kahve... sevemedim gitti bir türlü. bazen içnek için zorluyorum kendimi veya ortama ayak uydurmak için ama yok, çaya ihanet etmiş gibi hissediyorum. çayın o mis kokusu buram buram burnuma gelince hemen yarım bırakıp kahveyi, ezelden ebede yarenime koşuyorum.
devamını gör...

eskiden dershane hocalarından şimdi de kolej hocalarından velilerin bol bol duyduğu ne boka merhem olduğu belli olmayan avutma cümlesi.

meali sizin oğlandan bir cacık olmaz ama bizim de malum paraya ihtiyacımız var siz oğlanı burdan almayın devam etsin zaten bundan bir yol olacağı yok bari biz ekmeğimizden olmayalımdır.
devamını gör...

demek ki kafa sözlükte akıllı adam çok.
devamını gör...

ivan petroviç pavlov; sindirim sistemi üzerine nobel ödülünü de almasını sağlayan araştırmalar yapıyordu. deney amaçlı kullandığı köpeklerin midesini kesip, bir hortum yardımıyla bu salgıları alıyordu.

mide ve tükürük salgılarının nasıl olduğunu ve nelerden meydana geldiğini anlamaya çalıştığı dönemde, köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgılaması dikkatini çekti.
bu gözlemden sonra pavlov, köpeklerin niçin yiyecek verilmeden önce salya salgıladıkları sorusunun üzerine gitti ve araştırmalarını bu yöne kaydırdı.

pavlov, yaptığı bu gözlemlerinden sonra, aç bir köpeği ses geçirmeyen bir odaya yerleştirdi. deneye başlamadan önce, bir şekilde köpeğin salyasının ağzından dışarı çıkmasını sağladı ve daha sonra çıkan salya miktarını da kayıt altına aldı.
deneye geçildiğinde ise koşulsuz şartlanmanın oluşabilmesi için köpeğe yiyecek vermeden sadece zili çalmaya başladı. başlangıçta, normal olarak köpek herhangi bir salya tepkisi göstermedi. pavlov daha sonra zil sesinin hemen arkasından köpeğe et parçaları vermeye, doğal olarak da köpek salya akıtmaya başladı.

deneyin bir sonraki adımı ise et parçaları ile zil sesini eşleştirmekti. pavlov, et parçalarını köpeğe atmaya başladığı anda asistanları da aynı anda zili çalıyorlar, böylece köpeğin algı olarak et ile zil çalmasını eşleştirmesini istiyorlardı.

bu işlem tekrar tekrar yapıldıktan sonra, zilin çalındığı fakat arkasından et verilmediği zaman da köpeğin salya salgıladığı gözlendi. oysa normalde, köpeğin eti ağzına alınca salya akıtması gerekirdi.

deney sonunda çıkan sonuca göre köpek, sadece kulak kabartması beklenen zil sesine karşı salgı akıtmayı öğrenmiş oluyordu. bu durumda köpeğe, hiç ilgisi olmayan bir uyarıcı karşısında salya akıtması öğretilmiş oluyordu. bu olayda et, koşulsuz yani doğal uyarıcıdır.

şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.
devamını gör...

benim düşüncem şudur ki,her kadının içinde az da olsa sapyoseksüellik vardır ( bunun farkında olmasalar bile)
türkiye'de bu tam olarak böyle olmasa da* zeka her şeyi kazandırır.
devamını gör...

adaleti sağlayamayacak çözüm. sadece geçti/kaldı olarak not verilmeli ve obp üniversite sınavı puanına katılmamalı.
devamını gör...

“zaman bakımından geçmiş, geride kalmış” anlamına gelen kelime.
devamını gör...

ben bir çevrimdışı oluyorum, olaylar olaylar. kasıtlı mı yapıyorsunuz anlamıyorum ki. *
neyseki zeki olduğum için her şeyleri anladım hemencecik.
tamam anlayana kadar 150 defa " noluyor ya?" demiş olabilirim. *
devamını gör...

kek
devamını gör...

biraz geç de olsa yakaladığım, unutulmaz ve bir döneme damgasını vurmuş parçaların/şarkıların yer aldığı program. an itibariyle hareketli şarkılar çalıyor ama ben yine de duygulanıyorum eskilere olan özlemden dolayı...

"eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
doksanlar pop ruhun gıdasıdır
doksanlaraa bayılıyorum..."
devamını gör...

rahmetli esmeray'ın unutma beni şarkısının giriş sözleri ile tarif edilmiş his, olay ve durumlardır.

"boğazında düğümlenen hıçkırık olayım"
devamını gör...

o pirinçlerle yeşilliğin birbirine geçtiği tat, o yaprağın verdiği ekşilik. dolapta beklemiş olmanın verdiği lezzet. gece vakti uyanıp sıcaklayan insanın içini soğuk sarmanın serinletmesi... uykuları kaçırtır efenim. uykuları...
devamını gör...

‘düşün uzay çağında bir ayağımız
ham çarık kıl çorapta olsa da biri
düşün olasılık, atom fiziği
ve bizi biz eden amansız sevda’
sevda ancak bu kadar samimi tarif edilebilir. aşk değil sevdanın şairidir ahmet arif.
devamını gör...

sekse bu kadar değer atfedip ödül gibi görenlerin hepsi erkek ama nedense. kadınlar sadece erkeklerin sekse bakışındaki bu garabetten faydalanıp durumu lehlerine çeviriyorlar. zekalarını kullanabildikleri için kadınlar mı suçlu oldu ama yani şimdi?
devamını gör...

ne yere bakan yürek yakan bir yazarmış da haberimiz yokmuş dediğim yazar *
mutlu olsun diyelim ne diyelim.
devamını gör...

yönetmeni david fincher olan, 1997 yapımı eski ama gayet sürükleyici bir konusu olan bu filmin başrollerinde michael douglas ve sean penn var. elbette zevkler ve renkler tartışılmaz ama bu film beni izlerken hem çok germiş, hem de çok şaşırtmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hayattaki her şeyin belirsiz olması.
resmen niye doğduğunu çözemeden ölecek olmak.
hayatın kendisi.
devamını gör...

profil resmi tam ısırmalık, yazıları çok değerli tatlı yazarımız.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ön deyiş: sigaranın tarihi aslında yazdıklarımın ötesine dayanmakta ancak ben bu yazımda sigara tarihinden ziyade ‘sigara pandemisi’nin(?) tarihi üzerinde durmaya çalışacağım. bu nedenle değineceğim noktalar bu sessiz sigara pandemisinin bir pandemi olma yolundaki önemli noktaları olacak, iyi okumalar diliyorum…

okuyucuya not: ‘pandemi’ terim anlamı gereğince daha önce insanoğlunun maruz kalmadığı, etkeninin bulaşıcı olduğu ve bu bulaşıcılıkla beraber bir tehlikeye sebebiyet veren hastalıkların yol açtığı, geniş kitlelerin etkilendiği durumları tanımlamak için kullanılır. durum böyleyken ‘sigara bağımlılığı’nın bir pandemi olarak nitelendirmenin doğru olmadığı yönünde eleştiriler vardır. ancak bulaşıcılığın yalnızca ‘fiziki’ anlamına sıkışmaması gerektiği ve davranış bilim açısından da ‘taklit, özenme’ gibi çeşitli durumların varlığı ile birlikte bir bulaşın da söz konusu olabileceği düşünüldüğünde ‘sigara bağımlılığı’nın geniş kitleleri etkilemekle kalmayıp aynı zamanda bu etkiyi bir çeşit ‘taklitçi bulaş’ yoluyla sağladığı düşülebilir. bu nedenle başlıkta ‘pandemi’ kelimesi tercih edilmiştir.

sigara 19. yüzyılın başlarında birleşik devletler’de ortaya çıkmadan önce tütün, puro ve pipo başta olmak üzere oldukça farklı şekillerde tüketilmekteydi. 12 nisan 1861’de patlak veren ve 9 nisan 1865’te son bulan amerikan iç savaşı sigaranın amerika birleşik devletleri’nde geniş bir tüketim çevresine yayılması hususunda önemli bir dönüm noktası oldu. 1864 yılında sigaralar üzerine yapılan federal vergi düzenlemeleri ile birlikte artık sigara amerika birleşik devletleri'nde tütün ürünlerinin en yaygın tüketileni olmuştu bile. tam da bu sıralarda popülist sağlık reformları yapılmaktaydı ve bu reformlar sigara karşıtı aktiviteleri de beraberlerinde getirdiler. zaman içerisinde oldukça farklı motivasyon kaynaklarına sahip olan sigara ile mücadele faaliyetleri 1880 ve 1920 yılları arasında çoğunlukla ahlaki ve hijyenik kaygılardan köken aldı. yani sizin anlayacağınız sigaraya karşı verilen mücadele henüz ilk aşamasındayken motivasyonunu sağlık konusundan ziyade etik ve hijyen konularından sağlamaktaydı. bu da henüz o yıllarda sigaranın insan sağlığı üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin tam olarak bilinemediğinin bir göstergesi olarak görülebilir. başta sağlık ile olan ilişkisi olmak üzere pek çok bilinmezlere gebe olan sigaralar üretilirken bu bilinmezliklerin sürdüğü 20. yüzyılın başlarında sigara üretiminde görece hafif tütünler kullanılmaya başlanmıştı. daha hafif tütünün kullanıldığı bu sigaralar tüketicinin tek seferde daha derinden soluk almasını mümkün hâle getiriyor ve nikotinin kan tarafından daha fazla emilmesine sebep oluyordu. tüm bunlar da sigaradan alınan hazzın artması ve bir adım ötesinde ‘sigara bağımlılığı’ anlamına geliyordu. tüm bunların yanı sıra savaşlar sigara için âdeta bir şans insanoğlu için ise her savaş gibi şansızlık olmaya devam ediyordu. amerikan iç savaş’ı sırasında geniş kitlelerce kullanılmaya başlanan sigara şimdi de ı. dünya savaş’ı sırasında askerleri rahatlattığı ve acılarını dindirdiği gerekçesiyle çeşitli çevrelerce övülmeye başlanmıştı. ancak bu durum elbette böyle sürmeyecekti, er ya da geç insan başta olmak üzere hemen tüm canlıların üzerinde birçok olumsuz etkisi olan sigaranın zararları ortaya çıkacak, bu zararlar dillendirilmeye başlanacak ve insanlar bu konuda uyarılacaktı. sonunda beklenen oldu ve 1940’lı yılların sonu ve 1950’li yılların başlarını kapsayan birkaç yıl içerisinde sigaranın insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olabileceği yönünde yayınlar yapılmaya başlandı. bu yayınlarda sigaranın ilk kez net bir şekilde ilişkilendirildiği hastalık ise hepinizin tahmin edebileceği üzere akciğer kanseriydi. sigara ile mücadele olabildiğince etkin bir biçimde sürdürülmekteydi. özellikle sigaranın yaygın olarak kullanıldığı ülkelerde ,ki sigara küresel ölçekte bir salgın gibi hemen her kıtada nüfusu kayda değer hemen her ülkeye yayılmıştı, televizyon, radyo ve gazete gibi iletişim kanalları aracılığı ile insanlara sigaranın zararları anlatılmaya çalışılıyordu. ancak radyolarda, gazetelerde ve televizyonlarda aynı zamanda sigara reklamları da yapılmaktaydı. amerika birleşik devletler’i özelinde konuşacak olursak 1969 yılı öncesini yaşamış bir bireyseniz sokaklarda ve çeşitli iletişim kanallarında hem sigaranın övüldüğünü hem de yerildiğini görebilirdiniz. 1969’da ise sigara reklamları ile birlikte sigara yergilerini içeren reklamlar da yasaklanmıştı, yani sigaranın yaygınlaşımasına veya ortadan kalkmasına bu andan itibaren yalnızca bireyler karar verecekti çünkü onların tercihlerini etkileyecek herhangi bir dış etken artık yoktu.1972 yılında ise günümüzde sıklıkla kullanılmakta olan ‘pasif içici’ kavramının temelleri sigara içmenin çevredeki insanların sağlığını da olumsuz yönde etkileyebileceği yönündeki rapor ve yayınlar ile atılmış oldu. tüm bunların ardından yine beklenen bir şey oldu, 1973 yılında amerika birleşik devletlerinin arizona kenti başta olmak üzere avrupa ülkelerindeki çeşitli illerde sigara içilmesi kamu sağlığını tehlikeye attığı gerekçesi ile kamusal pek çok alanda açıkça yasaklandı. bu yasakların kapsamı zaman içerisinde genişledi ve 2000’li yılların başlarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda insan dolaşımının fazla olduğu hemen her alanda sigara içilmesi yasaklandı. bu kararın ve benzeri kararların ne kadar yerinde kararlar olduğu kolaylıkla anlaşılabilir çünkü sigara 1992 yılında önce amerik birleşik devletleri çevre koruma ajansı ve ardından avrupa çevre ajansı tarafından a sınıfı kanserojen madde olarak sınıflandırmaya dâhil edilmişti. 2000’li yılların başlarından günümüze kadar sigaranın zararları hakkında yapılan bilimsel çalışmalar ve dolayısıyla bu çalışmaların sonuçlarını derleyen bilimsel yayınlar giderek artış gösterdi. bu yayınların yanı sıra sigaranın kullanımı konusunda dünyanın pek çok farklı yerinde çeşitli düzenlemeler yapıldı ve sigara tüketimi mümkün olduğu ölçüde bireylerin kendi iradeleri ile uyumlu bir şekilde azaltılmaya çalışıldı. dünya sağlık örgüt’ü raporlarına göre tütün ve tütün ürünlerinin insan sağlığı üzerindeki doğrudan veya dolaylı zararlarından ötürü her yıl dünya genelinde yaklaşık 7 milyon insan hayatını kaybediyor ve yine dünya sağlık örgüt’ü verilerine dayalı tahminlere göre tütün ürünlerinin kullanım alışkanlıklarının değişmemesi durumunda bu sayı 2030 yılı itibarı ile 8 milyon insanı bulabilir. belki sizler yaşamınız boyunca ağzınıza sigara sürmediniz, iyi ya bu saatten sonra sürmemenizi umuyorum. sigara bağımlısı iken bu bağımlılıktan kurtulmuşsanız ne kadar büyük bir zafer elde etmiş olduğunuzun farkına varın ve lütfen sigaradan uzak durmaya devam edin. sigara bağımlısı iseniz umarım bu bağımlılıktan en kısa sürede kurtulur ve sağlıklı bir yaşama kavuşursunuz.
kaynak ve ileri okuma 1
kaynak ve ileri okuma 2
kaynak ve ileri okuma 3
kaynak ve ileri okuma 4
kaynak ve ileri okuma 5
...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim