yazarların starbucks’a gitmeme nedenleri

kimine göre mecburi nedenlerdir. benim icinse neden su, cünkü yasadigim yerde yok.
isvicre ve almanya sinirinda bulunan kocaman (bkz: vorarlberg) eyaletinde starbucks yok.
herkesin evinde kahve makinesi var. daha da önemlisi yerel kafelere gidip onlara para kazandiriyorlar. cünkü bilincliler.
ha olsaydi gider miydim? arada bir denemek icin giderdim.

mcdonald's gibi bir şirket olmasından ötürü.

bu tür şirketler kendilerine hizmet eden küçük burjuvaların aileleri ve beyaz yakalı emekçilerine satış yapmak için dünyanın dört bir yanına yayılırlar. hedef kitleleri belirttiğim gibi kendilerini ayakta tutan ve savunan kişilerdir, onlar için kentler inşaa eder ve o kentlerin içerisine alış veriş mağazaları yerleştirirler. (küçük burjuva ve beyaz yakalı kentleri kurulduktan sonra avmler şart oldular. starbucks tarzı şirketler plaza, rezidans ve avm benzeri ortamları çok sever oldular.)
bu tür şirketler ekonomik sıkıntı çeken insanlara hitap etmeye çalışmazlar ve onları müşteri olarak görmezler.

asgari ücretli bir çalışansanız, zaten kaliteli ürünler satan mekanlara takılamazsınız.
dünyada, burjuvanın iş verip beslediği beyaz yakalı ve beyaz yakalı esnaf adayı öğrencilerin oranı arttıkça, starbucks, mcdonald's, coca cola gibi şirketlerin ürünleri daha bir pahalı olmaya başlar.
biz çocukken bu şirketler yoksullar ve öğrenciler için de ucuz ürünler yapar, parası olmayan insanlar için özel indirim kampanyaları düzenlerdi. özellikle coca cola sudan ucuzdu.

uzak buraya bizim eve. bir de ben günlük 100 tl anca harcıyorum öğrenci halimle. gidip bir kahveye o kadar verirsem sigaramı yemeğimi kim alacak?

sıcak içeceklerde rakiplerinin daha güçlü olması. soğuklarda (americano hariç) rakip tanımıyorum.

içeride çok elit insanların olduğunu düşünmem..
bana bakıp ezik deyip gülmelerinden çok korkuyorum...

alacağım kahvenin ismini doğru söyleyememek anksiyete sebebi olur.
bizim gibileri aşar öyle lüks yerler hocam.
çok elit insanlar takılıyor oralarda.

çünkü çok bozdular, son 1 yıldır tüm kahveleri aşırı kalitesiz.

sadece tatlarının bozulması dışında gereksiz pahalı olması.

nasip olmadi. vallaha bak, özel bir durumu yok.

self servis sevmiyorum. kuyrukta beklemeyi hiç sevmiyorum. o işler öğrencilikte kaldı.

bekleme sırası, masalarının genelde leş olması, kahvesinin de çok matah olmaması.

yok, özel bir çaba göstermiyorum ama denk gelince gidiyorum.

çay ocağına takılıyorum, kahve değil çöplü çay içiyorum. telefonla ilgilenmiyor tavla oynuyorum. en önemlisi kültür seviyem(! ) bu kadarını kurtarıyor. ayrıca en azından siyonist beslememek gibi bir amacım var.

(bkz: meet lab coffee)

kahve sevmem ve özenti tiplerin mekanı olduğu için gitmem,çaycıyım ben.

niye gideyim emenike, küresel kapitalist aşağılık bir şirket, bayat kahve satıyor, kahve platolarında çocuk işçiler çalışıyor, köylüleri sömürüyor, iğrenç pislik bir şirket.

kahvesi çok kötü.

gitmek gitmemek konusunda bir takıntım yok. ben selfservis konseptini sevmiyorum. o nedenle tercihim değildir. ayrıca starbucks müdavimi genel tipolojiyi sahici ve bu topraklara ait bulmuyorum.

yaşadığım şehirde ve bölgede meet lab coffee gibi daha kaliteli alternatiflerinin olması. (starbucks'a da hiç gitmiyor değilim, ancak çok nadir)

aynı cadde üzerinde yan yana ve karşılıklı olarak çok sayıda kahve dükkanı açılmasına, sadece biraz aşağısında starbucks da olmasına rağmen tercihim hala meet lab.

gereksiz pahalı ve çalışanları kendini bir şey sanıyor. ama geçenlerde mecbur bir arkadaşım istedi diye gittik, kız zar zor siparişi aldı, orta boy hazırladı büyük boy parası kesti. karamel istedik içine vanilya da ekledi. saçma sapan

kahve sevmem. sevsem bile çıfıt destekçilerine mümkün olduğu kadar para kazandırmamaya çalışıyorum.