islam'ın evrimle çelişmemesi
kur’an’da halden hale geçirilme ifadesi vardır. bunu hem madden hem de manen yorumlamak mümkün. ayrıca buradaki ve oradaki zaman ayrımı. dünya altı günde yaratıldı ayetinin önüne arkasına bir bakın, oradaki bir gün buradaki kaç zamanmış. şimdi dünyadaki uzun uzuuun zamanlar (bin yıllar) oradaki bir an’da oluyorsa herkes boşuna konuşuyor. akıl henüz tam kapasite çalışmıyor. bir kere hala konuşuyoruz telapatik bir düzeye geçemedik.
eski efsanevi uygarlıkların mesela mu kıtası ruhbanları, sümer tabletlerinde bahsi geçenler.. ya hu eskiden uçan tipler devler ışınlananlar maddeleri hareket ettirenler hikayeler bitmiyor. azıcık bir doğruluk içeriyorlarsa tüm tarih ve bilimsellik yerle bir. ha tam tersi gerçekten evrim varsa yobazlık hooop çöpe.
bence sağlama şart. hem tümevarım hem de tümdengelim yöntemi ile sorgulamak ve düşünmek gerek.
fıtrat yoktan varolmayı tanımlayan kavram. bir pıhtıdan yaratılma, rahim duvarına asılı kalma, ki burada not düşelim ana rahmi kainata benzer beyin de öyle, yani ana rahminde de bir evrim var doğada da ama insanı bundan ayıran şey ne? yeni nesillerin evrim gereği yirmilik dişlerinin çıkmıyor olmasını kabul edebiliriz ama evrim yok öyle mi? evrim teorisi adı üzerinde teori, her an yeni bir bilgi gelebilir. evrim bahsi geçtiğinde maymun değil de hem uzayda hem dünyada olmazsa olmaz değişim ve dönüşümden bahsedildiğini anlayabilsek belki de bir kaç yüz yıl idare eder bizi bu bilgi ne dersiniz? düşünmek ve sorgulamak bilmediğini bilmekle başlar. çok bilmişlik yerine az ve öz olan basit bilgilerle düşünmenin ne kadar değerli olduğunu anlamak pek çok bilinmez için kafidir.
sanırım insanın akledemediği şeylerden biri akıl kapasitesinin yetmediği konularda kesin yargılarla konuşmak. bunu yapmanın yanlışlığı da yine kur’an’da bahsi geçen önemli bir konudur.
bilim her an bir öncekini yıkarak yeni bir kanıtla geliyor. din ise uyarıcı bir kitap olduğu vurgusu yapılmasına, sürekli akledin üzerine düşünün denmesine rağmen ne yazıyorsa odur algısına sıkışıyor ya da yobazların elinde haklar ve yasaklar kitabı muamelesi görüyor. hele kadın bahsi geçince çok celalleniyorum. ya hu kutsal kitaplar insan içindir, nefsi yenip kamil olma yolunu gösteren bir uyarıcı kitaptır. bunu sağlayacak yaşam felsefesini anlamak ve uygulamak herkesin kendi tercihidir. biyoloji bilmeden, insanın aynı anda iki cinsiyetin de özelliklerini kendi içinde taşıyor olmasına dair gerekli bilgileri toplamadan öldürülmesi dövülmesi gerekeni içinde değil de dışında aramak nasıl bir egonun ürünüdür bilemiyorum. zaten o yüzden olacak ki eskiden belli bir düzeye gelmeyen belli sınavları geçemeyenlere kutsal bilgiler öğretilmezmiş.
neyse mevzuya dönersek tüm kainatı içinde barındırdığına inandığımız bir kutsal kitabı, kainata dair henüz burnumuzun ucunu (arkeoloji tarihi kaç bin yıllık? dünyadan bilim insanları uzayın ne kadarını görüyor?)bile göremiyorken anladığımızı iddia etmek, bu kadar büyük bilmişlik ya da tam tersi bilimin yarın ne diyeceğini bilmeden kitapla ortak bir zeminde buluşamayacağı yargısı. bilemiyorum çok bilgi girişinden beyinler error veriyor olabilir mi acaba? şu ilk başta bahsettiğimiz halden hale geçişi şahsınızı ilgilendiren mikro düzeyde ve manen ele alırsak aman diyim dikkat edin. aşağılara düşmeyin. *
eski efsanevi uygarlıkların mesela mu kıtası ruhbanları, sümer tabletlerinde bahsi geçenler.. ya hu eskiden uçan tipler devler ışınlananlar maddeleri hareket ettirenler hikayeler bitmiyor. azıcık bir doğruluk içeriyorlarsa tüm tarih ve bilimsellik yerle bir. ha tam tersi gerçekten evrim varsa yobazlık hooop çöpe.
bence sağlama şart. hem tümevarım hem de tümdengelim yöntemi ile sorgulamak ve düşünmek gerek.
fıtrat yoktan varolmayı tanımlayan kavram. bir pıhtıdan yaratılma, rahim duvarına asılı kalma, ki burada not düşelim ana rahmi kainata benzer beyin de öyle, yani ana rahminde de bir evrim var doğada da ama insanı bundan ayıran şey ne? yeni nesillerin evrim gereği yirmilik dişlerinin çıkmıyor olmasını kabul edebiliriz ama evrim yok öyle mi? evrim teorisi adı üzerinde teori, her an yeni bir bilgi gelebilir. evrim bahsi geçtiğinde maymun değil de hem uzayda hem dünyada olmazsa olmaz değişim ve dönüşümden bahsedildiğini anlayabilsek belki de bir kaç yüz yıl idare eder bizi bu bilgi ne dersiniz? düşünmek ve sorgulamak bilmediğini bilmekle başlar. çok bilmişlik yerine az ve öz olan basit bilgilerle düşünmenin ne kadar değerli olduğunu anlamak pek çok bilinmez için kafidir.
sanırım insanın akledemediği şeylerden biri akıl kapasitesinin yetmediği konularda kesin yargılarla konuşmak. bunu yapmanın yanlışlığı da yine kur’an’da bahsi geçen önemli bir konudur.
bilim her an bir öncekini yıkarak yeni bir kanıtla geliyor. din ise uyarıcı bir kitap olduğu vurgusu yapılmasına, sürekli akledin üzerine düşünün denmesine rağmen ne yazıyorsa odur algısına sıkışıyor ya da yobazların elinde haklar ve yasaklar kitabı muamelesi görüyor. hele kadın bahsi geçince çok celalleniyorum. ya hu kutsal kitaplar insan içindir, nefsi yenip kamil olma yolunu gösteren bir uyarıcı kitaptır. bunu sağlayacak yaşam felsefesini anlamak ve uygulamak herkesin kendi tercihidir. biyoloji bilmeden, insanın aynı anda iki cinsiyetin de özelliklerini kendi içinde taşıyor olmasına dair gerekli bilgileri toplamadan öldürülmesi dövülmesi gerekeni içinde değil de dışında aramak nasıl bir egonun ürünüdür bilemiyorum. zaten o yüzden olacak ki eskiden belli bir düzeye gelmeyen belli sınavları geçemeyenlere kutsal bilgiler öğretilmezmiş.
neyse mevzuya dönersek tüm kainatı içinde barındırdığına inandığımız bir kutsal kitabı, kainata dair henüz burnumuzun ucunu (arkeoloji tarihi kaç bin yıllık? dünyadan bilim insanları uzayın ne kadarını görüyor?)bile göremiyorken anladığımızı iddia etmek, bu kadar büyük bilmişlik ya da tam tersi bilimin yarın ne diyeceğini bilmeden kitapla ortak bir zeminde buluşamayacağı yargısı. bilemiyorum çok bilgi girişinden beyinler error veriyor olabilir mi acaba? şu ilk başta bahsettiğimiz halden hale geçişi şahsınızı ilgilendiren mikro düzeyde ve manen ele alırsak aman diyim dikkat edin. aşağılara düşmeyin. *
devamını gör...
zippodan çıkan çınn sesi
benimdir . aynı zamanda hoşa gider , bağımlılık yapar , sigara içmeyen birisini bile o çakmağı elinden düşürmeyecek noktaya getirebilir .
edit: aynı zamanda zipponun orijinal olduğunun göstergelerinden birisidir.
edit: aynı zamanda zipponun orijinal olduğunun göstergelerinden birisidir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
hangisini saydam bilemiyorum. ilk aklıma gelenler
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
devamını gör...
sevgilinin avuç içini öpmek
bazen hatırlanır...
çekip giden sevgilinin avuç içinin kokusu
elinin kuytusunda hissedilen o duygu
”avuç içini öptüğüm tek insan sensin” sözüyle bastıran o tutku.
sevdiceğinin avuç içini öperken öyle derin hisler duyarsın ki..
ruhuna dokunursun, kalbine girersin bir can yoldaşı gibi
nefes nefese kalırsın çölde vaha arar gibi.
erkek öper koklar, tekrar öper, kadının avuç içini kalbinin üstüne koyar.
kadın öper yanağına dayar, erkeğin avuç içi aşağıya inerken gözlerini kapar.
ve bir gün ayrılık olunca gözlerden yaşlar akar.
can yücel de bu anlamlı şiiri yazar.
kaderimizin avuç içinde yazdığı söylenir.
avuç içini öpmek hayat arkadaşın olmak istiyorum anlamına da gelir.
fatih erkoç avuç içlerini öpen sevgililere seslenir.
ahmet telli ise "yine de kalmış olabilir;
küçücük bir mavilik gökyüzünde,
bir sevda kırıntısı,
avuç içi kadar bir umut ..." diyerek geleceğe umutlu bakmamızı ister.
...ve bazen hatırlanır yine de kalan avuç içimizdeki o masum ve samimi öpücük.
pandemi döneminde dikkatli olmakta fayda var tabi ki *.
çekip giden sevgilinin avuç içinin kokusu
elinin kuytusunda hissedilen o duygu
”avuç içini öptüğüm tek insan sensin” sözüyle bastıran o tutku.
sevdiceğinin avuç içini öperken öyle derin hisler duyarsın ki..
ruhuna dokunursun, kalbine girersin bir can yoldaşı gibi
nefes nefese kalırsın çölde vaha arar gibi.
erkek öper koklar, tekrar öper, kadının avuç içini kalbinin üstüne koyar.
kadın öper yanağına dayar, erkeğin avuç içi aşağıya inerken gözlerini kapar.
ve bir gün ayrılık olunca gözlerden yaşlar akar.
can yücel de bu anlamlı şiiri yazar.
kaderimizin avuç içinde yazdığı söylenir.
avuç içini öpmek hayat arkadaşın olmak istiyorum anlamına da gelir.
fatih erkoç avuç içlerini öpen sevgililere seslenir.
ahmet telli ise "yine de kalmış olabilir;
küçücük bir mavilik gökyüzünde,
bir sevda kırıntısı,
avuç içi kadar bir umut ..." diyerek geleceğe umutlu bakmamızı ister.
...ve bazen hatırlanır yine de kalan avuç içimizdeki o masum ve samimi öpücük.
pandemi döneminde dikkatli olmakta fayda var tabi ki *.
devamını gör...
malta şövalyeleri
kökenleri 11. yy. filistin’e dayanır. hasta hacıları tedavi etmek amacıyla kurulan askeri bir tarikattır. son haçlılarla kutsal topraklardan çıkarılmış, papa’nın onayıyla rodos’u mülkleri yapmışlardır. bu nedenle tarihte “rodos şövalyeleri” olarak da anılır.
rodos’ta kurdukları hastane o dönemin en ünlü ve en iyi hastanesi olacaktır. buradaki hastalara bizzat şövalyeler bakıyordu. kanuni sultan süleyman’ın rodos’u fethetmesiyle, v. karl tarafından bağışlanan malta’ya yerleşmişlerdir.
günümüzdeki merkezleri roma’dır. katolik dünyasında önemli bir yere sahiplerdir. tarafsız bir kuruluş statüsünde, birleşmiş milletler’de gözlemci olarak görev almaktadırlar.
rodos’ta kurdukları hastane o dönemin en ünlü ve en iyi hastanesi olacaktır. buradaki hastalara bizzat şövalyeler bakıyordu. kanuni sultan süleyman’ın rodos’u fethetmesiyle, v. karl tarafından bağışlanan malta’ya yerleşmişlerdir.
günümüzdeki merkezleri roma’dır. katolik dünyasında önemli bir yere sahiplerdir. tarafsız bir kuruluş statüsünde, birleşmiş milletler’de gözlemci olarak görev almaktadırlar.
devamını gör...
güne bir alıntı bırak
"yirmi yıldır belli bir mutluluk deneyimim olmadı. beni yiyip yutan bu yaşamı bütünüyle tanıyamadım; ölümde beni korkutan, yaşamımın bensiz tüketilmiş olduğu yolunda bana getireceği kesinliktir." -mutlu ölüm, albert camus
devamını gör...
recep tayyip erdoğan
sürekli aldatılan t.c başkanı.
devamını gör...
insanı mutlu eden ucuz şeyler
düdüklü şeker.
bi keresinde arkadaşlarımla düdüklü şeker alıp caddelerde rüzgar çalmaya çalışmıştık, aşırı eğlenceliydi, gülmekten yanağım ağrımıştı.
bi keresinde arkadaşlarımla düdüklü şeker alıp caddelerde rüzgar çalmaya çalışmıştık, aşırı eğlenceliydi, gülmekten yanağım ağrımıştı.
devamını gör...
sevgilisini döven kişiyi uyardığı için hastanelik olan adam
antalya'da apartman kapısı önünde küfürler ederek, yanındaki kadını darbeden şahıs, araya girmeye çalışan bir aileye de saldırdı. saldırıda kız kardeşi kolundan, kendisi de yüzünden bıçakla yaralanan nazif ayçiçek, 'şahsı tanımıyorum, kadına şiddete engel olmaya çalıştık, halimiz ortada. şahıs şu an serbest evinde oturuyor' dedi.
buradan
devamını gör...
normal sözlük trolleri
cinsel içerikli başlıklar başta olmak üzere, diğer yazarlar hakkında kendi üzerlerine vazifeymiş gibi eleştirilerin ya da uydurmaların yer aldığı ve sadece ortalığı karıştırıp insanları birbirine düşürme amaçlı tanımları olan bir grup. ilginç olan da; isteseler herkesin ne yaptığını ortaya çıkarabileceklerini iddia ediyorlar. iddia kuponlarınız kazandırmıyor kusura bakmayın.
kendi yaptıklarınızdan da bihabersiniz...
üzücü olan da bu grubun yazdıklarına inananların olması...
bir söz vardır unutmamalarını hatırlatmak isterim; “bir parmağın önü karşıyı işaret ederken diğer üç parmak sizi yani kendinizi gösterir.”
sanırım bu da sözlükteki son tanımım...
kendi yaptıklarınızdan da bihabersiniz...
üzücü olan da bu grubun yazdıklarına inananların olması...
bir söz vardır unutmamalarını hatırlatmak isterim; “bir parmağın önü karşıyı işaret ederken diğer üç parmak sizi yani kendinizi gösterir.”
sanırım bu da sözlükteki son tanımım...
devamını gör...
dead ringers
türkçe'ye "ölü ikizler" diye çevrilmiş 1988 yapımı david croenberg filmidir. bu film oldukça iç karartıcı , özellikle finali ruhumu söküp aldı sanki benden. çok çarpıcıydı. elliot ve beverly adında jinekolog ikizler birbirlerini tamamlıyorlar. biri kadınlar konusunda çok rahatken diğeri çok utangaç ve neredeyse aynı hayatı paylaşıyorlar hatta kadınları bile ancak beverly bir kadına aşık olunca ikizlerin yaşamı altüst oluyor.
beverly aşık olunca kendisini kaybediyor. tüm çalışmaları kendisi yapıyor ama konuşmaları kardeşi yaptığından dolayı sanki hak ettiğini almıyormuş gibi hissediyor ve özgüvensizlik duyuyor. özgüvensizliğinden ve kendi bilinçaltında yaşadığı korkulardan sebep uyuşturucuya başlıyor. ölümden falan dönüyor hatta kardeşi elliot ise her ne kadar onu kurtarmaya çalışsa da başarılı olamıyor. kardeşinin kötü olduğunu görmek onunda psikolojik açıdan mahvolmasına yol açıyor çünkü elliot bütün şöhretinin ve başarısının kardeşi beverly sayesinde olduğunu düşünüyor. " o olmassa ben de olmam , biz birbirimize senkronizeyiz" deyip kendi de uyuşturucuya başlıyor. açıkçası filmin ana teması aşk ama beverly ve claire arasındaki aşkı asla asla hissedemedim. claire zaten filmin belli bir noktasında yok ancak beverly claire ile birlikteyken düzeliyor. filmin sonunda beverly kardeşi elliot'u öldürüyor.
jeremy ırons'un oyunculuğuna şapka çıkarmak gerekiyor. gerçekten çok büyük bir işin altından kalkmış. hatta bir süre sonra kendisi bile karakterleri karıştırmaya başlamış. kesinlikle film genel hatlarıyla çok başarılı ama derinlere inince bariz bir sorun olduğu anlaşılıyor. sanki belli duygular seyirciye tam verilmemiş ya da anlatmak isteneni tam olarak anlatamamış gibi .
beverly aşık olunca kendisini kaybediyor. tüm çalışmaları kendisi yapıyor ama konuşmaları kardeşi yaptığından dolayı sanki hak ettiğini almıyormuş gibi hissediyor ve özgüvensizlik duyuyor. özgüvensizliğinden ve kendi bilinçaltında yaşadığı korkulardan sebep uyuşturucuya başlıyor. ölümden falan dönüyor hatta kardeşi elliot ise her ne kadar onu kurtarmaya çalışsa da başarılı olamıyor. kardeşinin kötü olduğunu görmek onunda psikolojik açıdan mahvolmasına yol açıyor çünkü elliot bütün şöhretinin ve başarısının kardeşi beverly sayesinde olduğunu düşünüyor. " o olmassa ben de olmam , biz birbirimize senkronizeyiz" deyip kendi de uyuşturucuya başlıyor. açıkçası filmin ana teması aşk ama beverly ve claire arasındaki aşkı asla asla hissedemedim. claire zaten filmin belli bir noktasında yok ancak beverly claire ile birlikteyken düzeliyor. filmin sonunda beverly kardeşi elliot'u öldürüyor.
jeremy ırons'un oyunculuğuna şapka çıkarmak gerekiyor. gerçekten çok büyük bir işin altından kalkmış. hatta bir süre sonra kendisi bile karakterleri karıştırmaya başlamış. kesinlikle film genel hatlarıyla çok başarılı ama derinlere inince bariz bir sorun olduğu anlaşılıyor. sanki belli duygular seyirciye tam verilmemiş ya da anlatmak isteneni tam olarak anlatamamış gibi .
devamını gör...
okumadan oluşan ön yargı
bazı yazarların isimlerini görmek, kitabı kapağına göre yargılamak.
devamını gör...
beslenme çantasında duran peçeteye sarılı tost
bekledikçe peçeteyle bütünleşen tosttur. peçeteli tost da diyebiliriz.
devamını gör...
kış aylarının eskisi gibi olmaması
küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini göstermesi durumu.
her geçen kış arkadaki farkı bu kadar somut bir şekilde hissediyor olmamız ürkütücü ve ciddiye alınmalı.
ciddi önlemler alınmadığı sürece daha zor günler bizi bekliyor olacak.
her geçen kış arkadaki farkı bu kadar somut bir şekilde hissediyor olmamız ürkütücü ve ciddiye alınmalı.
ciddi önlemler alınmadığı sürece daha zor günler bizi bekliyor olacak.
devamını gör...
d&r
yakında 100 kişinin * içinden geçeceği, kitaplar da dahil bez çantaların falan da satıldığı ticaret merkezi.
d&r kartımın nedensizce iptal edilmesinden bu yana pek bir ilişkimiz olmamıştı ama kafa sözlük sağ olsun, ısrarla kendilerine dönmemi istediler. *
d&r kartımın nedensizce iptal edilmesinden bu yana pek bir ilişkimiz olmamıştı ama kafa sözlük sağ olsun, ısrarla kendilerine dönmemi istediler. *
devamını gör...
gerçek yıkıkların hala uyumaması
şurada kalan üç beş kişiyiz bu saatte.
gerçek yıkık biziz bence.
yıkıldım şu an.
ama silerim bu entryi o ayrı.
gerçek yıkık biziz bence.
yıkıldım şu an.
ama silerim bu entryi o ayrı.
devamını gör...
robins (yazar)
sözlüğü bilgi kaynağı yapma yolunda emin adımlarla ilerleyen yazar.
bir gün tıp öğrencilerinin internette bilgi ararken yazılarına denk gelip, çok sayıda iyi dilek alacağını düşünüyorum.
tanımlarının devamını diliyorum.
bir gün tıp öğrencilerinin internette bilgi ararken yazılarına denk gelip, çok sayıda iyi dilek alacağını düşünüyorum.
tanımlarının devamını diliyorum.
devamını gör...
türkiye’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk raporu
kendilerini eleştiren her insana 'terörist' damgası yapıştıran yöneticilerimiz var. asıl sebebi bu olan durumdur.
eğer eleştirilere açık olsalar, yanlış yaptıklarını kabul etseler ülkemiz bu hale gelmezdi.
ülkemiz çok güzel bir ülke, çok verimli topraklara sahibiz.
bu topraklarda itibardan tasarruf olmaz deyip saray yapılacağına tarım yapılmalı, hayvancılık yapılmalı; fabrikalar kurulmalıdır.
aksi halde çok daha fazla fakirleşeceğiz.
eğer eleştirilere açık olsalar, yanlış yaptıklarını kabul etseler ülkemiz bu hale gelmezdi.
ülkemiz çok güzel bir ülke, çok verimli topraklara sahibiz.
bu topraklarda itibardan tasarruf olmaz deyip saray yapılacağına tarım yapılmalı, hayvancılık yapılmalı; fabrikalar kurulmalıdır.
aksi halde çok daha fazla fakirleşeceğiz.
devamını gör...