neye inanırsan bir gün onu yaşarsın.
devamını gör...

gece uyanık duran, uyuyamayanlar için kullanılan arapça sözcüktür.
devamını gör...

kısaca (bkz: kol böreği)
devamını gör...

1983 tarihli fikret kızılok albümü ve aynı zamanda şarkısı.



bir gün olsun unutunca
dışımda kalıyorsun
oysa seni düşününce
içime sığmıyorsun

zaman zaman.....
............................

devamını gör...

ömer hayyam şiirinden bir mısra.
devamını gör...

t: realist hatta natüralist bir bakış açısıyla, yurdumuzun acı gerçekleri minvalinde yazılmış bir şükrü erbaş şiiridir.
şiirin çıkış noktası ismet özel'in 1974 tarihli akla karşı tezler şiirinin 4. kısmındaki "köylüleri niçin öldürmeliyiz? / bu sorunun karşılığını bulamıyorum..." şeklinde başlayıp devam eden dizeleridir.

gelelim, "şükrü erbaş köylülüğü mü eleştiriyor?"a. ben köylüyü -tamamen öyle olmamak kaydıyla- eleştirdiğini düşünüyorum. peki, niye? "bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden düşünemezler..." en belirgin burada olmak üzere, birçok dizede anlattığı köylü tipi aklını kullanmaktan kaçınan, sıfır etik kaygı taşıyan bir tiptir. aklını kullanabiliyor fakat yalnızca kurnazlığa ve şiirde anlatılan başka durumlara karşı.

insan, köylerde şehirlere nazaran mecburi olarak toplumsal ahlaka daha bağlı olmak zorunda kalıyor. çünkü en temelinde gidecek başka yer yok, dışlanmak da halihazırda ufak bir çevresi olan köylü tipi için bir cehennem tasvirinden başka bir şey değil. dolayısıyla mümkün olduğunca kısıtlanıyor. işte tam da bu noktada bence erbaş'ın demek istediği bundan kurtulabilirler fakat özlerinde istemiyorlar. asıl sorun bu köylü özüdür. bu köylü özünü oluşturan ve süreğenliğine neden olan yalnızca çevre değildir, köylünün bunu tercih etmesidir.

gelelim köylülük kavramına. bence köylülük eleştirisi son iki dizede aranmalıdır: "köylüleri, söyleyin nasıl / nasıl kurtaralım?" bu dizelere gelene kadar anlattığı tip henüz bir kavram oluşturmamaktadır. mevzubahis son iki dizede "köylüler" adı altında birleşerek köylülük kavramını oluştururlar. şaire göre bunlar hiçbir şekilde kurtarılamazlar.

işin acı yanı, yüzyıllardır bu öz aynı, uzun bir süre daha değişmeyecek gibi görünüyor.

ek: şiir hakkında birkaç görüş
devamını gör...

doktor olduğunu düşündüğüm yazar.
bunu üstün zekamla anladım, tanımlarından falan belli olmuyor hiç.*
tanımlarını anlıyor muyum?
cık anlamıyorum ama hoşuma gidiyor profiline girip yazdığı tanımları okumak.
hem bir süre sonra göz alışıyor, o tıbbi terimler o kadar da yabancı gelmiyor.*
ilgiyle takip ediyoruz efenim.
devamını gör...

diğer bir adı ortak yaşam olan, iki canlının fayda-fayda(mutualizme)/fayda-etkilenmeme(kommensalizm) ve fayda/zarar (parazitlik) ilişkisiyle birlikte yaşama durumuna verilen ad.

bu ilişki, bitkiler arasında olabileceği gibi bir bitki bir hayvan ile veya iki hayvan arasında da mümkündür.

insan vücudunda bulunan bakteriler ile insan, balıkların derisine yapışıp birlikte yaşayan balıklar, mantar ve algler, beğeniye beğeni yapan yazarlar gibi örnekler mutualizme örnek teşkil edebilir.

kuşlar ve ağaç, yengeç ve istiridye, avcı hayvanlar ve leş yiyiciciler kommensalizme örnek teşkil edebilir.

tenya ya da şerit ve canlılar, virüsler ve canlılar, otlakçı insanlar ve diğer insanlar arasındaki ilişki de parazitliğe örnek verilebilir.

çoğunlukla tarafların ihtiyaçları dahilinde, istemli ya da istem dışı olarak gerçekleşir.

bu ilişkiye bir başka örnek de marvel evreninden venom ve eddie brock arasında olan konak ilişkisi verilebilir.

eddie'nin karanlık hislerini tatmin ederek, kendi açlığını doyuran venom her iki tarafın da bu durumdan hoşnut olmasını sağlar.

marvel evreninde şimdiye kadar bilinen 40 kadar simbiyot vardır.
devamını gör...

hanımcı diye adı çıkmış yazar. hiç üzülmesin efenim dergide hanımcılık kazanacak adlı yazımı kendisine hediye ediyorum. okusun içi ferahlasın.*
devamını gör...

türkiye'de tadı kaçırılan, kısa kesilmesi gerektiği halde kesilmeyen ve dizinin neredeyse kendisiyle aynı süre boyunca bitmeyen, dizinin sahnelerinden bazılarını(!) içeren kısa kesit(!).

mesela yabancı bir dizi izlerken ""previously on dexter" der ve 5 saniye içerisinde çat, pat, güm şeklinde, bir önceki bölümün en can alıcı yerlerini gösterip diziye geçer. peki bizde? sağ altta "az sonra yeni bölüm" yazar, 2 saat önceden. ardından hemen hemen tüm sahneler baştan yayımlanır.

ilkokulda özet çıkarma ödevi verildiğinde neredeyse her şeyi yazıp gelen tipler vardı. bu işlerin başında da sanırım onlar bulunuyor.
devamını gör...

ağzı iyi laf yapan insandır. kendinin reklamını yapıyordur. boş bir balondur.
ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyeceğim de kimisi lafla peynir gemisini gayette güzel yürütür, yani aslında tabi ki doğal olarak yürütemiyordur fakat bunu yaptığına inandırır. taa ki bir gün o balon patlar. balonun içindeki hava ise kişiye inananların ciğerlerini yakar.
devamını gör...

bipolar bozukluktan daha hafif düzeyde belirti gösteren bir duygudurum bozukluğudur. bu kişiler depresif dönemlerinde içlerine kapanık, içe dönük, karamsar, ağlamaklı biri olurlar ve üretkenlikleri düşer. hipomani dönemlerinde ise enerji dolu, daha fazla insan içine giren, daha övüngen ve şakacı biri olurlar. depresif ve hipomani dönemleri arasında haftalar yada aylar süren olağan duygudurum dönemleri olabilir. genelde psikolojik bir yardım almazlar. çünkü işlevsellik bozucu düzeyde değildir ve belirtileri kişilik özelliği olarak algılarlar.
devamını gör...

sözlükte arkadaş olma durumu olduğunu yeni fark ettiğim başlıktır. burda da tek kalmayı başarmışım.
devamını gör...

"şuan ki ruh halim"

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iyi olmuş dedirten diktatörlüktür. sevişmeye nereden başlanacağını forumlarda tartışabilirsiniz. bu konu hakkında sözlük'e bir şeyler yazmak istiyorsanız da size şöyle rehberlik edeyim:

(bkz: seks)
(bkz: ön sevişme)
(bkz: aramaya inanmak)
devamını gör...

arkadaşlarımla beraber olduğum bi kapadokya tatilinde sürekli dinlediğimiz ve bağırarak aşırı eğlenerek söylediğimiz çok sevdiğim bi yüksek sadakat şarkısı.

olur da dinlemek isterseniz
devamını gör...

karnı doyanların ruhunu doyurmak istemelerinden dolayı oluşan ihtiyaç.
devamını gör...

1993 doğumlu birleşik amerikalı futbolcu. galatasarayın transferinde önemli bir mesafe kat ettiği söyleniyor. premier ligde newcastle unitied takımında forma giyiyor.
devamını gör...

bu yazı astroloji ve mitolojiyi daha iyi anlamak isteyenler için bir rehber niteliğinde yazılmıştır.

astrolojiden ve mitolojiden anlamayan bir çok insan var, bu astroloji ve mitoloji uzmanları içinde geçerli. "yahu astrolog nasıl astrolojiden anlamasın" diyenler astrologlar size yıldızların konumunu söyleyebilir, buna göre oluşan etkileri söyleyebilir, zodyak kuşağı hakkında bir çok şey söyleyebilirler ama işin mantığını bilmezler. mitoloji uzmanları size bütün mitolojik hikayeleri, tanrıları vs anlatabilirler ama hiç biri size tüm bunların çıkış noktasını ve işin arka planını anlatamaz, çünkü bunları bilmek ayrı bir uzmanlık alanı. dolayısıyla işin arka planını ve çıkış noktasını bilmeden ne astrolojiyi nede mitolojiyi doğru düzgün anlayabilirsiniz. astroloji ve mitoloji arasındaki bağı çoğunuz aklının ucundan bile geçirmemiştir fakat ikisi doğrudan ilintilidir burda anlatacaklarım ezoterik bilgilerdir. halkın bildiği şeyleri yani işin egzoterik boyutunu zaten biliyorsunuz. sabırla okumanız dileğiyle.

insanoğlunun felsefi birikimi bütün mitolojilerde çok önemli bir yeri olan hermes trimegistus'a dayanır. hermesin öğretilerinin çok az bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. hermesin bilgeliği bütün inançlarda ve tarihi dönemlerde mevcuttur. mısır mitolojisinde thot, yunan ve roma mitolojisinde hermes, pers mitolojisinde hürmüz, hz ademin torunu enok, kuranda hz idris ve daha birçok yerde farklı isimlerle tek bir kişiden bahsedilir. hermesin önemi şudur antik çağlardaki bütün bilimlerin dayanak noktası olarak kabul edilir. simya, astroloji, matematik, geometri, maji, felsefe, terzilik, mimari vs gibi bir çok bilimin temelini hermesin attığı söylenir.

tüm bu bilimlerin en önemlisi ise astroloji ve simyadır. simya ayrı bir yazının konusu olduğu için şimdilik sadece astrolojiden bahsedeceğiz. astrolojinin önemli olmasının sebebi ise günlük hayatımıza doğrudan etkisi olmasındandır. güneşin ayın, yıldızların ve gezegenlerin hareketleri zaman ve ölçü birimlerini tayin etmemize olanak sağlamıştır. eski çağlarda gökyüzündeki olaylar günlük hayatta bir çok durumu anlamlandırmak için referans alınmıştır, zamanla bir çeşit haritaya dönüşmüştür. gezegenlerin konumları ve ilişkileri belli bir rutine dayalıdır. bu rutin işleyiş insan hayatına doğrudan etki eder. hermesin bazı öğretilerinin yazılı olduğu zümrüt tabletlerde bu durumu anlatan önemli bir prensipten bahsedilir. "aşağıdaki yukarıdaki gibidir." yeryüzündeki olayların gökyüzündeki olaylarla ilişkili olduğunu bu şekilde açıklar hermes.

astroloji bu ilişkileri inceleyen bir alandır. burda önemli olan husus yeryüzü ve gökyüzü arasındaki bu bağın izahı. yazımızın konusu bu olmadığı için sadece bir soru işareti olarak kalsın şimdilik bu konu. gelelim astrolojiyle mitoloji arasındaki bağlantıya. eski çağlarda göksel olaylar anlatılırken günümüzdeki gibi merkür retrosu, venüsün dar açılar yapması vs gibi bir terminoloji yoktu. insanlar gezegenleri ve yıldız-yıldız kümelerini benzeşim, çağrışım yada etkilerine göre isimlendirmişler. bu isimlendirmeler o kadar çoktur ki her kültürde ve millette farklılık göstermiştir. göksel olaylar anlatılırken isimlendirmenin yanında birde kişileştirmeye ihtiyaç duymuşlar. mesela marsın etkileri savaşla, venüsün kadınlarla aşkla bereketle, merkürün başka bir şeyle ilgisi var. kişileştirmeye ihtiyaç duymalarının sebebi göksel unsurların, doğa olayları ve akabinde insana etki eden gücünü ifade edecek bir terminolojinin bulunmamasından kaynaklıdır. mesela baharın başlangıcında zodyak kuşağındaki belli bir yıldız kümesi güneşin etkisine girer o sırada belirli bir gezegen konumunu almıştır, göksel olayları takip edenlerde bu konumlanmadaki göksel unsurları baharın gelişiyle bereketle aşkla vs özdeşleştirerek yorumlamışlardır.

zamanla bazı insanlar bereketi yada öfkeyi, savaşı yada diğer şeyleri bu yıldızlardan kaynaklan olaylar olarak algılamaya başlayınca yıldızlar tanrısal özelliklere kavuşmuş oldu. derken iş öyle bir boyuta geldiki insanlar mars adında bir savaş tanrısına, zeus/jüpiter adında bir baş tanrıya, inanna/iştar/venüs/kibele adında bir bereket tanrısına vs inanmaya başladı. hermesin aslında kainatın işleyişini anlatmak için öğrettiği felsefe başka boyutlara taşındı. bizim mitoloji diye bildiğimiz efsanelerin mitlerin çıkış kaynağı astrolojidir. mitoloji salt astrolojik olayların hikayeleştirilmesinden oluşmaz elbette. gerçek hayattaki önemli kişi ve olaylarlada harmanlanmış aynı zamanda hayal ürünü pek çok fanteziyide bünyesine katmıştır. her toplum kendine uyarlamış ve yerelleştirmiştir.

okuyucuyu fazla sıkmamak adına örnekleme ve detaylandırmadan uzak durdum aklınıza takılan yada paylaşmak eklemek istediğiniz şeyler varsa sorabilirsiniz.
devamını gör...

annem evde kitap okunmasini da istiflenmesini de sevmeyen bir kadın (esasında kitap sevmiyor) olduğu için evdeki tüm kitaplar koliler içinde garajda istiflenmiş duruyordu. ihtiyacımız oldukça almak için garaja inip yerine önceki kitabı bırakmak sureti ile eve yeni kitap sokabiliyorduk.
neyse ki geçen yaz patlayan su deposu sayesinde ıslanan koliler kendilerini koyvermiş kitaplar şu içinde yüzer hale gelmiş. bu duruma sevinen anneme gün doğmuş bunlar işe yaramaz kafasiyla çöpe attırmış. bu kadarla kalsa yine iyi... öğrendim ki canim annem evdeki üç ciltlik kubbealtı lügatini da 'kimin işine yarar bu?' deyip atmış.
bari iskenderiye hamamlarinda yaktırsaydın dedim öylece duruyor karşımda, halife ömer gibi kadin evlerden ocaklardan ırak.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim