kadir a nın oğlan edilerek toplumsal düzenin yeniden tesis edilmesi gereken olay.
devamını gör...

genellikle sanayide kullanılan bir tür petrol ailesinden olan bir maddedir. sanayide pas giderici olarak kullanılır. ayrıca japon sobalarında yakıt olarak kullanılır. kerosen halk dilinde gazyağı diye geçen maddenin daha gelişmiş ve içerik olarak süzülmüş maddedir.

petrol ürünleri içinde yer alan benzin, gazyağı, motorin gibi yakıtların içinde bulunan parafin özellikle dizel araçlarda düşük sıcaklıklarda sıvı akışkanlığını donduracak kadar sıvılık özelliğini kaybeder.. bu açıdan uçak motorlarında dizel yakıt kullanılamaz. parafin dizel yakıta göre az oranda da olsa benzin içinde de bulunur. bu açıdan çok düşük sıcaklıklarda sıvının akışkanlığını kaybetmemesi için kerosen kullanılır. yanıcılığının yanında düşük sıcaklıklarda sıvılık özelliğini kaybetmediği için %20 oranında hava taşıtlarının içine karıştırılır. yanma açısından çok ince olan kerosen saf halde kullanıldığında aşırı sıcaklık ile motorun yanmasına ya da pistonların yatak sarmasına sebebiyet verir. yapısı itibarı ile benzinden daha kalın olan bu yakıt yanıcılığı benzinden daha fazla olduğu için benzindeki oktanı yükseltmek içinde kullanılır.
devamını gör...

eleştirel düşünme yeteneğini geliştirmek çok yönlü bir iştir, süreçtir. bilgiye ihtiyaç duyar, metodik akıl yürütme disiplini ister, serinkanlılık bekler, pratik etmeyi gerektirir. açalım ve nasıl olduğunu anlamak üzere ilk adım olarak, tam da bu cümleyi (başlığı) ele alalım. yani başlığa eleştirel düşünme çerçevesinde bakıp kendini, kendi nesnesi yapalım.

başlık veya konu görüldüğü üzere bazı kelime ve kavramlardan oluşuyor. hızlıca bir tanım (kanaat) geliştirmeden önce, dikkatli bir biçimde bu kelime, terim veya kelimeler nelerdir diye bakılabilir. kelimelerimiz eleştiri, düşünme, yetenek olarak karşımıza çıkmış. kelimelerin, kavramların veya terimlerin kökenleri, karşıt anlamları, yabancı dillerdeki karşılıkları iyi bir başlama noktasıdır çoğu zaman. söz gelimi eleştiri kelimesi, türkçede elden geçirme, eleme anlamlarından yol alıyor. etimolojik kökenleri böyle veriliyor. yabancı karşlığı olan "kritik" kelimesi yunanca "kritikos" kelimesinden batılı dillere yayılmış ve anlamı değerlendirme, ayırt etme olarak söylenmiş. eski dilde tenkit. henüz başlığın bilgisine ulaşamasak da bu araçlarla bir kanaate varmaya başlamış durumdayız. biraz daha ilerleyelim ve ikinci kelimeye de bakalım. düşünmek kelimesine sözlükler, yargıya varmak üzere incelemek, karşılaştırmak ve bağlantı kurmak üzere zihinsel faaliyet üretmek karşılığını veriyor. birleştirirsek konu yavaş yavaş şekillenmeye başladı herhalde. işte bu şekilde "eleştirel düşünme"ye başlamak için iyi bir başlangıç noktası oluşturduk. yani bize gelen yargı, bilgi veya bir düşünce için ilk adım kullanılan kavramların özüne vâkıf olmayı hedeflemektir. bu ilk adım elbette. kelimelerin ya da kavramların çıkış noktası, anlamları, kökenleri [etimolojik bilgi] iyi bir başlangıç noktasıdır ancak yeterli değildir. çünkü kelimeler, kavramlar her zaman çıktığı yerde durmaz. dil ve anlam yaşayan bir şeydir çünkü. öyle kavramlar vardır ki, ilk çıkışından çokça uzaklaşmış hatta tam tersi olabilecek bir anlama bile varmıştır. demek ki çıkışının sonrasındaki tarihçesi de bu bakımdan önemlidir.

diğer yandan bilgi ister eleştirel düşünme. doğru bilgi. doğru bilgiye ulaşmak, özellikle de günümüz dezenformasyon dünyasında ve post truth denen çağda özel bir istek, çaba ve emek ister. çünkü bilginin bize ulaşma kaynakları oldukça kirlidir, manipülatiftir. bu nedenle bilginin kendisine, bu bilginin edinilme yol ve süreçlerine karşı dikkatli olunmalıdır. bu bakımdan "şüphe" önemli bir itkidir. apaçık veya bir analitik yargı ile karşı karşıya değilsek eldeki bilginin doğru olup olmadığı konusunda önce şüphe duyulmalıdır. negasyon bu noktada önemli bir araçtır mesela. yani "bu bilginin tam tersi doğru olabilir mi?" sorusunu sormuşsanız eleştirel düşünce adına bir adım daha atmışsınızdır. bu durumda yapılacak şey, önümüze gelmiş olanın tersinin de doğru olabileceğine dair şüphenin belirleyiciliğinde araştırmak, soruşturmak, detaylarına, kaynaklarına bakmaktır. bu noktada yetmez ama "kitap okumak" ya da metin okumak önemli araçlardan biridir elbette. okumayı da çeşitlendirerek tabii. güvenilir kaynak bulmak ciddi bir sorundur çünkü. tek kaynak veya tek görüş, ideoloji veya kuram üzerinden gidilmez.

akıl yürütmeye dair farkındalık ister eleştirel düşünme. çünkü bilgi, önermeler ve çıkarımlar setidir bir bakıma. bu nedenle akıl yürütmeye dair yanlışlar yani mantık hataları diğer bir deyişle safsatalar konusunda bir miktar bilgi sahibi olmak ve kendi akıl yürütmelerimizde uygulamaya başlamak şarttır. kendi kendimizi bir safsata içinde olduğumuz durumda yakaladığımız an bisiklet sürmeyi öğrenmişiz demektir, bir daha unutmayız.

serinkanlılık ister eleştirel düşünme. açık fikirli olmayı bekler. hemen verilen duygusal tepkileri sevmez. hızlı kararları istemez. yerleşik düşünceyi bir kenara koymak konusunda bir irade arzular. üstelik belki de tüm süreç sonunda yine yerleşik düşüncemize dönecek olsak bile bunu bekler. "önce elindekini usulca yere bırak" der yani. sonra belki yine alırız.

bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce herakleitos "ana baba sözünden çıkmayan benim yanıma gelmesin" derken ve ardından sokrates "sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez" diye eklerken, işte kabaca bu yukarıdaki konulardan bahsetmektedirler. "ana-baba sözü" verili yaşam kalıplarıdır, içine doğduğumuz dünyada bizi karşılayan hazır bilgilerdir, geleneklerdir, inançlardır, kanaatlerdir. boyalı medyadan gelen, sağdan soldan duyulan, kulaktan dolma bilgilerdir. bunlarla hesaplaşmadan, tekrar edelim üstelik süreç sonunda aynısına varacak olsanız dahi (çoğu zaman varılmaz) eleştirel düşünce veya eleştirel düşünme yeteneğinin gelişiminden söz etmenin olanağı yoktur.

zordur. meşakkatli, can yakıcı, acıtıcıdır. yalnızlaştırır. çünkü bunu başarmaya başladığınız an, o andan öncesinin kocaman yalanlarla dolu olduğunu dolaysız biçimde yüzünüze çarpar. o kadar yıl belki de heba olmuştur yani. son olarak "eleştirel düşünce"lerinizi deklare etmeye başladığınızda da epeyce hırpalanırsınız. bireyin kendisine etkisi kadar sosyal yönü de ağırdır. bu uğurda ölenlerin, öldürülenlerin sayısı özellikle ülkemizde yakıcı biçimde çoktur bilindiği üzere.
devamını gör...

bir sekse bakar.

olabilmekse zor.
olmak kolay.
devamını gör...

yazamıyorum normali görünce yazamıyorum. alışamadım. kafa'ya alışmışım. her yerde 'normal'.

normal değilim ben.
devamını gör...

millet aç aç !!! sizin derdiniz dertmi dir ? benim derdim yanında.
içmeyi verin , kahve için..
devamını gör...

tütün gibi narkotik bitkilerin çiçekleri, bir çay kaşığından fazla yenildiği zaman insanın başını döndüren bir bal verirler. halk arasında bunlar deli bal ismiyle tabir edilir.
devamını gör...

her yerde güzel burunlar var işte, ne güzel.
devamını gör...

kültür denen olgunun ne kadar kuvvetli bir bağ olduğunu göstermesi açısından muazzam örneklerdir.

ilk olarak tahtaya vurmak eylemi geliyor benim aklıma. buna göre eski türkler ağaçların da ruh taşıdığına inanırdı ve herhangi kötü bir durum karşısında ağaçtaki iyi ruhu uyandırıp kendilerine yardım etmeleri için ağaca vururlarmış.

bir diğer ilgimi çeken , eşiğe oturmama ve kapı eşiğinin her sabah temizlenmesi örneği. her ne kadar artık pek görülen bir durum olmasa da yakın tarihe kadar, özellikle anadolu köylerinde, varlığını sürdürmüştür bir gelenektir bu. zira inanışa göre tanrıça umay her sabah gelir ve eşiğe oturarak hanedeki çocukları ve kadınları korurdu.
devamını gör...

reflüm tuttu yine gece gece. midem ağzıma kadar gelmiş.
bundan daha aci ve gerçek ne olabilir ki.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

güzel ülkemde kapalı oyuncu yok ya da olmaması gerekiyor. çünkü kapalı olmak oyuncu olmak gibi kadının vücudu ile para kazanacağı mesleği yapmasınin mantığına terstir. hem insanların ilgisini çekmemek, arzu nesnesi olmamak için kapanıp hem de oyuncu olmak saçma olur. bu yazdıklarım kapalı olmayan insanları kötülemek ya da onların arzu nesnesi olmasi anlamına gelmiyor. aynı durum bir ses yarışmasina katılan ismini hatırlamadığım şarkıcı için de geçerlidir.arap kültürüne yakınlaşan iktidar ideolojisi, modernizmin ve kapitalizmin karanlık sularına kapilan dindar ve ya muhafazakar kesim ne yazık ki (ister tesettur deyin ister türban ister kapalılık) nefsini ıslah etmek ve kendisini na mahremden sakınma konusunda giderek savrulmakta sınıfta kalmaktadır. tv de reklam ya da dizilerde yer alan kapalı genç kadınlara bakınca şal eşarbını sımsıkı bağlamış, dar pantolonunu ve kısa giysisini giyip makyajı ile göz dolduran kadindir. buna en bariz örneklerden birisi geçtiğimiz aylarda yayımlanan koton reklamidir. herkesin hayatına hiç kimse karisamaz ideolojisi ile kapalı kadın imajı da kapalı kadın algısı da hızla değişmektedir. günümüzde kapalı kadın rollerinin yer alacağı ya da aldigi dizi ve filmler de gerçek kapalı kadının sorunlarini anlatmayacak, topluma "bakın biz her kesimi kucaklıyoruz." mesaji verirken diğer yandan kapalı kadının toplumda zaten giderek kaybolan değerini iyice sıradan hale getirecektir.
devamını gör...

balığa çağırılan arkadaşa ton balığı çıkarmak gibidir.
devamını gör...

düğüne yemekli olduğu için gidiyorum, bilmem anlatabildim mi? *

pide ve ayran... bana hatırlattığı şey;
"kuryeci kız yüzünden gıdaklamaya başlayacaksın, bugün kavurmalı pide ye, üzeri kaşarlı olandan..."

edit: bugün de tavuk söyleyecek iki gözümün çiçeği. ey kuryeci kız, nelere kadirsin?!
devamını gör...

kişiyi kısır bir döngüye sokan durumdur. kaşıdıkça kaşıntı ivmeli bir şekilde daha da artar, bir yandan zevk verirken bir yandan da insanı deli eder. bilimsel olarak tam olarak aydınlatılmamış olsa da söylenmiş bir şeyler var. bunun evrimsel açıklaması olarak atalarımızın en büyük ve çevresel dış etkileşimlere en müsait organımız olan deriden genel olarak yabancı antijenleri uzaklaştırmak amacıyla genlere işlendiği söyleniyor. büyük birader beyin diyor ki uzaklaştır şu antijenleri de karşılığında ben de seni zevkten mest edeyim. seni hınzır senii.

kaşıdıkça kaşıntının ivmeli bir şekilde artmasının sebebi serotonin ile ilişkilendiriliyor. şöyle ki kaşımanın amacı acı yaratmaktır; kaşınan yere ufak bir darbe ile vurulduğunda bile zevk alırız çünkü spesifik bir noktadan beyne kaşıntı sinyalleri yerine acı sinyalleri gönderilir ve beyin de ağrıyı kesmek için serotonin salgılatır. serotonin ve bazı kimyasallar kaşıntıyı düzenleyen sinir hücrelerini aktif ettiğinden dolayı kaşıntıyı tetikler. fareler üzerinde yapılan deneylerde serotonin salgılanmasının engellenmesi halinde kronik kaşıntının da kesildiği görülmüş. serotoninin önemi göz önüne alındığında kaşıntı tedavisinde serotonin salgısının engellenmesi sağlıklı değildir. mantıklı ve sağlıklı olan, kaşıntıya sebebiyet veren asıl ajanın ortadan kaldırılmasıdır.

kaynak1, kaynak2, kaynak3, kaynak4
devamını gör...

erdoğan hakkında da bir çok karikatürü bulunsa da, sözlüğü kapattırmayalım şimdi durduk yere.
onun yerine kenan evren var, o da olumlu*

12 eylül-kenan evren çizimi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cnn eleştirisi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kadınların kendilerini cinsel meta olarak görmelerinden kaynaklanır. tabi erkeklerinde bundan büyük payı vardır, seks yapmayı abartı bir durum haline getirmeleri kadınların seksi bir ödül amacı kazandırmalarını sağlamıştır.
devamını gör...

hayır diyebilmeyi başarıp içine sinmeyen hiçbir şeyi yapmamak.
devamını gör...

"unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun.

- behzat ç.
devamını gör...

stefan zweig'in bir çırpıda bitirdiğim kurgu kitaplarından. yayın evini pek bilmesem de çevirisini akıcı buldum. kitabin üslubu ve akıcılığı zaten zweig' in diğer kitaplarındaki gibi gayet akıcı ve etkileyici. yeri gelsin betimlemeler yeri gelsin romandaki olaylar zaten çok etkiliyor. içeriğe gelirsem aslında temelde naif bir adamın içindeki duygu değişimlerini aktarıyor. hisleri çok kuvvetliyken çevresinde olup bitenler yüzünden hissizleştiğini okuyoruz. gayet hoş bir konusu ve her şeyden bıkmışken belki bir yolculukta okunabilecek güzel bir kitap.
kendi yorumumu gelirsem içerik hakkında:

bence baştan beri kızdığı kişi ne eşi ne kızı ne de o üç beyefendiydi. aslında hep kendine kızıyordu çelimsiz, pısırık oluşu istediklerini söyleyememesi bir çeşit anksiyete geçirmesi bence bundan kaynaklıydı. kitapta anksiyete geçmiyor ama anlattığı şey tamda buydu.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim