bir iki yıla olacak olaydır. sözlüğe giren her çaylağı, mahallenin abisi olarak sorgu suale çekicez
devamını gör...

yapıcı eleştiri yapmak,
güzellikleri takdir etmek,
motivasyon sağlamak,
kadın -erkek ilişkilerinde samimiyeti farklı algılamamak,
kurallara uymak,
tarihi, kültürü,doğayı, kadınları ve çocukları korumak.
devamını gör...

yayıncısının, yayın başlığını çiçek bahçesine çeviren yazarlara minnettar olduğu radyo programı.
sözü benden alıp ses kaydı isteyen mi dersiniz, başlığı animasyon filmine dönüştüren mi yoksa içimi kıpır kıpır eden tanımlar mı? yazılan tanımlara sarılıp uyuyasım geliyor, bu nasıl bir duygu anlat deseniz anlatamam ama sayenizde şirinleri gördüğümü söyleyebilirim.*
hazır elime fırsat geçmişken küçük bir duyuru yapayım. bildiğiniz gibi ses kaydı göndermede yarın son gün. şimdiye kadar gelen anonslardan yola çıkarak sizlerle yine çok eğlenceli bir gece geçireceğimizi söyleyebilirim. herkes mi harika şarkı seçer ama ayıp değil mi?*
birkaç yazar arkadaşımız "seçtiğimiz şarkıyı kendimiz söyleyebilir miyiz?" diye sormuştu, aklımda başka bir fikir olduğu için ertelemiştim ancak onlara da bu tanım vesilesi ile "evet, elbette gönderin neden olmasın? aklımdaki fikri daha sonra yaparım." demek istiyorum.
yarın ses kaydı gönderen yazarlarımızın listesi ile yayın günü öncesi son duyurumu paylaşır, bir eksiklik var mı diye kontrol ederiz her hafta olduğu gibi.
şimdilik sevgiler ve kalpler efendim.*
devamını gör...

en genel ifade ile, üretmek anlamına gelen kelimedir.
devamını gör...

devamını gör...

(bkz: sözlüğe çık tepin istersen)
devamını gör...

bir çok şair gibi , yalnız başına ve kimse tarafından anlaşılamadan ölmüş yunan şair . ismi çok duyulmasa bile , oldukça kuvvetli bir kalemi var. aşk şiirleri yazdığı gibi özünde eleştiri sunan şiirler de yazmıştır. bizans ve helen kültürüne yoğun bir ilgi beslemiştir ve eserlerinde bunun izleri görülmektedir.

--- alıntı ---

barbarları beklerken

neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?

bugün barbarlar geliyormuş buraya.

neden hiç kıpırtı yok senatoda?
senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?

çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
senatörler neden yasa yapsınlar?
barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar.

neden öyle erken kalkmış imparatorumuz,
şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına,
başında tacı, törene hazır?

çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz. bir de koca ferman hazırlatmış
ona rütbeler, unvanlar bağışlayan.

iki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle
işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler?
neden böyle yakut bilezikler, parlak,
görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar?
ellerinde neden böyle altın, gümüş kakmalı asalar var?

çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar.

ünlü konuşmacılarımız nerde peki,
neden herzamanki gibi söylev çekmiyorlar?

çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere.

neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa?
(nasıl da asıldı yüzü herkesin!)
neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,
neden herkes dalgın dönüyor evine?

çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.
ve sınır boyundan dönen habercilere göre,
barbarlar diye kimseler yokmuş artık.

peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?
bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.


--- alıntı ---


the complete poems of cavafy
devamını gör...

kemalist devrim, okuması kolay, anlaması kolay olmayan, hazmetmesi de zor bir kavramdır. hazmedemeyenler tarih boyunca bok atmaya çalışsalar da, güneş balçıkla sıvanmaz derler. atamın tabiriyle uçurumun kenarında yıkık bir ülkeyi, ilk 15 senesinde getirdiği seviye akıllara zarar bir kalkınma emsalidir. şaka değil bu değerli dostlar, hani bir gerçekten açıp baksanız dudağınız uçuklar nasıl yaptı ulan bunları diye. ülkeyi sanayi, tarım gibi üretim sektörlerinde olduğu gibi toplumsal olarak da kalkınmaya müsait bir sosyolojik altyapıyla donatması için ne gerekiyorsa yine döneminde yapılmıştır. sağı solu bir kenarıya bırakıp, kemalist devrimin teoride ve pratikteki dinamiklerini iyi anlayıp günümüze uyarlamamız gerekir. atamın hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkmak türkiye gibi orta doğu bataklığında kendi göbeğini kendisinin kesmesi gereken bir ülke için tek çaredir. velhasıl kelam, ikinci atatürk diye bir şey yoktur dostlar.
tarihin en kötü sayfalarına isminizi kapkara harflerle yazdınız, gelecek nesiller bakalım sizi nasıl okuyacak.
devamını gör...

aklıma güldür güldür'de kendisiyle ilgili olarak drone şevket abimizce yapılan süper ötesi espriyi getiren şarkıcı.


mesut: ya senin ne pis bi kinin varmış arkadaş!
drone şevket: kin dutmada demet akalın gibiyimdir; asla unutmam ve çabuk silerim.


swh.
devamını gör...

kendine çay alırken ona da doldurmak
devamını gör...

zaten şanslı biri de olmayan, filmleri iş yapmayan onur ünlü’nün 10 filmden oluşmasını planladığı film serisidir.

serinin ilk filmi senaryosunu da onur ünlü’nün yazdığı polis’tir ve başrolünde musa rami rolü ile bence harikalar yaratmış olan haluk bilginer ve girdiği her rolün hakkını bir şekilde veren özgü namal oynarken ragıp savaş, settar tanrıöğen ve sermiyan midyat da filme renk katmıştır. kendinden kırk yaş küçük bir kıza aşık olan, mafya işe uğraşan ve bir de yıkımına neden olan bir haberle uğraşan bir cinayet masası polisinin hikayesidir film.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ikinci film yine senaryosunu onur ünlünün yazdığı ve başrollerinde selçuk yöntem, bülent emin yarar ve ezgi mola’nın oynadığı celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi isimli filmdir. bu filmde de eşinin ölümünden sonra kendisinden çok genç bir kadınla evlenen ve hayatı alt üst olan bir adamın ve ailesinin öyküsünü izliyoruz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
serinin üçüncü filmi yine onur ünlü senaristliğindeki itirazım var. bu filmde başrolde müthiş bir iş çıkaran serkan keskin, hazal kaya, öner erkan, büşra pekin, osman sonant ve umut kurt yer alırken senaryoya katkıda da bulunan sırrı süreyya önder de bir rol oynamıştır. film görevli olduğu camii de işlenen cinayet sonrası hayatı karman çorman olan saz üstadı ve boksör bir imamın tuhaf hikayesini anlatmakta.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin dördüncü filmi ise alışkanlık olduğu üzere onur ünlü’nün yazdığı aşkın gören gözlere ihtiyacı yok’tur. bu filmde başrollerde demet evgar ve fatih artman oynamaktadır. bir hastalık neticesinde iki ay içinde kör olacağını öğrenen bir dedektifin etrafında kendisi gibi olan insanlarla yaşadığı ilişkileri anlatan bir filmdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
onur ünlü’nün çektiği ama gösterime sokmadığı kırık kalpler bankası filminin ise seriye dahil olup olmadığını bilmiyorum. ama serinin devamın dört gözle bekliyorum.
devamını gör...

fırtınadan sonra sağ çıkmanın huzurunu tadan bir insan için artık hiçbir şey zor değildir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

pankreasın en sık benign endokrin tümörüdür.
hastalar aşırı yemek yedikleri için genellikle kilo alırlar.
tanıda 72 saatlik uzamış açlık testi uygulanır ve 4-8 saat aralıklarla insülin,pro-insülin,c-peptit düzeylerine bakılır.
non-invaziv görüntüleme yöntemi olarak en duyarlı yöntem endoskopik usg'dir.
intraoperatif pankreas usg ise tümör lokalizasyonunda en etkili yöntemdir.

tedavisi cerrahidir.
cerrahi tedavi yapılamıyor diazoksit veya okreotid kullanılabilir.
devamını gör...

kolay kolay kimseyi engellemem ama oldu bir kaç kıl kuyruk.

yazdıklarını görmezden gelemedim, salça olup ceza almak yerine engelle butonunu kullandım.

iyi ki yapmışım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

milliyet gazetesi’nde 12 ocak-26 ocak 1992 tarihleri arasında izmir suikastı teşebbüsü, uğur mumcu tarafından ilk kez açıklanan belgeleri ile “gazi paşaya suikast” yazı dizisi olarak yayınlanmıştır. bu yazı dizisi sonra kitap haline getirilmiştir.

aslında birçok noktadan ilgi çeken bir eserdir, çünkü yazar çalışmayı kaleme alırken 3 ayrı kaynaktan yararlandığını bizzat söylemektedir: (1) bu konuda çıkan yayınlar, (2) dava tutanakları ve (3) basında çıkan yazılar. bunun yanında suikast sonrası mustafa kemal paşa ile ismet inönü arasında geçen yazışmalar da oldukça önemlidir.

kitapta tutuklamalar, yöneltilen suçlamalar, itiraflar, savunmalar ve sanıkların karşılıklı suçlamaları yer almakta ve öncelikle terakkiperver fırkası'nın önde gelen üyelerinin, sonrasında da ittihat ve terakki ilk dönem bakanlarının gözaltına alınarak soruşturmanın genişletilmesi süreçleri açıklanmış ve soruşturmanın neden bu kadar genişletildiği incelenmiştir.

kurtuluş savaşı'nın kazım karabekir, ali fuat cebesoy gibi önde gelen paşaların verdikleri ifadeler ve yargılanmaları konusunda mustafa kemal paşa ve ismet inönü arasında çıkan ihtilaflar aralarındaki gizli yazışmalarla ortaya konulmuştur. bu yazışmalar ilk defa bu yazı dizisinde yayınlanmıştır. yazar, bu yazışmaları ve fikir ayrılığını şu şekilde özetliyor: "ismet paşa, iki ateş arasındadır. daha doğrusu, en yakın iki arkadaşı arasında. gazi paşa, suikastın arkasında kâzım karabekir’in ve kapatılan terakkiperver cumhuriyet partisi’nin olduğuna inanmıştır, ismet paşa da bu olasılığa hiç inanmamıştır."

istiklal mahkemeleri'nin yapısı, işleyiş şekli ve karar alma süreci hakkında bilgiler yer alıyor. sanıklara sorulan suikastla ilgili ve siyasi sorular ile izmir ve ankara'da yapılan duruşmalardaki tutanaklar aktarılıyor. yazar tarafından özellikle mahkeme başkanı kel ali'nin "istiklal mahkemesi şahsi kanaatine göre karar verir" sözü vurgulanıyor; avukat tutulmasının yasak olması ve sonuca itiraz olanağının bulunmamasına değiniliyor.

son bölümlerde ise sanıklar hakkında verilen kararlar ve bu kararlar karşısındaki tepkileri; idam edilen sanıklar ile ilgili idamın infazı, sanıkların son sözleri ve idam anındaki tavırları anlatılıyor.

uğur mumcu'nun izmir suikastı teşebbüsünü sistematik ve olabildiğince objektif bir şekilde kaynakları ile ortaya koyduğu ve incelediği rahatlıkla söylenebilecek bir çalışma yapmıştır. genel olarak kesin hükümler ortaya koymaktan olabildiğince kaçınmış ve her iki tarafın iddia ve savunmalarını ortaya koymaya çalışmıştır.

bununla birlikte sonuç bölümünde bir kısım idam mahkumu hakkında kararı okuyucuya bırakırken; suç üstü yakalanan ve suçlarını itiraf eden sanıkların suçlu olduklarının bariz olduğunu belirtmiştir. idam edilen iki sanık için ise: "cavit bey gibi, dr. nazım bey gibi ittihatçılar, suikast ile uzaktan yakından bir ilgileri olmamalarına karşın mahkemece ölüm cezasına çarptırılmışlardı." şeklinde bir yorumda bulunmuş ve bu iddiasını ismet inönü ve falih rıfkı atay'ın benzer sözlerine de yer vererek desteklemiştir.

sonuç olarak uğur mumcu'nun bu eserinde, araştırmacı gazeteciliğin hakkını sonuna kadar vermiş ve konu ile ilgili başucu kitabı olabilecek oldukça kaliteli bir eser ortaya koymuştur. izmir suikastını merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitaptır.
devamını gör...

bir başak burcu kadını olarak aciklama gereksinimi duydum. tanimlari genel olarak gözden geçirdiğimde öncelikle söylemek istediğim şey bencil degil aksine fazla düşünceli olmasidir. gereğinden fazla değer verir. hisleri fazla kuvvetlidir. zekidir. şaşırtmayı sever birçok alanda yeteneklidir. soylenenler karsinda fazla düşünür ve farkli yorumlar çıkarabilir ki bu kendinizi iyi ifade edemediginizden kaynaklanır.tartışma anında mantiksal düşünür fakat damarina basıldığında karşısındakini asla düşünmez.ilişkide çıtayı yuksek tutar.mükemmeliyetçi, titiz ve planlidir.yeni tanismalarda konuşmasıyla mest eder. cinsel acidan bakıldığında başak burcu kadını partnerini nasil etkilemesi gerektiğini cok iyi bilir. yani olay vücudun ya da yüzün guzelliginde değildir. genelde gözleri, boynu ve pratik zekasi dikkat çeker. başak burcu kadini ile iletişim kurulmaktan kaçınılması karşı tarafın kaybıdır..
devamını gör...

arthur’un istanbul’da yaşayan türk mektup arkadaşının olduğu bir bölümü var önyargılarla alakalı. türkçesi biraz kırpılmış ingilizcesini izleyebilirsiniz.
(bkz: dear adil)
buradan
devamını gör...

iq'suna bağlı olarak tabir-i caizse zihinsel engeli olduğuna karar verilen forrest gump'ın okul hayatını, askerliğini, aşkını anlatan mükemmel başyapıt.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

öncesinde romanken beyaz perdeye uyarlanmıştır. akıllarda kalan en ünlü repliği forrest'ın aşkısı olan jenny'nin "run forrest run" dediği repliktir. jenny sayesinde forrest milli atletlerden hızlı koşmaya başlamıştır. *

filmde eleştirdiğim birkaç nokta vardı ancak içime işleyen en önemli kısım forrest'ın annesinin okul müdürüyle yattığı kısım oldu. müdürün pişkin pişkin "annen senin için her şeyi yapar evlat," demesi açıkçası üzdü beni. bir başka nokta ise başrolümüzün hep başarılı olması. masa tenisi'nde, askerde, okulda... o hep başarılıdır. keşke biraz da kaybedişini görseydik de hayatta kaybetmenin de kazanmak kadar önemli olduğunu görebilseydik.


annem hep şöyle derdi; "hayata devam edebilmek için geçmişi arkada bırakmak gerekir."
benim koşmam da bununla ilgiliydi sanırım. 3 yıl, 2 ay, 14 gün ve 16 saat koştum.


edit: düzeltme.
devamını gör...

varsayalım ismail'im.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim