yazarların starbucks’a gitmeme nedenleri

popüler kültürde of mikemmel yha denilen şeyleri pek sevmiyor oluşum. denedim sevgilim sever baya kahvesini, yok beğenmedim onun çakması bir yer trabzon forumda bonbon mu bonibon mu ne ha orası mükemmeldi bak. starbucks’ın adı çıkmış yoksa yani bildiğin kahve işte.(bkz: yan sanayinin orjinal sanayiden iyi olması)

fakirlik. bu yüzden gitmiyorum. 50 tane mahmood alıyorum ben, starbucks evim oluyor.

şekerli süt 21 lira mı? ben 3 kilo süte 18 tl veriyorum da canımdan can gidiyor.

ayrıca kahveyi bedava da dağıtsalar yine gitmem, prensip meselesi.

küçük bir şehirde büyüdüm 16 yaşıma kadar daha sonra büyük bir şehire taşınınca ortam yapmam zor oldu. okula gittiğim yer ise cadde üstü bir yer değildi gidebilecek yer yoktu yani. başka zamanlar ise pahalı diye gitmedim açıkçası. kapitalizmin bir oyunu.

usulünü bilmediğim için.

sütü istediğim kıvam da yapıyorlar, kendi evim de o kıvama getirmiyorum bazen şehre inmek zorunda kalıyorum.

starbucks'a elit diyenler nerde yaşıyorlar çok merak ediyorum...
karton bardakta, çöpleri alınmamış, leş gibi masalarda oturup, kalitesiz kahvelere ekstra ücret ödemek ne zaman elitlik oldu?

menüdeki her kahveyi ve fazlasını kendim yapabildiğim içindir.

açık olmamasıdır. yoksa neden gitmeyeyim? starbucks’a, apple’a vs. b.k atmanın kompleksli bireylerce tercih edildiğini düşünüyorum.
ha içeri girip nasıl sipariş edeceğimi bilmiyorum diyorsanız kasadaki kişiye sorabilirsiniz “veya” bir orta boy latte diyin geçin. cafelere göre çok daha ucuza sosyal etkinlik yapılabildiği için tercih ediliyor(benim gibi fakir ve sade vatandaşlarca) bunu da hatırlatmak isterim.

sıra varsa sittin sene girmem beklemem.

oradan abuk subuk birer kahve alacağıma eve gider kahve makinem sayesinde kendi kahvemi kendim yaparım.
hem bir değişiklik olsun diye dışarıda bir mekanda kahve içecek olursam sturbacks tercih listemin sonunda yer alır.

kahve sevmiyorum. hiç sevmiyorum.

kendi kahvemi yapabiliyorum.

öğrenciyim, orada içeceğim bir kahvenin parasıyla bir öğün yemek yiyorum. napayim fakirim.

kahvesi kötü - gerçekten kötü

toplum tarafından suyu çıkartılan olguları sevmediğim için gitmiyorum. o kalabalığa girmeye değmez. evet.

kapitalist düzen beraberinde kendisine yer bulmuş, dünya genelinde düşününce aslında gittiğiniz herhangi bir şehirde de kendi şehrinizde içtiğiniz kahve tadını sağlaması açısından çok iyi bir imkan. ancak durum bizim ülkemizde ne yazık farklı bir boyut almış durumda, starbucks bir statü, prestij meselesi olarak görülüyor, oraya gidenler ne kadar cool, elinde o bardakla yürüyenler vay be ne kadar iyi gibi algılar barındıran kahve zinciri. kendisine karşı bir antipatim yok, arkadaşlarla oturmak için tercih ettiğimiz rahat bir yer. ancak eğer yakınlarda yerel, eli yüzü düzgün bir cafe varsa o daima önceliğim. pandemi sürecinde zaten yerel esnafımız sıkıntı yaşadı, kurumsallar bir şekilde ayakta kalıyor ama kendi şehrimizden, sıcak ortamlardan bir kepenk daha kapanmasın diye düşünüyorum bu da gitmeme nedenimdir.

bk de keşfettiğim vanilyalı kahvemin bin kat daha iyi ve ucuz olması.

yerel işletmeler kazansın istiyorum.

eskiye göre daha az gitmemdir. orta seviyede espresso makinem ile latte flat white americano espresso gibi bir çok kahve çeşitlerini yaptigimdan dolayı az tercih ediyorum. fakat şöyle bir durum var arkadaşlarimla ara sıra bir araya geldiğimizde yine starbucksa giderim çünkü garson tacizi yoktur. abi çay vereyim mi garsonlarından sürekli masaya gelen var mı istediğiniz şeyler diyen kimsenin olmaması tercih sebebimdir.