bilgi içerikli entry giren, sadece 2 yazarın bulunduğu sistem.
devamını gör...

deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan'ın idam edildiği gündür.

hâlâ geçerli olan bir söz:
"onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü, 20 gencin üzerine yüklemeye alışmışlardır."

deniz gezmiş, mahkemedeki savunmasından.
devamını gör...

neden olmasın?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaşamsal öneme sahip bir tür aminoasit. bağışıklık sistemini güçlendirip bir çok işlev bozukluğunu gideriyor. daha da önemlisi kilo sorunu fazlasına çare oluyor. bu önemli maddeye yeterince sahip olabilmek için beyin, böbrek, karaciğer, kokoreç gibi sakatat ürünlerinden yemek gerekiyor.
devamını gör...

izmir için tekrar deprem ihtimalinin yüksek olduğuna dair ara ara haberler, profesörlerin adıyla birlikte açıklamaları çıkıyor karşıma. bu sebeple her gece tedirgin uyuyorum. gerçekten yavaş yavaş ölüm düşüncesi daha da ağırlaşıyor içimde. bu endişeme engel olamıyorum. her ne kadar çok sevdiğim bir hayatım olmasa da ilginç şekilde yaşamak istiyorum.
devamını gör...

beyoğlu ilçe sınırları içinde yer alan bundan daha güzel meze yiyebileceğiniz bir mekan var mıdır emin değilim.

topik için daha önce görüş belirtmiştim; #953541. yalnız bu da değil. bu meyhanede yediğiniz her şey çok çok üst düzey lezzetlidir. ahtapot salatası için serçe parmağımın ucunu hiç acımadan veririm. böyle bir şey olamaz.
devamını gör...

şöyle ufak bir göz gezdirdikten sonra yazacaklarıma benzer şeyler görünce başıma gelen durum. yazılanları beğenip çıkıyorum.
devamını gör...

muhtemelen devletler arası menfaatler hatırlanıp birden bire bitecek olan protestolardır. her sene öyle oluyor çünkü.
devamını gör...

cem yılmaz’ın yazıp yönettiği pek yakında filminde ozan güven’in canlandırdığı karakterdir.

dizi oyuncusu olarak ünlenen ve sosyal medyada 4 milyon takipçi ile fenomen olan boğaç boray son eseri vur kaç ile de güzel bir reklam çalışmasının da yardımı ile ününe ün katmaktadır. haftada seksen kağıt kesen ünlü oyuncu solo test ile de kendini geliştirmeyi ihmal etmez.

zafer ve filmci arkadaşları arzuyu geri kazanmak için şahikalar filmini çekmeye karar verince ve enis fosforoğlu başrol teklifini reddedince gözler dünyanın en ünlü oyuncularından biri olan boğaç boray’a çevrilir ama boğaç boray’ı filmde oynatmak için tek çare ününü elinden almaktır.

bunun için de tarkan’ı çıkartanlardan biri olan ve senay sarıca, popçu taner ve meyyal’in kariyerini bitiren zeki işe el atar ve kısa sürede boğaç’ın takipçi sayısı önce elli bine sonra da kırk dokuza düşer.

boğaç’ı ikna etmek yine de zor olur. çünkü görüşmeye gelirken kendisine bir otobüs vurup kaçar. bu kazadan sonra istese yürüyebileceği bir felç halinde kalan boğaç, eşkiya filminde gaza getirdiği ve kariyerini bitirdiği 6. polis zafere borcunu ödemek üzere murat karakterini oynamayı kabul eder. bu günlerde boğaç boray olarak tanına ünlü yıldız eşkiya filminde 6. polis olan pepe muharrem’dir aslında.

şahikalar herkes için come back tadında bir film olur. boğaç boray harikalar yaratır ve her şey yoluna girer.

ayrıca, yani, hiç…
devamını gör...

sözlükçe çekiliş yapıp aramızdan birini seçelim ve izlesin bence. bu eziyeti 100 kişi çekeceğine 1 kişi çeksin.
devamını gör...

ekşi sözlüğün ne kadar kanser insanlarla dolu bir yer olduğunu anlamak için onu reddit ile kıyaslamanızı tavsiye ederim. ekşi sözlük, her yaştan ve her cinsten insan içeriyor ama ne hikmetse bu insanların hep en kanser olanlarını içeriyor. şöyle söyleyeyim, ekşi sözlük her açıdan bağnaz insanlarla doludur. kendisini modern gören insanlar bile aslında aşırı bağnazdır ama bağnazı oldukları değerler farklıdır sadece. ekşide insanlar diğerlerinin zevklerine saygı duymazlar, aksine diğerlerinin zevklerini kendileri için bir üste çıkma aracı olarak kullanırlar. mesela ezhel seviyor olun, ekşideki insanlar sizi aşağılarlar. ezhel dinlenir mi, ezhel kim a*k gibi triplerle kendilerince bir kast sistemi yaratmaya çalışırlar ve akıllarınca bu sistemde kendi zevklerine uymayan işler yapanları alt kastlara koyarlar. bu da kendilerinin bir çeşit ego şişirme yöntemidir. yani özetle, toksiklerdir. bakalım bu kafa sözlük denen yer de bir ekşi çakması mı çıkacak yoksa daha hoş ve anlayışlı insanlar mı göreceğiz?
devamını gör...

tanımlarını engelle, başlıklarını engelle, mesajlarını engelle.
devamını gör...

"bana papatyalar vermelisin,hatta vermesende olur. 'şu topraklarda bir yerlerde senin içi yaşayan papatyalar var' desen yeter. işte o papatyalar nasıl yerinde güzelse sende benim yanımda öyle güzelsin. bizi koparmasınlar." demiş #ahmetbatman #sabahuykum kitabında.
devamını gör...

insanlar herşeyden ama herşeyden önce "değer görmek" ister...
burada kişiyi besleyecek olan şey, değer görmesi beklenen şey, sadece kişinin kendisidir, sahip olduğu fiziksel güzellik, somut varlıklar, para, mülk den bağımsız olarak, değerli olanın kişinin kendisi olduğunu hissetmenin peşinden koşar insan,

bunun için yaşar, bunun için çalışır, bunun için para kazanır, bunun için komiklik yapar, bunun için sever, bunun için fedakarlık yapar, bunun için evlenir, bunun için sözlükte yazar vs....

ve bunu göremediği için küser, bunu göremezse sevgilisinden/eşinden ayrılır, bunu göremezse bırakır, bunu göremezse sevmez, bunu göremezse fedakarlığı bırakır, bırakması da gerekir, sevmemesi gerekir, konuşmaması gerekir, gitmesi gerekir... bir insan değer görmeyen hiçbir emeğini, gram sevgisini, ilgisini, vaktini, sesini bile kimseye karşılıksız bedavaya vermemeli, bedavaya derken aldığının ne kadar kıymetli olduğunun farkında olmayan birine vermemeli, farkında olup görüp, imkanı varken (*....... den) karşılığını vermeyen kadına/erkeğe hiç vermemeli, ama maalesef bizim toplumumuzda herkes ezbere yaşıyor, ezberlediklerini çocuklarına öğretiyor, ve dolayısıyla değer görmenin de, vermenin de, nasıl birşey olduğunu bilmiyoruz, öğrenmiyoruzda, hep bir şeyler olmuyor ilişkilerde, güya yürümüyor, var birşey, var bir sıkıntı hissediyoruz ama bulamıyoruz, çünkü ezberletilen rolleri oynuyor herkes, diyaloglar bile aynı...

bazen bu sokaklardaki şarapçılara bakıyorum, yada youtube da filan izliyorum, o kadar bilge konuşuyorlarki, genelde bu insanlar, hayatlarında öngörmedikleri şanssızlıklar yaşamışlar, ve o halde olmalarından da anlayacağınız üzere, kimsede hiçbirşeyini paylaşmamış onlarla, paylaşmak istememiş, bknz. değer verdiği için kimse yardım etmemiş, ihtiyacı olduğunda iyilik (karşılıksız ve gizli olan) yapmamış (maddi karşılığını alamayacağı için karşılıklı da yardım etmemiş) bu insanlara, velhasıl +-0 belkide - ye düşmüşler, mücadeleyi bırakmışlar, o günki şarabın ekmeğin hesabına indirgemişler hayatlarını, pes etmişler türkçesi, işte o pes etmekten sonra gelişiyor bence insan, o aşama öyle bir noktada ki, yenilgini kendin ilan ediyorsun, bakıyorsunki ölmüyorsun, ölünmüyormuş yani, işte bu insanların bakışlarında ortak bir derinlik görüyorum, hüzünlü değil ama, etraflarında koşturan insanların, ne için tırmaladığını çözmüş olmanın rahatlığını görüyorum, ve o bilince ulaşmak için de gerçekten insanın hayatında bir defa da olsa köşeye sıkışması gerekiyor, net.

ve değer görüp görmediğini anlaması için de, neyin "ne için" olduğunu anlayabilecek farkedebilecek bilince ulaşması gerekiyor... zaten oraları aşıp buralara geldiğinde de, geçmişte olan herşeyle ilgili bütün jetonlar, bozuk para döken atm gibi şakır şakır düşecektir

edit 1 : (*..... den) burayı siz doldurun,

edit 2 : jeton; eskiden telefon kulübelerinde görüşme yapmak için kullanılan madeni para benzeri birşey, 90 ları görmüş kişilerin klişe esprisidir, geç anlamak anlamında kullanılır, söylemek istediğim şeyi daha iyi anlatabilecek birşey gelmedi aklıma :)
devamını gör...

2013 yapımı olmasına rağmen henüz izleme fırsatı bulduğum ve gürcü yönetmen zaza urushadze tarafından yazılıp yönetilen, estonya -gürcistan ortak yapımı bir sinema filmi.

film bir ev, bir marangozhane ve bir mandalina bahçesinde dört kişi arasında geçiyor. margus, ivo, ahmed ve nika. sade oyunculuklar, yalın diyaloglar eşliğinde ilerliyor. konu itibariyle savaş filmi olmasına rağmen patlayan bombalar veya silahlar yok. birbirini öldürmek isterken başaramayan iki düşmanın yani çeçen ahmed ve gürcü nika'nın, savaşa rağmen topraklarını terk etmeyen ve tek dertleri mandalinalarını toplamak olan margus ve ivo ile yollarının kesişmesinin ve aynı çatı altında yaşamak zorunda kalmalarının hikayesi. müziği ise tam tabiriyle can yakıcı. izlerken her duyduğunuzda sanki bir bıçak boğazınıza küçük küçük kesikler atıyor.

filmin tarihsel anlamda bazı yanlış anlatımlar içerdiği yazılıp çizilse de, bir sanat filmi olarak çekildiği düşünülünce ve vermek istediği mesaja odaklanınca benim için bunun pek bir önemi kalmıyor. ki film esas mesajını da en son sahnede ivo'nun çeçen ahmed'le girdiği diyalog ile veriyor.

öleni, öldüreni, birbirini hiç tanımadığı halde düşman olup birbiriyle savaşmak zorunda kalan insanları değil, savaşın kendisini ve bu savaşları çıkaran karanlığı sorgula!

ah ivo. keşke bu dünya senin gibi insanlarla dolu olsa.
devamını gör...

kendinizi karşınıza oturtup iki lafın belini kıralım dedikten bir süre sonra lafın lafı açmasıyla daha da körüklenen eylemdir. insanın kendisiyle tanışmasının da bir yoludur. eğer muhabbet kötüye giderse küçük esprilerle güldürebilirsiniz karşınızdakini. böyle diyince çoklu kişilik bozukluğu gibi oldu ama siz biliyorsunuz beni. kendinize kendinizden bir şeyler de ısmarlayın ki içinizin tadı kaçmasın.
devamını gör...

nerdesin baba?
devamını gör...

haluk bilginer’in emmy ödülünü sonuna kadar hakketiğinin kanıtı olan dizidir.
“ sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? herkes hasta. hepsi hasta. yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak? sen kimsin ki lan? alt tarafı bir katil. alt tarafı bir cinayet haberi.”

hikaye mardin’de devletin üst düzey yöneticileri tarafından tacize uğranmış bir kızın hayat hikayesinden uyarlanmış yani gerçek bi hikaye .keşke gerçek yaşamda da nç. ( tacize uğrayan kız) için bu şekilde intikam alınsaydı.
devamını gör...

tahmin edildiği gibi malum partilerin oylarıyla reddedilmiştir. bildiğiniz doğa artık bağırıyor mahvettiniz beni diye. ama bir kesim kulaklarını her zaman olduğu gibi tıkamış durumda. bu bildiğiniz cinayet artık.

buradan

chp istanbul milletvekili ali şeker, marmara denizi'nde yaşanan müsilaj (deniz salyası) sorununun araştırılması için verdikleri önergenin ak parti ve mhp oylarıyla reddedildiğini duyurdu.
devamını gör...

su aygırı diyen acaba neye benziyor?!?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim