yalan

yalanlardan kaçmaya çalışırken daha da içine batan insanların her geçen gün arttığını gördükten sonra bu odalardan çıkmanın anlamsızlığını yüzüne çarpa çarpa gösterdiklerini bundan dolayi nelerden vazgeçtiğini animsayamaz olduğunu söyledi.

ihtitacımız olan ve olmazsa insan ilişkilerini asla kuramayacağımız hatta yer yer aptallık yer yer zeka belirtisi olan bir olaydır. fakat abartılınca herkesin tadı kaçar yine ilişkiler yok olur. her şey kararında olmalı. fakat büyük bir yalan söyleuip yakalanmazsanız kimse anlamamış olur ve bir problem olmaz. mühim olan yakalanmamak yani. yalancı dediğimiz kişiler zaten yalanı söyleyemeyip yakalananlar. gerçek yalancıları asla bilemeyiz.
(bkz: geçen yalanın icadı diye bi film izledim izleyebilirsiniz izlemediyseniz)

yeliz'in 1976 yılına ait şarkısıdır aynı zamanda.

aşk nefrete ne yakınsın? ve uzak düşmüşüm kendimden, aklım fikrimden kısımlarını pek sevdiğim; athena grubunun bir şarkısı.

yeliz‘in muazzam sesinden dinlediğimiz şarkısıdır.

güne açan çiçekler gibiyiz

kubat'dan dinlenilmesi gereken bir şarkı.

(bkz: athena)'nın pek nahif şarkısı. buyrun buradan yakın

bir ari barokas şarkısı, lafıma gücenme adlı albümden. son dönemde dinlediğim en iyi türkçe şarkı kanımca.

ve ayrıca bir manga şarkısıdır

bunu unutmanız üzdü.
bir ibrahim tatlıses şarkısı aynı zamanda.

bir candan erçetin şarkısı.

güzel bir dolu kadehi ters tut parçası.

bırak hakikat incitsin seni, bir yalanla avunacağına. bırak kendin olduğun için sevmesinler, başkası olduğun için alkışlayacaklarına.
kemal sayar

"yalan söyleme bana
gözlerin anlatıyor her şeyi "

ibrahim tatlıses - yalan
bitmeyecek sandığımız
rüyasına daldığımız
bile bile kandığımız
ölüm gerçek ömür yalan yalan
hayat rüya dünya yalan yalan

yalan. doğrunun tam tersi. ama bunun bile bir usulü olmalı. yer, zaman, kişi hesaba katılmalı. en ufak şey için bile yalan söyleyen insanlar var. yapmayın. anladığımda gülmemek için zor tutuyorum kendimi şahsen.

analitik düşünme sürecinden ziyade daha çok bilinçaltı proseslerle hissedebildiğimizi düşündüğüm ali cengizlik.

yalanın en büyük işaretleri beden dilinde saptanıyor fakat bir suçlunun tavırlarını analiz eden profesyonel değil de sıradan vatandaşlar olarak yalan işaretlerini dikkatle izlemiyoruz. bir göz kırpma, yüzde bilinçli olarak farketmediğimiz ama bin yılların genetik aktarımıyla zihnimize kazınan şablonlarla "hissedebildiğimiz" ve içimizde "yalan söylüyor!" düşüncesi doğuran ifadelerle yalanı daha çok sezgi şeklinde saptıyoruz. bana kalırsa bu öyle gelişmiş bir yalan tespit sistemi ki iletişimde olduğumuz birinin yalan söyleyip söylemediğini anlamak için bedenini görmemize bile gerek kalmayabiliyor.

bir saatten sonra kabak tadı veriyor doğruyu ogrenme hakkıni alarak hırsızlığa girer. ugrasilmaz böyle insanlarla.

yalan, inşaat boşluklarına müdavim bir adamın cebindeki bir avuç şekerdir.

yalan, bir genç kızın sutyenine doldurduğu bir avuç pamuktur.

yalan, soluklar iyice hızlanıp bir anda durduğunda çarşaf beyazlığına dökülen bir avuç kandır.

yalan, gideceği bilinen kişinin hızını artırmak ve acıyı azaltmak için savrulan bir avuç küfürdür.

yalan, gözlerinden dalgalar geçen kızın gözlerinde konaklayan bir avuç siyah buluttur.

yalan, intihar eden balinaların üzerine serpilen bir avuç deniz suyudur.

yalan, bir avuçtur, iki el arasında küçük bir boşlukla oluşturulan.
yalan bir avuçtur.