yazarların yakın gelecekteki hayali
başlık "armysuzy" tarafından 19.11.2020 00:13 tarihinde açılmıştır.
301.
bu ülkeden gitmek
devamını gör...
302.
kurabiye veya mantı.
devamını gör...
303.
onu istiyorum. tek derdim çabam isteğim bu. onun beni sevmesini ve sew olabilmeyi diliyorum. yeni yıldan da tek isteğim bu olur. aynı isteği doğum günümde de dileyeceğim ki dabıl etkili olsun. allahım lütfen. nolur. yalvarırım.
devamını gör...
304.
özel yapım bir viski içmek.
devamını gör...
305.
yazarların yakın gelecek ile ilgili hayalleri ya da yazarların yakın gelecekte gerçekleşmesini istediği hayalleri olarak düzeltilmesi gerektiği kanaatinde olduğum başlık.
devamını gör...
306.
ikinci kitap.
devamını gör...
307.
yılbaşı gecesi viski içmek
devamını gör...
308.
dükkanı büyütüp kaldırıma sandalye ile sehpa atmak, sokağa bir güzel kurulunca uzun kırmızı 2000 yakıp bir nefes ve kahveden söylenen bayat çaydan höpürdeterek bir yudum almak.
(bkz: küçük esnaf)
(bkz: küçük esnaf)
devamını gör...
309.
kendimi geliştirmek. çocuklarıma ileride benimle gurur duyacakları bir anne bırakmak.
devamını gör...
310.
bir hayalim olabilecek kadar normal bir dünyada yaşamak!?
devamını gör...
311.
dayı bulursam kaymakam olmak
devamını gör...
312.
üniversite yıllarımda ölümsüz bir anı ya da ölümsüz bir eser bırakmak olacak. ben gitsem bile eserim bu üniversite de bir iz bırakmalı
devamını gör...
313.
devamını gör...
314.
çocuk gelir diye evde abur cubur bulunduran insan olmak istiyorum ben.
göbekli tonton, saçı hep taralı, yüzü hep tıraşlı, salopetli, renkli renkli.
misafir gelir belki çocuklu, belki komşunun evladı geçer evin önünden, al bakiyım bu çikolatayı, eve gidince ye, hadi doğru eve derim, o güler ben gülerim, döner evime girerim.
bazan kapı önüne tabure atarım, çocuklar top oynayıp nefes nefese kalınca, gelin bakiyım buraya, alın şu parayı, hadi çitos alın kendinize, lakin eşit alıp yiyin derim.
hep bu tarz isteklerim var, çocuklar benim bam telim.
göbekli tonton, saçı hep taralı, yüzü hep tıraşlı, salopetli, renkli renkli.
misafir gelir belki çocuklu, belki komşunun evladı geçer evin önünden, al bakiyım bu çikolatayı, eve gidince ye, hadi doğru eve derim, o güler ben gülerim, döner evime girerim.
bazan kapı önüne tabure atarım, çocuklar top oynayıp nefes nefese kalınca, gelin bakiyım buraya, alın şu parayı, hadi çitos alın kendinize, lakin eşit alıp yiyin derim.
hep bu tarz isteklerim var, çocuklar benim bam telim.
devamını gör...
315.
kuzey avrupa’da game developer olmak.
devamını gör...
316.
para, düzgün mesai, bahçeli ev teras da olur.
devamını gör...
317.
new york'a taşınmak
devamını gör...
318.
bazı şeylerin belirli olması. çok yoruldum savaşmaktan.
devamını gör...
319.
akşam eve gitmek.
devamını gör...
320.
#1345505
6 ay sonra aynı yerde aynı yıldızların altındayım. hava o zamankinden daha serin, o zamankinden daha sisli. ileride, ona yolları aydınlatacak aynı sokak lambaları yanıyor. ne garip… hiçbir şey değişmemiş gibi ama aslında o kadar çok şey değişmiş ki! çok iyi hatırlıyorum o günü. köye geldik yine böyle. önce dağların taşların hikayesini, anıları, sürgünleri konuştuk, anlattık. sonra ben dağa taşa vurdum kendimi. kırmızı bir kalemle tabii* yine bugünkü gibi ocak kızartması yapmıştık. akşam yine (bkz: tanju okan) dileyerek uyuttum bizimkini. o sırada konuşuyoruz öyle. yine saçma sapan şeylere gülüp saçma sapan anlarda tartışıyoruz. klasik. sonra ben üç şarkıdan en hoşuma gideni seçtim. şu an ezberimde olan cümleler ve sözcükler geldi ardından. o zamana kadar bana söylenen hiç bir şey bu kadar hoşuma gitmiş miydi hatırlamıyorum. daha güzelleri yazılıp söylenmiştir, yine o söylemiştir belki de. bilmiyorum. ama o yazının içimde yarattıklarını ve alıp götürdüklerini o zaman da şimdi de sözcüklere dökme ihtiyacı duymadım. sanırım içimde büyük iz bırakan şeyler hakkında bir şey söylemek konusunda noksanım. bu hep böyle oldu, böyle de olacak gibi.
6 ay geçmiş, ettiğim duaların hiçbiri tutmadı. aksine yüzümü kara çıkarmak istercesine daha da uzaklaştım sanki onlardan. ama uslanır mıyım ben? ne zaman akıllandım ki? şimdi yine aynı merdivenlere oturmuş, aynı yerde, aynı şarkıyı dinliyorum. şarkı bende gizli, hep de öyle kalacak. dualarım aynı, şarkı hala çok güzel. ve ben hala bekliyorum.
6 ay sonra aynı yerde aynı yıldızların altındayım. hava o zamankinden daha serin, o zamankinden daha sisli. ileride, ona yolları aydınlatacak aynı sokak lambaları yanıyor. ne garip… hiçbir şey değişmemiş gibi ama aslında o kadar çok şey değişmiş ki! çok iyi hatırlıyorum o günü. köye geldik yine böyle. önce dağların taşların hikayesini, anıları, sürgünleri konuştuk, anlattık. sonra ben dağa taşa vurdum kendimi. kırmızı bir kalemle tabii* yine bugünkü gibi ocak kızartması yapmıştık. akşam yine (bkz: tanju okan) dileyerek uyuttum bizimkini. o sırada konuşuyoruz öyle. yine saçma sapan şeylere gülüp saçma sapan anlarda tartışıyoruz. klasik. sonra ben üç şarkıdan en hoşuma gideni seçtim. şu an ezberimde olan cümleler ve sözcükler geldi ardından. o zamana kadar bana söylenen hiç bir şey bu kadar hoşuma gitmiş miydi hatırlamıyorum. daha güzelleri yazılıp söylenmiştir, yine o söylemiştir belki de. bilmiyorum. ama o yazının içimde yarattıklarını ve alıp götürdüklerini o zaman da şimdi de sözcüklere dökme ihtiyacı duymadım. sanırım içimde büyük iz bırakan şeyler hakkında bir şey söylemek konusunda noksanım. bu hep böyle oldu, böyle de olacak gibi.
6 ay geçmiş, ettiğim duaların hiçbiri tutmadı. aksine yüzümü kara çıkarmak istercesine daha da uzaklaştım sanki onlardan. ama uslanır mıyım ben? ne zaman akıllandım ki? şimdi yine aynı merdivenlere oturmuş, aynı yerde, aynı şarkıyı dinliyorum. şarkı bende gizli, hep de öyle kalacak. dualarım aynı, şarkı hala çok güzel. ve ben hala bekliyorum.
devamını gör...