uzatalım bu yayını sevgili makinist, tadı damağımızda kalacak yoksa, haftaya salıyı bekleyene kadaaaar ohoooo! *

cevabı olmayan sorular tonlarca, gelsin manga!
devamını gör...

kendi primlerinizi yatırarak emekli olacağınızı iddia eden sistemdir.
sosyal güvenlik uzmanı ali tezel ile yapılan röportaj son derece zihin açıcıdır.
--- alıntı ---

- benim merak ettiğim şu: bireysel emeklilik dediğimizde, batı’daki özendiğimiz anlamdaki bireysel emeklilik anlaşılıyor mu? onlarda nasıl, bizde nasıl?

- bizde, değişik büyüklüklerde 11 bireysel emeklilik şirketi var. bu 11’inin hiçbirinin içinde, hazine’ye sunulmuş ve hazine tarafından onaylanmış bireysel emeklilik sigorta poliçesi yok.

türkiye'de bireysel emeklilik sigortası yok

- ne demek bu?

- yani ülkemizde, bireysel emeklilik şirketleri var, fakat "bireysel emeklilik sigortası" yok demektir.

- siz bireysel emeklilik yaptırdığını düşünenlerin aldatıldığını söylüyorsunuz o zaman.

- aynen öyle. bireysel emeklilik yaptıranlara gerçek ve doğru bilgiler verilmiyor. sadece şirketlerin istediği bilgiler paylaşılıyor. bireysel emeklilik adı altında poliçe alanların ellerinde de buna ilişkin en ufak bir bilgilendirme yok. şöyle ifade edeyim; şu anda ülkemizde "bireysel emeklilik sistemi" yok, "bireysel yatırım danışmanlığı sistemi" var.

- ikisi arasındaki fark ne?

- şöyle; diyelim ki biz her ay bir kenara 100 tl para ayırıyor olalım. bunu gidip vadeli mevduatta değerlendirebiliriz, hazine bonosunda değerlendirebiliriz, dövizde değerlendirebiliriz. ya da altın, hisse senedi gibi farklı alanlarda değerlendirebiliriz.

bireysel emeklilik şirketlerine yatırırsak bu parayı onlar diyorlar ki “siz bu parayı nerelerde değerlendirmek istiyorsanız biz sizin adınıza oralarda değerlendirelim.25 lirasına hisse senedi alalım, 25 lirasına altın alalım, 25 lirasına hazine bonosu alalım, 25 lirasına döviz alalım..." böyle sepetler oluşturuyorlar.

sizin 10 yıl boyunca her ay buraya 100 tl para yatırmanız lazım. 56 yaşına geldiğimizde bireysel emeklilik şirketi bana şunu söylüyor:

“ey ali tezel sen 10 yıl boyunca para yatırdın. 56 yaşına geldin. şu anda 15 bin tl ana paran var. bunun 15 bin tl de neması oldu. toplam 30 bin tl paran var. bu 30 bin tl paranı al git. veya ayda 1000 tl 1000 tl vereyim 30 ay sonra git. ayda 500 tl 500 tl vereyim 60 ay sonra git. veya 15 bin 15 bin vereyim 2 ay sonra git.”

yani benim adıma para biriktiriyor, benim adıma yatırım araçlarında değerlendiriyor, sonra da ben 56 yaşına geldiğimde de bu parayı bana iade etmeyi taahhüt ediyor.

emeklilik yaşının 95 olmasını istiyorlar

- tabii bunu da sizin istediğiniz takvim çerçevesinde yapıyor.

- evet. ancak, bizim sosyal güvenlik sistemi adı altında bağ-kur, ssk gibi anlamda hiçbir plan söz konusu değil. plan olmamasının sebebi de şu: 56 yaşındakiler bireysel emeklilik’ten emekli olabilecek. ama topladığı parayı belli bir yıla bölmesi gerekiyor ki ayda ne ödeyeceğini bilsin. yani emeklinin ne kadar maaş alacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri bu yaşın 95 olmasını istiyorlar.

- anlamadım. 95 yaşında emeklilik öyle mi? sendikacıların söylediği “mezarda emeklilik” bunun yanında çok çok insaflı.

- bu mezardan sonra da emeklik değil. diyorlar ki 56 yaşına gelen kişi, birikmiş parasını 95 yaşına kadar yaşayacağını varsayarak bunu yıllara ve aylara bölelim, çıkacak olan maaşı buna göre ödeyelim diyorlar.

kullan

- bu 95 yaşı espri olsun diye demediniz değil mi? sigortacılar bu yaşı öne sürdükleri için mi telaffuz ediyorsunuz?

- kesinlikle. bireysel emeklilik firmaları bu teklifi sundular, hazine bunu kabul etmedi. “95 yaş olmaz, bu türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmuyor. bunu en fazla 75 veya 76 yapabilirsiniz” dendi. bana göre 75-76 da çok büyük bir yaş. çünkü şu anda 1 yaşından büyük bebeklerin ortalama yaşam beklentileri, 67. yani insanlar 67 yaşına kadar yaşayabiliyorlar. kadın ve erkekte farklılık gösteriyor ama ortalaması 67 yaş.

normal şartlarda 56 ile 67 arasında 11 yıl var. yani toplanan paranın 11 yıla yani 132 aya bölünmesi gerekiyor ki aylık maaşımızın ne olacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri diyor ki, “bu kişiler 67 yaşından sonra da yaşamaya devam ederlerse ben zarar ederim” diyor. “çünkü, ben onun 67 yaşında öleceğini varsayarak birikimini aylara böldüm ve ona göre her ay belli bir maaşı buldum. 67’den sonra vereceğim her maaş benim zarar haneme yazılır. bundan dolayı 67’yi kabul etmiyorum. 95 olsun” diyor.

çünkü 95’den önce ölürse bir para vermeyecek. o para kendisine kalacak. işte bundan dolayı bireysel emeklilik sadece isimde var, sistemde yok.

--- alıntı ---
buradan
devamını gör...

türkçeye şeytan incili olarak çevrilmiş, anton szandor lavey'in bir kitabı. şöyle ki, bunu okumamış insanlar hakkında çok tuhaf yorumlar yapabilir, farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilir. iki kez bitirmiş bir insan olarak söyleyebilirim ki oldukça alaycı bir dille yazılmış hem tanrı hem de insan eleştirisi bulunduran bir kitap. okuduktan sonra ciddi anlamda insanı etkiliyor, içindeki gizli kalmış narsistliği dışarı çıkaracak bir tünel açabiliyor ruhuna.

dahası da, adam gerçekten bazı yerlerde çok komik bir dille dalga geçmiş.
misal, ritüeller için ayrılan kısımda dualar bırakmış. doğu avrupa dilleride saçma cümleler barındırıyor hepsi, herhangi bir anlamı yok. benim "makarnaportakalsuyusomon balığıkömürmadeni" gibi bir dua yazmamla eşdeğer.
devamını gör...

kyk borcu...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aynen ya bende sabah okuyorum keyifli oluyo özellikle bazı bilgi içerikli paylaşımlar okumak çok zevkli oluyor. içimden iyiki bu platformdayim falan diyorum . en azından birşeyler öğrenmek mutlu ettiği için. ancak bazı başlıklar çok bunaltiyo . endiselenmeme neden oluyo. ya sözlüğün kalitesi bozulur da bişey olursa diye . özellikle sürekli yazarlar hakkında başlık açmak bana pek mantıklı gelmiyo k.bakmasin arkadaşlar sonuçta burası bir sözlük . sözlüğe giren halk napsın yazar ın zevklerini bilmem nelerini. tabi açılabilir en azından bazı konularda kendimizi ifade etme şansı buluruz ancak fazlası sıkar aga yaa.
devamını gör...

beklentileri boşa çıkarmaktan korkuyorum.
devamını gör...

yahu neyi saklıyorsunuz arkadaş! sakladıkça bitmeyecek bu kabus bir tane iq seviyesi bunu anlayacak yetkili birey yok mu? kaybedip kaybedin bananee bananee saymam işte diye tepinen çocuk tavırlarını bir seneyi aşkın süredir devam ettirmenin manası nedir?
devamını gör...

biz alışmışız taksim'e gider gitmez elimize birayı alıp sokaklarda turlamaya,
gezinin ilk günü yine gittik neler oluyor yerinde görelim diye. aldık yine gayri ihtiyari biraları girdik parka olani biteni kavramaya çalışıyoruz. bir kız çocuğu geldi, kız çocuğu diyorum muhtemelen üniversite öğrencisi birinci sınıf, ilk senesinde kazanmış ki ufak tefek gözüküyor. yaklaştı sıkıla sıkıla abi biz burda alkol icmiyoruz dedi. ne alaka dedim kendi kendime, neden diye sordum. dışardan görenler bizi yanlış anlamasın dedi. tamam ben bunu atarım abisi dedim. sen iç abi ben alır atarım sorun değil dedi.

iyiki de ilk gün oraya gitmişim, iyiki de hergun tekrar gitmişim. yoksa tv de izlediklerinizle orada yaşananlar aynı şeyler değildi. tv de size gösterilenler bugün bile bir kurmaca olabilir.

bir dönüm noktasıydi gezi, dönemedik, dondurmediler.
devamını gör...

metin altıok'un bütün şiirlerinin derlendiği bir acıya kiracı isimli şiir koleksiyonun 401. sayfasında yer alan ilk soneden yola çıkılarak bestelenmiş muhteşem eser. fazıl say ve serenad bağcan şiirin vuruculuğundan hiçbir şey kaybettirmeden muhteşem bir iş ortaya çıkarmış. insan dinlerken durup soruyor sahiden; artık bir yarım umut dahi kalmadıysa karanlık yarınlarımızı göğüslemek için, işte o zaman, o zaman gerçekten paylaşacak bir şey yok mu acıdan başka?


sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
aşındırarak bütün güzel duyguları.
bir yarım umuttur elimizde kalan,
göğüslemek için karanlık yarınları.

ağzımda ağzının silinmez ılık tadı,
damağımda kösnüyle gezinirken;
yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı,
dışarda rüzgar acıyla inilderken.
unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri,

seninle bir döşekte sevişirken bile.
düşünüyorum hüzünlü genç anneleri,
çarşılarda, pazarda ellerinde file.

bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka;
bir şey yok paylaşacak acıdan başka.

devamını gör...

and dağları bölgesinin ortasında bulunan bir latin amerika ülkesi.
venezuela, panama, ekvador, peru, brezilya ile kara sınırı, pasifik okyanusu ve karayipler'e açılan deniz sınırına sahip. güçlü bir petrol, kömür, kahve üreticisi. ancak ispanyol sömürgeciliği burada siyasi sorunlar, toprak sorunları, sınıf sorunları gibi miras bıraktı.
devamını gör...

'eee var mı biri*?' sorusu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yaşar usta: bak beyim, sana iki çift lafım var.

(bkz: bizim aile)
devamını gör...

çerez tabağındaki antep fıstığını seçmek gibi.
istediğimizden istediğimiz kadar yiyebiliriz o zaman.
yaşasııın!

edit: bu metafordan benim haberim yok, saçmalama len diyen olursa silebilirim.
devamını gör...

felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen bir ingiliz filozoftur. en tanınmış eseri olan leviathan batı siyaset felsefesinin izleyeceği yolu çizmiş ve baş ucu eseri olmuştur. tanım

insanları kötü olarak simgeler. bu konuda ona bir soru sorabilmek isterdim, insanlığın kötü olduğunu söylüyorsa iyi olarak aldığı bir şey olmalı. peki, referans olarak aldığı iyiyi kötüden ayıran nedir?
devamını gör...

ancak empati yoksunu olma ile açıklanabilecek tutumlardır.
içinde yer aldığım stk'lar ve denk geldiğim bir çok suriyeli olan diyaloglarımdan yola çıkarak sahip olduğum kanaatler.
*sanılanın aksine bir tanesinin bile sonsuza kadar türkiye'de yaşamak gibi nir merağı yok.
*evliliklerini mümkün mertebe kendi içlerinde yapıyorlar.
*en ağır işlerde çalışarak sadece yaşamaya çalışıyorlar. iş seçmiyorlar.
*ehliyetleri bile bizde geçerli değil. işe girmek için ehliyet kursuna gitmek zorundalar.
*erkeklerin çoğu bir süre savaşmış bir faydası olmadığının farkına varınca türkiye'de gelmişler.
*her isteyen gelemiyor, ailesi lübnan'da olan kendi türkiye'de okuyan ve yıllardır ailesini görmeyen suriyeliler var.
*onları kandıran, her şeylerini alan bazı türkler yüzünden, geri dönmek isteyenleri var.
ps: yolda kalmışlar onlar. yolda kalmış gariptir.
merhamet hak eden insanlar onlar.
allah yar ve yardımcıları olsun.
devamını gör...

canın sağ olsun butonu var mıydı? otomatik sen bıraktın ama ben seni bırakmadım mesajı da gönderilse negzel olurdu. *
devamını gör...

istanbul'dan kaş'a giderken akyaka sonrası sahil yolu için geçerlidir. bayılıyorum orada araba sürmeye. bu yaz nasip olur inşallah.
devamını gör...

bir çok şeyden daha mutlu eden aktivite.
devamını gör...

sürekli yaşadığım ve galiba yaşayacağım durumdur. içimde kalan iki şey var. biri tutan başlık açmak diğeri tutan tweet atmak. ayrıca tutan bazı başlıklara bakınca bu işin bir matematiğinin olmadığını eş dost yardımıyla bu işin kotarıldığını düşünüp teselli bulduğum durumdur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim