günün keko sözleri
her sabah işe giderken okuyorum bir lise duvarında:
"squatta yaparım vukuatta."
"squatta yaparım vukuatta."
devamını gör...
miserrimum est arbitrio alterius vivere
publilius syrus'un dilimize düşünceler olarak çevrilmiş sentences -ağırlıklı olarak sentences de publius cyrus olarak bilinir- isimli koleksiyonunda geçen latince deyiş. türkçe'ye çevrilmiş 4 varyasyonu bulunsa bile orijinale en yakın hali: "en büyük sefalet, başka bir iradeye bağlı yaşamaktır." olarak çevrilen versiyonudur. bendeki baskıda - les fables d'avianus'da da oldukça başarılı bir iş çıkarmış olan jules chenu çevirisi, bundan ötürü gandalfgillerden tarafından şiddetle önerilmektedir- 84. sayfada yer almakta. bir yaşamın ne kadar uzun sürdüğü değil o yaşamın ne kadarını kendi düşüncelerimiz doğrultusunda yaşadığımız önem arz eder. hep bir engel, bir çıkmaz ve boyun eğme durumu olacaktır şüphesiz ve kimine göre bu bazen biraz da gereklidir ama eğer bir seçim varsa ortada; insanın kendi aklından başka bir iradeye boyun eğip, başka birinin arzuları doğrultusunda yaşaması kadar üzücü bir sefalet söz konusu olamaz. syrus belki yazarken bunları kast etmiyordu ve ben bütünü ile yanlış anladım ki bu daima ihtimal dahilindedir ama bu yine de bir insanın bir başkasının düşünceleri altında bir başkasının hayatını yaşamasının ne denli kabul edilemez olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
meraklısı için kitabın tamamı: books.google.co.in/books?id...
meraklısı için kitabın tamamı: books.google.co.in/books?id...
devamını gör...
hal fiyatı 2 lira olan ıspanağın pazarda 8 liraya satılması
halden pazara gelene kadar enflasyonu dibine kadar yaşıyor demek ki. şaşırtmayan bir olay.
devamını gör...
hiç tanımadığın birine hayatını anlatma isteği
sözlükte bir kaç kişiye anlatarak paylaştığım ve rahatladığım harekettir. gerçekten de bir rahatlama geldi bana. yoksa karanlık yutacaktı belki de.
devamını gör...
d&r
kitap keşfetmek için gittiğim kitap mağazası. burada biraz gezip kitap bakarım , daha sonra internette başka bir kitap mağazasından alırım. d&r fiyatları gerçekten çok pahalı.
devamını gör...
türk dizilerinin olmazsa olmazları
merdivenlerinin önünde ya da koridorda yürürken genelde öğrenci olan iki kişinin çarpışması ve birinin elindeki kitapların yere düşmesi sonra birbirlerine yardım ederken aşık olmaları ve dizinin benim için bitmesi**
devamını gör...
kolay giren ama zor çıkan şeyler
(bkz: kazık)
devamını gör...
en son alınan teknolojik alet
kulaklık almıştım birkaç hafta önce. şimdi bozuk... evdekilere söylemeye de korkuyorum.* bari birkaç ay dayansaydın da millet kulaklığı unutsaydı bi.
devamını gör...
annelerin garip huyları
sevmediğim ve umrumda olmayan kişilerin ne yaptığını anlatması.başkası olsa derisini yüzerim ama anne olunca akan sular duruyor.
devamını gör...
sözlükte gerekli çabayı göstermeyen yazarlar şutlansın
boş durmayın çalışın diyen bir yazar beyanı.
peki ağam.
peki ağam.
devamını gör...
lens takmak
yağmurda rahat rahat dolaşmak demektir. gözlük takanlar bilir,eğer yağmur yağıyorsa ve gözlükleriniz varsa ellerinizi araba silecekleri gibi çalıştırmak zorunda kalırsınız. şu sıralar da maske yüzünden gözlükler buğulanıyormuş. lens kadar rahatı yok yahu. sadece sabah uyandığımda lensleri takmak çok zahmetli yine de gözlükten daha iyidir fakat uyurken çıkarın lütfen, gözünüzün arkasına kaçar aman dikkat.
arkadaşlarımla gittiğim bir gezide lenslerimi çıkarmaya öyle üşenmiştim ki gece de lenslerimle uyumuştum. gecenin bir köründe uyandığımda lenslerimden birinin düştüğünü hatta lensin yamulduğun fark ettim. yürek yemiş gibi yanıma yedek lenslerimi almamıştım ve tüm gezi boyunca tek göz kalmıştım.*
*
arkadaşlarımla gittiğim bir gezide lenslerimi çıkarmaya öyle üşenmiştim ki gece de lenslerimle uyumuştum. gecenin bir köründe uyandığımda lenslerimden birinin düştüğünü hatta lensin yamulduğun fark ettim. yürek yemiş gibi yanıma yedek lenslerimi almamıştım ve tüm gezi boyunca tek göz kalmıştım.*
*
devamını gör...
balın rengi
balın rengi büsbütün elde edildiği çiçekle ilgili. örneğin, yonca veya çam balı açık renk olur. akasya balı saman sarısıdır. mesela, lavanta balı amber rengindedir. kestane balı da çok koyu renkte olur. bunları bilmekteki fayda, aldatılmaya karşı tedbirden ibaret.
devamını gör...
akan kanı durdurma yöntemleri
basit kanamalar için zor olmayan yöntemlerdir. ilkyardım bilgisi olmayan herkes de bir şekilde başarabilir. mühim olan enfeksiyona sebep olmadan yapabilmektir. bunun için de kanama olan bölgeyi ve kanı durdurmaya çalıştığınız her neyse onu temiz tutmaktır.
büyük kanamalar* anlatıldığı kadar da kolay durdurulmaz. enfeksiyon kapma riski yüksektir. bahsedilen yöntemler uygulansa da dikkatsizlikler istenmeyen ama ciddi sorunları beraberinde getirebilir. bu yüzden ilkyardım eğitimini herkesin alması gerekir. bir belgeye sahip olmasanız bile öğrenmek için bir sürü imkan var sonuçta. hayatta ne zaman, neyin başımıza geleceğinden habersiz yaşıyoruz.
ayrıca (bkz: akacak kan damarda durmaz)
büyük kanamalar* anlatıldığı kadar da kolay durdurulmaz. enfeksiyon kapma riski yüksektir. bahsedilen yöntemler uygulansa da dikkatsizlikler istenmeyen ama ciddi sorunları beraberinde getirebilir. bu yüzden ilkyardım eğitimini herkesin alması gerekir. bir belgeye sahip olmasanız bile öğrenmek için bir sürü imkan var sonuçta. hayatta ne zaman, neyin başımıza geleceğinden habersiz yaşıyoruz.
ayrıca (bkz: akacak kan damarda durmaz)
devamını gör...
pomodoro tekniği
dilden dile dolaşarak kendisi zamanla değiştirildiği için uygulamakta zorlanılan çalışma tekniği. pomodoro tekniğinde 25dkya 5dk uygularken, masanın başından kalkmamanız gerekmektedir. o 5 dakika aslında mola değil, öğrendiklerinizi pekiştirmek için gerekli süredir. oturduğunuz yerde kafanızı kaldırarak 25 dakika boyunca ne yaptığınızı düşünmelisinizdir. 4 tur böyle devam eder ve aslında olan 2 saat aralıksız çalışmaktır sadece 20 dakika odaklanmayı değiştirmeyi amaçlamaktadır, çok odaklanmışken öğrendiğiniz bilgiler kalıcı olmaz.
not: yüzyıllardır uygulanan bir tekniktir.
not: yüzyıllardır uygulanan bir tekniktir.
devamını gör...
elric
elric, fantastik kurgu dünyasındaki karakterler arasında kanımca en tepe noktaya kurulmuş olanıdır. gerek karakterin barındırdığı özellikler gerekse kendisinden sonra gelen ardıllarını etkileme şekli, tabiri caizse albinoyu eşsiz bir noktaya koymamıza sebep olur. lakin ben gerek elric'in gerekse drizzt d'ourden'in anti kahraman olduklarını düşünmüyorum. elbette pek çok yazar ve okur onların anti kahraman olduğu noktasında hem fikir. fakat benim indimde durum farklı. özellikle elric'in ve drizzt'in içinde yaşadıkları toplumların durumu özeldir. gerek melnibone halkı gerekse karanlık altı efradı kendine has ahlak kuralları ile yaşar ve bu kurallar ortalama insanın ''kötü'' ''kötülük'' ''ahlaksızlık' gibi tabirleri rahatça kullanabileceği şekilde inşa edilmiştir. ve her iki karakterde mevcut durumdan hoşnutsuzdur. sorgulamaları ve mevcut kurallara karşı çıkmaları ile birlikte toplumlarının karakteristik yapısından ayrılırlar, devrimci ve asi karakterler olarak ortaya çıkarlar. her iki karakter de kendi içerisinde aklı selimi, vicdanı, dürüstlüğü ve benzeri özellikleri barındırır.
evet onlar salt iyi karakterler değillerdir ama bu onların içinde yer aldıkları toplumlarla direkt olarak ilintilidir. ve söz konusu toplumsal zincirlerden kurtulmaya başladıkça tabiri caizse üzerlerindeki ağırlıklardan bir bir kurtulurlar. aslında her iki karakter de bana göre etkin geçiş karakterleridir. * bu yönleriyle de tipik anti kahraman kavramından ayrılırlar. her yeni olay ve kararla birlikte her ikisinin de geliştiğini görürüz. raistlin majere'in durumu ise biraz farklı ona burada girmek istemiyorum.*
melnibone'lu elric karakteri ilk tanımda da yazıldığı gibi gerek drizzt d'ourden karakterini gerekse raistlin majere karakterini ciddi anlamda etkilemiştir. büyücü ve hasta yanı ile raistlin'e vücut vermiş. silahşör ve kendi halkına sırtını dönen yanı ile de drizzt'e ilham olmuştur. elbette bu söylediklerimiz her iki karakterin de aşırma olduğu anlamını taşımaz zira her iki karakter de nevi şahsına münhasır karakterler. sadece çıkış noktalarında elric var. tabi biraz konu dağılacak ama drizzt'in palaları parıltı ve buz ölüm'ün elric'in simsiyah ve rünlerle bezeli kılıcı fırtına yaratan'la yarışması zor. * ikisini toplasak bir ''fırtına yaratan'' etmezler kanımca. hah işte oradan şuraya atlayayım raist'i ve drizzt'i toplarsak bir elric eder artı kendilerine has özellikleri ile bambaşka karakterler olduklarını görürüz.
neyse konu konuyu açacak mevzu uzayacak gibi duruyor. acilen önlem alıp, mevzuyu sonlandırmam lazım. * michael moorcock esasen fantastik kurgu dünyasının nikola tesla'sıdır. tolkien'in açtığı yolu takip eden diğerleri gibi davranmamıştır. alternatif akımı bulmuştur. iyi/kötü çatışmasına odaklanmamış, bunun yerine içe içe geçmişlik üzerinden bir kurgu yaratmıştır ki, bu sayede fantastik kurgu dünyasında efsanevi ardıl karakterler ortaya çıkmıştır. moorcock'un çoklu evrenleri, elric ve hawkmoon gibi kahramanları, ne yazık ki genel anlamda hak ettikleri değeri görmüyorlar. başlığı açan arkadaşımızın da söylediği gibi muhakkak okunması gereken bir seridir. ancak burada şöyle bir sıkıntı var; moorcock aslında elric'in öyküsünü başladığı gibi bitirmiştir. ancak okur talepleri doğrultusunda hikayeleri devam ettirmek durumunda kalmıştır.bu yüzden de zaman atlamaları ve farklı zamanlarda geçen bir külliyatla karşı karşıya kalacaksınız. ben elric'le 6.45 yayıncılığın 1999 yılında basımını yaptığı elric destanı 1. kitap (melnibone'lu elric) ile tanışmıştım. arkası da çorap söküğü gibi geldi. bildiğim kadarı ile bu serinin artık basımı yok. sonrasında basımı başladı ise takip etmediğim içim o konuda herhangi bir bilgim yok. ama okumak isteyen arkadaşlarımın türkçe çevirileri bulamadığını ve yabancı yayınlara yönelmek durumunda kaldıklarını söyleyebilirim. sonrasında ithaki'nin bastığı bir seri var ancak halen çevrilmemiş iki cilt kalmış diye biliyorum. * tabi orjinalinden elric'in hikayelerini okumak büyük bir keyif lakin 6.45 çevirisi fena değildir. onun haricindekilerde orjinallere meyledebilirsiniz. kurgu eserleri seviyorsanız ve henüz elric ile tanışmamışsanız muhakkak okumalısınız derim. aksi durum yatırım tavsiyesi değildir yanına bile yaklaşmayın *
son olarak naçizane başlığın ''melnibone'lu elric'' olarak değişmesi sanki daha şık olur gibi geldi bana ama böyle de fena durmuyor *
evet onlar salt iyi karakterler değillerdir ama bu onların içinde yer aldıkları toplumlarla direkt olarak ilintilidir. ve söz konusu toplumsal zincirlerden kurtulmaya başladıkça tabiri caizse üzerlerindeki ağırlıklardan bir bir kurtulurlar. aslında her iki karakter de bana göre etkin geçiş karakterleridir. * bu yönleriyle de tipik anti kahraman kavramından ayrılırlar. her yeni olay ve kararla birlikte her ikisinin de geliştiğini görürüz. raistlin majere'in durumu ise biraz farklı ona burada girmek istemiyorum.*
melnibone'lu elric karakteri ilk tanımda da yazıldığı gibi gerek drizzt d'ourden karakterini gerekse raistlin majere karakterini ciddi anlamda etkilemiştir. büyücü ve hasta yanı ile raistlin'e vücut vermiş. silahşör ve kendi halkına sırtını dönen yanı ile de drizzt'e ilham olmuştur. elbette bu söylediklerimiz her iki karakterin de aşırma olduğu anlamını taşımaz zira her iki karakter de nevi şahsına münhasır karakterler. sadece çıkış noktalarında elric var. tabi biraz konu dağılacak ama drizzt'in palaları parıltı ve buz ölüm'ün elric'in simsiyah ve rünlerle bezeli kılıcı fırtına yaratan'la yarışması zor. * ikisini toplasak bir ''fırtına yaratan'' etmezler kanımca. hah işte oradan şuraya atlayayım raist'i ve drizzt'i toplarsak bir elric eder artı kendilerine has özellikleri ile bambaşka karakterler olduklarını görürüz.
neyse konu konuyu açacak mevzu uzayacak gibi duruyor. acilen önlem alıp, mevzuyu sonlandırmam lazım. * michael moorcock esasen fantastik kurgu dünyasının nikola tesla'sıdır. tolkien'in açtığı yolu takip eden diğerleri gibi davranmamıştır. alternatif akımı bulmuştur. iyi/kötü çatışmasına odaklanmamış, bunun yerine içe içe geçmişlik üzerinden bir kurgu yaratmıştır ki, bu sayede fantastik kurgu dünyasında efsanevi ardıl karakterler ortaya çıkmıştır. moorcock'un çoklu evrenleri, elric ve hawkmoon gibi kahramanları, ne yazık ki genel anlamda hak ettikleri değeri görmüyorlar. başlığı açan arkadaşımızın da söylediği gibi muhakkak okunması gereken bir seridir. ancak burada şöyle bir sıkıntı var; moorcock aslında elric'in öyküsünü başladığı gibi bitirmiştir. ancak okur talepleri doğrultusunda hikayeleri devam ettirmek durumunda kalmıştır.bu yüzden de zaman atlamaları ve farklı zamanlarda geçen bir külliyatla karşı karşıya kalacaksınız. ben elric'le 6.45 yayıncılığın 1999 yılında basımını yaptığı elric destanı 1. kitap (melnibone'lu elric) ile tanışmıştım. arkası da çorap söküğü gibi geldi. bildiğim kadarı ile bu serinin artık basımı yok. sonrasında basımı başladı ise takip etmediğim içim o konuda herhangi bir bilgim yok. ama okumak isteyen arkadaşlarımın türkçe çevirileri bulamadığını ve yabancı yayınlara yönelmek durumunda kaldıklarını söyleyebilirim. sonrasında ithaki'nin bastığı bir seri var ancak halen çevrilmemiş iki cilt kalmış diye biliyorum. * tabi orjinalinden elric'in hikayelerini okumak büyük bir keyif lakin 6.45 çevirisi fena değildir. onun haricindekilerde orjinallere meyledebilirsiniz. kurgu eserleri seviyorsanız ve henüz elric ile tanışmamışsanız muhakkak okumalısınız derim. aksi durum yatırım tavsiyesi değildir yanına bile yaklaşmayın *
son olarak naçizane başlığın ''melnibone'lu elric'' olarak değişmesi sanki daha şık olur gibi geldi bana ama böyle de fena durmuyor *
devamını gör...
cübbeli berkecan hoca
(bkz: kalbimiz seninle)
devamını gör...
kafa açan kesitler kadınlar günü özel
ıçinde oldukça dogru ve anlamlı mesajlar yatan kesit .helal olsun ve ellerine sağlık diyorum.
devamını gör...
düğün yemeği
aydin ve muğla için konuşacak olursam dostlar menü klasiktir. keşkek, bol süzme yoğurtlu kizartma, etli nohut, pilav, salata, ve irmik helvası olur. bu bölgelere göre değişkenlik gösterse de genel yemekler bunlardır. ne kadar yağlı olursa olsunlar büyük bir mutlulukla yerim. zaten sabahları yemeģi yer akşam düğün zamanı evde pijamalarimla yatarım.
devamını gör...
the umbrella academy
netflix'in çizgi romandan uyarlama olan, (şimdilik) iki sezon olan bilimkurgu dizisidir. dizide kullanılan müzikler gayet hoştur, özellikle ikinci sezonda geçenler. beğendiğim dizilerden biridir, lakin beklentiyi çok da yüksek tutmamak daha uygundur. oyuncuları arasında game of thrones dizisinde de rol almış olan (bkz: tom hopper) ve geçtiğimiz ayda ''nereye kadar saklayayım?'' diyerek ismini değiştiren eski ellen, yeni (bkz: elliot page) gibi tanıdık isimler de vardır.
devamını gör...