hediye gelen borcamı hediye etmek
literatürde "borcam döngüsü" olarak geçen olaydır. dünya üzerinde belli miktarda borcam vardır ve bu borcamlar sürekli devir halindedir. elinizdeki borcamı başkasına verdikten sonra size yeni borcam gelmesi arasındaki süre borcam sabiti olarak adlandırılır.
devamını gör...
öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması
böyle bir şey yok ama herkes bir günah keçisi arıyor hırsını çıkarmak için. bir öğretmen nasıl yetişiyor fikri olmayanlar sağda solda atıp tutuyor.
madem bu kadar güzel meslek siz de önce yks sonra kpss ile şansınızı deneyin derim. her insanın öğretmenlik mesleğini icra edebilecek donanıma sahip olduğunu düşünmüyorum. yine de niyeti olan buyursun denesin.
ben kendi adıma denedim ve kazandım. okul öncesi öğretmenliği bölümünde okuyorum. 4 sene okuyup bölümü bitirip genel kültür genel yetenek sınavlarından oluşan ilk basamağı geçip daha sonra eğitim bilimleri ve en son da alan bilgisi sınavına gireceğim.
bütün bunları geçersem mülakata gireceğim. mülakatta elenmezsem sözleşmeli olarak aday öğretmen statüsünde göreve başlayacağım.
1 yıl içinde asli öğretmen olursam 4 yıl üst üste devlet sözleşmemi yenilerse 5 000 lira bile kazanmadan kadrolu öğretmen olacağım.
diyeceğim şu, su çok güzel siz de gelin.
madem bu kadar güzel meslek siz de önce yks sonra kpss ile şansınızı deneyin derim. her insanın öğretmenlik mesleğini icra edebilecek donanıma sahip olduğunu düşünmüyorum. yine de niyeti olan buyursun denesin.
ben kendi adıma denedim ve kazandım. okul öncesi öğretmenliği bölümünde okuyorum. 4 sene okuyup bölümü bitirip genel kültür genel yetenek sınavlarından oluşan ilk basamağı geçip daha sonra eğitim bilimleri ve en son da alan bilgisi sınavına gireceğim.
bütün bunları geçersem mülakata gireceğim. mülakatta elenmezsem sözleşmeli olarak aday öğretmen statüsünde göreve başlayacağım.
1 yıl içinde asli öğretmen olursam 4 yıl üst üste devlet sözleşmemi yenilerse 5 000 lira bile kazanmadan kadrolu öğretmen olacağım.
diyeceğim şu, su çok güzel siz de gelin.
devamını gör...
en sinir bozucu çizgi film karakteri
(bkz: chen) cedric'in kız arkadaşı. sen ne memnuniyetsiz bir kızsın ya. küçüklükten gıcık olurum.
devamını gör...
amerika birleşik devletleri deyince akla gelenler
kapitalizm,
moda,
lüks tüketim,
amerikan dizileri,
sömürgecilik,
birtakım ülkelerin desteğini alarak başka ülkelere yaptıkları vb.
moda,
lüks tüketim,
amerikan dizileri,
sömürgecilik,
birtakım ülkelerin desteğini alarak başka ülkelere yaptıkları vb.
devamını gör...
aşırı kıskanç erkek
aile bakanı derya yanık'ın hüneridir.
"tabii ramazan olduğu için bir şey ikram edemedik...aynı evde kaldığı koruma evinde kaldığı 5 arkadaşıyla bize misafir olarak gelecek. o zaman çikolata ve çay hakkımızı kullanacağız."
video
bir çocuğa tüm kameraların önünde 23 nisan günü bunları söyleyen bir adet bakan. bak ya üstüne basa basa "koruma evinde" diyor bir de çocuğu omzundan tutup. çocuk bayramını süper kutlamışsın o çocuğun.(!)
bu kişi bakanlık bölünerek kendisine koltuk verilip atandığı gün şöyle bir şey yazmıştım. haklı çıkmaktan nefret ettim. "günün sonunda işte karşımızda: aile ve sosyal hizmetler bakanlığı. hani şu aile apartmanının adabını yahut aile çay bahçesinin kurallarını hepimize bir güzel anlatacak olan!"
ek: bak şimdi de bunun saklanacak utanılacak bir şey olmadığından dem vurmuş. nasıl da ustaca anlamazdan geliyor lan? buradan olağan bir şey de neden vurguladın o halde!
"tabii ramazan olduğu için bir şey ikram edemedik...aynı evde kaldığı koruma evinde kaldığı 5 arkadaşıyla bize misafir olarak gelecek. o zaman çikolata ve çay hakkımızı kullanacağız."
video
bir çocuğa tüm kameraların önünde 23 nisan günü bunları söyleyen bir adet bakan. bak ya üstüne basa basa "koruma evinde" diyor bir de çocuğu omzundan tutup. çocuk bayramını süper kutlamışsın o çocuğun.(!)
bu kişi bakanlık bölünerek kendisine koltuk verilip atandığı gün şöyle bir şey yazmıştım. haklı çıkmaktan nefret ettim. "günün sonunda işte karşımızda: aile ve sosyal hizmetler bakanlığı. hani şu aile apartmanının adabını yahut aile çay bahçesinin kurallarını hepimize bir güzel anlatacak olan!"
ek: bak şimdi de bunun saklanacak utanılacak bir şey olmadığından dem vurmuş. nasıl da ustaca anlamazdan geliyor lan? buradan olağan bir şey de neden vurguladın o halde!
devamını gör...
sözlüğü terk ediyoruz kampanyası
bu bir şeylere kızıp giderken ki duyurulara çok özeniyorum ya. işte bu insanlar kendisini çok seven insanlar. ben mesela kendimi hiç bu derecede sevemedim. empati köpeği bir insanım. bir şeye kızsam da derim ki:vardır senin de bir eksiğin. yani hata yapmamışsam bile, yapılan hatayı düzeltmeye yeterince bir şey yapmamışım demek ki diye düşünür, ceketimi alır giderim. ama böyle, benim gibi mükemmel bir insanın bu çöplükte işi olamaz düşüncesiyle, kendimi paralayan bir yazı veya yazılar yazamam.
- şu ana başrol olan arkadaş için değil bu sadece ki buradaki entrysi dışında bir entrysini dahi okumadım. yani bu yazıyla olayı kişiselleştirmiyorum. -
tamam tabii ki bulunduğunuz yerden memnun olmama ya da birileriyle sorun yaşama durumunuz olabilir. belki ileride benim de olabilir. ama olaya çözüm bulmanın yolu bu değil yahu. tabii çözüm bulmak isteniyorsa. istenen zaten gitmekse, havada nem olmasa, ağızlarda kuş olsa gidenin önüne geçilmez. o halde gidene elveda.
- şu ana başrol olan arkadaş için değil bu sadece ki buradaki entrysi dışında bir entrysini dahi okumadım. yani bu yazıyla olayı kişiselleştirmiyorum. -
tamam tabii ki bulunduğunuz yerden memnun olmama ya da birileriyle sorun yaşama durumunuz olabilir. belki ileride benim de olabilir. ama olaya çözüm bulmanın yolu bu değil yahu. tabii çözüm bulmak isteniyorsa. istenen zaten gitmekse, havada nem olmasa, ağızlarda kuş olsa gidenin önüne geçilmez. o halde gidene elveda.
devamını gör...
ölmedim ama hafif sürünüyorum (yazar)
nick'i gibi aradığım makaleyi zar zor bulmuş yorgunluktan "ölmedim ama hafif sürünüyorum" edalarıyla can çekişirken, makale bulmama yardımcı olmaya çalışan,iyi niyetli, mükemmel yazardır. ağlamıyorum ama hafif gözlerim doldu diyebilirim bu hareketiyle.
devamını gör...
normal sözlük yazarları
çok enteresan bir topluluğu oluşturan bireyler. ağırlıklı olarak sözelcilerden oluşuyor diye tahmin ediyorum. çünkü her taraf şiir, çiçek, böcek ve çok sanat annecim. yine de çoğunu severim. hatta sevmediğim yoktur belki de. ama özellikle sevdiklerim de var. arada sataşıp, omuz attıklarım olsa da seviyeme inen yok şükür.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
mustafa kemal atatürk'ün hâkimiyet-i milliye gazetesine verdiği 22 nisan 1921 tarihli demecinde de ifade ettiği üzere, kesinlikle ödün verilemeyecek tek olgunun millet egemenliği ve bağımsızlık olması sebebiyle, her geçen sene daha da artan bir coşkuyla kutlamaya devam edeceğimiz bayram.
"bence bir millette haysiyetin, gururun, namusun ve insanlığın oluşması ve devam etmesi, kesin olarak o milletin özgürlüğüne ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. ben kendi adıma, bu saydığım özelliklere çok önem veririm ve bu özelliklerin bende olduğunu iddia edebilmem için, milletimin de aynı özelliklere sahip olmasını gerekli görüyorum. ben, yaşayabilmek için, mutlaka, bağımsız bir milletin çocuğu kalmalıyım. bu nedenle millî bağımsızlık bence bir hayatî meseledir. millet ve ülkenin çıkarları gerektirdiğinde, insanlığı oluşturan milletlerden her biriyle medeniyet gereklerinden biri olan, dostluk ve politik ilişkilerini büyük bir incelikle kabul ederim. ancak benim milletimi tutsak etmek isteyen herhangi bir milletin de, bu amacından vaz geçene dek amansız düşmanıyım."
mustafa kemal atatürk, 22 nisan 1921, hâkimiyet-i milliye.
kaynak: “atatürk’ün söylev ve demeçleri” sf. 103. ankaenstitusu.com/wp-conten...
"bence bir millette haysiyetin, gururun, namusun ve insanlığın oluşması ve devam etmesi, kesin olarak o milletin özgürlüğüne ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. ben kendi adıma, bu saydığım özelliklere çok önem veririm ve bu özelliklerin bende olduğunu iddia edebilmem için, milletimin de aynı özelliklere sahip olmasını gerekli görüyorum. ben, yaşayabilmek için, mutlaka, bağımsız bir milletin çocuğu kalmalıyım. bu nedenle millî bağımsızlık bence bir hayatî meseledir. millet ve ülkenin çıkarları gerektirdiğinde, insanlığı oluşturan milletlerden her biriyle medeniyet gereklerinden biri olan, dostluk ve politik ilişkilerini büyük bir incelikle kabul ederim. ancak benim milletimi tutsak etmek isteyen herhangi bir milletin de, bu amacından vaz geçene dek amansız düşmanıyım."
mustafa kemal atatürk, 22 nisan 1921, hâkimiyet-i milliye.
kaynak: “atatürk’ün söylev ve demeçleri” sf. 103. ankaenstitusu.com/wp-conten...
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
23 nisan için evdeki camı balonlarla çiçeklerle bayraklarla süslüyorum.
devamını gör...
bıngıldak
bılgıldak kapanmasını sağlayan etkenlerden birisi de d vitamini ve kalsiyumdur. bebeklere 6. aydan sonra d vitamini takviyesi başlanabilir. dikkat edilmesi gereken bebeğe önerilenden fazla miktarda d vitamini vermemektir. gereğinden fazla d vitamini bıngıldakların erken kapanmasını ve bebeğin beyin gelişimi için yeterli yerin olmamasına yol açar. yani büyüyen beyin sıkışır ve hasar meydana gelir. bu yüzden sevgili anneler ve anne adayları vitamin iyidir, kuvvetlenir, güçlenir diyipte bebeğinize önerilenden fazla fazla vitamin ya da herhangi bir şey vermeyin.
devamını gör...
ferhan şensoy
kel hasan efendinin kavuğunun bir zamanlarki sahibi olan büyük tiyatrocudur.
sadece tiyatrocu değildir ustamız, aynı zamanda sinema filmlerinde de rol alıp bir yandan da kitaplar yazmaktadır.
birçok kitabını çok beğenmiş olsam da karagöz ile boşverinbeni en sevdiğim kitabıdır.
kendisini iki kez sahnede izleme şerefine ulaştığım tiyatrocu üstadımızı ikinci kez izlemeye gittiğimde yanıma bu kitabı da alıp imzalatma imkanı yakalamak için dua ederek oyunu izledim.
oyun sona erip ayakta alkışlama işi de bitikten sonra ferhan şensoy’un kitaplarını imzalayacağını fark ettim ve hemen sıraya girdim. özgüveni yüksek okurlarından biri olduğumu düşündüğüm için sırada nasıl bir sohbet yapacağımızla ilgili planlar yaparak düşsel alemlere dalmışken sıra bana geldi.
ferhan şensoy bana hitaben konuşup adımı sorunca bir an adım dahil hiçbir şey hatırlamadığımı fark ettim. kısa bir zaman içinde önce anne adım sonra baba adım sonra da kendi adım gelmeye başladı akılma. yazar kitabı imzaladı, bana gülümseyip teşekkür etti, ben de kafamla onaylayıp arkamı döndüm ve uzaklaştım.
böyle kibar ve büyük bir tiyatrocudur kendisi, insanı nutku tutulur karşısında.
sadece tiyatrocu değildir ustamız, aynı zamanda sinema filmlerinde de rol alıp bir yandan da kitaplar yazmaktadır.
birçok kitabını çok beğenmiş olsam da karagöz ile boşverinbeni en sevdiğim kitabıdır.
kendisini iki kez sahnede izleme şerefine ulaştığım tiyatrocu üstadımızı ikinci kez izlemeye gittiğimde yanıma bu kitabı da alıp imzalatma imkanı yakalamak için dua ederek oyunu izledim.
oyun sona erip ayakta alkışlama işi de bitikten sonra ferhan şensoy’un kitaplarını imzalayacağını fark ettim ve hemen sıraya girdim. özgüveni yüksek okurlarından biri olduğumu düşündüğüm için sırada nasıl bir sohbet yapacağımızla ilgili planlar yaparak düşsel alemlere dalmışken sıra bana geldi.
ferhan şensoy bana hitaben konuşup adımı sorunca bir an adım dahil hiçbir şey hatırlamadığımı fark ettim. kısa bir zaman içinde önce anne adım sonra baba adım sonra da kendi adım gelmeye başladı akılma. yazar kitabı imzaladı, bana gülümseyip teşekkür etti, ben de kafamla onaylayıp arkamı döndüm ve uzaklaştım.
böyle kibar ve büyük bir tiyatrocudur kendisi, insanı nutku tutulur karşısında.
devamını gör...
bayramda sözlükte takılan asosyal tip
asosyal değildir. kısıtlama esnasında bile sosyalleşmeye çalışan kişidir. burası dijital de olsa sosyal bir ortamdır.
devamını gör...
uzaylılar tarafından kaçırılınca yapılması gerekenler
uzaylılara teşekkür etmek.
devamını gör...
21 mart dünya down sendromu farkındalık günü
madem farkında oluyoruz öyleyse öncelikle hayatlarını zorlaştıran problemlerin farkında olalım. bu sebeple bu başlığın altına; ''oyyyş ağzını yidiğimin çikik güzlü minnakları'' yazmadan size bu insanların hayata tutunmak için geçtiği çetin yollardan bahsedeyim zira bu insanların en büyük ihtiyaçları; ''uyyy hele hele minnoş'' diyerek sevilmek değil, hayata katılmaları yönünde önlerinde engel teşkil eden sorunların çözülmesi. sevmek zorunda değilsiniz zaten ancak hayatı mümkün mertebe eşit şartlarda yaşamak için gerekli düzenlemeleri yapmak mecburiyetindeyiz.
dikkat
-yazının buradan sonrası biraz soğuk duş etkili olabilir-
şartları eşitlemekten bahsettik ancak ben bugün bize düşen kısımlarından bahsetmek istiyorum zira kalan kısmı milli eğitim bakanlığının yükümlülüğüdür.
down sendromlu bir çocuk dünyaya getireceğini öğrendiğiniz yakınlarınız muhtemelen dehşete düşmüş vaziyette; '' eyvah, ne olacak şimdi?'' sorusu ile ''hayır, haşaa bizim çocuğumuzda olmaz öyle şeyler'' şeklinde reddetme ile kendilerini paralıyor olacaktır. tüm bunlar kabullenme süreçlerinde olağan ve son derece doğal tepkilerdir. bu süreçte ailelerin çevresel mutlak kabule ihtiyaçları vardır. çevreden gelen; ''püüü senin gibi karıyın, sağlıklı çocuk doğuramadı benim oğluma'' gibi cazgır ve çirkin tepkiler ailelerin yalnızca yıpranmasına ve hatta çocuklarından nefret etmesine sebep olabiliyor dolayısıyla yıkıcı, yıpratıcı, aşağılayıcı ve iğneleyici her türlü söylemden son derece kaçınmak gereklidir fakat toplumumuzda gelen tepkiler daha çok şu şekilde olmaktadır; ''her şerde bir hayır vardır'' , ''allah'ın işine karışılmaz.'', ''kaderinizde varmış'' gibi sadece kişinin ilahi bir temelli kabullenişe sürükleyici şekilde olmaktadır. bu tepkilerin ardından aileler genellikle çocuklarını allah'ın onları cezalandırmak için gönderdiği sanrısına kapılmaktadırlar. burada bizlere düşen ise mümkün mertebe çenelerimizi kapalı tutup fikrimiz sorulmadıkça söylememektir. fikrimiz sorulduğunda ise tüm bunların hayatın olağan akışında yer alan durumlar olduğu nu ifade edip durumu mümkün mertebe normalleştirmektir. *
gebelik süreci tamamlandığında ve doğum gerçekleştikten sonra olan süreçte ise mümkün mertebe herkesin soğuk kanlılığını koruyarak çocuğun gelişimini destekleyecek konular eğitimler ve süreçler hakkında bilgi sahibi olmaktır ve akabinde aileye sürekli çocuğun görünüşü ile ilgili espriler, tatlışlıklar ve bilumum kıyaslamalar yapmamaktır. normal kabul ettiğiniz çocuklara nasıl yaklaşıyor nasıl konuşuyor nasıl seviyorsanız aynı şekilde sevebilirsiniz sonuçta hepsi çocuktur.
okul döneminden önce ise zaman uzman kişilerce çocuk rehabilitasyon hizmetlerinden mümkün mertebe faydalanıyor olacaktır. sizin unutmamanız gereken ise 5378 sayılı engeliler kanunudur. ''püü çoçikime otizm bulaştıracak down sendromu bulaştıracak' gibi safsatalarla idari kadro ile öğretmenlere baskı uygulamak suretiyle çocukları örgün eğitimden uzaklaştırmaya çalışırsanız -ki o çocuklar özellikle benim öğrencilerimse sizi itin götüne sokar çıkarmam-* yukarıda bahsettiğim kanun ağzınızın payını almanıza yetecektir. siz en iyisi efendi efendi karışmayın.
bir diğer konu ise iş yerlerinde beceremediğiniz, kaybettiğiniz evrakları özellikle kendini ifade etme noktasında daha negatif şartlarda mücadele eden down sendromlu insanlara yıkıyor ve işin için sıyrılıyorsunuz -yaşadık bunları, tecrübe konuşuyor- yapmayın bunu. çocuklara zarar vereceğinizden değil karakterinizi kaybedeceğinizden yapmayın, kendinize biraz saygınız olsun.
(bkz: kendime saygım yok davranışları)
hah birde tüm yukarıda yazdıklarımı yapıyor ve buna rağmen çevrenizden sempati kasmak için her 21 martta storylerinizde downlu çocuk fotoğrafı paylaşıyorsanız onu da yapmayın çünkü yine (bkz: kendime saygım yok davranışları)
dikkat
-yazının buradan sonrası biraz soğuk duş etkili olabilir-
şartları eşitlemekten bahsettik ancak ben bugün bize düşen kısımlarından bahsetmek istiyorum zira kalan kısmı milli eğitim bakanlığının yükümlülüğüdür.
down sendromlu bir çocuk dünyaya getireceğini öğrendiğiniz yakınlarınız muhtemelen dehşete düşmüş vaziyette; '' eyvah, ne olacak şimdi?'' sorusu ile ''hayır, haşaa bizim çocuğumuzda olmaz öyle şeyler'' şeklinde reddetme ile kendilerini paralıyor olacaktır. tüm bunlar kabullenme süreçlerinde olağan ve son derece doğal tepkilerdir. bu süreçte ailelerin çevresel mutlak kabule ihtiyaçları vardır. çevreden gelen; ''püüü senin gibi karıyın, sağlıklı çocuk doğuramadı benim oğluma'' gibi cazgır ve çirkin tepkiler ailelerin yalnızca yıpranmasına ve hatta çocuklarından nefret etmesine sebep olabiliyor dolayısıyla yıkıcı, yıpratıcı, aşağılayıcı ve iğneleyici her türlü söylemden son derece kaçınmak gereklidir fakat toplumumuzda gelen tepkiler daha çok şu şekilde olmaktadır; ''her şerde bir hayır vardır'' , ''allah'ın işine karışılmaz.'', ''kaderinizde varmış'' gibi sadece kişinin ilahi bir temelli kabullenişe sürükleyici şekilde olmaktadır. bu tepkilerin ardından aileler genellikle çocuklarını allah'ın onları cezalandırmak için gönderdiği sanrısına kapılmaktadırlar. burada bizlere düşen ise mümkün mertebe çenelerimizi kapalı tutup fikrimiz sorulmadıkça söylememektir. fikrimiz sorulduğunda ise tüm bunların hayatın olağan akışında yer alan durumlar olduğu nu ifade edip durumu mümkün mertebe normalleştirmektir. *
gebelik süreci tamamlandığında ve doğum gerçekleştikten sonra olan süreçte ise mümkün mertebe herkesin soğuk kanlılığını koruyarak çocuğun gelişimini destekleyecek konular eğitimler ve süreçler hakkında bilgi sahibi olmaktır ve akabinde aileye sürekli çocuğun görünüşü ile ilgili espriler, tatlışlıklar ve bilumum kıyaslamalar yapmamaktır. normal kabul ettiğiniz çocuklara nasıl yaklaşıyor nasıl konuşuyor nasıl seviyorsanız aynı şekilde sevebilirsiniz sonuçta hepsi çocuktur.
okul döneminden önce ise zaman uzman kişilerce çocuk rehabilitasyon hizmetlerinden mümkün mertebe faydalanıyor olacaktır. sizin unutmamanız gereken ise 5378 sayılı engeliler kanunudur. ''püü çoçikime otizm bulaştıracak down sendromu bulaştıracak' gibi safsatalarla idari kadro ile öğretmenlere baskı uygulamak suretiyle çocukları örgün eğitimden uzaklaştırmaya çalışırsanız -ki o çocuklar özellikle benim öğrencilerimse sizi itin götüne sokar çıkarmam-* yukarıda bahsettiğim kanun ağzınızın payını almanıza yetecektir. siz en iyisi efendi efendi karışmayın.
bir diğer konu ise iş yerlerinde beceremediğiniz, kaybettiğiniz evrakları özellikle kendini ifade etme noktasında daha negatif şartlarda mücadele eden down sendromlu insanlara yıkıyor ve işin için sıyrılıyorsunuz -yaşadık bunları, tecrübe konuşuyor- yapmayın bunu. çocuklara zarar vereceğinizden değil karakterinizi kaybedeceğinizden yapmayın, kendinize biraz saygınız olsun.
(bkz: kendime saygım yok davranışları)
hah birde tüm yukarıda yazdıklarımı yapıyor ve buna rağmen çevrenizden sempati kasmak için her 21 martta storylerinizde downlu çocuk fotoğrafı paylaşıyorsanız onu da yapmayın çünkü yine (bkz: kendime saygım yok davranışları)
devamını gör...
rat
fareden biraz daha büyük, beyaz, oldukça keskin dişleri olan, türkçede "sıçan" olarak da adlandırılan bir hayvandır. bilimsel deneylerde sıklıkla kullanılırlar.
devamını gör...
değersiz hissetmek
porselen bir kupa kadar değerimin olmadığını hissettiğim zamanlardayım. keşke daha değerli hissedebilseydim. galiba bana bunu hissettiren insanlarla iletişime son vermeliyim.
devamını gör...
yarın anne olacağını düşünmeden yaşayan kadın
devamını gör...
imposter sendromu
insanın kendi başarılarının tesadüf-şans eseri- olduğuna inanma ve bunun ortaya çıkmasından korkma durumu.
--- alıntı ---
kişi, sahip olduğu zaferleri ya da başarıları hak etmediğini düşünerek her zaman şanslı olduğunu vurgular. alınan ödüllerin, proje tekliflerinin ya da onaylanan çalışmaların doğru zamanda doğru yerde bulunması sonucu denk geldiğini düşünür ve şans eseri fark edildiği hissinden kurtulamaz. bulundukları yere ait olmadıklarını düşünerek bunun huzursuzluğunu her an hissederler. kendilerini hafife aldıkları için gelen yeni fırsatları da doğru değerlendirilemeyerek kaçırılabilir. birilerini kandırmak için bir şey yapmamış olsalar bile her an foyaları ortaya çıkacakmış korkusuyla yaşarlar ve kendilerini yeterli görmezler.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
kişi, sahip olduğu zaferleri ya da başarıları hak etmediğini düşünerek her zaman şanslı olduğunu vurgular. alınan ödüllerin, proje tekliflerinin ya da onaylanan çalışmaların doğru zamanda doğru yerde bulunması sonucu denk geldiğini düşünür ve şans eseri fark edildiği hissinden kurtulamaz. bulundukları yere ait olmadıklarını düşünerek bunun huzursuzluğunu her an hissederler. kendilerini hafife aldıkları için gelen yeni fırsatları da doğru değerlendirilemeyerek kaçırılabilir. birilerini kandırmak için bir şey yapmamış olsalar bile her an foyaları ortaya çıkacakmış korkusuyla yaşarlar ve kendilerini yeterli görmezler.
--- alıntı ---
devamını gör...
çamaşır suyu ile tuz ruhunu karıştırmak
hayattan sıkılanlar için alternatif bir intihar yöntemi. türk işi harakiri.
devamını gör...