sol üst bacakta 2 bıçak yarası nedeni de sevgilimin beni aldatmış olması çocukla konuşmak için çağırmam telefonda gaflete düşüp küfürleşmemiz bıçağı farklı yerlere vurmasın dlye önce davranmam sonrası ise 2 farklı yere küçük ama aşırı derin kan kaybından baygınlık geçirtecek kadar 2 bıçak yarası.
devamını gör...
kalbimin 3 santim altında hafif sola doğru bir bıçak yarası izi var.
mermiye kafa attığım dönemlerde 20 kişinin arasına dalmanın sonucudur efendim.
neyse ki kalbim yaralanmalara karşı bağışıklık kazandığı için hala yaşıyoruz.
devamını gör...
göğsümün ortasında ufak bir çizik var. 11-12 yaşlarında 8-10 metrelik yükseklikten betona çakılmıştım. yarım saat salak gibi etrafıma bakıp hiç bir şeye cevap veremiyordum. kulaklarımda garip bir uğultu vardı.
devamını gör...
yine depresyonlarımın birindeyken alıp bıçağı, kesmiştim karnımı. işte o günden kaldı bana bu yara.
devamını gör...
ağaçtan düşmem sonucu kolumda izi kalan sıyrık, dizimin sobaya yapışmasıyla kalan yanık izi, kardeşimin elimin üzerinde bıraktığı tırmık izi, ensemde ameliyat izim ve daha zibilyon kazanın yanında çatıdan düşmem sonucu kalan bir beyin hasarım olduğunu düşünüyorum. bu yaşadığım hayatın, aldığım kötü kararların başka bir açıklaması olamaz elbette.
devamını gör...
façalar sayılıyor mu?
devamını gör...
annem elbiseleri ütülerken bende ısrar edip illa bende ütü yapacam deyip elimi yakmıştım hala onun izi var
devamını gör...
öfke, kin ve nefretle dolu olduğum cahiliye dönemimden kalma faça izlerim var.
devamını gör...
elektiriklerin kesik olduğu bir zaman (belki bilirsiniz çakmakların ultra battal boy olanları vardı) yemek öncesi elimi yıkamak için annemle beraber lavaboya gitmiştim. büyük çakmaklardan vardı elimde anneme ışık olsun diye yakıyordum. sıra bana geçince annemin ellerini kurulamasını beklemek yerine çenemle boynum arasına kıstırmıştım çakmağı. iki köprücük kemiğimin tam arasında nike işareti oluşmuştu. hala da durur kendileri.
devamını gör...
orta çağdan hemen önceydi, yeşil ejderha ile boğuşuyorum, boynuzu sivilceme değdi, patlattı, yüzyıllar sonra, sen git sivilce yarası, sorun yarat, derken, küçük bir operasyon ve öyle işte.. bir façam oldu kafamda..
devamını gör...
yola çıktık dört arkadaş, yaş 19. delikanlılık çağları yani. şehir dışına pikniğe gidiyoruz...

varış noktasına dakikalar kalmıştı en son, ne işim var hastane odasında? ne, 4 gündür burada mıyım? zamanda sıçrama olmuş olmalı... diferansiyel denklemler sınavım vardı, kaçtı mı yoksa...?

hemşire yardımıyla tuvalete gidip aynaya bakıyorum, kafamın her yeri sarılı. 3 katına çıkmış neredeyse küçük kafam, öyle şiş. durumun ciddiyetini artık anlıyorum...

uzun yıllar geçiyor üzerinden, zihnimden hiç kazıyamayım diye alnımdaki izler inadına zamana dayanıyor, plastik cerrahilere de...

karakteri var sanki o izlerin, yüzümde başka bir can gibi. benimle yaşıyor, arada konuşuyor benimle, aynaya baktığımda dertleştiğimiz de oluyor... bazen ne kadar güçlüsün diyor, bazen amaan boş ver değer mi kafana takmana onu bunu bak bu ikinci hayatın diyor, ya da nadiren o günlere geri götürüp üzüyor. biraz sorunlu bir sevgili gibi işte, gel gitli bir ilişkimiz var anlayacağınız. ayrılmak isteyip, artık yetti diyip ayrılamadığın bir sevgili...
devamını gör...
gözümün kenarında yara izi var. 6-7 yaşındayken balkonumuzda ki demire vurmuştum. nasıl vurduysam hala duruyor
devamını gör...
" bu yaranın da şu hikayesi var,..." diyerek başlanan.. insanın en travmatik belki de en atlatamayacağı olaylar zincirlemesi. bendeniz'ın acizane fikri şudur ki evet onlar görülünce o anılara gidilir fakat ruhta açılan ve yaşam boyunca, korkulur ki hal ve harekete çevreye yansıtacak olduğu tavırların insanları hayli yoracak olmasıdır. vel hasıl,hayatta ne kadar yara almış olursak olalım yara olmamak.
devamını gör...
yaş 19. 6 aylık yoğun bakım günleri. önce açık yara sonra serbest dikiş ile üst batını bir araya getirme. 15 cm uzunluğunda 3 cm genişliğinde. görsel olarak dikkat çekici. ben alıştım.
devamını gör...
yaş 16 yıllardan ankara.

başımdan geçen travmaları 20li yaşların başından itibaren, bar masalarında kadınlara anlatıp anlatıp, manipüle edeceğimi biliyor muydum acaba? her seferinde değiştirdiğim senaryolarımla, kadınların acılarımıza karşı olan zaaflarını kendi çıkarlarım doğrultusunda umarsızca kullanacağımı? tüm bunları biliyor muydum gerçekten... hesaplamış mıydım?

kimbilir.

adı esra'ydı. mini eteğiyle ankara'nın beyaz mahallelerinden birinde terör estiren bir canavar. duygusuz, merhametsiz aynı anda 10 erkekle flörtleşebilen cani bir psikopat. erkek mıknatısı esra. diğer kızlar ebeee ehehöehöeö yapıp etrafta kaçışıyorlarken, esra'nın benim üstümde başka planları varmış.

masumdum, saftım. 5 metreden atlar mısın deseler doğa üstü güçlerim olduğuna inandığımdan uçarım biel diye yanıtlardım. hangimiz böyle hayallere kapılmadık ki o yaşlarda?

'aramızda kalacak' sözlerine öyle muhtaçmışım ki.. gel dedi gittim.. elimden tuttu. o öğlenin kabusum olacağını nereden bilebilirdim? ben ki, babaannesinin üşümesin diye naftalin kokulu hırkasına sarıp sarmaladığı masumane kumral bir çocuktum. her çocuk kadar hayat dolu neşeyle insanlara içtenlikle gülümseyen bir al yanaklı çocuk. o güne kadar her kadın masum sanırdım.. ahh çocuk kafam..

elimi bıraktığında, garajdaydık. birden üstüme çullandı. ellerimi tutarak birden ağzıma memelerini zorla soktu. 'dokunsana' dedi. hoşuna gidiyor mu diye sordu. ne yapacağımı bilemedim. korkmuştum. çaresizlik nedir ilk o an anladım. yakarışlarımı duymazlıktan geldiği gibi yüzüme alaycı gözlerle bakıp ammaa nazlıymışsın dedi. korkak tavuk diye alay etti. mahalleye yayarım diye tehdit etti. titriyordum, telaşla yere kapaklanmışım. gözümü açtığımda popomun yarısı yoktu. dişlemiş ve bana ait bir parçayı koparıp gitmiş.

popomun 3te 2 si yok arkadaşlar. bazen aynanın karşısında örselenmiş bedenime baktığımda hala o günleri anımsar, bir türlü izi geçmeyen yarama dokunup o eski günlere dönerim. hiçbir kadın o boşluğu dolduramadı. hiçbir temas geçmez zaten.

şu an aşırı hüzünlüyüm. bu başlık anksiyetemi hortlattı. 85b bir kadının dizlerine yatıp teselli bulmak, 'her şey geçecek' sözlerini işitmek istiyorum. titriyorum.
devamını gör...
belki de ünlü bir futbolcu olmama mani olan yaradır.

olay ilkokulda gerçekleşiyor, o zamanlar çok iyi bir kaleciyim, kasımpaşasporun alt kulübüne gidiyorum ve o zamanların (bizim yaş grubumuz) as kalecisi olan çocuk bile beni beğeniyor bana taktikler öğretiyor falan büyük ihtimalle yedeği olurdum zaten çünkü çocuk aşırı iyiydi arkadaş. zaten 5 yaşımdan beri kalecilik yaparım mahalle maçlarında kaleye beni alırlardı ama öyle fasulyeden diye değil, önemli mahalle maçlarında bile kalede ben olurdum(baklava ve kolasına yapılanlarda özellikle) tabi sonradan benden uzun boylu olmak dışında hiçbir yeteneği olmayan çocuğu aldılar kaleye ya neyse. okulda sınıflar arası futbol turnuvası yapılıyor bize de üst sınıf denk geldi denk gelen sınıfta fifada gücü 99luk olan futbolcular olur ya hepsi öyleydi ulan. bu arada yine benden uzun boylu olan başka çocuğu, benden kötü olmasına rağmen kaleye aldılar, 2 gol yedi ve ikinci yarı beni soktular oyuna. ben de o kadar profesyonelce davranıyorum ki formasına kadar kendim özel tasarladım.ilk bir kaç güzel kurtarış yaptım, gol yemedim. ardından bizimkiler 1 gol attı durum 2-1 oldu sonra bir daha 2-2 derken ben bir tane gol yedim oldu 3-2 ardından son dakikalar hakem frikik verdi (etek giymiyordu) sonra topun başına şaşı ve gözlüklü çocuk geçti. çocuğun gözlerine bakarak nereye vuracağını tespit etmeye çalısıyorum ama bir bok anlamıyodum arkadaş! sağa mı bakıyor sola mı? ben de içimden "tam tersini yap" dedim sağa baktı, sola doksana doğru bir vurdu! şerefsiz öyle bir vurdu ki roberto carlos gibi! ama ben tüm gücümle topa doğru uçtum, doksandan topu çıkardım, ardından top sekti ve onlardan birisi topa yavaş bir şekilde vurdu. bu sefer top sağ direğe doğru gidiyordu. kaleler bu arada neredeyse gerçek kale boyutunda, ben de daha 5'e gidiyorum mesafeyi siz tahmin edin. her neyse direğe doğru koştum topu çekmek için zıpladım şlaaaakkkkk!!!& ben direğe bir girdim... gözlerim kapandı, 1-2 saniye etrafa baktım. gol diye seviniyorlar, bizimkilerse korkuyla bana bakıyor. "olm gol mu oldu ya??" dedim. halbuki gol olduğu için değil yüzüm kan, revan olduğu için bakıyorlarmış. o zaman tabi acı hissetmedim, ağzımda bir ıslaklık hissettim, elimi ağzıma götürdüm ve eldivenler kan içindeydi, dudağım ortadan ikiye yarılmış! evet bildiğin yarılmış ve ön dişim kırılmıştı. öğretmenler koşarak geldiler derken benim kafa, çarpmadan dolayı bir git gelli olmaya başladı. daha sonra müdür arabasına bindirip hastaneye götürüyor, arabada sohbet etmeye çalışıyor, "nerelisin" bilmem ne ''aaa ben de o köyde öğretmenlik yaptım" falan diyor ama ben uykuyla uyanıklık arasında gidip, geliyorum. tek hatırladığım müdürün beni normal bir sandalyeye oturtup oradan, oraya sürüklemesiydi. bayıldım bayılacağım ama hastanede kimse ilgilenmiyor. en son hatırladığım kadarıyla başımda doktor ve hemşireler bana bakıp sakinleştirmeye çalışıyorlardı. ahhh şimdi hatırladım hemşireler çok güzeldi hemen sakinleşmiştim... yada sakinleştirici falan mı verdiler? bilmiyorum... kırık diş ve dikişli dudağımla bir kaç gün sonra okula döndüm, okulda popüler olmuşum ne alakaysa? herkes beni tanıyordu, saygı duyuyorlardı falan, kızlar ayrı bir ilgileniyorlardı çok güzeldi hee... ondan sonra çok fazla futbol oynamadım, müziğe daha çok yoğunlaştım zaten devam etseydim de büyük ihtimalle çok uzun boylu olmadığımdan dolayı kaleci yapmazlardı. öylece hayallerim su olup giderdi. şimdi ise müzik yaparak hayallerimi yüzdürmeye çalışıyorum.
devamını gör...
elimdeki çok küçük gölge gibi yara izi çünkü üzerime duşakabinin cam kapısı düştü
devamını gör...
karanlıkta suyu görmemiştim, elimde cam bardak vardı kayıp düştüm. kolum yarıldı, çenemin altı bayağı derin bir şekilde kesildi. dikiş attılar, çenemin altındaki ize garip bir şeyler oldu. şişti mi desem enfeksiyon mu kaptı desem bilmiyorum... iki sene oldu ve kötü duruyor, estetisyen arıyorum.
devamını gör...
bacağımdaki türkiye haritasının birebir kopyası olan yara izinin hikayesini bende oldukça merak ediyorum doğrusu
devamını gör...
makasın keskinliğini ölçme adına parmağımı kestim, izi hiç gitmedi, neden anlamadım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"vücuttaki yara izinin hikayesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim