yeryüzü üzerinde yapılan her şey, boşluk içinde bir doluluk yanlısamasından, hiçlik'in esararından gelir.

dünyanın yaratılışı ve yıkımı dışında, bütün girişimler benzer şekilde hükümsüzdür.
devamını gör...
“bedenimde değil, ruhumda sızı.”
devamını gör...
hiç laf kalabalığı yapmadan ifade etmiş feridun.
devamını gör...
çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte!
devamını gör...
bazen içimizdeki derin boşluk bizi de yutuverir. duyduğumuz ses duymak istediğimiz değildir, gördüğümüz şey görmek istediğimiz değildir. eşya, zaman, insan kavramları askıda kalır. düşünce, sınırları belirsiz bir çevrede hedefsizce dolaşır durur. hissettiğimiz şeyin adını koymak güçtür.
devamını gör...
yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.

|oğuz atay
devamını gör...
hayatımı, başka biri yaşamış gibi ilgisizce seyrediyorum. karbon kağıdıyla çoğaltıp dağıttım yaşamöykümü. susuyorum. kelimelerin uzlaştırıcılığında erimek istemiyorum. uykuya sığınıyorum.

(bkz: ışık ergüden)
devamını gör...
“kimse uyandırmasın kimseyi. herkes mutlu uyurken. en kötü kabus bile iyidir hayatın kendisinden.”

hakan günday
devamını gör...
bunlar beni tanıyorlar, ben kendimi tanımıyorum!
devamını gör...
ne cok cümle var burada:
devamını gör...
- aysel meksika biberi mi koydun buna yaaaa

t: girişi kolay çıkışı olay, maddesel varoluşçu ıkınmalar
devamını gör...
''zira elbet bir gün her şeyin sonu gelecek ve nicedir ayaklar altında paralanan yeryüzü aşınacak. kainatın, gürültü yapmaktan ve hiçliğin ihtişamını zedelemekten başka bir işe yaramayan bu toz zerresine tahammülü elbet bir gün tükenecek. altın elden ele geçmekten ve dünyayı yozlaştırmaktan elbet bir gün usanacak. bu kanlı sis dağılacak, saraylar mesken oldukları servetlerin ağırlığına dayanamayıp yıkılacak, orji son bulacak ve bizler elbet bir gün, nihayet uyanacağız.''

gustave flaubert - bir delinin anıları.
devamını gör...
çok acıyor.
devamını gör...
konuşma, konuşmak istemezsen.
ben konuşurum tavanda koşuşan ışıklarla.
hep aynı şeyi söylerim.
beni anla.
devamını gör...
içimde yılların yorgunluğu var, bahtımı yeniden yazsan ne fayda.
devamını gör...
karanlığın içinde bir çocuğum, hüzün sağanaklarında kıyasıya ıslanan. yağmur mu kadere süzülen damlalar? gök gürültüsüne saklı sözlerim, kim duyabilir? ve kim anlayabilir göğsümdeki hezeyan neler söylüyor.
devamını gör...
kendimle savaş halinde olan düşüncelerim canımı çok yakıyor.
devamını gör...
".. koştum kan mevsiminde erken sarıldım
bir kanlı geçitte vuruldum kaldım.."
devamını gör...
farklı olacağım kaygısıyla kendimden olduğum, dünün yarından ne farkı var ki diyerek senelerimi çöpe attım. bu varoluş sancısı öyle bir ağrıdır ki arkadaşlarınızla gece mutfakta oturup sessiz sedasız ettiğiniz sohbette bile karın ağrısı çekiyormuş gibi yüzünüzü buruşturmanıza sebep olur.
devamını gör...
"niçin uyandım?.. niçin bana kendimi unutturan uykum sürüp gitmedi?"

içimizdeki şeytan, sabahattin ali
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"varoluş sancısı anlatan cümleler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim