bir muzaffer izgü eseridir. ilk olarak 1988 yılında yayımlanmıştır.

otobiyografik bir kitap olan zıkkımın kökü daha ilk sayfalarda samimiyetiyle içine çekiyor, kâh güldürüyor kâh insanın yüreğine bir hüzün çökmesine neden oluyor.

eserinde fakir insanların hayata tutunma çabası gözler önüne serilmiş, muzaffer izgü ve çevresinin yani. o zamanlar tam yokluk yılları, tahmin etmekten ötesine geçemeyeceğimiz zamanlar.. yine de çocukların çocukluklarını doyasıya yaşadığı zamanlar, yine sadece hayal etmekten öteye geçemiyoruz. muzo ve ailesi daha doğrusu o zamanın insanı yokluk içinde hayat mücadelesi verdiği için üzülsem de çocukluğumuzu yaşayamayıp birçok şeyin değerini tam manasıyla bilemediğimizi düşününce asıl üzülmem gereken bizlermişiz gibi hissettim.

fakat değinmeden edemeyeceğim, kitapta kısa bir yerde de olsa çocuk istismarı vakası anlatılmış. tabii o zamanlarda çocuk erkek olunca ve yapan kadın olunca (yapan dediysem, yanlış hatırlamıyorsam çocuğun kendisine dokunmasını istiyordu) o kadar üzerinde durulmuyordu belki de fakat çok rahatsız ediciydi. tabii muzaffer izgü bunu överek anlatmıyor aman yanlış anlaşılmasın.

bu noktaya da değindikten sonra, genel olarak kitaba ve anlatılanlara bakınca ne güzel bir edebiyatımızın ve ne değerli yazarlarımızın olduğunu bize hatırlatan roman diyebilirim. sadece işte bir kısımda olaydan dolayı canım sıkılmadı değil.
devamını gör...

bulunduğu yerin şeklini alan canlıya kedi denir.

içerenköy / geçmiş zaman / nalbur önü.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yalnız kalmak.
devamını gör...

yeni tanıştığı insanlara samimiymiş gibi birden canım tarzı hitaplar.
devamını gör...

karaciğer hücreleri ile sinüzoid endotel hücreleri arasındaki aralıktır.
disse aralığında hepatosit mikrovillusları, postganglionik lifler ve ito hücreleri bulunur.

vücut için önemli olan ito hücreleri a vitamini depolar.
buna ek olarak miyofibroblastlara dönüşerek karaciğer sirozunda fibrozise yol açar.
devamını gör...

değersizlik hissi, onu yaşayan için de üzerine konuşmak için ele alan kişi için de can sıkıcıdır. empati yapılması zordur, yaşadığı şey değersizlik olmayıp da "değersiz hissediyorum" diyenlere karşı hissettiğimiz acımayı bir yana bırakırsak, sevdiklerini anlamak adına, gerçekten empati kurmak isteyenler için kara delik gibi; hissetmeye çalışırsanız boşluğa düşeceğiniz bir histir, bu yüzden ancak yaşayanlar bilir.

bir insan değersiz hissediyorsa, ya gerçekten değersizdir ki bu işin en acı kısmıdır; ya da değer görmek istediği kişi/kişiler onu önemsemiyordur. insan öyle bir canlı ki tüm arzusunu bir yere odaklayabilir, tek bir kumara tüm maddi manevi sermayesini yatırabilir. kaybettiğinde de tüm şiirini tüketmiş hisseder, genellikle değersizlik hissi de bundan kaynaklıdır. çünkü gerçekten değersiz bir insan, öyle ya da böyle bunun farkına varacak ve kendisinin işe yaramaz bir insan olduğunu kabullenecektir. dolayısıyla bundan sitem eden insanlar, değer görecek biri olduğuna inanan insanlardır.

bir insan tüm sevgisini, umutlarını ve hayallerini bir insan üzerine kanalize ettiği zaman, bu duyguyu yaşaması çok yüksek ihtimaldir. zira herkesin hayatında ona değer veren, onu merak eden en kötü bir tane insan vardır. işte bu insana veya insanlara yüklediğimiz anlam azalmışsa, eğer onların paylarını da bir başka insana aktarmışsak; ki genellikle sağlam bir aşık bunu yapar, o halde değerli hissetmemiz tek bir insanın elindedir. bununla alakalı dostoyevski babamızın, yeraltından notlar kitabında harika bir sözü vardır: "aşık olmak, aşık olduğumuz insana üzerimizde her türlü kötülüğü yapma yetkisi vermektir"

o halde, kendi başına değersiz bir budaladan başka bir şey olmadığını düşünen insan dışında, değer görmeyi belirli bir insanın ya da insanların ellerine bırakanlar bundan dolayı sitem edemezler. kendi kazdıkları kuyuyu öncelikle kendileri doldurmaları gerekir. bunun bir türlü farkına varamayan bu dostlarımız, esasında hiçbir şekilde sevgilerini istemedikleri ama bir şekilde içlerini dökecek samimiyeti buldukları insanlara dert yanarlar: "değersiz hissediyorum, kimse beni sevmiyor, içim içimi kemiriyor" hatta ve hatta "yaşamanın pek anlamı yok"

hepimiz zaman zaman kendimizi değersiz hissederiz. bu his genellikle yanıltıcıdır, sana bakış açını değiştirmen gerektiğini söyleyen bir uyarıdır. değersiz hissettiğimiz vakitlerde mutlaka çayımızı içerken üç dört metre uzağımızda annemiz ya da babamız bizi sevgiyle süzmektedir, bunaldığımızı hissettiği için güzel bir kabak tatlısı yapmanın planlarını yapmaktadır. biz bunu ısrlarla görmezden geliriz ya da görmek istemeyiz; çünkü ya bir kalbe sığıntı olmak için yanıp tutuşuyoruzdur ya da ait olmadığımız bir zümreye yaranmanın planlarını yapıyoruzdur.

değersiz hissediyorum diyene, bunu ima edene iyi bir kalple yaklaşan insanların bilmeleri gereken önemli konulardan biriyle ilgili birkaç kelam edip konuyu kapatacağım. bu, insanın içinde olan, konu başlıklarından bağımsız her daim görebileceğiniz, potansiyel nankörlüğüdür. ben bir konuyla alakalı "hep verdim hep verdim, sonra yüzüme sıçtılar, yazıklar olsun" diyen insanları hiç sevmem. dolayısıyla buradan bir drama çıkarmayalım. mesele, iyi bir yaklaşımın, her değer görmüyorum diyene yöneltilmemesi gerektiği, insanın aldatılmış hissine kapılabileceğini bilmektir. değersizlik hissi, empatisi zor, dolayısıyla belirlemesi de zordur ve bunu bir ego tatmini için potansiyel nankör mü kullanıyor yoksa gerçekten değersiz hisseden bir gariban mı iyi anlamak gerekir.

son paragrafı yazmamın sebebi de insanları önemsemenin; yirmi birinci yüzyıldaki en önemli ve değerli edimlerden biri olmasıdır. kısıtlı bir kaynaktır ve güvensizliğin bu denli yaygın olduğu bir dönemde, bunu harcamakta dikkatli olmak gerekir. sonra buz gibi, duygusuz, kayıtsız bir insan olup çıkarsınız ya da bununla itham edilirsiniz.
devamını gör...

iç işleri bakanının attığı twit. karşı taraf gerçekten suçlu bile olsa bu şekilde homofobik bir şekilde dile getirilmesi ne kadar doğrudur orası tartışmalı.

kaynak
devamını gör...

“ee ne yapacaksın kız olmasam” diye cevap verdiğim cümledir . hakikaten napabilirsin ki pardon? genelde tartışma esnasında kabadayı ,kendini bilmez insanların kızlara kullandığı cümle.
devamını gör...

hapishanelerin siyahi dolu olması. bence bu baya ırkçı bir durum.
devamını gör...

kafa sözlük günlük akış başlıkları şunlardır;
1) kadınlara yönelik açılan başlıklar
2) yoldaş benjamin franklin adı altında açılan başlıklar
3) yine kadınlara yönelik başlıklardır.
haftada 2-3 gün mutlaka açılan başlıklar
1) şaka maka kafa sözlüğün .... olması
2) moderatörleri şikayet etmek amacıyla açılan başlıklar
3) trolleri eleştirmek, ifşa etmek amacıyla açılan başlıklardan oluşmaktadır.
devamını gör...

yeni uyarlamaları son derece kötüdür. oyuncu kadrosu olarak ve bazı sahneler de dönemin popüler kültürünün ekmeği yenmeye çalışılmışsa da pek başarılı olamamıştır.
devamını gör...

ümit besen'i akla getiren olay.
devamını gör...

özetlemek gerekirse bir cisim düşünün bir yukarı ve aşağı şeklinde sonucu çıkacak onu ikiye parçalayın(kuantum dolanıklılık) ve evrenin iki ucuna yollayın birisinde yukarı geliyor ise diğerinde aşağı gelme durumu.
devamını gör...

yazı yazmayı söker sökmez minik hikayelerden oluşan* el yazması bir dergi çıkartmıştım. tanesini 1 milyondan satmıştım. ama seri üretim mümkün olmadığı için sadece 2 milyon kazanabilmiştim.
devamını gör...

vay canına! çizimler süper. ilk defa bir başlığı takibe aldım. başka resimler de görmek isterim. bu başlık hep aktif olsun.
devamını gör...

bir toplumun ne zaman nasıl neden ne için niye aktarılacağı önceden belirlenmiş kültürel değerlerinin başka bir toplumun bireylerine çıkarları dikkate alınmadan reklamlar beyin yıkama çalışmaları propagandalar din değiştirme baskısı gibi yollarla baskı ile kazandırılan süreçtir.
devamını gör...

çoğunlukla müzik aileti kullanmadan, gırtlak gücüyle ezgilerini dile getiren kişilere verilen isim. ayrıca kürtçede "deng" kelimesi "ses" anlamına geldiği gibi bilinenin ötesinde bir de "haber" anlamına gelir. böylece dengbej kelimesi haber veren, haber eden kişi anlamına da gelmektedir.
üst tanımda bahsedilen dengbej evi, evet hala açık ve harika ezgiler söyleniyor. yolunuz diyarbakır'a düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
devamını gör...

geldik, zile de bastık ama evde yoktunuz.
sayın kargocular artık daha yaratıcı yalanlar bulmanızı tavsiye ederim.
devamını gör...

dizinin her bölümü sanatsallığıyla ve hazırlayanlarının yaratıcılığıyla beni ayrı ayrı etkiledi.yalnız bir şey dikkatimi çekti bir çok bölümünde kadınların egemen ve güçlü olduğu; erkeklerinse eziklendiğini ve 2. plana itildiğini hissettim.dizinin yaratıcıları beni ,feminist mi ya da lezbiyen mi acaba diye düşündürmedi değil.
devamını gör...

yazıları yayınlanan yazar arkadaşlarımı öncelikle tebrik ediyorum . ben
de bir şeyler yazmayı deneyeceğim o zaman yazılarda buluşmak dileğiyle sevgiler efendim .
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim