meksikalı karteller
dünyanın en vahşi mafyaları, uyuşturucu kartelleri denilen ölüm şebekeleri. nato'nun verdiği raporda bu kartelleri sadece 2011 yılında 1778 kişiyi öldürmüş, 322 kişiyi yaralamış. 2012' den sonraki dönem aralarında hesaplaşmaya başlamışlar, en sonunda da ordu ile savaşmışlar.
ordunun kartellere karşı yürüttüğü ve en ünlüsü olan sinalao kartelinin el chapo lakabıyla anılan lideri joaquin guzman ile birkaç yardımcısının abd'ye teslim edilmesiyle son bulan uyuşturucu savaşı, bir bakıma nato, cia, fbi baskısıyla yapılmış bir savaştır.
dizilerde, filmlerde görülen bu karteller senaryo değil gerçek. hükümetler kurup, hükümetleri yıkan bu karteller zehir piyasasını ellerinde tutuyorlar.
ordunun kartellere karşı yürüttüğü ve en ünlüsü olan sinalao kartelinin el chapo lakabıyla anılan lideri joaquin guzman ile birkaç yardımcısının abd'ye teslim edilmesiyle son bulan uyuşturucu savaşı, bir bakıma nato, cia, fbi baskısıyla yapılmış bir savaştır.
dizilerde, filmlerde görülen bu karteller senaryo değil gerçek. hükümetler kurup, hükümetleri yıkan bu karteller zehir piyasasını ellerinde tutuyorlar.
devamını gör...
dj gyrotta zao (yazar)
yukarıda theodor nick'li, erkeklerin aldatıldıkları kadını öldürmesini haklı bulan, hergun onlarca cinayet tecavüz haberi gelmesine rağmen kadına şiddetin abartıldığını düşünen birisi.
ayrıca yok neymiş kadınlar eşitlik isteyince erkeklerin statüsü düşüyormuş, daha birsuru şey. muhtemelen kuyruk acısı var ki ordan geliyor bu kadın düşmanlığı. o yüzden fazla ciddiye alınacak biri değil. bende fazla uzatmadan engelledim.
ayrıca merak etme, senin gibi ataerkil zihniyetler az bu sözlükte, sataşmam öyle herkese kolay kolay*.
ayrıca yok neymiş kadınlar eşitlik isteyince erkeklerin statüsü düşüyormuş, daha birsuru şey. muhtemelen kuyruk acısı var ki ordan geliyor bu kadın düşmanlığı. o yüzden fazla ciddiye alınacak biri değil. bende fazla uzatmadan engelledim.
ayrıca merak etme, senin gibi ataerkil zihniyetler az bu sözlükte, sataşmam öyle herkese kolay kolay*.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
bedenime, yaktığınız mumları koyun.
bir taraftandan da,
dallarıma çaputlar bağlayın,
ya da, gözyaşlarımla biriktirdiğim,
şu tuzlu suya bozuk paralar atın,
dileklerinizi tutarken.
su dolu tencerenin içinde patlayan,
kurşunlarımı üzerinize dökün.
nazarlarınızdan esnerken.
kurban olarak, kanımı akıtın.
inandığınız, tanrılara şükranlarınızı sunarken.
üzerime ölü toprağı serin.
en güzel krizantem çiçeklerini büyütürken.
sonra izleyin o kasımpatıları.
duyun, dağların, taşların, akarsuların seslerini
duyun, karıncaların feryatlarını.
hissedin lodosun yüzlerinizi okşadığını,
öpün bir balığı gözlerinden.
görün onlarda hakikatı
birliği görün onlarda
birin her şey olduğunu görün.
bir taraftandan da,
dallarıma çaputlar bağlayın,
ya da, gözyaşlarımla biriktirdiğim,
şu tuzlu suya bozuk paralar atın,
dileklerinizi tutarken.
su dolu tencerenin içinde patlayan,
kurşunlarımı üzerinize dökün.
nazarlarınızdan esnerken.
kurban olarak, kanımı akıtın.
inandığınız, tanrılara şükranlarınızı sunarken.
üzerime ölü toprağı serin.
en güzel krizantem çiçeklerini büyütürken.
sonra izleyin o kasımpatıları.
duyun, dağların, taşların, akarsuların seslerini
duyun, karıncaların feryatlarını.
hissedin lodosun yüzlerinizi okşadığını,
öpün bir balığı gözlerinden.
görün onlarda hakikatı
birliği görün onlarda
birin her şey olduğunu görün.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
devamını gör...
balıkçı ve oğlu
inkilap yayın evinden çıkmış 129 sayfalık bir roman. kitabı bitirdikten sonra tam olarak sevgili ivanmilinski'nin #1539407 girisinde bahsettiğini demek için geldim sözlüğe.
bir çok yazar arkadaşın beğenmiş olması ise şaşırttı açıkcası.
kitapla ilgili en canımı sıkan konu, livaneli'nin gündemden birşeyler yazayım telaşı ile bu romanı yazmış olduğunu düşünmeme sebebiyet verecek kadar karman çorman gitmesi.
tabiki bi noktada her konu birbirine bağlanıyor. oğullarını kaybeden balıkçı ailesi, ege'de yaşamaları, sahile cenazesi vuran göçmen bebek, ege doğasının tahrip edilmesi, dağların siyanür ile delinerek altın aranması. ne ararsanız var, son dakika haber bülteni gibi aynı.
yakıştıramadım livaneliye bu kitabı. onun o içtenlikle, kurgusu güzel, dili akıcı birsürü romanı var iken, böyle her konudan biraz alayım, azıcık da dram olsun demesi, basit gündem oluşturma gibi geldi biraz bana. ki zaten kitabın son 6 sayfasında yer alan röportajda kanıtı gibi bunun. dergide yayınlanan hikaye tadında olmuş anlayacağınız.
kolay okunur bişey ararsanız, severek okursunuz tabi ama livaneli okuyayım diye elinize almayın, normalde bu kadar basit bir yazar değil kendisi, yanlış tanımış olmanızı istemem.
bir çok yazar arkadaşın beğenmiş olması ise şaşırttı açıkcası.
kitapla ilgili en canımı sıkan konu, livaneli'nin gündemden birşeyler yazayım telaşı ile bu romanı yazmış olduğunu düşünmeme sebebiyet verecek kadar karman çorman gitmesi.
tabiki bi noktada her konu birbirine bağlanıyor. oğullarını kaybeden balıkçı ailesi, ege'de yaşamaları, sahile cenazesi vuran göçmen bebek, ege doğasının tahrip edilmesi, dağların siyanür ile delinerek altın aranması. ne ararsanız var, son dakika haber bülteni gibi aynı.
yakıştıramadım livaneliye bu kitabı. onun o içtenlikle, kurgusu güzel, dili akıcı birsürü romanı var iken, böyle her konudan biraz alayım, azıcık da dram olsun demesi, basit gündem oluşturma gibi geldi biraz bana. ki zaten kitabın son 6 sayfasında yer alan röportajda kanıtı gibi bunun. dergide yayınlanan hikaye tadında olmuş anlayacağınız.
kolay okunur bişey ararsanız, severek okursunuz tabi ama livaneli okuyayım diye elinize almayın, normalde bu kadar basit bir yazar değil kendisi, yanlış tanımış olmanızı istemem.
devamını gör...
yaşlandıkça artan şeyler
kaz ayakları .
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
oğlum o senin yengen yengen demek istediğim başlık.
devamını gör...
evde tek başına kalınca yapılacak aktivite
kafa dinlemek, şarkı söylemek.
devamını gör...
edward hopper
1882-1967 yılları arasında yaşamış amerikalı ressam ve grafiker. çağdaşlarının aksine kübizm gibi akımlardan değil idealizm ve gerçekçilikten etkilenmiştir, bu yüzden de yaşamı boyunca hak ettiği ilgiyi görememiştir.*
en bilinen eseri nighthawk için walter wells ismindeki eleştirmen ernest hemingway'in "a clean, well-lighted place" isimli öyküsünün etkilerini gördüğünü söyledi ve "hem resim hem de hikâye, tanrısız ya da manevi avuntusuz bir dünyada, en büyük geceye karşı (örn. ölüm) duran bir mabedi temsil ediyor." diye ekledi.
hopper'ın resimlerindeki en güzel şey ışıktır bence. zaten gerçekçi çizimleri insanın içine işliyor bir de ışığı çok etkili kullanmasıyla birlikte baktığınız resmin içinde hissediyorsunuz. bu dediğime bazı yönetmenler de katılmış olacak ki filmlerinde hopper tablolarından etkilenmişler. ikisi burada listelenmiş.
nighthawks
chop suey
automat
en bilinen eseri nighthawk için walter wells ismindeki eleştirmen ernest hemingway'in "a clean, well-lighted place" isimli öyküsünün etkilerini gördüğünü söyledi ve "hem resim hem de hikâye, tanrısız ya da manevi avuntusuz bir dünyada, en büyük geceye karşı (örn. ölüm) duran bir mabedi temsil ediyor." diye ekledi.
hopper'ın resimlerindeki en güzel şey ışıktır bence. zaten gerçekçi çizimleri insanın içine işliyor bir de ışığı çok etkili kullanmasıyla birlikte baktığınız resmin içinde hissediyorsunuz. bu dediğime bazı yönetmenler de katılmış olacak ki filmlerinde hopper tablolarından etkilenmişler. ikisi burada listelenmiş.
nighthawks
chop suey
automat
devamını gör...
1986 dünya kupası
10 yaşındaydım. farkında olarak izlediğim ilk dünya kupasıydı. dünya kupaları 1 ay sürer ama sanki o dünya kupası bütün yaz sürmüştü. çok garip bir biçimde ben almanyayı tutuyordum maradona değil rummenige hastasıydım. unutamadığım maç ise yine herkesin aksine brezilya fransa maçıydı. uzatmalarda brezilya elenmişti çok dramatik gelmişti o maç bana, çok üzülmüştüm brezilyaya. yine unutamadığım birşey maç aralarında tom selleck in magnum dizisi yayınlanırdı. o kırmızı ferrari ye aşıktım. o dünya kupası galiba hayatımın en mutlu dönemini ifade ediyor benim için. çocukluğun son evreleri, birşeylerin farkındasın ama hiç bir sorumluluğun yok. sorumluluk yok hayatında gördüğün en adaletsiz olay brezilya fransa maçı, daha sonra yaşayacaklarının yanında hiç birşey değil bu adaletsizlik. şu an 45 yaşımdayım 7...8 sene öncesine kadar gunde sıkılmadan 3...4 maç izleyebilen ben 7...8 senedir bir maç dahi izlemedim. bırakın tuttuğum takımları bir çok takımın ilk 11 ini sayabilecek olan ben kimseyi tanımıyorum ve futbol diyince aklıma artık sadece o tertemiz duygularla izlediğim 1986 meksikadan başka hiç birşey gelmiyor, ne uefa kupası, ne 2002 yarı finali.
devamını gör...
akp'ye sürekli çamur atan tip
öz kardeşimdir
devamını gör...
libido yükselten şeyler
benim için seksi bir ses tonudur. bildiğin var olan libidom %89 artıyor.
devamını gör...
anın fotoğrafı
imgyukle.com/i/NGpgpR
umarım yüklemeyi başarmışımdır
fincanda kahve yapınca fincanın patlamayacağını öğrenmiş ve anneme yakalanmadan bunu test etmeye çalışmaktayımdır.
umarım yüklemeyi başarmışımdır
fincanda kahve yapınca fincanın patlamayacağını öğrenmiş ve anneme yakalanmadan bunu test etmeye çalışmaktayımdır.
devamını gör...
travian
üniversite yıllarımım oyunu*. başlığı görünce
- anlamsız- bir nostalji yaşattı. *
- anlamsız- bir nostalji yaşattı. *
devamını gör...
islam barış dinidir
bir düşünce, bir din, bir ideoloji ne kadar güzel olursa olsun cahil bir grubun temsiline geçtiyse özünden kopup yozlaşmaktan başka gideceği yer yoktur.
ben kaynağından edindiğim bilgi ile özünde insanlara karşı baskıcı ve şiddet öneren bir yönü olmadığını düşünüyorum. ancak bir fikir onu taşıyan insanların kalitesi ve niyeti ile yükselir ya da alçalır.
ben kaynağından edindiğim bilgi ile özünde insanlara karşı baskıcı ve şiddet öneren bir yönü olmadığını düşünüyorum. ancak bir fikir onu taşıyan insanların kalitesi ve niyeti ile yükselir ya da alçalır.
devamını gör...




