duşta iki elini duvara yaslayıp suyun altında seksi olmak
her babayiğide nasip olmayan ekşın. dalyan gibi boy pos girersin kaynar suyun altına, kollarını açıp ellerini duvara yaslarsın. hafif öne eğdiğin başından su kaslı sırtına doğru kayıp gider, oradan kuyruk sokumuna yol alır. kolların sert, vücudun diridir. 2 buçuk saat o şekilde durursun. seksilik böyle bir şeydir.
devamını gör...
cv'sine yabancı dil olarak lazca yazan insan
şirket adama bildiği dilleri sormuş, adamda bildiği dili yazmış.
isveççe olsa beğenirdin.
isveççe olsa beğenirdin.
devamını gör...
mesajı okuduğu halde cevap vermeyen yazar
bazen unutuyorum. bu kadar ciddileştirmeyelim reca ediyorum.
devamını gör...
kurunun yanında yaş da yanar
yanlış bir davranıştan dolayı cezalandırılan, suçlu kişilerin yanında bulunan suçsuzlar da suçlular gibi cezalandırılır ve zarar görür anlamında atasözü.
bir nevi adaletsizliğin tokadı diyebiliriz.
bir nevi adaletsizliğin tokadı diyebiliriz.
devamını gör...
fuzzy lee
etliğe sütlüğe karışmayan bir yazar.
sözlüğe giriyor, paşa paşa kafasındaki mizahı yapıyor, fikirlerini yazıyor.
genelde tanımları kendi fikirleri. ve bu zaten sözlük mantığının en güzel yanı.
kısaca sözlüğü çok stabil yani olması gerektiği gibi kullanan yazar.
edit: yanlış tanımışım. etliğe sütlüğe çok karışıyor. hatta et ve süt ürünleri mağazası bile olabilir.
sözlüğe giriyor, paşa paşa kafasındaki mizahı yapıyor, fikirlerini yazıyor.
genelde tanımları kendi fikirleri. ve bu zaten sözlük mantığının en güzel yanı.
kısaca sözlüğü çok stabil yani olması gerektiği gibi kullanan yazar.
edit: yanlış tanımışım. etliğe sütlüğe çok karışıyor. hatta et ve süt ürünleri mağazası bile olabilir.
devamını gör...
boğaziçi'li akademisyenlerin yeni atanan rektöre sırt çevirmesi
son derece haklı bir tepkidir. tamamen yasal haklarını kullanan akademisyenlerin rektörü protesto etmesi durumudur.
devamını gör...
damdan dama atlarken donan kedi
evliya çelebi'nin seyahatnamesi'nde anlattığı kedidir. vaka erzurum'da yaşanmıştır. işin ucunda abartı olduğu muhakkaktır.
devamını gör...
sinirlendiğinde çok kırıcı olabilen insan
kontrol sorunu olan insan, görünce koşarak uzaklaştığım. bir insan neyi nerede konuşacağını bilemeyebilir, bu zamanla öğrenilir. kırıcı oluyorsan karşındakine saygını bir anlığına da olsa yitirmişsin demektir. bu yüzdendir ki kızdırmak, yeni tanışılan insanı tanımak için etkili bir yol. seçtiği kelimelerle cillop gibi karakter analizi yapılıyor. çok zevkli.
devamını gör...
çavdar tarlasında çocuklar
edebi değerinin yanında arkadaş seçiminde size mükemmel bir "turnusol" olabilecek kitap. şu kitabı sevmeyen ve yerde yere vuran insanlar şahsi kanaatimce çok sıkıcı insanlar.
bilirsiniz işte insanlar düşünsel ve davranışsal olarak ayrışırlar. mesela markette x adlı arkadaşınızla geziyorsunuzdur ki yan reyondan birisi markette çalışan ve arkadaşınızın adaşı olan başka bir "x" beye sesleniyordur. arkadaşınız ise bu çağrıya "efenddddiiiiim" diye bağırarak yanıt veriyor, yan reyondaki adam ise o sırada derdini anlatmaya başlıyordur bile. ne kadar çocukça değil mi? üstelik 30 yaşındaysanız. fakat arkadaşınızı neden arkadaş olarak seçtiğinizi de anlatıyor aslında bu durum. bu kitabı sevmeyen kişi markette gezerken bu olaya tanık olan ve sizin gülüşmelerinize tanık olup, sizi ayıplayan kişi. o yüzden arkadaşınız değil ve o yüzden de bu kitabı ve karakteri sevmiyor zaten. yani demek istediğim o ki insanlar kafa yapıları olarak ayrılırlar. arkadaş seçerken buna göre seçeriz. ne diyordum? kitap da bu işe yarıyor işte. kullanın.
tanım: central park'taki yapay göl donduktan sonra içindeki ördeklerin nereye gittiğini düşünenlerin ve birbirlerini bulup arkadaş olanların kitabı. yalnız değiliz aslında.
bilirsiniz işte insanlar düşünsel ve davranışsal olarak ayrışırlar. mesela markette x adlı arkadaşınızla geziyorsunuzdur ki yan reyondan birisi markette çalışan ve arkadaşınızın adaşı olan başka bir "x" beye sesleniyordur. arkadaşınız ise bu çağrıya "efenddddiiiiim" diye bağırarak yanıt veriyor, yan reyondaki adam ise o sırada derdini anlatmaya başlıyordur bile. ne kadar çocukça değil mi? üstelik 30 yaşındaysanız. fakat arkadaşınızı neden arkadaş olarak seçtiğinizi de anlatıyor aslında bu durum. bu kitabı sevmeyen kişi markette gezerken bu olaya tanık olan ve sizin gülüşmelerinize tanık olup, sizi ayıplayan kişi. o yüzden arkadaşınız değil ve o yüzden de bu kitabı ve karakteri sevmiyor zaten. yani demek istediğim o ki insanlar kafa yapıları olarak ayrılırlar. arkadaş seçerken buna göre seçeriz. ne diyordum? kitap da bu işe yarıyor işte. kullanın.
tanım: central park'taki yapay göl donduktan sonra içindeki ördeklerin nereye gittiğini düşünenlerin ve birbirlerini bulup arkadaş olanların kitabı. yalnız değiliz aslında.
devamını gör...
yazarların itiraf edemediği şeyler
vallaha buraya yazacağım . ben seni seviyorum kadın saçını, kokunu, çocukları sevmeni, sokaktaki patili dostlara verdiğin emeği, kararlı duruşunu, ciddiyetini , kuralcılığını ve senle biz ayniyiz, sabahtan akşama konuşuruz , eğleniriz bunu sende biliyorsun. ama bizden olmaz diyorsun ve ben hep ona takiliyorum o yüzden salaklaşıyorum. seni seviyorum kadın sabahattin ali'nin dediği gibi köpek gibi değil aklı başında seviyorum ama o sözüne takılıp duruyorum. bizden olacak güzel hem de çok güzel olacak . unutma allah nasip etmeyeceği şeyin hayalini bile kudurmazmış.
devamını gör...
oy verin tanımlara can verin
rastgele butonumuz vardır şu online yazısının yanındaki 3 noktada. oraya basarsanız eğer rastgele başlıklar serilir önünüze. o başlıklardan bazılarına yeni entryler girerek başlıkları diriltebileceğiniz gibi girilmiş tanımları oylayarak yazarları mutlu edebilirsiniz.
devamını gör...
yurt dışında okumak
yutdışına yerleşmek ile taçlandırılmadığı sürece anlamını yitirir.
devamını gör...
vitor pereira
fenerbahçe mize ikinci baharını tamamlamaya gelmiş, kulübede oturmayı sevmeyen, agresif ve atak futbol oynatmayı seven portekizli futbol adamı.
2015 senesinde elinde tarihin en iyi fenerbahçe kadrosu olduğu ileri sürülmektedir fakat şahsen ben öyle düşünmüyorum. orta sahaya baktığımız zaman 3 tane altı numara ile oynamak zorunda kalmıştır. ozan tufan mehmet topal ve joseph benzer özellikli oyuncular olmakla beraber bir de medyanın da kronik sakat rvp konusunda sürekli üzerine oynaması o sezonun 2. bitirilmesine neden olmuştur. bu sene ile kiyaslarsak da her mevki için bu sene olduğu gibi bol alternatifli bir kadro yoktu elinde. ayrıca o sezon en az gol yiyen en çok da gol atan takım olmamıza neden olmuştur kendileri. bunun dışında 3 lü savunma ile maça başlamak zorunda kaldığı monaco ön elemesinde de turu kıl payı kaçırmıştır. ayrıca o sene monaco da şampiyonlar ligi'nde yarı final oynamış bir takımdır.
tek sıkıntı ise başkanın beklentiyi yüksek tutup vizyonuna uymayacak hamlelerine devam ediyor olmasıdır. o ayrı bir başlığın konusudur fakat bu hamle de bize başkanın ülkeyi tanıyan bir teknik direktör ile sezona başlayıp zaman kaybetmek istemediğini bize gösteriyor. çünkü artık gerçekten fenerbahçe nin kumar oynayacak ne vakti var ne de sabrı.
vitor pereira in ise bu sene kadroda oluşan şişkinlikten arınıp geçmişteki gibi heyecanlı ve agresif olursa yarım kalan hikayeyi tamamlayacağına dair şüphe duymuyorum. bütçe dahilinde iyi bir kadro yapilanması ve tekrar belirtiyorum aynı mevkilerde oluşan şişkinlikten arinirsak başarı gelecektir. bunun dışında altay, szlai,pelkas,ozan gibi oyunculardan en az ikisini iyi bir paraya satar ise kadroya da oradan gelecek paralar ile birinci sınıf bir santrafor takviyesi yapabilirsek ben pereira hocama güveniyorum.
fenerbahçemize hoş geldin.
2015 senesinde elinde tarihin en iyi fenerbahçe kadrosu olduğu ileri sürülmektedir fakat şahsen ben öyle düşünmüyorum. orta sahaya baktığımız zaman 3 tane altı numara ile oynamak zorunda kalmıştır. ozan tufan mehmet topal ve joseph benzer özellikli oyuncular olmakla beraber bir de medyanın da kronik sakat rvp konusunda sürekli üzerine oynaması o sezonun 2. bitirilmesine neden olmuştur. bu sene ile kiyaslarsak da her mevki için bu sene olduğu gibi bol alternatifli bir kadro yoktu elinde. ayrıca o sezon en az gol yiyen en çok da gol atan takım olmamıza neden olmuştur kendileri. bunun dışında 3 lü savunma ile maça başlamak zorunda kaldığı monaco ön elemesinde de turu kıl payı kaçırmıştır. ayrıca o sene monaco da şampiyonlar ligi'nde yarı final oynamış bir takımdır.
tek sıkıntı ise başkanın beklentiyi yüksek tutup vizyonuna uymayacak hamlelerine devam ediyor olmasıdır. o ayrı bir başlığın konusudur fakat bu hamle de bize başkanın ülkeyi tanıyan bir teknik direktör ile sezona başlayıp zaman kaybetmek istemediğini bize gösteriyor. çünkü artık gerçekten fenerbahçe nin kumar oynayacak ne vakti var ne de sabrı.
vitor pereira in ise bu sene kadroda oluşan şişkinlikten arınıp geçmişteki gibi heyecanlı ve agresif olursa yarım kalan hikayeyi tamamlayacağına dair şüphe duymuyorum. bütçe dahilinde iyi bir kadro yapilanması ve tekrar belirtiyorum aynı mevkilerde oluşan şişkinlikten arinirsak başarı gelecektir. bunun dışında altay, szlai,pelkas,ozan gibi oyunculardan en az ikisini iyi bir paraya satar ise kadroya da oradan gelecek paralar ile birinci sınıf bir santrafor takviyesi yapabilirsek ben pereira hocama güveniyorum.
fenerbahçemize hoş geldin.
devamını gör...
sözlük yazarlarının en sevdiği roman
sabahattin ali ve romanlarını bir kenara koyacak olursam, jack london'ın yazdığı martin eden (kitap)'dır kesinlikle.
sanırım bu kitabı ve martin'i benim için bu kadar değerli yapan iki neden var.. ilki, martin'in kendi olduğu için değer görme isteği. ikincisi ise büyük bir çabayla yazdığı yazılarının geçmişte yüzüne dahi bakılmayıp bunları yazarken aylaklık yaptığı öne sürülürken bir anda yazılarının popüler olmasıyla herkesin aynı yazılardan büyük bir övgüyle bahsetmelerinin ve martin'i bu kadar saygıdeğer bulmalarının martin tarafından anlamsız olması. martin, bu haksızlığı çırpınarak açıklamaya ve yüzlerine vurmaya çalıştı fakat bu kişilerin tek yüzü yoktu. martin bir süre sonra bu haksızlığı açıklama zahmetine dahi girmeyip sadece kafasında tekrar ve tekrar düşündü.
o çabayı yüreğimin derinliklerinde hissettim. eden'ı hissettim.
sanırım bu kitabı ve martin'i benim için bu kadar değerli yapan iki neden var.. ilki, martin'in kendi olduğu için değer görme isteği. ikincisi ise büyük bir çabayla yazdığı yazılarının geçmişte yüzüne dahi bakılmayıp bunları yazarken aylaklık yaptığı öne sürülürken bir anda yazılarının popüler olmasıyla herkesin aynı yazılardan büyük bir övgüyle bahsetmelerinin ve martin'i bu kadar saygıdeğer bulmalarının martin tarafından anlamsız olması. martin, bu haksızlığı çırpınarak açıklamaya ve yüzlerine vurmaya çalıştı fakat bu kişilerin tek yüzü yoktu. martin bir süre sonra bu haksızlığı açıklama zahmetine dahi girmeyip sadece kafasında tekrar ve tekrar düşündü.
o çabayı yüreğimin derinliklerinde hissettim. eden'ı hissettim.
devamını gör...
dolmabahçe sarayı
bu sarayla ilgili tarihi bilgiyi internette bulabilirsiniz. benim size önerilerim;
1- yaz aylarinda klima kullanılmadığı ve pencereler eserlere zarar vermemek için acilmadigindan çok çok çok sıcak oluyor.
2-bilet alırken mutlaka hem harem hem selamlık bölümüne bilet alın ve tamamıni gezin çünkü iki bölüm kadınlarin duygulu ve estetik yönü ile devletin ihtişamlı ve güçlü yapısını ayrı ayrı çok iyi yansıtıyor.
3- bahçeyi dikkatle incelediğinizde farklı iklim çeşitlerine uygun pek çok bitki göreceksiniz. özellikle arka bahçede dinlenmeyi ve havuzlardaki nilüfer çiçeklerini izlemeyi ihmal etmeyin
4- atatürk'ün vefat ettiği odada kapının yanında asılı olan tablodaki eser önemli. atatürk ölmeden önce son günlerinde sık sık bu resmi izleyip yakınlarına selanik'te büyüdüğü evin yanındaki ormana çok benzediğini ve oraya gitmek istediğini söylüyormuş. gerçekten resim bu bilgi ile incelendiğinde ölümün hüznünü veriyor.
5- harem bölümünde pek çok ayrıntıda manzara resimleri sosyal hayata karışması mümkün olmayan ve sık sık dışarı çıkamayan harem sakinleri içinmis.
bu arada görevliler oldukça nazik ve görevlerinin bilincinde. hediyelik eşya dükkanı orjinal ve kaliteli ürünleri olan bir miktar pahalı ama turistler için güvenilir bir dükkan.
ihtişam ve zerafetin ama aynı zamanda batı sanatından etkilenmenin güçlü bir örneği olan saray istanbul'da gezmeden donulmemesi gereken bir mekan.
1- yaz aylarinda klima kullanılmadığı ve pencereler eserlere zarar vermemek için acilmadigindan çok çok çok sıcak oluyor.
2-bilet alırken mutlaka hem harem hem selamlık bölümüne bilet alın ve tamamıni gezin çünkü iki bölüm kadınlarin duygulu ve estetik yönü ile devletin ihtişamlı ve güçlü yapısını ayrı ayrı çok iyi yansıtıyor.
3- bahçeyi dikkatle incelediğinizde farklı iklim çeşitlerine uygun pek çok bitki göreceksiniz. özellikle arka bahçede dinlenmeyi ve havuzlardaki nilüfer çiçeklerini izlemeyi ihmal etmeyin
4- atatürk'ün vefat ettiği odada kapının yanında asılı olan tablodaki eser önemli. atatürk ölmeden önce son günlerinde sık sık bu resmi izleyip yakınlarına selanik'te büyüdüğü evin yanındaki ormana çok benzediğini ve oraya gitmek istediğini söylüyormuş. gerçekten resim bu bilgi ile incelendiğinde ölümün hüznünü veriyor.
5- harem bölümünde pek çok ayrıntıda manzara resimleri sosyal hayata karışması mümkün olmayan ve sık sık dışarı çıkamayan harem sakinleri içinmis.
bu arada görevliler oldukça nazik ve görevlerinin bilincinde. hediyelik eşya dükkanı orjinal ve kaliteli ürünleri olan bir miktar pahalı ama turistler için güvenilir bir dükkan.
ihtişam ve zerafetin ama aynı zamanda batı sanatından etkilenmenin güçlü bir örneği olan saray istanbul'da gezmeden donulmemesi gereken bir mekan.
devamını gör...
yalnızlıktan konuşmayı unutmak
konuşmayı değilde pandemi süre zarfında yürümeyi unutmusum bu da sevdaya dahil mi..
devamını gör...
okuyana ilaç olacak sözler
“kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!”
ataol behramoğlu
gümbür bir telaş
gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!”
ataol behramoğlu
devamını gör...
yolda yürürken bir bakar mısınız diyen insana yapılabilecekler
bu soruyu çok sormuşluğum ve cevap vermişliğim oldu. belki sizin fark etmediğiniz bir durum var ve karşınızdaki sizi uyarmaya çalışıyor, belki cüzdanınızı düşürdünüz, belki freni patlamış bir araba üzerinize geliyor ve siz farkında değilsiniz, belki de dilenci, tinerci, anketör de olabilir, istemediğiniz bir talepte bulunursa nazikçe reddedersiniz ama hiç bakmamak bence büyük bir risk...
devamını gör...

