vazgeçilmezdir özellikle filtre kahve
devamını gör...

lütfen linçlemeyin başından söylüyorum.. erkekleri sevmiyorum.. egoları, küçük dünyaları ben yarattım tavırları, herkes bana aşık mottoları, kadınlardan üstün olduğunu inançları,her hakkı kendilerinde görmeleri.. daha yazılması gereken o kadar çok şey var ki.. tabi ki bütün erkekleri aynı kefeye koyamam ama genel olarak böyle değil mi?
devamını gör...

2001 - 2004 tarihleri arasında show tv'de yayımlanmış komedi, aile türk dizisidir.

yönetmenliği bora tekay, senaristliği haluk özenç ve bora tekay'a aittir.

başrollerinde,
türkan şoray
haluk bilginer
asuman dabak
çolpan ilhan
neco
gamze özçelik
emre altuğ

ihsan (haluk bilginer) ve eşi sevinç'in (türkan şoray) , hayatları, evlilikleri, çocukları, komşuları üzerine çekilmiş eğlenceli bir dizidir. gültepe'li ihsan ve sevinç' ten etiler'li ihsan ve sevinç'e geçiş hikayelerine değinir. üst kat komşuları ve ileride dünürleri olacak türk-rum çifti feraye (çolpan ilhan) ile yorgo (neco) , kızları pelin (gamze özçelik) , yan komşuları değişik ve çatlak irfan (celal kadri kınoğlu) ve hizmetçileri menekşe ile (asuman dabak) yaşadıkları diyalogları konu alan bir sit-com'dur.

ihsan kuru temizlemecidir ve bu işle çok yükselmiş çok iyi yerlere gelmiştir. tek amacı vardır sürekli yükselmek. gecekondudan çıkıp etiler'deki şık dairelerine geçişlerindeki bu değişim onları 'tatlı hayat' a geçirmiştir. bu değişime ayak uydurmak ve keyif yapmak arasında gelip giden ihsan özellikle yeni hizmetçisi menekşe ile girdiği diyaloglarda seyirciyi kahkahalara boğar. ihsan hep daha fazlasını ister sevinç daha dikkatli ve geldiği yerin bilincini hiç kaybetmemiş bu doğrultuda insanlara olan tutumu hep çok sıcak ve samimidir. ihsan daha yukarıdan bakar ve bu durum eğlenceli bir şekilde ekrana aktarılmıştır.

güzel bir kadrosu vardır bu dizinin. 3 sezon devam etmiş ve izleyici kendine bağlamıştır. keyifle hatta tekrar tekrar izlenecek bir dizidir. iyi seyirler...
devamını gör...

mültecileri, potansiyel eş/sevgili/seks aracı olarak gören zihniyetlerin açtığı başlık. çünkü hayata tüm bakış açıları bununla sınırlı.

bu insanlara uzun uzun; eğitimsizliklerini, suç potansiyellerini, ileride beka sorununa sebep olabileceklerini, vergilerimizin bunları beslemek için harcanmasını, nüfus artışıyla dolaylı yoldan kira/ev fiyatları başta olmak üzere başta olmak üzere tüm gıda ve giyim/ayakkabı gibi birincil ihtiyaçlarınızın fiyatlarının dahi artmasını anlatmaya çalışmayın.

çünkü hep 50 liralık alıyorlar, onlar için değişen birşey yok.
devamını gör...

sevdiğim yazarlardandır, tanımlarını gördükçe elim artı butonuna gider, öyle de güzel yazar* yani.
devamını gör...

aslında olay, kahveyi hızlıca içmeniz ve içindeki kafeininin etkisini göstermeye başlamadan uykuya dalmanız. 20-25 dakikalık uykudan sonra uyandığınızda kafein etkisini göstermiş oluyor ve siz sanki uzun, dinlendirici bir uykudan uyanmış gibi dinç hissediyorsunuz.
devamını gör...

çaresizlik..
devamını gör...

(bkz: başlıktan yazarı tahmin etmek)
devamını gör...

nobel edebiyat ödüllü ingiliz yazar doris lessing’in kitabı.
öncelikle hissettirdiği duygu karmaşası beni resmen yalpaladı. bazı noktalarda çok öfkelenip bazı noktalarda çok üzüldüm. bazı noktalarda bu kadar burnunun dikine ve bencilce hareket eden bir çiftin bunu hak ettiğini düşündüm, sonra kendime kızdım. gerçekten ne hissettirdiğini içselleştirip anlatamadığım çok az kitap olmuştur, beşinci çocuk bunlardan biri.
artı yazarın dilinin çok basit olması nobel’ini sorgulattı, sonra düşündüm toplumun her kesiminin ders çıkarması gereken konular üzerine yoğunlaştığı için basit anlatmasına hak verip nobel’i de tam olarak bunun için hak ettiğine karar verdim. hem kurgusunun, hem konusunun, hem yazarının hissettirdiği hiçbir duygudan emin olamadım yani çok garip bir kitap. teşekkürler doris birey.

spoiler gibi olabilir, kitabın bizzat adı spoiler olduğu için buradan itibareni spoilerdır da diyemiyorum. yine de gizleyeyim.


madem gizledik yardıralım; harriet ve david size aşırı bilendim bakın benim şerrimden korkun. geri zekalı mısınız birader ya. hadi az çocuklu bir çift olmayı toplum baskısı diye nitelendirdiniz ve diyelim ki çocuk çok seviyorsunuz, ya bi g*t*nüzden haberiniz var mı acaba, ev bakıyorlar “aa burayı ödeyemeyiz ama olsun çocuklar için oda var, kayındaddy ödesin” çocuk doğuyor “aa ben bunu pek de beklemiyordum ama yatak bereketliymiş, kayınmommy baksın” daha o sütten kesilmeden haydi bir daha hamilelik, “hihi napalım ev kredimizi ödeyemiyoruz ama david’in babası ödüyor, çocuğa da bakmıyoruz ama harriet’ın annesi bakıyor, e doğuralım:d” daha çocuğun göbeğinde bağı duruyor “ayy ne kadar büyük evimiz var neden ingiltere’nin bütün nüfusunu evimize toplayıp şükran günü kutlamıyoruz ki nasılsa masrafı david’in babasına külfeti harriet’ın annesine yüklüyoruz?” daha üstüne çocuk, daha üstüne çocuk, ablacım.. şş abla.. sakinleş tamam, alooo!

sırf eviniz çok odalı diye ne maddi ne manevi olarak asla hazır olmadığınız, sayıya odaklanıp çocukların geleceğini ya da evdeki huzurunu asla düşünmediğiniz, “altı dedik bi kere, belimize kuvvet” diye etraftan gelen bütün uyarılara kulak tıkadığınız ve ağır konuşmak istemiyorum ama üreme işini seri imalata bağladığınız için allah işe müdahil olup “şunları bir durdurayım napıyor aga bunlar” demiş olabilir mi sadece soruyorum.

ben… zavallı beşinci çocuk. senin şanssızlığın öyle doğman değil, senin şanssızlığın seni çöp gibi kapının önüne bırakmalarının ardından, daha seni götüren arabanın kaldırdığı toz yere düşmeden birbirlerine “ben(u:çocuğun adı) böyle olmasa altıncıyı da yapardık di mi aşko” diyen gevşek oğlu gevşek *r*sp*evladı ebeveynlere denk gelmen. atsız köyün işsiz nalbantı, kasabanın haytası john bile geldi senin dilinden anladı, ananla baban hala “ulen altı demiştik yaa pfff başaramadık avs” modunda. sizi allah yanına alsın çapsız sikletsiz avel evlatları sizi ne diyeyim ya çok sinirliyim gerçekten.

az çocukluluk modern toplum dayatması hebelelele lele
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

devamını gör...

allah başka dert vermesin. dertlerimi yarıştıralım ne yapalım.
devamını gör...

dini inanışa göre, musa'ya sina dağı'nda tanrı tarafından 2 taş tablet üzerinde verildiği söylenen bir dizi dini ve ahlaki öğretiler bütünüdür. emirler, eski ahit'in çıkış (eksodos) kitabının 20. babında yer almaktadırlar:

1)karşımda başka ilahların olmayacak.

2)kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.

3)yehova'nın, rab'ın ismini boş yere ağza almayacaksın.

4)sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin rab'e sebttir. sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. çünkü rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.

5)babana ve annene hürmet edeceksin.

6)öldürmeyeceksin.

7)zina etmeyeceksin.

8)çalmayacaksın.

9)komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.

10)komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.

kaynak.
devamını gör...

bir mor ve ötesi şarkısı.


"hakikat neye yarar göz yalansa
bilsen hiç ağlar mıydın sonunda
duyar mı ki, anlar mı sorunca
koca bir an yansın mı karşımda.."
devamını gör...

bir japon atasözü der ki;
"bir kişi duygularını belli edemiyor diye onu yargılama, onun yanında zaman geçirdiğin halde bişey hissedemiyorsan kendini yargıla"
bunu uygularsanız zaten doğru yolu bulursunuz dediğim sevilesi insan türleridir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu kız bir meraklı melehat
devamını gör...

tanrım o ne hüzün öyle. 2 sezonunu arka arkaya seyredip hayata küsmemeniz mümkün değil. ama sevgiye, hüzne ve kaybetmeye dair bir şeyler izlemek ve yas tutmak isterseniz buyrun izleyin.

--! spoiler !--

'bir şey olunca ona anlatmaya koşuyorum. sonra hatırlıyorum ki..
paylaşmayınca her şeyin kıymeti azalıyor. hala kederleniyorum.'


--! spoiler !--
devamını gör...

vizontele serisinin ikinci filmi. ilkinin yerini tutmasa da iyi filmdir. belediye reisi ile kütüphane müdürü, kütüphane için bina ararken adamın biri; “olmaz reis bey, oğlum evlenecek burası da onundur.” diyor. söz konusu sahnede oynayan dayı, yılmaz erdoğan’ın gerçek babasıdır. bu bilgiden sonra yılmaz erdoğan’ın “hangi oğludur acaba?” diye sorması ayrı bir komiktir.
devamını gör...

yunan mitolojisi'nde kuzey afrika'lı kral'dır. günahları nedeniyle atlas dağları'nda bir zirve haline dönüştürülmüştür.
devamını gör...

benim değil fakat babamın takım tutma hikayesi:

ısparta'nın küçük bir ilçesinde meydan denilen yerde bir çay ocağı vardı. çay ocağı diyorum, zira kadın erkek herkes gelirdi oraya, maç günleri maç izlenir, kadınlar kısır günü yapar, vatandaş oturur çay içer vs.

babam ilçenin üçbeş polis memurundan biridir o vakitler. o gün de çay ocağında oturmaktadır. şans ki aynı gün kayserispor-galatasaray maçı vardır ve çay ocağında oturan birkaç kişi de onu izlemektedir.*

babam eski sigara içicisidir. ve o gün o çay ocağında yarım saat boyunca süren bir öksürük krizine girer, dengesini kaybeder yere düşer, herkes toplanır başına. o anları "ölüme en yakın hissettiğim an" diye anlatırdı babam.
yıl 2004, babam yerde ölümüne öksürürken gördüğünü hatırladığı tek şey dev ekrandaki kayserispor atağıdır. işte o gün bu gündür babam kayserispor'u tutar. tam o gün yılların içicisi babam sigarayı da tamamen bırakır.

hatırladığım kadarıyla 2004 yılı, kayserispor'un süper lig'de oynadığı ilk yılmış.

bu arada kayseri ile en ufak bağımız yok:)
devamını gör...

ben beğendiğim her tanımı elimden geldiğince oylamaya çalışıyorum.
hatta profillerde gezip oylanması gereken tanımlar arıyorum.
benim tanımlarımı oylayanlara da illa ki dönüş yapmaya çalışıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim