normal sözlük yazar tiplemeleri
ulan hepsiyim resmen dediğim başlıktır.
hem muhalifim. hem düzüm. hem troll yazarım. hem emekçiyim. hem vefakarım. hem popülerim. hem yalnızım. hem yanlışım. yuh ulan ne gevşek bir insanım ben.
hem muhalifim. hem düzüm. hem troll yazarım. hem emekçiyim. hem vefakarım. hem popülerim. hem yalnızım. hem yanlışım. yuh ulan ne gevşek bir insanım ben.
devamını gör...
sözlük dergisi duyuruları
bugün dergimizi şereflendiren yazarımız:
hannibal, nietzsche ve ahlak yazısı ile nikiforenko. bir solukta okunacak bu güzel yazıya buradaki öne çıkanlardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
hannibal, nietzsche ve ahlak yazısı ile nikiforenko. bir solukta okunacak bu güzel yazıya buradaki öne çıkanlardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
devamını gör...
güne bir söz bırak
ince düşünen insanların en sık yaptığı hata;
kişiliği küçük insanlara,
büyük anlamlar yüklemektir.
aldous huxley
kişiliği küçük insanlara,
büyük anlamlar yüklemektir.
aldous huxley
devamını gör...
mona lisa tablosunun çok abartılması
en büyük başarısı 62 den tavşan çizmek olan birinden iddialı bir başlık.
devamını gör...
sözlük yazarlarının tespitleri
çocukluktan beri hepimize ormanların kralı aslandır diye öğretildi.
ama aslan ormanda yaşamaz, maki hayvanıdır.
ama aslan ormanda yaşamaz, maki hayvanıdır.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
boş konuşmalara maruz kalmak ve daha da kötüsü istemediğin/istenmediğin yerde bulunmak zorunda kalmak.
devamını gör...
24 kasım 2021 yök'ün öğrenci sigortalarını iptal etmesi
üst bilgi: olayı öğrenciler olarak dün öğrendiğimiz için başlık bu şekilde; herhangi bir yanlışlık bulunmamakta.
galaktik başarılara imza atan yök'ün bağlı bulundukları bölümlerle ilgili kurum, kuruluş ve devlet dairelerinde uygulamalı eğitim (staj) görmekte olan öğrenciler için yapılan iş sağlığı ve güvenliği sigortalarını iptal etmesi ve bu sebeple birçok öğrencinin bağlı bulunduğu kurumdan çıkışının yapılması hadisesidir.
üstelik bu ani iptal ve çıkarma rezilliği aşağı yukarı bir 10 gün önce yapılmış olup öğrencilere hiçbir bilgi verilmemiştir.
halihazırda hiçbir devlet kurumu kendi bünyesinde staj yapan öğrencilere ödemesi gereken cüzi miktardaki staj ücretini ödememekte ve bunu ödememek için de staj yapacak öğrencilerin imzalayacağı sözleşmeye "öğrenciler tarafından kurumdan ücret talep edilmeyeceği" yönündeki maddeyi bizzat kendisi ekleyerek imzalatmakta.
(imzalamayın siz de kardeşim, başka yerde yapın stajınızı diye gelene kürekle vururum. şuan bu boktan ülkede torpil olmadan stajyer alan kurum yok. devlet kurumlarındaki stajları üniversiteler ayarlıyor çoğunlukla ve onun da koşullarından başlıcaları ücretsiz olması. sigorta da mik kadar zaten amünyüm.)
yani, tam daha ne kadar rezil bir durumun ortasında kalabiliriz derken çok daha büyük bir rezilliğin ortasında buluyoruz kendimizi hep. bu konuda çıtayı arşa çıkardı bu ülke cidden. sick kadar öğrenci sigortalarına bile göz diktiler resmen mq. gerçi küçük dediğime bakmayın. on binlerce öğrencinin her ay yatan sigortaları toplamda cebe atılacak epey para demek bunlar için. bunun başka açıklaması olamaz. pandemi bahane ediliyor ancak geçen sene de full pandemi koşullarında uzaktan eğitim gördüğümüz halde tam bir yıl boyunca sorunsuz bir şekilde staj yaptı son sınıf öğrencileri. üstelik o zaman aşı da yoktu ortalıkta doğru dürüst.
ilk başta bunu sadece bizim üniversiteye özel bir durum sanarken sonrasında birçok farklı okulun farklı bölümlerinde de aynı saçmalıkların yaşandığı haberlerini aldık arkadaşlarımızdan. haberlerde hiçbir açıklama bulamıyorum ancak e devletten kontrol ettiğimiz sigorta belgelerimizde yığınla öğrencinin habersizce çıkışının yapıldığını görüyoruz şuan.
kimse ne yapacağını, nasıl devam edeceğini bilmiyor. zar zor elde ettiğimiz bu staj deneyimi öğrenciler için eşsiz bir mesleki gelişim alanı. ülkede kapanmanın k'si yokken her biri gidip özenle bütün aşılarını olup tedbirlerini almış insanları evlere tıkıp bütün mesleki gelişimlerini hocaların geçen yıllardan kopyalayarak verdiği s...k ödevlere mahkum etmek neden?
umarım bu rezillik bir çeşit hatadır diye dua ediyorum. tam da istediğim alanda staj yapma fırsatı yakalamıştım. hayatımı ve gelecek planlarımı bile düzene soktum ama miktiğimin ülkesi gelip bütün motivasyon kaynağımı elimden alacak yine biliyorum.
ne cimer'e yazmak ne de protesto etmek fayda etmeyecek eğer bu karar doğruysa. bundan bir sonraki hedef 250 tl bile çok dedikleri zavallı burs ücretlerimiz bana kalırsa.
..........................................................................
bu yazının taslağını dün hazırlamıştım aslında ancak bugün öğrendim ki, benim öğrenim görmekte olduğum üniversitenin sağlık bilimleri fakültesinde fizyoterapi haricindeki bütün bölümlerin sigortaları iptal edilmiş. kurumlar bir çözüm bulmazsa bütün o stajların iptal edileceği anlamına geliyor bu.
bakın bu fizyoterapi hariç diyorum sadece. hemşirelik öğrencileri de var işin içinde bildiğim kadarıyla.
halihazırda bulunduğum bölüm de dahil fakültede eğitim verilmekte olan dört alanın tamamı uygulamalı disiplinler. stajı ödevle geçiştirilebilecek bölümler değil bunlar. uygulama olmadığı zaman o öğrenciler meslekleri için gereken yeterlilik olmaksızın mezun olacak o bölümlerden. hayır zaten işsiz kalacak bu insanların çoğu. siz neyin derdindesiniz amk? kendimizi geliştirileceğimiz tek fırsat da alınacak elimizden eğer onaylanırsa.
daha ne diyim bilmiyorum açıkçası. yazacak çok şey var aslında da...
(silivri bile soğuk değil artık. 1000 lira doğalgaz faturası geliyo eve aq. eminim orası bile daha sıcaktır.)
galaktik başarılara imza atan yök'ün bağlı bulundukları bölümlerle ilgili kurum, kuruluş ve devlet dairelerinde uygulamalı eğitim (staj) görmekte olan öğrenciler için yapılan iş sağlığı ve güvenliği sigortalarını iptal etmesi ve bu sebeple birçok öğrencinin bağlı bulunduğu kurumdan çıkışının yapılması hadisesidir.
üstelik bu ani iptal ve çıkarma rezilliği aşağı yukarı bir 10 gün önce yapılmış olup öğrencilere hiçbir bilgi verilmemiştir.
halihazırda hiçbir devlet kurumu kendi bünyesinde staj yapan öğrencilere ödemesi gereken cüzi miktardaki staj ücretini ödememekte ve bunu ödememek için de staj yapacak öğrencilerin imzalayacağı sözleşmeye "öğrenciler tarafından kurumdan ücret talep edilmeyeceği" yönündeki maddeyi bizzat kendisi ekleyerek imzalatmakta.
(imzalamayın siz de kardeşim, başka yerde yapın stajınızı diye gelene kürekle vururum. şuan bu boktan ülkede torpil olmadan stajyer alan kurum yok. devlet kurumlarındaki stajları üniversiteler ayarlıyor çoğunlukla ve onun da koşullarından başlıcaları ücretsiz olması. sigorta da mik kadar zaten amünyüm.)
yani, tam daha ne kadar rezil bir durumun ortasında kalabiliriz derken çok daha büyük bir rezilliğin ortasında buluyoruz kendimizi hep. bu konuda çıtayı arşa çıkardı bu ülke cidden. sick kadar öğrenci sigortalarına bile göz diktiler resmen mq. gerçi küçük dediğime bakmayın. on binlerce öğrencinin her ay yatan sigortaları toplamda cebe atılacak epey para demek bunlar için. bunun başka açıklaması olamaz. pandemi bahane ediliyor ancak geçen sene de full pandemi koşullarında uzaktan eğitim gördüğümüz halde tam bir yıl boyunca sorunsuz bir şekilde staj yaptı son sınıf öğrencileri. üstelik o zaman aşı da yoktu ortalıkta doğru dürüst.
ilk başta bunu sadece bizim üniversiteye özel bir durum sanarken sonrasında birçok farklı okulun farklı bölümlerinde de aynı saçmalıkların yaşandığı haberlerini aldık arkadaşlarımızdan. haberlerde hiçbir açıklama bulamıyorum ancak e devletten kontrol ettiğimiz sigorta belgelerimizde yığınla öğrencinin habersizce çıkışının yapıldığını görüyoruz şuan.
kimse ne yapacağını, nasıl devam edeceğini bilmiyor. zar zor elde ettiğimiz bu staj deneyimi öğrenciler için eşsiz bir mesleki gelişim alanı. ülkede kapanmanın k'si yokken her biri gidip özenle bütün aşılarını olup tedbirlerini almış insanları evlere tıkıp bütün mesleki gelişimlerini hocaların geçen yıllardan kopyalayarak verdiği s...k ödevlere mahkum etmek neden?
umarım bu rezillik bir çeşit hatadır diye dua ediyorum. tam da istediğim alanda staj yapma fırsatı yakalamıştım. hayatımı ve gelecek planlarımı bile düzene soktum ama miktiğimin ülkesi gelip bütün motivasyon kaynağımı elimden alacak yine biliyorum.
ne cimer'e yazmak ne de protesto etmek fayda etmeyecek eğer bu karar doğruysa. bundan bir sonraki hedef 250 tl bile çok dedikleri zavallı burs ücretlerimiz bana kalırsa.
..........................................................................
bu yazının taslağını dün hazırlamıştım aslında ancak bugün öğrendim ki, benim öğrenim görmekte olduğum üniversitenin sağlık bilimleri fakültesinde fizyoterapi haricindeki bütün bölümlerin sigortaları iptal edilmiş. kurumlar bir çözüm bulmazsa bütün o stajların iptal edileceği anlamına geliyor bu.
bakın bu fizyoterapi hariç diyorum sadece. hemşirelik öğrencileri de var işin içinde bildiğim kadarıyla.
halihazırda bulunduğum bölüm de dahil fakültede eğitim verilmekte olan dört alanın tamamı uygulamalı disiplinler. stajı ödevle geçiştirilebilecek bölümler değil bunlar. uygulama olmadığı zaman o öğrenciler meslekleri için gereken yeterlilik olmaksızın mezun olacak o bölümlerden. hayır zaten işsiz kalacak bu insanların çoğu. siz neyin derdindesiniz amk? kendimizi geliştirileceğimiz tek fırsat da alınacak elimizden eğer onaylanırsa.
daha ne diyim bilmiyorum açıkçası. yazacak çok şey var aslında da...
(silivri bile soğuk değil artık. 1000 lira doğalgaz faturası geliyo eve aq. eminim orası bile daha sıcaktır.)
devamını gör...
güne bir söz bırak
ne yaparsak yapalım; ne kadar hırslı olursak olalım, ne kadar biriktirirsek biriktirelim, bir gün her şeyi bu dünyada bırakıp gideceğiz. bu bilinçle yaşayana ne mutlu.
devamını gör...
sözlük radyosu
#431961
sözlük radyosu yayına başladığı gün yazmıştık efendim. kafa sözlük her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. bizler, bu gelişme hızına yetişemiyoruz.
sabah erken saatlerde genelde radyo dinlerim, istasyonlar arasında geçiş yaparken ''sözlük radyosunu araçlardan dinleyebileceğimiz günler ne zaman gelecek'' diye düşünürken bir de ne göreyim;

bu güzel gelişmeyi sözlük yönetiminden duymak isterdim lakin sabah ayazında, bu sürprizle karşılaşınca çok mutlu oldum.*
istanbul'da yaşayan arkadaşlar için üzgünüm! sözlük yönetimi, ankara'nın başkent olduğu ayrıntısını atlamadan yayını burada başlatmış* istanbul'da yaşayan arkadaşlar, sizin deniziniz varsa bizim de araç radyolarında dinleyebileceğimiz sözlük radyo frekansımız var.
güne (bkz: modern sabahlar) ile başlayıp akşamı (bkz: cenk & erdem) ile sonlandıran bünyeme, ilaç gibi gelmiştir.
efendim trafiğin çok yoğun olduğu saatler 07.00-10.00 ile 17.00-20.00 aralıklarıdır. sözlük radyomuzda yayınlanan her program çok güzel, sırayla bu saatlerde hepsini yayınlamanızı öneririm.
ankara dinleyicisi sağlamdır, programlar hemen tutulur, ardından gelsin tanıtımlar, üniversite söyleşileri, zaga-beyaz show programlarına katılım.
ben bu atılımı sözlüğün ilk yerli ve milli mücadelesi olarak görüyorum, üzerime düşen görevi yapacağım. milli gizli olarak bütün arkadaşlarımın araçlarında radyo kanallarını sözlük radyosu frekansına sabitleyeceğim.
(bkz: barış manço')dan, (bkz: amy winehouse)'a ve ardından (bkz: kıvırcık ali)'ye keskin geçişler yapan, post-modern radyo anlayışı dinleyicilerde bağımlılık yaratacaktır**
sözlük radyosunun elde edeceği reklam gelirleri ile kitap hasreti ile yanan, 800 tanım yapmış arkadaşlara kitaplarını alın, susturun onları
geri kalan paranın hayvan barınaklarına yardım olarak kullanılmasını öneriyorum.
sözlük radyosu yayına başladığı gün yazmıştık efendim. kafa sözlük her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. bizler, bu gelişme hızına yetişemiyoruz.
sabah erken saatlerde genelde radyo dinlerim, istasyonlar arasında geçiş yaparken ''sözlük radyosunu araçlardan dinleyebileceğimiz günler ne zaman gelecek'' diye düşünürken bir de ne göreyim;

bu güzel gelişmeyi sözlük yönetiminden duymak isterdim lakin sabah ayazında, bu sürprizle karşılaşınca çok mutlu oldum.*
istanbul'da yaşayan arkadaşlar için üzgünüm! sözlük yönetimi, ankara'nın başkent olduğu ayrıntısını atlamadan yayını burada başlatmış* istanbul'da yaşayan arkadaşlar, sizin deniziniz varsa bizim de araç radyolarında dinleyebileceğimiz sözlük radyo frekansımız var.
güne (bkz: modern sabahlar) ile başlayıp akşamı (bkz: cenk & erdem) ile sonlandıran bünyeme, ilaç gibi gelmiştir.
efendim trafiğin çok yoğun olduğu saatler 07.00-10.00 ile 17.00-20.00 aralıklarıdır. sözlük radyomuzda yayınlanan her program çok güzel, sırayla bu saatlerde hepsini yayınlamanızı öneririm.
ankara dinleyicisi sağlamdır, programlar hemen tutulur, ardından gelsin tanıtımlar, üniversite söyleşileri, zaga-beyaz show programlarına katılım.
ben bu atılımı sözlüğün ilk yerli ve milli mücadelesi olarak görüyorum, üzerime düşen görevi yapacağım. milli gizli olarak bütün arkadaşlarımın araçlarında radyo kanallarını sözlük radyosu frekansına sabitleyeceğim.
(bkz: barış manço')dan, (bkz: amy winehouse)'a ve ardından (bkz: kıvırcık ali)'ye keskin geçişler yapan, post-modern radyo anlayışı dinleyicilerde bağımlılık yaratacaktır**
sözlük radyosunun elde edeceği reklam gelirleri ile kitap hasreti ile yanan, 800 tanım yapmış arkadaşlara kitaplarını alın, susturun onları
geri kalan paranın hayvan barınaklarına yardım olarak kullanılmasını öneriyorum.
devamını gör...
allah kelimesini yan yana kullanmak
döşünüze kadar inen bir sakalınız varsa nasıl kullanırsanız kullanın. daima etkili bir izlenim bırakırsınız.
devamını gör...
yancı
stratejik davranır, gerekirse çift taraflı oynar. ben strateji oyunlarında bile yancılık yapmış biriyim...
empire earth oynuyoruz. toplam 5 kişiyiz, herkes tek. diğer büyüklerimiz kadar iyi bilmediğim için, güçlü olan rakiplerden biri ülkeme girdi. tam yok ediyordu ki kendisine, "beni yok etme abi, zaten ben sana tehdit olamam. sen bana kaynak gönder, keskin nişancı timi oluşturup yok etmek istediklerinin işçilerini avlayayım da ekonomileri çöksün." dedim. adam kabul etti, başladı bana kaynak göndermeye.
ben de sözümün eriydim tabi. 70-80 civarı keskin nişancı bastım ve rakiplerine gönderdim. dalacağı kişilere önden ben gidiyor, vur-kaç taktiğiyle adamların işçilerini falan harcıyordum. bu da arkadan ana güçle girip hallediyordu tabi. fakat son rakibim çok yakın bir arkadaşımdı. "bu kadarını yapamam" deyip sniper'ları, bana kaynak yollayan adamın ülkesine sızdırdım. sonra adam hem benim hem de arkadaşımın ağzına s*çtı. *
bu da böyle bir anımdır.
empire earth oynuyoruz. toplam 5 kişiyiz, herkes tek. diğer büyüklerimiz kadar iyi bilmediğim için, güçlü olan rakiplerden biri ülkeme girdi. tam yok ediyordu ki kendisine, "beni yok etme abi, zaten ben sana tehdit olamam. sen bana kaynak gönder, keskin nişancı timi oluşturup yok etmek istediklerinin işçilerini avlayayım da ekonomileri çöksün." dedim. adam kabul etti, başladı bana kaynak göndermeye.
ben de sözümün eriydim tabi. 70-80 civarı keskin nişancı bastım ve rakiplerine gönderdim. dalacağı kişilere önden ben gidiyor, vur-kaç taktiğiyle adamların işçilerini falan harcıyordum. bu da arkadan ana güçle girip hallediyordu tabi. fakat son rakibim çok yakın bir arkadaşımdı. "bu kadarını yapamam" deyip sniper'ları, bana kaynak yollayan adamın ülkesine sızdırdım. sonra adam hem benim hem de arkadaşımın ağzına s*çtı. *
bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...
8 mart 2021 lise sınavlarının başlaması
bugün 4 sınav yapmış biri olarak bildiriyorum.
her sınıfta 15 kişi olacak şekilde, her sınav arasında da 20 dk havalandırma olacak şekilde bir sistem hazırlanmıştı. yılın başından beri okullar (birçoğu) belirli kurallara göre hazır bekliyor zaten. kapıda yığılmalar yoktu. öğrencilerin sıralarına isim kartları yapıştırıldı ve tüm sınavlara aynı sırada girecekleri bir düzen oluşturuldu.
amaaa! sıkıntı şuradaydı ki derslikten çıkan öğrenci koridorda, bahçede maskeyi indirmiş bir şekilde sıkı fıkı bir sohbet içindeydi. sürekli maskeni tak, araya mesafe koy uyarıları yapmak zorunda kaldık. çantalarını, eşyalarını yerlere koyup ellerine alıp hiç rahatsız olmayanlar da cabası.
savunmaları basit onlar zaten hep sokaktaymış bu süreçte. onlara bir şey olmazmış!
tabii çift maske takan ve tüm kurallara riayet eden bir kısım da vardı.
yani demem o ki bilinçli oldukları kadar korunaklılar.
her sınıfta 15 kişi olacak şekilde, her sınav arasında da 20 dk havalandırma olacak şekilde bir sistem hazırlanmıştı. yılın başından beri okullar (birçoğu) belirli kurallara göre hazır bekliyor zaten. kapıda yığılmalar yoktu. öğrencilerin sıralarına isim kartları yapıştırıldı ve tüm sınavlara aynı sırada girecekleri bir düzen oluşturuldu.
amaaa! sıkıntı şuradaydı ki derslikten çıkan öğrenci koridorda, bahçede maskeyi indirmiş bir şekilde sıkı fıkı bir sohbet içindeydi. sürekli maskeni tak, araya mesafe koy uyarıları yapmak zorunda kaldık. çantalarını, eşyalarını yerlere koyup ellerine alıp hiç rahatsız olmayanlar da cabası.
savunmaları basit onlar zaten hep sokaktaymış bu süreçte. onlara bir şey olmazmış!
tabii çift maske takan ve tüm kurallara riayet eden bir kısım da vardı.
yani demem o ki bilinçli oldukları kadar korunaklılar.
devamını gör...
the platform
"yukarı doğru sıçamam hanımefendi " repliğiyle kafamda yer etmiş (bkz: netflix) yapımı gerilim filmidir.
toplumsal sınıflaşmaya yaptığı eleştiriler ile oldukça kaliteli mesajlar veren filmin finali biraz zayıf kalmıştı bana göre. çok daha net ve çarpıcı bir fikir ile bitebilirdi..
filmde en beğendiğim kısım ise, platformda olan her kişi için bir yemek belirlenmesi ve herkes hakkı kadarını aldığı takdirde hiç kimsenin aç kalmayacağının vurgulanması. günümüzde de insanlar açgözlülük etmeyip, paylaşmayı öğrenirlerse dünyanın çok daha yaşanabilir olacağını göstermiştir..
toplumsal sınıflaşmaya yaptığı eleştiriler ile oldukça kaliteli mesajlar veren filmin finali biraz zayıf kalmıştı bana göre. çok daha net ve çarpıcı bir fikir ile bitebilirdi..
filmde en beğendiğim kısım ise, platformda olan her kişi için bir yemek belirlenmesi ve herkes hakkı kadarını aldığı takdirde hiç kimsenin aç kalmayacağının vurgulanması. günümüzde de insanlar açgözlülük etmeyip, paylaşmayı öğrenirlerse dünyanın çok daha yaşanabilir olacağını göstermiştir..
devamını gör...
anahtar
barış manço şarkılarının vasat olduğu gerçeği* başlığında, #1277158 no'lu rastrel'in entrysinden sonra keşfettiğim barış manço şarkısı.
şarkıyı dinledim dinledim sözlerini de okudum okudum... ancak çıkardığım sonuç sadece ve sadece şarkıdaki kızın; hem çok akıllı hem de gerçekten paragöz olduğu gerçeğiydi. kütüphaneye gidiyor oluşu, okuduğu kitaplar ve imalı konuşması bu teoriyi parçalıyor fakat ardından esas oğlanımızın annesi devreye giriyor:
[[/alıntı]]annem dedi oğlum anlamadım ben
vazgeç bu sevdadan bu kız fazla akıllı
[[alıntı]]
evet. biraz araştırdım ve kızın gerçekten de bahsettiği şeyin, dönemin banknotlarında yer alan işin ve düşün insanları olduğunu gördüm. bütün güzel kızların paragöz olduğu gerçeği... off aman sus sus. öyle bir gerçek yok be barış abi, lütfen şaşırt beni. ama ama ama.. peki bu güzel kız niçin yalnız?.. tabi ki akıllı olduğu içindir. du'bakalım:
belki o parayı çalışarak kazanmak istediği için kütüphaneyi zekasıyla harmanlayıp, akıl yolunda zengin olmak istemekte. yani iyi bir meslek sahibi olmanın yolunun. kütüphaneden geçtiğini tespit etmekte.
belki barış'ı bu bilmeceyi çözeceğini bilmekte ve o da ona bir bilmece üretmekte.
yahut gerçekten gözü parada ve bunu ima etmekte.
ben hemen ilk seçeneğe gidiyorum. bence
kütüphaneyi iyi bir meslek için ilk yol olarak görmekte. bakalım şarkı sözlerine, teorimiz çürüyecek mi?
[[alıntı]]
beş şair bir abide
iki abide bir sultan
beş sultan bir düşünür
iki düşünür ise bir mimar
[[alıntı]]
bu nakarat da gayet beni haklı çıkarır nitelikte. bence kızımız para düşkünü değil, ilk teorim haksız çıkacak gibi. hadi bakalım kütüphane teorisi sen çık şu sığ düşünceden haklı....
devam edelim:
[[alıntı]]
düşün taşın bütün gece
benim kalbim bir bilmece
kalbimin bir kilidi var
işte sana anahtar
[[alıntı]]
bu kısım bi garip cidden kalbini açacak anahtardan söz ediyor. evet evet... ve bilmecenin cevabı evet evet... anahtar... para... para... para... para...
ehh be kızım. yani kalbini, açsa açsa para mı açacak yani?.. öff. tamam barış abi. sen kazandın. senin şarkındaki güzel kız, para ile açılan kalbe sahip. lakin bir çiçeğin açtığı kalplere de sahip kızlar olduğunu, ben düşünmekteyim. hem sen de düşünmeseydin yazar mıydın onca şarkıyı?..
şarkıyı dinledim dinledim sözlerini de okudum okudum... ancak çıkardığım sonuç sadece ve sadece şarkıdaki kızın; hem çok akıllı hem de gerçekten paragöz olduğu gerçeğiydi. kütüphaneye gidiyor oluşu, okuduğu kitaplar ve imalı konuşması bu teoriyi parçalıyor fakat ardından esas oğlanımızın annesi devreye giriyor:
[[/alıntı]]annem dedi oğlum anlamadım ben
vazgeç bu sevdadan bu kız fazla akıllı
[[alıntı]]
evet. biraz araştırdım ve kızın gerçekten de bahsettiği şeyin, dönemin banknotlarında yer alan işin ve düşün insanları olduğunu gördüm. bütün güzel kızların paragöz olduğu gerçeği... off aman sus sus. öyle bir gerçek yok be barış abi, lütfen şaşırt beni. ama ama ama.. peki bu güzel kız niçin yalnız?.. tabi ki akıllı olduğu içindir. du'bakalım:
belki o parayı çalışarak kazanmak istediği için kütüphaneyi zekasıyla harmanlayıp, akıl yolunda zengin olmak istemekte. yani iyi bir meslek sahibi olmanın yolunun. kütüphaneden geçtiğini tespit etmekte.
belki barış'ı bu bilmeceyi çözeceğini bilmekte ve o da ona bir bilmece üretmekte.
yahut gerçekten gözü parada ve bunu ima etmekte.
ben hemen ilk seçeneğe gidiyorum. bence
kütüphaneyi iyi bir meslek için ilk yol olarak görmekte. bakalım şarkı sözlerine, teorimiz çürüyecek mi?
[[alıntı]]
beş şair bir abide
iki abide bir sultan
beş sultan bir düşünür
iki düşünür ise bir mimar
[[alıntı]]
bu nakarat da gayet beni haklı çıkarır nitelikte. bence kızımız para düşkünü değil, ilk teorim haksız çıkacak gibi. hadi bakalım kütüphane teorisi sen çık şu sığ düşünceden haklı....
devam edelim:
[[alıntı]]
düşün taşın bütün gece
benim kalbim bir bilmece
kalbimin bir kilidi var
işte sana anahtar
[[alıntı]]
bu kısım bi garip cidden kalbini açacak anahtardan söz ediyor. evet evet... ve bilmecenin cevabı evet evet... anahtar... para... para... para... para...
ehh be kızım. yani kalbini, açsa açsa para mı açacak yani?.. öff. tamam barış abi. sen kazandın. senin şarkındaki güzel kız, para ile açılan kalbe sahip. lakin bir çiçeğin açtığı kalplere de sahip kızlar olduğunu, ben düşünmekteyim. hem sen de düşünmeseydin yazar mıydın onca şarkıyı?..
devamını gör...
karşılık beklemeden herkese iyilik etmek
iyilikten maraz doğar sözünün anlamını uygulamalı olarak er ya da geç öğrenmenizi sağlar.
devamını gör...
teoloji
piyanist ukdesi.
tanrıbilim veya ilahiyat olarak da bilinen bilim dalıdır.
"tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. temel konusu doğa üstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.
kaynak.
tanrıbilim veya ilahiyat olarak da bilinen bilim dalıdır.
"tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. temel konusu doğa üstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.
kaynak.
devamını gör...
o kız bana bakmaz düşüncesi
aklın yolunun bir olduğunu kanıtlayan düşüncedir.
bakmayacağını düşünüyorsan zaten bir sebebi vardır, kasmaya gerek yoktur.unut gitsindir.
(bkz: akıntıya kürek çekmek)
bakmayacağını düşünüyorsan zaten bir sebebi vardır, kasmaya gerek yoktur.unut gitsindir.
(bkz: akıntıya kürek çekmek)
devamını gör...


