yazarlar yazar durur
huzursuzluk her gece beni bulur
itle köpekle uğraşamam
durduk yerde asabım bozulur.
devamını gör...

tekila yanında tuzu unutma.
devamını gör...

2 sene önce diyetisyen hekim'e gitmeden önce gitmem gereken ve gittiğim tıp alanıdır.

hormonlar ile ilgili incelemeler yapar.

oraya yönlendirilmemin sebebi ise aşırı kilolu olmam ve hormon dengesine göre diyet listesi hazırlanması gerekliliğidir.
devamını gör...

ben oralet içerek dinlemeyi düşünüyorum, zira çay ve kahve çok sevmem.

edit: radyo programında mahlasımın söylenmesi hafiften bir mutlu etti beni. teşekkürler thekirpiks, o kivi içilecek.
devamını gör...

abla valla işi biliyon sen. yani eviriyon çeviriyon lafı çaktırmadan istediğin yere getiriyon. altı sene boşuna okunmuyor demek.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yastığa başımı koyunca aklımın içine giriyorlar!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eğer whatsapp'ta ya da telegram'da ffi yazarsanız, yazınız tek karakter olan, ffi(0xfb03) ile yer değiştirir. işte bunlar hep sıkıştırma.
devamını gör...

az önce dinlerken fark ettim de çok şerefsiz bir şarkıymış; aldattım... allah korusun ya biri bana yazsaydı böyle bir şarkı!.
"aldattım. dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım
haklıydın senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım
bunu yaptım. düşünmedim hiç bir kere bile. yine de faka basmadım.
kandırdım. seni sevdiğimi söylerken bile yüzüne bakmadım."
devamını gör...

biz eşek olduktan sonra , sırtımıza semer vuran çok olur, inanın halkın hâlâ %60'ı iktidarı deli gibi savunuyor , hâlâ yapılanları görmüyor, duymuyor, anlamıyor, daha dün durumları göstermeye , anlatmaya çalıştığım insanlar nerdeyse ,bütün muhalefeti terörist gördükleri için , teröristlere destek verenlermi gelsin iktidara diye konuşuyor.
yahu diyorum bakın , zamlara ,bakın halkın fakirliğine , yolsuzluk lara, yok kardeşim adamlar toz kondurmuyor.
ve bu söylediklerim , izmir gibi bir yerde oluyor, gerisini siz düşünün.
benim umudum azalıyor .
devamını gör...

nerde ne zaman hangi şartta olursa olsun bir ortamda çay varsa içilir
(bkz: günde 20 bardak çay içmek)
devamını gör...

vakıf, elli bin kitaplık kütüphanesi tiyatro salonu, yüzme havuzu, spor ve oyun salonu, seramik atölyesi, müzesi, bilgisayar odası ve hayvanları ile hizmet vermekte. ayrıca sebze ve meyve bahçeleride varmış bu alanda. koca bir dünya yaratılmış orada. çocuklar için. bu çocuklar ilkokul çağına girmeden vakfa girer, meslek sahibi oluncaya kadar vakıf çatısı altındadır.

nesin, vasiyetinin üzerine çatalca daki bu alana belirsiz bir şekilde gömülmüştür. tıpkı dediği gibi çocuklar koşturmuştur üzerinde. aslında o vakıfta o çocuklarla birlikte sonsuza denk orada olmak istegi bu.
uktesi rastrel den, açılış evernevergreen den vakfı güzelce hatırlatmış ve açıklamışlar. bir sürü aziz nesin kitabı almalıyım dememize vesile olmuş, bir hatırlatma gibi olmuş. çok yerinde ve güzel. bu dünyadan giderken ne bırakacağız geriye. kim ne götürecek? var olmak sonsuza denk eğitimli, aydın çocukların umut vadettiği gelecekte...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

merhaba sözlük yine ben geldim.

içimden atamıyorum. bari kanatıp yazayım. canım öyle bir derinden yanıyor ki boğazımda dikenli teller var sanıyorum. nefes aldığımda bile tek tek batıp acıtan.
herkesin şu dönemde kendine göre bir sürü sorunu var. kim mutlu, huzurlu ki? kim mükemmel hissediyor?
-hiçkimse.

ama herkesin acısı kendisine en çoğu geliyor işte. aile evi sorunları, corona, okul üçgeninde bir sürü şeyle uğraşırken. yeni güne başlamamak için elimden geleni yaparken ama buna rağmen bir düzende yaşarken kalbim kırıldı benim.
çok kırdılar hem de.
dün gece başkasının evinde başkasının yatağında başkasıyla uyudu. beraber fotoğraflar atıldı. her an snaplendi. 8 yıllık twitter hesabını -ki bu sevdiği nadir şeylerden biridir.- kıza vermiş. bir de yeni hesaptan beni takiplemiş.
daha ne kadar orada ve daha ne kadar her an atılacak o instagrama bilmiyorum. daha ne kadar bunu önemseyip onu sosyal medyalarımda tutacağım. onu da bilmiyorum.

hayat elbette devam edecekti. bir şeyler bitmiş olmalıydı benim için de. ona baktıkça bunu daha net görüyorum ama bitmedi işte. bitmemiş. bitmiş olsaydı yanmazdı canım böyle. gözlerim dolmazdı. onu düşünmezdim sürekli.
bir an onun için yaptıklarımı düşününce aptal gibi hissediyorum. bu kadar fedakarlık ve hiç.

biliyor musunuz, ben hiçmişim. hiç kadar değersizmişim. o kız için yaptıklarını gördükçe daha net anlıyorum.

bu değersizlik hissi öyle bir işledi ki içime. sürekli bunu düşünüyorum.

ağlayamıyorum. sonlandıramıyorum hiçbir şeyi içimde.
kendime acır hale geldim bu konu yüzünden. o orada gününü gün ederken benim geldiğim hale bakın.
sanki yeterince sıkıntım yokmuş gibi..

velhasılı sözlük can, yanıcı bir maddedir.
devamını gör...

son günlerde birçok firmanın da uyguladığı kod 29 mağduru işçilerin haberini görmüşsünüzdür. bu haberlerden sadece birisini paylaşıyorum. migros gibi büyük bir kurumun bunu yapmasıysa beni hayli şaşırttı. seküler, beyaz yakalı, sosyal demokratım. alış verişlerimde her zaman seküler kesimi tercih ederim. alış verişimin yüzde 99'unu migros tan yapıyorum. bu işçilere destek olalım. ister migrosu boykot edelim, ister şehirlerimizde migros önünde protesto yapalım, ister hashtag açalım. aktroll falan değilim, hayatım hükümet protestolarında geçti. maksadım migros'u karalamak, hedef göstermek vb değil. migros u bırakıp bim'den alalım gibi dahice(!) fikirler üretmeyeceğim. buna sessiz kalmak, suça ortak olmak istemiyorum. işini kaybeden insanlar bu dönemde resmen açlığa mahkum ediliyor. emekçilerin çocuklarını, ailelerini düşünüp çözüm bulalım. hele ki kod 29 denilen etiketle işten atılmak en ağırı. işçi tazminat da alamıyor, işsizlik maaşı da... öyle yandaş medyada söylendiği gibi işsiz herkese bol keseden sosyal yardım veriliyor, işsizler miami ye tatile gidiyor masalına inanan varsa başlığı da beni de engellesin.

adam gibi 2 kelam yazalım dedik... hemen bıdı bıdı...
migrostan alış verişi bir sosyoekonomik gösterge olarak değil, seküler olmaları sebebiyle tercih ettiğimi yazdım. (30 yıl önce zenginler migrostan alırdı... şimdi fiyatları çoğu marketten ucuz. hava basmıyorum burda...)
kod 29 tarihi, kökeni... değil şu anda yarattığı mağduriyetten bahsettim. gözümün önündeki olay yani.
mahkeme, hukuk fikri de süpermiş. karar hemen yarın çıkar zaten. avukat da zaten dava başı 10 tl.

buradan
devamını gör...

kuruyup dökülen ağaç yaprakları anlamına gelen isimdir.
devamını gör...

bilim insanlarını şaşırtmayı başaran gezegen.

daha önceki tanımda belirttiğim gibi, merkür güneş'e en yakın gezegen. bu nedenle güneş ışığı alan bölgede yüzey sıcaklığı oldukça yüksek; 430 derecelere kadar çıkıyor. güneş görmeyen yüzeyde ise -200 derecelere kadar düşüyor. böyle bir ortamda su buzuna rastlamak şaşırtıcı olurdu ama messenger uzay aracı ile elde edilen bilgiler bize, merkür'ün hiç güneş görmeyen kraterleri ve bu kraterlerinde su buzu olduğunu gösterdi.

yine messenger ve mariner 10 adlı araçların elde ettiği veriler, merkür'ün bir manyetik alanı olduğunu gösterdi. her ne kadar dünya'nın sahip olduğundan 100 kat daha zayıf olsa da var. üstelik veriler üzerinde yapılan çalışmalar, eskiden bu manyetik alanın tıpkı dünya'daki kadar güçlü olduğunu gösterdi.

yine şaşırtıcı olan bir başka sonuç daha var: çukur ya da oyuk adı verilen yüzey şekilleri. bu şekiller, yüzeydeki birçok kraterin üzerinde bulunuyor. nasıl oluştuklarına ilişkin bir tahmin var: yüzeydeki "uçucu element" dediğimiz hafif elementlerin çeşitli etkiler nedeniyle zaman içerisinde uzaya kaçıp gitmesi sonucu geriye kalan materyalin çökmesi sonucu oluşmuş olmalılar.

mariner 10 ve messenger bize merkür ile ilgili çok değerli bilgiler getirdi. sırada bepicolombo var. 2025 yılında yörüngeye oturmayı başarırsa, gezegene ilişkin yeni bilgiler elde etmemiz yakın demektir.
devamını gör...

memorandumu sızmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vladimir nabokov kitabıdır.

bir roman bittiğinde size ne bıraksın istersiniz. bir tamamlanmışlık duygusu olabilir mesela. çözülen esrarın verdiği rahatlama, romanda kendinizi görmenin verdiği mutluluk ya da iç sıkıntısı. romanı anlamış olmanın getirdiği böbürlenme ya da tam tersinin neden olduğu üzüntü.

bir yazıda okuduğum ve içten içe kabul etmek durumunda kaldığım bir yoruma göre ” nabokov neredeyse kimsenin en sevdiği yazar değildir.” bu romanını okuduğum zamanda çok beğenmeme karşın benim en sevdiğim yazarlar arasında yer almaz yine de. işte bu yazarın göz romanı bittiğinde yukarıda saydığım duygulardan hiçbirini hissetmeyeceksin muhtemelen. romanı bitirince beyninizde birkaç soru işareti kalacağını garanti edebilirim.

roman kahramanları başlıca üç kişi aslında: anlatıcı, vanya ve smurov…hikayenin anlatıcısı -ki bu yüzden ona anlatıcı deniyor- kendi hayat hikayesini anlatmaya, ilk cinsel deneyimlerinden bahsetmeye başlar ancak bir süre sonra bu deneyim onu intihara sürükler ve ilk gizem burada başlar. çünkü anlatıcı kalbine sıktığı kurşunla öldüğünü iddia ederken bunu başka kimse kabul etmez.

insanlar kalbine sıktığı kurşunun onu sadece yaraladığını iddia eder ancak anlatıcı öldüğünü ve zihninin daha doğru bir deyişle hayal gücünün geleceği kurgulamaya devam ettiğini söylemekte ısrarcıdır. bu noktadan sonra ya anlatıcıya inanıp, ölü bir adamı dinlemeye devam edeceksiniz ya da ona inanmayıp hastalıklı bir zihne sahip olduğunu düşünüp deli bir adamı dinleyeceksiniz.

ben ilk seçeneği tercih ettim ve anlatıcıyı dürüst bir adam olarak belleyerek ölü bir adamı dinledim. daha sonra çifte ajan olduğundan şüphelenilen ve vanya isimli genç kıza vurgun olan smurov giriyor işin içine. burada ise ikinci gizem çıkar ortaya, başta kuzu kuzu anlatıcının -ölü olan- bir evde birçok farklı insanın arasında olanları anlatmasını dinleriz. ancak olaylar südükçe bu kadar çok şeyi bilmesi garip gelir.

burada ise ruh çağırma seanslarıyla ilgilenen weinstock devreye girer ve anlatıcının ölmüş ve ruhunun geri gelmiş olabileceği fikri dadanır insanın zihnine. roman ilerler ve smurov’un kim olduğu gizemi bu sefer iyice sarpasaran bir duruma sokar hikayeyi çünkü smurov ve anlatıcı aynı adam olabilir. ya da olamaz. anlatıcı ölmüş olabilir. ya da olamaz. ben bu romanı anlamış olabilirim. ya da olamam.
devamını gör...

hayatımda önemli yeri olan şarkıların sahibidir. müzisyenliğine ve toplumsal duyarlılığına hayran olduğum kişidir. kendi şarkılarının yanında yaptığı coverlara da imzasını atmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim