iki şeyi birbiri üzerine getirmek.
bir kaç kişi ile uyuşmak.
çalışıp çabalamak.
hazırlanmak.
toprağın suyu emmesi anlamına da gelir.
son zamanlarda ergenlerin birbirlerine gönderdikleri "zoom'da çok iyi eviştiler" mesajlarından dolayı merak unsuru olmuş bir kelimedir.
devamını gör...

modern toplumlarda kısas vardır, sadece belirli ilkeler ve çizgiler ışığında farklı boyutlarda uygulanır. meşru müdafa hariç hangi sebeple olursa olsun insan öldürmenin bir çok ülkede karşılığı ölümdür, kalanlarda da hapistir. ve kişi çoğunlukla ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilir yaptığı fiilden dolayı. yani bu ne demektir? olağan hayatın akışında toplumun devinimine katılma hakkının elinden alınmasıdır, tecrit edilmesidir. emin olunuz bir çok insan ömür boyu bununla karşılaşmak yerine ölmeyi tercih eder.

hangi kıtaya bakarsanız bakın, ceza hukukunda kısas temeldir. birisine suç oluşturan fiili işlediğinde verilecek ceza ne olmalıdır? sorusunun cevapları ceza kanunu olarak karşımızda bulunmaktadır. benim diyen demokratik devlette dahi en iyi ihtimalle ''topluma korku ve dehşet salmamak'' açısından ölüm yerine bir noktaya tıkıp hayatının kalanını zindan etme söz konusudur özellikle cinayet durumlarında. yani insan jakoben olabilir, ben öyle tanımlıyorum kendimi hatta, sosyalist olabilir, milliyetçi olabilir, hapçı olabilir, otçu olabilir, kitap sever olabilir, hatun sever olabilir. insanlar hep çeşit çeşit. ben saygı duyuyorum. tek istirhamım bu kadar ezberci eğitime hayır. bu üzüyor beni şahsen bence. saygılar.
devamını gör...

hayırlı olsun darısı başımıza denilen olaydır.
devamını gör...

eski bir mısır alfabesi. bu alfabenin kullanıldığı dil de ara-sıra "hiyeroglif dili" olarak anılır. bu alfabenin diğerlerinden farkı, olayları harflerle anlatmak yerine sembollerle anlatmasıdır. yani bu alfabede harfler yerine semboller kullanılır. bugün hala hiyeroglif dili ve alfabesi tam çözülememiştir. hiyeroglif alfabesinin zor olmasının sebebi, sembollerle okunmasıdır ayrıca antik mısır zamanında bile okuma-yazma bilenlerin sayısı çok düşük olduğu için, kendileri bile bu alfabeyi "anlayamıyorlardı" dersek yanlış olmaz. antik mısırlıların çoğunun okuma-yazma bilmemelerinin sebebinin bazıları tarafından hiyeroglif alfabesi olduğu da söylenir. çünkü bu alfabeyi ve dili öğrenmek epey zor olsa gerek.

bu resimde, hiyeroglif alfabesinin sembolleri görülüyor, her sembolün üzerinde günümüz harflerini görüyorsunuz. böylelikle sembollerin hangi harf anlamına geldiği açıklanmış:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da başka bir örnek,

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

alfabenin ingilizce anlamlarının yazıldığı bir versiyonu daha var, bu sefer semboller renkli bir biçimde,

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

burda da, bir mısır hiyeroglif örneği görüyoruz,

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

naif bir adamdır. bu sabaha onun aşağıdaki şarkısıyla başladım.
nedir derdin söyle diye
bir gün bana sormadın
yüzüme bakmadın

anla beni sevgilim
bıraktım seni kal, hoşça kal

bugünlerin, yarınları var
gidiyorum ben, sen hoşça kal

devamını gör...

bana göre dünyadaki en güzel keyf ikilisidir efenim. bu hazzı çok az şey veriyor şu hayatta. mümkünse bol köpüklü türk kahvesiyle daha bir hoş olur. yorgunluk alır, sakinleştirir...
devamını gör...

tonla yalnızlık şeyleri okudum. bir güzellemeler, bir övmeler. tam ikna olacagım ikna olacak yerlerim ağrıyor. * arkadaş yalnızlığa gelemem ben. kardeş olur, kedi olur, ya da bir kuş olsun dokunmam, sarılmam, konuşmam gerek. arkadaş kaybında bile dağılıyorum.*
insanî bir ihtiyaç. hiç de öyle 'aman şöyle böyle' diyemem.
bu olay züğürt tesellisinden ötesi değil. kim istemez biriyle gülmeyi, bir şeyler paylaşmayı? kendimizi kandırmayalım, yalnızsak bal gibi de mutsuzsuz. konuşamasam da, içimde acımı yaşasam da, kardeşlerimin evde varlıkları bile lütuf bana...
devamını gör...

içinde bulunmaktan gurur duyduğum ve çok mutlu olduğum başlık. ayrıca sayelerinde bi sürü yeni yazarı keşfetmiş oldum, severek bakacağım hepsinin profiline teşekkürlerimi sunuyorumm.*
devamını gör...

kaleiçi - antalya

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2016 yapımı yönetmenliğini kıvanç baruönü'nün senaristliğini gupse özay' ın üstlendiği romantik komedi, aile filmidir.

yine bir gubse özay filmi yine aile içi ilişkiler komedisi yakalama çabası. sanırım benim gubse özay'la bir derdim var içten içe ki filmlerini bir türlü beğenemiyorum. yani komik sahneler vardı ama katıla katıla güldüğümü hatırlamıyorum. hafızama kazınan bir diyalogta yok demekki çok fazla beğenmemişim.

oyuncular: gupse özay, buğra gülsoy, eda ece, dilşah demir, zeynep kankonde, danilo zanna..

gubse özay bu sefer tahmin edildiği üzere görümce rolünde. yeliz karakterini canlandırıyor ve kardeşi ahmet'i (buğra gülsoy) gözünün önünden ayırmak istemiyor. aşırı derecede düşkün kardeşine. derken ahmet'in hayatına biri girer ve işler iyice karışır. evlenme kararı almaları son noktayı koyar. yeliz onları ayırmak için elinden geleni yapacaktır.

yeliz arkadaşlarıyla kafa kafaya verip deniz ve ahmet'i ayırma planları yapmaya başlar. deniz hiç bir şeyden habersiz yeliz'le yakınlaşmaya çalışır ahmet deniz'e fark ettirmeden onu korumaya çalışır. yeliz cadoloz görümcelik rolüne soyunurda soyunur.

bilmiyorum arkadaşlar ben gubse özay'ın oyunculuğuna tamam olamıyorum. illa beğenen ve 'evet ya kadın harika' diye vardır. bende oturmayan bir şeyler var. neyse beğenen ve seyretmek isteyenlere iyi seyirler diliyorum.
devamını gör...

tiyatrolarda bu hafta (bkz: demokrasi oyunu)
devamını gör...

"ciddi misin?"
"yok artık!"
"allah allah!"
"eee.."
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

heyhat (yazık!)

"baş başa kalıyorum sonunda heyhatlarla,
sözde senden kaçıyorum doludizgin atlarla..."
yavuz bülent bakiler
devamını gör...

japon düşünür ve yazar masumi toyotome 3 tür sevgi olduğunu belirtmiştir. bunlar eğer, çünkü ve rağmen sevgi türleridir.
1.eğer: belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgidir.
2.çünkü: bu tür sevgi de kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir.
3.rağmen: bu sevgide insan bir şey beklediği için değil bir şeyler eksik olmasına rağmen sevilir.
sevgiyi üç şekilde açıklayan japon düşünür masumi toyotome “rağmen” türü sevginin dünyada oldukça az olduğunu ve en çok buna ihtiyaç duyduğumuzu söylemiştir.
devamını gör...

çok basitçe insanı, insana, insanca ve insanla anlatan sanat dalıdır diye tanımlanır. hem oyuncuları hem de izleyicileri için bir hobiden , keyiften ziyade statü göstergesi olarak da bilinir. oysa ki, en klasiğinden en modernine yazılan tiyatro oyunlarının en temel dertlerinden biri de toplumdaki bu statü farkının insanları nasıl ayrıştırdığıdır.
devamını gör...

fenerbahçe forması giyilmeyen şehir
devamını gör...

dadaizm'in öncülerinden biri olan ve sürrealizm'in temellerini atan fransız şair ve yazar. gayrimeşru bir çocuk olarak dünyaya gelen aragon, kötü ebeveynlerin büyük kırgınlıklarla beraber bazı zamanlar büyük şairleri de inşa ettiğinin yansıması gibidir. zaman zaman babasının onu istemeyişi, bu uzak ve isteksiz tutumu onun şiirlerine yansımıştır. sanat hayatına da yön veren sol görüşlerinden dolayı ikinci dünya savaşı yıllarında faşizm'e karşı büyük bir tutku ile direnmiştir ve bu süreçte okurken insanın kanının akışını dahi hızlandıran eserler ortaya koymuştur. aragon'un şiirleri; aşk, direniş, başkaldırı, politika ve tutku üzerineydi ama yalnızca şiir yazmadı, onlarca kısa hikaye ve roman yazmıştır ve aynı zamanda uzun yıllar gazetede (l'humanité) denemeler yayımladığını da eklemek gerek.

aragon söz konusu olduğunda; o öldüğünde günleri bile saymayı bıraktığı ve bir çok şiirini adadığı elsa triolet'i anmamak olmaz. 40'lı yıllarda elsa ile evlenen aragon şiirlerinde elsa'dan sık sık bahseder ve zaten bilinen bir gerçek ki aragon elsa'yı daima ilham perisi olarak görmüş ve eserlerine bunu yansıtmaktan da çekinmemiştir.

"ne çok kişi olmuşum yazdıklarımda" der aragon ama bana kalırsa bana baktın gözlerinle şiiri onun aslıdır. sait maden çevirisi ile;

--- alıntı ---

bana baktın gözlerinle

bana baktın gözlerinle ıssız ufka dek
anılardan yıkanmış gözlerinle
bana baktın saf unutuş olan gözlerinle
bana baktın üzerinden belleğin
başıboş nakaratlar üzerinden
solmuş güller üzerinden
aldanmış mutluluklar üzerinden
yürürlükten kalkmış günler üzerinden
mavi unutuş olan gözlerinle baktın bana.


bir şeyler hatırlamıyorsun olan bitenden
ve ilk defa dolaşıyorsun göğü bir baştan bir başa
o lav ve yavaşlık gözlerinle
önündedir dünya tıpkı göz kapaklarının
altında düşündüğün gibi sen onu
başlıyormuş gibi seninle senin önünde
senin rahat bakışınla bitimsizcesine genç
ben de oradayım kıskana kıskana güzelliğini
zavallı sararmış resimlerimle
sen ki yüz çeviriyorsun bunlardan
yeni çayırlar görmek için


sana söz geçmişten konuşmayacağım bir daha
bugün adımlarından başlıyor her şey
elbisenin bir kıvrımıdır bana yaşamaktan kalan
başka şeyin yeri olmadı seni buluyorum en sonunda ben
sevgilim sevgilim inanıyorum sana.

--- alıntı ---

(bkz: le paysan de paris)
(bkz: le mouvement perpétuel)
(bkz: les yeux d'elsa)
(bkz: anicet ou le panorama)
(bkz: pour un réalisme socialiste)
devamını gör...

kuzey kafkasya halklarından biri olan çeçen'lerin yaşadığı ülkedir. kendilerine nohçi derler. rus işgaline karşı büyük direniş göstermiş, fırsatını buldukça yeniden isyan etmiş müslüman bir halkdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim