merhaba sevgili yazarlar, yeni bir etkinlikle karşınızdayız!
perşembe akşamı saat 21.00'de, kafa sözlük sağlıklı yaşam kulübü'yle ortaklaşa düzenlediğimiz etkinliğimizde uykudan bahsedeceğiz, uyku üzerine konuşacağız.
dinlemek veya katılmak isteyen herkesi discord kulübümüze bekliyoruz, katılmak için buradan
görüşmek üzere!
devamını gör...

charles dickens'in on üçüncü romanı, dickens'ın dergisi all year round'da 1860-61 yılları arasında bir seri olarak yayınlandıktan sonra 1861 yılında chapman ve hall romanı üç cilt halinde yayınladı.

roman 19. yüzyılda baş karakter pip'in ekseninde londra'da geçer. romanın renkli bir karakter kadrosu vardır. dickens'ın temaları arasında zenginlik ve yoksulluk, aşk ve reddedilme, iyinin kötülüğe karşı nihai zaferi yer alır.

21. yüzyılda roman eleştirmenlerin büyük beğenisini toplamış ve 2003'te bbc'nin big read anketinde 17. sırada yer almıştır.
devamını gör...

1775 - 1821 yılları arasında yaşamış fransız ressam. constance dünyaya başarılı bir devlet adamının kızı olarak gelmiştir. belli bir refah seviyesinin üzerinde bir ailede doğmuş olması, kadınların yapmasının pek de onaylanmadığı ressamlık mesleğinde tutunmasını sağlamıştır.*
mayer, 20'li yaşlarının başında belli sahneleri* ve portreler çizmeye başladı. joseph-benoit suvee ve jean-baptiste greuze ile çalıştıktan sonra eğitmenlerinden etkilenerek yumuşak bir fırça darbeleriyle çizdiği duygu dolu sahneleri resmetmeye başladı.

pierre paul prud'hon ile ilişkisi
1802 yılından itibaren prud'hon'un sözde öğrencisi olarak yanında çalışmaya başladı fakat ikisinin arasındaki ilişki usta-çıraktan ziyade iki meslektaş gibiydi.
tarzları ve teknikleri o kadar benzer hale gelmişti ki günümüzde bile hala ikiliden hangisinin yaptığı kesin olmayan tablolar vardır. birkaç kaynak resimlerin eskizlerini prud'hon, boyamasını ise mayer'ın yaptığını söylüyor.
prud'hon evli ve 5 çocuk babasıydı, eşi akıl hastanesine kapatıldığında 5 çocuğunun velayeti ona verilmişti. aynı zamanlarda mayer ile komşu olmuştu ve mayer prud'hon'un hem çocuklarını büyüttü, hem evine baktı hem de onunla birlikte çalıştı. karısı öldüğünde onunla evleneceğini düşünmüştü fakat bu gerçekleşmedi. hayatı boyunca psikolojik problemleri olan constance hem bu ilişkiye hem de kendi problemlerine daha fazla dayanamadığı için prud'hon'un tıraş bıçağıyla boğazını keserek intihar etti ve yaşamını sonlandırdı.


venus and cupid sleeping
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

self-portrait with artist's father
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

the happy mother
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

prud'hon ile birlikte tamamladıkları son eserin hikayesi için (bkz: une famille dans la desolation)
devamını gör...

kullanmasını bilene oldukça faydalı olabilecek olan online kurs uygulaması.
devamını gör...

intiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendisini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapamamasıdır.

cesare pavese
devamını gör...

ciddi anlamda iticilik içeren ve kezbanlık sınırlarını sonuna kadar zorlayan kadın.
devamını gör...

aşık olduğuna pişman olma
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ak-47,bandista, hıyar, hıyar tohumu.

neysek oyuz?

https://i.ibb.co/1qvykyz/ımg-20210425-184316.jpg
devamını gör...

okuldan mezun olurken 67 kg ,
9 sene sonra evlenirken 76 kg,
iki sene öncesinde 108 kg'a çıkıp,
şuanda 102 kg civarında seyreden biri için geçerli olmayan tanım. boyum 196 cm olduğu için 67 kg iken iskeletor diye anılırken, kilo aldıkça senin boyun var abi kilo sana yakışıyora evrildim.
67 kg ile maksimumum olan 108 kg arasında % 60 fark var. kilo alamıyorum diyenin ağzına kürekle mi vursam acaba*. o zamanda aynı şeyi yerdim, şimdi de....
devamını gör...

şuanda olduğu gibi kendimi her üzgün ve kötü hissettiğimde yaşadığım şey. uyumak, hayattan ve insanlardan kaçmak, hiçbi şey hissetmemek sadece biraz dinlenmek istiyorum ama sınavlar dersler derken ona bile engel olunuyor bazen. hem onlardan daha büyük bi engel çıkıyor karşıma genelde o da çok fazla düşünmek, kafaya takmak. yine de ben şansım olan her fırsatta uyuyorum* hele de kendimi kötü hissediyorsam, bi şeylere üzülmüş kafamı takmışsam ilk aklıma gelen şey uyku oluyor çünkü bana iyi gelebilcek ve düşüncelerimden uzaklaştırabilecek tek şeyin o olduğunu düşünüyorum hep.uyku hayattaki en güzel şeylerden biri değil de ne ya?*
devamını gör...

seni bu kadar çok kırdığım ve zor bir evlat olduğum için özür dilerim, anne.
devamını gör...

"ben beceriksiz ve toplum dışına itilmiş biriyim!"

(bkz: dog day afternoon (film))
devamını gör...

2000 yıl önce, pompeii'de termopolium sahibiydim, ekmek, domuz eti, balık, salyangoz ve sığır eti satıyordum. hatta sattığım ekmeklerden biri günümüze kadar gelmiş. tüfler korumuş onu, kömür halinde bugüne kadar dayanabilmiş.

bu tezgahımdı:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da son sattığım ekmek:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

konuşma ihtiyacını doyuracak birilerini arıyordur fakat insanlar genelde onunla buluştuğunda ev araba içki eğlence konuşup yarım saat sonra da telefonunu açıp sahibindencom'da araba ilanı kaydırıyorsa haliyle bu kişide ağır bir darbe bırakıp, kaliteli konuşmalar yapma ihtiyacını karşılayamadan yine bir buluşmanın sonuna gelinecektir.

eleman iki kelime mantıklı bir şey söylemeye kalkıştığında da son okuduğu kitap cin ali olan lise seviyesi insancıklar bu arkadaşımızı "edebiyat yapma birader" diyerekten susturmaya yelteneceklerdir.

ve bir umut toplumla etkileşime giren bireyimiz, yaptığı hatanın farkına varacak ve toplumdan kendini soyutlama mevzusunu kendiyle önüne boyuna tekrardan düşünecektir.

ardından kısa bir süre sonra klinik depresyon sonra ise majör depresif bozukluklar baş gösterecek, bireyimizi intiharın eşiğine sürükleyecektir.

ya da zavallı bireyimiz kendine çeki düzen verecek, en yakın zamanda ya yazar ya şair olarak karşımıza çıkacak veyahut çıkmaya hazırlanacaktır.

zaten edebiyatçılar hep anlaşılamamışlardan çıkmamış mıdır?
devamını gör...

eskişehir odunpazarı belediyesi'nin anısını yaşatmak için anıt parkını açtığı, bombalı suikaste kurban gitmiş atatürkçü gazeteci.
bombayla patlatılan otomobili ankara'dan özel izinle getirilerek parkta sergilenmektedir. kendisini göremesek de gericilerle ne kadar mücadele ettiğini büyüklerimizden öğrendik, huzur içinde uyusun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: ünleme de ne) sorusunu akıllara getirir. nasıl ünlüyoruz ben de ünlüycem?!
devamını gör...

merhaba arkadaşlar zamanınız varsa aşağıdaki yazıyı okuyabilirmisiniz?
okursanız beni mutlu etmiş olursunuz en azından birilerinin benim yazımı okuduğunun mutluluğunu yaşıyayım.


mutluluk herkesin hayatında bir parça da olsa olmasını istediği bir duygu şölenidir.
dünyadaki herkes mutlu değil ama hepsinin peşinde koştuğu ya da hayatta daha fazla tutunabilmeleri için aramak zorunda oldukları bir kavram.zor şartlar altında yaşıyan insanlar için mutluluk kolay bir şekilde kazanılamıyacak zannediliyor.


peki mutluluk denen şey neydi ve neredeydi?
bir obje miydi,bir kitap,bir bardak su, arkadaş,biraz yemek...mutluluk veren şey tam olarak budur denemez kişiden kişiye göre değişebilen bir kavramdır.
nerede sorusuna ise şöyle cevap vereyim;
yanı başınızda olan bir şeydir. belki şuana kadar farkedilemeyen ama can atarak kendisinin bulunmasını bekleyen kozasından daha çıkmamış bir kelebek...
mutluluk bulundukça kozasından çıkar ve kanatlanır başka kelebekler-mutluluk-bularak sevgiyi salgın gibi yayar...


haftalar süren düşüncem sonucunda-bu arada düşüncem''neden çok mutlu olamıyorum''du-cevabını buldum.
istediğim herşeye sahip değildim ve mutlu olamıyordum.çok güzel bir odam yok okumak, istediğim tüm kitapları alamıyorum,arkadaşlarımla doyasıya gezip konuşamıyorum...

ancak;sıcacık bir yuvam, çok iyi arkadaşlarım ve dostlarım,çatısı olan bir evim,bir yatağım,üzerimde giyebileceğim elbiseler, yiyebileceğim bir lokma yiyecek veya bir yudum su...
evet bunlara sahibim bunların hepsi birer mutluluktu.hiç olmazsa;hala hayatta ve yanımda olan annem ve babam,gören bir çift gözüm,duyan bir çift kulağım var.kollarım,elim,parmaklarım vardı ve bunlar çok işe yarıyordu yürebiliyorum hatta koşabiliyorum.

tüm güzellikleri görebiliyor tatlı ezgileri duyabiliyor ve rahatlıyordum, ellerimle bir şeyler tasarlıyor yeşillikler arasında sonsuzluğa koşabilirdim.

bunların hepsi başkaları için kozadaki kelebekti.
birgün uçmayı bekleyen kelebek...

ben başkalarının hayallerini ,umutlarını ve mutluluğunu yaşıyordum bunlara sahip olmasaydım eğer,bunlar benim hayatta herşeyimi verebileceğim mutluluğum olurdu.
buraya ben hala mutluluk içerisinde yaşamıyorum diyen kimseler için bir mesaj bırakıyım;

''ellerimizdeki mutlulukları ambalajlarından çıkarıp kullanalım lütfen çünkü son kullanma tarihleri bittikten sonra kullanırsanız etkisini göstermeyebilir.''

ellerinizdeki kaybettiğiniz anda işte o zaman onu bulamıyacaksınız ve çok geç olacak...

mutluluğunu fark et!!!
devamını gör...

benim kara şapşalım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bırakın denizi, güneşi bir kenara da önce tarihine bakalım diyeceğim amma malesef tarihi çalınmış bir beldedir.

efendim, anne babanın yazlık tercihi didim olunca her yaz hem ziyaret, hem tatil için uzun zamandır gittigim yerdir. bu sene üç beş on kez plan yaptıysamda henüz gidemedim. ancak annem sık sık arıyor ve “ne zaman geleceksin?” diye soruyor. gelde gitme! ancak özel nedenlerden dolayı son yıllarda gitmek istemedim. bu yaz da aileyi iki gün gördükten sonra, göcek istikametine devam edip, tatilimi burada eda etmeyi planlıyorum. *

benim gibi tarih meraklısı biri için öncelik antik kenti gezmektir. didim’e gittigim ilk yıl dedim ki ben şu ören yerlerini gezeyim.

amma velakin...

ana! kent yok. yani bildiğiniz yok. ulen bu kadar çalınır mı ya? ayakta kalan tek yapı apollon tapınağı. antik kent malesef diğer birçok tarihi eserlerimiz gibi yağmalanmış. apollon tapınağını ise büyük cüssesi nedeniyle götürülememiş olabilir. ne acı değil mi? ayrıca tapınağa gelirseniz hemen etrafına bakın evler, cafeler, dükkanlar. sit alanı olması gereken yere, dönemin sit kafalı yöneticileri tarafından imar izni verilmiş. lan oranın altında tarih yatıyor ya.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

didyma, ikiz veya ikiz tepeler anlamına geliyor. didim adı antik kente benzerlikten dolayı sonradan verilmiştir. apollon tapınağına ise, kehanetler tapınağı denir. tarihi m.ö. 7 yy. kadar uzanır. nedeni ise, tapınak içerisinde din adamlarının gelecek hakkında kehanette bulunmalarıdır. konu hakkında pek bilgi yok. tapınağın yapımı bitirelememiştir. devasa boyutları ile yapı tamamlanmış olsaydı, sanırım dünya harikaları listesine girerdi. o derece görkemli bir yapı. helenistik dönemin en büyük 3 tapınağından biridir. mitolojiye göre müziğin, sanatın ve güneşin tanrısı apollon için yapılmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gelelim medusa hanım kızımıza, ilçenin sembolüdür. apollon tapınağı girişinde heykel ve kabartmaları vardır. sanırım hakkında en çok mit üretilen karakterlerden biridir. ben bilinen iki medusayı yazayım, siz karar verin. ilki bu tarz kabartma ve heykeller, o bölgeyi kötülüklerden korumak için yapılmış olmasıdır. ancak buradan bir hikaye çıkmaz. ikincisi daha esrarengizdir. mitoloji candır ya! gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı bir hatundur medusa. bunlar aslında üç kız kardeşler. gorgon kardeşler denir. insan değil, canavar olarak tanımlanır. içlerinden biri ölümlüdür. tabii ki bu bizim didimli medusadır. insanların kahramanı “perseus” tarafından öldürülür. kelle, bedenden ayrılır. rivayet o ya, medusa öldüğünde hamiledir ve çocuğunun babası denizler ve depremler tanrısı “poseidon”dur. gerçi poseidon medusaya zorla sahip olmuş derler ama artık nabalı günahı onun boynuna.

tüm koylarını bilirim ki, az değil 27 koy vardır. gerçi ben o kadarını sayamadım ama var diyolla! denizi sakin ve sıcaktır. konum olarak ise kuşadası, çeşme ve bodrum’a yaklaşık bir saatlik mesafededir. yani sıkıldın mı? kaç git! benim tercihim genelde bodrum oluyordu. nedense bir türlü sevemedim kuşadası ve çeşmeyi.

başlığa yazan bir arkadaş, didim için kekoların yeri demiş. ulen ülkede aristokrasi var da bizim mi haberimiz yok? elin ingilizi gelmiş yerleşmiş. oksijeni bol diye. ayrıca ben avam olduğum ve herhangi bir hanedan soyundan gelmediğim için sorun yok.

bırakın altınkum plajını, yakın koylara gidin. ege bölgesini iyi bilirim. bir çok yerinden denize çivileme dalmışımdır. ancak didim bu anlamıyla fark yaratır. havuz gibidir denizi. yürü ha yürü boyu aşmıyor ve en önemlisi deniz suyu sıcaktır.

gelelim eğlenmeye. eskiden akşam eğlencesi için iyi mekanlar yoktu. ancak son yıllarda birbirinden güzel cafeler açıldı. ben bu yazıyı yazarken bakmadım ama umarım duruyorlardır. eflatun bar, temmuz bar, rehab barı öneririm. müzik dinlenilecek ve eş, dost varsa sevgili ile gidilecek iyi mekanlardır. ben annemi alır giderim, iki rock şarkı dinleriz artık.

olurda yolunuz düşerse bize uğrayın. ev giderken solda, dönerken solda. biz soldayız yani. çaya bekleriz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim