birçok konuda eksik olunduğunu fark etmek
olgunlaşmanın, zihinsel olarak evrimleşmenin ilk kuralıdır bence.
devamını gör...
kahveyi şekersiz ve sütsüz içenler tarikatı
günde minimum 4 bardak sütsüz şekersiz ve apacı halde tüketen birisi olarak şeyhliğine adaylığımı koyduğum tarikattır.
devamını gör...
pdf kitap bulabileceğimiz siteler
pandemi başında kitap siparişleyemediğim için e-kitap sitelerine dadanmıştım mecburen. birçok kitabında ücretli e-book hali satılmıyor ücretsiz sitelere yönleniyor insan. öneri birkaç link:
hattusa
pdfdrive
turuz
normal kitap okumayı ekitaba tercih ettiğim için sevdiğim kitapları siparişleyip temin ediyorum şu sıralar. sevmediklerim için de aynı yazardan başka bir kitap alıyorum. emek sömürücü olmamak için böyle bir çözüm buldum.
not: bu ülkede insanlar kitap okusun da nasıl okursa okusun motivasyonuyla linkler paylaşılmıştır.
hattusa
pdfdrive
turuz
normal kitap okumayı ekitaba tercih ettiğim için sevdiğim kitapları siparişleyip temin ediyorum şu sıralar. sevmediklerim için de aynı yazardan başka bir kitap alıyorum. emek sömürücü olmamak için böyle bir çözüm buldum.
not: bu ülkede insanlar kitap okusun da nasıl okursa okusun motivasyonuyla linkler paylaşılmıştır.
devamını gör...
geleceğe umutla bakamayan insan
eğitim işleyişinin yanlış yürüdüğü ve üniversite mezunlarının da işsiz kaldığı bu dönemde geleceğe umutla değil, ne yazık ki tedirgin bakılıyor.
devamını gör...
yalnızlık kader midir yoksa tercih mi sorunsalı
kader de tercihlerimizden ibarettir.
devamını gör...
beyaz zenciler
yeraltı edebiyatının amiyane tabirle en 'temiz' kitaplarındandır ve iyi bir başlangıçtır. bataille'in şiddetli ruh halleri, bukowski'nin 'pislik'leri, burroughs'un madde kullanım yelpazesi olmadan görece 'normal'lenmiş bir norveç alt kültürü yaşantısıdır gözler önüne serilen. yaratıcı (yazar, şair, ressam, müzisyen) gençlerin hayatından olağan kareler gibi görünür olan biten. bir de güzel bir sarıcı, kapsayıcı atmosferi vardır. ne ara aldınız ne ara bitirdiniz fark etmeden kaptırıp gidebilirsiniz rahatça. yolculuktayken, kamptayken, dağda bayırdayken, ya da hayatınız çok hızlı akıyorken okunması çok keyif verebilir.
alışılageldik orta sınıf veya küçük burjuva hayatına, sadece yaşayarak tokat gibi yanıt veren bir avuç insan. yaptıkları, gittikleri yerlerdeki normcu insanlara yer yer şaşırtıcı, yer yer iğrendirici genelde 'görmezden gelinmesi gereken' bir yığın saçmalık ya da ahlaksızlık gibi görünür. işin eğlenceli kısmı da buradadır. okurken yer yer sesli kahkahalar attırabilir kişisine göre.
bu arada karakterlerin bu eğilimleri çoğu kimsenin zannettiğinin aksine zorlama bir marjinallik çabası, 'hadi şöyle olalım' diye üzerine düşünülüp kurulmuş bir planlı hareketten çok, beyaz zencilerin her şeysi gibi doğaçlamadır, içtendir öylece o an filizlenir ve uygulanır. üzerine ne ertesi gün ne de önceki gün konuşulmaz sadece 'yaşanır'
genelde öyküyü, olay akışı modunda aktarmayı sevse de yer yer aşağıdaki gibi paragraflara da yer vermiş ambjörnsen :
''o gece boyunca ılık bir bahar yağmuru yağdı. kaldırımlardaki it boklarının, hani şu sadık iyi dostlarımıza ait güzel atıkların arasından zikzaklar çizerek yürürken, ilkbaharın soyunma zamanı olduğunu düşünüyordum. durup sokaktaki ışığın güzelliğine, karanlığın yumuşak aurasına hayran oluyordum. kentin doğusuna doğru ilerlerken tüm duygularım şiirselleşmişti. her şeyi, evlerin cephelerini, arabaları, telefon kulübelerini, sosis satan büfeleri, tramvay raylarını gerilerdeki bir başka şeyin ifadesi, bir ruhun belki de tanrının mistik bir manifestosu olarak düşünüyordum. insan yaratıcılığının eseri, evet tamam. ama nereden geliyordu düşünceler, itkiler? ve niçin aramızdan yalnızca bazılarına doğuştan armağandı düş gücü? arayıp bulma tutkusu? çünkü böyleydik biz; çok uzaklarda çılgınlığın savanlarında çıktığımız yaşam boyu sürecek olan safaride, varlığına derinden inandığımız altın gergedanın peşinden koşan bir çete.''
birr alıntı da arka kapaktan:
---beyaz zenciler uyku tulumları, sırt çantaları veya bira kasalarıyla çingene hayatı yaşayan dumancılar, beyazcılar, asitçilerdir... beyaz zenciler şairdir, çılgındır, düş kurmayı ve küfretmeyi severler; onları en iyi polisler tanır! beyaz zenciler mahkum edildiğimiz rezil, yoz televizyon dizilerine benzeyen hayatlardan; eğitim, kariyer, başarı ve benzeri cüce düşüncelerden nefret ederler. beyaz zenciler sevgi edebiyatı yapmazlar, severler. bütün enerjilerini kendilerini garantiye almak için harcayanların hiçbir zaman anlayamayacağı kadar çok severler. beyaz zenciler gerçekten 'düzen karşıtı'dırlar, tüm ideallere ve ideolojilere karşı ihanet içindedirler. onlar toplum dışına atılmamışlardır, orada 'imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat' yaşamayı seçmişlerdir. ---
alışılageldik orta sınıf veya küçük burjuva hayatına, sadece yaşayarak tokat gibi yanıt veren bir avuç insan. yaptıkları, gittikleri yerlerdeki normcu insanlara yer yer şaşırtıcı, yer yer iğrendirici genelde 'görmezden gelinmesi gereken' bir yığın saçmalık ya da ahlaksızlık gibi görünür. işin eğlenceli kısmı da buradadır. okurken yer yer sesli kahkahalar attırabilir kişisine göre.
bu arada karakterlerin bu eğilimleri çoğu kimsenin zannettiğinin aksine zorlama bir marjinallik çabası, 'hadi şöyle olalım' diye üzerine düşünülüp kurulmuş bir planlı hareketten çok, beyaz zencilerin her şeysi gibi doğaçlamadır, içtendir öylece o an filizlenir ve uygulanır. üzerine ne ertesi gün ne de önceki gün konuşulmaz sadece 'yaşanır'
genelde öyküyü, olay akışı modunda aktarmayı sevse de yer yer aşağıdaki gibi paragraflara da yer vermiş ambjörnsen :
''o gece boyunca ılık bir bahar yağmuru yağdı. kaldırımlardaki it boklarının, hani şu sadık iyi dostlarımıza ait güzel atıkların arasından zikzaklar çizerek yürürken, ilkbaharın soyunma zamanı olduğunu düşünüyordum. durup sokaktaki ışığın güzelliğine, karanlığın yumuşak aurasına hayran oluyordum. kentin doğusuna doğru ilerlerken tüm duygularım şiirselleşmişti. her şeyi, evlerin cephelerini, arabaları, telefon kulübelerini, sosis satan büfeleri, tramvay raylarını gerilerdeki bir başka şeyin ifadesi, bir ruhun belki de tanrının mistik bir manifestosu olarak düşünüyordum. insan yaratıcılığının eseri, evet tamam. ama nereden geliyordu düşünceler, itkiler? ve niçin aramızdan yalnızca bazılarına doğuştan armağandı düş gücü? arayıp bulma tutkusu? çünkü böyleydik biz; çok uzaklarda çılgınlığın savanlarında çıktığımız yaşam boyu sürecek olan safaride, varlığına derinden inandığımız altın gergedanın peşinden koşan bir çete.''
birr alıntı da arka kapaktan:
---beyaz zenciler uyku tulumları, sırt çantaları veya bira kasalarıyla çingene hayatı yaşayan dumancılar, beyazcılar, asitçilerdir... beyaz zenciler şairdir, çılgındır, düş kurmayı ve küfretmeyi severler; onları en iyi polisler tanır! beyaz zenciler mahkum edildiğimiz rezil, yoz televizyon dizilerine benzeyen hayatlardan; eğitim, kariyer, başarı ve benzeri cüce düşüncelerden nefret ederler. beyaz zenciler sevgi edebiyatı yapmazlar, severler. bütün enerjilerini kendilerini garantiye almak için harcayanların hiçbir zaman anlayamayacağı kadar çok severler. beyaz zenciler gerçekten 'düzen karşıtı'dırlar, tüm ideallere ve ideolojilere karşı ihanet içindedirler. onlar toplum dışına atılmamışlardır, orada 'imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat' yaşamayı seçmişlerdir. ---
devamını gör...
dark
başrol oyuncularının "bazen biz de anlamıyoruz" dediği, ilk sezon itibariyle çok iyi ya deyip izlemeye başladığım ve son sezonun ortalarında bu ne yaa artık yeter deyip izlemeyi bıraktığım, anlaşılması bölümler ilerledikçe gerçekten güçleşen, zamanda yolculuğu, bu yolculuk sırasında zamana müdahale edilmesiyle insanların başına gelenleri anlatan alman yapımı bir netflix dizisi.
izlemediyseniz ve izlemeye karar verdiyseniz, kağıdınız kaleminiz hazır olsun. kim kimdi, kim hangi zamanda kiminleydi, kim kimin hangi zamanda neyiydi notlar alın. hatta şemalar çıkarın. ihtiyacınız olacak.
www.birgun.net/haber/dark-i...
izlemediyseniz ve izlemeye karar verdiyseniz, kağıdınız kaleminiz hazır olsun. kim kimdi, kim hangi zamanda kiminleydi, kim kimin hangi zamanda neyiydi notlar alın. hatta şemalar çıkarın. ihtiyacınız olacak.
www.birgun.net/haber/dark-i...
devamını gör...
astım
hava yollarının inflamatuvar bir hastalığıdır. kronik inflamasyon, özellikle gece ya da sabahın erken saatlerinde meydana gelen tekrarlayıcı hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi ve öksürük ataklarına neden olan hava yolu aşırı duyarlılığı ile ilgilidir. bu ataklar kendiliğinden veya tedavi ile geri dönüşlü, değişken bir hava yolu tıkanıklığı ile birliktedir. hava yolu tıkanıklığını oluşturan etkenler; bronşların daralması, mukoza salgısının artması ve mukoza ödemidir.
devamını gör...
nesrin sipahi
1974'te fenerbahçe marşını seslendirmiş değerli sanatçımızdır.
devamını gör...
uyunan en ilginç yer
annemin karnı, hemi de 9 küsür ay.*
devamını gör...
maske takınca gözlüğün buğulanması
maske ile gözlüğün birleşmesi ile verilen nefesin direkt göze gitmesiyle oluşan durum . gözde erime hissiyatı yaratır .
devamını gör...
rahmi m. koç müzesi
ilkokulda iken sınıfımız ile birlikte gittiğim çok güzel bir müzedir.
hele ki o arabalar beni benden almıştır.
en kısa zamanda tekrar gitmek istiyorum.
hele ki o arabalar beni benden almıştır.
en kısa zamanda tekrar gitmek istiyorum.
devamını gör...
yazılacak kitabın ilk cümlesi
gelişi güzel çiğnediği sakızın tadının kaybolup gitmesi gibi son bulacağını kestirememişti gelişi güzel yaşadığı hayatının.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının takipçi sayıları
62, tavşan yapayım mı sizden sevgili takipçilerim?
devamını gör...
ah bir ataş ver
muhteşem bir ege türküsü, 9/4'lük ölçüsü olan zeybek havasıdır. dumlupınar denizaltısına gelen son emirin "konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve isterlerse sigara da içebilirler.'' olması üzerine söylenmiş türküdür. her dinlediğimde tüylerim diken diken olur.
sözleri
ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım
sen sallan gel, ben boyuna bakayım (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın
arkadaşlar uykulardan uyansın (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
ah bir ataş ver
sözleri
ah, bir ataş ver, cigaramı yakayım
sen sallan gel, ben boyuna bakayım (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
ah, vur ataşı gavur sinem ko yansın
arkadaşlar uykulardan uyansın (x2)
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, yanık olur anaların yüreği
ah bir ataş ver
devamını gör...
yazarları çileden çıkartan davranışlar
kütüphanelerde metrekareye düşen insan sayısının çok fazla olduğu vize veya final haftasında bazı öğrencilerin masaların üzerine kitaplarını bırakıp sigara içmeye çıkması ve saatlerce gelmemesi.
devamını gör...