kadın dediğin erkek dediğin diye başlanan cümleler
toksik zihniyetlerin dilinden düşmeyen cümlelerdir.
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
k*hpe bizans
devamını gör...
karıncaların birbirleriyle selamlaşması
birkaç ay önce fark ettiğim durumdur. bu minik böcekler birbirleriyle karşılaştıklarında kafa tokuşturmadan geçmiyorlar. deney ve gözlemlerim sonucu bu kanıya vardım. yolda tanıdık görünce yön değiştiren insan türü baz alındığında karıncaların bu davranışı takdire şayan.
devamını gör...
saartjie baartman
saartjie baartman 1789’da büyük kalçalara sahip anatomik yapıları ile bilinen afrika’daki khoisan - hottentot kabilesi’nde dünyaya gelir.
“steatopygia” yani vücut yağının kalçalarda toplanması ve devasa vajinalara sahip olmaları bu kabilenin kadınlarının genetik özelliğidir.
saartjie, köle olarak bir çiftlikte çalışırken ona sarah diyen ingiliz bir doktor tarafından satın alınır. doktor onu londra’ya götürüp kafes içinde boynuna tasma takarak çocuk yaştaki kızı çıplak olarak sergileyip para kazanır.
1.60 mt boyu, oldukça çıkıntılı büyük kalçası ve epey büyük vajinası olan saartjie onu görmeye gelenlerin tacizine uğrar.

daha sonra parisli bir vahşi hayvan terbiyecisine satılır. hayvanlarla birlikte sirklerde gösterilerde kullanılmaya başlanan kızcağız, terbiyecisinin emirlerine uyan bir sirk hayvanı gibi görülür.
onun vücudu üzerinden değerlendirme yapılarak beyaz ırkın üstünlüğünü öven sözde bilimsel makaleler yazılır.
onu aşağılayan fransız sosyetesinin, bilim adamlarının ve avrupalı zengin erkeklerin saartjie ile cinsel ilişki yaşamak için sıraya girdiğini de eklemek lazım.
köle, hayvan, canavar olarak nitelendirdikleri bu afrikalı kadınla cinsel ilişki yaşamak için saartjie’nin sahibine avuç dolusu para dökülmesi ikiyüzlülüğün net bir göstergesi olarak tarihe yazılmıştır.
batı dünyası ona hottentot venüsü diyerek alay eder. insan olduğu bile unutturulmuş bu gencecik kadın çektiği zulüme dayanamaz ve ölür.
ne var ki napolyon’un cerrahı ve zoolog yazar george cuvier, üzerinde çalışmak için canavar diye tanımladığı sarah’ın bedenini parçalara ayırır.
bu parçalar daha sonra birleştirilerek mumyalanır ve paris’teki musee de l’homme’da halka açık bir şekilde sergilenir.
güney afrika'nın en eski halkı olan khoisanlılar 200 yıl boyunca kızlarının müzede sergilenen parçalarını geri ister.
ama fransızlar bu isteği “fransız müzelerinde sergilenen tüm eserler fransa’ya aittir” diye geri çevirir.
diana ferrus bir şiir yazar
seni eve götürmeye geldim.
eve, hatırlar mısın bozkırı?
yemyeşil çimeni büyük meşe ağaçlarının altındaki hava serindir.
orada güneş yakmaz.
bir tepenin eteğine serdim yatağını
battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,
sarı beyaz çiçeklerle kaplı
akarsuyun şarkısı işitiliyor
çakıl taşlarının üstünden sekerek akarken.
fransız senatör nicolas about çok etkilendiği şiiri senatoda okurken “onu bir canavar, bir ucube olarak kayda geçmek istiyorlar ama bu işte gerçek canavarlık nerede" diye sorar.
ve nihayet saartjie'nin parçaları doğduğu topraklarda kadınlar günü’nde düzenlenen törenle toprağa verilir
kadın hakları kuruluşlarının önemli bir referansı haline gelen saartjie baartman’ın yaşamı, makalelere, kitaplara, filmlere konu olmuştur.
onun hayat hikâyesini anlatan “venus noire” adlı filmi
abdellatif kechiche tarafından yönetilmiş ve birçok ödüle layık görülmüştür.
saartjie'nin 23 yıllık hayatında bu kadar acı çekmesinin tek nedeni ise kadın olmasıdır.
saartjie’nin ait olduğu hottentot kabilesi erkeklerinin devasa boyutlarda penisleri olduğu tespit edilmiştir. hottentot erkeğini avrupa’ya götürüp çıplak olarak sergilemeyi hiçbir batılı erkek göze alamamıştır.
“steatopygia” yani vücut yağının kalçalarda toplanması ve devasa vajinalara sahip olmaları bu kabilenin kadınlarının genetik özelliğidir.
saartjie, köle olarak bir çiftlikte çalışırken ona sarah diyen ingiliz bir doktor tarafından satın alınır. doktor onu londra’ya götürüp kafes içinde boynuna tasma takarak çocuk yaştaki kızı çıplak olarak sergileyip para kazanır.
1.60 mt boyu, oldukça çıkıntılı büyük kalçası ve epey büyük vajinası olan saartjie onu görmeye gelenlerin tacizine uğrar.

daha sonra parisli bir vahşi hayvan terbiyecisine satılır. hayvanlarla birlikte sirklerde gösterilerde kullanılmaya başlanan kızcağız, terbiyecisinin emirlerine uyan bir sirk hayvanı gibi görülür.
onun vücudu üzerinden değerlendirme yapılarak beyaz ırkın üstünlüğünü öven sözde bilimsel makaleler yazılır.
onu aşağılayan fransız sosyetesinin, bilim adamlarının ve avrupalı zengin erkeklerin saartjie ile cinsel ilişki yaşamak için sıraya girdiğini de eklemek lazım.
köle, hayvan, canavar olarak nitelendirdikleri bu afrikalı kadınla cinsel ilişki yaşamak için saartjie’nin sahibine avuç dolusu para dökülmesi ikiyüzlülüğün net bir göstergesi olarak tarihe yazılmıştır.
batı dünyası ona hottentot venüsü diyerek alay eder. insan olduğu bile unutturulmuş bu gencecik kadın çektiği zulüme dayanamaz ve ölür.
ne var ki napolyon’un cerrahı ve zoolog yazar george cuvier, üzerinde çalışmak için canavar diye tanımladığı sarah’ın bedenini parçalara ayırır.
bu parçalar daha sonra birleştirilerek mumyalanır ve paris’teki musee de l’homme’da halka açık bir şekilde sergilenir.
güney afrika'nın en eski halkı olan khoisanlılar 200 yıl boyunca kızlarının müzede sergilenen parçalarını geri ister.
ama fransızlar bu isteği “fransız müzelerinde sergilenen tüm eserler fransa’ya aittir” diye geri çevirir.
diana ferrus bir şiir yazar
seni eve götürmeye geldim.
eve, hatırlar mısın bozkırı?
yemyeşil çimeni büyük meşe ağaçlarının altındaki hava serindir.
orada güneş yakmaz.
bir tepenin eteğine serdim yatağını
battaniyen çalı çırpıyla ve nane yapraklarıyla çevrili,
sarı beyaz çiçeklerle kaplı
akarsuyun şarkısı işitiliyor
çakıl taşlarının üstünden sekerek akarken.
fransız senatör nicolas about çok etkilendiği şiiri senatoda okurken “onu bir canavar, bir ucube olarak kayda geçmek istiyorlar ama bu işte gerçek canavarlık nerede" diye sorar.
ve nihayet saartjie'nin parçaları doğduğu topraklarda kadınlar günü’nde düzenlenen törenle toprağa verilir
kadın hakları kuruluşlarının önemli bir referansı haline gelen saartjie baartman’ın yaşamı, makalelere, kitaplara, filmlere konu olmuştur.
onun hayat hikâyesini anlatan “venus noire” adlı filmi
abdellatif kechiche tarafından yönetilmiş ve birçok ödüle layık görülmüştür.
saartjie'nin 23 yıllık hayatında bu kadar acı çekmesinin tek nedeni ise kadın olmasıdır.
saartjie’nin ait olduğu hottentot kabilesi erkeklerinin devasa boyutlarda penisleri olduğu tespit edilmiştir. hottentot erkeğini avrupa’ya götürüp çıplak olarak sergilemeyi hiçbir batılı erkek göze alamamıştır.
devamını gör...
bir kadını mutlu etmenin en güzel yolu
ona değer veren davranislarda bulunmak .
jestler yapmak .
güzelim diye seslenmek .
jestler yapmak .
güzelim diye seslenmek .
devamını gör...
intihar
kişinin kendi hayatına son vermesi eylemi. hakkındaki tarihi görüşler hayli ilginçtir.
intihar tartışmalı bir konu olduğundan, greko-roman dünyasının hemen hemen bütün okullarında tartışılırdı. her düşünce okulu konu hakkında kendi yaklaşımını geliştirmiştir. örneğin stoizm'de, intihara daima bir özgür irade meselesi olarak yaklaşılmıştır. nihayetinde çoğu yunan intiharı kahramanca bir hareket olarak görmüştür. kişinin kendi seçimiyle ölmesinde bir büyüleyicilik vardır.
bir başka yaygın görüş de, intiharın yalnızca tanrılar tarafından söylendiği takdirde ahlaki olarak kabul edilebilir oluşudur. tanrısı tarafından hayatına son verebileceği söylenen insan, hayattaki görevini ve amacını yerine getirmiştir, kendi dileğinin de doğrultusunda huzurlu bir ölüme layık görülür, öteki hayatta cezalandırılmaz. sokrates bu duruşun büyük bir destekçisi ve örneğidir.
bunu örneklemek gerekirse, pratikte sokrates de bu şekilde intihar etmiştir. intihardan bu şekilde bahseder: "tanrı'nın aidiyetlerinden birisi olan insan, tanrı buyurana dek kendisini öldürmemelidir." kendisinin de dediği gibi, sokrates tanrı direktifi olmadığı sürece intiharı yanlış olarak değerlendirmiş, intihar etme eyleminin kişiyi lanetlediğini düşünmüştür. sokrates yönetim tarafından ölümle cezalandırılmış olsa bile, reddetme ve kaçma şansı ve imkanı mevcuttu. zehri içmeyi kendisi seçmiştir. bunun sebebi o zamanlarda mevcut olan ve sokrates'in de tabii olduğu, yönetimin tanrıların sesi olduğu inancıdır.
intihar tartışmalı bir konu olduğundan, greko-roman dünyasının hemen hemen bütün okullarında tartışılırdı. her düşünce okulu konu hakkında kendi yaklaşımını geliştirmiştir. örneğin stoizm'de, intihara daima bir özgür irade meselesi olarak yaklaşılmıştır. nihayetinde çoğu yunan intiharı kahramanca bir hareket olarak görmüştür. kişinin kendi seçimiyle ölmesinde bir büyüleyicilik vardır.
bir başka yaygın görüş de, intiharın yalnızca tanrılar tarafından söylendiği takdirde ahlaki olarak kabul edilebilir oluşudur. tanrısı tarafından hayatına son verebileceği söylenen insan, hayattaki görevini ve amacını yerine getirmiştir, kendi dileğinin de doğrultusunda huzurlu bir ölüme layık görülür, öteki hayatta cezalandırılmaz. sokrates bu duruşun büyük bir destekçisi ve örneğidir.
bunu örneklemek gerekirse, pratikte sokrates de bu şekilde intihar etmiştir. intihardan bu şekilde bahseder: "tanrı'nın aidiyetlerinden birisi olan insan, tanrı buyurana dek kendisini öldürmemelidir." kendisinin de dediği gibi, sokrates tanrı direktifi olmadığı sürece intiharı yanlış olarak değerlendirmiş, intihar etme eyleminin kişiyi lanetlediğini düşünmüştür. sokrates yönetim tarafından ölümle cezalandırılmış olsa bile, reddetme ve kaçma şansı ve imkanı mevcuttu. zehri içmeyi kendisi seçmiştir. bunun sebebi o zamanlarda mevcut olan ve sokrates'in de tabii olduğu, yönetimin tanrıların sesi olduğu inancıdır.
devamını gör...
sinema-tv kulübü
4-5 tane eşbaşkan gelirse nasıl olur? sordum ve birini bulamadık 4 kişi nasıl gelsin sudoku cevabını aldım. hadi kardeşlerim beni haksız çıkartın. yokmu 4 - 5 yayın açabilecek babayiğit. anayiğitte olur hiç fark etmez. bu arada taze kan aranıyor. kulüpte 65 kişiyiz etkinliğe gelen sayısı çok az. gelin, farklı bakış açınızla hava atın. aramızda sivrilin. inanın buna gocunacak bi kişi yok aramızda. izlenilecek filmi seçme imkanınız da var üstelik. yani diktatorship’likten uzak, hd film cenneti gibim bi yerdeyiz. kalkın gelin, ortamımız şenlensin.
devamını gör...
zillerde hep erkeklerin adının yazması
bir türlü anlam veremediğim durumdur,evli olunduğu takdirde ev hem kadına hem erkeğe aittir fakat daha kadının adının yazdığı zile rastlamadım.
edit: amacım duyar kasmak değil fakat zillerde soyad yazılması yerine neden böyle yapıldığını anlamıyorum,eleştirenlerin çoğu da erkek yazarlar,her şey hakkında son derece mantıklı yorumlar yapılan bir sözlükte böyle bir başlık açtığım için kusura bakmayın.
edit:benim şehrindeki her apartmanda durum hemen hemen böyle.
edit: amacım duyar kasmak değil fakat zillerde soyad yazılması yerine neden böyle yapıldığını anlamıyorum,eleştirenlerin çoğu da erkek yazarlar,her şey hakkında son derece mantıklı yorumlar yapılan bir sözlükte böyle bir başlık açtığım için kusura bakmayın.
edit:benim şehrindeki her apartmanda durum hemen hemen böyle.
devamını gör...
deliderviş
'bunlar ne yazıyor, ne okudum ben?' diyenler için şimdiden özür dilerim. ufak bir dölar problemimiz var. onu çözmemiz lazım.
#1702202 grup döl ifşasıydı. her şey burada başladı.
sevgili hocam, saz virtüözü sanatçımız, çok değerli üstadımız, deli derviş:
etmeyin dedim, girmeyin dedim bu gruba.* hocam senin yerin, o bariton sesle vokaldi. bağlama çalacaksın ayağına seni dümbeleğe getirdiler. uyarmadım mı?
bilirsiniz ki, sizi sever sayarım. oyunu önceden gördüm ve sizi önceden bilgilendirdim. illaha ateist dediğiniz onu almadan gelmem dediniz, kararınıza saygı duydum.
o haydar haydarı çok kaçıran, grubunuzun adını lekeleyen, perdesiz yok mu?*
dünden beri sesimin çıkmamasının sebebi kendisidir. üzerime oynadı, beni sokağa çıkamaz hale getirdi. * * daha özelden tehdit mesajlarını da ifşa etmiyorum bak.
ah bir de ben duydum ki, sizi dölar ile kandıran kaşkol firardayla iş birlikçiymiş. bu kaşkol firarda tüm grup üyelerini sürgün edecekmiş. pofidik adalarında size, yoldaş yoldaş şarkısını söylettirip, ateş başında şölen düzenleyecekmiş. aç açıkta bıracaklarmış sizi. ben dervişimize bunu reva görür müyüm?
söyleyin lütfen, izin verir miyim?
onların yeri zanzibar zindanlarıdır, sizin yeriniz bağlamanın yanı.
gelmeyin bu oyunlara hocam. siz gidince zaten *ecekler çok fazla yaşayamacaklar.
farkındaysınız kopuzcu topuk topuk. ne ses verdi, ne seda. o da tekin biri değil, you tube da ayrı bir kanalı var. grubu basamak olarak kullandı. uyanın..
vişneye kulak verin üstad,
siz idealist bir insansınız. ben sizi harcatmam.
solo albüm çıkartacağım size, söz...
#1702202 grup döl ifşasıydı. her şey burada başladı.
sevgili hocam, saz virtüözü sanatçımız, çok değerli üstadımız, deli derviş:
etmeyin dedim, girmeyin dedim bu gruba.* hocam senin yerin, o bariton sesle vokaldi. bağlama çalacaksın ayağına seni dümbeleğe getirdiler. uyarmadım mı?
bilirsiniz ki, sizi sever sayarım. oyunu önceden gördüm ve sizi önceden bilgilendirdim. illaha ateist dediğiniz onu almadan gelmem dediniz, kararınıza saygı duydum.
o haydar haydarı çok kaçıran, grubunuzun adını lekeleyen, perdesiz yok mu?*
dünden beri sesimin çıkmamasının sebebi kendisidir. üzerime oynadı, beni sokağa çıkamaz hale getirdi. * * daha özelden tehdit mesajlarını da ifşa etmiyorum bak.
ah bir de ben duydum ki, sizi dölar ile kandıran kaşkol firardayla iş birlikçiymiş. bu kaşkol firarda tüm grup üyelerini sürgün edecekmiş. pofidik adalarında size, yoldaş yoldaş şarkısını söylettirip, ateş başında şölen düzenleyecekmiş. aç açıkta bıracaklarmış sizi. ben dervişimize bunu reva görür müyüm?
söyleyin lütfen, izin verir miyim?
onların yeri zanzibar zindanlarıdır, sizin yeriniz bağlamanın yanı.
gelmeyin bu oyunlara hocam. siz gidince zaten *ecekler çok fazla yaşayamacaklar.
farkındaysınız kopuzcu topuk topuk. ne ses verdi, ne seda. o da tekin biri değil, you tube da ayrı bir kanalı var. grubu basamak olarak kullandı. uyanın..
vişneye kulak verin üstad,
siz idealist bir insansınız. ben sizi harcatmam.
solo albüm çıkartacağım size, söz...
devamını gör...
kadının üstünlüğü
olmayandır. kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. doğada var olabilmek adına erkeklerin kadınlara, kadınların da erkeklere ihtiyacı var. artık bu; erkekler daha muhteşem, kadınlar daha mükemmel muhabbetlerini bırakalım. yirmi birinci yüzyılda da olsak içgüdülerimiz birinci yüzyılda olan insanlarınkiyle aynı.
devamını gör...
kaytsz
cuk diye oturan tanımlar giren yazar.
çok beğeniyoruz, kalanı favoriliyoruz
#1603803 mesela bu.
yaz kardeş ya.
ne etti size sözlükte okuyup beğenen yazarlar.
beğenilme derdi olmayanlar, size ne bizim cemaatten.
beğenilme derdi olanlar,cici yazın sizi de beğeniriz değil mi kaytsz?
ben onun yerine de cevap vereyim
evet.
çok beğeniyoruz, kalanı favoriliyoruz
#1603803 mesela bu.
yaz kardeş ya.
ne etti size sözlükte okuyup beğenen yazarlar.
beğenilme derdi olmayanlar, size ne bizim cemaatten.
beğenilme derdi olanlar,cici yazın sizi de beğeniriz değil mi kaytsz?
ben onun yerine de cevap vereyim
evet.
devamını gör...
günaydın sözlük
en son baktığımda saat üçe çeyrek geçiyordu. ne ara sekiz oldu anlamadım. sanırım uyumuşum biraz lakin bu ne bir uyumaktı ne de bir aydınlık. tamamen bir kayıp hali sanırım. bana öyle geldi çünkü. gözlerim yarı açık yarı kapalıyken beynim, dilediğim şeyi yapmayarak, bütün görevini fazlasıyla yerine getiriyordu. en sonunda alarmın sesini duymam ve gözlerimin tam manasıyla açılmasıyla bu işkence son buldu.
gecelerin sessiz ve soğuk olmaya başladığı mevsimlerin
serin ve aydın sabahlarına güzel bir şekilde uyanmış olmanızı dileyerek;
günaydın dostlarım.
gecelerin sessiz ve soğuk olmaya başladığı mevsimlerin
serin ve aydın sabahlarına güzel bir şekilde uyanmış olmanızı dileyerek;
günaydın dostlarım.
devamını gör...
günümüzde gençliğin gidişatı
koyun sürüsü olmaya.
devamını gör...
haydar haydar
üstteki yazara katılıyorum muhteşem bir bestedir.
devamını gör...
celebrant
bu platformda güzel vakitler geçirmeme katkıda bulunan, alkolsuz kafa olmamı sağlayan, bir türlü nicki'ni telafuz edemeyip cabbar dediğim, 100 miyon bana çıktığı zaman hayatına el atacağım nadide yazar tanesi.
devamını gör...
11 eylül 2021 önemli sözlük duyurusu
açıkçası ben de burada isim için yazmıyorum, aksine arada sırada ekşi sözlük gibi "olm kafa sözlük ismi ne kötü sözlük ismi la hehehehe" diye güldüğüm de oluyor, ben buradaki insanları, trolünden en ciddi insanına kadar sevdiğim için buradayım, bırakıp gitmek olur mu, olur mu öyle şey hiç? ailem gibi burası yani...
ek olarak, sevgili yoldaş, çok ama çok geçmiş olsun. gerçekten bu duruma çok üzüldüm, davalar, şunlar, bunlar... insanı çok strese sokup içten içe bitiren kısımlar, umarım en yakın zamanda bu kısmı geride bırakabiliriz.
hani şebelap sözlük de olsa, beleşül sözlük de olsa buradayız...
ek olarak, sevgili yoldaş, çok ama çok geçmiş olsun. gerçekten bu duruma çok üzüldüm, davalar, şunlar, bunlar... insanı çok strese sokup içten içe bitiren kısımlar, umarım en yakın zamanda bu kısmı geride bırakabiliriz.
hani şebelap sözlük de olsa, beleşül sözlük de olsa buradayız...
devamını gör...
türk sanat musikisinin en sevilen ismi
1- müzeyyen senar
2- emel sayın
3- belkıs özener
4- neşe karaböcek
5- zeki müren
benim için liste böyle uzar gider.
2- emel sayın
3- belkıs özener
4- neşe karaböcek
5- zeki müren
benim için liste böyle uzar gider.
devamını gör...
tazmanya kaplanı
20. yüzyılda soyu tükenen hayvan. fakat buna rağmen, o dönemden kalma fotoğrafları günümüze ulaşmıştır. insan böyle soyu tükenen hayvan görünce garip oluyor, fotoğrafını falan. şimdi gelecek nesiller bu hayvanı göremeyecek. e biz de göremiyoruz. ama sonuçta dedelerimiz görmüştür. görmeseler bile, onların devrinde böyle bir hayvan vardı yani. mesela bunu düşününce, dedemi, jurassic parkta yaşamış gibi hayal ettim. ama, durun dostlar. bu hayvanın nesli her ne kadar 1936 yılında tükense bile, bazı insanlar bu hayvanı avustralya'da gördüklerini iddia ediyorlar. ne ilginç. bu arada böyle vakalar yaşanmış zamanında, 30 yıldır neslinin tükendiği sanılan canlı bir anda hop diye çıkıvermiş, "mekanın sahibi geri geldi" diye. yaşanıyor böyle ilginç vakalar. yani şimdi dinazor falan çıkabilir, kendinizi buna hazırlayın derim. dost tavsiyesi. ayrıca bilim adamları bu hayvanı tekrar canlandırmak istiyor diye dedikodular dolaşıyordu bir dönem ortalıkta. yani bilemeyiz, bu hayvan ölmüş mü yoksa ihbarlar doğru mu? ha eğer değilse bile, bilemeyeceğimiz bir şey daha var. o sahte ihbarları yapan kişilerin amaçlarının ne olduğu..*

ve böyle vahşi, haşin bir hayvanın akrabaları sizce kimdir? tilki mi? çakal mı? kurt mu? kanguru mu(kanguruyla birçok benzer yanı var)? kaplan mı? hayır değil.
işte tazmanyanın kralının en yakın akrabaları:


burdan şu sonucu çıkarabiliriz, bence tazmanya kaplanına, akrabalarının bunlar olduğunu söylemişler, o da ölmüş. tabii bu benim teorim. ama bu hayvanın soyunun tükenmesinin asıl sebebi, 19. yüzyılda sömürgecilerin binlerce tazmanya kaplanını öldürmesidir. böylece sayıları çok azalmış, son tazmanya kaplanı da, 1936 yılında hayvanat bahçesinde hayata veda etmiştir.

ve böyle vahşi, haşin bir hayvanın akrabaları sizce kimdir? tilki mi? çakal mı? kurt mu? kanguru mu(kanguruyla birçok benzer yanı var)? kaplan mı? hayır değil.
işte tazmanyanın kralının en yakın akrabaları:


burdan şu sonucu çıkarabiliriz, bence tazmanya kaplanına, akrabalarının bunlar olduğunu söylemişler, o da ölmüş. tabii bu benim teorim. ama bu hayvanın soyunun tükenmesinin asıl sebebi, 19. yüzyılda sömürgecilerin binlerce tazmanya kaplanını öldürmesidir. böylece sayıları çok azalmış, son tazmanya kaplanı da, 1936 yılında hayvanat bahçesinde hayata veda etmiştir.
devamını gör...
yazarların tam kapanmada yapacakları
bir yıldan fazla tam kapanmışım ben. hayatımda gram değişiklik olmadı.
devamını gör...
