sosyal medyanın şekillendirdiği bazı insanların, gözlemleyebildiğimiz kadarıyla, uzaktan şöyle bir baktığımızda yaptığı bütün gülünç ve iğrenç şeylerin sebebi, bilerek ya da istemeyerek olgunlaşmaya olan mukavemetidir. birer aptal olarak kalmanın huzurunu yaşamaktadırlar; farkındalık, olgunluk, sağlamlık hayatın hiçbir döneminde ilgi çekici olmamıştır çünkü ve bugünün insanı ilgi açlığıyla yaşar.

evet, henüz birkaç dakika önce tüm galaksiyi yaratmışçasına çalımla gezen, birilerini rahatça aşağılama yetkisini kendisinde gören insanlarla doludur ortalık. bunu da genellikle gayet bilerek, işine böyle geldiği için yaparlar. falanca siyasi parti destekçilerinin birer eşşoğlueşşek, filanca takım taraftarının kıskanç hamamböcekleri olduğunu düşünür. kendisi gibi düşünmeyenleri linçleme konusunda şakşakçılarına güvenir ve onu mahvetme planlarını da ahmak şakşakçı sayısına bakarak kurar. işin en ironik yanı, birinin eşşoğlueşşek olduğunu ya da hamamböceği olduğunu anlatmak için son derece yetersiz, rezil bir cümle kurmasıdır. bu cümle, uzaktan bakıldığında hedefe gidiyor görünür ama anlamak için çaba gösterdiğinizde beyninizden vurulmuşa dönersiniz.

bunlarla münakaşaya girdiğiniz zaman size verecekleri cevap, alakalı alakasız konunun bir yerini almak ve orayla alakalı, asgari bir zeka seviyesi gerektiren risksiz bir cümle kurmaktır. sözgelimi kırmızı ambalajlı ülker çikolatalı gofret almış annesine dönüp "anneci kan da bu renk ve damarlarımızda gezer" diyen bir çocuk gibi davanırlar. sonra da bu tartışmaya daha fazla beyinlerinin yetmeyeceğini düşünüyor olmalıdırlar ki; "hadi hayırlı traşlar" anlamına gelen bir sözle bitirirler. "eğer o böyleyse, bu da şöyledir, yine haksız çıktın, teşekkürler" gibi bir cümledir genellikle.

bunların öyle milyonlarca takipçisi olan insanlar olduklarını düşünmeyin sakın. çok çok az populerleşmiş, kendi çemberinde popüler insanlar da bunu yapıyor. bizim bu yeni insan tiplerini incelememizin, bunları tanımlamamızın sebebi de hiç ummadığımız insanların, belki bir akrabamızın, belki rastgele tanıştığıöız birinin, bir lise arkadaşımızın da böyle biri olabileceğidir. o yüzden bugünün dünyasında sosyal medya davranışları da insanları değerlendirmekte bir kriter olarak ele alınmalı.
devamını gör...
başlık ve kızıl nelson'un tanımı necip fazıl'ın kaldırımlar şiirini hatırlattı. hatta necip fazıl'ın gençlik buhranını şiirde hissettiğim gibi hissettim yazısında.

--- alıntı ---

sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum...


--- alıntı ---
devamını gör...
rock and roll'un bitişiyle birlikte bambaşka bir kültür hakim oldu etrafa, ona pek alışamadım. gelecek kaygım var, ne işe yarayacağıma dair en ufak bir fikrim yok. okuyup ettik, davar gibi bakmıyoruz dünyaya, ama davarların altında çalışacağız maalesef. hayatında hobiye yer olamaz, kendine harcayacağın en ufak bir vakit veyahut nakit etraftan dikkat çekecek ve ayıplanacaksın. sosyalleşeyim desen o başka bir çile. pandemi ile bir beş on sene daha uğraşırız gibi duruyor, bu da hayatımın neredeyse 4'te biri eder, işin yoksa gel onunla başa çık. ister istemez apolitize edildik. hayallerimize, yaşamımıza saygı duyan kimse yok. nihilist varoluş üzerine düşün babam düşün, sonra bul bir pompalı tak ağzına bas tetiğe. kurt cobain şanslıydı, biz değiliz.
devamını gör...
kendimle savaşıyorum ve öyle bir savaş ki bu kazansam da kaybetsem de mağlup benim biliyorum. beyaz bayrak sallandırmak istiyorum o yüzden ruhumda. zaten savaş alanı tarumar. daha fazla kayıp olmasın diyorum. ama dinlemiyorlar beni yavaşca sessizliğime geri dönüyorum. bakalım diyorum ne zamana kadar dayanabileceksin bu savaşa.
devamını gör...
bir mucizeyi beklemiştim senden , hala da bilirim beklemeyi çünkü umut var içimde. demiştim ya beni yaşatan da öldüren de o diye, işte içten içe öldürürken beni her yeni güne uyanmamı sağlayan tek şey o.
devamını gör...
alıngan insanlar beni geriyor. özellikle kendileri ile ilgili olmayıp bir şeylere alınan ve bundan kaçınan insanlar. açık olun yahu, beyin okuyamıyoruz.
devamını gör...
önceden buralara uzun uzun şeyler yazabiliyordum. şimdi dökülmüyor hiçbir şey. sanırım her şeyi içimde yaşıyorum. halbuki yazsam iyi gelecek belki de. konuşmaya ihtiyacım var ancak konuşabileceğim kimse yok. buraya yazamadığıma göre sanırım artık kendi kendime de konuşamıyorum. gittikçe içime gömüleceğim sanırım, gittikçe kaybolacağım kendi içimde. yalnızlıktan hiç bu kadar nefret etmemiştim. kendimden hiç bu kadar bıkmamıştım. anlatmaya ihtiyacım var. bu yalnızlıkla ve anlatamadığım tüm bu şeylerle ne yapacağımı bilmiyorum.
devamını gör...
ne diyim sözlük duygusuzlaştık bir yönüyle de.
devamını gör...
hadi bakalım okuyun bu garibin öyküsünü. uykum kaçtı!

öğrencim mesaj atmış (aynen kopyaliyorum):

öğrencim : .... hocaamm
hakkınızı helal edin
emeğinizi unutmayacağım


fakat o da ne? ben kurumdan ayrılalı aylar olmuş, sadece kurumdan değil mesleğimden de ayrılmışım.

şimdilerde ise hiç alakam olmayan bir iş yapıyorum.

ah be cancağızım niye attın o mesajı?

baksana evren unutmuş, kozmos unutmuş, tanrı unutmuş bir sen mi kaldın benim emeğimi hatırlayan?

ah yavrum benim...
devamını gör...
insan hep "yarın, bugünden daha iyi olacak" düşüncesi ile yaşıyor ama zaman geçtikçe fark ediyor tam tersi olduğunu. sanırım ben de bunu fark ettiğim bir dönemden geçiyorum. hayata pozitif ve güçlü bakabilme yetimi kaybettim. diyeceksin ki ne yaşadın? beni buna asıl sürükleyen şey gelecekte kendimi hiçbir yerde görememek. bundan 10 sene sonra bir çöp konteynerinin yanında sabahlamayacağımın hiçbir garantisi yok ve bu beni çok korkutuyor. her geçen gün insanın sorunları ve gelecek kaygısı daha da artıyor. sabret, düzelecek cümleleri bir edebiyattan ibaret hale geliyor. sanırım insanı ayakta tutan şey yarına olan inancıymış. bu çoğu zaman boş bir inanç olsa da insana güç veriyor. ama her şeyin bu kadar basit olmadığını farkına vardığımızda asıl kabus başlıyor. bir nevi rüyadan uyanmak gibi. o rüyaya tekrar dalabilmek için çok seyimi verirdim, ama yapamıyorum. gerçekleri görmektense geleceğin iyi olacağına yönelik sahte illüzyonlara kanmaya devam etmek isterdim. keşke yapabilsem.
devamını gör...
nasıl desem olumlu da var olumsuz da var.
amann az güzel şeylerden bahsedelim nasıl olsa hepsi geçip gidiyor bari güzel şeyler güzel bir geçiş yapsın ki geçerken rüzgarı gelsin yüzümüze.

güzel bir yerdeyim.
mutluyum.
liseden arkadaşımla beraber olacağız pazartesiye kadar.
ailesi, ablası, kendisi çok güzel karşıladılar beni.
çok mutlu oldum.
insanın kendisine değer verilip hissetmesi güzel bir şey.
insanın sevdikleri olması güzel bir şey.
samimi, sıcak, iyi insanlar hala dünya üzerinde bulunuyor ve ben bunlarla iletişimdeyim ne mutlu.!
içimden bir ses şunu diyor diyeceğim bir şey demiyor.
hissediyorum vs derler ya ben sadece kötü şeyleri hissederim o da arada olur çok nadir.
şu an öyle bir şey hissetmiyorum.
nasıl hissediyorum?
tek yapmam gereken elimden gelen, beynimden gelen tüm enerjimi sarf etmek, sakin olmak ve inanmak.
güzel şeyler olacağına inanmak.
güzel olmayan şeyleri bırakmak.
bol bol sarılmak, kedi sevmek, gülümsemek içten geldiği zaman. :)

gününüz aydın, mutlu olsun.
güzel enerji alışverişi yapalım ki hayatın taşlı yollarına rağmen sürünerek de olsa devam edelim.
bi deeee herkes herkese içten minik bir dua eder mi??
ben ederim :))
sağlıcakla..
devamını gör...
geçen hafta işsizlikten bunalmış bir şekilde alt sokağımızdaki a-101'e iş başvurusu yaptım. bugün önünden geçtiğimde afişi kaldırdıklarını gördüm. bana 25 yaşında a-101 kasiyeri olabilmek için çırpındığım bu rezil hayatı reva görenleri hiçbir zaman affetmeyeceğim.
devamını gör...
dökersem toplayamam en iyisi böyle kalsın...
devamını gör...
gerçekten şu zamana kadar kime fedakarlık yapmaya ve kendimden ödün verip alttan almaya başladığıysam bana yapmadığı kalmadı. hepsi de ağzıma etti. umarım ettiğinizi bulursunuz.
devamını gör...
espri yeteneğimi ve neşemi geri gelmemek üzere yitiriyorum. güncel hiçbir dizi film ilgimi çekmiyor. ortamlarda 40 yaş üstü insanlar gibi hissediyorum. çoğu şey benim için anlamını yitiriyor. işin acı verici kısmı buna alışıyorum
devamını gör...
hangimiz hak etti ki.
devamını gör...
sevmediğim insanlara dönüşüyorum derken yine kendimden, bir gram ileri gidemiyorum. yine ben benim, sen kimsin?..*

eee ne demişler? insana akıl sunulsa, yine kendi aklını alırmış. aldık vesselam. *
devamını gör...
kabuk kabuk kabaran duygu ve düşüncelerden oluşur . bazı kabuklar vaktinden evvel kaldırılırsa tekrar iltihap kapar ve kanamaya başlar.
devamını gör...
dökülenleri faraş kürekle temizliyorum.
her sabah mıntıka yapıyorum.
devamını gör...
kalır geriye cevapsız sorular.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların iç döküntüsü" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim