kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ve

devamını gör...
önceden bu tarz başlıkları gördüğümde içimde ne varsa yazardım. sadece burada değil, farklı sözlüklerde bile. sonra bir şey oldu ve ben artık içimi dökemez oldum. o kadar çok şey birikti ki iki uçu keskin bıçak..
içimi döksem rahatlayacağım ama içimi dökersem bir daha toparlayamayacağım...
devamını gör...
içimden hiçbir şey gelmiyor. hevesim yok. önceden doğum günüm için gün sayardım ben. hevesle, heyecanla beklerdim. neden? çünkü tüm zehir olan günlerden ziyade o gün hiçbir şey olmayacak sandığım için. o gün herkes mutlu olacak, bana iyi davranacak, beni düşünecek diye düşünürdüm. her sene yanılır ama yine her sene de asla vazgeçmezdim bu umuttan. şimdi ise sayılı günler kaldı doğum günüme ama içimde gram heves yok bu sefer. nereden olsun ki? hiçbir şey ifade etmiyor artık. o günün gelmesini bile istemiyorum. travmalardandır belki de bilemiyorum ama istemiyorum işte.
devamını gör...
muhabbet kuşum kanser oldu, bir hafta önce öğrendim, her şey kanadının üzerinde bir şişlik farketmemle başladı aslında, ilk önce bir yere vurdu hematom oldu sandım (çok hareketli bir kuş bir yerlere saklanmayı seviyor) ama içim hiç rahat değildi. veteriner görüşmesi ve çekilen röntgen sonucu yumuşak doku kanseri olduğunu öğrendim, ayrıca kalbinde büyüme ve karaciğerinde yağlanma var. mümkün olsaydı pet çekilip nerede başladığı tespit edilebilirdi ancak anesteziyi kaldıramayacağı ve tedavi seçeneği kısıtlı olduğu için doktor herhangi bir müdahale önermiyor.
duygularımı ifade edecek kelime bulamıyorum acı çekmesin diye (bkz: homeopati ilaç) veriyorum, yaşam süresi iyi bakılırsa bir sene dedi veteriner hekim.
bunu buraya yazma sebebim biraz kabullenmek (hala gerçek gibi gelmiyor) iç dökmek biraz da muhabbet kuşu besleyenler için farkındalık olması belki faydalı olması. umarım bir mucize gerçekleşir mucizelere inanmasamda.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
dökmeen guzum.
devamını gör...
iyi niyet taşları ile döşedim,
kendim ettim kendim buldum.
bencil olmadığım halde,
şeytan gibi kibir diye taşlandım.
devamını gör...
zalim çöpçüler içimi süpürmüşler.
devamını gör...

al döktüm oldu mu?
devamını gör...
hayatımın en huzursuz otobüs yolculuğunu yaşıyorum. yanımdaki teyze sürekli kart kart kaşınıyor. başka boş yerde yok. ya uyuzsa..? değilse de bu kadar düşünmekten uyuz olcam bu gidişle. ayyy bitmiyo yolllll
devamını gör...
ay ben hiç dökmeyeyim ya çok döktüm zaten sabahtan beri dolaşıyorum. bi sizi göreyim diye uğramıştım, sağolun sağolun
devamını gör...
döken çıksın kasıyor.
devamını gör...
ben yokum bu fotoğrafta. 2 kişi de yok artık. ben göremedim ama bastığımız yer böyle toprakmış bir dönem. yayla fotoğrafı. ağabeyimin ufaklığına bakarsak, ben daha yokum.

abim. babam. annem. amcam hüseyin. rahmetli babannnem güngör. rahmetli amcam özcan.

herkes genç. ne güzel...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

son iki kişinin şu an olması için, ömrümden verirdim.
şu an, en güzel yıllarını yaşıyor yayladaki ev, görmediler.

*
devamını gör...
aylar, belki yarım sene sürecek bir diş operasyonları dönemine giriyorum. 2 kış önce birçok dişim ve diş köküm çekilmişti. geçen kış da implantlarım yapılacaktı. ama geçen kış bir aksilik yüzünden izmir'e gelemedik ve 1 sene ertelendi. pazar günü izmir'e geldim. ilk dişçi randevum bugündü. yarın da operasyonlar başlayacak sanırım; yani yarına da randevum var. bir de şimdi, 20'lik dişlerimin de çekilmesi gerektiği söylendi. ayrıca üst ön dişlerimin bitişiğindeki bir dişe daha dolgu yapılması gerekiyor. gene üst arkalardaki iki dişime daha dolgu yapılacak galiba. sonra da implantlar başlayacak. en erken bu nisanda bitecek bu dönem. mayıs sonuna kadar falan uzarsa da çok şaşırmayacağım.

ilkokul 5'teyken üst ön dişlerimin üzerine yere çakılmıştım ve onların yarıları kırılmıştı. ve üst çenemdeki bütün dişlerim sallanmaya başlamıştı. yani yoklayınca çok da "sağlam" durmadıkları anlaşılıyordu. 41 yaşıma kadar protezler (üst ön dişlerim), kanal tedavileri, dolgular ve köprülerle bir şekilde idare ettim ama artık implant şart oldu. bu arada alt çenemdeki hiçbir dişimde sorun çıkmadı şimdiye kadar, tam çıkamayan 20'lik dişlerimi saymazsak...

uzun ve zorlu bir süreç olacak ama dişçi fobim yok bari, en azından.

yoksa ne dertler var. benimki gene hafif bir iç dökme sayılır sanırım.
devamını gör...
içimi dökersem toplayamazsınız.
devamını gör...
yani gerçekten hiç bilmediğim bir dünyaya giriş yaptım gibi. çok komik şeyler oluyor ve ben hangisine güleyim nasıl şaşırayım bilmiyorum. kırılıyorum evet bu kırgınlığımla da güçleniyorum gibi. korkuyorum evet gerçekten çok korkuyorum ama bu korkuyu güçlendirmek istemiyorum.

bakalım yol güzel. nereye gider birlikte göreceğiz.
devamını gör...
uzunca zamandır beni bunaltan duygu durum değişiklikleri artık her şeye mani olmaya başladığı için terapistimle sık görüştük bu aralar. iyi şeyler duymayı bekliyordum ama çok da umudum yoktu açıkçası, öyle de oldu zaten. ilaçları keseriz, bir tık rahatlarım diyordum da maalesef bir süre daha devam edecekmişim. cidden yoruldum. iş yogunlugu iyi gelir kafa toparlar diyordum da hepten dağıldı her şey. gün 50 saat de olsa toparlayamayacak duruma geldim. bakalım nereye kadar gidecek böyle.
neyse, gittiği yere kadar gidecek diyelim.
tahammülüm sifira inmis durumda, hicbir şeyden keyif almıyorum. yazıyorum çiziyorum fakat bomboş. herhangi bir karsiligi yok gibi.
eski metinlerden bir şeyler cikarip, bir şeyler üreteyim dedim, 4 saat bos bos bakip kapattim ekranı. 4 saatte her şeyi dahil paket kısa film yapmistim lan öyle bir calisma kafası vardı, simdi geldigimiz duruma bak.
moraller bozuldu biraz. dışarıya kapattim kafayı, en azindan toplayana kadar böyle gidecek. hicbir şeye tahammül edemiyorum cunku. normal acting’i de sıktı. o da cok yorucu ama sorulara cevap vermek kadar degil. ellerim çamaşır suyu kokuyor bir de, ona da kafayi taktım biraz
neyse iste yoruldum.
gerisini montajda halledecegim artik
devamını gör...
ben hayatım boyunca gelecek kaygısıyla yaşadım. 29 yaşında baba olduktan sonra bu kaygınin yerini cocuklarimin geleceğini nasıl şekillendirecegim kaygısı aldı. onlara rahat bir gelecek hazırlamak için yurtdışına bile gittim. aileme için büyük riski göze alıp gittiğim ülkede barinamayip geri dönmek zorunda kaldım. çok çabaladım, çok ödün verdim. ne için? sadece çocuklarım için. yoksa 44 yaşında doğru düzgün dil bilmez, yol bilmez, iz bilmez bir adamın ne işi olur yaban ellerde. şimdi geldiğim noktada geriye dönüp baktığımda hiç pişman değilim aldığım bu karardan ama dondukten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadi. dostlarımı kaybettim, paramı kaybettim, yıllarca emek verdiğim işimi kaybettim en önemlisi sağlığımı kaybettim. bir baba olarak elimden geleni yaptim ama olmadı, olduramadim diyorum ve hala kahroluyorum. başımdaki duman yeni yeni kalkıyor. toparlamam oldukça güç oldu ama toparladim. şimdi düşünüyorum da bir baba olarak bir aile reisi olarak hayatımı onlara adamam benim hayatımı mahvetti.
neyse ya, bu kadar drama yeter. kıymet mi biliyor pezevenkler. geçen bayram kayınpederinin mezarını ziyaret giderken sordum benim mezarıma da böyle gelecek misiniz dedim. pis pis gülüp "yakınlarda olursa geliriz baba" dediler. böyle işte, babası bağ bağışlamış da evlat bir salkım üzümü vermemiş diyelim de bağlayalım. ne kadar bağlanirsa artık. *
devamını gör...
bir insan tartışma sırasında bir kişinin anasına, bacısına, aile bireylerine küfür ediyorsa o kişi hiçbir yerde barındırılmamalıdır. o kişiyi iyice bir dışlayın ki görsün dünyanın kaç bucak olduğunu.

ayrıca şiddetle insanları yıldırabileceğini zanneden, sadece fiziksel şiddet değil, psikolojik şiddet de uyguluyorsa o kişiden olmaz arkadaşlar. özellikle kızlarımıza, kadınlarımıza söylüyorum, astım, kestim, şöyle erkeğim, şöyle delikanlıyım triplerindeyse bir erkek, o erkek kendisinden güçlüsünü gördüğü zaman süt dökmüş kedi gibi miyavlamaya başlar.

erkekler bu öğüt de size, akıl sağlığınız için, arıza kadınlardan uzak durun. ister sevgili olarak, ister arkadaş grubunda, ister sokakta, ister interaktif ortamlarda. bu kişileri değil eş, sevgili olarak almak, evinize köyünüze sokmayın. bir yiğidi avrat yıkar lafı hesabı sizi gittiğiniz her ortamda rezil eder bunlar. sakın ha sakın da tartışmaya girmeyin, kendinize yabancılaştığınızı hissedersiniz.
devamını gör...
kibarlık ve nezaket eziklik değildir insanoğlu ayrıca bırısı size siz diye hitap ediyorsa ona siz diye hitap etmeniz icap eder. ne tarak kürek insanlar var ya.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların iç dökme köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim