kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


"akbaba ikilisi, küçük yaşlarda almanya’ya frankfurt’a göç etmiş kardeşler malatya’lı hamza ve müslüm akbaba tarafından oluşmaktadır. almanya’daki düğün, sünnet gibi kutlamalarda sahne alan sanatçılar dönemin modern enstrümanları olan davul synthesizer, moogyanında bağlama, elektro saz gibi enstrümanlarla arabeskten halk müziğine geniş bir seçki sunmaktadırlar. arif sağ gibi bir çok önemli isimle çalışan akbabalar derdiyoklar ile başlayan gurbetçi geleneğinin genç temsilcilerindendir. akbaba ikilisinin uzelli’den yayınlanmış iki albümü bulunmaktadır."


darıldım
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

25 kasım 2020 diego armando maradona'nın ölüm yıldönümü.
seni anlatmaya kelimeler yetmez amigo. seni sevenler olarak her zaman kalbimizdesin.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
küstah ingilizlere attığı, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel golü. ad10s...
devamını gör...

“özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa
güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın

ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir

çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir.”

turgut uyar’ın aşk dolu, okudukça anlamlar yükleyeceğiniz şiiri.
devamını gör...

önceden "iki film bir arada" diye sinemalarda gösterim olurdu. bir tane esas film bir tane de esas filmden önce gösterilen düşük bütçeli film. işte o düşük bütçeli film b sınıfı film olarak adlandırılır.

1929 yılında abd'de büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz çıkınca bundan sinema salonlarıda etkilenir, çoğu sinema salonu kapanır. ayakta kalanlar da işlerini devam ettirmek için ufak tefek hediyeler vermeye, çekiliş yapmaya başlarlar ama bu da belli bir yere kadar onları idare eder. daha sonra tek bilet fiyatına iki film gösterelim fikri ortaya atılır ve bu seyircinin ilgisini çeker.

ama bu seferde yapım şirketleri o ikinci filmi çekeceğiz diye çok zorlanırlar ve masrafları bir anda ikiye katlanır. düşük bütçeli filmler bu noktada devreye girer. yapım şirketleri ekstradan yapım masrafları ödemek yerine, esas filmlerin çekildiği stüdyolarda film ekibini maksimum kapasitede kullanarak tek maliyetle iki film çekmeye başlarlar.

ancak 2. dünya savaşından sonra amerikan yüksek mahkemesi bir karar alır ve film dağıtımı ve sinema salonlarının artık film stüdyolarına ait olamayacağı kararını verir. bundan sonra büyük stüdyolar artık b sınıfı film sektöründen çekilirler ve artık b sınıfı film terimi yalnızca düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılmaya başlanır.

bu filmler ünlü yönetmen quentin tarantino'ya filmlerinde hep ilham kaynağı olmuştur. yakın zamanda yazdığım iki örnek b sınıfı film aşağıdadır:
#290923
#261701
devamını gör...

türkiye gibi ülkelerin bu dünya'da tutunabilmesi için tek yol vardır,
o da, kendi içinde tüm sorunlarını aşmış veya en aza indirmiş, birlik beraberlik içinde el ele vererek, kendi öz kaynakları doğrultusunda üretime yönelmiş, kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmak.

çok mu zor bu, elbette değil,
bunun olması için herşey var bu ülkede, tek olmayan, gerçekten halkı yönetecek değil, halka liderlik, öncülük yapacak bir güç, bir yönetim anlayışı.

bunun olmadığı, her açıdan dışa bağımlılığın sürdüğü bir yapıda, başımızın o veya bu sebeple ağrımasının önüne geçmek mümkün olmayacaktır.
devamını gör...

müziğin evrensel olduğunu kanıtlayan yurdum insanıdır. elçilik görevini başarıyla yerine getirmiştir.
devamını gör...

karşıdakini ikna etmezsek öleceğiz motivasyonuyla tartışmaya başladıkları için oluşmayan kültür.

tartışma kültüründen çok daha elzem ve oluşmasını destekleyecek, öğrenmemiz gereken şeyler var:
(bkz: dinlemek)
asla kimse birbirini dinlemiyor ki mantıklı argümanlar sunabilsin, tartışma ortamı yaratılabilsin. yalnızca aklından geçenleri aktarma, kabul ettirme derdinde olunca tartışma değil dayatma oluyor daha çok.
devamını gör...

"röportaj yaptığım iki kadın ise evlilikleri boyunca dövülmüş ve işkence görmüştü. biri yıllarca kocası tarafından başka erkeklere pazarlanmıştı. yine de mutluydu ama. niye mi dersiniz? “kendimi burada özgür ve emniyette hissediyorum” demişti 24 yıl ceza alan kadın. dövülmüyor, satılmıyor diye minnettardı cezaevine."

erkek öldürünce 10 yıl (ben demiyorum, röportajı okuyun), kadın öldürünce 24 yıl.

sorarlarsa türkiye'de adalet var ve herkese eşit işliyor dersiniz...

sadece kadın ve çocuk cinayetleri için söylemiyorum; herhangi birini kasten öldürmenin cezası gerçekten müebbet hapis olsa, cinayet oranları dibe vurur. bir de nefsi müdafaa hakkını gerçek anlamda verirseniz insanlara, kimse kimseyi satmaya ya da öldüresiye dövmeye cesaret bile edemez.

isteseler, önlerler. istemiyorlar, biliyoruz!

vicdansızlar yüzünden zorunlu ekleme: kansızlar hemen başlık altına doluşmuşlar "abartın, sektirin gidin" gibi söylemlerle; sizin gelmişinizi geçmişinizi, soyunuzu sopunuzu duvardan duvara vurmak lazım! dua edin de benim kafa yapımdaki biri bu ülkede gücü ele geçirmesin, ölüp de cehennemin dibine gitmeyi cennete girmek sayarsınız! aşağılık yaratıklar sizi!
devamını gör...

öğrenciyim, orada içeceğim bir kahvenin parasıyla bir öğün yemek yiyorum. napayim fakirim.
devamını gör...

günaydın sözlük..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

doğma büyüme istanbul'luyum. her gün dışarı çıktığımda kendime acıyorum, zavallı gibi bu şehirde yaşadığım aklıma geliyor. bir an önce terk etmek istiyorum bu keşmekeşi. yaşanacak bir yer değil yeminle.
devamını gör...

kimin kime gücü yetiyorsa ondan hesap soruyor, ama bu dayıyı hafife almışlar.
devamını gör...

organ bağışı, tedaviye rağmen fonksiyonlarını yerine getiremeyen bir organın bertaraf edilerek, transplantasyon yöntemiyle donörden alıcıya nakledilmesidir. 18 yaşından büyük bireylerin özgür iradesiyle ya da öldükten sonra ailesinin onayıyla yapılan hayat kurtarma girişimidir. kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer, ince bağırsak gibi organlar ve kalp kapağı, kemik, tendon, yüz, el, kol, bacak, uterus gibi organların nakilleri yapılabilmektedir. organ bağışı oldukça önemli bir meseledir. birçok insan organ için sırada bekliyor, bazen sırası geliyor ama organ uyum göstermiyor. bu insanlar yaşamaya devam ediyor ama makinelere bağımlı olarak, hayat kaliteleri çok düşük. beyin ölümü gerçekleşen bir insanın sağlıklı birçok organı bağışlanarak birçok insana umut olunabilir. bu konuda toplum olarak bilincimizi artırmamız ve böylesine hassas bir konunun üzerine daha fazla eğilmeliyiz diye düşünüyorum. organ bağışı bekleyen hastalar ve hasta yakınları için gerçekten çok zor bir süreç. organ bağış kartı'na sahip olmak ise çok kolay. tabii bu karta sahip olsanız bile öldükten sonra yine de aileden onay alınıyor. bunun için de ailelerde farkındalık oluşturmalı.
devamını gör...

gülüşüm gülüşlerinde
ellerin ellerimde
gözlerim gözlerine kenetli
ahh kalbim, sensin.
sarılıyorum, öpüyorum, seviyorum doyamıyorum. seni bensiz, beni de sensiz bıraksın mevla'm. gözlerinin kahvesi, gözlerimin yeşiliyle birleşince içimdeki orman canlandı. kelebek, kuş, karınca mesut. sevdiğim, sevdiceğim, canım benim, biricik sevgilim.
devamını gör...

52 yaşındayım herkese selam
devamını gör...

başlık güzellik hariç kadınları aşık ettirebilecek şeyler olsaydı yazılacak tonla argüman olurdu. lakin söz konusu dürtülerine yenik düşen erkekler olunca maalesef güzellik hariç her şey faso fiso.
bir de farklı gözükmek adına "ben zekaya bakarım" diyen bir kesim var ama* bakmayın! şaka o şaka yoksa duramazsın.
uzun lafın kısası çok da aforizma kasmadan 'yoktur' diyerek sonlandıralım.
devamını gör...

çok tatlı insanların bir araya geldiği ve müthiş olacağı konusunda da emin olduğum yayındır. başarılar dilerim efendim.*
devamını gör...

hayatın ne kadar sahte ve bir o kadar plastik olduğu gerçeğini kulağımıza fısıldayan buruk, hüzünlü ve bir o kadar güzel, sevilesi radiohead şaheseri.

sözleri

her green plastic watering-can
for her fake chinese rubber plants
in fake plastic world,
that she brought from a rubber man
from a town full of rubber plants
to get rid of itself.

and it wears her out

she lives with a broken man,
with cracked polystyrene man
who just crumbles and burns.
she used to do surgery
for the girls of the eighties,
but gravity always wins.

and it wears him out.

she looks like a real thing,
she tastes like a real thing,
my fake plastic love.
but i can't help the feeling,
i could blow through the ceiling
if i just turn and run.

and it wears me out.

if i could be who you wanted...
if i could be who you wanted...
all the time...
all the time...
devamını gör...

nefret etmekle de geçmez. aşık olduğunuz kişiden buz gibi soğumanız lazım. aslında ne kadar itici, ele gelmez, iğrenç biri olması lazım gözünüze anca böyle soğursunuz. nefretle aşk kardeştir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim