yalakalık

yağcılıkla aynı anlama gelir. kendi benliğini başkalarının sana sağlayabileceği çıkarlar için hiç etmektir denebilir.

günümüz türkiyesi'nde iş sahibi olabilmenin baş şartlarıdan biridir.

işi düştüğü kişiye yanaşıp ona istediği her şeyi yapma.

daha birkaç yıl önce kızılderili topraklarına gelen beyaz adamlar, 1867'de kabilelere ulaklar gönderdiğinde tosawi, comanche kabilesinin reisiydi. bu ulaklar dediki, gelip teslim olmayan herkesi düşman sayıp, saldıracağız. bazı kabileler bunu umursamadı, çünkü asırlardır kendi ülkelerinde barış içinde yaşıyorlardı ve niye gidip beyazlara teslim olsunlardıki. ama tosawi onlar gibi değildi, kabilesini alıp beyazların kalesine götürdü. generalin karşısına çıkarıldığında, hemen gelip teslim olduğu için beğenileceğinden emindi ve yalakalığını yaptı. kırık dökük bir ingilizce ile "ben tosawi, iyi kızılderili" dedi. tosawi'nin bu yalaka sözlerine rağmen general sheridan "gördüğüm en iyi kızılderili, ölü kızılderilidir" dedi. bu olay o kadar meşhur oldu ki, başka ülkelerdeki ırkçılar bile kendi ülkelerinin etnik halkları için kullandı.

insan, tabiatı gereği kendisine hayrandır. yalakalıktan, çevresinin kendisine yaltaklanmasından, pohpohlanmaktan pek hoşlanmaz gibi görünse de, uzun süreli bir çeşit şeytani görünümlü bu duyguların tutsağı olabilir. her şeyi nefsimizi okşayacak şekilde anlatan, gerçekleri konuşmayan, sahteci kişiliklerle kuşatılabilir. bu da insanı yanlış yönlendirmeye ve yanlış kararlar vermeye itebilir. genel olarak çevremizdeki bu kişiler iki yüzlü yapıda olurlar ve zor zamanda sadakat göstermeyip ilk terk edenler de bunlardır.

bir hayatta kalma iç güdüsüdür.

kurumsal şekli için (bkz: yalakalık müessesesi)

yalakalığın daimliği hakkında ahmet hakan, edilen yalakalığın hiçbir surette boşa gitmeyeceğini söylemiştir. [daha fazla bilgi için bkz: #1696702]

birine çıkar için yağcılık yapmaktır.

kötü ve berbat bir şeydir. düşünsenize birisine aslında düşünmediğiniz şeyleri söylüyorsunuz. yalakalık yapıyorsunuz. rezil hareket.

midemi bulandıran insan özelliği. beğeni, hoşlantı dile getirilir bunda hemfikiriz ama olay abartıya kaçınca kişiye karşı acıma hissiyle dolup taşıyorum.
yalakamıza sormak istiyorum: "böyle yaşamaktan utanmıyor musun? çünkü ben bile senin adına utanıyorum."

(bkz: yalakanım bebeğim)

yapmayı seven çok insan olduğunu gördüğüm durum. aynı (bkz: dondurma reklamları) gibi yalıyorlar ama zevkli zevkli. lannn diyorsun, ben de mi yapsam? hele hele bu sıcakta. amann dikkat kişiliğinizi kaybettiğinize değmez, yapmayın. yapana da doğrudan söyleyin.

yüze yapılan övgü de, yalakalığın işaretidir. ama ne yazık ki, tüm zamanlarda padişahlar, şahlar, krallar hep övgü istemiş ve bunun için saraylarına meddah şairler, yalaka vezirler almışlar. şimdilerde de değişen pek bir şey yok aslında. sözde herkes yalakalığı kötüleyip pisliyor ama ucu kendilerine dayandığında yapılan sahte övgüler onları yağ gibi eritiyor. yapılan övgülerin gerçek olduğunu kabul edip, doğruyu söyleyenlere düşman kesiliyorlar. şunu unutmamak lazım, yalakanın sözü, zehir katılmış bal gibidir. insanları layık olduğundan az övmek kıskançlık, çok övmek yalakalıktır.



yüze yapılan övgü hem söyleyeni hem de dinleyeni rezil eder. yalakalar, ne özleri ne de özgeleri hakkında yüksek görüşte olmadıkları için yalakalık yaparlar. ''olmasaydı cihanda sarsaklar, aç kalırdı muhtemelen yaltaklar'' demiş şair. ben bu sözü çok beğenirim. dünyada en tehlikeli üç şeyi say demişler bilgeye: ''çocuğun elinde bıçak, ahmağın elinde hâkimiyet, yalakanın dilinden övgü'' demiş.



makedonyalı iskender, birine karşı yapılan suçlamayı dinlerken, bir kulağını kapatırmış. sebebi sorulunca da: ''diğer kulağımı suçlanan kişi için saklıyorum'' dermiş. bir kulağınızı da, doğruyu konuşanlar, size yalakalık yapmayanlar, sizi yersiz övgü yağmuruna tutmayanlar için saklayın. söyledikleri belki de sizi uçurumun kenarından kurtarır.

göd yalama sevdalılarının gün içinde rutini haline gelmiş yaş ve cinsiyet farketmeksizin herkese yapabilme potansiyellerine sahip gereksiz insan davranışıdır.

insanoğlu pohpohlanmaya seksten daha düşkündür. bundandır ki tarih boyunca yalakalar fahişelerden daha iyi yerlere gelmiştir.

eskiden bu tiplere ara sıra rastlardık. hatta nispi bir utançla fazla konuşmaz, güya kendini savunma gayretli bir 'yanlış anlaşılma' muhabbeti yaparlardı hep. ama özellikle son 20 yıldır gayet örgütlü, ciddi partiler! halinde çalışıyorlar. öyle ki, artık olmayanını -ara sıra bile olsa- göremez olduk.. ( hatta ben senden iyi yalarım diye aralarında kavga edip dışardakilere onaylatmaya çalışıyorlar.)

halkına adalet ve kalkınma sağlayamamış ülke vatandaşlarının genel karakteri olan kötü huy. evet.

“yalakalık toplumsal ilişkilerin merhemidir.”

laedri

yalakalık dinci toplumun sarsılmaz putudur.

tam olarak hangi durum ve kişilikler için kullanılacağı akp dönemine kadar tartışılagelirdi. akp bu durumu da çözdü sağolsun. kimsenin eline su dökemeyeceği inanılamaz örnekleriyle çıtayı arşa taşıyan bir dönem yarattı..