rock, neden ingiltere'de ortaya çıkmıştır sorusunun açık ve net cevabıdır led zeppelin. plant'in vokali ile uçarsınız, page'in gitarı öyle bir ağlar ki, sizin vokal ile uçtuğunuz yerden, yere bonzo'nun sert kicki misali çarpmanıza sebep olur.
and god said, let there be rock. and there was led zeppelin.
devamını gör...

anket tarzı olsaydı, daha iyi olabilirdi.
benden daha iyi yazana denk geldiysem
beğenip yazmıyorum. ancak benzer şey farklı şekilde yazılması bence sorun değil.

çok sayfalı içeriklerin çelişkisi bu,
yazdıkça artıyor, arttıkça takibi zorlaşıyor, yazılmamıştır diye düşünülebiliyor.

bazı sayfaların derlenmesi mümkün olsaydı,15 tekrarlı ve gereksiz sayfa yerine 3 sayfa özet olabilirdi.
devamını gör...

ölümcül bir hastalığa yakalanan hastaların, kendi ölümleriyle yüzleşirken geçirdikleri sürecin evrelerini tanımlamak için elisabeth kübler-ross tarafından geliştirilen model. aynı zamanda five stages of grief olarak da biliniyor.

bu evreler sırasıyla şöyle:

inkar: bireyler gerçeğin kendisiyle yüzleşmek yerine, konulan teşhisin yanlış olduğuna inanarak gerçeği tümüyle reddederler. aynı zamanda bilinç bulanıklığına bağlı olarak korku, endişe, sevinç gibi farklı tepkiler verebildikleri ve teşhisi reddettikleri için farklı doktora gittikleri de sıklıkla gözlemlenmiştir.

öfke: hasta her ne kadar gerçekle yüzleşmeyi kabullenmese de, gerçek olma ihtimalini düşünerek kendisine ve çevresindeki herkese, her şeye karşı öfke doludur. genellikle “neden ben? böyle bir şey başıma nasıl gelebilir? bu hiç adil değil.” gibi tepkiler gözlemlenir.

pazarlık: genellikle uzun bir yaşam için, müzakere, iyileştirilmiş bir yaşam tarzı karşılığında tanrıyla yapılır. “biraz daha yaşama fırsatım olsa her şeyi değiştirebilirim. daha iyi bir insan olabilirim.” gibi.

depresyon: bu evrede bireylerin, öleceğinin farkına varınca içe kapanma, umutsuzluk, hayata küsme, ziyaretçileri reddetme gibi tepkilerinin yanı sıra, zamanının çoğunu sessiz ve somurtarak geçirebildikleri gözlemlenmiştir.

kabullenme: hastanın, kendisini bekleyen sonu kabullendiği ve bunu değiştiremeyeceğini anladığı, kısacası ölümü kabul ettiği evre. bu noktadan sonra birey her şeyi olduğu gibi, daha sakin karşılar ve kalan günlerini daha aktif, hareketli ve verimli geçirmeye çabalar.
devamını gör...

tarlabaşında çocuk olmak 2.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemil beş yaşında, annesi 7 ay önce trafik kazasında öldü. cemil biraz fırıldak bi çocuk, ne zaman sokağa çıksa üstünü başını kirletiyor. ninesi hergün elbiselerini yıkamaktan bıktı. dövsede, kızsada cemilin kafası bir türlü almıyor. çocuk işte, üstünü başını batırıyor her seferinde, sonunda ninesi onu cezalandırdı, evden çıkmak yok uslanana kadar. cemilde pencereden sokaktaki arkadaşlarını izleyip hayata dair iç burkan bir anı biriktiriyor. ninesinden nefret ediyor, dünyadaki en kötü nine onun ninesi, bütün dünya mutlu ve sokakta tek kale maç yapıyorken cemil benim suçum ne diye düşünüyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cemilin ninesi azime hanım , 1985 te kocasıyla birlikte tunceliden istanbula göç ettiler. mucburdular, kocası onu kaçırmıştı töre affetmezdi. koleradan öldü kocası. azime hanımın okuma yazması yok türkçe bilmez çat pat bile konuşamaz ama izleye izleye artık bazı dizileri anlayabiliyor. 86 yaşında, artık insanları anlayabilmek için onları dinlemeye ihtiyacı yok. 30 yıldır sigara içiyor. komşuları onu çok sever, akrabalarıyla geçinemez. azime hanım, rönesanstan yada hümanizmden anlamıyor ama öyle bir biber dolması yapıyor ki herkes kıskanıyor. çocukların gürültüsü onu sinir eder. pazara gitmekten hoşlanır. torunu cemil yüzünden tansiyonu yükselip duruyor.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cemilin babası, ramazan abi . karısı öldükten sonra evlenmedi. işinde gücünde evini çocuklarını geçindirmeye çalışıyor. annesi azime hanımın tedavi masrafları baya belini bükmüştü. ramazan abinin sabit bir işi yok. bazen inşaatta, bazen hurdacılıkta, bazen tezgahtarlıkta ekmek kovalıyor. cemili daha okula yazdırmadı. okuyup bi halt olacağına inanmıyor olsa da, çocuğunu okutamamanın ayıp bişey olduğunu biliyor. elalem ne der. halbuki cemili şimdiden feyruz abinin atölyeye çırak olarak verse 18 inde ustabaşı olur. berberlikte güzel meslek. neyse bari ilk okulu okusun. okuma yazma ne ki teyzesi naciye lise mezunu, öğretirdi iki ayda.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemilin ortanca abisi müslüm , 18 yaşında, halde sebze işinde kantarcılık yapıyor. hafta sonları parttime kapkaççı. müslüm eve pek uğramaz, kalacak yeri çok. arkadaşlarıyla güzel bir ortamı var. nerde olay orda müslüm ve çetesi, tomalara müdahale ediyorlar. 6 yaşından beri sapan kullanıyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


cemilin diğer abisi ferdi. 7 yıldır cevizli sokakta torba tutuyor. sicili tertemiz çok sakin, ağırbaşlı bir delikanlı. yol yordam bilir. kimseyle dalaşmaz, işini en temiz yapan torbacı olarak bilinir civarda. bu aralar iyi kazanıyor. kazandığı paranın büyük kısmıyla şahinini modifiye ediyor geri kalanınıda şengüle yediriyor. bakmayın paspal durduğuna torba tutuyorsan, kaybedecek bir şeyim yok yada alayına gider temalı kostümler giymek gerek.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şengül ferdinin gönül yarası, arkadaşları sana başka kızmı yok ne dolanıyorsun bunun peşinde, deseler de gönül bu otada konar bokada diyor ferdi.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu da en büyük abi recep . değnekçilik yapıyor. karısı vahide çok güzel kadındı, evlendikten sonra baya saldı kendini. cemille, recep ve vahide ilgilenir en çok. vahidenin çocuğu olmuyor yada recebin, sorun kimde bilinmiyor. vahide her gece ağlıyor, başkalarının çocuklarına bakıp iç geçiriyor. cemili oğlu gibi seviyor, azime hanımla da arası iyi.

tarlabaşında çocuk olmak iyi birşey, çocuklar mahallede top oynamayı seviyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


fotoğraflar için svetlena eremina'ya teşekkürler.
devamını gör...

bize gelsene, size geleyim mi? teklifleri alıyorum. insanın en yakın arkadasi karşı komşusu olunca böyle oluyor işte.
devamını gör...

beraber borca girmeyi bir deneyin.
devamını gör...

yaraları benzer olduğundandır, aslında bu süreç çoğu zaman bilinçdışında gerçekleşir. en acıklısı, bir bağımlı ile narsist arasındaki ilişkidir. bağımlı, narsistten en temel duygusal ihtiyaçlarını * karşılanmasını beklerken, narsist ise bağımlının hayranlığını kazanarak yaşam enerjisini sömürür. arada sevgiye değil, korkuya dayalı bir ilişki vardır, genelde kadın bağımlı iken, erkek ise narsisttir. bağımlı, günden güne solan bir gül gibidir, her şey narsisti mutlu etmek içindir, kendisi yoktur, kendini yok sayar, benliğini, ruhunu, her şeyini narsisti mutlu etmeye adar ama karşılığında hak ettiği değeri asla görmez çünkü narsist, en derinlerde kendini o kadar değersiz hisseder ki "benim gibi değersiz biriyle birlikte olan da değersizdir" diye düşündüğünden asla kadına hak ettiği değeri vermez. süreci fark etmek, gerçeklerle yüzleşmek çok acıdır ama bağımlı, bir gün tüm bu gerçeklerin farkına varırsa, narsistin oyunu bozulur. narsist, iki seçenekten birini tercih etmek zorunda kalır, ya bağımlıyı* olduğu gibi kabul eder, ya da artık onu sömüremediği için terk edip kendine başka bir av * arar.
edit: oyunu bozmak isteyenler veya konunun meraklıları için "narsistle ateşkes" kitabını ve tülay kök'ün narsistlerle ilgili youtube videolarını öneririm.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne kadar seversen sev bir kişi için salak yerine konulacak kadar fedakarlıklar yapma.
devamını gör...

toplumda en yaygın görülen, gerilla tipi baş ağrısıdır. yaşam kalitesini en olumsuz etkileyen ağrılardandır. migren yalnızca bir baş ağrısı değil, hastalıktır. ışık, ses, koku duyarlılığı, stres, hava değişikliği, ülkemizde lodos rüzgarı, avrupa ülkelerinde de fön rüzgarı dediğimiz mevsimsel değişiklikler bu ağrıyı tetikleyebilir.
migreni olanlar genelde pratik, duyarlı kişiliğe sahip ve mükemmeliyetçi hastalardır. annede varsa eğer o migrenin çocuğa geçme olasılığı yüzde 70 oranındadır. kadınlarda 3 kat daha fazla görülür. baş ağrısı ile birlikte, mide bulantısı, ışık ve kokuya duyarlılık, görme bozuklukları, ağrı şiddetine göre el ve ayak uyuşmaları da yaşanır. atak süresi boyunca hasta çaresiz kendini karanlık bir odaya kapatarak ağrının kendisini terk edip gitmesini bekler. gündelik yaşamı olumsuz etkileyen, kapıdan sızan ufak bir ışık zerresi dahi ağrının tetiklenmesinde etkili olabiliyor. bu sebeple hasta, acil servisin kapısına dayanabiliyor.
bazı hastalarda mayalı gıdalar, tatlandırıcılı yiyecekler, turşu, peynir, çikolata, sirke de tetikleyici olabiliyor.
migren ataklarına karşı ağrı kesici etkili olmayabiliyor. tek çare odayı havalandırıp içeriye oksijen girmesini sağlamak, derin nefes egzersizleri ve alın masajı. mutlaka su içilmeli, çünkü bu ağrılar bir anlamda da susuz kalan beynin bir çığlığıdır.
devamını gör...

90's baby

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu şarkı dünyanın en seksi şarkısı olabilir, cidden.
devamını gör...

yine ezik olduk oturduğumuz yerden.
(bkz: kafa'nın trollerinin biraz şey olması)
devamını gör...

artık sözlükte, küçük bir ailenin bazen birbirini mutlu eden, bazen birbiriyle ufak çekişmeler yaşayan üyeleri gibiyiz. bu yüzden bu programı, hiç tanımadığınız insanların profesyonel bir kaydı gibi değil, içinizden birilerinin, dostlarınızın yaptığı ufak bir sohbet gibi keyifle dinleyebileceğinizi umuyoruz ve hepinizi yarı ciddi, yarı sohbet havasındaki bu yayınımızda, agora meyhanesi'nde görmeyi umuyoruz.

ilk yayının günahı olmaz. mutlaka hatalarımız, eksiklerimiz olacaktır. siz hobi olarak yine biraz vurun tabi ama ölümüne de vurmayın ki hayatta kalabilelim ve önümüzdeki yayınlarda eksiklerimizi gidererek sizlere daha keyifli sohbetler dinletebilmek için şansımız olsun. *
devamını gör...

bilgisayar önce masaüstüne, sonra dizimize daha sonra da cebimize girdi. bir sonra gireceği yerin düşüncesi bile beni ürkütüyor.
devamını gör...

bach / marcello adagio - concerto in d minor

devamını gör...

beğenilmeyen iş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yara izlerinin benzer olması bu şeylerin en etkili olanıdır.
devamını gör...

(bkz: hayattaki küçük mutluluklar)
yüzünüzde hep gülümseme, kalbinizde huzur olsun...
devamını gör...

ben de çok yavaş yerim. hayır atlı mı koşturuyor arkamızdan tadını çıkara çıkara yemek varken ne diye hızlı yiyelim?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim