1.
geçen yıl tam bu zamanlar yaptım ben ilk kazamı. ehliyetimi aldıktan 1 ay sonra gibi bir zamana tekabül ediyor. dershaneden çıktım ve on iki yıllık dostumla birlikte eve doğru yola koyulduk. aracı ben sürüyorum dostum yan koltuğumda oturuyor. emniyet kemerini takmayı başlarda reddetse de ikna etmeyi başarıyorum ve emniyet kemerlerimizi takıyoruz. arabada koray candemir - kalan giden benim parçası çalıyor. tam 4 şeritli yolda, 4 şeritli yolda kaza yapacak kadar aptal mısın? demeyin, hızı 70-80 km/s sabitleyip en sol şeritte yoluma devam ediyorum. hali hazırda üzerime koyulmuş bir "adhd" tanısı mevcut. dikkatsizlik almış başını gidiyor yani. yanımdaki dostumun "lan lan lan lan!" çığlıklarıyla dikkatimi topluyorum. kendime geldiğim anda sağ şeritten önüme yeni gelmiş olan ford c-max model arabanın tamponuyla göz göze geliyorum. arabanın plakası hala aklımda "3* gk 7*0".
freni kökle, abs'yi kilitle eee sonuç. yok abi o araba o hızda o kadar da kolay durmuyor.
ford'un içinden 70'lerinde bir amca çıkıyor ve ben olayın sıcaklığı ile amcaya çıkışmaya başlıyorum. "napıyorsun amca sen öyle kırılır mı önüme?" e aptallık mı dersiniz başka bir şey mi bilmem? adam sinyalini vermiş ağır ağır yanaşmış sol şeride, u atacakmış amcamız. olayı görenler hemen yanımıza koşturdu. iş güvenlik uzmanı olduğunu belirten bir abi çok rahat bir şekilde eldivenini taktı, parçaları topladı ve yol güvenliğini sağladı. o esnada ben ne mi yapıyorum? açıklayayım:
o esnada ben gölge bir yer bulmuş ağzımda sigara hüngür hüngür ağlıyorum. belki inanmazsınız ama o bir saniyelik süre içerisinde arkadaşımın emniyet kemerinin takılı olup olmadığını kontrol ettim. olay yaşadıktan sonra da aklım hala onda. ölecek sandım lan herif. etrafımdaki insanlar haber verecek biri var mı diye sorup duruyor. "biraz bekleyelim, şimdi değil" diyorum ben de. e korkuyorum tabii. ford'a bakıyorum tank gibi araba, bir de bizim hyundai i20'ye bakıyorum. lan araba kağıt olmuş ya karton kutu gibi büzülmüş araba.
15-20 dk sonra aradım pederi. telefonu açar açmaz ağlamaya başladım ben tekrardan. adam direkt "neredesin? sizde bir şey var mı?" dedi. "yok" dedim. "iyiyiz biz". "sktr et oğlum arabayı, konum at da geleyim" dedi. bunun üstüne ben iyice ağlamaya başladım.
sonuç olarak bizim kağıttan yapma arabanın geçen senenin parasıyla 16 bin tl gibi bir masrafı çıktı. neyse ki arabanın kaskosu işi halletti. bu olaydan sonra 2 hafta boyunca da dostumla değnek yutmuş gibi dimdik pozisyonda ders dinledik.
dediğim gibi bu olayın üstünden neredeyse tam bir yıl geçti. ben on dokuz yaşındayım. hesap edersiniz ki o zaman da on sekiz. çok korktum, bir iki ay unutamadım bu olayı. dostuma da çok mahcup hissettim, her fırsatta özür diledim. okuyunca belki çok mantıklı gelmiyor ama adam gerçekten ölecek sandım.
o olaydan sonra bu zamana kadar 3 kez direksiyona oturdum.
birincisi olayın üstünden 3 ay geçtikten sonra babamın çok ısrarı ile oldu. kontağı çalıştırdım ve kontağı kapatıp arabadan geri indim.
ikincisinde ise dedemin yoğun bakımda olduğunu öğrendiğimde evde tektim, başka bir şansım yoktu.
araç sürmekten vazgeçme sebebim, bende travma oluşturduğu için değil de trafiğe çıkmaya hazır olmadığımı anladığım için. kesinlikle yakıt fiyatlarıyla bir alakası yok.
freni kökle, abs'yi kilitle eee sonuç. yok abi o araba o hızda o kadar da kolay durmuyor.
ford'un içinden 70'lerinde bir amca çıkıyor ve ben olayın sıcaklığı ile amcaya çıkışmaya başlıyorum. "napıyorsun amca sen öyle kırılır mı önüme?" e aptallık mı dersiniz başka bir şey mi bilmem? adam sinyalini vermiş ağır ağır yanaşmış sol şeride, u atacakmış amcamız. olayı görenler hemen yanımıza koşturdu. iş güvenlik uzmanı olduğunu belirten bir abi çok rahat bir şekilde eldivenini taktı, parçaları topladı ve yol güvenliğini sağladı. o esnada ben ne mi yapıyorum? açıklayayım:
o esnada ben gölge bir yer bulmuş ağzımda sigara hüngür hüngür ağlıyorum. belki inanmazsınız ama o bir saniyelik süre içerisinde arkadaşımın emniyet kemerinin takılı olup olmadığını kontrol ettim. olay yaşadıktan sonra da aklım hala onda. ölecek sandım lan herif. etrafımdaki insanlar haber verecek biri var mı diye sorup duruyor. "biraz bekleyelim, şimdi değil" diyorum ben de. e korkuyorum tabii. ford'a bakıyorum tank gibi araba, bir de bizim hyundai i20'ye bakıyorum. lan araba kağıt olmuş ya karton kutu gibi büzülmüş araba.
15-20 dk sonra aradım pederi. telefonu açar açmaz ağlamaya başladım ben tekrardan. adam direkt "neredesin? sizde bir şey var mı?" dedi. "yok" dedim. "iyiyiz biz". "sktr et oğlum arabayı, konum at da geleyim" dedi. bunun üstüne ben iyice ağlamaya başladım.
sonuç olarak bizim kağıttan yapma arabanın geçen senenin parasıyla 16 bin tl gibi bir masrafı çıktı. neyse ki arabanın kaskosu işi halletti. bu olaydan sonra 2 hafta boyunca da dostumla değnek yutmuş gibi dimdik pozisyonda ders dinledik.
dediğim gibi bu olayın üstünden neredeyse tam bir yıl geçti. ben on dokuz yaşındayım. hesap edersiniz ki o zaman da on sekiz. çok korktum, bir iki ay unutamadım bu olayı. dostuma da çok mahcup hissettim, her fırsatta özür diledim. okuyunca belki çok mantıklı gelmiyor ama adam gerçekten ölecek sandım.
o olaydan sonra bu zamana kadar 3 kez direksiyona oturdum.
birincisi olayın üstünden 3 ay geçtikten sonra babamın çok ısrarı ile oldu. kontağı çalıştırdım ve kontağı kapatıp arabadan geri indim.
ikincisinde ise dedemin yoğun bakımda olduğunu öğrendiğimde evde tektim, başka bir şansım yoktu.
araç sürmekten vazgeçme sebebim, bende travma oluşturduğu için değil de trafiğe çıkmaya hazır olmadığımı anladığım için. kesinlikle yakıt fiyatlarıyla bir alakası yok.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/07/15/lj30an3bf6mblqes-t.jpg)
devamını gör...
2.
18 yaşımdaydım bisikletle gidiyordum bisikletden düştüm. 18 de en fazla bu var bende .
devamını gör...
3.
bisikletle yerinde duran kamyona çarpmıştım. allah'tan içinde şoför yoktu.
*
*
devamını gör...
4.
ilk ve tek kazamı yapılabilecek en kötü şekilde yaptım. bir kadına çarptım...(yani ben öyle sanıyormuşum) sabah 10 falandı 2. şubeme hırsız girmiş elemanlar aradı, neyse gittim baktım, motoru falan çalmışlar dükkanı talan etmişler neyse diğer şubeye gidiyorum, hızım 60-70, en az 500 metre ilerden yola bir kadının yavaşça girdiğini gördüm, kornaya abandım, yok... tın yok, kadın durmuyor, hiç bir yere de bakmıyor, kökledim freni, hafifte sola kırdım... paaaaattt etti, kadın havaya uçtu yere düştü, ön cam köşeden patladı. benim el ayak tutmuyor, perkinson motor gibi titreyerek kapıyı açtım, kadının ölüsünü arıyorum...sağ tarafa döndüm kadın doğrulmuş.....
" sen beni öldürmek mi istiyırsın" dedi. doğulu, muş varto'luymuş. yaprağı yedim dedim ben.
kadına bakıyorum, kan man yok, kırık çıkık yok... izmir'den yeni gelmiş otobüsten inmiş oğlunun evini arıyormuş, aldım dükkana götürdüm, telefonunu aldım oğlunu aradım, karısıyla beraber geldiler, bir hışımla tabi... yalnız şöyle bir şey var varto doğunun moskovasıdır, pos bıyıklı bir amcam geldi, benim arabanın arkasında da gomanist yayınlar var, onları gördü ilk... sakinleşti.
neyse uzatmayayım, gece 1 e kadar gezmediğimiz hastane, yaptırmadığımız test kalmadı, checkup yaptık deyzeme. meğer ben kadının elindeki valize çarpmışım, o dönme momentumu ile kadın mevlana gibi havalanmış, turp gibiydi... ucuz atlattım. ama sinir minir allak bullak oldu, 1 ay rüyama girdi.
dip: kadın çok az duyuyormuş... testlerde çıktı...
" sen beni öldürmek mi istiyırsın" dedi. doğulu, muş varto'luymuş. yaprağı yedim dedim ben.
kadına bakıyorum, kan man yok, kırık çıkık yok... izmir'den yeni gelmiş otobüsten inmiş oğlunun evini arıyormuş, aldım dükkana götürdüm, telefonunu aldım oğlunu aradım, karısıyla beraber geldiler, bir hışımla tabi... yalnız şöyle bir şey var varto doğunun moskovasıdır, pos bıyıklı bir amcam geldi, benim arabanın arkasında da gomanist yayınlar var, onları gördü ilk... sakinleşti.
neyse uzatmayayım, gece 1 e kadar gezmediğimiz hastane, yaptırmadığımız test kalmadı, checkup yaptık deyzeme. meğer ben kadının elindeki valize çarpmışım, o dönme momentumu ile kadın mevlana gibi havalanmış, turp gibiydi... ucuz atlattım. ama sinir minir allak bullak oldu, 1 ay rüyama girdi.
dip: kadın çok az duyuyormuş... testlerde çıktı...
devamını gör...
5.
henüz küçük bir çocukken ablamla freni tutmayan bir bisikletle yokuş aşağı gidiyorduk ve son sürat gitmekte olan bir kamyona çarpmıştık. o hızla küçük trafolardan birine doğru uçmuştum, trafoya çarpıp yere düşmüştüm. beni cumaya giden bir amca kaldırmıştı yerden. kafam allak bullaktı. sesler uğulduyordu. türkçeyi unuttum sandım ilk başta. kafamda küçük bir tepecik çıkmıştı tom ve jerry'deki tom gibi.
devamını gör...
6.
lise ikinci sınıfım o sıralar, dükkanı kapattım cehennem silahı modifiyeli honda cbf 150’mle yardırıyorum diğer dükkana doğru. yol boş..
şimdi giderken zınk diye polise yakalanmayayım diye ara sokaklara dalmayı düşündüm, ehliyet yok çünkü, 100 metre ilerde de keskin bir viraj var, virajı belediye boyum kadar çalılıkla süslemiş.
neyse aga 40’la falan girdim viraja köpeğin teki önüme bi fırladı, iki freni de kökledim motor beni üzerinden attı yolun kenarındaki çalılıklara. fenerli mert hakan gibi yuvarlandım bir süre çimende sonra şoka girdim.
kendime gelince baktım motor öyle bi hale gelmiş ki, direksiyonu düz tutuyorum ön teker tam sol tarafa bakıyor. düz gidebilmek için direksiyonu en sağa kırmam gerekiyor. o şekilde dükkana kadar sürdüm. varınca kapattım üzerini motorun, babama ne diyecem diye düşünüyorum, tabi çok sürmedi babamın görmesi, sonra bana bi dayak.. bir dayak.
bir süre motor sürmedim.
şimdi giderken zınk diye polise yakalanmayayım diye ara sokaklara dalmayı düşündüm, ehliyet yok çünkü, 100 metre ilerde de keskin bir viraj var, virajı belediye boyum kadar çalılıkla süslemiş.
neyse aga 40’la falan girdim viraja köpeğin teki önüme bi fırladı, iki freni de kökledim motor beni üzerinden attı yolun kenarındaki çalılıklara. fenerli mert hakan gibi yuvarlandım bir süre çimende sonra şoka girdim.
kendime gelince baktım motor öyle bi hale gelmiş ki, direksiyonu düz tutuyorum ön teker tam sol tarafa bakıyor. düz gidebilmek için direksiyonu en sağa kırmam gerekiyor. o şekilde dükkana kadar sürdüm. varınca kapattım üzerini motorun, babama ne diyecem diye düşünüyorum, tabi çok sürmedi babamın görmesi, sonra bana bi dayak.. bir dayak.
bir süre motor sürmedim.
devamını gör...
7.
bir tane sopayı kendime at edindiğim yıllarda seyir halindeki bir araçla çarpışmışız. benim ön tampon komple kan revan ama bir de siz kamyonu görün.
devamını gör...
8.
kendi beceri ve üstün yeteneklerimle yokuştan bisikletle frene basmadan inip bakkala dalmak haricinde bir kaza yapmadım.
he bir de aval aval etrafa bakarken çok yavaş bir şekilde arka arka gelen taksi çarpmıştı.
o kadar yavaştı ki kaplumbağa olsa kaçardı. ben kaçamadım.
yaralı dizlerle ve yırtık iş pantolonuyla eve gittim babama dizilerimi gösterdim. bak baba bana taksi çarptı dedim.
maç izliyordu. tamam kızım dedi önce.
sonra kendine gelip panikledi.
*
he bir de aval aval etrafa bakarken çok yavaş bir şekilde arka arka gelen taksi çarpmıştı.
o kadar yavaştı ki kaplumbağa olsa kaçardı. ben kaçamadım.
yaralı dizlerle ve yırtık iş pantolonuyla eve gittim babama dizilerimi gösterdim. bak baba bana taksi çarptı dedim.
maç izliyordu. tamam kızım dedi önce.
sonra kendine gelip panikledi.
*
devamını gör...