türkiye'nin en büyük sorunu
başlık "jack the ripper" tarafından 10.01.2021 20:21 tarihinde açılmıştır.
61.
herkesin işine karışılması.
herkesin bir doğrusu var herkeste istiyor ki benim doğruma göre yaşa. hayırdır abi ben belki çikolata parçacıklı kurabiye canavarına inanıcam sana ne!!!
herkesin bir doğrusu var herkeste istiyor ki benim doğruma göre yaşa. hayırdır abi ben belki çikolata parçacıklı kurabiye canavarına inanıcam sana ne!!!
devamını gör...
62.
cehalet.
egitilememe durumu.
egitilememe durumu.
devamını gör...
63.
malum kişinin ta kendisidir.
devamını gör...
64.
birçok kişinin çalışarak değil de kısa yoldan parayı bulmaya çalışması, bunun için de hak yemeyi normal görmesi.
devamını gör...
65.
insanları gruplara bölüp o gruplardan birini seçip diğerine çamur atmak için kafa patlatmak. yeminle başka bir şeye uğraş verseler iyi yerler geliriz belki o da djdjd
devamını gör...
66.
biliyorumdur. çünkü herkes her şeyi bilir. kimse bilmiyorum demez. herkesin her şeyi bildiği bir yerde soru sormak da olmayacağı için sorun da kalmaz. sorun mu? hadi canım, hemen çözeriz.
devamını gör...
67.
eğitim sistemi ve adalet.
devamını gör...
68.
kanaat getirmek. türkiye'nin en büyük sorunu kanaat getirmek, bulduğunla yetinmek, elindekini korumaya çalışmaktır.
en parlak zihinler bile vasat standartları yakalayınca durup sahip olduğunu korumaya çalışır. bu yüzden en son başarısını 20 sene önce kazanmış teknik direktöre imparator, en son faydalı işini 2008'de yapmış adama reis deriz. 1000 liralık sosyal yardıma ruhumuzu teslim eder, sigortalı işe girince zafer kazanmış gibi hissederiz.
ülkenin damarlarına işlemiş bu kanaat kültürü bitmeden, her zaman daha fazlasını talep eden bir kuşak gelmeden muasır medeniyet bize hayal.
en parlak zihinler bile vasat standartları yakalayınca durup sahip olduğunu korumaya çalışır. bu yüzden en son başarısını 20 sene önce kazanmış teknik direktöre imparator, en son faydalı işini 2008'de yapmış adama reis deriz. 1000 liralık sosyal yardıma ruhumuzu teslim eder, sigortalı işe girince zafer kazanmış gibi hissederiz.
ülkenin damarlarına işlemiş bu kanaat kültürü bitmeden, her zaman daha fazlasını talep eden bir kuşak gelmeden muasır medeniyet bize hayal.
devamını gör...
69.
şükretmemek. devlet büyüklerimiz gece gündüz bizim için mücadele ederken bazıları hem şükretmiyot hem de hadsizlik yapıp her şeyi şikayet ediyor.
devamını gör...
70.
din ve devletin birbirinden ayrilamamasi.
devamını gör...
71.
sadece günü kurtarmaya bakması.
her konuda.
her konuda.
devamını gör...
72.
eğitim.
devamını gör...
73.
farklı görüşlere tahammül etmeyip, onları baskılamaya, ortadan kaldırmaya çalışmak. farklılıkları düşman unsur gibi görmek, sonra da isveç, norveç ve hollanda benzeri ülkelere özenip hayıflanmak.
devamını gör...
74.
fazla nüfus.
devamını gör...
75.
mülteci.
devamını gör...
76.
sığınmacı ve onlara kol kanat geren dinciler ve sjw'ler.
devamını gör...
77.
pringles'in çok pahalı olması. evet.
devamını gör...
78.
kadını ayrı erkeki ayrı, herkes taçisci olmuş kardeşim. bir de bu efendilerden edeblilerden ayrı bir korkıcaksın anacım, bunlarda ne numaralar var. bunlar mışçı-muşçu, göyacı bunlar.
ay allahım sen kötülerle karşılaştırma yarapbi.
ben mektup dönemine dönüyorum stop. zaman kötü stop. kolla götü stop.
devamını gör...
79.
say say bitmez.
tepeden tırnağa sorun var.
bu ülkenin yeniden yaratılmaya ihtiyacı var.
meşaleyi eline alacak cengaver yok ki!
tepeden tırnağa sorun var.
bu ülkenin yeniden yaratılmaya ihtiyacı var.
meşaleyi eline alacak cengaver yok ki!
devamını gör...
80.
iktidar kim olursa olsun ve ne yaparsa yapsın alkışlayan kitle. örnek vererek iddiamın altını dolduracağım. öyle çok uzak tarihten örnekler de vermeye niyetim yok.
bu ülkede başörtülü kadınlar yerlerde sürüklendi. baya polis yerlerde sürükledi bu insanları. onlarca videosu ve fotoğrafı mevcut. o dönem bazı gazeteciler, televizyoncular bu insanların polisi provoke ettiğini ve rejim için tehdit olduklarını söylediler. bir kitle bravo polise diye elleri patlayana kadar alkışladı.
çok yakın tarihte boğaziçi üniversitesi'nde malum olaylar yaşandı. okula polis girdi. aynı gazeteciler polisin provoke edildiğini, rejim için tehdit olduklarını yazdılar. aynı insanlar ve çocukları da elleri patlayana kadar alkışladı.
daha önce verdiğim bir örneği tekrar vermek zorundayım çünkü en net örnek şudur: hilal kaplan ve ahmet şık aynı şeyi söylüyorlar. ne diyorlar? devletiniz katildir. bir kitle birine terörist derken diğerini kahraman olarak görüyor. bakın aynı şeyi söylemelerine rağmen iki ayrı uca atılıyorlar. peki bunun sebebi nedir? çok basit: güç. güç hilal kaplan'dan yana ya da hilal kaplan güçten yana. o kısım yoruma açık ama aralarındaki tek fark bu.
çözüm süreci'nin başlangıcını da, bitişini çılgınca alkışlayan kitle aynı. bunun içine tüm o birbirinin zıttı olan siyasi süreçleri dahil edebilirsiniz. açın bakın; alkışlayanlar hep aynı. buraya kadar konu sadece ak parti ya da mevcut iktidar olarak görünebilir ama onunla bir ilgisi yok.
seçimde kemal kılıçdaroğlu ya da ekrem imamoğlu cumhurbaşkanı olsun yine aynı insanlar elleri patlayana kadar alkışlayacaklar. bugün alkışladıkları şeylerin tam tersi yapıldığında da alkışlayacaklar.
1982 anayasası %91,37 oyla kabul edildi. hep şunu söylüyorlar: o dönemin şartlarında öyle bir oy çıkması normal. tamam da güzel kardeşim o %8,63 kısma tekabül eden insanları neden yok sayıyorsunuz? çünkü böylelikle o vicdan mastürbasyonları kolaylaşıyor da ondan. güçten yana olmamak, korkmamak, kendi fikirlerini savunmak bile görmezden geliniyor.
neyse alkışlayın, ne olursa olsun alkışlayın. kim olursa olsun alkışlayın. elleriniz patlayana kadar alkışlayın.
bu ülkede başörtülü kadınlar yerlerde sürüklendi. baya polis yerlerde sürükledi bu insanları. onlarca videosu ve fotoğrafı mevcut. o dönem bazı gazeteciler, televizyoncular bu insanların polisi provoke ettiğini ve rejim için tehdit olduklarını söylediler. bir kitle bravo polise diye elleri patlayana kadar alkışladı.
çok yakın tarihte boğaziçi üniversitesi'nde malum olaylar yaşandı. okula polis girdi. aynı gazeteciler polisin provoke edildiğini, rejim için tehdit olduklarını yazdılar. aynı insanlar ve çocukları da elleri patlayana kadar alkışladı.
daha önce verdiğim bir örneği tekrar vermek zorundayım çünkü en net örnek şudur: hilal kaplan ve ahmet şık aynı şeyi söylüyorlar. ne diyorlar? devletiniz katildir. bir kitle birine terörist derken diğerini kahraman olarak görüyor. bakın aynı şeyi söylemelerine rağmen iki ayrı uca atılıyorlar. peki bunun sebebi nedir? çok basit: güç. güç hilal kaplan'dan yana ya da hilal kaplan güçten yana. o kısım yoruma açık ama aralarındaki tek fark bu.
çözüm süreci'nin başlangıcını da, bitişini çılgınca alkışlayan kitle aynı. bunun içine tüm o birbirinin zıttı olan siyasi süreçleri dahil edebilirsiniz. açın bakın; alkışlayanlar hep aynı. buraya kadar konu sadece ak parti ya da mevcut iktidar olarak görünebilir ama onunla bir ilgisi yok.
seçimde kemal kılıçdaroğlu ya da ekrem imamoğlu cumhurbaşkanı olsun yine aynı insanlar elleri patlayana kadar alkışlayacaklar. bugün alkışladıkları şeylerin tam tersi yapıldığında da alkışlayacaklar.
1982 anayasası %91,37 oyla kabul edildi. hep şunu söylüyorlar: o dönemin şartlarında öyle bir oy çıkması normal. tamam da güzel kardeşim o %8,63 kısma tekabül eden insanları neden yok sayıyorsunuz? çünkü böylelikle o vicdan mastürbasyonları kolaylaşıyor da ondan. güçten yana olmamak, korkmamak, kendi fikirlerini savunmak bile görmezden geliniyor.
neyse alkışlayın, ne olursa olsun alkışlayın. kim olursa olsun alkışlayın. elleriniz patlayana kadar alkışlayın.
devamını gör...