yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri
32. küçükken 32 yaşındaki adamlara amca diyorduk. amcalığı bırak abilik halim yok. yaşımdan küçük gösteriyorum biraz belki. ama hayata dair düşüncelerim ya da çıkarımlarım olması gerekenden daha fazla. tanımlamayı seviyorum olayları. insanlar değişmiyor, sadece yaş alıyor.
yaşın saygı duyulacak bir şey olduğunu sandım bir de yıllarca. bu yaşımda o kadar da büyük bir şey olmadığını anladım 50 yaşındaki benden çocuk adamları görünce.
yaşın saygı duyulacak bir şey olduğunu sandım bir de yıllarca. bu yaşımda o kadar da büyük bir şey olmadığını anladım 50 yaşındaki benden çocuk adamları görünce.
devamını gör...
hrant dink
bugün katledilişinin yıldönümü olan gazeteci. türk nefretinin ermeni halkına zarar verdiğini söylemişti. ancak onu vuran çocuk bunu vatan için yaptığını söylüyor, vatandaşın güvenliğinden sorumlu polisler eline bayrak tutuşturup fotoğraf çekiniyor, takdir edip sırtını sıvazlıyor. onlar tüm bunları yaparken erivan'da, türklerden nefret eden bir ırkçı kendi haklılığının ortaya çıktığını savunuyor. avrupalılar yine ve yeniden ermeni katliamı diyor, diaspora ermenileri türklere karşı propaganda için kullanabilecekleri bir argüman buldukları için gizlice mutlu oluyor, dünyanın geri kalanı barbar türkler diyor. tüm bunlar olurken onu vuran çocuk hala bunu vatan için yaptığını sanıyor.
devamını gör...
erdoğan'ın bu ülkede gençlere her şey veriliyor demesi
go girl give us nothing
ne veriyorlarmış acaba bize, çıkarsınlar göstersinler.
ne veriyorlarmış acaba bize, çıkarsınlar göstersinler.
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
hainyenicherry.
devamını gör...
başkası adına mutlu olmak
sevdiğin insanların sevincini paylaşmaktır.
devamını gör...
sıcak banyo
yaz günlerinde asla tercih etmediğim, soğuk günlerin vazgeçilmezi olan banyodur. inanılmaz rahatlatır, huzur verir. beraberinde uykuyu da getirir. çıktıktan sonra kalın kalın giyinip şööyle yatağınıza uzanırsanız ohhh misss.
devamını gör...
kadın düşmanı başlıklara izin vermeyeceğiz
sözlükte feminist olmasını istemiyorum diyen arkadaş eşitliği de istemeyen arkadaştır.
yani "biz*erkekler, kadınları yedikleri, içtikleri üzerinden eleştirelim ve onlar sessiz olsunlar hatta küçük görünenler bizlermişiz gibi erkek haklarını savunmak için başlık açalım." diyen arkadaşlardır. feminizmi bilmeyen arkadaşlardır.
"feminizm; tanım olarak, erkeklerin ve kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda eşit fırsatlar ve haklara sahip olmaları gerektiği inancıdır."
~ emma watson
e-ş-i-t-l-i-k. eşitlik.
yani "biz*erkekler, kadınları yedikleri, içtikleri üzerinden eleştirelim ve onlar sessiz olsunlar hatta küçük görünenler bizlermişiz gibi erkek haklarını savunmak için başlık açalım." diyen arkadaşlardır. feminizmi bilmeyen arkadaşlardır.
"feminizm; tanım olarak, erkeklerin ve kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda eşit fırsatlar ve haklara sahip olmaları gerektiği inancıdır."
~ emma watson
e-ş-i-t-l-i-k. eşitlik.
devamını gör...
andrey voznesenski
hakkında pek çok şey bilip pek az şey anlattığım 1933 doğumlu rus şair. sanıyorum ki voznesenski'nin sunduğu sanat, hayatından ve karakterinden bağımsızdır aslında. şiirin kendisi onun ruhundan bir parça gibi dağılıp kelimelere karışmıştır. şiirlerinde bir parça ruhu vardır ama artık şiirleri ondan bağımsızdır. yanlış anlaşılmasın elbette bu dediğim, şairi kim ise şiiri de ondan ibarettir sadece voznesenski şiirlerini öyle ustaca yazmıştır ki, şiirleri ondan bağımsız olduğunda bile bir anlam içerir. şiir mayakovski'de başlar ve voznesenski'de noktalanır . genç yaşında dahi muhalif bir tavır sergilemiştir ve defalarca sansüre uğramıştır voznesenski. eserlerinde, büyük bir hayranlık duyduğu ve bir süre çıraklık yaptığı pasternak'ın izleri görülür fakat dili kullanışı mayakovski izleri taşır. aslında mimarlık okumuş fakat resime ilgi duyduğu gençlik dönemi haricinde daima yazmaya ilgisi olmuştur.
(bkz: akhillesogo serdtse)
(bkz: antimiri)
(bkz: soblazn)
(bkz: vıpusti ptitsu)
--- alıntı ---
şeytan öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana
ne acı bu denli geç rastlamak sana
ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda.
--- alıntı ---
(bkz: akhillesogo serdtse)
(bkz: antimiri)
(bkz: soblazn)
(bkz: vıpusti ptitsu)
--- alıntı ---
şeytan öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana
ne acı bu denli geç rastlamak sana
ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda.
--- alıntı ---
devamını gör...
asla derdi bitmeyen arkadaş
''dert ayak gibidir herkes en büyüğünü kendinde sanır'' denmesi gereken arkadaştır.
devamını gör...
yakışıklılık vs karizma
aslında olay ne tam yakışıklılık ne de tam karizma. aslında iş biraz fırlama olmaktan ve biraz anlayıştan geçer. hiçbir kadın yanında sünepe bir erkek gezdirmek istemez. yani düşünün çok yakışıklı ama aynı şeyi anlaması için 4 kez söylemen gereken sünepe biri, bir anlamı varmı peki? aynısı biz erkekler içinde geçerli yani hiç değilse bir kısmımız için. yanımızda güzel bir kadın olsun isteriz ama aptal olsun istemeyiz. çok güzel olmayabilir çok yakışıklı olmayabilir çok karizmatikte olmayabilir bir insan. ama seni anlayabiliyorsa, derdinle içten bir şekilde dertlenebiliyorsa ve birazda yanına yakışıyorsa en güzeli odur aslında.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını ağlatan filmler
five feet apart. her seferinde ağlarımm.
devamını gör...
sadece güzel kadınları işe alan patron
mankenlik ajansı olduğu içindir.
devamını gör...
bir kadının en güzel yanı doğurabilmesi
en güzel yanımız doğurgan olmamız mı gerçekten? alemsiniz.
devamını gör...
güdük necmi
rıfat ılgaz’ın hababam sınıfı kitabında sınıfın haylaz çocuğu olarak kurguladığı karakterdir.
hababam sınıfı filmlerinde saygı değer sanatçımız halit akçatepe’nin canlandırdığı film karakteri.
hababam sınıfı filmlerinde saygı değer sanatçımız halit akçatepe’nin canlandırdığı film karakteri.
devamını gör...
rintintin
devamını gör...
kitaplar yakılıyor
bertolt brecht tarafından kaleme alınmış, arkasında gerçek bir hikaye yatan şiir. tarih 1933 yılını gösterdiğinde almanya'da "bozguncu" adı altında pek çok şair ve yazarın eserleri bir bir yasaklanıyor ve toplatılıp meydanlarda yakılıyordu. fahrenheit 451 kitabından fırlamış gibi dehşet verici ve distopik bu ortamda alman yazar oskar maria graf oldukça trajik bir durumun ortasında buldu kendini. kitapları yakılmak ve yasaklanmak şöyle dursun beyaz listeye eklenmiş ve okunması gerekliliğine karar verilmişti dönemin hükümeti tarafından. o dönemler ülkesinde bulunmayan graf hükümete bir mektup yazdı. aşağı yukarı şöyle diyordu mektupta graf: " ben kitaplarımda her zaman doğruları söyledim, beni de yakılacaklar listesine alın. kitaplarımı yakın çünkü ben sizden değilim. ben yalanlar anlatmıyor, doğruları söylüyorum!"
brecht bu olay üzerine die bücherverbrennung yani kitaplar yakılıyor şiirini yazmaya karar veriyor. die gedichte von bertolt brecht in einem band isimli şiir derlemesinin 694. sayfasında yer alan şiir mehmed kemal'in acılı kuşak kitabının 142.sayfasında karşımıza çıkıyor ve orada şiir kitap yakılıyor ismi ile okuyucuya sunuluyor.
buyurunca hitler hazretleri
zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını
halkın önünde, alanlarda,
öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı.
gözden düşmüş şairlerden biri,
hem de en iyilerinden biri,
şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine,
gitti aklı başından:
unutulmuştu kendi adı.
hemen seğirtti çalışma odasına,
sanki öfkesinden kanatlanmıştı.
o saat bir mektup karaladı zorbalara:
'benimkileri de yakın! ' dedi. 'benimkileri de!
yapamazsınız bana bu kötülüğü,
kenarda bırakamazsınız beni!
ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda?
neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi?
yakın benimkileride! '
brecht bu olay üzerine die bücherverbrennung yani kitaplar yakılıyor şiirini yazmaya karar veriyor. die gedichte von bertolt brecht in einem band isimli şiir derlemesinin 694. sayfasında yer alan şiir mehmed kemal'in acılı kuşak kitabının 142.sayfasında karşımıza çıkıyor ve orada şiir kitap yakılıyor ismi ile okuyucuya sunuluyor.
buyurunca hitler hazretleri
zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını
halkın önünde, alanlarda,
öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı.
gözden düşmüş şairlerden biri,
hem de en iyilerinden biri,
şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine,
gitti aklı başından:
unutulmuştu kendi adı.
hemen seğirtti çalışma odasına,
sanki öfkesinden kanatlanmıştı.
o saat bir mektup karaladı zorbalara:
'benimkileri de yakın! ' dedi. 'benimkileri de!
yapamazsınız bana bu kötülüğü,
kenarda bırakamazsınız beni!
ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda?
neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi?
yakın benimkileride! '
devamını gör...
pazar günü
benim için kasvet=pazar günü. hiçbir şey yapamadığım, yapsam da verim alamadığım bir gündür.
devamını gör...
kanın seksi daha da zevkli kılması durumu
kafa sözlükteki bram stroker esintisi.
devamını gör...