bir insan bir yere bakıyorsa, orada ilgilendiği bir şey vardır. bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
- sigmund freud -
devamını gör...

yaşamamak için bir neden bulamadım. (henüz).
devamını gör...

okullar 3 haftalığına kapandı.
2020 marttan hazirana kadar her gün “önümüzdeki iki hafta çok kıymetli” sözlerini dinledik.
bir yıl 52 hafta.
vallahi bıktık
devamını gör...

sakar şakir başladı herhal.*
devamını gör...

buradan yazması kolay, kamp yapsak utanırım dediğim durum.*
devamını gör...

kargoyu açmadan önce istemsizce 'merhaba arkadaşlar youtube kanalıma hoş geldiniz bugün sizlerle kargo açılımı yapacağız' cümlesinin kurulmasını sağlar
devamını gör...

(bkz: ne salak salak başlıklar bunlar ya)
devamını gör...

türk erkeğinin karşı cinsidir. genler aynı, yaşadığımız ülke aynı. davranışlarımız karşı cinsin davranışını etkiliyor. herkes birbirine sallıyor da kimse dönüp kendine bakmıyor.
devamını gör...

günaydın sözlük.
ankara'da mis gibi bir hava var. ama benim üzerimde hırkam ayağımda kalın terliğim var. üşüyorum. yarısı kansızlıktan yarısı da malum ankara ayazından. neyse ramazan'da son iki gün. yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. marketten bir pide almaya çıkılabilir. sonra da bir daha çıkar yumurta alırım. sonra da muz alırım. sonra da aklıma gelen başka bir şeyi. üşenmezsem tabi. pandemi beni daha haylaz yaptı. koca kadınım neler kurguluyorum. *
gününüzü keyiflendirin-eğlendirin onu, o da size karşılık verecektir. dayanamaz size.
deneyin derim.
devamını gör...

çok çabaladım olmuyor. anlamaya çalıştım, mücadele ettim. üstadın dediği gibi yaşadım diyebiliyorum. tüm bunlara rağmen anlaşılamadım. belki uzun bir son bizi anlaşılır kılacaktır.
devamını gör...

dünyevi zevkler bahçesi, hieronymus bosch’un en çok tanınan eserlerinden birisidir. günümüzde madrid, prado’da yer alan ve yaklaşık olarak 1500 yılında tamamlanan bu triptiğin orta panosu şehvete, dünyevi eğlencelere adanmıştır. bu tablo bir orta panel ve üzerine kapanan iki yan panelden oluşmaktadır. tablonun sol panelinde, adem ile havva ve hayvanlar eşliğinde cennet tasvir edilir. orta panelde pek çok çıplak figür, eşsiz güzellikte meyveler ve kuşlarla birlikte dünyevi zevkler; sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışının gösteridiği cehennem resmedilmiştir.

üç parçalı bu tablonun sol panelinde cennet ve burada havva'nın yaratılışı ve yaşam pınarı; sağ panelinde ise cehennem tasvir edilmektedir. resmin tamamına adını veren orta bölüm ise yaşamdaki haz ve zevkleri temsil etmektedir. cennetle cehennem arasında kalan bu zevkler, günaha yapılan bir göndermeden başka bir şey değildir. kendini türlü dünyevi zevklere kaptıran insanlığı resmediyor.

resimde, anlamı daha bir gizemli olan temsillerin yanı sıra, erotizmi temsil eden güçlü göndermeler de vardır. çiçeklerin geçici güzelliği ve meyvelerin tadı kırılganlığa ve mutlulukla eğlencenin geçici karakterine yönelik bir mesaj veriyor. bu mesaj, resimdeki belli gruplarca da doğrulanmakta, örneğin, sol tarafta cam bir fanusta bulunan çift, büyük olasılıkla bir flaman atasözüne göndermede bulunuyor: "mutluluk cama benzer, kısa sürede kırılır".

üç parçalı tablo kapandığında, içinde tanrı'nın da bulunduğu, dünyanın yaratılışının üçüncü gününü tasvir eden flu renkli bir görünüm elde edilir. orta parçanın üstüne kapanan kenar parçaların üstünde de şunlar yazılıdır: "o öyle dedi ve her şey oldu" ve "o emretti ve her şey yaratıldı".

ahlak dersi vermeye yönelik olan bu yapıt, bosch'un en esrarengiz, karmaşık ve güzel yaratılarından biridir. bosch bunu yaşamının sonlarına doğru yapmıştır.
- - -
aşağıda yazanlar dufour, alessia devitini(2002), artbook bosch- hayal gücünün derinlikleri kitabından alıntılanmıştır.

dünyevi zevkler bahçesi’nin sol panosu, baştan çıkarılma ya da cennetten kovulma temalarını değil, havva’nın yaratılışı ve isa kılığındaki tanrı tarafından havva’nın adem’e sunuluşunu işler. kompozisyonun ortasındaki çeşmeyi çevreleyen havuzdan düşsel hayvanlar su içer. bunlar ortaçağın hayvanlar alemi kitaplarından alınmıştır ve aralarında birkaç geyik ile insanlığın ilk günah’tan önceki saflığının simgesi olan beyaz bir tek boynuz resmedilmiştir. aynı hayvanlar, orta panodaki hayvanlar alayı arasında da görülür bu da iki sahnenin birbiriyle bağlantılı olma ihitimalini güçlendirmektedir. hayal ürünü yapılarda, somut geometrik biçimlerle kaynaşan doğal ögeler görülür. renkli görkemli yapıların çatıları arasında ve dışında kuş sürüleri uçuşur. bu mimari ile ortadaki bahçe panosu arasındaki benzerlikler, çevrelerin aynı olduğunu düşündürür ve iki olayı birbirine bağlar: şehvet günahı, kadının yaratılışının mantıksal bir sonucu olarak görülür.

bahçenin tam ortasında yıkanan çıplak kadınlar, tuhaf hayvanlara binmiş çıplak erkeklerle çevrili bir havuz vardır. bahçenin olağandışı hayvanları arasında, aslan ile kuşun birleşimi olan grifon da vardır. gökyüzünde süzülen yaratığa, üstüne kırmızı renkli bir kuşun tünediği dalı tutan bir insan binmiştir. kırmızı renk, simya sembolizmiyle ilişkilendirilir. bosch’un karakterleri arasında bazen siyah erkek ve kadınlar görülür. siyah simyada maddenin ilk hali anlamındadır. çıplak dişi figürler, bosch’un kadınlarla ilişkilendirdiği kışkırtıcı imgeyi ortaya koyar. şehvet günahı, birbirlerine dokunan bir çift aşıkla imgelenir. aşıklar, suda açan bir çiçeğin uzantısı olan büyük saydam bir kürenin içindedirler. cam küre motifi de hem simyacıların araçlarıyla hem de eski bir flaman atasözüyle bağlantılıdır: “mutluluk hemen kırılan bir cama benzer.” 

dünyevi zevkler bahçesi için tasarlanan karmaşık alegorik anlatımın sonuç kısmında geri dönüşü mümkün olmaksızın günaha düşmüş insan, hak ettiği üzere korkunç şekilde cezalandırılır. müzisyenler cehennemi, asıl işlevinin dışında kullanılan çalgılara yer verilmesi nedeniyle bu ismi almıştır. lavta burada işkence yapılan bir alettir. işkence yapılan günahkar insanın kaba etlerine yazılan melodiler şeytani yaratıklar tarafından koro halinde seslendirilir. kuş kafalı bir yaratık, lanetli insanları yutar ve dışkı olarak bir havuza boşaltır. bu havuza bir cimri altın dışkılar, oburluğu yüzünden bir diğeri de yediği yemeği kusar. şeytani yaratığın tahtının dibinde, göğsüne kurbağa resmedilmiş çıplak bir kadın uzanmaktadır ve bir şeytanın arkasındaki aynada da yüzünün aksi görülür, bu suç işlemenin cezası olarak betimlenir.

hayvanlar, bosch’un hayal dünyasının başlıca karakterleridir. filler ve zürafalar gibi egzotik ülkeleri anımsatan hayvanlar, daha yaygın ve ortaçağa ait hayvan kitaplarında sahip oldukları simgesel değerler için seçilmiş başka hayvanlarla birlikte görülür. balıklar canlıyken şehvetin, genelde ise günahın simgesidir. baykuş konuya göre bilgeliği ya da sapkınlığı simgeler ve kurbağa da vücut bulmuş şeytan olarak betimlenir. sürüngen vücutlarının insan yüzleri, kuş kanatları ve böcek bacaklarıyla birleştiği ürkütücü figürler bosch’un evreninde varoluşun altında yatan kötülüğün bir imgesidir.

yangınla viran olan kentler, alevlerle sarılmış kuleler ve cehennem betimlemelerinde büyük etkiler yaratan çok büyük boyutlarda yangınlar, sanatçının ilk eserlerinden son eserlerine kadar sanatının simgesini oluşturmaktadır. yangın motifi, sanatçının belleğindeki önemli bir olayla ilişkilidir. 13 haziran 1463’te hertogenbosch kenti bir yangında küle dönmüş ve sanatçının hafızasında bu olay kalıcı bir izlenim yaratmıştır. eserlerindeki cehennem sahneleri, incil’de sapkınlıklarla dolup taştığı için tanrı tarafından ateş ve kükürt ile yok edilen sodom ile gomore’nin anlatıldığı bölümleri tema alır. incil’de anlatılan kentlerin kullanımı, ahlaki çöküş içindeki toplumuna yöneltilmiş bir eleştiridir.
devamını gör...

son 2 gündür iyice sıkıldım. her şeye muhalefet olan tipler, saçma sapan başlıklar... var da var.
hesap silme seçeneği gelse de gitsem.
devamını gör...

dedem az mola ver dedirten haber. (bkz: susun deli konuşuyor)
devamını gör...

yarını inşa edebilecek olanlar yarını hayal edenlerdir.
-sinan canan
devamını gör...

talep değil de görüş almak durumudur.

bir adım daha atılarak, öğretim elemanları ve öğrencilere yönelik de anketler oluşturulmuş. 11 şubat 2021 saat:17:00' a kadar anketlerin doldurulması bekleniyor.

soruları merak ettiğim için anketi doldurma kararı aldım. keşke sadece eğitimin uzaktan/yüz-yüze olmasını istermiyiz gibi bir soru yerine, üniversitelerin/bölümlerin şu zamanda yüz-yüze eğitim için uygun imkanları (derslik vb.) var mı o sorulsaydı. normalde bile yetersiz derslik kapasiteleriyle idare edilen derslerin pandemi zamanı nasıl verimli yapılabileceğini düşünmek çok sıkıcı ve yorucu. öncelikle, yüz-yüze eğitim için imkanların ve altyapının araştırılması ve buna yönelik bir anket uygulanması ya da üniversitelerde her bölümde araştırma yapılması daha yararlı olabilirdi. gerekli önlemlerin alınamadan yüz-yüze eğitime başlanması uzaktan eğitim kadar zorluk çıkartabilecektir.

anketlerin de bir yararı olacak mıdır? sırf öğrenciler/öğretim elemanları istiyor diye yüz-yüze eğitim başlar mı? henüz aşılama başlamadan bu risk alınacak mı? mutasyonlu virüs bu kadar hızlı bulaşı nerden öğrendi?

sorularla yaşıyoruz...
devamını gör...

platon’un adalet, gerçeklik ve güzellik kavramlarını inceleyerek ideal bir toplum hayalini canlandırdığı devlet (kitap) eserinin 7. kitabında bahsettiği alegoridir.


gerçeklik, bilgi ve hayatın anlamı nedir? bazı temel konular bunları mecazen ele alır ve varoluşu bir yolculuk olarak açıklar. bir yol imgesiyle veya okyanus üzerinden; bir tırmanış, savaş, kitap, ince bir çizgi, oyun ya da bir fırsat penceresi... veya zamansız sönmüş bir ışık ya da alev olarak tanımlar.



2400 yıl önce platon; hayatın, bir mağara içerisinde zincirlenmek ve taş duvara yansıyan gölgeleri izlemeye mecbur kalmak olduğunu söyledi.


bir grup tutsak, doğumlarından itibaren bir mağaraya kapatılırlar ve sırtları mağara kapısına dönüktür. sadece kapıdan geçenlerin gölgeleri ile dış dünyayı anlamaya çalışıp gölgeleri adlandırıp sınıflandırırlar. sonrasında bir tutsak serbest bırakılır. girdiği yeni ortamını karışık bulan tutsak, gölgelerin sadece birer yansımadan ibaret olduğu söylendiğinde inanmaz ya da inanmak istemez. çünkü gölgeler, onun asıl gerçekleriydi. fakat daha sonrasında alışır ve ışığın kaynağını, yani güneşi keşfeder.

bu keşiflerini paylaşmak için daha önce hiç mağaradan dışarıya çıkmamış olanların yanına gidip anlatır, fakat diğerleri bu yolculuğun onu aptal ve kör ettiğini düşünürler. serbest bırakılmayı da istemezler.


ve platon bunu, halkı eğitmeye çalışan bir filozofun durumuna benzetir.



çoğu insan, cehalet içinde yalnızca mutlu olmakla kalmıyor aynı zamanda bu cehaletlerini dile getirenlere karşı da düşmanlık besliyor diyerek bu bahsi de kapatıyoruz.
devamını gör...

beğeni gelince içimden teşekkür ediyorum*, cansız şeylere çarpınca özür diliyorum, herkesten gizlice evdeki dondurma rezervini tüketiyorum.
devamını gör...

insanın, emek sürecinde nesnelerle olan ilişkisinin tersine dönmesidir. kapitalist pazar üretimiyle birlikte, insan, üretimin o kadar küçük bir parçası haline geliyor ki, ürettiği ürüne yabancılaşmaya başlıyor. aslında insan kendine yabancılaşıyor. hatta, ürün özne haline gelirken, emekçi nesneleşmeye başlıyor.

pazar ilişkileri metalaştıkça insan ilişkileri de metalaşıyor. yani ilişkileri de tüketmeye başlıyoruz. bir nesneye kullan-at şeklinde yaklaşıyoruz ya, insan ilişkileri de aynı şekilde olmaya başladı; kullan-at...
devamını gör...

nerede o eski günler deyip ahh çekmek. özlem duymak.
devamını gör...

onların islamla bir derdi yok. kendi psikolojik sorunlarını yansıtıyorlar sadece.
inanmayan bir insan dini teferruat olarak görüyorsa banane ben inanmam inanan inansın der. kimseyle de uğraşıp rahatsız etmez.
ama bu arkadaşlar kendilerince zaten olmayan bir şeyi diğer insanlara da olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. lan olmayan şeyin nasıl olmadığını kanıtlıyorsun ?
kısaca sürekli bir aşağılama, ben inanmıyorsam kimse inanmasın durumu var.

t: bir sorudur.
dipçe: sanki ben cennetliğim a...k.. gelip çemkirmeyin bana.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim