tanım girebileceğiniz bkzlara tanım girin boş kalmasın. (bkz: seninki de dert mi)
devamını gör...

özellikle isminin telafuzu yabancılar için zor olanların, yazımda harf hecelemek istemeyenlerin kullandıkları yöntem.

mesela genelde ben "david" i kullanıyorum yurtdışında arkadaş arasında ve starbucks'larda.

başka sebeple takma isim kullanan var mı acaba? merak ettim.

bu arada ismim davut değil*
devamını gör...

ukdelere biraz bakındım da bazı yazarlar kendi nickaltlarını ukde olarak bırakmış. o başlığın altı bomboş duruyor. nickaltı dolu dolu olan yazarları görünce insanın içine bir burukluk gelebiliyor kendi nickaltında hiçbir şey olmayınca. bu arkadaşların nickaltına ilk ben yazayım bir şeyler dedim ama uyduruk/basit bir şey yazmak istemediğim için biraz entrylerine bakıp tahlil yapmam gerek ve şu an bunun için vaktim yok. belki şimdi en azındab bir tanesine yaparım. bilmiyorum. bu itirafı okuyan kişi, sen de bu harekete katılmaya ne dersin? hem kıyıda köşede kalmış ama kalemi güçlü olan yazarların fark edilnesini sağlamış olursun belki. bunun için başlık açmayı düşündüm şimdi. şu anda. ama açmayacağım. çünkü bununla ilgilenmeyecek birkaç kişi (o da belki) haricinde kimse.
devamını gör...

yoldaş tarafından, yazarlara örnek olsun diye atanmış yazar, hepimizin örnek alması gereken yazar, efendi, tanımları güzel ve yerinde, fanatik ama holigan olmayan , galatasaray li güzel insan , iyi ki aynı çatı altında yazıyoruz, var ol.
devamını gör...

ilk mesajı beklediğimi öğrendiğim başlık oldu. teşekkürler sözlük.
devamını gör...

beat kuşağı kaybedenlerinden büyük yazar jack kerouac’ın yeraltı sakinleri isimli kitabını yetmiş sekizinci sayfasındaki bir cümledir.

kitap kahramanlarından mardou ve jack kerouac’ın kendisi olan leo’nun yaşadığı aşkın içine karışan ve mardou tarafından yazılan mektupta geçen bir özür.

başladığım andan itibaren kitap beni çok etkilemişti zaten. ama yetmiş sekizinci sayfaya gelip italik yazılmış bu cümleyi gördüğümde çok heyecanlandım. müthiş bir cümle. zihnimde yankılanıp durdu. mutlu oldum kısa bir süre için. sonra ufak bir tedirginlik duydum.

sözcüklere bu kadar çok önem veren iki aşık olan mardou ve leo’unun arasındaki kararsız rüzgarlarla savrulan bu mektup cümlesi bir ayrılık sonrası gibiydi.

bağlaçlar için özür dileyen bir sevgili gitmeye karar vermişti. sıralama bağlaçları için de bir özürdü bu. art arda gelen “ve”ler ve “ile”lerle dolu her hayali kapsıyordu.

eşdeğerlik bağlaçları için de bir özür. bir türlü yapılamayan tercihler, arada kalınan, karar verilemeyen durumlar için içten bir pişmanlık.

karşıtlık bağlaçları için dökülen bir iki gözyaşı hatta. ama ile kesilen bütün yeminlerin derinde bıraktığı izler için bir özür.

tabii ki gerekçe bağlaçları için de bir tane daha. çünkü’lerin hiçbir şeyin nedeni olamadığı zamanlardan geçen iki sevgilinin arada kalmışlığının üzüntüsü.

sevgilinin mastar hataları için de bir özrü vardı kuşkusuz. çünkü kelimeler her daim katı kurallarla çerçevelenmeli ki anlamlarında en ufak bir eksiklik kalmasın. çünkü fiiller doğru çekilmediklerinde kast edilen anlamlara gelmezler.

ve söylenmeyenler, içte kalanlar, dert olanlar için de son bir özür. keşke söyleseydim dememek için kendini çok zorlayan sevgilinin kendini gerçekleştiren kehaneti.

sonra cümleyi tekrar okudum, sonra bu tanımı bu paragrafa kadar okudum bir kez daha ve tedirginliğim geçti gitti. ben, yapılan bütün hataları affedebilirim, söylenmeyenleri de anlarım. bilirim ki yaptığım bağlaç ve mastar hataları affedilir ve söylemediklerim anlaşılır.

gitmek çünkü…
devamını gör...

yıllardır hiç şaşmaz, ne zaman bir muhabbet bizi sarmasa, kimin yanında olursak olalım şöyle bir diyalog gerçekleşir:

-yagamiii, kızım ne olacak bu işler?
+iyi olur iyi.
-olur mu dersin?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ya tam bir ilgi delisi sapsik.
devamını gör...

başka bir platformda aylar önce yazdım.


siyasal islamın bu topraklar için koronavirüsten daha büyük tehlike olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiği yasaklar.


bunu yazdığımda hafta sonu alkol satışını yasaklamışlardı. şimdi gece hayatını bitirmeye çalışıyorlar.
devamını gör...

güzel gönüllü bir yazar.
allah gönlüne göre versin.
devamını gör...

mathilda: büyümem tamamlandı leon. artık yaşlanıyorum.

leon: bana göreyse tam tersi.yeterince yaşlıyım. olgunlaşmam için zaman gerek.
devamını gör...

şöyle bir şey olmuş.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yök başkanı yekta saraç'ın yüzyüze eğitim ile ilgili açıklamasıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yahya kemal beyatlı'nın bir dizesini 19 yıl beklettiği söylenen şiiri.



hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle,
gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
eski şiraz'ı hayal ettiren âhengiyle.

ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde;
gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
ve serin serviler altında kalan kabrinde
her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.
devamını gör...

nevrozda bireyin gerçeği değerlendirme yetisi (reality testing) bozulmaz ve hastalığını bilir; düşüncelerini korkularını saçma bulur.
psikozda ise gerçek ile gerçek dışı arasındaki fark ayırt edilemez duruma gelmiştir.
devamını gör...

- dün 3 saat yayın yaptın cenk kesmedi mi yorulmadın mı napıyosun?

canım sıkıldı biraz, az şekerliyim bugün. o halde neden azcık 80'ler rock çalmayayım deyip kendi playlistimle sözlük radyosunu ele geçirmeyi planladım.

18:00 gibi başlıyoruz. skid row'lar, bon jovi'ler, güller ve silahlar falan çalıcaz. mic açıp anons gireceğimi sanmıyorum. türü sevenler varsa gelsinler beraber dinleyelim. haydi görüşürüz.
devamını gör...

böyle bir şeyin gerçekten varlığına inanıyorum. gitgide ilerleyen bir akademik kariyere sahibim, çoğu konu hakkında saatlerce konuşup, tartışıp, bilgi alışverişi yapabilirim, sürekli kendimi geliştirebileceğim kitaplar okuyorum ama sevgilim geliyor şöyle gülümseyerek bir bakıyor bir sarılıyor, öpüyor... kafamın içindeki her şey yok oluyor bir anda 3 yaşına dönüyorum saçmalığa bakar mısınız
devamını gör...

umarım sabahları kalkmak için bir sebebin olur.
devamını gör...

neden hiçbir şey yok da bir şey var?

basitçe anlatacak olursak leibniz buna bir şeylerin varlığından söz edebiliyorsak "o şey" vardır diye cevap veriyor. "varlığından söz edil(e)meyen şeyler yoktur." yokluktan zaten söz edilemez.
tanrı monadı ve temel varlık felsefesi yaklaşımını bu bakış açısıyla açıklıyor.
uzun yıllar sonra yas süreci ve kabullenme aşamasında tekrar dönüp başka bir bakış açısıyla okumanın faydasını gördüm. belki birilerine bir faydası olur.
devamını gör...

geçen sene şubat ayında 125 kiloydum.
an itibariyla 85 kiloyum. yürüyüş ve 1 öğün beslenme alışkanlığı sayesinde sonuç aldım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim