yazın öğle sıcağında bile şu eylemden vazgeçmemek.öyle ki ülkemize gelen yabancı futbolculardan muslera'nın da dikkatini çekmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

internetten bir çok kitap aldım.
devamını gör...

bencil ebeveynlerdir. ne yaparsanız yapın mutlu olmazlar, sadece kendilerini düşünürler, en basit olaylarda bile çocuklarını suçlarlar, sürekli çocukları için kendi hayatlarından yaptıkları fedakarlıklardan bahsederler -ki asla bir fedakarlık söz konusu değildir-. sonuç olarak yetiştirdikleri birey mutsuz, kendine güveni olmayan ve agresif birisi olarak toplum hayatında var olmaya çalışır
devamını gör...

son derece eğlenceli bir set ortamında çekilmiş film serisidir.





devamını gör...

ben kaş da almam saç da taramam sadece raks ederim.
devamını gör...

işlevsiz bilgi kötü bir şey değil, fazlasıda zararlı değil fakat bilgide en nihayetinde bir ihtiyaçtır. nasıl ki maddi ihtiyaçlarımızdan fazlasını edinmek istifçilikse bilgi içinde bu böyle olmalı. sonuçta bilgi bir objenin yada kavramın temel ayrımını bize sunar. işleyebileceğimizden fazlası gereksiz olmuş olur.

hiç bir bilgi gereksiz değildir, bilgiyi gereksiz kılan onu işlemeyi bilmeyen veya işlemeyecek olduğu halde edinmekle o bilgiyi gereksiz hale getirmiş olan biziz. çok şey bilmek, fakat bilgi işleme yöntemlerine vakıf olmamak, bilginin kendisine yapılan haksızlıktır bir bakıma.
devamını gör...

oylamayla 07.07.2007'de belirlenmiştir.

- chicken itza piramidi - meksika
- mechu picchu antik kenti - peru
- christo redentor heykeli (kurtarıcı isa) - brezilya
- colosseum amfi tiyatrosu - italya
- petra antik kenti - ürdün
- tac mahal - hindistan
- çin seddi - çin
devamını gör...

"yılın nirengi noktası.."diyor
cümle arasında tomris uyar,
"belkide aslında,
bizi bu büyük kent kargaşası,
bu büyük gerginlik ayakta tutuyor.."

nirengi;
belli sayıda noktaların konumunu büyük bir doğrulukla ve kesinlikle saptayabilmekti oysa.. beden,ruh ve yüzeyselliğin eşsiz kabiliyeti diyorum ben buna..*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mini etek özgürlükse, özgürüz ikimiz de canım gelecekteki kocam. giy tabi. giymezsen boşanırım.
devamını gör...

onlarca farklı cevabı olan bir sorudur.

kimi saçma sapan hareketler yaparak (tiktok fenomenleri vs.), kimi bilgi paylaşarak (sinan canan, barış özcan vs.), kimi de yazarak (ayşe kulin, yaşar kemal vs.), kimi de dünyanın başına dert olmuş bir hastalığa çare bularak (pasteur, türkan saylan vs.) ünlü olabilir.
devamını gör...

bu tanım ile 1990'lı yılların başlarında tanıştığımı hatırlıyorum. apartmanımızdaki bütün teyzeler, ablalar hep beraber diyete başlarlardı. hatta sadece diyet ile olmaz deyip sabahın köründe hep beraber dışarı çıkıp yürüyüş yaparlardı. buraya kadar her şey normal görünüyordu. ancak işin garip kısmı bundan sonra başlıyordu.

bizim buddy teyzeler yürüyüş dönüşü her sabah farklı bir evde hep birlikte kahvaltı yaparlardı. ama kahvaltı dediysem öyle alelade bir kahvaltı gelmesin aklınıza. masada bir kuş sütü eksik olurdu.

bir saat boyunca muhtemelen dedikodu yaparak yavaş tempoda yapılan yürüyüşte yakılan 350 gr. bu kahvaltı sonunda 1500-2000 gr. olarak geri alınıyordu.

sizin iş buna dönmesin. ben uyarımı yapayım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

deneme bir: anlığımızı atalım dedik çok soran oluyor. teşekkürlers
devamını gör...

herkes atıp tutuyor: said nursi idam edilmedi bu bir.
said nursi; mustafa kemal, milli mücadele ve cumhuriyetin dostuydu bu iki.
yorum yapanların'çoğu' hiçbirini okumamış, öylesine saydırıyor, bu da üç.

atatürk okumadan 'sallayanları', eminim, sevmezdi.

edit:imla.
devamını gör...

insanlar değiştiremeyeceği olaylar üzerinde neden çok düşünür.
devamını gör...

üzgünüm ama her şey paradır. hayatta kalmak ve bu hayatı en iyi şekilde geçirmek için para lazım.
iyi bir eğitim için para gerekir.
sağlam bir evde oturmak için para gerekir.
konforlu bir arabaya binmek için para gerekir.
karantina durumunda evden işe devam edebilmek veya bir süre ara vermek için para gerekir.
sporla ilgilenmek, sanatla uğraşmak, enstrüman çalmak için para gerekir.

kimse size bunları al kardeşim diyip vermez. iyi bir hayatın iyi bir kariyerle mümkün olduğuna inanıyorum.
devamını gör...
(tematik)

sümerlerde rahip kral olarak görev yapan kişilere verilen sıfattır.

(bkz: ensi) olarak da bilinirler.
devamını gör...

almanya'nın dresden şehrinin 13 şubat ile 15 şubat 1945 arasında ingiliz kraliyet hava kuvvetleri ve amerikan hava kuvvetleri tarafından bombalanması olayı olup, ikinci dünya savaşı'nın en tartışmalı olaylardan biridir. almanya’ nın iyice teslim bayrağını çektiği bir anda yapılması ve sonuçları nedeniyle bugün bile gerekliliği tartışılmaktadır.

ingiltere tarafından savaşın başlarında alman şehirlerinin bombalanması gündüz gözüyle yapılıyordu, böylece daha önce seçilen askeri ve stratejik hedefler görülerek bombalanıyordu, ancak gündüz yapılan bu bombardımanlar saldırıya katılan uçaklar için çok tehlikeliydi, çünkü gündüz uçaksavar bataryalarına çok kolay hedef oluyorlardı.

bombardıman filosunda bu saldırılar artık öyle bir hal almıştı ki personelin neredeyse yarısına yakını gündüz saldırılırından geri dönemez hale gelmişti. bunun üzerine gece bombardımanına geçildi ancak bu seferde seçilen hedeflerin isabetli vurulma yüzdesi epey düştü, bazen seçilen hedeflerin ıskalanması kilometreler ile ölçülmeye başlandı.

her şey adı daha sonradan “bombacı” harris’ e ("bomber" harris) çıkacak olan ingiliz hava mareşali arthur harris’ in bombardıman kuvvetleri komutanı olması ile değişmeye başladı. harris’ e ayrıca icraatleri nedeniyle "cani" harris, ve "kasap” harris’ te denir.

önceden sadece askeri ve stratejik değerleri olan fabrika, yol, köprü, demiryolu vs.. gibi yerler hedef alınırken 1942 yılı ile birlikte ingiliz hükümeti tarafından alan bombardımanlarına da gidilmeye başlandı. alan bombardımanı bir bölgede önceden seçilmiş belli hedefleri değil, bölgenin tamamının bombalanmasını gerektiren bir bombardıman türüdür. ingilizler bu strateji ile doğrudan sivilleri hedef almıştır. böylece sivil halk bombardıman sonucunda evlerinden olacak fabrikalarda çalışan halkın morali dolayısı ile fabrikaların üretim gücü düşecekti. ingiliz hava kuvvetleri alman şehirleri yok olursa savaşı kazanırız diyordu.

ingilizlerin elinde ikinci dünya savaşının en iyi ağır bombardıman uçaklarından biri kabul edilen lancester uçakları vardı. bununla birlikte abd’ ninde elinde olan b-17 flying fortress de avrupa’ ya yollayınca müttefiklerin havadaki üstünlüğü kaçınılmaz oldu.

24.07.1943 tarihinde bir hafta boyunca almanya’ nın hamburg kenti müttefiklerce vuruldu, atılan fosfor bombalarından dolayı kentte yangın çıktı, yerleşimin yüzde 60 i yandı, kesin sayı bilinmemekle birlikte tahmini 40.000 kişi öldü.

devam eden müttefik bombardımanları sırasında ruhr bölgesi bombalanırken görüntüler ingiliz başbakanı winston churchill’ e izletildiğinde churchill’ in "bu yaptığımız etik mi" diye ağladığı da rivayet edilir. hava üstünlüğünü iyice ele geçiren müttefikler karlsruhe, bremen ve stuttgart kentlerini de acımasızca vurdular.

normandiya çıkartması 06.06.1944 de yapılınca müttefikler artık batıdanda almanya’ yı sıkıştırmaya başlayıp, havada da üstünlüklerini pekiştirdiler. harris her ne kadar bombacı, katil ve kasap lakaplıda olsa teknolojinin gelişimini çok iyi takip eden bir komutandı ve zaten çok iyi olan lancester uçaklarının hedef vurma sistemlerinin o zamana göre mükemmelleştirilmesini de sağlayarak iyice ölümcül hale getirtmiştir.

1944 yılı kışına gelindiğinde batıda savaş kilitlenmiş ve müttefiklerin ilerlemeside durmuştur. doğuda ise sscb’ nin ilerlemesi aralıksız devam etmektedir. bu esnada yalta konferansı şubat 1945 de toplanmış, burada stalin, müttefiki olan roosevelt ve churchill’ e kendilerini almanlara karşı yalnız bıraktıklarını söylemiştir. bu toplantıda ayrıca siz batıda ne yapıyorsunuz, olduğunuz yerde duruyorsunuz deyince müttefikler savaşı bir an önce bitirmek adına o zamana kadar vurulmamış olan alman şehirlerininde alan bombardımanı yoluyla bombalanmasına karar vermişlerdir. toplantıda alınan karara göre almanların doğuda olan şehirlerinin bombalanmasına ağırlık verilecekti. böylece sscb’ nin işi kolaylaşacaktı. almanlar doğuda bellli şehirleri doğu cephesine sevkiyat için kullanıyordu.

bunun ışığında dresden’in bombalanmasına karar verildi. 13.02.45 lancester filosu fransa-belçika üzerinden almanya ya uçtu, almanlarda artık radar kullanmaya başlamışlardı ama ingilizler radara karşı bir hile bulmuşlardı. buna göre bombardıman uçaklarından radar dalgalarını yansıtan alimünyum folyolar yağmur gibi yağdırılıyor bu şekilde alman radarları tamamen felç oluyordu. uçak yerine görebildikleri tek şey yoğun bir buluttu.

bu sırada hedef olarak seçilen dresden kenti karnaval kutluyordu, şehrin yüzyıllar öncesine dayanan bir tarihi mevcuttu, saksonyanın başkenti olan şehire "elbenin floransası" ya da "mücevher kutusu" deniyordu, tarihi bir kültür merkeziydi. tüm bunlardan dolayı dresden halkı bombalanacaklarına hiçbir zaman inanmamış çoğu da bu bombardımanda gafil avlanmıştır.

savaş ekonomisi için ise kent büyük bir sanayi ve ulaşım merkeziydi. birçok fabrika, naziler için mühimmat, uçak parçaları ve makineli tüfek üretiyordu. birlikler, tanklar ve toplar dresden üzerinden 250 km uzaktaki doğu cephesine demiryolu ve karayollarıyla taşınıyordu. doğudan kaçan yüz binlerce alman mülteci de kentteydi. alman hava savunması genelde olduğu gibi bu bölgede de zayıftı.

müttefikler saldırı için doğrudan şehrin merkezini ana hedef olarak seçmişlerdir. saldırıya katılan ilk dalga lancester uçakları bombalarını 15 dakika gibi bir sürede hedef seçilen şehir merkezine boşalttılar. bombardıman iki aşama idi, öncelikle atılan bombalar ile evlerin çatılarının uçması sağlandı, daha sonra yangın çıkartan fosfor bombaları atıldı. amaç açılan deliklerden giren bu tip bombalar ile yangın çıkmasının sağlanmasıydı. solunumu güçleştiren fosfor gazı ayrıca insanların havasızlıktan boğulmalarınada sebep olacaktı.

dresden’ in dar sokakları ve ahşap evleri oluşacak yangını besleyecek en önemli etmendi. buna rüzgarlı havada eklenince ateş fırtınası ile yangın iyice kontrolden çıktı ve kendi kendini besler hale geldi. oluşan girdaplardan dolayı halk yanan binalara doğru çekilmiş, bombalardan kaçmak için bodrum katlarına sığınanlar sıcak havadan ve oksijensizlikten boğularak ölmüşlerdir. sıcaklık o kadar fazlaymış ki insanlar asfaltta koşarken ayakkabıların tabanları erir hale gelmiştir. çıkan yangın neticesinde sıcaklığın 900 dereceye ulaştığı söylenir. ilk dalganın sona ermesi ile saldırıya bilinçli olarak ara verilmiştir, böylece insanların ve itfaiyenin oluşan yangına müdahele etmesini yani bir araya toplanmaları istenmiştir.

ikinci dalga için bu sefer ilk dalganın iki katı kadar daha fazla lancester bombardıman uçağı dresdeni bombalamaya devam etmiştir. gece süren saldırılardan sonra gün doğarken bu sefer abd b-17 leri bombardımana başlamış, sanayi alanları ve havaalanını vurmuşlardır. saldırı o derece başarılıdıydı ki saldırıya katılan toplam 800 küsür uçaktan sadece 6 tanesi almanlar tarafından düşürülebilmiştir. dresden halkı ise kaderlerine razı olmuş, bu kadar acz içinde kalan nazi yöneticilerini hedef almaya başlayınca dresden nazi parti başkanı çareyi kaçmakta bulmuştur.

alman propaganda bakanı joseph goebbels oluşan durumu kendi lehine çevirmeye çalışmış, her zamanki çakallığı ile haberleri manipüle etmeye başlamıştır, tarafsız isveç ve isviçre gazetelerine haber sızdırılmış ve 250.000 ölü olduğunu yazdırtılmıştır.

bombardımanın abd de de etkisi ise çok sert olmuş, gazetecilerden biri “terör bombardımanı” sözünü sansürden geçirip gazetesine bastırınca abd kamuoyu ayaklanmış, ingiltere parlamentosunda churchill’ e durum hakkında sorular sorulmuştur. abd olaydan dolayı ingiltereyi suçlamıştır.

gerçek ölü sayısı ise savaştan sonra dresden kentinde kurulan bir komisyon tarafından en fazla 25.000 diye açıklanmıştır. ( bizim çakal goebbles rakamın sonuna 0 ekleyerek 250.000 demişti.)

bundan sonra alman savunması iyice çözüldüğü için bu derece büyük çaplı şehir bomabalamasına gerek kalmamış savaş sonuna kadar. almanya artık hem batıda hem de doğudan iyice sıkıştırılmaya başlanmıştır.

savaş sonunda dresden bombardımanı ihalesi bombacı harris’ e kaldığı için herkes ondan kaçar olmuş, tüm suç kendisine yüklenmiştir. o da verilen emirleri yerine getirdiğini söylemiştir.
devamını gör...

“kemerleri bağlayın”

öncelikle bir festivalden bahsedelim. 2005 yılında almanya’da başlatılan morgenland festivali. farklı kültürlerde sanatsal faaliyetleri buluşturan festival tiyatro, resim gibi alanlarda ortak çalışmalar sunar. bu festivalin bir de orkestrası vardır ki, deyim yerinde olarak söyleyeyim müthiştir.

festival orkestrası batı müziğini, orta doğu ile sentezleyerek akıllara durgunluk verecek işler ortaya çıkarmıştır. kurucusu michael dreyer’dir.

bu festivalin bir manifestosu var. amaç, bölgesel çağdaş müzikleri, orta doğu coğrafyasının müzik kültürünü tanıtmak. bunu tiyatro, resim ve diğer sanat etkinlikleri ile insanlara sunuyorlar. festivalin orkestrası ise festivalin geniş kültür birikimine sahip özelliğine cevap verebilecek nitelikte olması sanırım. bu özelliği ile dünyaca tanınan bir orkstra olması şaşırtıcı değildir.

festivale azerbaycan'dan alim qasimov ve salman gambarov, türkiye'den aynur doğan, iran'dan kayhan kalhor, ermenistandan jivan gasparyan gibi sanatçılar katılıyor. sanatçıların arkasında duran orkestra üyelerinin ise haddi hesabı yok. vokalde aynur doğanla beraber ibrahim keivo, kinan azmeh klarnette, cemil qoçgiri sazda,rony barrak darbukada, hüseyin zahawi erbanede.

bir müzik şölenidir. yaylı çalgıların, perküsyonla dans etmesi izleyenleri nirvanaya çıkarır orada bırakır.

şimdi sizlere yaklaşık 17 dakikalık bir görüntü bırakıyorum. 5 dak. 30 saniyeden sonra uçuş başlıyor.

“kemerleri bağlayın”

uçuşagider

kaynak: bilgilerin bir kısmı ekte olan siteden alınmıştır.
kaynak
devamını gör...

batı hint adaları olarak da bilinirler.
meksika körfezi'nin güneydoğusunda atlas okyanusu'nın batı uzantısı olan karayip denizini, adalarını ve sahillerini kapsayan bölgedir. büyük mavi çukur bu bölgededir. bu adalar florida'nın güneyinden başlayıp venezuela'nın kuzey batısına kadar yayılmışlardır, büyük antiller ve küçük antiller olarak ikiye ayrılırlar. bölgede yaklaşık 7000 civarında ada ve adacık bulunur, bunlar değişik 25 bağımsız ülke veya sömürgeyi oluşmaktadır.

adaların bilinen en eski sahipleri, aravaklar* ve karayip* halkıdır. 1492 yılında hindistana ulaştığını sanan ispanyol kaşif kristof kolomb tarafından keşfedilmiştir.

tropikal iklime sahip adalar el değmemiş doğal güzellikleri ile insanları cezbetmiştir. her yıl zenginler tafafından tatil amaçlı ziyaret edilir. sınırsız deniz ürünleri ve baharatlı yemekleri ile ön plana çıkmaktadır. turizm sezonunu; dans, parti, reggae müzikleri, kokteyller, şakalar, eğlenceler ve aman sabahlar olmasın etkinlikleri ile dolu doludur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
- lol ukdesi -
devamını gör...

herkesi insan yerine koymayı bırakmak istiyorum. sonra kendilerini bir halt zannediyorlar. alışmamışlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim