yine diyet modu..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanıtım videosunun karanlığı ve müziği bile yeter. tim burton ın çektiği batman ve batman returns filmlerinin karanlığı bu geceye en çok yakışmış filmlerdir.
devamını gör...

çok sık kendinden bahsedip övünüyorsa, karşısındakini dinlemeden sürekli konuşmaya çalışıyorsa bir de çok fazla konuşuyorsa öyle izlenim oluşuyor.
devamını gör...

iyi biri olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam diyecektim ki o da olur efenim. mis gibi de kanıtlanır. bu yazar okunur da okutulur da.. dilerim kii hep kendi gibileriyle karşılaşır ve onlarla uğraşır. bir gün uyandığında ördüğü duvarları maviye boyanmış çitlere dönüşmüş olsun, müslüm gürses yerine gizli gizli serdar ortaç dinleyeceği günlere ışınlansın. hayat kısa, patagonyalı üzülüyor günleri geride kalsın. kalbi hep sıcacık kalsın.. gülücükler bissürü gülücükler..
devamını gör...

intihale takılıp durmak.
devamını gör...

aile bireyleri yardımcı olmadıkları için suçludur.
komşuları bu durumu devleti temsil eden kurumlara bildirmediği için suçludur.
muhtardan belediye başkanı ve devletin bilumum sosyal yardım çalışanları ve en sonunda da devletin ve hükümetin başı suçludur.
bu iki masum ve cennet gülü bebekleri dilerim ki ahirette bu anlarında yanlarında olmaları gerekirken olmayan herkesi cehenneme tekmeler.
devamını gör...

ah be kaptan ah be hoca
yaktınız bizi yaktınız, alacağınız olsun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

korku, tehlike anında kaçılmazdır. insan'ın içinde taşıdığı, kaçamadığı ve kişilere göre değişen histir.
dostoyevski ye göre yalan duygudur.

insan neden korkar?
düşmekten, sevdiğinden, ölümden, gelecekten, kaybetmekten.. ve daha bir sürü şeyden..
korku'nun dozunda olması gereklidir bazen harekete geçirebilir, yer değiştirmeni sağlar, koşullarını değiştirir. mücadeleyi arttırır. ama her duygu gibi fazlası zarardır.
içinde çok fazla kalırsan zindan'dan farkı yoktur. dışarıyı bilmeden yaşamak gibi. özgürlüğünü yitirirsin. ne elindeki imkanı görebilirsin ne önünü. bu duygu'dan sıyrılmadığın müddetçe her an tehlikedesin.

korku işe yarayabilir ama korkaklık hiç bir işe yaramaz.
gandi


korkak olmak, korkuya çabucak teslim olmaktır. o zaman hiçbir zaferin olmaz. korkmayanları tarih kitapları hep kudretli olarak nitelendirmiş ve zaferlerinden bahsetmiştir. ama bu korkusuzluk etrafa kükremek değildir. bu davranışta bulunanın asıl hisleriyle ilgili isabetli bir cümle var.

etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur.
epikür


çoğu atalarının kendilerini koruma iç güdüsüyle oluşturdukları davranış biçimlerinin aktarılmasıyla,üzerlerine hazır bir şekilde giymiş oldukları saldırgan gömleklerdir.

son noktayı bana göre goethe koymuştur.
korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir.
devamını gör...

uzun zamandır bizi bilgilerinden mahrum ediyor , cezalandırıyor .
özledik tanımlarını, akıcı yazılarını lütfen bu kadar özletme kendini, yaz yaz ki aydınlat gençlerimizi , aydınlat bizi değerli kardeşim.uzak durma klavye den. iyi olduğunu bilelim.
devamını gör...

nat king cole şarkısı. 1948 senenisnde kaydedilmiştir. o günden bu güne çok kez coverlanmış ve başka başka sanatçılar tarafından icra edilmiştir. david bowie'sinden tutun, frank sinatra'sına kadar, müthiş sanatçıların elinden geçen parçanın benim için en değerli kaydı ise aurora'nın yaptığı cover'dır. içime içime işleyen tek versiyonudur hatta.

orijnal sözleri şöyledir;

there was a boy
a very strange enchanted boy
they say he wandered very far, very far
over land and sea
a little shy and sad of eye
but very wise was he
and then one day
a magic day he passed my way
and while we spoke of many things
fools and kings
this he said to me
the greatest thing you'll ever learn
is just to love and be loved in return
the greatest thing you'll ever learn
is just to love and be loved in return



bunun yanı sıra, aurora'nın söylediği versiyonda ise sözler biraz değişmiştir;


there was a boy
a very strange enchanted boy
they say he wandered very far, very far
over land and sea
a little shy and sad of eye
but very wise was he

and then one day
a lucky day he passed my way
then we spoke of many things
fools and kings
then he said to me:
"the greatest thing you'll ever learn
is to love and be loved in return"


değişen sadece sözler de değil pek tabii. şarkıya bir de çello eklenmiş ki, tadından yenmiyor efendim. zaten çello sesine hayran olduğumdan, şarkıyı ayrı bir sever oldum. bu versiyon ise 2016 senesinde piyasaya çıkmıştır. ve yine aynı sene vizyona giren alien: covenant filminin trailer'ında da kullanılmıştır.
bir riddley scott filminde bu şarkıyı duymanın zevki ise bambaşkadır.
neyse efendim, ben bu şarkıyı ilk frank sinatra'dan dinlemiştim. ve hoşuma gitmişti. sonra araştırınca orijinalini buldum. o daha güzeldi:p
daha sonra mevzubahis filmin fragmanında da duyunca şok oldum. art arda kaç kez dinlediğimi hatırlamıyorum bile. dinlemek şurda kalsın, bir de sesli sesli söylüyordum karga sesimle. iş bu girdi ile de o dönemde kimlere rahatsızlık verdiysem özür dilerim. ama seviyorum napayım. nedensizce bir hüzne gark ettiği de doğrudur naçizane beni.
haa unutmadan, iki versiyonunu da şöyle bırakayım. belki dinlemek isteyen olur.

orj;


aurora;
devamını gör...

köpek için diş sağlığı, beslenme ve savunma konusunda hayati önem taşıdığı içindir. köpekler diş temizliğini ve bakımını kemiklerle uğraşarak sağlar. löp et dişinin arasında kalınca ne yapsın hayvancağız, kocaman kocaman kemikler bulun uğraşsın.
devamını gör...

yolunu bulamamak. yetersiz bilgi nedeniyle uyum sorunu yaşama ve bulunduğu duruma, ortama uyum sağlayamamak anlamında kullanılır.

tam olarak başarısızlık değildir aslında. kendisinden bekleneni veremeyen kişi için kullanılır.

örneğin iş yerinde çalıştığı birim değişince bir türlü beklenen performansı veremeyen kişi için kullanılabilir.

uyum sorunu için kullanılır işte.*
devamını gör...

serseri mayın isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

çok güzel bir meyvenin ürünüdür. posası da tüketilmelidir.

taze sıkılmış olanı makbuldür. aç karnına içilmesini tavsiye etmem.
devamını gör...

aşığım. yıl 2006 sanırım 9.sınıftayken sarı saçlarıyla tanımıştım. o günden beri hiç azalmadı sevgim. katlanarak arttı.

tam anlamıyla müzisyen. kalbi güzel, yüzü güzel. kendisini iyi ki dinlemişim yıllar önce.
devamını gör...

kitabın sayfasına değil de farklı bir kağıda yazmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum. kitabın tek bir sayfasında leke oldu mu bile geriliyorum.
devamını gör...

annem. özlem kelimesi onunla bütünleşti. o da özlemle. ben gurbette değilim gurbet benim içimde demişti şair de.
devamını gör...

kaynanalar dizinde nöri gantar karakteri ve tijenin "niiiiiiiii" demelerini tv de gördüm.
devamını gör...

küçük sherlock güçlerim beyin kıvrımlarımı gıdıklıyor.

bizde doğum günleri, pastaya ulaşmamızı sağlayan bir araçtır sadece.
hem yürüyüş yapmak hem de kitap değiştirmek için kütüphaneye gitmek üzere dışarıya çıktım.geldiğimde;benim kıyafetimi astığım yere kardeşim kendi kıyafetini aşmış,kuşkulandım.sonra baktım,gün boyu uğramadığı odası dışarıya çıkma emareleri gösteriyor (kıyafetinin yeri değişmiş, çorap,terlik..olmayan şeyler işte).son olarak mutfakta-bunu saklamak akıllarına gelmemiş diye düşünüyorum-mum ve maytap gördüm bir paket içinde.pastayı arasam bulmakta zorlanmam,ancak hem görüp hem de görmemiş gibi davranmak istemiyorum.
neyse, hasılı yaşlandık be sözlük.şunun sırasında otuza ne kaldı.rakama bak! otuz!neyse daha zamanım var.alışırım diyeceğim de ben daha yirmi yediye alışamadım.belki de görmem kim bilir*.
devamını gör...

testi yapan personel için diğer tanı testlerinden daha ayrı bir yeri olandır.

zamanında spermiyogram yapmış bir stajyer olarak ben de tecrübelerimi paylaşayım ki tam olsun.

öncelikle gelen materyali 37 santigradlik etüv dediğimiz bir aletin içine koyuyoruz. etüv, böyle yarım buzdolabı büyüklüğünde birşey. aman niye uğraşıyorum, aha şöyle bişey.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1-2 saat bekletiyoruz ki içinde bulunduğu semen iyice akışkan hale gelsin, sıvılaşsın falan. süre dolduktan sonra şırıngayla çekiyoruz, kontrol ediyoruz iyice sıvılaşmış mı diye. şırınganın iğnesinde garip bir aparat var, onu bulamadım şimdi.

şöyle tarif edeyim orasını. hani iğneyi şırıngaya oturttuğunuz yeşil başlık kısmı var ya, o kısmının bir yüzü düz. sanırım analizi yapacak cihazdaki yuva o şekilde ki, ona göre yapılmış. üzerinden 10 sene geçti, tam hatırlamıyorum *. cihaz dediğim de tüplü bilgisayar monitöründen daha küçük, üzerinde ufakça bir ekran olan birşey. mililitredeki sperm sayısı, vizkozitesi (akışkanlığı), canlı/ölü oranını falan veriyor. ekranda da güzel güzel görüyorsunuz oynayan spermleri.

tabi bazen hoş sonuçlanmıyor bu test. kamyoncu gibi iri yarı, beyaz atletli pos bıyıklı bir abi geldi bir gün. utana sıkıla verdi numuneyi. ulan 3 kere baktık, spermler gram hareket etmiyor. adam kısır yani. bana "sen söyle kindred" diyecekler diye çok korktum, neyse ki bana vermediler o görevi *. bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...

daha okula başlamamış bir çocukken bir iki kez kaybolmuştum. her seferinde de bulanlar karakola götürmüşlerdi. tabi çocuğum ya polisler de para, çikolata vs verip başımı okşamışlardı. bu durum hoşuma gittiği için evden uzaklaşıp yoldan geçen birisine "abi kayboydum beni kayakola götüyüymüsün" diyerek kendimi karakola atıyordum. sonra da sezercik gibi "paya vay mı? çikolata vay mı?" diyordum.

bu zamanda kaldı mı böyle iyi polisler bilmem ama babam bir daha karakola gidersen seni almayacağım diye tehdit etmişti. yazık adama çikolata sevdasına her seferinde işini bırakıp beni almaya geliyordu onca yoldan.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim