vincent van gogh

adını görmem her defasında bana sevgilisi olan sien'i hatırlatır.
o da bana bu şarkıyı hatırlatır.

"o siyah saçlı çıplak kadının koynuna girip çıkarken sen
yuttuğun boyaları rengarenk kusarken sen"

yaşamı boyunca acı çekmiş, yeri gelmiş kendi ailesi tarafından bile dışlanmış, garip bir şekilde sempati duyduğum ressamdır. hangi tablosuna baksam içimi hüzün kaplar. orsay müzesi'ne gittiğimde bazı eserlerini canlı görmüştüm, fırça darbelerini o kadar yakından görmek çok garip hissettirmişti.

ömrü boyunca bipolar ile savaşmış ve eserlerine iç dünyasını yansıtmış değeri öldükten sonra anlaşılmış sanat dünyasının teslası.

vincent willem van gogh

sadece 37 yıl yaşamış hollandalı ressam.
1853/1890 yılları arasında yaşamış, resimleri satılamamıştır. 2000'den fazla resim yaptığı bilinir. natürmort türünde resimler çizdi, mavi ve sarı en çok kullandığı renklerdendi, misyoner olarak da çalışmıştır. hayatı bunalımda yaşamış, tek çare ise resim olmuştur.

kimisine göre bir arkadaşı tarafından kulağı kesilmiş, kimine göre ise intihar etmiştir.
döneminin en başarılı sanatçılarından olup, izleri hâlâ silinememiştir.

37 yıllık kısacık yaşamına çok fazla sanat eseri sığdırmıştır. en bilinenleri olan; yıldızlı gece, ayçiçekleri, selvili buğday tarlası, patates yiyenler tablolarının yanı sıra hem bilinen hem bilinmeyen iki bine yakın tablosu vardır.
"işle ilgili fikirler aklıma aceleyle gelir, adeta bir boyama lokomotifine dönüşürüm." van gogh

iyi bir kardeşi olmasaydı şuan kimse bilmezdi kendisini.
evet bir sürü resim çizdi
ama sadece bi kaç tane satabildi yaşamı boyunca.

dünya boyunca belki binlerce van gogh geçti değeri bilinmeyen.

kulağını kesip sevgilisine gönderen hollandalı resim dehası. ömrü boyunca sadece bir resmini satabilmiştir.

(bkz: loving vincent)

(bkz: en sevdiğim)