parmak. özellikle intörn doktorların analdan rektal tuşe denemeleri hastaları korkutuyor. parmakları zarif olan arkadaşlar hastayı kazanırken , iri elleri olan arkadaşlar hastaya zulüm oluyor.
(bkz: rektal tuşe)
(bkz: vajinal tuşe)
edit : parmak organ değil uzuvdur diyen olabilir. el bir duyu organıdır der noktayı koyarım. hah.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gözlerinin yeşilini yidiğim.
devamını gör...

tv de pc de telefonda ve araba radyosu gibi şeyler de ses sayılarını 5-10-15-20-25-30 gibi ayarlamak.
devamını gör...

floating market olarak bilinen yüzen pazarlar nehirler üzerinde teknelerle yiyeceklerin ve hediyelik eşyaların satıldığı pazarlardır.
çoğunlukla su taşımacılığının kullanıldığı şehirlerde yerel halkın kurduğu bu pazarlar turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. ​tayland, endonezya, vietnam, sri lanka, bangladeş ve hindistan yüzen pazarların çok popüler olduğu yerlerdir.
bizim sokak aralarına kurulan pazarlarımızın nehirler üzerine kurulduğunu ve rengarenk bir görsel şölen yaşandığını düşünün efendim, hatta düşünmeyin ben birkaç kare bırakayım aşağıya;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu tür konularda ne kadar geri planda olmayı tercih etsem de, hali hazırda 3 aydır süregelen ve bir türlü sona ermeyen suçlama haline son vermek için, kendisine karşı cevap hakkımı kullanmak istediğim yazar.

sevgili yazarımız, üye olduğu ilk günlerde akışta sürekli olarak tanım spamlıyordu. 1 gün kadar çaylağa çekip, gerekli bilgilendirmeyi yaptıktan sonra yazarlığa devam etmesi sağlandı.
kendisinin de kabul ettiği üzere, bazı yazarlar hristiyanismail tarafından rahatsız edildiklerini moderasyona beyan etti. aynı yazarlar sonrasında ise, yönetimin hristiyanismail'i koruduğu ve ona karşı işlem yapılmadığını beyan ederek sözlükten uzaklaştı.

sevgili yazarımızın bahsettiği gibi, kendisine takıntılı bir ruh halinde olsaydım, aylar öncesinden işlem sağlayabilecek şikayetler mevcuttu.
bu zamana kadar sözlükte hiçbir konuyu bireyselleştirmedim, bireyselleştirmem.
zaten böyle bir yapıda olsam da moderasyonda oturttuğumuz sistem bana izin vermez.
bu tür önemli kararları oy çokluğu ile alırız, salt benim fikrim önemsizdir.

bundan iki hafta öncesine kadar aylardır iletişim kurmamış olmamıza rağmen, benimle ilgili ardı arkası kesilmeyen, envai çeşit suçlamalar içeren tanımlar girmekteydi.
bu konuda ne bir uyarı aldı ne de herhangi bir tanımına dokunuldu.
iki hafta önce, "şimdi bir kadın yazarla daha tartışıyorum, taciz olarak yorumlama kişisel meselem" diyerek bana ulaştı.
yine aynı şekilde, özel mesaja müdahale etmediğimizi, olayı sözlük içine taşımamasını izah ettim ve konuyu kapattım.

kısacası aylardır "mesajlarım okunuyor, pavlov bana acayip kafayı taktı, şöyle kötü biri, böyle tiksinç biri, kadın kankalarını kolluyor (ki korunan yazarlar ne hikmetse teker teker kafa iznine çıkmış durumda)" gibi mesnetsiz ifadelerin tamamının altı boş.
kaale almadığım için cevap verme tenezzülünde dahi bulunmuyordum.

benimle alakalı dilediğiniz eleştiriyi yapınız, dokunmam.
derdim sözlüktür ve sözlüğün format ve kurallar dahilinde işleyişini sağlamaktır.

hristiyanismail de sözlüğün formatına uymayarak, kuralların içinden geçmeye çabaladığı için ceza almıştır.
tutmayan bir başlığındaki tanımını, tutana kadar silip tekrar giriyor. bu sayede akışta hep en üstte göstermeye çalışıyor
ve bunu sürekli olarak yapıyor.

hristiyanismail gibi birkaç yazar sözlükteki genel düzeni bozmaktaydı. sözlüğün genelinin bu konuda rahatsızlık duyması ile, geçen hafta düzenli olarak yapmış olduğumuz moderasyon toplantısında bu konuyu da görüştük.
oy çokluğu ile belirli bir süre çaylağa çekilmesi kararlaştırıldı.

yani kendisinin beyan ettiği gibi, tek ceza yiyen benim algısının da tamamen içi boş.

gelgelelim çaylaklığı açıldıktan sonra dahi, benimle bir kişisel meselesi varmış gibi göstererek kendi yapmış olduğu format ihlallerini saklamaya çalışıyor.
uzun lafın kısası, hiçbir kurala uymayayım bana da kimse dokunmasın mantığında ilerliyor.
biz buna izin vermeyiz.

kendisi, diğer her yazar gibi kurallara uyarsa burada dilediği kadar yazarlık yapabilir. ancak sürekli forumsal içerik üreterek, tutmayan içeriklerini tekrar tekrar akışa göndererek bütün topluluğa zorla okutmaya devam ettiği sürece, diğer her yazar gibi cezaya muhatap olacaktır.

son olarak, bu zamana kadar kendisi ile yaptığımız bütün özel mesajlaşmaları, dileyen kişiye ulaştırabilir. benden kendisine izin var. hepsini okumak 3 dakika ya sürer ya sürmez. bu konuşmaların tamamını tarihleriyle beraber alarak, okuyan her yazar ile gerek discord üzerinden gerek sözlükten iletişim kurmaya açığım.

bu zamana kadar hakkımda söylediği her şey uydurmadır. temel amacı ceza alacağını bildiği ve belirli konularda uyarıldığı için "pavlov bana taktı" algısını oluşturmak üzerinedir.
devamını gör...

bir nâzım hikmet şiiri*

yıl 1938. türk yazınının büyük ustalarından nâzım hikmet “orduyu isyana teşvik” suçuyla tutuklanmış ve 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. istanbul, ankara ve çankırı tutukevlerinde geçirilen yaklaşık 2 yılın ardından hayatının tam 10 yılını geçireceği bursa tutukevine nakledilir. bursa yılları, adına şiir denen şu incelikli sanatın en yüksek sanat düzeyine erişeceği yıllar olacaktır.

bursa tutukevinde sıradan bir gün, yıl 1948. nâzım'a bir ziyaretçi gelmiştir: yazar peride celal, fakat yalnız değildir, yanında nâzım'ın dayısının kızı münevver de vardır. münevver, nâzım'dan 15 yaş küçük, kumral saçlı, yeşil gözlü, her daim neşeli ve umut dolu bir kızdır. bir iki üç derken münevver devamlı gelir gider olmuştur cezaevine, nâzım'ın tutunacak dalı olmuştur adeta. ve nihayet aralarında bir aşk filizlenir, filizlenir filizlenmesine de bu aşkın önünde engeller vardır. nâzım'ın 13 yıllık bir evliliği vardır piraye'yle, tek engel de bu değildir üstelik, dayısının kızı münevver de evlidir ve iki tane de çocuğun annesidir.

yıl 1948. nâzım, bursa tutukevinde o şiiri kaleme alır
münevver'i için:

***
hoş geldin kadınım benim, hoş geldin.
yorulmuşsundur;
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını,
ne gül suyum, ne gümüş leğenim var.
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim.
acıkmışındır;
sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

hoş geldin kadınım benim, hoş geldin!
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi.
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde.
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler;
gönlüm gibi zengin,
hürriyet gibi aydınlık oldu odam.
hoş geldin kadınım benim, hoş geldin...
***

nâzım'ın ayağını bastığı kırk yıllık beton çayır çimen olmuştur münevver sayesinde.

devamında ne mi olur?

tarih 15 temmuz 1950. nâzım, yaptığı açlık grevlerinin bedenini çok zayıf düşürmesi nedeniyle hastaneye kaldırılmıştır. avukatı gelir yanına bir gün "artık özgürsün" der, "af yasası yürürlüğe girdi".
tutukevinden tahliye edilen nâzım, tedavisi biter bitmez aşkı münevver ile buluşur. eşinden ayrılmıştır münevver, nâzım da bırakır cezaevinde her gece 9'dan sonra şiirler yazdığı piraye'sini. münevver ile birlikte yaşamaya başlarlar, aralarında nikah yoktur.

tarih 26 mart 1951. münevver ile nâzım'ın aşkından bir çocuk olur: memed*

nâzım cevaevinden çıkmıştır çıkmasına da polisler bir türlü bırakmazlar peşini, her yerde takip ederler, kitaplarının basımına ve tiyatro oyunlarının oynanmasına mâni olurlar. bu da yetmezmiş gibi askerlik şubesine çağırırlar nâzım'ı, askerlik yapmamış olduğunu ve hemen sevk edilmesi gerektiğini söylerler. nâzım, bahriye mektebini bitirdiğini güverte subaylığı yaptığını ve hastalığı dolayısıyla da çürüğe çıkarıldığını ifade eden bir dilekçe yazar askerlik şubesine.
aradan birkaç ay geçer, tekrar askerlik şubesine çağırılır nâzım, zara'ya* gitmek için acilen hazırlanması gerektiğini söylerler. nâzım sağlık kuruluna çıkmak istediğini söyler ve neticede haydarpaşa hastanesi'ne gönderilir. burada onu muayene eden doktorlardan biri bu halin normal olmadığını, bu işin sonunun iyi bitmeyeceğini hissettiğini fısıldar nâzım'ın kulağına.

tarih 17 haziran 1951. sabahın erken saatinde, askerlik işini düzeltmek amacıyla ankara'ya gideceğini söyleyerek evden ayrılan şair, bir daha dönmez. nâzım hikmet'in 20 haziran 1951'de romanya'ya vardığını bükreş radyosu'ndan öğrenir hükümet yetkilileri ve elbette memed'inin annesi münevver.
sonradan yazılanlara göre, bir akrabasının kullandığı sürat motoruyla istanbul boğazı'ndan karadeniz'e açılmış, bulgaristan sahillerine çıkmayı amaçlarken, yolda rastladığı bir rumen şilebiyle* romanya'ya gitmiştir nâzım. oradan da moskova'ya geçmiştir.

nâzım hikmet, 25 temmuz 1951'de, bakanlar kurulu kararıyla türk vatandaşlığından çıkarılır.
münevver hanım ile oğlu memed ise polis tarafından yakından izlenmeye devam edilir. yurt dışına çıkmalarına ise kesinlikle izin verilmez.

münevver'in varlığı nâzım'ın başka kadınlarla birlikte olmasına engel olmadı. yurt dışında birçok sevgilisi oldu.

yıllar sonra stocholm barış konferansı'nda italyan bir delege olan joyce salvadori lussu, hayranı olduğu nâzım ile tanışma fırsatı buldu. zaman içinde de nâzım'la arkadaşlıkları ilerledi. nâzım, bu italyan delege aracılığıyla istanbul'da kalan eşi ve oğlu için para bile gönderiyordu. joyce salvadori, hayranı olduğu bu şairin tüm şiirlerini münevver için yazdığını düşünüyordu, ne vera'dan ne de piraye'den haberdardı. ve bir istanbul ziyaretinde münevver ile buluştu, o gün kafasına koydu, nâzım'la aşkı münevver'i buluşturacaktı. yasal yollardan bunu yapamayacağını anlayınca da zengin, italyan bir iş adamı sayesinde münevver ile oğlu memed'i deniz yoluyla önce yunanistan'a oradan da polonya'ya kaçırdı. bu sırada nâzım, dünya barış konseyi adına fidel castro'ya barış ödülü vermek üzere küba'daydı. döndüğünde polonya'nın başkenti varşova'da münevver ve oğlu memed ile buluştu, fakat bu buluşma pek sıcak geçmedi. zira münevver, nâzım'ın moskova'da başka bir kadınla* birlikte olduğunu biliyordu. aynı şekilde nâzım da münevver'in kendisini başka bir adamla aldattığını biliyordu.
şair oracıkta bir karar verdi ve oğlu ile münevver'i polonya'da dostlarına emanet edip moskova'ya, vera'sına döndü. böylece nâzım-münevver aşkı tamamen son buldu.

kişisel tavsiye: nâzım'ın münevver'den sonraki hikayesini (galina ve vera) okumak için iki sevda başlığındaki şu giriye göz atabilirsiniz: #439740
devamını gör...

bisiklete binmeyi çok sevdiğim için çocukluğumda sık sık yaşadığım bir durumdur.

bazı durumlarda oldukça tehlikeli olabilmektedir.

dikkatli olmak lazımdır.
devamını gör...

sanırım bunu en iyi şu cümle özetler:

"insan doğar, çocuk olur, arada bir şeyler olur biter, sonra tekrar çoçuk olur ve ölür."
ali lidar

kendisinin bir küçük prens müzesi kurduğunu göz önünde bulundurursak, sözlerinin anlamının hayatındaki mahiyetini de anlamış oluruz.
devamını gör...

çift görme hastalığıdır. diyabet, hipertansiyon, multipl skleroz, nörolojik hastalıklar neden olabilir.
devamını gör...

bir youtuber ama faydalı olanlardan. özellikle fransızca-italyanca karışık bir bella ciao performansı var ki görülmeye değer. despacito isimli ispanyolca şarkıyıda fransızca çok güzel yorumladığını düşünüyorum. aynı zamanda kendisi bir peri masalından çıkmış kadar ütopik bir güzelliğe sahip.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

devamını gör...

anne dayağı gibi değildir. babanın eli daha ağırdır, gelişine silleleri vurur. eşşoloşşek efektleri eşliğinde gerçekleşir.

bugün yemesi beklenendir. (bkz: bilgisayarı bozmak) sebebiyle. yardımlar için teşekkürler.
devamını gör...

kendisi yüzüklerin efendisi'ndeki saruman, yıldız savaşları'ndaki count dooku ve charlie'nin çikolata fabrikasındaki dr. wonka rolleri ile bilinmektedir. aynı zamanda sir unvanına da sahiptir ancak kendisinin müzisyenliği pek bilinmez. bu doğrultuda kendisine ait metal albümleri mevcuttur. bunlardan en bilineni ise "charlemagne: by the sword and the cross" albümüdür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


ailevi problemler ve ebeveyn tutumlarıdır. ebeveynleri ayrılmış veya sürekli kavga eden ve problemler yaşayan ailelerin çocuklarında özgüven eksikliği fazlaca görülür.

kişinin olumsuzluklara çok fazla takılması ve bu durumun çok uzun sürmesi özgüven eksikliği oluşmasının nedenlerinden biridir. bir dersten beklediği notu alamaması sonucu ümidini yitirmesi özgüvenin kırılmasına yol açabilir.

ailenin ve yakın çevrenin beklentilerinin çok yüksek olması ve sürekli yapılanların ağır bir şekilde eleştirilmesi kişinin pes etmesine ve kendine olan güvenin sarsılmasına yol açabilir. üzerlerinde sürekli bir baskı hisseden ve kendi kararlarını verip bu kararları uygulamaları engellenen çocuk ve yetişkinlerde zamanla özgüven eksikliği oluşmaktadır. kişinin kendine olan güvensizliğin yanı sıra çok uç noktalarda hedefler belirlemesi ve başarısızlığa uğraması da özgüven eksikliğine neden olmaktadır.

özgüven eksikliğinde çevresel faktörlerin yanı sıra kişinin karamsar olması da sıkça görülen nedenlerdendir.
devamını gör...

beni oldukça endişelendiren haberdir.
bundan 5.5 sene önce demokrat parti hilary clinton ile seçimi trump'a değil, elektronik oya kaybetmiştir.
rusya'nın bu seçimleri sabote ettiği, onlarca hackerı ile bazı eyaletlerdeki oyları değiştirttiği dedikodusu halen söyleniyor.

e bu dedikodunun halen üstü kapatılamamışken, amerika gibi bir ülkede dahi böyle söylentiler çıkarken, biz türkiye'de gücü ve limiti belli muhalifler olarak nasıl engel olacağız ?

elektronik oy deyip geçmeyin, ülkenin önümüzdeki 20 yılını etkileyen bir seçimde, tek unsur olacaktır.
devamını gör...

seni bulmaktan önce aramak isterim.
seni sevmekten önce anlamak isterim.
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
özdemir asaf.
devamını gör...

yoğun geçen günün ardından sözlüğe girebildiğimiz zaman söylenen cümledir. plajda uzanıp denizi seyretmeye benzer.
devamını gör...

sema moritz ;hasret
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ülkemizin demografik yapısını temelden değiştirmeyi ve hatta yok etmeyi hedeflemiş “şahsım “ hükümetinin yaptığı icraatlerden biridir. şaşırmadım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim