hatta okurken cinnet geçirten bir eserdir.
büyülü gerçekçilik mevzusunu hemen hemen herkes bu kitaptan tanır ve öğrenir.
kitabın arkasında yazarın söylemleri bence bu kitabı çok güzel anlatır.
yüzyıllık yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. yüzyıllık yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım. ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. yüzyıllık yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. bu romanı büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım. kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.
okumak için acele etmeyin hayatınızın bir kısmında bu kitap okunmak için kucağınıza düşecektir.
devamını gör...
sinema tarihinin en iyi oyunculuk performansları
boyhood filminde sergilenen oyunculuklardır. film gerçekçi olması için 12 yılda çekilmiş.
izlerken başroldeki çocuk gözünüzün önünde büyüyor siz de noluyo ya! diyorsunuz. sonradan öğreniyorsunuz neler döndüğünü.
aslında efsanevi bir oyunculuk yok filmde fakat totalde iyi bir oyunculuk örneği teşkil ediyor.
izlerken başroldeki çocuk gözünüzün önünde büyüyor siz de noluyo ya! diyorsunuz. sonradan öğreniyorsunuz neler döndüğünü.
aslında efsanevi bir oyunculuk yok filmde fakat totalde iyi bir oyunculuk örneği teşkil ediyor.
devamını gör...
16personalities.com
bu test bile diyor ki bana; "kendinle ilgilen!"
--- alıntı ---
savunucu kişilik tipi çok ender görülmekte olup, nüfusun yüzde birinden azını oluşturur, ama yine de dünya üzerinde izlerini bırakırlar. doğuştan gelen bir idealizm ve ahlak hisleri vardır, ancak onları diğer idealist kişilik tiplerinden ayrı kılan kararlılıkları ve azimleridir; savunucular boş oturan hayalperestler değil, hedeflerini gerçekleştirmek ve kalıcı bir olumlu etki bırakmak için somut adımlar atabilen kişilerdir.
savunucular için dünya adaletsizlik dolu bir yerdir; ama böyle olmak zorunda değildir. başka hiçbir kişilik tipi, ne kadar büyük veya küçük olursa olsun bir yanlışı düzeltmek için hareket yaratmaya bu derece uygun değildir. savunucular sadece dünyayla ilgilenmekle meşgulken, kendilerine de dikkat etmeleri gerektiğini unutmamalıdır.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
savunucu kişilik tipi çok ender görülmekte olup, nüfusun yüzde birinden azını oluşturur, ama yine de dünya üzerinde izlerini bırakırlar. doğuştan gelen bir idealizm ve ahlak hisleri vardır, ancak onları diğer idealist kişilik tiplerinden ayrı kılan kararlılıkları ve azimleridir; savunucular boş oturan hayalperestler değil, hedeflerini gerçekleştirmek ve kalıcı bir olumlu etki bırakmak için somut adımlar atabilen kişilerdir.
savunucular için dünya adaletsizlik dolu bir yerdir; ama böyle olmak zorunda değildir. başka hiçbir kişilik tipi, ne kadar büyük veya küçük olursa olsun bir yanlışı düzeltmek için hareket yaratmaya bu derece uygun değildir. savunucular sadece dünyayla ilgilenmekle meşgulken, kendilerine de dikkat etmeleri gerektiğini unutmamalıdır.
--- alıntı ---
devamını gör...
günaydın sözlük
yaratıcının bize sunduğu sürpriz gibi güzelliklerden biri ile günaydın.
gönlü en az bu kadar güzel olan insanlara denk gelelim inşallah.
mandarin ördeği
gönlü en az bu kadar güzel olan insanlara denk gelelim inşallah.
mandarin ördeği
devamını gör...
türkçe
çok sevdiğimdir. onsuz olmaz diyeceğim ilk şeydir. artistlik yapmak adına türkçeyi katletmemeli, başka dillerden sözcükler kullanılmamalıdır. dünya üzerinde pek çok türkçe konuşan insan var ancak yine de yeterli değeri vermediğiniz her şey gün gelir yok olur. asıl olan türkçeyi olduğu gibi en güzel şekliyle almak, başkalarıyla karıştırmamak, içindeki tarihi ve güzelliği görebilmektir. gurur duyabilmek ve koruyabilmektir.
türkçenin bir gün katıksız,duru ve en güzel biçimiyle konuşulması dileğiyle, esenlikler.
türkçenin bir gün katıksız,duru ve en güzel biçimiyle konuşulması dileğiyle, esenlikler.
devamını gör...
