fildişi rengi
hafiften sararmış diş rengi.
filler dişlerini fırçalamış olsa süt gibi beyaz dişler ortaya çıkardı.
filler dişlerini fırçalamış olsa süt gibi beyaz dişler ortaya çıkardı.
devamını gör...
bırakmak istenilen şeyler
herkesi insan yerine koymayı bırakmak istiyorum. sonra kendilerini bir halt zannediyorlar. alışmamışlar.
devamını gör...
araplara çöl faresi demek
çok güzel bir betimleme kullanmaktır.
çöl faresine şükretmelidirler.
daha ağır hakaretleri hakediyorlar çünkü.
çöl faresine şükretmelidirler.
daha ağır hakaretleri hakediyorlar çünkü.
devamını gör...
chambon sur lignon
ikinci dünya savaşı sırasında yaklaşık 2 bin 500 yahudi'yi hitler'in zulmünden koruyan, fransa'nın güneydoğusundaki köyün adı. son zamanlarda ortadoğu ve afrika'dan gelen mültecilere de kucak açıyor.
devamını gör...
madalyalı yazarlar özelliğinin gelmesi
işin şamatası gevezeliği bir kenara benim de ufak bir şeyler söylemek istediğim ve bir öneride bulunmak istediğim özellik. muhtemelen dikkate alıp da kimse bu kadar uzun tanımı okumayacaktır ama çift taraflı ateş edeceğim o yüzden alınmaca gücenmece olmamasını diliyorum. iki tarafa da sallayıp sonra ikisini de savunmak kadar kötü bir şey yok, her an her yerden kafama linç gelebilir.* iyi ki sözlükte zahmet edip uzun tanım okuyan 2 kişi falan var.
burada yazan yazarların bir kısmı ilk defa sözlük benzeri bir platformda yazıyor bir kısmı ise çeşitli sözlüklerde yıllarca dirsek çürütmüş insanlar ama bu tarz platformların düzenli bir aktif üye sayısı ile ayakta kalabileceğini anlamak için daha önce sözlüklerde yazmaya gerek olacağını düşünmüyorum. yalnızca 'sözlük yazarlarının en sevdiği ders' temalı başlıklar ile bu tarz bir kemik yazar kitlesi oluşmaz, ha oluşur ama o platform artık sözlük değil forum olur. bilgi ve edebiyat başlıklarına çok yoğun bir ilgi olmadığı aşikar ki bu gayet anlaşılabilir çünkü forumsal başlıklara en düz insanın bile yazabileceği bir şey varken bu tarz konular özel bir ilgi gerektirir çoğu zaman bundan ötürü genelde çok azı 10 tanımdan yukarısını görüyor ve bu tarz başlıklara emek veren yazarlar da bir noktadan sonra verdikleri emeklerin boşa gittiğini düşünmeye başlıyor. sözlük git gide bu yazarları kaybetmeye başladığında da bu bizi en başta söylediğim meseleye götürüyor aslında; forumsal başlıklar ile dolmaya başlayan ve artık sözlük olmaktan çıkmış bir platform.
bu yönetimin basitçe az ilgi gören bilgi ve edebiyat başlıklarında dirsek çürüten yazarlara 'seni görüyoruz, yazdıkların kıymetli' deme şekli bana kalırsa ki doğruluğu yanlışlığı tamamen tartışmaya açık. hızla büyüyen bir platformu dengelemek zorundalar ve bunu da forumsal ve bilgi içerikli tanımları dengede tutarak yapmaları gerekiyor. eğer bu tarz ödül sistemleri olmaz ise çok çabuk bu denge bozulup yerini tamamen forumsal içeriklere bırakabilir ki bu da o yazmayı çok sevdiğinizi söylediğiniz platformun pek çok benzeri gibi çöpe dönüşmesine sebep olur. hani artık tamamen çöplüğe dönüştüğünü düşündüğünüz için kaçıp buraya sığındığınız sözlükler gibi.
dengeli bir biçimde kemik yazar kitlesi elde etmek kolay bir iş değil. pek çoğumuz ekşi'de yıllarca yazar olma hayali ile uzun süre çaylak olarak kaldık, henüz yazar olamamış olanlar da vardır mutlaka. ekşi basitçe yazar olabilmeyi ödül olarak sunuyordu, orada bir ses olabilmen için yıllarca beklemek zorunda kalabiliyordun. bu kadar istikrarlı bir biçimde yazdığın bir platformdan çat diye çıkıp gitmezsin çünkü o noktaya gelene kadar emek vermişsindir. burada yazar olmak için yıllarca beklemek zorunda olmama durumu var, orada verdiğin emeğin çok azını verip bir günde de yazar olabiliyorsun o zaman sıkılıp bunaldığında ne tutacak ki seni burada? bunu tek kişi üzerinden düşünmemek lazım, onlarca bu şekilde davranacak olan yazar var. belki iki ay sonra değil ama iki yıl sonra burayı pek çok sözlük gibi hayalet kasabaya dönüştürebilecek bir durum bu. edebiyat/ bilgi içerikli tanım girip yazdıklarının okunmadığını/az okunduğunu düşünen bir yazarı ekşi'de bulunan bu yıllarca emek verdim mantığı ile burada tutmak mümkün değil. günün sonunda yine dediğim yere çıkıyor, yavaş yavaş forumsal olan ve giderek hayalet kasabaya dönen sözlük...
o yüzden bu tarz ödül sistemleri teşvik edici ve dengeli bir kemik kitle oluşturup kafa sözlük'ün devamlılığını sağlamak için en azından bir süre gerekli. bu denge politikası hem insanların gerçek anlamda burayı bir sözlük gibi kullanabileceği hem de kafalarını dağıtıp eğlenebilecekleri bir platforma dönüştürür, bunun için bir kaç teşvik edici hamlede bulunmanın yanlış bir tarafı bence yok.
iğneyi batırdığımıza göre gelelim çuvaldıza.
ilk olarak bu resmen moderatörleri harap edecek bir iş yoğunluğuna sebep oluyor. bu en başından atılması gereken bir adımdı, binlerce tanım girildikten sonra değil. bu hem sözlük içinde aksamalara neden olacak bir durum -gerçi muhtemelen ona bir çare bulmuşsunuzdur- hem de iş gücünüz kısa vadede yeterli değil. ayrı bir ekip kurulmuş olsa bile yazarların madalya talep edebilecekleri bir sistem olmadığı için tamamen gönüllülük esasına dayalı bir madalya dağıtımı oluyor. en azından tanımların altına tıkladığımız zaman sil, düzenle gibi seçeneklerin yanına madalya talebi gibi bir seçenek eklenirse hem insanlar tek tek tanımlarını bir başlıkta toplamaya çalışmazlar hem de bu iş için çalışan ekip daha az yorulmuş olur. belirli bir sistem üzerine düşen talepleri inceleyip hızlıca geri dönüş sağlayabilirler en azından tek tek alt alta dizilmiş karışmaya müsait tanımlara tıklamak ve uğraşmaktan daha kolay olacaktır.
bu madalya sistemi kalıcı bir duruma gelirse eğer bu iş yüküne sahip olan ekibi ne kadar süre gönüllülük esası ile tutabileceğiniz sorusu da var. günde en kötü 4000 tanım girilen bir sözlükte eski tanımları da dahil edersek epey uzun süreli bir yoğunluk oluşacaktır bu konuda ve elinizdeki ekibi gönüllü şartlar altında mısırlı köleler gibi gece gündüz çalıştırma gibi bir planınız yoksa daha fazla iş gücüne ihtiyacınız var demektir. entryleri otomatik bir şekilde tanımlayarak madalya verebilen bir sistem oluşturmazsanız elbette ama ona da şu şartlar altında güç yeteceğini düşünmüyorum çünkü çok pahalıya patlar muhtemelen. ya da bilmiyorum belki de o kadar masraflı değildir tamamen tahmini konuşuyorum şu an. o yüzden en azından bu gönüllü madalya talebi işlerini daha basit ve hızlıca yapılabilecek bir sisteme oturtmanız daha sağlıklı olacaktır.
bir diğer husus insanların sırf çok sevdikleri rozetler için sanki bir görevmiş gibi tanım girmeye başlayacakları durumlar oluşacak. hadi ben zaten bir dakikada bile 150 kelime konuşabilecek potansiyelde bir çenesizim, bu sistem gelmeden de zaten manas destanı tadında tanımlar giriyordum ama kısa ve öz anlatılabilecek şeyleri uzatarak anlatmak zorunda hissedecek onlarca yazar belki de aslında 20 kelime ile anlatılabilecek şeyleri mecburi olarak dolandırarak anlatıp okuyanı yoran yarısı boş tanımlar yazacaklar. bu hem yazarlar için hem okuyanlar için hem de sözlük için sıkıntılı bir durum. 10 kişiden 5 tanesi rozet meselesini umursamaz ama kalan 5 tanesi umursar. bunu 5000 tane yazara uyarlamak da çok fazla bilgi kirliliği demek. kaliteli ve dengeli bir platform oluşturmak için riskli bir yöntem. zaten puan sıralaması yarışı varken ve çok göze batmadan sürerken neden madalya alan yazarlara karma puanı imtiyazı tanımak yerine madalya olayını da puan sıralaması gibi bir yarışa dökmediniz ki sadece? hem sözlükte sürekli lafı edilen kankacılık meselesi yüzünden sürekli birinci gelen yazarların olmadığı bir sistem olurdu bu. zaten 150 kelime yazmaya bile yorucu diye bakan bir kitle de bu yarışa dahil olmayı çok tercih etmezdi. böylece en azından karma puanı imtiyazı ile 1000 tane bilgi ve edebiyat içerikli tanım giren yazar tutabiliyorsanız en kötü bahsettiğim şekilde 700 tane tutmuş olurdunuz ama bu dengeyi bozacak kadar büyük bir fark yaratmazdı.
puan yarışında ödül sözlükte kazanılan bir şey değildi, yanlış bilmiyor isem hediye çeki gibi bir ödül alınıyordu ama şimdi madalya olayında insanlar sözlükte kazanabilecekleri bir şey gördükleri için bunu hem suistimal edecekler hem de bu tarz tanımlar girmek yerine kafa dağıtmaya gelen insanlar haksızlık olduğunu düşünmeye başlayacak. çünkü açıkça bir insana sen düşüncelerini yazıyorsun ama senin yazdıkların kıymetsiz, bak bu bilgi falan veriyor o yüzden o daha çok hak etti karma puanını demek gibi bir şey. insanlara çıkıp düşünceleriniz değersiz anlamına gelebilecek bir şey derseniz elbette kalkıp bu durumu eleştirirler. eğlenmeye ve kafa dağıtmaya geldikleri bir platformda sırf bunu yapıyorlar diye diğerlerinden aşağıda görülmeyi kimse istemez. 20 karma puanı çok bir şey olmayabilir ama burada mesele açıkça fikirlerini istemeyerek de olsa değersizleştirmektir. bunu görebilmek çok zor değil ama görüldüğü halde bu risk alındıysa bir şey diyemem.
yani işin özü; bir takım düzeltmeler ile sözlük için oldukça faydalı olabilecek bir özellik belli başlı aksaklıklar nedeni ile yarardan çok zarara dönüşüyor. bazen bir tane insanla bile baş etmek yeterince zor iken 5000 hadi çaylakları da sayalım en kötü 12.000 insan ile baş etmeye çalışmak zahmetli bir iş. herkesi aynı anda memnun etmek de mümkün olamaz zaten. yine de en başından yönetim ve yazarlar arasına sınır koymadan samimi bir iş yapmak için bir adım attınız - ki kendi adıma bunu gerçekten kıymetli buluyorum- ve bu gibi durumlarda da bu kararın zorluklarını çeken sizlersiniz. yazarlar için her ne kadar samimi ve olumlu olsa bile bu karar yönetimi sürekli zora sokacak bir durum. bu yüzden insanlar buranın sanal bir platform olduğunu ve ayakta kalmak için belirli şartlara ihtiyaç duyduğunu göremiyor ve siz de bir araya getirmeye çalıştığınız bir topluluğu bir arada tutmakta zorluk yaşıyorsunuz. eğer bu bir denge politikası ise her iki tarafın da fayda sağlaması gerek. yönetim bizimle ilgileniyor, samimi bir ortam burası diye gelen insanların -ki kendilerini önemli ve kıymetli hissettikleri için geliyorlar- bir kısmını sizin emekleriniz de kıymetli ama şu arkadaşlar kadar da değil şimdi diye ötekileştirirseniz o insanlardan tepki görünce şaşırmamanız gerekir. niyetinizin kötü olduğunu hiç ama hiç düşünmüyorum sadece aslında o çok göze batmayacak 20 karma puanın insanlar için nasıl onur meselesine dönüşebileceğini ve bu sözlüğü üzerine kurduğunuz samimiyet fikrini nasıl zedeleyebileceğini anlatmaya çalışıyorum.
ah be gandalf, kafanda kurmuşsun kızım sen. keyifli sözlükler, beşinci günün şafağında film izleyip ağzıma spagetti tıkıyor olacağım beni doğuda aramayın.
edit: bu tanım kişisel çıkar gözeterek değil yazmayı sevdiğim bir platformun çıkarlarını gözeterek girilmiştir yoksa bana göre hava hoş, ellerimi ovuşturup yeni alacağım rozetlerin hayalini kurabilirim köşede.* şarabımızı yudumlarken madalyasız köylülere üstten üstten bakıp burjuva triplerine de girer miyiz be sözlük? hiç mi olmaz? peki. yani şimdi hiç mi olm... tamam o zaman. şarap yoksa vişne suyu neyim içerdik. o da olmaz... peki. oldu o zaman bana müsade, kaçtım ben.
burada yazan yazarların bir kısmı ilk defa sözlük benzeri bir platformda yazıyor bir kısmı ise çeşitli sözlüklerde yıllarca dirsek çürütmüş insanlar ama bu tarz platformların düzenli bir aktif üye sayısı ile ayakta kalabileceğini anlamak için daha önce sözlüklerde yazmaya gerek olacağını düşünmüyorum. yalnızca 'sözlük yazarlarının en sevdiği ders' temalı başlıklar ile bu tarz bir kemik yazar kitlesi oluşmaz, ha oluşur ama o platform artık sözlük değil forum olur. bilgi ve edebiyat başlıklarına çok yoğun bir ilgi olmadığı aşikar ki bu gayet anlaşılabilir çünkü forumsal başlıklara en düz insanın bile yazabileceği bir şey varken bu tarz konular özel bir ilgi gerektirir çoğu zaman bundan ötürü genelde çok azı 10 tanımdan yukarısını görüyor ve bu tarz başlıklara emek veren yazarlar da bir noktadan sonra verdikleri emeklerin boşa gittiğini düşünmeye başlıyor. sözlük git gide bu yazarları kaybetmeye başladığında da bu bizi en başta söylediğim meseleye götürüyor aslında; forumsal başlıklar ile dolmaya başlayan ve artık sözlük olmaktan çıkmış bir platform.
bu yönetimin basitçe az ilgi gören bilgi ve edebiyat başlıklarında dirsek çürüten yazarlara 'seni görüyoruz, yazdıkların kıymetli' deme şekli bana kalırsa ki doğruluğu yanlışlığı tamamen tartışmaya açık. hızla büyüyen bir platformu dengelemek zorundalar ve bunu da forumsal ve bilgi içerikli tanımları dengede tutarak yapmaları gerekiyor. eğer bu tarz ödül sistemleri olmaz ise çok çabuk bu denge bozulup yerini tamamen forumsal içeriklere bırakabilir ki bu da o yazmayı çok sevdiğinizi söylediğiniz platformun pek çok benzeri gibi çöpe dönüşmesine sebep olur. hani artık tamamen çöplüğe dönüştüğünü düşündüğünüz için kaçıp buraya sığındığınız sözlükler gibi.
dengeli bir biçimde kemik yazar kitlesi elde etmek kolay bir iş değil. pek çoğumuz ekşi'de yıllarca yazar olma hayali ile uzun süre çaylak olarak kaldık, henüz yazar olamamış olanlar da vardır mutlaka. ekşi basitçe yazar olabilmeyi ödül olarak sunuyordu, orada bir ses olabilmen için yıllarca beklemek zorunda kalabiliyordun. bu kadar istikrarlı bir biçimde yazdığın bir platformdan çat diye çıkıp gitmezsin çünkü o noktaya gelene kadar emek vermişsindir. burada yazar olmak için yıllarca beklemek zorunda olmama durumu var, orada verdiğin emeğin çok azını verip bir günde de yazar olabiliyorsun o zaman sıkılıp bunaldığında ne tutacak ki seni burada? bunu tek kişi üzerinden düşünmemek lazım, onlarca bu şekilde davranacak olan yazar var. belki iki ay sonra değil ama iki yıl sonra burayı pek çok sözlük gibi hayalet kasabaya dönüştürebilecek bir durum bu. edebiyat/ bilgi içerikli tanım girip yazdıklarının okunmadığını/az okunduğunu düşünen bir yazarı ekşi'de bulunan bu yıllarca emek verdim mantığı ile burada tutmak mümkün değil. günün sonunda yine dediğim yere çıkıyor, yavaş yavaş forumsal olan ve giderek hayalet kasabaya dönen sözlük...
o yüzden bu tarz ödül sistemleri teşvik edici ve dengeli bir kemik kitle oluşturup kafa sözlük'ün devamlılığını sağlamak için en azından bir süre gerekli. bu denge politikası hem insanların gerçek anlamda burayı bir sözlük gibi kullanabileceği hem de kafalarını dağıtıp eğlenebilecekleri bir platforma dönüştürür, bunun için bir kaç teşvik edici hamlede bulunmanın yanlış bir tarafı bence yok.
iğneyi batırdığımıza göre gelelim çuvaldıza.
ilk olarak bu resmen moderatörleri harap edecek bir iş yoğunluğuna sebep oluyor. bu en başından atılması gereken bir adımdı, binlerce tanım girildikten sonra değil. bu hem sözlük içinde aksamalara neden olacak bir durum -gerçi muhtemelen ona bir çare bulmuşsunuzdur- hem de iş gücünüz kısa vadede yeterli değil. ayrı bir ekip kurulmuş olsa bile yazarların madalya talep edebilecekleri bir sistem olmadığı için tamamen gönüllülük esasına dayalı bir madalya dağıtımı oluyor. en azından tanımların altına tıkladığımız zaman sil, düzenle gibi seçeneklerin yanına madalya talebi gibi bir seçenek eklenirse hem insanlar tek tek tanımlarını bir başlıkta toplamaya çalışmazlar hem de bu iş için çalışan ekip daha az yorulmuş olur. belirli bir sistem üzerine düşen talepleri inceleyip hızlıca geri dönüş sağlayabilirler en azından tek tek alt alta dizilmiş karışmaya müsait tanımlara tıklamak ve uğraşmaktan daha kolay olacaktır.
bu madalya sistemi kalıcı bir duruma gelirse eğer bu iş yüküne sahip olan ekibi ne kadar süre gönüllülük esası ile tutabileceğiniz sorusu da var. günde en kötü 4000 tanım girilen bir sözlükte eski tanımları da dahil edersek epey uzun süreli bir yoğunluk oluşacaktır bu konuda ve elinizdeki ekibi gönüllü şartlar altında mısırlı köleler gibi gece gündüz çalıştırma gibi bir planınız yoksa daha fazla iş gücüne ihtiyacınız var demektir. entryleri otomatik bir şekilde tanımlayarak madalya verebilen bir sistem oluşturmazsanız elbette ama ona da şu şartlar altında güç yeteceğini düşünmüyorum çünkü çok pahalıya patlar muhtemelen. ya da bilmiyorum belki de o kadar masraflı değildir tamamen tahmini konuşuyorum şu an. o yüzden en azından bu gönüllü madalya talebi işlerini daha basit ve hızlıca yapılabilecek bir sisteme oturtmanız daha sağlıklı olacaktır.
bir diğer husus insanların sırf çok sevdikleri rozetler için sanki bir görevmiş gibi tanım girmeye başlayacakları durumlar oluşacak. hadi ben zaten bir dakikada bile 150 kelime konuşabilecek potansiyelde bir çenesizim, bu sistem gelmeden de zaten manas destanı tadında tanımlar giriyordum ama kısa ve öz anlatılabilecek şeyleri uzatarak anlatmak zorunda hissedecek onlarca yazar belki de aslında 20 kelime ile anlatılabilecek şeyleri mecburi olarak dolandırarak anlatıp okuyanı yoran yarısı boş tanımlar yazacaklar. bu hem yazarlar için hem okuyanlar için hem de sözlük için sıkıntılı bir durum. 10 kişiden 5 tanesi rozet meselesini umursamaz ama kalan 5 tanesi umursar. bunu 5000 tane yazara uyarlamak da çok fazla bilgi kirliliği demek. kaliteli ve dengeli bir platform oluşturmak için riskli bir yöntem. zaten puan sıralaması yarışı varken ve çok göze batmadan sürerken neden madalya alan yazarlara karma puanı imtiyazı tanımak yerine madalya olayını da puan sıralaması gibi bir yarışa dökmediniz ki sadece? hem sözlükte sürekli lafı edilen kankacılık meselesi yüzünden sürekli birinci gelen yazarların olmadığı bir sistem olurdu bu. zaten 150 kelime yazmaya bile yorucu diye bakan bir kitle de bu yarışa dahil olmayı çok tercih etmezdi. böylece en azından karma puanı imtiyazı ile 1000 tane bilgi ve edebiyat içerikli tanım giren yazar tutabiliyorsanız en kötü bahsettiğim şekilde 700 tane tutmuş olurdunuz ama bu dengeyi bozacak kadar büyük bir fark yaratmazdı.
puan yarışında ödül sözlükte kazanılan bir şey değildi, yanlış bilmiyor isem hediye çeki gibi bir ödül alınıyordu ama şimdi madalya olayında insanlar sözlükte kazanabilecekleri bir şey gördükleri için bunu hem suistimal edecekler hem de bu tarz tanımlar girmek yerine kafa dağıtmaya gelen insanlar haksızlık olduğunu düşünmeye başlayacak. çünkü açıkça bir insana sen düşüncelerini yazıyorsun ama senin yazdıkların kıymetsiz, bak bu bilgi falan veriyor o yüzden o daha çok hak etti karma puanını demek gibi bir şey. insanlara çıkıp düşünceleriniz değersiz anlamına gelebilecek bir şey derseniz elbette kalkıp bu durumu eleştirirler. eğlenmeye ve kafa dağıtmaya geldikleri bir platformda sırf bunu yapıyorlar diye diğerlerinden aşağıda görülmeyi kimse istemez. 20 karma puanı çok bir şey olmayabilir ama burada mesele açıkça fikirlerini istemeyerek de olsa değersizleştirmektir. bunu görebilmek çok zor değil ama görüldüğü halde bu risk alındıysa bir şey diyemem.
yani işin özü; bir takım düzeltmeler ile sözlük için oldukça faydalı olabilecek bir özellik belli başlı aksaklıklar nedeni ile yarardan çok zarara dönüşüyor. bazen bir tane insanla bile baş etmek yeterince zor iken 5000 hadi çaylakları da sayalım en kötü 12.000 insan ile baş etmeye çalışmak zahmetli bir iş. herkesi aynı anda memnun etmek de mümkün olamaz zaten. yine de en başından yönetim ve yazarlar arasına sınır koymadan samimi bir iş yapmak için bir adım attınız - ki kendi adıma bunu gerçekten kıymetli buluyorum- ve bu gibi durumlarda da bu kararın zorluklarını çeken sizlersiniz. yazarlar için her ne kadar samimi ve olumlu olsa bile bu karar yönetimi sürekli zora sokacak bir durum. bu yüzden insanlar buranın sanal bir platform olduğunu ve ayakta kalmak için belirli şartlara ihtiyaç duyduğunu göremiyor ve siz de bir araya getirmeye çalıştığınız bir topluluğu bir arada tutmakta zorluk yaşıyorsunuz. eğer bu bir denge politikası ise her iki tarafın da fayda sağlaması gerek. yönetim bizimle ilgileniyor, samimi bir ortam burası diye gelen insanların -ki kendilerini önemli ve kıymetli hissettikleri için geliyorlar- bir kısmını sizin emekleriniz de kıymetli ama şu arkadaşlar kadar da değil şimdi diye ötekileştirirseniz o insanlardan tepki görünce şaşırmamanız gerekir. niyetinizin kötü olduğunu hiç ama hiç düşünmüyorum sadece aslında o çok göze batmayacak 20 karma puanın insanlar için nasıl onur meselesine dönüşebileceğini ve bu sözlüğü üzerine kurduğunuz samimiyet fikrini nasıl zedeleyebileceğini anlatmaya çalışıyorum.
ah be gandalf, kafanda kurmuşsun kızım sen. keyifli sözlükler, beşinci günün şafağında film izleyip ağzıma spagetti tıkıyor olacağım beni doğuda aramayın.
edit: bu tanım kişisel çıkar gözeterek değil yazmayı sevdiğim bir platformun çıkarlarını gözeterek girilmiştir yoksa bana göre hava hoş, ellerimi ovuşturup yeni alacağım rozetlerin hayalini kurabilirim köşede.* şarabımızı yudumlarken madalyasız köylülere üstten üstten bakıp burjuva triplerine de girer miyiz be sözlük? hiç mi olmaz? peki. yani şimdi hiç mi olm... tamam o zaman. şarap yoksa vişne suyu neyim içerdik. o da olmaz... peki. oldu o zaman bana müsade, kaçtım ben.
devamını gör...
yadigar ejder
aynı isimli kişiye ithaf edilmiş bir the ringo jets parçası.
"herkesin yabancı olduğu bir dünyada yaşıyoruz
kimsesiz ve de garip
gidiyorum, evet, gidiyorum!
ama bir gün hiç kimsenin haberi olmadan gideceğim bu dünyadan
o zaman, kimse bulamayacak beni, hiç kimse!"
"herkesin yabancı olduğu bir dünyada yaşıyoruz
kimsesiz ve de garip
gidiyorum, evet, gidiyorum!
ama bir gün hiç kimsenin haberi olmadan gideceğim bu dünyadan
o zaman, kimse bulamayacak beni, hiç kimse!"
devamını gör...
trollerin çaylak yapılması
destekledigim durumdur. yapanın eline sağlık.
devamını gör...
doğru insanı bulmak
doğru insan bulunmaz diye bir şey yok. bulunur. düşük bir ihtimaldir ama size şöyle söyleyeyim. doğru insanla tanıştığınızda, bunu bilirsiniz.
devamını gör...
ilişkilerden edinilen tecrübe
bütün sırlarını paylaştığın, her şeyini döktüğün tutuyor düşmanın oluyor. yani kendi düşmanını elinle yetiştirmiş oluyorsun.
devamını gör...
brezilya fönü
hem daha bakımlı görünmesini sağlaması ve saç dökülmesini engellemesi,hem de normalde dalgalı olan saçlarımın düz olmasını istediğim için yaptırdığım bana göre gerçekten işe yarayan ve memnun kaldığım bi uygulama.yaklaşık 1 senedir düzenli aralıklarla yaptırıyorum.güvendiğiniz ya da tavsiye edilmiş bir kuaförde yaptırmanız en doğru olanı ve uygulama yapılırken özellikle bitkisel ürünlerle yaptırmak istediğinizi belirtmek en iyisi olur bence çünkü diğerlerinin içinde bulunan bazı kimyasallar saçınıza gerçekten zarar verebilir.
devamını gör...
insana mutluluk veren sıradan olaylar
denize girmek.
devamını gör...
kutsala saygı duymanın saçmalık olması
aslında kutsala değil, onu kutsal kabul eden insanın fikrine saygı duyuyorsun. insana saygı.. özeti bu aslında.
devamını gör...
eksik bir şey
ezginin günlüğü - eksik bir şey
şarkı sözleri
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
atsan atılmaz satsan satamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram her şeyim tamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram her şeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
sonunda aşkı bulmuş gibi...
şarkı sözleri
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
atsan atılmaz satsan satamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram her şeyim tamam
eksik bir şey mi var, anlayamam
bak çayım sigaram her şeyim tamam
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
eksik bir şey mi var hayatımda
gözlerim neden sık sık dalıyor
eksik bir şey mi var hayatımda
gökyüzü bazen ciğerime doluyor
kalksam duraktan dolmuş gibi
arka koltukta unutulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
terliklerimle gelsem sana
sonunda aşkı bulmuş gibi
sonunda aşkı bulmuş gibi...
devamını gör...
uganda'nın sosyal medyayı kapatması
uganda'da sosyal medyamı kullanıyolarmış?
devamını gör...
ölen kişiyi son bir kez görmek istemek
sanırım veda etmek için ister. şöyle ki dedemin çok hasta olduğu zamanlar, vefatına yakındı, bizim görmemize izin vermezlerdi. onu eski haliyle hatırlayın derlerdi. çünkü gerçekten en son hangi halini gördüyseniz aklınızda o hali kalıyor. ama işte biz de dayanamıyorduk son zamanlarında yanında olmak istiyorduk.
bu da ona benziyor insan veda edebilmek istiyor en azından. tabii yüreğinizde hep taşıyorsunuz bu sadece fiziksel bir veda. belki son kez dokunmak, son kez yüzünü görmek, eskiden gülen gözleri, tebessümle kıvrılan dudakları, şaşırınca kalkan kaşları son bir kez cansız da olsa görmek istiyorsunuz. bir zamanlar sıcaklığıyla içinizi ısıtan o bedenin sıcaklığını son kez hissedebilmek istiyorsunuz. çaresizlikten biraz da...
hiç onsuz kalmamışsınız ki o olmadan nasıl yaşanır, sesini duymadan, kollarına sarılmadan nasıl yaşanır bilemiyorsunuz. son kez görmek istiyorsunuz, son kez sarılmak istiyorsunuz, hem ona hem anılara küçük bir veda... artık o andan sonra da onun sıcaklığını, bakışlarını, gülüşünü, kısacası onu içinizde yaşatıyorsunuz. belki de son kez görmek istemek bu yüzdendir...
bu da ona benziyor insan veda edebilmek istiyor en azından. tabii yüreğinizde hep taşıyorsunuz bu sadece fiziksel bir veda. belki son kez dokunmak, son kez yüzünü görmek, eskiden gülen gözleri, tebessümle kıvrılan dudakları, şaşırınca kalkan kaşları son bir kez cansız da olsa görmek istiyorsunuz. bir zamanlar sıcaklığıyla içinizi ısıtan o bedenin sıcaklığını son kez hissedebilmek istiyorsunuz. çaresizlikten biraz da...
hiç onsuz kalmamışsınız ki o olmadan nasıl yaşanır, sesini duymadan, kollarına sarılmadan nasıl yaşanır bilemiyorsunuz. son kez görmek istiyorsunuz, son kez sarılmak istiyorsunuz, hem ona hem anılara küçük bir veda... artık o andan sonra da onun sıcaklığını, bakışlarını, gülüşünü, kısacası onu içinizde yaşatıyorsunuz. belki de son kez görmek istemek bu yüzdendir...
devamını gör...
allah'a küfreden insan
goruldugu yerde hic bir iletisim kurmaksizin ölü taklidi yapilmasi gereken insandir. dine, tanriya veya cok farkli bir alana inanirsin/inanmazsin bu kisilere kalmistir. elestirilebilir de, bunda da sikinti yoktur ama! kufur etmek, alayci bir uslupla sozde elestiri de bulunmak, elestirdigini degil kisiyi alçaltir. boyle insanlarla ne muhattap olunmalidir, ne de sozleri kâle alınmalidir.
devamını gör...
zeka
zihinsel işlem kapasitesini temsil eden kavramdır. geliştirmenin en kolay yolu stres ve baskıya açık olmaktır. zihin kendini tehdit altında hissetmeye başlayınca kapasitesini zorlamaya başlar buna stres denir. süreklilik arz eden tehdit baskı oluşturur. zihin problemi çözmek için sınırlarını genişletmek zorundadır. birden çok işlemi aynı anda ve daha kısa sürede yapmaya eğilim gösterir. böylece zeka gelişir. rehavet ise zamanla insanı aptallaştırır.
devamını gör...


