isem yayıncılık
güzel bi yayın evi. internet satış siteleri de var ve birçok siteden daha uygun fiyatlı. fakat kargolama çok yavaş. hatta yok galiba...
tam iki kere sipariş verdim. ilkinde kargo ben uyarmadan neredeyse 1 ayda geldi.
belli bir ücret limitinden sonra indirim de alabiliyorsunuz. benim ilk indirim siteye işlemememiş, mesaj attım, hesabıma geri yüklediler. ben de kanıp yeniden sipariş verdim... aferin bana....
hadi ilk siparişi verdin, ikinciyi niçin veriyorsun? benim salaklığım.
..ikinci siparişimde ise; haftalardır sipariş hazırlanıyor yazısı asılı durdu, en son mesaj yazdım siparişim ne zaman hazır olur? diye... . gönderdiler fakat asıl istediğim kitabı göndermemişler. bir de hızla kargolarken eksik falan olmasın aman dikkat edin lütfen demiştim, etmemişler. e tabi ben de tekrar mesaj yazdım. hemen geri döndüler: sipariş kodunuzu yazarsanız yardımcı oluruz diye... oldular mı dersiniz?.. hayır. nezaket edip geri dönüş de yapmadılar. bu sabah sinirle nazik bi geri dönüş yaptım ve soluğu burada aldım. şayet kitaplar, sınava girmeden önce lazımsa, fiyatlarına kanıp da bu siteden kesinlikle sipariş vermeyin. yanarsınız. benim için kaldı 3 ay. hala ortada kitap yok... teşekkürler. umarım batarlar .
tam iki kere sipariş verdim. ilkinde kargo ben uyarmadan neredeyse 1 ayda geldi.
belli bir ücret limitinden sonra indirim de alabiliyorsunuz. benim ilk indirim siteye işlemememiş, mesaj attım, hesabıma geri yüklediler. ben de kanıp yeniden sipariş verdim... aferin bana....
hadi ilk siparişi verdin, ikinciyi niçin veriyorsun? benim salaklığım.
..ikinci siparişimde ise; haftalardır sipariş hazırlanıyor yazısı asılı durdu, en son mesaj yazdım siparişim ne zaman hazır olur? diye... . gönderdiler fakat asıl istediğim kitabı göndermemişler. bir de hızla kargolarken eksik falan olmasın aman dikkat edin lütfen demiştim, etmemişler. e tabi ben de tekrar mesaj yazdım. hemen geri döndüler: sipariş kodunuzu yazarsanız yardımcı oluruz diye... oldular mı dersiniz?.. hayır. nezaket edip geri dönüş de yapmadılar. bu sabah sinirle nazik bi geri dönüş yaptım ve soluğu burada aldım. şayet kitaplar, sınava girmeden önce lazımsa, fiyatlarına kanıp da bu siteden kesinlikle sipariş vermeyin. yanarsınız. benim için kaldı 3 ay. hala ortada kitap yok... teşekkürler. umarım batarlar .
devamını gör...
ülkeye hiçbir hayrı dokunmayacak meslek grupları
bence her meslek grubunun illaki faydası dokunur ya, hiçbir meslek grubu bu sınıflandırmanın içinde değildir.
devamını gör...
kan ağlamak
yuğ törenlerinin ayrılmaz bir parçası, ölenin arkasından yapılacak en cesur ve olgunca hareket, ölüm törenine teşrif eden her türk'ün yapması beklenen rituel ve göz altına atılan derince bir kesiğin göz yaşlarının karışmasından doğan acı.
günümüzde bir ise bir deyim.
günümüzde bir ise bir deyim.
devamını gör...
züğürt ağa
karl marx'a göre, ekonomik ilişkiler sınıf eşitsizliğine neden olur ve bu sınıf eşitsizliği kapitalist sınıf ile işçi sınıfı arasındadır. bu konuya değinen, o dönem ağalık filmleri arasında farklı bir bakış açısına sahip olan ve ağalık sistemini eleştiren başarılı bir filmdir züğürt ağa. başrolünde şener şen yer almaktadır ve filmde ismiyle anılmaz. biz izleyiciler ismini öğrenemeyiz, onu sadece ''ağa'' olarak biliriz. çünkü filmin vermek istediği mesaj, ağa'yı bireyden öte bir statü olarak değerlendirmemiz gerektiğidir.
her iki sınıfın da çıkarları farklıdır. işçiler daha insancıl çalışmak ve biraz para kazanıp karınlarını doyurmak isterken ağa daha fazla paraya sahip olmak ve daha zengin olmak istemektedir. bu çatışma bazı olaylara neden olur. son 4 yıldır köyün kurak olmasından dolayı daha da fakirleşen köylüler bir gün ağanın ürünlerini çalıp satar ve köye yerleşir. çünkü onlara göre ağa, köylünün hak ettiği ürünü vermemektedir. hal böyle olunca ağa da topraklarını satar ve istanbul'a yerleşir. kentteki mücadelesini bizlere gösterir.
--- alıntı ---
- her genç kızın gönlünde bir ağa vardır.
+ kız bu ağa, züğürt ağadır.
- olsun senin insanlığın güzeldir. belki de bu yüzden ağalığı beceremiyorsun.
her iki sınıfın da çıkarları farklıdır. işçiler daha insancıl çalışmak ve biraz para kazanıp karınlarını doyurmak isterken ağa daha fazla paraya sahip olmak ve daha zengin olmak istemektedir. bu çatışma bazı olaylara neden olur. son 4 yıldır köyün kurak olmasından dolayı daha da fakirleşen köylüler bir gün ağanın ürünlerini çalıp satar ve köye yerleşir. çünkü onlara göre ağa, köylünün hak ettiği ürünü vermemektedir. hal böyle olunca ağa da topraklarını satar ve istanbul'a yerleşir. kentteki mücadelesini bizlere gösterir.
--- alıntı ---
- her genç kızın gönlünde bir ağa vardır.
+ kız bu ağa, züğürt ağadır.
- olsun senin insanlığın güzeldir. belki de bu yüzden ağalığı beceremiyorsun.
devamını gör...
profil fotoğrafına kendisini koyanların istisnasız troll olması
peki benim niye bundan haberim yok?ayrıca 25 yaşında değil 30 yaşında olan fotoğrafımı koydum,o konuyuda açıklığa kavusturalım lütfen.
devamını gör...
septimius severus
eski roma imparatoru. ayrıca adıyaman kahta’da bulunan tarihi cendere köprüsü’nün de diğer adıdır.
devamını gör...
rennin
kimozin olarak da isimlendirilen bebeklerde sütün sindirimi de görevli bir enzimdir.
kalsiyum varlığında sütün kazeinini parakazeine çevirir ve böylelikle sindirimi kolaylaştırılır.
kalsiyum varlığında sütün kazeinini parakazeine çevirir ve böylelikle sindirimi kolaylaştırılır.
devamını gör...
başak burcu
işkolik bir burçtur. hepsi mi aynı olur demeyi bıraktım artık. ne kadar başak burcu arkadaşım varsa hepsi işine aşırı sadıklar. izin günlerin de bile çalışanı gördü bu gözler. bunlar dışında iyi anlaştığım bir burçtur.
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
“ ey türk gençliği! birinci vazifen; türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”
“ muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur .”
“ muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur .”
devamını gör...
kurban
yani şimdi ne desem, nasıl desem bilemedim. topu taca atmak da istemiyorum. kıyıdan köşeden oradan buradan diğer kültürlerdeki iz düşümlerinden bahsetmek lazım biraz. misal yunan mitolojisi; hermes abi bakıyordu bu işlere orada. tamam kendisi habercidir ve sağlam bir kargo şirketine sahiptir ama herhalde daha çok kazanmak için o işlere de girmiş. tabi benimkisi tahmin. belki de zeus efendi öyle buyurmuştur. aç bir şirket, çık arş-ı alaya, indir aşağıya kurbanlıkları yolumuzu bulalım demiştir bilemiyorum tabi. zaten bu yunan mitolojisinde işler hep karışık, bir netlik yok. haberci tanrının kurban işlerine bakması bile başlı başına saçmalık ama yapacak bir şey yok. üstadım işin içinde liyakat olmayınca mevzu hep karmaşıklaşıyor. bu antik yunanlılar bir tuhaf zaten, ölen kişilerin arkasından da kurban keserlermiş yani adamlar iyice gemi azıya almışlar. düşüncenin temeli de şu; sen şimdi bu kurbanı kesmez isen, mevtanın zoruna gidiyor ve insanları hastalıkla vesaire ile lanetliyor. hal böyle olunca adamlar kurbanı kesmesinler de beslesinler mi? zaten bu dünya üzerinde her şeyin temeli korku. korkudan ödü gaitasına karışanlar yüzünden başımıza gelmeyen kalmıyor.
bakın mesela sümerlere, onlarda kuzu ve domuz revaçta. fakat onlarda saik başka. niyetleri iyi. sağlık için yapıyorlar bu işleri. yani biri hastalanıyor, hasta iyileşsin diye kuzular, domuzlar kurban ediliyor. malum her şeyin başı sağlık. o sebeple adamları kınamamak lazım. artı ritüelleri de nahifmiş. hayvana sıhhat vereceği için teşekkür edip, sonra dualarını edip, işi noktalarlarmış. o bizim kök tengri inancında da var misal. ama kurban olarak değil de, avlanma işlerinde yaparmış atalar bu ritüeli. sürünün en yaşlısını acı çekmesin diye kalbinden vurur, sonrasında da, kendisine teşekkür ederlermiş. bakın bizim atalarımızdan öğreneceğimiz çok şey var lakin biz istikameti başka tarafa çevirdiğimiz için bu güzelliklerden mahrum kalıyoruz. sümerlerde bir de yasaklı kurban kavramı var. misal sinin tapınağında inek kesemezsin. keserseniz lanetlenirsiniz. yani tanrıya göre kurban anlayışı hakim. adamlar tasnif işine girmiş anlayacağınız.
hititler de sümerler gibi sağlık alanında bu mevzuya el atmışlar ama biraz mevzuyu geliştirmişler. düşmanlardan korunmak içinde kurban kesmişler. dedim ya, korku insanı acayip bir ruh haline sokuyor diye, düşmanlardan zarar görme korkusu hititler de ziyadesiyle önem arz etmiş ve kurbanların ekseriyası bu yüzden verilmiş. mısırlılar domuz hariç kesim işine girmemişler. insan kurban ettikleri zaman asla bıçak bilememişler, onları o yüzden taktir etmek lazım. yani bir nebze de olsa duruşları varmış. kurban edecekleri insanları nil nehrine atar arkalarına bile bakmazlarmış. ama onlardaki sıkıntı da insan kurbanların çocuk ve kadın olması. tamam arkadaş bıçak vurmuyorsun ama çocuktan ne istiyorsun? manyak mısınız siz? bekaret takıntısı da oralardan geliyor aslında. hani saf temiz, pir-ü pak olacak ya kurban işte o yüzden de bakireleri kurban ederlermiş. yani işin aslı boğarlarmış. yahu bu medeniyet dediğimiz şey hakikaten garip bir şey. kese kese, boğa boğa gelmişiz bu günlere lakin yine de insanlıktan bahsetmeyi görev edinmişiz kendimize.
azteklere falan hiç girmek istemiyorum. zira kan beynime sıçrıyor. adamlar oluklardan akıtmışlar kanları, yani onun ayrıntısına girmek, rahip ritüellerinden bahsetmek bana zül geliyor.
neyse ben şuraya şunu bırakayım da, neşemiz yerine gelsin; benim kurban'dan anladığım budur zaten. diğerleri beni bozuyor. *
bakın mesela sümerlere, onlarda kuzu ve domuz revaçta. fakat onlarda saik başka. niyetleri iyi. sağlık için yapıyorlar bu işleri. yani biri hastalanıyor, hasta iyileşsin diye kuzular, domuzlar kurban ediliyor. malum her şeyin başı sağlık. o sebeple adamları kınamamak lazım. artı ritüelleri de nahifmiş. hayvana sıhhat vereceği için teşekkür edip, sonra dualarını edip, işi noktalarlarmış. o bizim kök tengri inancında da var misal. ama kurban olarak değil de, avlanma işlerinde yaparmış atalar bu ritüeli. sürünün en yaşlısını acı çekmesin diye kalbinden vurur, sonrasında da, kendisine teşekkür ederlermiş. bakın bizim atalarımızdan öğreneceğimiz çok şey var lakin biz istikameti başka tarafa çevirdiğimiz için bu güzelliklerden mahrum kalıyoruz. sümerlerde bir de yasaklı kurban kavramı var. misal sinin tapınağında inek kesemezsin. keserseniz lanetlenirsiniz. yani tanrıya göre kurban anlayışı hakim. adamlar tasnif işine girmiş anlayacağınız.
hititler de sümerler gibi sağlık alanında bu mevzuya el atmışlar ama biraz mevzuyu geliştirmişler. düşmanlardan korunmak içinde kurban kesmişler. dedim ya, korku insanı acayip bir ruh haline sokuyor diye, düşmanlardan zarar görme korkusu hititler de ziyadesiyle önem arz etmiş ve kurbanların ekseriyası bu yüzden verilmiş. mısırlılar domuz hariç kesim işine girmemişler. insan kurban ettikleri zaman asla bıçak bilememişler, onları o yüzden taktir etmek lazım. yani bir nebze de olsa duruşları varmış. kurban edecekleri insanları nil nehrine atar arkalarına bile bakmazlarmış. ama onlardaki sıkıntı da insan kurbanların çocuk ve kadın olması. tamam arkadaş bıçak vurmuyorsun ama çocuktan ne istiyorsun? manyak mısınız siz? bekaret takıntısı da oralardan geliyor aslında. hani saf temiz, pir-ü pak olacak ya kurban işte o yüzden de bakireleri kurban ederlermiş. yani işin aslı boğarlarmış. yahu bu medeniyet dediğimiz şey hakikaten garip bir şey. kese kese, boğa boğa gelmişiz bu günlere lakin yine de insanlıktan bahsetmeyi görev edinmişiz kendimize.
azteklere falan hiç girmek istemiyorum. zira kan beynime sıçrıyor. adamlar oluklardan akıtmışlar kanları, yani onun ayrıntısına girmek, rahip ritüellerinden bahsetmek bana zül geliyor.
neyse ben şuraya şunu bırakayım da, neşemiz yerine gelsin; benim kurban'dan anladığım budur zaten. diğerleri beni bozuyor. *
devamını gör...
yazarların zenginlik ölçütü
kıyafet alışverişi yaparken sadece bedenine bakan kişi net zengindir.
devamını gör...
imanınızı kaybetmek istemiyorsanız felsefeden uzak durun
ebubekir sofuoğlu’nun yaptığı bir paylaşımda geçen dolaylı bir ifade. ifadenin tam hâli şu şekildedir: “allah’ın nasıl gönderdiği peygamberleri ve kitapları varsa şeytanın da peygamberleri olarak aristoteles, platon, sokrates gibi sapıtmış filozofları, kutsal kitapları olarak da felsefi eserleri vardır. imanınızı kaybedersiniz. felsefeden uzak durun.”
devamını gör...
george orwell
son yıllarda oldukça popülerleşmiş bir yazardır.
kitaplarını henüz okumadım ama okuyacağım.
kitaplarını henüz okumadım ama okuyacağım.
devamını gör...
venüs
venus, bir shocking blue şarkısıdır.
devamını gör...
kapitalizm
liberallerin dünyanın kurtuluşu olarak gördüğü hiç sevmesekte tamamen içinde yüzüğümüz ve kullanmamız gereken ideolojidir
devamını gör...
hayvanseverler niye sinekleri savunmuyor sorunsalı
sinekler insan ölüm sebeplerinde, ciddi bir orana sahiptir. sayıları kontrolsüz arttığında önemli hatalıkların bulaşmasına sebep olurlar. hastalık etkenlerini mekanik ve biyolojik olarak son konağa taşırlar. sonuç olarak sayılarının artması büyük bir tehtittir. tarihte bu seneryoya sahip kitlesel ölümler yaşanmıştır. öldürmekten ziyade önleme yoluna gidilmesi daha sağlıklıdır. ancak kontrolsüz çoğalmada ekosistemdeki denge için maalesef gerekli olabiliyor. ama bir iki sinek için yapıyorsa, hayvan sever falan değilidir.
devamını gör...
pilli bebek
ankara'nın eski tadı.
95-96 yıllarında sakarya'da beer station'da çalarlardı. basçı, ahmet diye biriydi o zaman. ikizi vardı bu ahmet'in. muhtemelen mehmet'ti onun adı da.* bir de nadiren de olsa airport'ta konserleri olurdu. grubu dinleyeceğiz diye saatlerce 90'lar apaçi müziklerine maruz kalırdık. o zamanlar çok da tanıyanı yoktu. ama kaliteli grup olduklarını anlardınız dinleyince.
o dönemlerden aklımda kalan en net şey, cem'in her arada gitarını muntazam bir şekilde kutusuna koyduğu ve bu konuda çok titiz olduğuydu.
95-96 yıllarında sakarya'da beer station'da çalarlardı. basçı, ahmet diye biriydi o zaman. ikizi vardı bu ahmet'in. muhtemelen mehmet'ti onun adı da.* bir de nadiren de olsa airport'ta konserleri olurdu. grubu dinleyeceğiz diye saatlerce 90'lar apaçi müziklerine maruz kalırdık. o zamanlar çok da tanıyanı yoktu. ama kaliteli grup olduklarını anlardınız dinleyince.
o dönemlerden aklımda kalan en net şey, cem'in her arada gitarını muntazam bir şekilde kutusuna koyduğu ve bu konuda çok titiz olduğuydu.
devamını gör...
fedakarlık
"gereğinden fazla yapılacak fedakarlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir."
insan bencil olmamalı, yeri geldiğinde fedakarlık yapmak erdemli bir insan davranışıdır. ama sonrasında bir durmalı ve bakmalı; değdi mi? bunu yaptığım insan bunun kıymetini biliyor mu? bu soruları cevaplamalı ve ona göre tavrını belirlemeli. ne demişler hep bana hep bana olmaz, bi sana bi bana olmalı. hayatta kendinizi ne bencil olarak konumlayın ne de enayi.
insan bencil olmamalı, yeri geldiğinde fedakarlık yapmak erdemli bir insan davranışıdır. ama sonrasında bir durmalı ve bakmalı; değdi mi? bunu yaptığım insan bunun kıymetini biliyor mu? bu soruları cevaplamalı ve ona göre tavrını belirlemeli. ne demişler hep bana hep bana olmaz, bi sana bi bana olmalı. hayatta kendinizi ne bencil olarak konumlayın ne de enayi.
devamını gör...
gg
good game -iyi oyun, güzel oyun- anlamına gelen ingilizce kısaltmadır.
bu kısaltmayı ilk gördüğümde 14 yaşlarındaydım. arkadaşımla aramızda geçen konuşmadan anlamını 'g**e geldik' sanmıştım.
bu kısaltmayı ilk gördüğümde 14 yaşlarındaydım. arkadaşımla aramızda geçen konuşmadan anlamını 'g**e geldik' sanmıştım.
devamını gör...