nefret
sahip olmamayı tercih etmemiz gereken bir duygudur ama insan ırkının en rahat telafuz ettiği sözcüklerden biridir de aynı zamanda.
belki de insan nefret edebilen hayvandır. çünkü mütemadiyen nefret eder ve aslında kesin bir nedeni ve kaynağı yoktur da bu güçlü duyguyu hissetmesinin. ama insan nefret eder ve bunu da bolca dile getirir.
nefret nesnesi de çok kolay değişkenlik gösterebilir. her şeyden nefret edebilir insan. yeter ki istesin bunu ama her şeyi sevemez, sevse de bunu söyleyemez, söylerse güç kaybına uğrayacağını düşünür. nefret ise, tuhaf bir şekilde, içindeki gizil gücü açığa çıkarır sanki. nefret eden insan güçlü hisseder kendini, özellikle de nefret nesnesine karşı.
insan bir yemekten nefret edebilir, bir renkten, bir sesten, bir kokudan, bir durumdan, bir şehirden, bir şarkıdan, bir kitaptan, bir doğa olayından. bu durum aslında kendinden başkasına zarar vermeyen bir şeydir.
ama sonra bir insandan nefret etmeye başlar, hayvanlardan nefret eder, bir ırka mensup olanlardan, kendi hemcinslerinden, hemcinsi olmayanlardan, cinsel eğilimini beğenmediklerinden, sokakta havlayan köpekten, ayağına sürtünen kediden, hayatında yakından görmediği gergedandan.
nefret büyüdükçe insanın içinde denetimi de mümkün olmamaya başlar. çünkü insan nefret etmekle yetinmez. önce bağıra bağıra dile getirir nefretini, kendine yandaş toplar. aynı şeyden nefret edenler birbirlerine bağlanır nefretle.
sonra eylem kararlılığı tam olduğunda bir saldırı başlar. nefret edilen çoğu zaman nedenini anlamaz bile bu nefretin. ama maruz kalacağı işkencenin farkındadır. sonrası anlatılmaya değmez. nefret kendini doğuran ve büyüten aciz bir duygu yükünün ifadesidir sadece.
nefret etmekten nefret ediyorum.
belki de insan nefret edebilen hayvandır. çünkü mütemadiyen nefret eder ve aslında kesin bir nedeni ve kaynağı yoktur da bu güçlü duyguyu hissetmesinin. ama insan nefret eder ve bunu da bolca dile getirir.
nefret nesnesi de çok kolay değişkenlik gösterebilir. her şeyden nefret edebilir insan. yeter ki istesin bunu ama her şeyi sevemez, sevse de bunu söyleyemez, söylerse güç kaybına uğrayacağını düşünür. nefret ise, tuhaf bir şekilde, içindeki gizil gücü açığa çıkarır sanki. nefret eden insan güçlü hisseder kendini, özellikle de nefret nesnesine karşı.
insan bir yemekten nefret edebilir, bir renkten, bir sesten, bir kokudan, bir durumdan, bir şehirden, bir şarkıdan, bir kitaptan, bir doğa olayından. bu durum aslında kendinden başkasına zarar vermeyen bir şeydir.
ama sonra bir insandan nefret etmeye başlar, hayvanlardan nefret eder, bir ırka mensup olanlardan, kendi hemcinslerinden, hemcinsi olmayanlardan, cinsel eğilimini beğenmediklerinden, sokakta havlayan köpekten, ayağına sürtünen kediden, hayatında yakından görmediği gergedandan.
nefret büyüdükçe insanın içinde denetimi de mümkün olmamaya başlar. çünkü insan nefret etmekle yetinmez. önce bağıra bağıra dile getirir nefretini, kendine yandaş toplar. aynı şeyden nefret edenler birbirlerine bağlanır nefretle.
sonra eylem kararlılığı tam olduğunda bir saldırı başlar. nefret edilen çoğu zaman nedenini anlamaz bile bu nefretin. ama maruz kalacağı işkencenin farkındadır. sonrası anlatılmaya değmez. nefret kendini doğuran ve büyüten aciz bir duygu yükünün ifadesidir sadece.
nefret etmekten nefret ediyorum.
devamını gör...
hüzünlü müzik dinlemeyi bırakmak
ciddi ciddi yapmayı düşündüğüm bir hamledir.
her şey duşa girerken müzik dinlemeye başlamam ile başladı. hüzünlü olduğum günlerde hüznüme hüzün katsın diye arabesk parçalar çalıyordum. mutlu iken ise daha keyifli melodiler dinliyordum, en başta da sevdiğim bazı jazz parçaları...
ama sonra iyice bir düşündüm ve içimden dedim ki: "yahu ben niye bok var gibi kendimi daha çok üzüyorum. hep şöyle neşeli şeyler dinlesem ya..." ama gerçekten de, niye kendime böyle bir işkence yapıyordum ki?
bunu düşüneli yanılmıyorsam 5-6 gün oldu, o kısa zamandan beri de hiç hüzünlü bir müzik açmadım. her ne kadar bu kadar kısa bir süre içerisinde büyük bir değişim geçirdiğimi iddia edemesem de, sanki kendimi şimdiden ufaktan da olsa daha mutlu hissediyor gibiyim. sevdim ben bu işi ya...
her şey duşa girerken müzik dinlemeye başlamam ile başladı. hüzünlü olduğum günlerde hüznüme hüzün katsın diye arabesk parçalar çalıyordum. mutlu iken ise daha keyifli melodiler dinliyordum, en başta da sevdiğim bazı jazz parçaları...
ama sonra iyice bir düşündüm ve içimden dedim ki: "yahu ben niye bok var gibi kendimi daha çok üzüyorum. hep şöyle neşeli şeyler dinlesem ya..." ama gerçekten de, niye kendime böyle bir işkence yapıyordum ki?
bunu düşüneli yanılmıyorsam 5-6 gün oldu, o kısa zamandan beri de hiç hüzünlü bir müzik açmadım. her ne kadar bu kadar kısa bir süre içerisinde büyük bir değişim geçirdiğimi iddia edemesem de, sanki kendimi şimdiden ufaktan da olsa daha mutlu hissediyor gibiyim. sevdim ben bu işi ya...
devamını gör...
öz güveni yüksek insanların diğer insanlara güzel gelmesi
fiziki anlamda çok da 'vay anasını' olmayan ancak kendinden emin duruşlu kadın/erkeklerin güzel/yakışıklı bulunması durumu.
*
*
devamını gör...
kitap alıntıları
birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını aklından çıkarma...
f.scott fitzgerald-muhteşem gatsby
f.scott fitzgerald-muhteşem gatsby
devamını gör...
2020 yılına bir şarkı ile veda et
bir gün gitsen bile hatıran yeter.
devamını gör...
kafaya iyi gelen şeyler
"kendine hoşça bakmak" kafaya iyi gelir. şöyle ki;
...kendine bir hoşça bak, alemin özüsün, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.
ey gönül, ey gönül, neden bu kadar gamla dolusun.
yıkıksın, kırık döküksün ama tılsımlı bir definesin sen.
meleklerin secde etmeleri emredilen kadri yüceltilmiş bir varlıksın, bildiğin gibi değil,
her varlıktan daha olgun daha ilerisin sen.
ruhsun, cebrail’in üfürmesiyle ikizsin, yaradan'ın sırrısın, meryem’in oğlu isa gibisin sen.
mertebeni adlarla sanma; adların sahibindedir.
dönüp varacağın yer her şeyi yaradan'dır, eşyaya gideceğini zannetme.
gördüğün gerçekleri rüya sanma, sen başka bir varlıksın;
kendini her sûreti kabul eden heyulanın büründüğü sûret zannetme.
keşifle gerçekliği meydana çıkan manayı dava sanma,
hakkında söylenen vasıfları gözüne girmek için söylenmiş sözler zannetme.
kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen; varlıkların gözbebeği olan insansın sen.
sırrını inleyip de sakın ağyara açma;
bilmezlikle inkâr çukuruna düşmekten sakın.
ahların, sakın, sevgilinin kâkülüne değmesin, sonra mansur gibi dâra çıkarsın.
sakın yaradan'a incinip de sevgiliye aczini bildirmeye kalkışma;
çaresiz kişi bulduğun kadri yüce incileri sakın.
sevgi sırlarının mahzeni, o sırlar hazinelerinin konduğu yer sendedir, sende.
erlik, yiğitlik nurlarının madeni sendedir, sende.
gizli gizli daha nice ruh halleri var sende.
tanıyıp anlayış sende, hüner sende hakikât sende.
baksan görürsün ki yer de, gök de, cehennem de, cennet de sende, kürsî de sende, melek de elbet sendedir sende.
yazıktır, padişahken alemde yoksul olmayasın, ümit ve yalvarışla boz bulanık bir hale gelmeyesin.
yeis vadisine düşüp bir hiç olarak yok olmayasın, yolunu yitirip bela sahrasının yolunu tutmasayasın.
âdeme yapış ki gerçekten ayrılmayasın, secdeler et ki yaradan reddetmesin seni.
yaradan'dan gayri bütün varlıklardan, çakıp sönen, gelip giden bütün şimşekler gibi geç git.
üstüne takılan, konan çerçöpe aşk ateşini siper et.
gönül bağlanacak şeylerin eserleri, sakın, eteğini tutmasın.
şems gibi, mevlana’yı isteyerek yola koyul, yol almaya bak.
aynanı (gönlünü) arıt, bütün sûretler ona vursun, görünsün.
galip, hele bir duygularını derle, topla da bak.
kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen. "
(şeyh galip)
...kendine bir hoşça bak, alemin özüsün, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.
ey gönül, ey gönül, neden bu kadar gamla dolusun.
yıkıksın, kırık döküksün ama tılsımlı bir definesin sen.
meleklerin secde etmeleri emredilen kadri yüceltilmiş bir varlıksın, bildiğin gibi değil,
her varlıktan daha olgun daha ilerisin sen.
ruhsun, cebrail’in üfürmesiyle ikizsin, yaradan'ın sırrısın, meryem’in oğlu isa gibisin sen.
mertebeni adlarla sanma; adların sahibindedir.
dönüp varacağın yer her şeyi yaradan'dır, eşyaya gideceğini zannetme.
gördüğün gerçekleri rüya sanma, sen başka bir varlıksın;
kendini her sûreti kabul eden heyulanın büründüğü sûret zannetme.
keşifle gerçekliği meydana çıkan manayı dava sanma,
hakkında söylenen vasıfları gözüne girmek için söylenmiş sözler zannetme.
kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen; varlıkların gözbebeği olan insansın sen.
sırrını inleyip de sakın ağyara açma;
bilmezlikle inkâr çukuruna düşmekten sakın.
ahların, sakın, sevgilinin kâkülüne değmesin, sonra mansur gibi dâra çıkarsın.
sakın yaradan'a incinip de sevgiliye aczini bildirmeye kalkışma;
çaresiz kişi bulduğun kadri yüce incileri sakın.
sevgi sırlarının mahzeni, o sırlar hazinelerinin konduğu yer sendedir, sende.
erlik, yiğitlik nurlarının madeni sendedir, sende.
gizli gizli daha nice ruh halleri var sende.
tanıyıp anlayış sende, hüner sende hakikât sende.
baksan görürsün ki yer de, gök de, cehennem de, cennet de sende, kürsî de sende, melek de elbet sendedir sende.
yazıktır, padişahken alemde yoksul olmayasın, ümit ve yalvarışla boz bulanık bir hale gelmeyesin.
yeis vadisine düşüp bir hiç olarak yok olmayasın, yolunu yitirip bela sahrasının yolunu tutmasayasın.
âdeme yapış ki gerçekten ayrılmayasın, secdeler et ki yaradan reddetmesin seni.
yaradan'dan gayri bütün varlıklardan, çakıp sönen, gelip giden bütün şimşekler gibi geç git.
üstüne takılan, konan çerçöpe aşk ateşini siper et.
gönül bağlanacak şeylerin eserleri, sakın, eteğini tutmasın.
şems gibi, mevlana’yı isteyerek yola koyul, yol almaya bak.
aynanı (gönlünü) arıt, bütün sûretler ona vursun, görünsün.
galip, hele bir duygularını derle, topla da bak.
kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen. "
(şeyh galip)
devamını gör...
uğur mumcu
pkk yı mossad besliyor dediğinin haftasında öldürülen, gerçek araştırmacı gazeteciydi.
devamını gör...
ne iş olsa yaparım
maddi zorluk çeken kişinin para kazanma mecburiyetinde bulunduğundan dolayı kullandığı cümledir. elinden her işin geleceğini belirtip işi almak ister.
devamını gör...
yazarların en sevdiği börek çeşidi
kıyma ve cevizin bir arada olduğu börek.
devamını gör...
yağmur ve kapalı hava seven insan
yağmurlu havanın getirdiği gri atmosferin yüreğine huzur doldurmasına izin veren kişidir.
yağmurlu ve kapalı havada hevesli, daha bir pozitif ve sevmeye meyilli oluyorum ben. doğayı, ellerinde şemsiye tutan veya ıslanmaya aldırış etmeyen insanları daha çok seviyorum.
''belki ömrümüzce sevemeyeceğimiz birini yağmurlu bir havada güzel bulup sevivereceğiz.''
fyodor mihayloviç dostoyevski.
yağmurlu ve kapalı havada hevesli, daha bir pozitif ve sevmeye meyilli oluyorum ben. doğayı, ellerinde şemsiye tutan veya ıslanmaya aldırış etmeyen insanları daha çok seviyorum.
''belki ömrümüzce sevemeyeceğimiz birini yağmurlu bir havada güzel bulup sevivereceğiz.''
fyodor mihayloviç dostoyevski.
devamını gör...
mansur yavaş'ın önceki yönetimi eleştirdiği paylaşımı melih gökçek'in beğenmesi
eski ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek 'in ankara gelişiyor twitter hesabından mansur yavaş'ın sözlerini dolaylı yoldan beğenmesi hadisesi.
melih gökçek'in beğendiği sözler şöyle :
--- alıntı ---
bizden önce asfalt dökerlerdi, pankart ile açılış yaparlardı. bize bir kurdele bile kesmediniz diyorlar. biz ankara'ya hizmet ediyoruz şov yapmıyoruz. bizim tek pankartımız nerede ne kadar harcadığımızı belirten pankartlardır
--- alıntı ---
buradan
papa'nın vukuatlarına döndü.
melih gökçek twittlerin %99'nuzu kendisi atar, yakında işsiz kalacak danışmana geçmiş olsun.
melih gökçek'in beğendiği sözler şöyle :
--- alıntı ---
bizden önce asfalt dökerlerdi, pankart ile açılış yaparlardı. bize bir kurdele bile kesmediniz diyorlar. biz ankara'ya hizmet ediyoruz şov yapmıyoruz. bizim tek pankartımız nerede ne kadar harcadığımızı belirten pankartlardır
--- alıntı ---
buradan
papa'nın vukuatlarına döndü.
melih gökçek twittlerin %99'nuzu kendisi atar, yakında işsiz kalacak danışmana geçmiş olsun.
devamını gör...
anthrax
amerika menseili, 80li yillarin unlu thrash metal grubu.
metallica, megadeth ve slayer ile birlikte thrash'in "big four"'unu olusturur ve nedense bu efsanenin en az sevilen uyesidir, digerlerinin golgesinde kaldigi soylenir*.
ayrica fonetigi yuzunden akla atarax'i getirir. (bkz: serbest çağrışım)
tarafimca en sevilen sarkisi:
metallica, megadeth ve slayer ile birlikte thrash'in "big four"'unu olusturur ve nedense bu efsanenin en az sevilen uyesidir, digerlerinin golgesinde kaldigi soylenir*.
ayrica fonetigi yuzunden akla atarax'i getirir. (bkz: serbest çağrışım)
tarafimca en sevilen sarkisi:
devamını gör...
telefonsuz dışarıya çıkmak
başka bir şehirden eve dönerken telefonumu o şehirde unuttum. evet gerçekten yaptım bunu. kınamayın beni, yeni annelerin başına gelebiliyor böyle şeyler* arabayı ben kullandığım için de eve gelene kadar fark etmedim durumu.
sonra ne mi oldu? bir telaş, bir her şeyin bir anda kafama hücum etmesi, bir karamsarlık ki o gün ve ertesi gün kargoya verilme ihtimali yok telefonun. hadi bugünlük idare ederim de diyemiyorum. pazartesiye kadar müthiş bir yoksunluk sendromu çektim. meğer uyuşturucu gibi bir hal almış telefon benim için. saatler geçmiyor sanki. pazartesi kargoya verilir salı falan tamam bu iş diye kendimi avuturken o günün iş yoğunluğu vs unutulmuş telefon. ben küstüm tabi, bildiğiniz küstüm. o derece bozuk atıyorum. aslında bir rahatlama da hissediyorum yavaş yavaş. daha özgür. daha etrafının farkında.
telefon nihayet ulaştı elime. fakat artık o eski aşk kalmamıştı telefonla aramda.
sonra ne mi oldu? bir telaş, bir her şeyin bir anda kafama hücum etmesi, bir karamsarlık ki o gün ve ertesi gün kargoya verilme ihtimali yok telefonun. hadi bugünlük idare ederim de diyemiyorum. pazartesiye kadar müthiş bir yoksunluk sendromu çektim. meğer uyuşturucu gibi bir hal almış telefon benim için. saatler geçmiyor sanki. pazartesi kargoya verilir salı falan tamam bu iş diye kendimi avuturken o günün iş yoğunluğu vs unutulmuş telefon. ben küstüm tabi, bildiğiniz küstüm. o derece bozuk atıyorum. aslında bir rahatlama da hissediyorum yavaş yavaş. daha özgür. daha etrafının farkında.
telefon nihayet ulaştı elime. fakat artık o eski aşk kalmamıştı telefonla aramda.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
çok şanssızım be sözlük. 60 almam gereken sınavdan 56 aldım. halbuki 1 doğru soru yapsam yeterdi. neyse whis takma kafana geçer diyorum. kafam dağılsın keyfim yerine gelsin, yemek söyleyeyim dedim. yarım saat geçti, 40 dakika geçti. yemek gelmiyor meğersem iptal etmişler siparişimi. neyse demeye korkar oldum şu sıralar. tabi şanssızlıklarım bunlarla da sınırlı değil. genel bir rutin haline dönüştüler artık. neyse...
her şerde bir hayır vardır diyeni badem sütü kremasında boğarım.
her şerde bir hayır vardır diyeni badem sütü kremasında boğarım.
devamını gör...
s' anazito sti saloniki
dimitris mitropanos harikası şarkı.
arıyormuş mitropanos baba, bulabilmiş mi bilinmez? adam öldü, soramıyorum da. neyse, gidince artık.
"
.
.
seni arıyorum
gün doğumunda seni selanik'te arıyorum
şafağın renklerinde bakışın eksik
seni arıyorum
.
.
"
yutup öldü, yidik onu biz
arıyormuş mitropanos baba, bulabilmiş mi bilinmez? adam öldü, soramıyorum da. neyse, gidince artık.
"
.
.
seni arıyorum
gün doğumunda seni selanik'te arıyorum
şafağın renklerinde bakışın eksik
seni arıyorum
.
.
"
yutup öldü, yidik onu biz
devamını gör...
iko'nun hristiyan bir misyoner olması
iko bir kısaltmadır yigen. tam adı "ingiliş katolik organizationş" olup gizli emellerine karşı ayık olalım ve safları sıklaştıralım.
devamını gör...
antalya'da ortaya çıkan israil virüsü
virüs denince yemin ederim tansiyonum çıkıyor artık. bu seferki sebze virüsüymüş. ama en sevdiğim yiyeceği etkilemiş.
devamını gör...
kendinden 10 yaş büyük erkekle birlikte olmak
kadının akranı olan erkeklerin nispeten daha fazla saldırdığı ilişki biçimi. mesela 34 yaşında erkek ve 24 yaşında kadın ilişkisine en çok 24 yaş civarı erkekler bok atar, bin tane manasız laf eder. ne kadının gold digger'lığı kalır ne erkeğin karaktersizliği. fakat biri de efendi efendi çıkıp "o yaştaki adamın benim mıntıkamdan, benim menzilimden kadınla birlikte olmasını hazmedemiyorum" demez. diyemez. iki ucu bokluk değnek çünkü. fakat hocam o kafayı ilişkinin erkek tarafındaki şahıs biliyor, tanıyor. o adamın aslında ne demek istediği rahatça anlaşılıyor. kadın tarafından da anlaşılıyor ve anlaşıldıkça sizin çabanız daha da komik görünüyor.
yapman etmen. rahat olun biraz. kuğul olun.
yapman etmen. rahat olun biraz. kuğul olun.
devamını gör...

