vincent van gogh

tablolarında sarı rengin ağırlıkta olmasının sebebi sürekli yüksük otu (digitalis) çiğnemesi imiş. digitalis zehirlenmesi geçiren insanlar her şeyi sarı-yeşil tonlarında görmektedir.

hayatı boyunca akıl hastalığından muzdarip olan van gogh'un hastalığı konusunda tam olarak net bir görüş ortaya koyulamamış.
van gogh'un 1922 ile 1981 yılları arasındaki hastalığı hakkında yazılan 152 akademik makalelerde, en sık çıkan sonuçlar, van gogh'un epilepsi (55 kez), psikoz (41), şizofreni (13), karakter / kişilik bozukluğu (10) ve bipolar bozukluk (9) şeklinde olmuştur.

hayatının anlatıldığı "loving vincent" filmi ne kadar sıra dışı, ne kadar sanatsal, ne kadar pastel, ne kadar lütfen bitmesin diye izlenesi, ne kadar vincent vari bir film.

vincent van gogh 19. yüzyıl sonlarının en iyi ressamlarından biridir. bana göre tüm zamanların en iyilerinden biridir. çoğu kişinin bildiği bir yıldızlı geceler tablosu vardır ki...gecenin maviliğinde parlayan ay ve yıldızların altında ki manzara...
hafif bir rüzgar varmış gibi resmedilmiş bulutlar...
gerçekten büyüleyicidir.

eserlerinde çoğunlukla sarı-yeşil tonlarına yer veren ressamdır. bu sarı-yeşil tonlarını bu kadar sık kullanmasının sebebi aslında dünyayı öyle görmesiydi.

peki neden dünyayı sarı-yeşil tonlarda görüyordu? çünkü günümüzde kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan ve dijitaller grubunda bulunan digoksin ilacını kullanıyordu. bu ilaç o zamanlar psikolojik rahatsızlıklar için kullanılan bir ilaçtı. ilacın en önemli yan etkisi sarı-yeşil diskromapatisidir.

bazı tablolarında ise ilacın ham maddesi olan digitalis purpurae diye adlandırılan “yüksük otu” bitkisini resmetmiştir. bunlar da bize van gogh’un yüksek miktarda digoksin maruziyetine kaldığını gösteriyor. van gogh sarısının hikayesi aslında bir yan etkiden ibaretmiş.

sarı-yeşil tonlarda görmesinin sebebi o sıralarda çığırından çıkan absent kullanımı ile alakalı olduğu rivayet edilir. yüksek alkollü bu içki iki çeşit proses şeklinde yaygınlaşmış o dönemde. kulaksız van gogh diye anarız kendisini.

epilepsi hastası sanat simsarıdır. hayatının bir dönemini akıl hastanesinde geçirmiştir.

resimlerinde kullandığı renkler fırça darbeleri çok farklı olan ressam. tablolarını çok severim en sevdiğim tablosudur irisler.

öldükten sonra kıymeti bilinen bir insandır.

içimizden geçen düşünceler dışardan görünüyor mu ki? insanın ruhunda koca bir ateş yanıyor olabilir, ama hiçbir zaman kendi kendisini ısıtamaz onunla; gelip geçenler yalnızca bacadan çıkan dumanı görürler ve yollarına devam ederler.

renklerle olduğu kadar harflerle de arası iyidir.bu sözüde ispatıdır.

eylül 1888'de yaptığı "night cafe" ile ilgili kardeşine yazdığı bir mektupta "bu resim şimdiye kadar yaptıklarım arasında en kötüsü." ifadelerini kullanmış ressam. birbirine zıt kırmızı ve yeşillerin antitezi ile gece yarısından sonra kötü bir bardaki huzursuzluğun resmedilişi, sonraki mektuplardan anladığımız üzere kasıtlı olarak rahatsız edici derecede kötüyapılmıştır.

her duyguya görülebilir bir from vermeye çalışan ve fırçasından keskin ve ritmik resimler çıkartan, iç dünyasını yansıtmak için ay çiçekleri kadar basit şeylerde de doğal olmayan, parlak renkler kullanmış ressam'dır.

her duyguya görülebilir bir from vermeye çalışan ve fırçasından keskin ve ritmik resimler çıkartan, iç dünyasını yansıtmak için ay çiçekleri kadar basit şeylerde de doğal olmayan, parlak renkler kullanmıştır.

dr who'daki bu sahne müthiştir.

son sözü 'la tristesse durera toujours' olan çok sevdiğim ressam. ah vincent, sarına boyandığım şu günlerde, dediğin gibi 'günler... sanki... haftalar alacak... günler haftalar alacak gibi.'

hollandalı ünlü ressamdır. beni şahsen eserleri haricinde en çok etkileyen belki de duygulandıran şeyi erkek kardeşiyle (theo) olan güçlü bağı. ilişkileri boyunca theo, vincent'a hem duygusal hem de maddi olarak destek sağlamış ve onu bir sanatçı olarak sonuna kadar desteklemiş. yani van gogh'u van gogh yapan şeylerden biridir.

kulağını kesen ve yemeğine güzel görünsün diye boya katan ressam.

en bildiğimiz tablolarından biri yıldızlı gece olan, empresyonist* sanatçı. kendisi hollandalıdır.
buradan

kendisinin de bipolar olduğu düşünülen ünlü ressamın doğum günü yani 30 mart dünya bipolar günü olarak bu hastalık üzerindeki stigmaları da kaldırmak adına ilan edilmiştir.

yeşil peri müptelası çızıkçı.