gece yarısı güneşi
dünya'nın eksen eğikliği nedeniyle bazı bölgelerde 6 ay gece ve 6 ay gündüz yaşanmasına bağlı olarak ortaya çıkan doğa olayı. hızlandırılmış görüntülerden takip edebileceğiniz gibi güneş ufka, batmak üzereymiş gibi yaklaşır ama batmadan tekrar yükselir.
devamını gör...
sekizinci günah
tomris uyar kitabıdır.
yedi ölümcül günah. bizi cehennem ateşine ikna edecek yedi ölümcül günah. cehennem kapılarından girişimizi kolaylaştıracak yedi ölümcül günah. ama farkında olmadığımız bir nokta var. o da şudur ki bu yedi ölümcül günah içinde yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirmekte ve soyut bir cehennem fikrine gerek bırakmamakta.
bu günahların ilki gurur: bunu kendini beğenmişlik şeklinde ifade edebiliriz. tek tek bireyler üzerinden değil de kendini en üstün yaşam formu sanan dünyanın virüsü insanlık için bir hastalık olarak değerlendirmemiz gerekir bunu. konuşabildiğimiz için hayvanlardan ve bitkilerden üstün olduğumuza inanırız ve düşündüğümüz için. acaba hayvanların konuşma şeklini idrak edemeyecek kadar zavallı beyinlere sahip olduğumuzu ne zaman anlayacağız?
sevdiğimiz günahlarımızın ikincisi açgözlülük: bütün maddelerde olduğu gibi bu maddeyi de zavallı insanlık üzerinden açıklamaya çalışalım. açgözlülük insanların en temel özelliklerinden biri. insan açgözlü hayvandır. zira hiçbir hayvan ihtiyacından fazlasına göz dikmez. ama en ilkel hayvan olan insan biriktirmeden, ihtiyacından fazlasını istiflemeden duramaz. gözünün açlığı ruhunu doyurmaya yetmez insanların, bu yüzden ruhlarımız böyle bir deri bir kemik.
asla vazgeçmek istemediğimiz üçüncü günahımız ise şehvet: bu en tuhaf ve belki de en karşı konulmaz olan günahımız. ve en anlamsız olanı, kendimize kurallar koyup onları bozmak için yan yollara başvurmak zorunda kaldığımız yadsınamaz bir gerçek ve bunu en çok şehvet günahını işlerken yapıyoruz. doğal duygularımızı baskılayarak onları yapay bir hale getiriyor, sonra kendimize eziyet edip bu hislerden kaçmaya çalışıp en sonunda yenik düşüyoruz. tuhaf varlıklarız.
günahlarımızın gülü kıskançlık: insan her şeyi kıskanabilir, insan hasetinden çatır çatır çatlayabilir. insan, herhangi bir konuda kendinden daha iyi olan birini gördüğünde onun seviyesine yükselmek yerine onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapabilir. insan birini överken kelimeler ağzının içinde boğulurken, birini yererken aynı kelimeler kapakları açılmış bir barajdan fışkıran sular gibi özgür, acımasız ve gürültülüdür. insan kendini bile kıskanabilir ki bu, onu ateşin ortasında kendi kendini sokan bir akrebe çevirebilir.
en lezzetli günahımız tabii ki oburluk: yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdayken kötü kalpli bir oblomov’a dönüşüyoruz ağır ağır ama hızla. karnını doyurmak için avlanan hayvanları ilkel ve vahşi gören insanlık, gördüğü her şeyi yemek için amansız bir savaş veriyor. gününün büyük bir çoğunluğu hangi hayvanın etini yiyeceğine karar vermekle geçiyor. kendi başını yiyeceği günler de yakındır. afiyet olsun insanlık!
ateşine yandığımız diğer günahımız ise gazap: bunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. nedensiz öfkemizle kendi türümüze yapmadığımız kalmadı tarih boyunca. engizisyon mahkemeleri, dünya savaşları, petrol savaşları, din savaşları; radikaller, faşistler, aşırılar, zavallılar... öfkemiz o kadar büyük ki sadece öldürmekle yetinmiyoruz, acı çektirmek istiyoruz karşımızdakine. içimiz soğusun istiyoruz, ama öldürdükçe azalıyoruz. başın sağolsun insanlık!
son günahımız ise sona kalmayı hak eden bir günah olan tembellik: içimizde bir miskinlik olduğu için teknoloji diye bir şey icat ettik. bizim yerimiz iş gören makineler, bizim yerimize düşünen bilgisayarlar, bizim yerimize hareket eden araçlar... biz de böylece miskin miskin oturma hakkına sahip olduk ama kendimize şunu sormamız gerekmez mi: biz bu gezegende boş boş oturarak kime ne fayda sağlıyoruz? kurumaya yüz tutmuş bir ağaçtan daha faydasız bir asalaktır insanlık dünyanın kabuğuna tutunarak yaşayan. kalk yerine yat, insanlık!
acaba sekizinci günah bunların hepsinin bir araya toplanması mı? acaba en büyük günah insan olmak mı?
yedi ölümcül günah. bizi cehennem ateşine ikna edecek yedi ölümcül günah. cehennem kapılarından girişimizi kolaylaştıracak yedi ölümcül günah. ama farkında olmadığımız bir nokta var. o da şudur ki bu yedi ölümcül günah içinde yaşadığımız dünyayı cehenneme çevirmekte ve soyut bir cehennem fikrine gerek bırakmamakta.
bu günahların ilki gurur: bunu kendini beğenmişlik şeklinde ifade edebiliriz. tek tek bireyler üzerinden değil de kendini en üstün yaşam formu sanan dünyanın virüsü insanlık için bir hastalık olarak değerlendirmemiz gerekir bunu. konuşabildiğimiz için hayvanlardan ve bitkilerden üstün olduğumuza inanırız ve düşündüğümüz için. acaba hayvanların konuşma şeklini idrak edemeyecek kadar zavallı beyinlere sahip olduğumuzu ne zaman anlayacağız?
sevdiğimiz günahlarımızın ikincisi açgözlülük: bütün maddelerde olduğu gibi bu maddeyi de zavallı insanlık üzerinden açıklamaya çalışalım. açgözlülük insanların en temel özelliklerinden biri. insan açgözlü hayvandır. zira hiçbir hayvan ihtiyacından fazlasına göz dikmez. ama en ilkel hayvan olan insan biriktirmeden, ihtiyacından fazlasını istiflemeden duramaz. gözünün açlığı ruhunu doyurmaya yetmez insanların, bu yüzden ruhlarımız böyle bir deri bir kemik.
asla vazgeçmek istemediğimiz üçüncü günahımız ise şehvet: bu en tuhaf ve belki de en karşı konulmaz olan günahımız. ve en anlamsız olanı, kendimize kurallar koyup onları bozmak için yan yollara başvurmak zorunda kaldığımız yadsınamaz bir gerçek ve bunu en çok şehvet günahını işlerken yapıyoruz. doğal duygularımızı baskılayarak onları yapay bir hale getiriyor, sonra kendimize eziyet edip bu hislerden kaçmaya çalışıp en sonunda yenik düşüyoruz. tuhaf varlıklarız.
günahlarımızın gülü kıskançlık: insan her şeyi kıskanabilir, insan hasetinden çatır çatır çatlayabilir. insan, herhangi bir konuda kendinden daha iyi olan birini gördüğünde onun seviyesine yükselmek yerine onu kendi yanına çekmek için elinden geleni yapabilir. insan birini överken kelimeler ağzının içinde boğulurken, birini yererken aynı kelimeler kapakları açılmış bir barajdan fışkıran sular gibi özgür, acımasız ve gürültülüdür. insan kendini bile kıskanabilir ki bu, onu ateşin ortasında kendi kendini sokan bir akrebe çevirebilir.
en lezzetli günahımız tabii ki oburluk: yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdayken kötü kalpli bir oblomov’a dönüşüyoruz ağır ağır ama hızla. karnını doyurmak için avlanan hayvanları ilkel ve vahşi gören insanlık, gördüğü her şeyi yemek için amansız bir savaş veriyor. gününün büyük bir çoğunluğu hangi hayvanın etini yiyeceğine karar vermekle geçiyor. kendi başını yiyeceği günler de yakındır. afiyet olsun insanlık!
ateşine yandığımız diğer günahımız ise gazap: bunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. nedensiz öfkemizle kendi türümüze yapmadığımız kalmadı tarih boyunca. engizisyon mahkemeleri, dünya savaşları, petrol savaşları, din savaşları; radikaller, faşistler, aşırılar, zavallılar... öfkemiz o kadar büyük ki sadece öldürmekle yetinmiyoruz, acı çektirmek istiyoruz karşımızdakine. içimiz soğusun istiyoruz, ama öldürdükçe azalıyoruz. başın sağolsun insanlık!
son günahımız ise sona kalmayı hak eden bir günah olan tembellik: içimizde bir miskinlik olduğu için teknoloji diye bir şey icat ettik. bizim yerimiz iş gören makineler, bizim yerimize düşünen bilgisayarlar, bizim yerimize hareket eden araçlar... biz de böylece miskin miskin oturma hakkına sahip olduk ama kendimize şunu sormamız gerekmez mi: biz bu gezegende boş boş oturarak kime ne fayda sağlıyoruz? kurumaya yüz tutmuş bir ağaçtan daha faydasız bir asalaktır insanlık dünyanın kabuğuna tutunarak yaşayan. kalk yerine yat, insanlık!
acaba sekizinci günah bunların hepsinin bir araya toplanması mı? acaba en büyük günah insan olmak mı?
devamını gör...
her işi son güne bırakmak
ışi küçümsemektir. -tamam ya yaparız. kolay ya iki günlük iş. sıkıştırsam bir günlük iş.
devamını gör...
üç nokta kullanımının suyunun çıktığı an
“ve üç nokta
...
anlatacak hiçbir şey olmayışının değil hiçbir şeyi anlatamamanın ağıtıdır.”
severiz kendisini ve bolca kullanırız. en sevdiğim noktalama işaretlerindendir. söylemek istemediğim sözleri ifade ederken tam bir kurtarıcı. gönül isterki ulu orta bizde ağzımız dolu dolu ... ama nerde:)) neyse şaka bir tarafada küfür kötü- kaka bir şey. daha destan yazacağım anlarda hemen bir üç nokta yapıştırıyorum hem ben yazmaktan kurtuluyorum hem okuyanın ruh sağlığına katkıda bulunuyorum. çok faydalı bir şeydir üç nokta(...)
...
anlatacak hiçbir şey olmayışının değil hiçbir şeyi anlatamamanın ağıtıdır.”
severiz kendisini ve bolca kullanırız. en sevdiğim noktalama işaretlerindendir. söylemek istemediğim sözleri ifade ederken tam bir kurtarıcı. gönül isterki ulu orta bizde ağzımız dolu dolu ... ama nerde:)) neyse şaka bir tarafada küfür kötü- kaka bir şey. daha destan yazacağım anlarda hemen bir üç nokta yapıştırıyorum hem ben yazmaktan kurtuluyorum hem okuyanın ruh sağlığına katkıda bulunuyorum. çok faydalı bir şeydir üç nokta(...)
devamını gör...
çekememezlik timi
sözlüğe geldiğim günden beri sohbet ettiğim arkadaşlarımla ilgili samimi düşünceleri yıkama yağlama sanan dallama dolu tim.lan oğlum dün geldiniz siz kimsiniz.hadi işinize defolun çöplüğünüze!uçurdum sizi!
devamını gör...
sabır
insanın olumsuz ve katlanılmaz olan tüm süreçlere göğüs gerebildiği sürenin anlamı. bu aralar bende olmayan duygu.
devamını gör...
antibiyotik direnci
gereksiz ve bilinçsiz kullanılan antibiyotik nedeniyle antibiyotiğin gerçekten gerekli olduğunda işe yaramaması demek. türkiye bu hususta uç noktada.
devamını gör...
iq ortalaması düşük ortamlar
instagramdaki bazı humor sayfaları.
devamını gör...
fihrist
devamını gör...
edebiyatçıların ilginç ölümleri
garip akımının kurucusu şair orhan veli kanık, ankara'da bir gece sokakta bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 kasım 1950). iki gün dinlendikten sonra istanbul'a gitti. istanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı (14 kasım 1950) . alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edildi, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. aynı gün akşama doğru komaya giren orhan veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yumdu.
www.cumhuriyet.com.tr/haber...
www.cumhuriyet.com.tr/haber...
devamını gör...
tranko buskas
doktorumun tavsiyesi ile aldığım, aldıktan en geç 20 dakika sonra mahalle yanarken saçımı tarayabilecek kıvamda olduğum ilaç.
anksiyete dönem dönem zorlar sonra geri çekilir biliyorsunuz.
belirtilerini arttırdığı dönemlerde tranko buskas imdada yetişiyor.
nefes darlığı mı hissediyorsunuz, panik atak tetiklenecek diye mi korkuyorsunuz, ortam sizi basıyor ve küçülmüş mü hissediyorsunuz? atın bir tranko buskas 20 dakika yarım saat içerisinde bu semptomlar son bulur.
ancak leblebi gibi de tüketemiyorsunuz, doktorum olabildiğince az sıklıkta tüketmemi söyledi.
haftada 1 almaya özen gösteriyorum.
zaten 1 ay içerisinde bu anksiyete dönemini de arkamda bırakacağım.
inşallah.
anksiyete dönem dönem zorlar sonra geri çekilir biliyorsunuz.
belirtilerini arttırdığı dönemlerde tranko buskas imdada yetişiyor.
nefes darlığı mı hissediyorsunuz, panik atak tetiklenecek diye mi korkuyorsunuz, ortam sizi basıyor ve küçülmüş mü hissediyorsunuz? atın bir tranko buskas 20 dakika yarım saat içerisinde bu semptomlar son bulur.
ancak leblebi gibi de tüketemiyorsunuz, doktorum olabildiğince az sıklıkta tüketmemi söyledi.
haftada 1 almaya özen gösteriyorum.
zaten 1 ay içerisinde bu anksiyete dönemini de arkamda bırakacağım.
inşallah.
devamını gör...
7 mayıs 2021 market satış yasağı
neye ihtiyacımız olup olmadığına dair bir genelge bekliyorum. mesela bardak lazım, saç kurutma makinası lazım diyelim. olamaz mı olabilir tabii ama önümüzdeki 15 gün internetten sipariş vermek gerekecek. neden?
saçma kararlar ile evde kalmayı kabusa çevirdiğiniz için teşekkürler. daha iyisi olamazdı.
3 gün önce yasak başladı, kervanı yolda düzmek dedikleri bu olsa gerek.
saçma kararlar ile evde kalmayı kabusa çevirdiğiniz için teşekkürler. daha iyisi olamazdı.
3 gün önce yasak başladı, kervanı yolda düzmek dedikleri bu olsa gerek.
devamını gör...
simone veil
1975'te kürtajı yasallaştıran, ve kendi adıyla anılan ''veil yasası'' nı çıkartarak, mecliste kabul edilmesini sağlayan yahudi kadın
devamını gör...
her şey bitti derken çıkagelen insan
eşimdir. dibe vurduğum, her şeyden vazgeçip kabuğuma çekildiğim dönem karşıma çıkmıştır. iyi ki varsındır.
devamını gör...





