uykunu aldım, evden çıktım, ağaçlar ile dolu bir parkta kuş sesi dinliyorum.
aslında birini bekliyorum ama beklenen yer çok güzel.
güneşli sessiz sabahları çok seviyorum.
güneş gözlüklü, ılık, sevilesi bir gün.
devamını gör...

son zamanlarda çok fazla bok demeye başladım, yazılarıma da yansıyor bok. en tatlı boklar, tabiki bebek olunca başlar.

hala bebeğimi görünce, ne ara baba oldum lan ben hissiyle çalkalanıyorum. 8 aylık dişleri yeni filizlenmiş bir oğlum var. biraz sinir bozucu snob bi tip. şaklabanlık etmedikçe ilgisini çekemiyorum. sadece teatral soytarılıklarla ilgileniyor. her zaman aptal bir köpek taklidi yapamıyorum. bir şey anlıyormuş gibi nesneleri parmaklarıyla inceleyip, önemli bebek işleri yaparken ne kadar seslensemde dönüp bakmaz. bilerek umursamaz davranır çoğu zaman. hiç sevmediğim bir hareket, babanım lan ben senin, bok bezlerini ve mamanı tedarik işiyle ilgilenen bir ayakçı değilim.

her neyse biraz büyüyünce arkamdan ağlayacağına olan inancım tam. gelelim bok dansına, bebek kakalayınca evde bok alarmı verilir. bezi, pudrası, alt değiştirme zımbırtıları, ıslak mendiller, temiz kıyafetler, (bok bezden sızar ve elbiseleri boka bulanır) kirli bez ve mendiller için poşet, ılık su vs. bok seremonisi için her şey hazırdır. altını açıp bezi çıkardığımızda rahatlayan bebek yerinde durmaz ve kıçındaki bokla dans etmeye başlar bir yandan onu tutup bir yandan temizlemek gerçekten zordur. elinizden bir kaçarsa her şeye bok bulaştırabilir. bok dansını engellemenin bir yolu yok ama bulaştırmamanın tek yolu, tek elle iki ayaktan tutup sallanan popoyu havada tutmaktır. yaşamın bokla fazla haşır neşir olunan bu kısmıyla karşılaşmaya hazır değildim ama insan hayatında her şeye yer açabiliyor bir şekilde.
devamını gör...

kendi halinde takılan, kimseyle uğraşmayı sevmediği gibi kendisiyle uğraşılmasını da sevmeyen yazar bozması.

öncelikle hakkımda, daha doğrusu yazdıklarım hakkında güzel yorumlar yapan herkese teşekkür ederim.

ikinci olarak, övgüleri elime yüzüme değil yazdıklarıma aldığımı hatırlatmak isterim. profil fotoğrafımın varlığı size farklı şeyler düşündürüyor olabilir ama girdiğim tanımların boş/gereksiz olduğunu ve övgülerin başka amaçlarla yapıldığını iddia etmek insafsızlık olur. kaldı ki güzel yorumlar yapanların hepsi erkek değil. içlerinde başka sözlüklerden tanıdığım yazarlar olduğu gibi kadın yazarlar da var. ayrıca belirtmek isterim ki, başlık altında "yürüdüğünü" iddia ettiğiniz insanların çoğunun bana mesaj atmışlığı bile yoktur.

ve son olarak, uludağ'da zaten ben de artık yazmıyorum sayın yazar. hatta pek fazla uğradığım da söylenemez. 1-2 sevdiğim arkadaş arada hal hatır sorduğu için mesajlarını cevaplayıp çıkıyorum. onun dışında artık ne uzun uzun yazı yazıyorum orada ne başka bir şey...

kendi nickaltıma yazmak istemezdim ama yanlış anlaşılmaktan hoşlanmadığım için bu açıklamayı yapma gereği hissettim. kusura bakmayın.
devamını gör...

hayatımda yaptığım her hatayı ve doğruyu iyi ki yapmışım, hayatıma aldığım her insan iyi ki hayatımda olmuş bana bi şey öğretmiş ya da zarar vermiş kısacası büyümemi kendimi bulmamı sağlayan her şey için çok çok iyi ki.*
devamını gör...

sen yazmışsın da ben beğenmez miyim diye beğeniyorum. ne var ki bunda? hatta mesaj atıp teşekkürlerimi de iletiyorum. olması gereken bu değil mi zaten?
devamını gör...

kimseye yük olmadan usulca giderim bu hayattan..
son istekmis.. dalga geçer gibi..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ah romantikler sizi... romantizm isteyenler için "gözyaşı" diyebilirdim ama demeyeceğim.

t: şemsiyedir.
yüzüme değen yağmur damlaları ile yıldızım hiç barışmaz. gökyüzü ağlıyor, bende ağlıyorum.
devamını gör...

türkçesi sanırım arabulucu olan, başrollerinde samuel jackson ve kevin spacey abilerin oynadığı 1998 yapımı film.

tam bir underrated. daha önce bu film hakkında hiçbir şey duymamıştım. tamamen amazon prime'de gezerken kevin spacey ile samuel abi değilmi lan o diye açtığım bir filmdi. ekşi sözlükte bile 24 senelik film hakkında 4 sayfa entry anca yazılmış.

film güzel, hızlı ve öfkeli dışında film izlemeyen bir tipseniz size gitmez. ama belirli bir film kültürüm var diyorsanız kesinlikle izleyin. puanım 10/7.8

konusu hakkında 2-3 kelime etmek lazım sanırım. samuel abi arabuluculuk yapan bir polis. bu abiye iftira atılıyor ve olaylar gelişiyor. çok spoiler vermeye gerek yok.

kevin spacey'nin oyunculuğunu samuel abiye göre daha fazla beğendim. zaten ben samuel abinin öyle üst düzey bir oyuncu olduğunuda pek düşünmüyorum. pulp fiction çok güzel film eyvallah ama o kadar yani. ekstra bir oyunculuğu olduğunu düşünmüyorum. belki yeterince filmini izlemediğim içindir kim bilir.

bu arada kevin spacey güzel oynamış demekle, kevin spacey'nin tacizci olmasını onayladığım anlamına gelmesin lütfen. evet adam çok iyi bir oyuncu, karizması filan var ben bile erkek halimle vay anam vay çekiyorum yer yer ama adam tacizci. bu ibrahim tatlıses'in ne olduğunu bildiğin halde mavişim dinlemek gibi bişey.

birde sanırım filmin bir yerinde pulp fiction göndermesi varmış ama onun hangi sahnede olduğunu izlerken farkedemedim. filmi bulup izleyen birileri çıkarsa ve üstüne üstlük farkeden biri olursa yazsın.
devamını gör...

kendisini savunurken "hainleri titretiyor" dan öteye geçemiyor savunanların argümanları. yahu adam trt'de canlı yayında kavgada söylenmeyecek şeyleri söylediği halde hala koltuğunda, hala savunuluyor. koca ülkenin içişleri bakanıyla benim berberim aynı üslupla konuşuyor. ama ak seçmen mal gibi hiinliri titritiyir diyor hala.

bulunduğu makamın ciddiyeti kalmadı sayesinde. aga çık onurunla istifa et de rahatla. ama yok edemiyor korkudan. kendi elinde değil çünkü. ulan ne erdoğanmış be. adamlar korkularından istifa bile edemiyorlar.
devamını gör...

arayarak konuşmak.
bilen bilir ses kaydı atabileceğim her yerde bıcır bıcır konuşurum. kendi dünyamı anlatırken yazmak, insan ilişkilerinde konuşmak tercihimdir.
devamını gör...

martin eden. o kadar etkilenmiştim ki kitap bittiğinde içimin cayır cayır yandığını hissettim, sanki hayatımdan geçip gitmiş gerçek biri gibiydi, ben de arkasından bakakalmıştım.

kafamdaki martini kendi gözümle görmek istedim, o yüzden resmini çizdim.
birebir olmadı ama baya yaklaştı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tartarus dağına mahkum edilen titanlar gibi hasretinden belki prangalar eskitemedim ama hasretini çekmediğim yıllarda çok sevdiğim dostum loki'den hallice daha iyi bir ben olmaya çalıştım. özdemir asaf'ın yazdığı gibi nasıl iyi olunur öğrenemedim ama çok kızdığın iyiyimleri söküp attım dilimden. dünya'yı sırtında taşıyan atlas misali artık seninle ilgili dertleri taşımıyorum. kaldırıp attım hepsini aklımın çöplüklerine.

zamanında acımasızca sapladığın sevgi hançeri kapanmayan bir yara açtı yüreğimde, asla iyileşmeyecek olan türden. yamalar yaptım bu yaraya ama hiçbiri tutmadı. oluk oluk yalnızlık aktı senden sonra. asklepios * bile derman olamadı yaralarıma ve çaresizlikten oturup ağladı benimle birlikte. sonsuzluğun gün doğumunu yaşadım * ve gün öyle bir karanlık ile doğdu ki "tanrı ra"* sinirlendi sana; beni güneşsiz bıraktığın için.

sensiz o kadar mutsuzum ki athena, inan diyojen dedeye bile gıcıklığına gölge etmek istemedim. bizim dionysos* bile içkiye tövbe etti beni böyle görünce.beni değil de odin'i seçen frigg bile teselli etmek için onca yoldan geldi. bir tek sen gelmedin yanıma neden? yoksa beni hiç mi sevmedin!




hiç mi sevmedin beni athena, ne tanrıçalar uğrumda kör oldu ağlamaktan seninle evlendim diye. ben sadece seni sevdim be athena.

hadi dön gel olimpos soğuktur bu vakitler.

sana söz tapınağının erkeği, çocuklarının babası olacağım.

geri dön athenaaaaaa.
devamını gör...

hem yazarlığını haber etmiş hem nickaltını açmış bulunmaktayım. hayırlı olsun dileklerimi iletip, sözlüğü güzel tanımlara boğması dileğiyle.
devamını gör...

biraz önce a haber'de görüp kendi kendime türkiye'de yaşamıyorum herhalde ben dememe sebep olan bir haber.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kelime dağarcığınızın gelişmesi için birebirdir. ihsan oktay anar çok detaylandırarak tasvirler her şeyi, e haliyle bunu yaparken de alışık olmadığımız kelimelerden yararlanır bolca. ama bu "süslü" kelimeler sizi korkutmasın. bir kere yazarın diline alışınca kitabı elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.
devamını gör...

benim için ateistlerin inşallah yerine kullandığı sözcüktür.

ikisi de aynı anlama gelse de inşallah sözcüğünü bir ateistin kullanması garip kaçabiliyor.

bir de hüzünlü bir ayrılık cümlesinde de yer buldu bu kelime kendisine.

'umarım benden sonra mutlu olursun'

- olamadım.
devamını gör...

ayrıntılı, özenli yazdığı tanımlarında daima içtenliğini, samimiyetini fark ettiren, paylaştığı müzikleri ve fotoğrafları da son derece başarılı bulduğum, uzun zamandır takip edip okuduğum değerli yazardır...
devamını gör...

'anladık pandemi var. ama bu tarz kurgularınızı sözlüğe taşımasanız mı artık?' dedirten başlık.
devamını gör...

“gerçek şu ki; hiçbir şey geçmiş kadar bağımlılık yapmaz.”

öyle işte.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim