the second stage
betty friedan kitabıdır.bu kitabında; kadınlara toplum tarafından yüklenen kısıtlamalardan çok,kadının birey olarak tercih özgürlüğünün arttırılmasını üzerine eğilmiştir.
devamını gör...
beğeni borcu
bu kadar illet bir şey yok herhalde. bir yazarın tanımını sadece herhangi bir nedenden beğeniyorum. bir dakika sonra tık bir bildirim geliyor, bir tanımım artı oy alıyor. neyse diyorum, profilimi beğenim nedeniyle görüp ziyaret etmiş ve o tanımım hoşuna gitmiş olabilir. aradan bir hafta geçiyor ve o yazarın bir tanımına rastlıyorum yine, hoşuma gidiyor beğeniyorum. bir iki dakika sonra yine tık, bir beğeni bildirimi.
al gülüm ver gülüm tipinde oylamalar beni hiç hoşnut etmiyor. benim de beğenisi sayesinde okumaya başladığım yazarlar var lakin böylesi hiç çekilmiyor. sizin benden haberiniz olmasa da ben yine beğendiğim tanımınızı seve seve oylarım. bu geri beğeni bir çeşit teşekkür veya dönüt olsa bile bende hiç sempatik bir etki bırakmıyor. tanımı beğenmek başka, beğeni karşılığı vermek başka. ben karşılık talep etmiyorum.
al gülüm ver gülüm tipinde oylamalar beni hiç hoşnut etmiyor. benim de beğenisi sayesinde okumaya başladığım yazarlar var lakin böylesi hiç çekilmiyor. sizin benden haberiniz olmasa da ben yine beğendiğim tanımınızı seve seve oylarım. bu geri beğeni bir çeşit teşekkür veya dönüt olsa bile bende hiç sempatik bir etki bırakmıyor. tanımı beğenmek başka, beğeni karşılığı vermek başka. ben karşılık talep etmiyorum.
devamını gör...
vücuda krem sürmekten nefret etmek
nedeni anlaşılamayan nefret . kesinlikle severim, vücudunuzu seviyorsanız, deri sağlığınıza önem veriyorsanız mutlaka uygulayın. hatta en güzeli duş sırasında sürülen kremlerdir. ben onlardan tercih ediyorum. size de tavsiye ederim.
devamını gör...
felsefe
yolda olmaktır. bitmeyen bir yolculukta olmaktır. felsefe, neleri bilmediğini bilmektir. felsefe, düşüncenin mikroskobudur. tüm bilimlerin ruhudur. felsefe sorudur, meraktır, şüphedir.
devamını gör...
deep throat
devamını gör...
yenilen en kötü tatlı
(bkz: tiramisu)
ismini duyduğum ve nasıl bir tadı olduğunu merak edip denediğim tatlı. görüntü olarak yaş pasta gibi albenili tarafı var. fakat üzerindeki kahve tozu bu tatlıyı bir daha da ağzıma almamaya sebep oldu.
ismini duyduğum ve nasıl bir tadı olduğunu merak edip denediğim tatlı. görüntü olarak yaş pasta gibi albenili tarafı var. fakat üzerindeki kahve tozu bu tatlıyı bir daha da ağzıma almamaya sebep oldu.
devamını gör...
moderasyona soru sor
rozetleri hazırlarken muhakkak öneriler kısmına göz atıyorum. son eklemelerin neredeyse yarısı, öneriler başlığından olmuştu.
bunun dışında kafa store üzerinde değişiklik yapma yetkim yok. bunu sadece iko yapabilir.
mevcut kategorilerin dışında öneriler olduğunda, orkide gibi, bu biraz sorun yaratıyor.
elimizde şuan orkide ekleyebileceğimiz bir kategori yok.
bunun dışında kafa store üzerinde değişiklik yapma yetkim yok. bunu sadece iko yapabilir.
mevcut kategorilerin dışında öneriler olduğunda, orkide gibi, bu biraz sorun yaratıyor.
elimizde şuan orkide ekleyebileceğimiz bir kategori yok.
devamını gör...
yoğunum bahanesine sığınan insan
sözüm meclisten dışarı, en sevmediğim insan modelinde ilk 3'ü zorlar. hal hatır sorarsınız, günler sonra cevap verir. niye yazmadın dersiniz, yoğunum der. yemek yemeye, tuvalete, dinlenmeye de mi vaktiniz yok diye sorarlar insana. herkesin dilinde bir 'yoğunum' bahanesi.
devamını gör...
2 yaşındaki tecavüz mağduru
sadece 2 yaşında. minicik bedeninin yaşadığı şeylere bak. bu dünya, bu insanlar neden bu kadar kötü?
devamını gör...
kadın kadının kurdudur
tarihsel olarak erkekler kadınları ezdiğinden ve haklarını ellerinden aldıklarından bir tür stockholm sendromu diyebileceğimiz "içselleştirilmiş patriyarki" nedeniyle daha fazla imkanlara ulaşabilen kadınların "erkekleşerek" diğer kadınları ezmesi durumu. kültürümüzde buna annenin sosyal statüde yaşlanarak yükselmesi ile nisbeten genç ve erkek olmayan gelinini ezmesi örnek verilebilir. bu sebeple feminizm özünde kadınların birbirini desteklemesi ve eşit haklar talep etmesi için motive eder. tıpkı marx'ın işçilerin birbirleri ile bütün olmasını savunması gibi.
devamını gör...
aziz nesin
"dunyadaki en karli ticaret din tüccarlığıdır; sermayesi yalan, müşterisi cahildir."
sözünün sahibi.
sözünün sahibi.
devamını gör...
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
yakın zamanda öğrendiğim ve ilk duyduğumda bile özünü unutmamanın ne değerli olduğunu düşündüğüm bir garibanlık anım var. (aslında bir sürü de neyse) istanbul'a yeni gelmiş sayılır o dönemlerde ailem evin en küçük çocuğu olarak bir ben doğmuşum tabi istanbul'da. tabi garibanın köyünde bebek bezi ne arar. bebekmişim daha annem markete gitmiş kıt kanaat geçinmemize rağmen gözü bir bebek bezine ilişmiş, tabi okuma-yazma sayılar vs. yok. bir kadına sormuş fiyatını, kadın da söylemiş. annem neyse kalsın o zaman pahalıymış demiş. kadın bebeğin mi var, ne giydiriyorsun o zaman bebeğe demiş. annemde eski usul diyerek açıklamaya çalışmış. her neyse kadın bir sürü hakaret etmiş. "allah'ın köylüleri fakirleri" falan diyerek. (oldukça anlamsız olsa da) tabii annemin de o dönemde daha türkçesi o kadar gelişmemiş ne diyeceğini şaşırmış. kadın marketten çıkana kadar söylenmiş durmuş. bir zaza reis ablamız duymuş olanları (akrabamız) kadını oracıkta rezil etmiş. tabi olan kime oldu bu hikayede derseniz, yok yok bebek bezi giyemeyen bana olmamış bir şey tabi. annem çok üzülmüş ve ağlamış. birçok anısını unutmuştur da bunun acısını unutmamıştır. şimdi görsem o kadını deste deste parayla tokatlamak isterdim...
devamını gör...
nazım hikmet ran
hazır gün pazara dönmüşken en güzel şiirlerinden birini paylaşmak istediğim canım şair.
genco erkal'ın sesinden dinlemek isteyenler için;
bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...
genco erkal'ın sesinden dinlemek isteyenler için;
bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...
devamını gör...
oyunculuğun tavan yaptığı filmler
gilbert’ın hayalleri-leonardo dicaprio*
devamını gör...
iyi bayramlar
buradaki tüm arkadaşların, saygı değer yazarlarımızın ramazan bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum, şekerli, huzurlu ve sağlıklı günler diliyorumm.
iyi ki varsınız, düşüncelerinizle ufkumuzu aydınlattınız ve aydınlatıyorsunuz.
iyi ki varsınız, düşüncelerinizle ufkumuzu aydınlattınız ve aydınlatıyorsunuz.
devamını gör...
bir ateistin iyilik yapmasının nedeni
saçma sapan bir sorudur. iyiliğin dini yoktur, iyilik evrenseldir.
devamını gör...
dünyaya bir daha gelseniz ne olursunuz sorunsalı
ceviz ağacı, evet bildin.
gülhane parkında.
gülhane parkında.
devamını gör...
ekşi sözlük
bak beyim. sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak ama nasıl yakışmaz? sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören? anlamıyor musun beyim? bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi saim bey. sen mi büyüksün? hayır, ben büyüğüm. ben, yaşar usta. sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun? bir hiç. gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil. ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık aileme. dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime. eğer onların kılına zarar gelirse ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
devamını gör...
yazarların yaşadığı en utanç verici anı
okuldan çıktım otobüse binip eve gideceğim. otobüsün içi tıklım tıklım ve sivas o gün nasılsa oldukça sıcaktı. klima zaten ne arar sivas otobüsünde camı açayım dedim. o sürgülü lanet otobüs camlarını bilirsiniz. o an tüm otobüs bana odaklanmıştı sanki. cama sağlam asılsam da kıpırdamadı. zaten 1 elimle tutunup tek elle açmaya çalışıyorum. ilk deneme sonrası hafif bir utançla biraz bekledim. ikinci denemede iki elle açmak için yeltendim. umarım otobüs ani bir hareket yapmaz diye dua ederek iki elle cama asıldım. öncelikle camın açılma yönü otobüsün hareket yönü ile aynı ve o şekilde açmak oldukça zordu. iki elle camın koluna tutunup açmaya çalışırken otobüs ani bir fren yaptı. ani frenle ben otobüsün önüne doğru gittim. giderken camı da yanıma aldım ve o lanet cam açıldı. bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...