her şeyi dalgaya alan insan
bu şartlar altında hayatta kalmaya çalışan insandır
(bkz: izahı olmayan şeyin mizahı olur)
(bkz: izahı olmayan şeyin mizahı olur)
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
(bkz: sosyal medya kullanamıyorum).
kendisi instangramda hiç paylaşım yapmaz. sıfır gönderi ile durur. tüm komşuları takip eder.
instangramdaki postları beğenmez ama hikayeleri ilk görür.
whatsupta resmi olmaz, başkalarının whatsup durumunu takip eder akşama kadar. sanki görmüyorum.
kendisi instangramda hiç paylaşım yapmaz. sıfır gönderi ile durur. tüm komşuları takip eder.
instangramdaki postları beğenmez ama hikayeleri ilk görür.
whatsupta resmi olmaz, başkalarının whatsup durumunu takip eder akşama kadar. sanki görmüyorum.
devamını gör...
çörek
beni eskiye götüren hafif tatlımsı hamur işi.
eskiye götürme derinliğine bakacak olursak taaa çocukluğuma inebiliriz. çocukluğumda her bayram babaanne evinde toplanılırdı. babaannem de her bayram bu çörekten yapardı. eski köy evine girince mis gibi kokan ekmek, yerini mis gibi kokan anasona bırakırdı. burun deliklerinizden giren koku başınızı döndürürdü. elbette çöreklerin yeri belli. üzerine bez örtülmüş tepsiler, kapının girişinde bulunan masanın üzerinde olurdu. çöreklerin yerinin belli olduğu ölçüde o çörekleri kimlerin yiyeceği de belliydi. bunların başında; büyük amcamın eşi ve çocukları, küçük halam ve diğerleri. yani bir bakıma çörekler onlar için özel yapılırdı. küçük halam istanbul'dan geldiği için, büyük amcam da genç yaşında vefat ettiği için bu iki hususa hep bi özen gösterilirdi. biz de babaanne evine gittiğimizde çörek yerdik; ama kimin için yapıldığının bilincinde olarak yerdik. bunu düşününce insan biraz hüzünleniyor.
gün geçti, devran döndü. babaannem vefat etti. eskisi gibi bayram günü toplaşmaları kalmadı. ama çörek özlemi her daim devam etti. özlem olunca çörek yapma işini annem üstlendi. babaannemin yaptığından da güzel oldu. tabii ben de gözlemci olarak her daim annemin yanında oldum, oluyorum, olacağım. * şimdi de bu güzelliği sizinle paylaşıyorum.
malzemeler
* yoğurmak isterseniz un, su, tuz ile bir hamur oluşturacağız. böyle biraz sert oluyor. sert olmasını engellemek için bu üçlünün içine ;
* 1 su bardağı sıvı yağ
* 1 su bardağı ılık süt ekleyebiliriz. ( eğer yoğurmaya üşenirsek fırından hazır yoğurulmuş ekmek hamuru da alabiliriz, tercih bizim, keyif bizim swh.)
* 1 küp yaş maya
* 1 - 2 çorba kaşığı anason
* şeker
* 2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
* sıvı yağ
yapılışı:
öncelikle hamurumuzu güzelce yoğuralım. biraz ele yapışan bir hamur olacak. bu kısım biraz sinir bozucu olsa da hamuru açmak için kullanacağımız sıvı yağ ile o yapışkanlığı hissetmeyeceğiz. hamur yoğrulunca mayalanması için bir kenarda bekletelim. bu sırada cevizleri iri iri kıyalım, anasonu bir havanda dövelim. dövelim ki yağı çıksın. kokusu evin içine yayılsın. döverken sizi yıpratan olayları düşünüp daha da kuvvetli olabilirsiniz. *
tüm bunları yaptıktan sonra hamurumuz mayalanmış olacaktır. hamurumuzdan irice bir parça koparalım ve sıvı yağ ile hamuru tezgahın üzerinde açalım. mayalı bir hamur olduğu için, hamuru açmaya çalıştıkça hamur küçülecek, adeta bizimle inatlaşacak.bu inatlaşmanın sonunda biz kazanacağız tabii ki. * yağla iyice incelmiş hamura dövülmüş anasonu ve iri kıyılmış cevizi güzelce serpiştirelim. anasonun acılığını kırmak için hamurun üzerine 1-2 yemek kaşığı şeker serpiştirelim ve bu üçlüyü -hamura iyice yapışması için- elimizle iyice bastıralım. bir ucundan rulo şeklinde sarmaya başlayalım. hamuru sarmayı bitirince kalın bir rulo olacak ve bu kalın hamuru tezgaha vura vura inceltelim. üç parmak genişliğinde keselim ve hamur kısımları yukarı bakacak şekilde tepsiye dizelim. içli kısım yukarı bakarsa cevizler yanabilir ve tadı hoş olmaz. hamur kısımları yukarı bakınca ser olabiliyor bazen. tepsiyi bu şekilde doldurduktan sonra önceden ısıtılmış 180-200 derece fırında çöreklerin üzeri kızarana kadar pişirelim. çörek pişerken evin içini anason kokutup kendimizden geçebiliriz.
bu da çöreğimizin pişmiş hâlidir.
eskiye götürme derinliğine bakacak olursak taaa çocukluğuma inebiliriz. çocukluğumda her bayram babaanne evinde toplanılırdı. babaannem de her bayram bu çörekten yapardı. eski köy evine girince mis gibi kokan ekmek, yerini mis gibi kokan anasona bırakırdı. burun deliklerinizden giren koku başınızı döndürürdü. elbette çöreklerin yeri belli. üzerine bez örtülmüş tepsiler, kapının girişinde bulunan masanın üzerinde olurdu. çöreklerin yerinin belli olduğu ölçüde o çörekleri kimlerin yiyeceği de belliydi. bunların başında; büyük amcamın eşi ve çocukları, küçük halam ve diğerleri. yani bir bakıma çörekler onlar için özel yapılırdı. küçük halam istanbul'dan geldiği için, büyük amcam da genç yaşında vefat ettiği için bu iki hususa hep bi özen gösterilirdi. biz de babaanne evine gittiğimizde çörek yerdik; ama kimin için yapıldığının bilincinde olarak yerdik. bunu düşününce insan biraz hüzünleniyor.
gün geçti, devran döndü. babaannem vefat etti. eskisi gibi bayram günü toplaşmaları kalmadı. ama çörek özlemi her daim devam etti. özlem olunca çörek yapma işini annem üstlendi. babaannemin yaptığından da güzel oldu. tabii ben de gözlemci olarak her daim annemin yanında oldum, oluyorum, olacağım. * şimdi de bu güzelliği sizinle paylaşıyorum.
malzemeler
* yoğurmak isterseniz un, su, tuz ile bir hamur oluşturacağız. böyle biraz sert oluyor. sert olmasını engellemek için bu üçlünün içine ;
* 1 su bardağı sıvı yağ
* 1 su bardağı ılık süt ekleyebiliriz. ( eğer yoğurmaya üşenirsek fırından hazır yoğurulmuş ekmek hamuru da alabiliriz, tercih bizim, keyif bizim swh.)
* 1 küp yaş maya
* 1 - 2 çorba kaşığı anason
* şeker
* 2 su bardağı iri kıyılmış ceviz
* sıvı yağ
yapılışı:
öncelikle hamurumuzu güzelce yoğuralım. biraz ele yapışan bir hamur olacak. bu kısım biraz sinir bozucu olsa da hamuru açmak için kullanacağımız sıvı yağ ile o yapışkanlığı hissetmeyeceğiz. hamur yoğrulunca mayalanması için bir kenarda bekletelim. bu sırada cevizleri iri iri kıyalım, anasonu bir havanda dövelim. dövelim ki yağı çıksın. kokusu evin içine yayılsın. döverken sizi yıpratan olayları düşünüp daha da kuvvetli olabilirsiniz. *
tüm bunları yaptıktan sonra hamurumuz mayalanmış olacaktır. hamurumuzdan irice bir parça koparalım ve sıvı yağ ile hamuru tezgahın üzerinde açalım. mayalı bir hamur olduğu için, hamuru açmaya çalıştıkça hamur küçülecek, adeta bizimle inatlaşacak.bu inatlaşmanın sonunda biz kazanacağız tabii ki. * yağla iyice incelmiş hamura dövülmüş anasonu ve iri kıyılmış cevizi güzelce serpiştirelim. anasonun acılığını kırmak için hamurun üzerine 1-2 yemek kaşığı şeker serpiştirelim ve bu üçlüyü -hamura iyice yapışması için- elimizle iyice bastıralım. bir ucundan rulo şeklinde sarmaya başlayalım. hamuru sarmayı bitirince kalın bir rulo olacak ve bu kalın hamuru tezgaha vura vura inceltelim. üç parmak genişliğinde keselim ve hamur kısımları yukarı bakacak şekilde tepsiye dizelim. içli kısım yukarı bakarsa cevizler yanabilir ve tadı hoş olmaz. hamur kısımları yukarı bakınca ser olabiliyor bazen. tepsiyi bu şekilde doldurduktan sonra önceden ısıtılmış 180-200 derece fırında çöreklerin üzeri kızarana kadar pişirelim. çörek pişerken evin içini anason kokutup kendimizden geçebiliriz.
bu da çöreğimizin pişmiş hâlidir.
devamını gör...
sevgilin ya da eşin tarafından aldatılsan affeder misin sorunsalı
o güven bir kere yıkıldığı zaman ne yaparsan yap hep içinde kuşku olacak, ya yine aldatıyorsa diye düşünmekten kafayı yiyip duracaksın, o yüzden benim asla affetmem diyeceğim sorunsal.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının fav ve artı atmaması
milletin profiline gidip seri oy yağmuruna tutanlar oylanır genelde. bir de yine klişe olacak ama kankacılık yapanlar. sadece burada değil her sözlükte aynı bu, ekşi’de pek olmuyor bu tür durumlar o ayrı ama. orada sezar’ın hakkı sezar’a verilir, kankacılık yapana değil.
umrumda değil ayol sizin de umrunuzda olmasın. bence.
umrumda değil ayol sizin de umrunuzda olmasın. bence.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının elleri
en az bir tırnağı kırık, kalan tırnakları iki haftalık uzun tırnaklı, 10 parmaklı 2 el.
tırnak uzatan kızlar, nasıl başarıyorsunuz o tırnakları kırmadan uzatmayı.
ben bu işi 46 yıldır başaramadım.
illa bir iki tanesi kırılıyor.
tamam kabul ediyorum hızlı iş yapıyorum, elimi kolumu sağa sola kaldırıyorum ama bir kere olsun bir tanesi kırılmayabilirdi.
hala niye bana adapte olamadı bu eller, merak ediyorum.
tırnak uzatan kızlar, nasıl başarıyorsunuz o tırnakları kırmadan uzatmayı.
ben bu işi 46 yıldır başaramadım.
illa bir iki tanesi kırılıyor.
tamam kabul ediyorum hızlı iş yapıyorum, elimi kolumu sağa sola kaldırıyorum ama bir kere olsun bir tanesi kırılmayabilirdi.
hala niye bana adapte olamadı bu eller, merak ediyorum.
devamını gör...
hoşlanılan kızın pitbull beslemesi
köpeği besleyenin ruh hali olumlu sinyaller vermemektedir. erkek de olsa kız da olsa aynı durum. pitbull besleyen kız gibi, sosyal medya profillerinde elinde tabanca ile poz veren kız da aynı duyguyu aşılar.
devamını gör...
nickaltı
benim nickaltım çok sessiz ve sakin bir ortamdır. aslında doğal çünkü kimseyle en ufak polemiğe girmedim. ona rağmen tarihle kafayı bozmuş diyenler oldu nickaltımda. ayrıca tarih dışına çıkıp günlük konulardan da fikir belirtmek istiyorum ancak nedense hiç ilgi görmedi tarih dışında yazdıklarım :))
devamını gör...
30 nisan 2021 kalktığı söylenen alkol yasağının geri gelmesi
tekelciler geri adım atacak gibi durmuyor. pek işe yarayacağını sanmıyorum yasağın. zaten hiçbir hukuki dayanağı da yok. tekelci reislerin yanındayım.
devamını gör...
çocuklara iki isim verme modası
özellikle 90lı yıllarda pek çok ailenin dağılmasını engelleyen moda.
erkek çocuk üzerinden gidelim, şöyle ki ebeveynlerden biri oğluna kendi babasının ismini vermek ister, diğer ebeveyn ise doğal olarak bu duruma karşı çıkar. ancak bir şekilde orta yolun bulunması gerekir zira öncelik evlilik kurumudur. böylece, her şeyden habersiz zavallı çocuğa isim verilirken aşağıdaki denklem kullanılır.
dede ismi + can = dede ismi can
tabi bu durumda çocuk büyüdüğünde dede ismi ve can arasında gelip gidecektir. çünkü can modernizmi simgelerken dede ismi geleneklere işaret etmektedir.
örneğin; bilal can, hakkı can, süleyman can, rıfkı can
peki ya şimdi kim bu çocuk ? rıfkı mı? can mı ? yoksa rıfkı can mı?
neyse ki gelenekleri bertaraf ettik, büyük söylenceleri bir kenara bırakıp post modern çağa ayak uydurduk. astrologlar isim analizi ile bireyi yorumlarken büyük zorluk çekiyordu. astrologları üzmeyin.
erkek çocuk üzerinden gidelim, şöyle ki ebeveynlerden biri oğluna kendi babasının ismini vermek ister, diğer ebeveyn ise doğal olarak bu duruma karşı çıkar. ancak bir şekilde orta yolun bulunması gerekir zira öncelik evlilik kurumudur. böylece, her şeyden habersiz zavallı çocuğa isim verilirken aşağıdaki denklem kullanılır.
dede ismi + can = dede ismi can
tabi bu durumda çocuk büyüdüğünde dede ismi ve can arasında gelip gidecektir. çünkü can modernizmi simgelerken dede ismi geleneklere işaret etmektedir.
örneğin; bilal can, hakkı can, süleyman can, rıfkı can
peki ya şimdi kim bu çocuk ? rıfkı mı? can mı ? yoksa rıfkı can mı?
neyse ki gelenekleri bertaraf ettik, büyük söylenceleri bir kenara bırakıp post modern çağa ayak uydurduk. astrologlar isim analizi ile bireyi yorumlarken büyük zorluk çekiyordu. astrologları üzmeyin.
devamını gör...
evde terlik giyme bağımlılığı
belli bir süreden sonra terliksiz yere basamamak gibi saçma sapan bir huy oluşur.
devamını gör...
çocuk yaşta evlilik
çocuk evliliği 18 yaş altı bireylerin evlendirilmesi anlamına gelir. türkiye’de yasal evlenme yaşı 18’dir. bununla birlikte, çocuklar 17 yaşına bastıklarında ailelerinin veya yasal vasilerinin izniyle evlenebilmektedirler. 16 yaşındaki çocuklar ise ‘istisnai durumlarda ve hayati önem arz eden bir gerekçenin olması şartıyla’ mahkemeden alınan özel izinle evlenebilmektedirler. şeriatla yönetilen toplumlarda 18 yaş altı evlilikler yasak değildir. osmanlı da ise evlilik yaşı kız çocukları için en az 9 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. erkek çocukların ise en az 12 yaşını doldurması gerekiyor.
devamını gör...
siyasal islamcıların gizli ateist olması
bu gizli bilgiyi sizlerle paylaştım. alın hayrını görün.
devamını gör...
ya kızım beni deli etme ben aradığımda o telefon açılacak diyen erkek
aman aman aman pu pu pu
''oldu paşam. başka bir emriniz var mı?'' şeklinde karşılık verilmesi gerekilir.
''oldu paşam. başka bir emriniz var mı?'' şeklinde karşılık verilmesi gerekilir.
devamını gör...
melih gökçek'in ironi videoyu gerçek sanarak paylaşması
görenlerin aklını kaçıracak gibi olmasıdır.
herkesin aklından “ya bu adam nasıl senelerce siyaset yaptı, ankara’yı yönetti” diye düşünmüşlerdir.
herkesin aklından “ya bu adam nasıl senelerce siyaset yaptı, ankara’yı yönetti” diye düşünmüşlerdir.
devamını gör...







