aşık olamama sebepleri
insanları tanımaya hevesim yok, bana adım atmayana gitmiyorum, herkese bi kulp buluyorum, kendi kendimi desensitize ediyorum tesekkurler.
devamını gör...
epilogue
rus müzisyen ve piyanist evgeny grinko'nun tiny mouse tales albümünün bir parçasıdır. müzik türü alternatif/ bağımsız, çıkış tarihi 2018'dir. türkiye'de rusya'dan daha çok ünlü olduğu iddia edilen evgeny grinko, türkiye'de çok sayıda konser vermiştir. en ünlü bestesi ise valse isimli eseridir. youtube'da +30 milyondan fazla izlenmiştir. bunun gibi birçok ünlü müzikleri vardır.
en beğendiğim müziği ise once upon a time isimli şarkısıdır. aslında neredeyse bütün müziklerini severek dinliyorum. gerçekten insanı uzak diyarlara götürüyor. sözsüz olması; insanın kendi hayalleriyle süslemesine yardımcı olurken, ruhumuzun kanatlanıp uçmasını sağlıyor. bazen çocukluğumu bazen şu anı ve bazen de gelecekte ne olacağımı düşündürüyor. herkesin derinlerde saklamış olduğu duyguları vardır. işte evgeny grinko tam da içimizde biriktirdiğimiz, sakladığımız ne varsa zihnimize tekrardan düşmesini sağlıyor. dinlerken duygusallaştığım ve çocukluk anılarıyla dolmuş olan zihnim beni bertaraf ediyor. hayatın amacını sorgulamak kadar yoruyor bazen.
başka dinlediğim müzikleri ise; faulkner's sleep, dusty room, jane maryam. bunları da dinlemenizi tavsiye ediyorum.
dinlemek isterseniz diye aşağıya epilogue adlı şarkının linkini bırakıyorum.
https://youtu.be/zkcvz3wpe4e
en beğendiğim müziği ise once upon a time isimli şarkısıdır. aslında neredeyse bütün müziklerini severek dinliyorum. gerçekten insanı uzak diyarlara götürüyor. sözsüz olması; insanın kendi hayalleriyle süslemesine yardımcı olurken, ruhumuzun kanatlanıp uçmasını sağlıyor. bazen çocukluğumu bazen şu anı ve bazen de gelecekte ne olacağımı düşündürüyor. herkesin derinlerde saklamış olduğu duyguları vardır. işte evgeny grinko tam da içimizde biriktirdiğimiz, sakladığımız ne varsa zihnimize tekrardan düşmesini sağlıyor. dinlerken duygusallaştığım ve çocukluk anılarıyla dolmuş olan zihnim beni bertaraf ediyor. hayatın amacını sorgulamak kadar yoruyor bazen.
başka dinlediğim müzikleri ise; faulkner's sleep, dusty room, jane maryam. bunları da dinlemenizi tavsiye ediyorum.
dinlemek isterseniz diye aşağıya epilogue adlı şarkının linkini bırakıyorum.
https://youtu.be/zkcvz3wpe4e
devamını gör...
sözlük radyosunun yayına başlaması
yoldaş: kanka sen başlığını aç ben yorum atıcam tamam mı?
kahve: tamam tamam daha organize gözükürüz.
şeklinde başlatıldığını düşündüğüm açılış. hayırlara vesile olmasını allahtan niyaz ederim...
kahve: tamam tamam daha organize gözükürüz.
şeklinde başlatıldığını düşündüğüm açılış. hayırlara vesile olmasını allahtan niyaz ederim...
devamını gör...
yılmaz özdil
yazıları ile iktidar cephesini çok sert eleştiren gazetecidir. gezi olayları için düşünüldüğünde 1 gün için 1 saatliğine bile olsa o eylemlere canlı olarak katılmadığı bilinir. bu dediğim sebeple (bkz: işi bilen ama işe gitmeyen) biri olarak tanımlanabilir. ayrıca ülkede gazi mustafa kemal atatürk'ün ekmeğini en çok yiyen yazarlardan biridir.
devamını gör...
türkiye’nin adalet sistemiyle alıp veremediği olan tip
olmayan şeyin sistemi mi olurmuş dediğim başlık.
devamını gör...
trabzan
kullanıcıya güvenli iniş ve çıkış sağlamak amacıyla, merdiven koluna paralel gelecek şekilde, birinci basamaktan başlayıp merdivenin son basamağına kadar devam eden tutunma aparatıdır.
devamını gör...
inci küpeli kız

vermeer'in başyapıtı olan bu eser, "kuzeyin mona lisa'sı" olarak da anılır. asıl adı ise türbanlı kız "the girl with a turban" olan eser daha sonraları inci küpeli kız olarak anılır olmuştur.
eser, o dönem hollanda'da yaygın bir tür olan tronie tarzında yapılmıştır. bu tarzın amacı, figürün yüzünü ve ifadesini yansıtmaktır.
resimde kullanıldığı modelin kimliği ise bilinmememektedir. tıpkı mona lisa gibi bu modelin de kim olduğu bilinmemesi eseri daha da gizemli kılmaktadır. kimi çevreler ise bu modelin ressamın büyük kızı maria olduğunu söylerler. maria, vermeer'in birçok resmine modellik yapmıştır.
vermeer'in yapmış olduğu resimlere bakıldığında, kırktan fazla kadın görüntüleri üzerine çalışmaları olduğu görülür. ressam, kadınları sakinlik içinde resmetmiştir. resimde hissedilen olay, sanki bir anlık ses ile figürün bize doğru dönmüş olduğudur. sanki resim o bakışın bir fotoğrafı gibidir. bu da resme bakıldığında sanki resimdeki kızla aynı ortamdaymışız hissi uyandırır.
resimdeki küpe ise resmin en ışıltılı bölgesidir. tablonun odak noktası ise bu küpedir. küpenin tek bir odak noktasının olması, resme bakar bakmaz kişinin küpeyi fark etmesini sağlar. vermeer de parlak renklerin, ışık oyunlarının ve yansımaların ustası olarak bilinmesini belki de bu güzel detayları ile elde etmiştir.
vermeer ayrıca oldukça mükemmelliyetçi bir ressamdır. en kaliteli malzemeleri kullanır, en pahalı boyalar ile resimlerini yaparmış. yılda en fazla 3 tablo yapması da onun ne kadar mükemmelliyetçi olduğunu bizlere gösteren harika bir detay. bu yüzden ömrü yoksulluk içinde geçmiştir. 43 yıllık yaşamında 35 tablo resmetmiştir.
"inci küpeli kız" isminde bir kitap ve bir de film bulunmaktadır. film kitabın sinemaya uyarlanmış halidir. "inci küpeli kız" romanında tracy chevalier, 16 yaşındaki griet'in gözünden, 1660 hollandası ve vermeer'in harika tablosuna ilham verişi mükemmel bir şekilde anlatılıyor.
devamını gör...
bir erkeği kırmadan ona tipsiz olduğunu söylemek
neden bu tarz zilyon tane başlık açılıyor? üzerinize vazife olmayan şeyleri söylemeyeceksiniz bu kadar basit.
devamını gör...
tebessüm ettiren sözlük nickleri
yaprak sarma fan kılap.
güldürmüyor da bir tebessüm oluşturuyor yüzde. sevimli bir nick.
güldürmüyor da bir tebessüm oluşturuyor yüzde. sevimli bir nick.
devamını gör...
antropoloji
doğru bilinen yanlışlar;
antropoloji ırk bilimi değildir. insan bilimidir. antropo latince anthropos(insan) kelimesinden türemiş bir ön ektir. başına gelen kelimeye insanla ilgili olduğu anlamı katar.
arkeoloji de antropoloji gibi yanlış bilinir kazı bilimi tanımı yanlıştır. arkhe eski demektir. yani eski bilim/eskinin bilimi anlamına gelir.
antropoloji ırk bilimi değildir. insan bilimidir. antropo latince anthropos(insan) kelimesinden türemiş bir ön ektir. başına gelen kelimeye insanla ilgili olduğu anlamı katar.
arkeoloji de antropoloji gibi yanlış bilinir kazı bilimi tanımı yanlıştır. arkhe eski demektir. yani eski bilim/eskinin bilimi anlamına gelir.
devamını gör...
celal şengör'ün şizofreni olma ihtimali
hoca asperger sendromludur. yürüyüşünden yüz şekline kadar birçok farklı detay kendisinin asperger sendromu olduğunu gösteriyor. bir süre önce bir çocuğu linç eden topluluğa karşı çıkıp çocuğun asperger sendromlu olduğunu ilk söyleyen ve nedenlerini madde madde anlatan kişilerden biri bendim. hemen sonra oytun erbaş çocuğun asperger olduğunu yine söyledi. bir asperger sendromlu başka bir asperger sendromluyu tanır. bu da benim iddiam değildir, asperger sendromluların toplandığı ortamlarda yine kendileri bundan bahsediyor. asperger sendromu dışardan çok kolay fark edilebilir detaylar bütünü ancak otizmli olmayanlar kendisine benzemeyeni direkt olarak gözden çıkarıp linç ettiği için bunları göremiyorlar. otizmli olmayanların davranışları inanılmaz değişik. hakkatan gram anlam veremiyorum.
şimdi ben celal şengör'ü aklamaya çalışmam. ben asperger sendromunu anlatmaya çalışırım. celâl hoca yine tepki çekecek açıklamalar yapmış. ondan önce oytun yapmıştı. sıra sıra yapıyorlar böyle şeyler.
asperger sendromlu erkekler kadınlardan çoğu konuda ayrılır. asperger sendromunda bir kadın çok daha şanslı sayılır çünkü nihayetinde kadindir ve sosyal zekası daha yüksektir. kadınlar sosyal ortamlara çok daha kolay uyum sağlar. erkek asperger sendromlular ise bu konularda çok daha zorlanır. evet oradadır, bir şekilde en iyi bildiği işi yapıyordur ama psikolojik olarak tamamen içine sıkışmış haldedir. bir süre sonra her an ağrıyan karnına alışıp o ağrıyı hissetmemek ama sürekli seni bir şeyin rahatsız etmesi meselesi gibidir bu. asperger sendromlular ısı, koku ve vücut temasına karşı inanılmaz hassastır. bu nedenle sosyal ortamlarda oldukça anlamsız hareketler yaparlar.
bir diğer mevzu asperger sendromluların cinselliği algılama şekli ile alakalıdır. 100 asperger sendromluyu soruyorlar, cinsellikten nefret eden bir kişi çıkıyor ama bu meseleler tam tersi olarak biliniyor. sadece bir kişi düşkün gibi davranılıyor. oysa arka tarafta her gün bir kaç kez kendini bu konularda rahatlatmak zorunda kaldığını söyleyen sendromlular var. otizmli olmayanlardan ayrıldıkları bir başka nokta bu. cinsel istek kısmında bir farklılık var. bi de asperger sendromluların ilişki sırasında değişen hormon seviyesi nedenli kendilerini otizmli gibi hissetmeme ve tamamen normal hissetmeleri meselesi var. tüm tüm bunlar çok karmaşık meseleler ancak bir şekilde asperger sendromlu o hormon seviyesinin pesinde gidiyor. normal hissetmek mutlu hissettiriyor çünkü. madde kullanmak gibi düşünün. asperger sendromlu onu normal hissettiren o şeyin peşine düşüyor ama niyeti kötü olmuyor. sadece istediği şeyi nasıl alacağını bilmiyor. direkt olarak söylüyor, direkt olarak seni öpmek istiyorum falan diyor. hiç süzgeçleri yok çoğunun.
bu istekli halin ortaya çıkışı da üzücü şekilde gerçekleşebiliyor. bunun farkında olup bir şekilde isteğini düzene sokabilen asperger sendromlular toplumda daha rahat ilerliyor ancak yapmayanlara böyle davranışlar görüyoruz. böyle davranan asperger sendromlu içsel olarak kendisi de niyetinin farkında değildir. tamamen dürtüsel davranır. niyeti cinsel taciz değildir ama davranışı tacizdir. sosyal zekası çok çok düşük olduğu için işler iyice karışıyor. içindeki cinsel enerji, sosyal ilişkilerde olan davranış bozuklukları ve dürtüsel davranma birlikte görülünce olan bu.
zaten asperger sendromlulara bu nedenle özel eğitim veriliyor. hangi davranışın ne anlama geldiği tek tek öğretiliyor. bir asperger sendromlu sosyal ilişkiyi oluşturan tüm davranışları anlayamaz. bazılarını anlar ve uygular. sürekli öğrenmeye devam eder ama hep eksik kalır. asperger sendromunun ne olduğunu tek örnekle anlatayım, bir asperger sendromlunun insanları nasıl gördüğünü daha iyi anlayacaksınız.
annen çocukken seni dövüyor. annenle ilgili bildiğin tek şey seni dövüyor olduğu. öncesinde sana bağırmıyor, yüzünde seni döveceğine dair hiçbir şey yok, hiçbir mimik yok. geliyor ve dövüyor. çünkü asperger sendromlu özellikle çocukluk döneminde ne mimikleri ne de ses tonunu bilir, anlar. bildiği tek sey annesinin onu dövdüğüdür. bu nedenle annesiyle de tam olarak bağ kuramayan çok fazla asperger sendromlu vardır. erkekler daha az mimik kullanıp daha stabil davranabildigi için erkekler daha az karmaşık gelir otizmli insanlara.
ha işte asperger sendromlu erkeklerin çoğu o çocuk. ancak o çocuklar şizofren değil. asperger sendromlu. bunun ayrımını çok iyi yapalım.
benim celal hocayı aklama derdim yok. dinlemedim bile söylemini, anladığım kadarıyla bir taciz iddiası var. kimisi hayır taciz niyetli değil diyor. celal hocanın gerçek niyetini ben bilemem. ben asperger sendromunu çok iyi bilirim.
dediğim gibi asperger karmaşık bir mevzudur. çocukluk cağında görülen belirtileri düzeltmeye çalışan bazı uzmanlar, sendromluları ergenlik ve yetişkinlik döneminde içine kapanacak, cinsellikten nefret edecek, sosyal iletişim kurmak istemeyecek insanlar gibi görüyorlar ve ileriye yönelik düzeltmeleri çoğunlukla yapmıyorlar. toplum olarak asperger sendromlu ünlü insanların bu tür yanlış davranışlarını, çocuk asperger sendromlular yapmasın diye uğraşsak, eğitimi sosyal ve cinsel yönden versek bence daha iyi yaparız. sadece parçalamaya ve yok etmeye çalışıyoruz, düzeltmeye çalışmıyoruz.
özetle asperger sendromlular şizofren değildir. celâl hoca'da çok açık şekilde asperger sendromludur. teşekkürler. bb.
şimdi ben celal şengör'ü aklamaya çalışmam. ben asperger sendromunu anlatmaya çalışırım. celâl hoca yine tepki çekecek açıklamalar yapmış. ondan önce oytun yapmıştı. sıra sıra yapıyorlar böyle şeyler.
asperger sendromlu erkekler kadınlardan çoğu konuda ayrılır. asperger sendromunda bir kadın çok daha şanslı sayılır çünkü nihayetinde kadindir ve sosyal zekası daha yüksektir. kadınlar sosyal ortamlara çok daha kolay uyum sağlar. erkek asperger sendromlular ise bu konularda çok daha zorlanır. evet oradadır, bir şekilde en iyi bildiği işi yapıyordur ama psikolojik olarak tamamen içine sıkışmış haldedir. bir süre sonra her an ağrıyan karnına alışıp o ağrıyı hissetmemek ama sürekli seni bir şeyin rahatsız etmesi meselesi gibidir bu. asperger sendromlular ısı, koku ve vücut temasına karşı inanılmaz hassastır. bu nedenle sosyal ortamlarda oldukça anlamsız hareketler yaparlar.
bir diğer mevzu asperger sendromluların cinselliği algılama şekli ile alakalıdır. 100 asperger sendromluyu soruyorlar, cinsellikten nefret eden bir kişi çıkıyor ama bu meseleler tam tersi olarak biliniyor. sadece bir kişi düşkün gibi davranılıyor. oysa arka tarafta her gün bir kaç kez kendini bu konularda rahatlatmak zorunda kaldığını söyleyen sendromlular var. otizmli olmayanlardan ayrıldıkları bir başka nokta bu. cinsel istek kısmında bir farklılık var. bi de asperger sendromluların ilişki sırasında değişen hormon seviyesi nedenli kendilerini otizmli gibi hissetmeme ve tamamen normal hissetmeleri meselesi var. tüm tüm bunlar çok karmaşık meseleler ancak bir şekilde asperger sendromlu o hormon seviyesinin pesinde gidiyor. normal hissetmek mutlu hissettiriyor çünkü. madde kullanmak gibi düşünün. asperger sendromlu onu normal hissettiren o şeyin peşine düşüyor ama niyeti kötü olmuyor. sadece istediği şeyi nasıl alacağını bilmiyor. direkt olarak söylüyor, direkt olarak seni öpmek istiyorum falan diyor. hiç süzgeçleri yok çoğunun.
bu istekli halin ortaya çıkışı da üzücü şekilde gerçekleşebiliyor. bunun farkında olup bir şekilde isteğini düzene sokabilen asperger sendromlular toplumda daha rahat ilerliyor ancak yapmayanlara böyle davranışlar görüyoruz. böyle davranan asperger sendromlu içsel olarak kendisi de niyetinin farkında değildir. tamamen dürtüsel davranır. niyeti cinsel taciz değildir ama davranışı tacizdir. sosyal zekası çok çok düşük olduğu için işler iyice karışıyor. içindeki cinsel enerji, sosyal ilişkilerde olan davranış bozuklukları ve dürtüsel davranma birlikte görülünce olan bu.
zaten asperger sendromlulara bu nedenle özel eğitim veriliyor. hangi davranışın ne anlama geldiği tek tek öğretiliyor. bir asperger sendromlu sosyal ilişkiyi oluşturan tüm davranışları anlayamaz. bazılarını anlar ve uygular. sürekli öğrenmeye devam eder ama hep eksik kalır. asperger sendromunun ne olduğunu tek örnekle anlatayım, bir asperger sendromlunun insanları nasıl gördüğünü daha iyi anlayacaksınız.
annen çocukken seni dövüyor. annenle ilgili bildiğin tek şey seni dövüyor olduğu. öncesinde sana bağırmıyor, yüzünde seni döveceğine dair hiçbir şey yok, hiçbir mimik yok. geliyor ve dövüyor. çünkü asperger sendromlu özellikle çocukluk döneminde ne mimikleri ne de ses tonunu bilir, anlar. bildiği tek sey annesinin onu dövdüğüdür. bu nedenle annesiyle de tam olarak bağ kuramayan çok fazla asperger sendromlu vardır. erkekler daha az mimik kullanıp daha stabil davranabildigi için erkekler daha az karmaşık gelir otizmli insanlara.
ha işte asperger sendromlu erkeklerin çoğu o çocuk. ancak o çocuklar şizofren değil. asperger sendromlu. bunun ayrımını çok iyi yapalım.
benim celal hocayı aklama derdim yok. dinlemedim bile söylemini, anladığım kadarıyla bir taciz iddiası var. kimisi hayır taciz niyetli değil diyor. celal hocanın gerçek niyetini ben bilemem. ben asperger sendromunu çok iyi bilirim.
dediğim gibi asperger karmaşık bir mevzudur. çocukluk cağında görülen belirtileri düzeltmeye çalışan bazı uzmanlar, sendromluları ergenlik ve yetişkinlik döneminde içine kapanacak, cinsellikten nefret edecek, sosyal iletişim kurmak istemeyecek insanlar gibi görüyorlar ve ileriye yönelik düzeltmeleri çoğunlukla yapmıyorlar. toplum olarak asperger sendromlu ünlü insanların bu tür yanlış davranışlarını, çocuk asperger sendromlular yapmasın diye uğraşsak, eğitimi sosyal ve cinsel yönden versek bence daha iyi yaparız. sadece parçalamaya ve yok etmeye çalışıyoruz, düzeltmeye çalışmıyoruz.
özetle asperger sendromlular şizofren değildir. celâl hoca'da çok açık şekilde asperger sendromludur. teşekkürler. bb.
devamını gör...
yaş ilerledikçe azalan şeyler
heves.
devamını gör...
rüyada liseye geri döndüğünü görmek
genelde stres altında ortaya çıkan bir semptomdur. insanın bilinçaltında yer etmiş korkular, özellikle de iş hayatı ve ekonomik nedenli stres sonucu böyle rüyalara sebep olur. bu tür rüyalarda genelde kişi almayı unuttuğu bir ders yüzünden ya da notları yanlış olup diploması iptal edildiği için okula geri çağrılır sınavlara falan girer. bazen üniversiteye geri dönmek şeklinde de tezahür etmektedir bu tür rüyalar.
devamını gör...
aziz nesin şiirleri
içimde bir merak öyle bir merak
ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak
ve dostu düşmanı
suçüstü yakalamak..
merak adlı şiir'inden.
ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak
ve dostu düşmanı
suçüstü yakalamak..
merak adlı şiir'inden.
devamını gör...
bir kadına edilebilecek en güzel iltifat
saçındaki ufak bir kesimi, değişikliği fark edip çok yakışmış, güzelleşmişsin demek. süslü laflarla iltifat edemeyen biri olduğum üçün iyi olan tarafımla, gözlem yeteneğimle bir şeyler yaparım.
devamını gör...
kitap alıntıları
"umurumda olan şeyler her geçen gün azalıyor."
şeker portakalı, josé mauro de vasconcelos
şeker portakalı, josé mauro de vasconcelos
devamını gör...
çift sayıların tek sayılara göre daha olumlu hissettirmesi
insanların çoğu için doğru olan önerme.
çift sayılar ile tek sayılar arasında benim kendi adıma söyleyebileceğim en büyük fark "güven"dir.
evet çift sayılar daha güvenilir, aileden biri gibi.
mesela 2 sayısı çok şirin, çok candan. 4, 6, 8 kahvede çay ısmarladığımız hasan abi ya da komşumuz emine teyze gibi. 16 sayısı çok babacan bir sayı. tam anlamıyla ahmet amca gibi.
bir de 3, 5, 7 sayılarına bakın. yolda görsem yolumu değiştiririm.
neden acaba ?
çift sayılar ile tek sayılar arasında benim kendi adıma söyleyebileceğim en büyük fark "güven"dir.
evet çift sayılar daha güvenilir, aileden biri gibi.
mesela 2 sayısı çok şirin, çok candan. 4, 6, 8 kahvede çay ısmarladığımız hasan abi ya da komşumuz emine teyze gibi. 16 sayısı çok babacan bir sayı. tam anlamıyla ahmet amca gibi.
bir de 3, 5, 7 sayılarına bakın. yolda görsem yolumu değiştiririm.
neden acaba ?
devamını gör...
marsa yerleşilirse yaşanacak sorunlar
toprak buldum kimindir, sahibi yoksa benimdir.
devamını gör...

