adalet
göz boyamak için varmış gibi davranılan lakin ne ülkemizde ne de dünyada bulunmayan şeydir. insanların varlığı sürdükçe ya da bencillikten arınmış bir tür olmadığımız sürece de bu düzen devam edecektir.
devamını gör...
hangi yazar gözünde nasıl canlanıyor sorusu
devamını gör...
aylar sonra merhaba yazan sevgili ya da arkadaş
"merhaba. nasıl yardımcı olabilirim?" cümlesiyle karşılık vererek santrale bağladığım durum.
aylardır arayıp sormayan insan, yardımcı olabileceğim bir şey olmasa başka niye yazar ki?*
aylardır arayıp sormayan insan, yardımcı olabileceğim bir şey olmasa başka niye yazar ki?*
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
kuyruklu yıldız aslında bir yıldız değil normal bir asteroid taşıdır.
devamını gör...
renkli mahlas
(bkz: sonradan gelip en güzel mahlas rengini kapmak)
modlar, pavlov, iko ve tabi yoldaş filan hiç kusura bakmasın, sonradan gelip en güzel rengi kapan biz editörler olduk.
muhaha.
modlar, pavlov, iko ve tabi yoldaş filan hiç kusura bakmasın, sonradan gelip en güzel rengi kapan biz editörler olduk.
muhaha.
devamını gör...
bir anneye verilecek öğütler
anne ölmemeliydin.
devamını gör...
türklerin domuz eti yememesi
haram diye domuz eti yemeyen esnafın,her türlü düzenbazlığı yapması,vergiden çalması,tabi her hafta cumaya gidiliyor ya kilisede günah çıkarma kabini gibi sjsjsj..yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız çok daha hassaslar bu konuda,onlar domuz eti yemeyi bırakın içerdeki mutfakta domuzlu omlet dahi yapılıyosa ordan birşey yemezler.ama bu kesimde kaçak çalışıp sosyal parası alıyor genelde hiç değilse benim akrabalarım arasında bir sürü var.bide avrupa bitti dersiniz hergeleler sizi.sjsjsj.
devamını gör...
kazanmak istediğiniz alışkanlıklar
1) spor yapmak,
2) daha fazla kitap okumak,
3) abur cubur yememek.
tanım: kazanmak istediğimiz alışkanlıkları paylaştığımız başlıktır.
2) daha fazla kitap okumak,
3) abur cubur yememek.
tanım: kazanmak istediğimiz alışkanlıkları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
chimera (yazar)
hükümet gibi yazar. kamusal alanları değerli, kural defteri her daim dolu.
sözlüğe ilk geldiğimde, kim kimdir kimin nesidir bilmediğim o karanlık dönemde yolumu aydınlatan ilk kafadaşım.
bunca zaman neden nickaltı yazmadığımın sebebiyse de tamamen şahsımın hanzoluğudur, böyle biline.
sözlüğe ilk geldiğimde, kim kimdir kimin nesidir bilmediğim o karanlık dönemde yolumu aydınlatan ilk kafadaşım.
bunca zaman neden nickaltı yazmadığımın sebebiyse de tamamen şahsımın hanzoluğudur, böyle biline.
devamını gör...
marry him if you dare
geleceğe gitmeyi düşündünüz mü? peki ya geçmişe dönmeyi?...
dönüp, geçmişi değiştirmeyi hiç düşündünüz mü?..
ben söyleyeyim. evet, hem de binlerce kez düşündünüz. korkmayın, düşüncelerinizi okumuyorum. sadece her insanın, zaman zaman, hatta çoğunlukla yaptığı, yapmak istediği bir şeyden söz ediyorum. geleceği değiştirmek...
peki bu, mümkün mü?.. gelecekten gelip geçmişte yapılan an'lık devinimlerin seyrine dokunup geçmişi, geçmişle birlikte geleceği, baştan başa, bambaşka bir noktaya taşımak mümkün mü?..
olur mu hiç öyle bir şey, diyorsunuz. duyuruyorum. ama düşünmekten, zaman zaman bu laga girmekten de kendinizi alamıyorsunuz...
çünkü merak ediyorsunuz. aslında; geçmişte, şu olay şöyle gerçekleşseydi, gelecek de böyle olurdu, demeden edemiyorsunuz.
kader farklı olabilir miydi?
gelecek. bugün aldığımız kararlarla belirlenirken, acaba o yolu değil de, sol sapaktan 3. şeridi seçseydim, şimdi nasıl olurdu? gibi daha onlarca soru, sizin beyin duvarınızı aşıp, ruh duvarınızda bir devinim oluşturuyor ve siz, bu garip, hayali atmosfere saplanıp, uzun süre de oradan çıkamıyorsunuz... öyle değil mi?..
...
bütün bunları niye mi anlatıyorum?.. çünkü dizimizin konusu bu. tam olarak bu: geleceği değiştirmek...
future choice ya da diğer adıyla marry him if you dare...
2013 yapımı bir güney kore dizisi*dir. dizi, fantastik bir dramken, yer yer, hayatın çatlaklarını gösterdiği için aynı zamanda romantik bir komedi dizisi olarak değerlendirilebilir.
başrollerini: yoon eun-hye –
lee dong-gun –
jung yong-hwa
han chae-ah –
choi myung-gil'in paylaştığı dizinin,
konusu şöyledir:
geçmişte yanlış bir evlilik yaptığını düşünen bir kadın, yasaları çiğneyip, 2043 yılından kalkıp, 2013 yılına gelir ve bu evliliğe sebep olan olayları değiştirmeye çalışır. kendince haklı sebepleri vardır.
filmde sık sık duyacağımız bir ölüm. karaktersiz bir adam ve zaman makinesi var...
kendince olaylar başka türlü olmalıdır ve gelecekten, o havalı haliyle gelip an'a müdahale etmeye kalkar. dizide geçen harika bir cümle aktarayım size:
makus kader yine aynı kader. onunla tanışman, kaderine yazıldığı için, ne olursa olsun, onunla tanışacaksın. bu yüzden kader, talih ve bağlar; korkunçtur.
sizce de öyle mi?.. kader, talih ve bağlar... sizce de korkunç mu?..
...
dizi, işte bunun cevabını merak edenleri, 16 bölümlük mini bir yolculuğa çıkarıyor. daha önce izleyen var mı bilmiyorum ama. ben bu hasta günlerimde keyfini çıkaracağım. ve cevabını bildiğim bu sorunun yanıtını, tutup bu mini diziden sancılı bir şekilde seyredip öğreneceğim.
keyifli izlemeler....
...
dönüp, geçmişi değiştirmeyi hiç düşündünüz mü?..
ben söyleyeyim. evet, hem de binlerce kez düşündünüz. korkmayın, düşüncelerinizi okumuyorum. sadece her insanın, zaman zaman, hatta çoğunlukla yaptığı, yapmak istediği bir şeyden söz ediyorum. geleceği değiştirmek...
peki bu, mümkün mü?.. gelecekten gelip geçmişte yapılan an'lık devinimlerin seyrine dokunup geçmişi, geçmişle birlikte geleceği, baştan başa, bambaşka bir noktaya taşımak mümkün mü?..
olur mu hiç öyle bir şey, diyorsunuz. duyuruyorum. ama düşünmekten, zaman zaman bu laga girmekten de kendinizi alamıyorsunuz...
çünkü merak ediyorsunuz. aslında; geçmişte, şu olay şöyle gerçekleşseydi, gelecek de böyle olurdu, demeden edemiyorsunuz.
kader farklı olabilir miydi?
gelecek. bugün aldığımız kararlarla belirlenirken, acaba o yolu değil de, sol sapaktan 3. şeridi seçseydim, şimdi nasıl olurdu? gibi daha onlarca soru, sizin beyin duvarınızı aşıp, ruh duvarınızda bir devinim oluşturuyor ve siz, bu garip, hayali atmosfere saplanıp, uzun süre de oradan çıkamıyorsunuz... öyle değil mi?..
...
bütün bunları niye mi anlatıyorum?.. çünkü dizimizin konusu bu. tam olarak bu: geleceği değiştirmek...
future choice ya da diğer adıyla marry him if you dare...
2013 yapımı bir güney kore dizisi*dir. dizi, fantastik bir dramken, yer yer, hayatın çatlaklarını gösterdiği için aynı zamanda romantik bir komedi dizisi olarak değerlendirilebilir.
başrollerini: yoon eun-hye –
lee dong-gun –
jung yong-hwa
han chae-ah –
choi myung-gil'in paylaştığı dizinin,
konusu şöyledir:
geçmişte yanlış bir evlilik yaptığını düşünen bir kadın, yasaları çiğneyip, 2043 yılından kalkıp, 2013 yılına gelir ve bu evliliğe sebep olan olayları değiştirmeye çalışır. kendince haklı sebepleri vardır.
filmde sık sık duyacağımız bir ölüm. karaktersiz bir adam ve zaman makinesi var...
kendince olaylar başka türlü olmalıdır ve gelecekten, o havalı haliyle gelip an'a müdahale etmeye kalkar. dizide geçen harika bir cümle aktarayım size:
makus kader yine aynı kader. onunla tanışman, kaderine yazıldığı için, ne olursa olsun, onunla tanışacaksın. bu yüzden kader, talih ve bağlar; korkunçtur.
sizce de öyle mi?.. kader, talih ve bağlar... sizce de korkunç mu?..
...
dizi, işte bunun cevabını merak edenleri, 16 bölümlük mini bir yolculuğa çıkarıyor. daha önce izleyen var mı bilmiyorum ama. ben bu hasta günlerimde keyfini çıkaracağım. ve cevabını bildiğim bu sorunun yanıtını, tutup bu mini diziden sancılı bir şekilde seyredip öğreneceğim.
keyifli izlemeler....
...
devamını gör...
kabataş erkek lisesi'nde atatürk resmini parçalayan öğrenci
okuldan sorgusuz sualsiz uzaklaştırılması gereken insanımsı.
devamını gör...
harp mecmuası

birinci dünya savaşı'nda 1915-1918 yılları arasında on beş günde bir yayımlanmış bir mecmuadır. harbiye nezareti tarafından çıkarılmıştır. orduya ve millete moral aşılamak amacı vardır. oldukça fazla fotoğraf var, ciddi bir propaganda aygıtı olarak görülebilir. orijinali o dönemki yazım kurallarına göre harb mecmû'ası. türk tarih kurumu tarafından eksiksiz neşri yapılmıştır. öyle kaliteli görseller var ki incelerken âdeta savaşı bir yönüyle yaşatıyor size. tabii ki o dönemde bu mecmuanın(gazete/dergi) yayımlanma amacı göz önünde tutulursa tamamen nesnel bir savaş okuması yapmak mümkün değildir. mecmuayı incelerken umduğum şey böyle bir kazanım değil zaten. tarihin çok kritik bir olayı olan birinci dünya savaşına osmanlılar zâviyesinden bakabilmek ve görseller, şiirler, yazılar, ilânlar aracılığıyla o yılları bir şekilde tecrübe edebilmek mecmuayı incelerken mümkün oluyor. yayına hazırlayanlar mecmuanın osmanlı devrindeki tertibine aynen uymuşlar, tek değişiklik latin harflerine aktarılması. günümüz türkçe kurallarına dikkat edilmiş, mecmuanın orijinalliği bozulmadan düzeltmeler yapılmış. benim açımdan mecmuanın en keyifli taraflarından biri o dönemki dili incelemek ve seçici bir bakış açısıyla bilmediğim bazı eski kelimeleri öğrenmek. tabii türk tarih kurumunun çok kaliteli baskısı da önemli bence. sunuşta mecmuanın yayımlandığı dönemde diğer mecmualardan çok daha kaliteli bir baskıya sahip olduğu söyleniyor. harbiye nezareti tarafından yayımlanması herhalde bu farkı ortaya koymaktadır. dediğim gibi mecmua aslında kaliteli bir propaganda aracı gibi. bazı görselleri paylaşıyorum. bunlar gibi binlercesi var. bu ilk sayıdan padişahın fotoğrafı



devamını gör...
olasılık dalgaları
kuantum fiziğinde, kuantum sistemlerine dair bazı bilgileri edinmemizi sağlayan kavram.
uzun bir yazı olacak ama dalga fonksiyonunun çökmesi, heisenberg belirsizlik ilkesi gibi bazı konular hakkında kafalardaki soru işaretlerini gidereceğimi umuyorum.
***
önce şunu cebimize koyalım: mesela ışık, hem dalga hem de parçacık özelliği gösterir ve bu özelliğe düalite deriz fizikte. ışık, foton adını verdiğimiz parçacıklarla taşınan bir elektromanyetik dalgadır. parçacık demişken; kuantum fiziği, her parçacığı matematiksel bir dalga fonksiyonu ile açıklar. bunlara olasılık dalgası denir ve parçacığın herhangi bir anda bulunma olasılığı olan bölgeleri verirler. kuantum dalga fonksiyonu olarak da bilinirler.
tabii kuantum nedir, dalga nedir, fonksiyon nedir gibi fiziksel ya da matematiksel konulara burada tek tek girmeyeceğim, o zaman entry daha da uzar.
şimdi bir olasılık dalgasını nasıl inceleyip ondan hangi sonuçları elde edebiliriz, ona bakalım.
***
bu aşamada konuyu anlayabilmek için 1 boyutlu uzayda bir parçacık düşünelim. yani bu parçacık bir doğru boyunca sadece ileriye ve geriye doğru hareket edebiliyor olsun.
şöyle:

önce sadece yukarıdaki gibi bir parçacık hayal edelim. bu parçacık mesela 1 saniyede 5 metre yol alıyor olsun. klasik fizikte bu tür bir cismin hız ve konumunu rahatlıkla ölçebiliriz.
***
kuantum fiziğinde ise iş değişir, çünkü bu kez elimizde parçacık değil, bir olasılık dalgası bulunur ve parçacığın konum ve hızını bunun üzerinden belirlemek zorunda kalırız.
dalga fonksiyonunun, parçacığın hareket ettiği doğru boyunca dönerek bir spiral gibi ilerlediğini düşünelim.
şu şekilde:

ancak gördüğünüz gibi, dalganın doğruya olan uzaklığı her noktada eşit değil.
1 ve 3 ile gösterdiğim noktalarda, dalganın en uç noktasının doğruya yaklaştığı (yani aradaki mesafenin azaldığı), 2 ile gösterdiğim noktada ise en uç noktanın doğrudan uzaklaştığı (yani aradaki mesafenin arttığı) görülüyor.
burada bilmemiz gereken şey şu: parçacığın 2 numaralı bölge ve yakınlarında bulunma olasılığı, diğer yerlere göre daha yüksek. fakat parçacığın tam olarak nerede olduğunu bilemeyiz, çünkü dalga dediğimiz şey, yukarıdaki spiral gibi şekilden ibaret değil ve bir hacme sahip. şu şekildeki gibi:

parçacık bu hacim içerisinde, herhangi bir yerde bulunabilir.
bu dalga, doğrunun ekseni boyunca hareket ederken bir değişim gösterir. yani yapısı sürekli olarak aynı kalmaz ve uzayıp yayılmaya başlar.
mesela böyle:

bu yayılmanın matematiksel açıklamasını yapan formüle schrödinger denklemi denir.
***
bir ölçüm cihazımız olsun elimizde. bu cihaz 1 saniye içerisinde ölçüm alabiliyor olsun.
parçacığımız 1 saniyede 5 metre yol alıyordu. klasik fizikte durum şöyle: parçacığın harekete başladığı noktayı ve hareket hızını biliyoruz. o halde mesela 3. saniyede onun nerede olacağını tam olarak ölçebiliriz.
parçacığın yolu üzerine bir cihaz koyalım ve ölçüm alalım.
şu görsel üzerinden anlatayım ki, birazdan dalga ile ilgili kısmı anlatırken olayı anlamamıza yardımı olsun.

altta cihazımızı görüyorsunuz. üst kısmında da, köşeli parantez gibi görünen bir yer var. orası cihazın doğru boyunca ölçüm alabildiği aralığı temsil ediyor. parçacık yoluna dümdüz devam ederken o "parantezler" arasındaki mesafeden de geçecek ve cihaza yakalanacak. böylece cihaz bize, parçacığın orada olduğuna dair bir sinyal verebilecek.
fakat kuantum fiziğinde parçacık, olasılık dalgasının içerisinde herhangi bir yerde olacak. şuradaki resim de dalganın cihaz tarafından ölçülmeye çalışıldığı durumu gösteriyor:

görüldüğü gibi, cihazın ölçüm alabildiği bölgeye, dalganın sadece ufak bir kısmı denk geliyor. oysa parçacık, ölçümü aldığımız anda, dalganın herhangi bir yerinde olabilir. bu durumda cihazın ölçüm aldığı bölgeye denk gelmeme ihtimali her zaman var.
***
burada yapabileceğimiz şey, parçacığın bulunabilme ihtimali olan yer için olasılık hesaplamak. örneğin cihazın ölçüm aldığı mesafeye denk gelen dalganın hacmi %35, bunun dışında kalan kısımlar %65 ise, parçacığın cihaza %35 olasılıkla yakalanacağını söyleyebiliriz.
buradan bir sonuç daha çıkıyor: herhangi bir ölçümde cihaz parçacığı yakalayabilir, ama aynı dalga üzerinde aynı ayarlarla yapacağı bir başka ölçümde yakalayamayabilir.

***
diyelim ki parçacığımız cihaza yakalandı, yani %35'lik dilimin içerisinde bir yerdeydi. bu durumda dalganın geri kalan %65 hacimli bölgesi sıfırlanır. eğer parçacık %35'lik dilimde değilse bu kez bu dilim sıfırlanır ve geriye %65'lik kısım kalır. buna dalga fonksiyonunun çökmesi denir. işte gözlemci etkisi dediğimiz şey de tam olarak budur. schrödinger'in kedisi adlı düşünce deneyinde de bu durum devreye girer mesela.
dalganın sıfırlanmadan kalan kısmı, yine schrödinger denklemine göre, daha önce de bahsettiğim gibi yayılma gösterir. fakat tabii artık dalganın yapısı değiştiğinden, gösterdiği yayılma da farklı bir şekil alır.
şöyle bir gif ile fikir sahibi olalım. ölçüm yapıldığı andaki çökme ve yayılma...

***
dalgayı kullanarak konum belirleme hakkında iyi kötü bir fikrimiz oldu. peki ya hız?
dalganın hareket hızı, parçacığın da hareket hızını verecektir. örneğin saat yönünde dönerek ilerleyen 2 dalgadan frekansı fazla olan daha hızlı hareket edecektir ya da mesela hiç dönmeden dümdüz ilerleyen bir dalganın hızı bunlara göre farklı olacaktır. yani parçacığın konum bilgisini içeren "spiral" dalgaya eklenecek ya da ondan çıkartılacak her bir "kıvrım" hızda değişime yol açacaktır.
mesela şu gif size biraz fikir verir sanırım. özellikle en alttaki dalganın hareketinden, yayılmayı da az miktarda da olsa görebilirsiniz. 1 gifle 2 kuş ^^

fakat sadece bu kadarla kalmıyor tabii iş. fizik bu; kolay olduğu nerede görülmüş? *
bu olayı yorumlayabilmek için fourier dönüşümü denen matematiksel bir yaklaşım kullanılır. bu dönüşüm, periyodik olayları incelemek ve dalgalar içerisindeki bilgileri elde edebilmek amacıyla birçok farklı bilim alanında kullanılır. basitçe, olasılık dalgamızı onu oluşturan frekanslara ayıran bir yöntem diyebiliriz. bu dönüşüm yeni bir dalga fonksiyonu oluşturur. işte oluşan bu yeni dalga fonksiyonu da, parçacığın hız bilgisini içerir.
bu dönüşümün tersi de mümkündür, yani hız bilgisi içeren dalgadan, konum bilgisi içeren dalga elde edilebilir ve bu dönüşüme de yine fourier dönüşümü denir.
***
kuantum sistemindeki parçacık için hız da tıpkı konum gibidir. dalga içerisinde tek bir hız değeri değil, bir hız dağılımı söz konusudur.
klasik fizik örneğimizdeki parçacığımız saniyede 5 metrelik hıza sahipti. fakat artık parçacığın hızını kesin olarak bilmiyoruz, çünkü dalga içerisine dağılmış 1'den fazla hız değeri var elimizde. bu hız saniyede 5 metre de olabilir, 5'ten biraz düşük ya da yüksek de...
bu arada, yukarıda bahsettiğimiz bir olayın, yani dalganın schrödinger denklemine uygun şekilde yayılıp bozulmasının nedeni de bu hız dağılımıdır. zira dalganın bir kısmı çok daha hızlı hareket ederken, bir kısmı buna kıyasla daha yavaş hareket etmektedir ve böylece dalganın ön ucu, orta kısmı ve arka ucu arasında bir faz farkı oluşacaktır. bu da mesela ön tarafın hızla hareket edip merkezdeki şişkin kısımdan uzaklaşıp uzaması, merkezdeki şişkin bölgenin daha yavaş şekil değiştirmesi, arka ucun da yavaş kalarak merkezle aranın açılmasına neden olarak geriye doğru uzaması gibi bir sonuca yol açacaktır.
yukarıda konum bilgisi içeren dalganın değişiminin hızı da etkileyeceğini söylemiştim. bunun tersi de geçerlidir; hız bilgisi içeren dalgadaki değişimler, konumu da etkiler.
tabii ki konum ya da hız dalga fonksiyonundan birinin çökmesi durumunda diğerinin de çökeceğini söylemeye gerek yok.
bu durum biraz fizik bilenlere tanıdık gelmeye başlamıştır. belirsizlik ilkesine doğru gidiyoruz gördüğünüz gibi.
***
standart sapmayı bilirsiniz; bir değerin ortalama değerden ne kadar fazla saptığını söyler bize bu kavram. eğer dalgamızın standart sapması küçükse, parçacığın nerede olabileceğine dair olan bilgimiz biraz daha netleşir. yani bu durumda konum bilgimizdeki belirsizlik düşüktür.
standart sapma büyükse, dalga daha uzun bir mesafeye yayılacağından parçacığın konumu hakkındaki bilgimiz de zayıflayacaktır. yani belirsizlik yüksek olacaktır.
fourier dönüşümünün bir özelliğine göre, eğer konum bilgisi içeren dalgadaki belirsizlik büyükse hız bilgisi içerenin belirsizliği küçük olacaktır. bunun tersi de geçerlidir. ancak ikisi birden küçük olamaz. o halde parçacığın hemen hemen nerede olduğunu ne kadar iyi bilirsek, hızı hakkındaki bilgimiz o kadar belirsiz olacaktır (tersi de geçerlidir: hızı ne kadar iyi bilirsek, konum bilgisindeki belirsizlik o derece artacaktır)
bu arada, momentum kavramı hıza bağlı bir nicelik olduğundan, hıza ait dalga fonksiyonu aynı zamanda momentuma da ait dalga fonksiyonudur. bu nedenle belirsizlik ile ilgili cümlelerde hız yerine momentumu da koyabilirsiniz.
***
konu "basitçe" böyle, ama daha detaylı ve karmaşık matematiksel anlatımlar okumak isteyenler varsa onlara bir kitap önerebilirim: roger penrose'un gerçeğin yolları adlı kitabı. bunun içerisinde fourier dönüşümü, schrödinger denklemi gibi konuların detaylı anlatımlarını ve hesaplamaları türkçe olarak bulabilirsiniz. yalnız yazarın kendisi bile kitabın karmaşıklığı konusunda okuyucuyu uyarıyor. sonra "sen neden uyarmadın?" demeyin.
not: başka bir sitedeki kendi yazımdır. bazı yerlerini biraz değiştirdim.
uzun bir yazı olacak ama dalga fonksiyonunun çökmesi, heisenberg belirsizlik ilkesi gibi bazı konular hakkında kafalardaki soru işaretlerini gidereceğimi umuyorum.
***
önce şunu cebimize koyalım: mesela ışık, hem dalga hem de parçacık özelliği gösterir ve bu özelliğe düalite deriz fizikte. ışık, foton adını verdiğimiz parçacıklarla taşınan bir elektromanyetik dalgadır. parçacık demişken; kuantum fiziği, her parçacığı matematiksel bir dalga fonksiyonu ile açıklar. bunlara olasılık dalgası denir ve parçacığın herhangi bir anda bulunma olasılığı olan bölgeleri verirler. kuantum dalga fonksiyonu olarak da bilinirler.
tabii kuantum nedir, dalga nedir, fonksiyon nedir gibi fiziksel ya da matematiksel konulara burada tek tek girmeyeceğim, o zaman entry daha da uzar.
şimdi bir olasılık dalgasını nasıl inceleyip ondan hangi sonuçları elde edebiliriz, ona bakalım.
***
bu aşamada konuyu anlayabilmek için 1 boyutlu uzayda bir parçacık düşünelim. yani bu parçacık bir doğru boyunca sadece ileriye ve geriye doğru hareket edebiliyor olsun.
şöyle:

önce sadece yukarıdaki gibi bir parçacık hayal edelim. bu parçacık mesela 1 saniyede 5 metre yol alıyor olsun. klasik fizikte bu tür bir cismin hız ve konumunu rahatlıkla ölçebiliriz.
***
kuantum fiziğinde ise iş değişir, çünkü bu kez elimizde parçacık değil, bir olasılık dalgası bulunur ve parçacığın konum ve hızını bunun üzerinden belirlemek zorunda kalırız.
dalga fonksiyonunun, parçacığın hareket ettiği doğru boyunca dönerek bir spiral gibi ilerlediğini düşünelim.
şu şekilde:

ancak gördüğünüz gibi, dalganın doğruya olan uzaklığı her noktada eşit değil.
1 ve 3 ile gösterdiğim noktalarda, dalganın en uç noktasının doğruya yaklaştığı (yani aradaki mesafenin azaldığı), 2 ile gösterdiğim noktada ise en uç noktanın doğrudan uzaklaştığı (yani aradaki mesafenin arttığı) görülüyor.
burada bilmemiz gereken şey şu: parçacığın 2 numaralı bölge ve yakınlarında bulunma olasılığı, diğer yerlere göre daha yüksek. fakat parçacığın tam olarak nerede olduğunu bilemeyiz, çünkü dalga dediğimiz şey, yukarıdaki spiral gibi şekilden ibaret değil ve bir hacme sahip. şu şekildeki gibi:

parçacık bu hacim içerisinde, herhangi bir yerde bulunabilir.
bu dalga, doğrunun ekseni boyunca hareket ederken bir değişim gösterir. yani yapısı sürekli olarak aynı kalmaz ve uzayıp yayılmaya başlar.
mesela böyle:

bu yayılmanın matematiksel açıklamasını yapan formüle schrödinger denklemi denir.
***
bir ölçüm cihazımız olsun elimizde. bu cihaz 1 saniye içerisinde ölçüm alabiliyor olsun.
parçacığımız 1 saniyede 5 metre yol alıyordu. klasik fizikte durum şöyle: parçacığın harekete başladığı noktayı ve hareket hızını biliyoruz. o halde mesela 3. saniyede onun nerede olacağını tam olarak ölçebiliriz.
parçacığın yolu üzerine bir cihaz koyalım ve ölçüm alalım.
şu görsel üzerinden anlatayım ki, birazdan dalga ile ilgili kısmı anlatırken olayı anlamamıza yardımı olsun.

altta cihazımızı görüyorsunuz. üst kısmında da, köşeli parantez gibi görünen bir yer var. orası cihazın doğru boyunca ölçüm alabildiği aralığı temsil ediyor. parçacık yoluna dümdüz devam ederken o "parantezler" arasındaki mesafeden de geçecek ve cihaza yakalanacak. böylece cihaz bize, parçacığın orada olduğuna dair bir sinyal verebilecek.
fakat kuantum fiziğinde parçacık, olasılık dalgasının içerisinde herhangi bir yerde olacak. şuradaki resim de dalganın cihaz tarafından ölçülmeye çalışıldığı durumu gösteriyor:

görüldüğü gibi, cihazın ölçüm alabildiği bölgeye, dalganın sadece ufak bir kısmı denk geliyor. oysa parçacık, ölçümü aldığımız anda, dalganın herhangi bir yerinde olabilir. bu durumda cihazın ölçüm aldığı bölgeye denk gelmeme ihtimali her zaman var.
***
burada yapabileceğimiz şey, parçacığın bulunabilme ihtimali olan yer için olasılık hesaplamak. örneğin cihazın ölçüm aldığı mesafeye denk gelen dalganın hacmi %35, bunun dışında kalan kısımlar %65 ise, parçacığın cihaza %35 olasılıkla yakalanacağını söyleyebiliriz.
buradan bir sonuç daha çıkıyor: herhangi bir ölçümde cihaz parçacığı yakalayabilir, ama aynı dalga üzerinde aynı ayarlarla yapacağı bir başka ölçümde yakalayamayabilir.

***
diyelim ki parçacığımız cihaza yakalandı, yani %35'lik dilimin içerisinde bir yerdeydi. bu durumda dalganın geri kalan %65 hacimli bölgesi sıfırlanır. eğer parçacık %35'lik dilimde değilse bu kez bu dilim sıfırlanır ve geriye %65'lik kısım kalır. buna dalga fonksiyonunun çökmesi denir. işte gözlemci etkisi dediğimiz şey de tam olarak budur. schrödinger'in kedisi adlı düşünce deneyinde de bu durum devreye girer mesela.
dalganın sıfırlanmadan kalan kısmı, yine schrödinger denklemine göre, daha önce de bahsettiğim gibi yayılma gösterir. fakat tabii artık dalganın yapısı değiştiğinden, gösterdiği yayılma da farklı bir şekil alır.
şöyle bir gif ile fikir sahibi olalım. ölçüm yapıldığı andaki çökme ve yayılma...

***
dalgayı kullanarak konum belirleme hakkında iyi kötü bir fikrimiz oldu. peki ya hız?
dalganın hareket hızı, parçacığın da hareket hızını verecektir. örneğin saat yönünde dönerek ilerleyen 2 dalgadan frekansı fazla olan daha hızlı hareket edecektir ya da mesela hiç dönmeden dümdüz ilerleyen bir dalganın hızı bunlara göre farklı olacaktır. yani parçacığın konum bilgisini içeren "spiral" dalgaya eklenecek ya da ondan çıkartılacak her bir "kıvrım" hızda değişime yol açacaktır.
mesela şu gif size biraz fikir verir sanırım. özellikle en alttaki dalganın hareketinden, yayılmayı da az miktarda da olsa görebilirsiniz. 1 gifle 2 kuş ^^

fakat sadece bu kadarla kalmıyor tabii iş. fizik bu; kolay olduğu nerede görülmüş? *
bu olayı yorumlayabilmek için fourier dönüşümü denen matematiksel bir yaklaşım kullanılır. bu dönüşüm, periyodik olayları incelemek ve dalgalar içerisindeki bilgileri elde edebilmek amacıyla birçok farklı bilim alanında kullanılır. basitçe, olasılık dalgamızı onu oluşturan frekanslara ayıran bir yöntem diyebiliriz. bu dönüşüm yeni bir dalga fonksiyonu oluşturur. işte oluşan bu yeni dalga fonksiyonu da, parçacığın hız bilgisini içerir.
bu dönüşümün tersi de mümkündür, yani hız bilgisi içeren dalgadan, konum bilgisi içeren dalga elde edilebilir ve bu dönüşüme de yine fourier dönüşümü denir.
***
kuantum sistemindeki parçacık için hız da tıpkı konum gibidir. dalga içerisinde tek bir hız değeri değil, bir hız dağılımı söz konusudur.
klasik fizik örneğimizdeki parçacığımız saniyede 5 metrelik hıza sahipti. fakat artık parçacığın hızını kesin olarak bilmiyoruz, çünkü dalga içerisine dağılmış 1'den fazla hız değeri var elimizde. bu hız saniyede 5 metre de olabilir, 5'ten biraz düşük ya da yüksek de...
bu arada, yukarıda bahsettiğimiz bir olayın, yani dalganın schrödinger denklemine uygun şekilde yayılıp bozulmasının nedeni de bu hız dağılımıdır. zira dalganın bir kısmı çok daha hızlı hareket ederken, bir kısmı buna kıyasla daha yavaş hareket etmektedir ve böylece dalganın ön ucu, orta kısmı ve arka ucu arasında bir faz farkı oluşacaktır. bu da mesela ön tarafın hızla hareket edip merkezdeki şişkin kısımdan uzaklaşıp uzaması, merkezdeki şişkin bölgenin daha yavaş şekil değiştirmesi, arka ucun da yavaş kalarak merkezle aranın açılmasına neden olarak geriye doğru uzaması gibi bir sonuca yol açacaktır.
yukarıda konum bilgisi içeren dalganın değişiminin hızı da etkileyeceğini söylemiştim. bunun tersi de geçerlidir; hız bilgisi içeren dalgadaki değişimler, konumu da etkiler.
tabii ki konum ya da hız dalga fonksiyonundan birinin çökmesi durumunda diğerinin de çökeceğini söylemeye gerek yok.
bu durum biraz fizik bilenlere tanıdık gelmeye başlamıştır. belirsizlik ilkesine doğru gidiyoruz gördüğünüz gibi.
***
standart sapmayı bilirsiniz; bir değerin ortalama değerden ne kadar fazla saptığını söyler bize bu kavram. eğer dalgamızın standart sapması küçükse, parçacığın nerede olabileceğine dair olan bilgimiz biraz daha netleşir. yani bu durumda konum bilgimizdeki belirsizlik düşüktür.
standart sapma büyükse, dalga daha uzun bir mesafeye yayılacağından parçacığın konumu hakkındaki bilgimiz de zayıflayacaktır. yani belirsizlik yüksek olacaktır.
fourier dönüşümünün bir özelliğine göre, eğer konum bilgisi içeren dalgadaki belirsizlik büyükse hız bilgisi içerenin belirsizliği küçük olacaktır. bunun tersi de geçerlidir. ancak ikisi birden küçük olamaz. o halde parçacığın hemen hemen nerede olduğunu ne kadar iyi bilirsek, hızı hakkındaki bilgimiz o kadar belirsiz olacaktır (tersi de geçerlidir: hızı ne kadar iyi bilirsek, konum bilgisindeki belirsizlik o derece artacaktır)
bu arada, momentum kavramı hıza bağlı bir nicelik olduğundan, hıza ait dalga fonksiyonu aynı zamanda momentuma da ait dalga fonksiyonudur. bu nedenle belirsizlik ile ilgili cümlelerde hız yerine momentumu da koyabilirsiniz.
***
konu "basitçe" böyle, ama daha detaylı ve karmaşık matematiksel anlatımlar okumak isteyenler varsa onlara bir kitap önerebilirim: roger penrose'un gerçeğin yolları adlı kitabı. bunun içerisinde fourier dönüşümü, schrödinger denklemi gibi konuların detaylı anlatımlarını ve hesaplamaları türkçe olarak bulabilirsiniz. yalnız yazarın kendisi bile kitabın karmaşıklığı konusunda okuyucuyu uyarıyor. sonra "sen neden uyarmadın?" demeyin.
not: başka bir sitedeki kendi yazımdır. bazı yerlerini biraz değiştirdim.
devamını gör...
genelleme yapan insanların zeka zeviyesi
bugünlerde açılan bir çok başlıkta gördüğümüz şey bu. "genelleme". bir insan bunu yapmaktan neden zevk alır? bunu yapan bir insanın zekası ne kadar olabilir? bu kadar tepki görmesine rağmen neden yapar? evde 6 aylık muhabbet kuşu besliyorum. bir kez evdeki çiçeklere musallat oldu parmağıma alıp yapmaması gerektiğini anlattım ve kafesine geri koydum. ve o hayvancağız bir daha çiçeklere gitmedi. bu kadarcık damı anlama seviyesi yok bu arkadaşların ben anlam veremiyorum artık.
devamını gör...
mutlu eden basit şeyler
gerçekten "arkadaşım." dediğinin kişinin gülümsemesi, seni biliyor olması, tanıması, sevdiğini uzakta olsa da hissettirmesi(iyi ki varsınız canlarım!)
tatlı, çiçek getirmesi
annenin iyi olması
değer verdiğinin bunu hissetmesi ve mutlu olması
tatlı, çiçek getirmesi
annenin iyi olması
değer verdiğinin bunu hissetmesi ve mutlu olması
devamını gör...
nefret edilen insana bile sempati duyabilmek
siyasetçiler haricinde herkese sempati duyarım. ağızları bir çuval yalanla dolu bu siyasetçilere asla sempati duymam. mansur başkan hariç.
devamını gör...
meritokrasi
meritokrasi, yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir.
meritokratik bir düzende yönetim gücü, üstün yetenekli olan ve çaba gösteren kişilere verilir. gerekli yeteneğe sahip olmadan bir mensupluk kayırmacılığı ile görevlendirme yapılmaz. insanlara, çaba ve çalışkanlığın karşılığı verilir. yani meritokrasi, “yetenek ve çabanın” söz sahibi olduğu sistemin adıdır. bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar.
meritokrasi, bilimsel ve objektif değerlendirmeler yoluyla belirlenecek kriterlere göre; insanlara, yeteneklerine dayalı olarak görevlendirmelerine ve sorumluluklar almalarına atıfta bulunur. bu sistem, bir devlet veya başka bir tür örgütlenmeler için söz konusu olabilir.
meritokratik kültüre sahip olan bir ülke, herkes için fırsat eşitliğini temin etmek adına sürekli gelişim halindedir. çünkü hakkaniyetsizlikler ve kaynaklara/fırsatlara erişimdeki eşitsiz durum; herkesin sağlayamayacağı bazı fırsatlara özel erişimi olan seçkin gruplar yaratmaktadır. meritokrasi, bu durumu önlemeyi amaçlar. yetenek sahibi olmamasına karşın karar verici konumda olan (konumunu, yeteneği ve uzmanlığıyla kazanmamış olan) özel seçkin grupların oluşmasının engellenmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması; meritokrasinin özüdür.
ingiltere merkezli meritocracy party, beş maddeden oluşan bir manifesto yayımlamıştır. bu maddeler şu şekildedir:
kayırmacılık yoktur: ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
yandaşçılık yoktur: başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
ayrımcılık yoktur: cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. yetenek her şeydir.
eşit imkânlar: herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
tatminkar erdemler: en başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
sosyal bilimciler, farklı sosyal sınıflardan, etnik kökenlerden ve farklı alanlarda yaşayan öğrencilerin eğitimde farklı seviyelerde deneyim yaşadıklarını göstermiştir. bu doğrultuda her durumda geçerli eksiksiz ve genelgeçer bir meritokrasi tanımı söz konusu değildir. ancak meritokratik niteliği arttıran ve süreklilik arz eden bir gelişim çalışması içerisinde bulunmak, meritokratik felsefenin temelidir.
yani bu yönüyle yalnızca servete veya salt siyasi vb. erke/ayrıcalığa sahip olanlar yerine; ilgili konuda gerekli işi en iyi yapacak kimseyi belirlemek maksadıyla ortaya konulan kriterlere göre; hak sahibi olanların (yeteneği ve/veya entelektüel birikimi olup, çaba gösterenlerin) iktidarı kullanmayı hak ettiğini düşünen bir tür yönetişim sistemidir.
özellikle sonuçlarının belirgin bir şekilde görülebildiği; güvenlik, sağlık, mülkiyet gibi alanlarda, (meritokratik açıdan) başarı sağlıklı bir şekilde ölçülebilir. buna karşın kapsamlı bir eğitim sisteminin, uzun vadeli makro ekonomik faaliyetlerin sonuçları vb.; uzun süreçte ve bir çok dışsal değişkene bağlı olarak ortaya çıktığından, meritokratik ölçümün netlik derecesi son derece düşüktür.
meritokrasinin yararları
meritokratik sistemdeki bireyler; yeteneklerinin ve kapasitesinin bilindiğine inanır, kendini hangi konumda olursa olsun değerli hisseder ve mesleki performansını iyileştirmeye teşvik edilmiş olur.
böyle bir bağlamda, bireyler daha adil bir tecrübe deneyimi yaşamış olur. şahsiyetleri, çalışma arkadaşları ve yapılan çalışmalar hakkında nispeten daha fazla güven duyar.
bu şartlar altında; bireylerin daha yüksek motivasyon seviyelerine sahip olmaları, daha işbirlikçi davranışlarda bulunmaları, zorluklara karşı daha fazla dayanıklılık göstermeleri olasıdır.
ayrıca bu sistemin bir diğer amacı da, kurumların içindeki genel hazırlık seviyesini arttırmak için, bireylerin becerilerini ve bilgilerini geliştirmeleri yolunda motive etmektir.
meritokratik bir düzende yönetim gücü, üstün yetenekli olan ve çaba gösteren kişilere verilir. gerekli yeteneğe sahip olmadan bir mensupluk kayırmacılığı ile görevlendirme yapılmaz. insanlara, çaba ve çalışkanlığın karşılığı verilir. yani meritokrasi, “yetenek ve çabanın” söz sahibi olduğu sistemin adıdır. bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar.
meritokrasi, bilimsel ve objektif değerlendirmeler yoluyla belirlenecek kriterlere göre; insanlara, yeteneklerine dayalı olarak görevlendirmelerine ve sorumluluklar almalarına atıfta bulunur. bu sistem, bir devlet veya başka bir tür örgütlenmeler için söz konusu olabilir.
meritokratik kültüre sahip olan bir ülke, herkes için fırsat eşitliğini temin etmek adına sürekli gelişim halindedir. çünkü hakkaniyetsizlikler ve kaynaklara/fırsatlara erişimdeki eşitsiz durum; herkesin sağlayamayacağı bazı fırsatlara özel erişimi olan seçkin gruplar yaratmaktadır. meritokrasi, bu durumu önlemeyi amaçlar. yetenek sahibi olmamasına karşın karar verici konumda olan (konumunu, yeteneği ve uzmanlığıyla kazanmamış olan) özel seçkin grupların oluşmasının engellenmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması; meritokrasinin özüdür.
ingiltere merkezli meritocracy party, beş maddeden oluşan bir manifesto yayımlamıştır. bu maddeler şu şekildedir:
kayırmacılık yoktur: ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
yandaşçılık yoktur: başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
ayrımcılık yoktur: cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. yetenek her şeydir.
eşit imkânlar: herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
tatminkar erdemler: en başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.
sosyal bilimciler, farklı sosyal sınıflardan, etnik kökenlerden ve farklı alanlarda yaşayan öğrencilerin eğitimde farklı seviyelerde deneyim yaşadıklarını göstermiştir. bu doğrultuda her durumda geçerli eksiksiz ve genelgeçer bir meritokrasi tanımı söz konusu değildir. ancak meritokratik niteliği arttıran ve süreklilik arz eden bir gelişim çalışması içerisinde bulunmak, meritokratik felsefenin temelidir.
yani bu yönüyle yalnızca servete veya salt siyasi vb. erke/ayrıcalığa sahip olanlar yerine; ilgili konuda gerekli işi en iyi yapacak kimseyi belirlemek maksadıyla ortaya konulan kriterlere göre; hak sahibi olanların (yeteneği ve/veya entelektüel birikimi olup, çaba gösterenlerin) iktidarı kullanmayı hak ettiğini düşünen bir tür yönetişim sistemidir.
özellikle sonuçlarının belirgin bir şekilde görülebildiği; güvenlik, sağlık, mülkiyet gibi alanlarda, (meritokratik açıdan) başarı sağlıklı bir şekilde ölçülebilir. buna karşın kapsamlı bir eğitim sisteminin, uzun vadeli makro ekonomik faaliyetlerin sonuçları vb.; uzun süreçte ve bir çok dışsal değişkene bağlı olarak ortaya çıktığından, meritokratik ölçümün netlik derecesi son derece düşüktür.
meritokrasinin yararları
meritokratik sistemdeki bireyler; yeteneklerinin ve kapasitesinin bilindiğine inanır, kendini hangi konumda olursa olsun değerli hisseder ve mesleki performansını iyileştirmeye teşvik edilmiş olur.
böyle bir bağlamda, bireyler daha adil bir tecrübe deneyimi yaşamış olur. şahsiyetleri, çalışma arkadaşları ve yapılan çalışmalar hakkında nispeten daha fazla güven duyar.
bu şartlar altında; bireylerin daha yüksek motivasyon seviyelerine sahip olmaları, daha işbirlikçi davranışlarda bulunmaları, zorluklara karşı daha fazla dayanıklılık göstermeleri olasıdır.
ayrıca bu sistemin bir diğer amacı da, kurumların içindeki genel hazırlık seviyesini arttırmak için, bireylerin becerilerini ve bilgilerini geliştirmeleri yolunda motive etmektir.
devamını gör...
türklere özgü davranışlar
inşaatı izlemek.
devamını gör...






