yazarların profil fotoğraflarının hikayesi

"ama şimdilik o göçüp gitti, uzun tüyleri
kötü huyları ve soğuk burnuyla" *

" bir şey daha öğrendim bu şarkıyla, her şeye sahip olmak isteyen elindekini de kaybediyor."

saçlarım fotoğraftakinden biraz daha kısa. :)

(bkz: hiç ışık yok)

farkındayım.

geçen sabah uyandım, bir berbere gittim.
geldim falan aynada bir baktım yaaa dedim arthur, sen nesin böyle offf ateş ediyorsun b'ooolum dedim.
çağırdım hemen resim işleri daire başkanını, dedim çabuk çiz.
şöyle kaslı falan seksi çiz.

hikayesi bu.

bizim orda tarihi bir asma köprü ve benim arzı endamım.
maksat mahlasa uyan profil resmi olsun diyerekten çekildim.
aslında inek sağarken çekilmek vardı ama inek mememi göstermem köylü dedi.
ineklerin mahremiyetine önem veririm.
sonuçta meme memedir.
neyse bende, köprüden geçti gelin dinleye dinleye köprüden geçtim.
nasıl çıkmışım ama,
canım ben.

(bkz: ganyotçu)
benim dayımın oğulları var yaaa mermiye kafa atıyor kafaaaa.

bir gün kurumdaydım ve harıl harıl çalışıyordum. arkadaşlarım bunu reddeder fakat tıpkı öyle çalışıyordum. öğlene doğru feci bir yağmur bastırdı. şimşekler çakıyor, hem de her seferinde kulağınızı kapattıracak cinsten. sonra beklediğimiz üzere elektirikler gitti. fakat yağmur bittiği hâlde geri gelmedi. meğer bize yakın bir trafoya yıldırım düşmüş. hiç şaşırmadık çünkü böyle şeyleri sık yaşıyoruz. yani allah sizi inandırsın çin'de bir kelebek kanat çırpsa bizim kurumda elektrik gidiyor.

bahçeye çıkalım dedik. bir baktım asmanın altında su birikintisi var ve üstüne sonbahar temalı yapraklar düşmüş. "ahaa, işte telefonuma bir duvar kağıdı şey edeceğim!" diye coşkuyla o tarafa koştum. sonra sudaki aksimi fark ettim ve bu fotoğraf ortaya çıktı. arkadaşlarım biraz kızdı fakat yine de keyifliydim. daha önce de fırtına bahçedeki ağaçlardan birini devirdiğinde pisa kulesi pozu verdim diye kızmışlardı. keşke onu profil yapabilsem. bence galerimdeki en iyi fotoğraf.

kısacası ne kadar pozitif bir bakış açım olduğunun kanıtı diye düşünüyorum. hı hı.*

uzun zaman sonra gelen değişim. elbet manası da derin.

karaköy’den kadıköy’e giderkene ekimden bir pazar

(bkz: zelenhgorm)

(bkz: pearl)
film beni anlattığı için mia hatun beni yazdığı için başka seçeneğim olamazdı

fabrika tavanından halat sallanmış. o sıralar eski ortağım kadim dostumla iş yapmaya çalışıyoruz. ölürken güleyim de çek temalı. yaşamayı severim, ölümle bir problemim yok.

genel olarak insanlarin fikirlerine verdigim degeri gosteriyor.

oyuncaklar ülkesi.

beni siz delirttiniz!

tam da hikaye gibi olan durum.
hikayesi olan bir fotoğrafımı çok seviyorum, onu profil fotoğrafı yapıyorum sonra daha çok ilgimi çeken başka bir hikayede buluyorum kendimi, hemen fotoğrafını çekiyorum onu profil fotoğrafı yapıyorum.
aynı fotoğrafı kullanabilenlendeki azimden bende yok. nasıl sıkılmıyorsunuz valla aklım almıyor.

estetik fotoğrafları herkes sever ancak ben bir ayrı seviyorum sanki, yüzümü görmek yerine onları görmeyi,beni anlattığını düşündüklerimi paylaşmayı severdim eskiden. şimdi kendimi daha çok seviyorum, kötü de olsa anılarımı yaşatan fotoğraflarımı...

batarsın. insanlık halidir. ama küllerinden tekrar doğarsın. o da insanlık halidir. umudu kaybedip can sıkmaya gerek yok.