counter strike 1.6
bilgisayarda yüklü olmasına ve arkadaşlar ile eğlenmemize rağmen dersten sonraki kısıtlı vakitte oynanan dönemler kadar keyif vermeyen oyun. yine de günümüz oyunlarına çoğunlukla tercih ederim. hd grafiklere değil piksellerine yandık biz..
devamını gör...
kilo vermenin en kötü yanı
hastalık, iş yoğunluğu vs. çeşitli sebeplerle diyet ve sporu bırakmak durumunda kalınca, tekrar kilo alma/eski kiloya geri dönme korkusudur. başıma defalarca geldi, o yüzden de tekrar kilo almaktan çok korkuyorum. şimdi birkaç kilo aldığımda, hemen sporu biraz daha arttırarak aralıklı oruç ile dengelemeye çalışıyorum.
devamını gör...
nefret
grup
devamını gör...
kalemi kuvvetli yazar
okunmaya değer, etkili ve güzel yazabilen; duygu ve düşüncelerini güçlü cümlelerle anlatan cesur yazardır. yazarken farklı kaynakları da araştırarak doğruları yazar.
"yazdıklarım favlansın, beğenilsin, takipçi sayım artsın, popüler olayım" gibi niyeti yoktur. dilbilgisine hakim olduğundan yazdıkları anlaşılır...kelimeleri adeta dans ettirir.
kafa sözlükte kalemi kuvvetli yazarlar bolca bulunur. bir kısmı henüz keşfedilmemiştir. tesadüfen yazılarını okumaya başlarsınız...birinci sayfa, ikinci sayfa derken zamanın ne çabuk geçtiğini fark edemezsiniz. okurken keyif duyarsınız, sürükleyici bir kitabın satırları gibi...
satır aralarında bile önemli mesajlar verir. tarafsız ve ahlaki kurallara uygun yazıp, az kelimeyle çok söz söyleyip nokta atışı yapar. kafa sözlüğün kalemi güçlü yazarlarından öğreneceğim çok şey var.
dünyada iki büyük kuvvet vardır; birisi kılıç, diğeri kalemdir, fakat kılıç kuvveti, ergeç kalem kuvvetine, mağlub olur. (napoleon bonaparte)
"yazdıklarım favlansın, beğenilsin, takipçi sayım artsın, popüler olayım" gibi niyeti yoktur. dilbilgisine hakim olduğundan yazdıkları anlaşılır...kelimeleri adeta dans ettirir.
kafa sözlükte kalemi kuvvetli yazarlar bolca bulunur. bir kısmı henüz keşfedilmemiştir. tesadüfen yazılarını okumaya başlarsınız...birinci sayfa, ikinci sayfa derken zamanın ne çabuk geçtiğini fark edemezsiniz. okurken keyif duyarsınız, sürükleyici bir kitabın satırları gibi...
satır aralarında bile önemli mesajlar verir. tarafsız ve ahlaki kurallara uygun yazıp, az kelimeyle çok söz söyleyip nokta atışı yapar. kafa sözlüğün kalemi güçlü yazarlarından öğreneceğim çok şey var.
dünyada iki büyük kuvvet vardır; birisi kılıç, diğeri kalemdir, fakat kılıç kuvveti, ergeç kalem kuvvetine, mağlub olur. (napoleon bonaparte)
devamını gör...
şişko ve işsiz olmak
devamını gör...
eurovision'a tekrar katılma durumunda türkiye'yi temsil edecek sanatçı
bence edis olabilirdi veya aleyna tilki.
devamını gör...
trigonometri
ayt matematik sınavında net olarak 3-4 tane çıkan ama en az 12-13 soruda bahsi geçen konudur.
devamını gör...
yalnızlığın en iyi tanımı
olaya duygusallıktan ziyade bilimsel olarak yaklaşacak olursak, ki bu bence insanın ruhsal huzuru ve mantık somut kavramı için yalnızlığın tanımına yakalaşılası en iyi düşünce biçimidir.
yalnızlık
yalnızlık, diğer insanlarla yakın olumlu bağlantıların olmaması veya mevcut bir bağlantıyı kaybetme korkusundan kaynaklanan bir kişinin özel bir duygusal durumudur.
bu yoruma göre yalnızlık, "izolasyon" kavramıyla eş anlamlıdır ve olumsuz bir çağrışım kazanır. ancak buna rağmen, bazı durumlarda yalnızlık olumlu bir işlev görür - kasıtlı olarak seçilmiş yalnızlık söz konusu olduğunda. bu gerçek, diğer insanlardan fiziksel mesafenin her zaman yalnızlık anlamına gelmediğini gösterir, çünkü ikincisi tam olarak zihinsel somut temas eksikliği hissini varsayar.
yalnızlık, bir kural olarak, benlik saygısı düşük olan ve onun rehineleri haline gelen insanlarda doğaldır - sosyal bağlantılarını genişletmek isterler, ancak benlik saygısı bunu yapmalarına izin vermez. sonuç olarak, yalnızlık duyguları artar ve tam tersine benlik saygısı daha da azalır ve bu da şiddetli depresyona neden olabilir. bazı durumlarda yalnızlık, ruhtaki patolojik değişikliklerle (şizofreni, otizm vb.) ilişkilendirilebilir.
yalnızlık
felsefi ve psikolojik düşünce tarihinde yalnızlık olgusu belirsiz bir şekilde yorumlanır. yalnızlığın bilimsel incelemesinde, olumsuz ve olumlu yönelimi nedeniyle iki eğilim ayırt edilebilir. yalnızlığın kişinin yaşamı üzerindeki etkisinin doğasını değerlendirmedeki mevcut çelişki, bir yandan birey için yıkıcı olarak anlaşılması, diğer yandan da benliğin gerekli bir aşaması olarak görülmesi gerçeğinde ifade edilmektedir. -bilgi ve kendi kaderini tayin etme. böyle keskin bir görüş ayrılığının nedenleri, öncelikle fenomenolojinin yetersiz çalışmasında ve hatta daha da fazlası - yalnızlığın psikolojik mekanizmalarında yatmaktadır.
yalnızlık zihinsel bir fenomen olarak ele alındığında, onun hakkında örneğin duygu, süreç, tutum, ihtiyaç gibi farklı kategorilerde konuşulabilir.
bir duygu olarak yalnızlık, bir kişinin diğerlerinden farklılığı, "ötekilik" deneyimiyle koşullanır, bunun sonucunda iletişimde belirli bir psikolojik engel, yanlış anlama ve diğer insanlar tarafından reddedilme hissi ortaya çıkar. yalnızlık duyguları genellikle, en azından bu aşamada biriyle yakın bir ilişki kurmanın imkansız olduğunun farkına varılmasıyla ilişkilendirilir. elbette karşılıklı kabul, sevgi ve anlayışa dayalı bir ilişkiden bahsediyoruz.
bir süreç olarak yalnızlık, bireyin belirli yaşam durumlarında toplumda var olan normları, ilkeleri ve değerleri algılama ve uygulama yeteneğinin kademeli olarak kaybıdır. yalnızlık sürecinin bir sonucu olarak birey, toplumsal hayatın öznesi statüsünü kaybeder.
yalnızlık
yalnızlık, diğer insanlarla yakın olumlu bağlantıların olmaması veya mevcut bir bağlantıyı kaybetme korkusundan kaynaklanan bir kişinin özel bir duygusal durumudur.
bu yoruma göre yalnızlık, "izolasyon" kavramıyla eş anlamlıdır ve olumsuz bir çağrışım kazanır. ancak buna rağmen, bazı durumlarda yalnızlık olumlu bir işlev görür - kasıtlı olarak seçilmiş yalnızlık söz konusu olduğunda. bu gerçek, diğer insanlardan fiziksel mesafenin her zaman yalnızlık anlamına gelmediğini gösterir, çünkü ikincisi tam olarak zihinsel somut temas eksikliği hissini varsayar.
yalnızlık, bir kural olarak, benlik saygısı düşük olan ve onun rehineleri haline gelen insanlarda doğaldır - sosyal bağlantılarını genişletmek isterler, ancak benlik saygısı bunu yapmalarına izin vermez. sonuç olarak, yalnızlık duyguları artar ve tam tersine benlik saygısı daha da azalır ve bu da şiddetli depresyona neden olabilir. bazı durumlarda yalnızlık, ruhtaki patolojik değişikliklerle (şizofreni, otizm vb.) ilişkilendirilebilir.
yalnızlık
felsefi ve psikolojik düşünce tarihinde yalnızlık olgusu belirsiz bir şekilde yorumlanır. yalnızlığın bilimsel incelemesinde, olumsuz ve olumlu yönelimi nedeniyle iki eğilim ayırt edilebilir. yalnızlığın kişinin yaşamı üzerindeki etkisinin doğasını değerlendirmedeki mevcut çelişki, bir yandan birey için yıkıcı olarak anlaşılması, diğer yandan da benliğin gerekli bir aşaması olarak görülmesi gerçeğinde ifade edilmektedir. -bilgi ve kendi kaderini tayin etme. böyle keskin bir görüş ayrılığının nedenleri, öncelikle fenomenolojinin yetersiz çalışmasında ve hatta daha da fazlası - yalnızlığın psikolojik mekanizmalarında yatmaktadır.
yalnızlık zihinsel bir fenomen olarak ele alındığında, onun hakkında örneğin duygu, süreç, tutum, ihtiyaç gibi farklı kategorilerde konuşulabilir.
bir duygu olarak yalnızlık, bir kişinin diğerlerinden farklılığı, "ötekilik" deneyimiyle koşullanır, bunun sonucunda iletişimde belirli bir psikolojik engel, yanlış anlama ve diğer insanlar tarafından reddedilme hissi ortaya çıkar. yalnızlık duyguları genellikle, en azından bu aşamada biriyle yakın bir ilişki kurmanın imkansız olduğunun farkına varılmasıyla ilişkilendirilir. elbette karşılıklı kabul, sevgi ve anlayışa dayalı bir ilişkiden bahsediyoruz.
bir süreç olarak yalnızlık, bireyin belirli yaşam durumlarında toplumda var olan normları, ilkeleri ve değerleri algılama ve uygulama yeteneğinin kademeli olarak kaybıdır. yalnızlık sürecinin bir sonucu olarak birey, toplumsal hayatın öznesi statüsünü kaybeder.
devamını gör...
prenses diyeti
kate middleton’ın düğünden önce uyguladığı diyetin annesi carol tarafından açıklanmasının hemen ardından ünlenen bir diyet çeşitidir. dukan diyeti diye de geçmektedir. protein ağırlıklı bir diyettir. yağ ve karbonhirattan az miktarda yemeyi önerir.
devamını gör...
sözlük yazarlarının fotoğrafları
şeytan bi şey fısıldıyor da, du'bakalım kızım!..
904 kişilik, kalabalık başlık.
904 kişilik, kalabalık başlık.
devamını gör...
kin ve nefretten kurtulma yolları
nefreti tanımlamadan işin içinden çıkılamaz. bence yüzleşmeden de olmaz. kırılma noktası olması lazım. gitsin herkes intikam alsın demiyorum. herkes kendi için bu kindarlıktan kurtulmalı diyorum. beyin sağlığını olumsuz etkileyen bir duygu bu. boşuna işgal ediyor seni. bağışla diyorlar, affet diyorlar ama dağ gibi büyüyen bir nefretten bahsediliyorsa çözüm değil. boş bir arazide bağırmak, hıçkıra hıçkıra ağlamak kısa vadede rahatlamak o kötü enerjiyi bir şekilde boşaltmak gerekli. sorunu kökten çözmek için düşünme şeklini değiştirmek gerekiyor.
sanırım nefret etmekten nefret ediyorum ama maalesef bende bu tuzağa düşüyorum. kötü olayları hafızamdan silemeyip, kişilere çok takılıyorum. sonra enerjimi böyle şeylere harcadığım için kendimden nefret ediyorum. ama kıyamam ben ona.* affederim hemen.
sanırım nefret etmekten nefret ediyorum ama maalesef bende bu tuzağa düşüyorum. kötü olayları hafızamdan silemeyip, kişilere çok takılıyorum. sonra enerjimi böyle şeylere harcadığım için kendimden nefret ediyorum. ama kıyamam ben ona.* affederim hemen.
devamını gör...
karaciğer
vücutta bir çok önemli görevi olan ama kalp ve beyin gibi bahsedilmeyen dışlanan organ. neredeyse her şey bu organdan sorulur, ama patronluk taslamaz hiç kalp ve beyin gibi. mülayim, mütevazı bir organdır. görevlerini saymakla burayı doldurmak istemiyorum. kendiniz bakabilirsiniz upuzuunnn bir liste çıkar önünüze.
devamını gör...
parlak taşın hikayesi
seneler önce köylünün biri tarlasını sürerken parlak bir taş bulup eşeğinin boynuna takar. eve dönünce eşi taşı beğenir ve “bu taş evimizde dursun, gelen komşular çatlasın” der.
muhtar ve karısı köylünün evine misafirliğe gelince muhtarın karısı parlak taşı görür. çok beğenip “bu taş köyümüzün simgesi olsun, muhtarlıkta dursun” deyip bir koyun karşılığında taşı alır.
köylü sevinir. “bir taş karşılığında bir koyun aldım”.
parlak taş bir müddet muhtarlıkta durur. ilçe esnafından biri muhtarlığa gelince “bu taş başkente yakışır, al sana 10.000 tl, köyünün ihtiyaçlarını karşıla” der.
muhtar kıs kıs güler “bir koyuna almıştım, iyi okuttum taşı”.
kendini uyanık sanan esnaf, partisinin ilçe teşkilatından birisine gösterir taşı. “hem kaçak inşaatıma ses çıkarmazlar, hem de bizim oğlanı işe alırlar, hem de üste para verirler” der içinden.
parti üyesi 15.000 tl’ye alır o parlak taşı. bakanın birine hediye edip göze girmek ister.
ne var ki bakan istifa eder. keyif çayının yanında çokomel olmayınca partide dengeler değişir.
parti üyesi gider bir kuyumcuya. kuyumcu çırağı bakar parlak taşa. 20.000 tl’ye anlaşırlar.
yarım saat sonra genç bir kadın ile yaşlı bir amca gelir kuyumcuya.
”aşkitom çok beğendim bu taşı, iyi parlıyor, ne acaba, alsana deyince” yaşlı adam alır taşı 40.000 tl’ye.
kuyumcu çırağı memnun, “ustam olsa gurur duyardı benimle” diye sevinir.
yaşlı amca 80 yaşında olduğu için mavi haplar alır, haliyle kalp krizinden vefat eder.
genç kadın da ünlü bir kuyumcuya gidip taşı satıp, 60.000 tl’yi cebe indirir.
“bana aptal sarışın dediler. gerçi saçlarım sarı boya ama 40.000 tl’ye alıp 60.000 tl’ye sattım. bir de hem güzel hem akıllı olunmaz derlerdi” diye güler.
parlak taş olan 145,44 karatlık elmas el değiştirmeye devam eder ve en son 1.000.000 dolara bir prenses tarafından satın alınır.
köylü, muhtar, esnaf, kuyumcu çırağı, genç kadın, yaşlı adam sarraf olmadıkları için o parlak taşın gerçek değerinden haberleri yoktur. o vakitler internet de yoktur.*
"bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında o şey kıymetlidir.”
susuzluk çeken ülkelerdeki insanlar bir damla suyun kıymetini bilir.
ramazan’da iftar sofrasında bir zeytin bile o kadar kıymetlidir ki.
senin ırkın, dinin, milliyetin, cinsiyetin, maddi durumun kimine göre çok şey fark eder, kimine göre ise hiçbir şey.
hayatın çevrendeki insanlara göre değer kazanır hikayedeki parlak taş gibi.
çevrendeki insanları akıllıca seçersen o insanların seni paha biçilmez göreceğine emin olursun.
“insan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” der jim rohn.
benzer hedeflerin olduğu kişilerle bir aradaysan, başarın da katlanır.
kimi ay’a gideceğiz diye sevinir. kimi de ay’a bu uzay bütçesi ile nasıl gideceğiz diye düşünür.
bbc’nin haberine göre türkiye uzay ajansı'na ayrılan bütçe 38 milyon tl.
rusya, soyuz roketleriyle bir astronotu uluslararası uzay istasyonu'na göndermek için 80 milyon doların üzerinde ücret talep ediyor. kaynak
haberi okuduktan sonra konfüçyüs’e kulak vermek gerekir. “bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınınız”.
aşkı bilenler ve ona değer verenler ile aşk güzeldir.
muhtar ve karısı köylünün evine misafirliğe gelince muhtarın karısı parlak taşı görür. çok beğenip “bu taş köyümüzün simgesi olsun, muhtarlıkta dursun” deyip bir koyun karşılığında taşı alır.
köylü sevinir. “bir taş karşılığında bir koyun aldım”.
parlak taş bir müddet muhtarlıkta durur. ilçe esnafından biri muhtarlığa gelince “bu taş başkente yakışır, al sana 10.000 tl, köyünün ihtiyaçlarını karşıla” der.
muhtar kıs kıs güler “bir koyuna almıştım, iyi okuttum taşı”.
kendini uyanık sanan esnaf, partisinin ilçe teşkilatından birisine gösterir taşı. “hem kaçak inşaatıma ses çıkarmazlar, hem de bizim oğlanı işe alırlar, hem de üste para verirler” der içinden.
parti üyesi 15.000 tl’ye alır o parlak taşı. bakanın birine hediye edip göze girmek ister.
ne var ki bakan istifa eder. keyif çayının yanında çokomel olmayınca partide dengeler değişir.
parti üyesi gider bir kuyumcuya. kuyumcu çırağı bakar parlak taşa. 20.000 tl’ye anlaşırlar.
yarım saat sonra genç bir kadın ile yaşlı bir amca gelir kuyumcuya.
”aşkitom çok beğendim bu taşı, iyi parlıyor, ne acaba, alsana deyince” yaşlı adam alır taşı 40.000 tl’ye.
kuyumcu çırağı memnun, “ustam olsa gurur duyardı benimle” diye sevinir.
yaşlı amca 80 yaşında olduğu için mavi haplar alır, haliyle kalp krizinden vefat eder.
genç kadın da ünlü bir kuyumcuya gidip taşı satıp, 60.000 tl’yi cebe indirir.
“bana aptal sarışın dediler. gerçi saçlarım sarı boya ama 40.000 tl’ye alıp 60.000 tl’ye sattım. bir de hem güzel hem akıllı olunmaz derlerdi” diye güler.
parlak taş olan 145,44 karatlık elmas el değiştirmeye devam eder ve en son 1.000.000 dolara bir prenses tarafından satın alınır.
köylü, muhtar, esnaf, kuyumcu çırağı, genç kadın, yaşlı adam sarraf olmadıkları için o parlak taşın gerçek değerinden haberleri yoktur. o vakitler internet de yoktur.*
"bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında o şey kıymetlidir.”
susuzluk çeken ülkelerdeki insanlar bir damla suyun kıymetini bilir.
ramazan’da iftar sofrasında bir zeytin bile o kadar kıymetlidir ki.
senin ırkın, dinin, milliyetin, cinsiyetin, maddi durumun kimine göre çok şey fark eder, kimine göre ise hiçbir şey.
hayatın çevrendeki insanlara göre değer kazanır hikayedeki parlak taş gibi.
çevrendeki insanları akıllıca seçersen o insanların seni paha biçilmez göreceğine emin olursun.
“insan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” der jim rohn.
benzer hedeflerin olduğu kişilerle bir aradaysan, başarın da katlanır.
kimi ay’a gideceğiz diye sevinir. kimi de ay’a bu uzay bütçesi ile nasıl gideceğiz diye düşünür.
bbc’nin haberine göre türkiye uzay ajansı'na ayrılan bütçe 38 milyon tl.
rusya, soyuz roketleriyle bir astronotu uluslararası uzay istasyonu'na göndermek için 80 milyon doların üzerinde ücret talep ediyor. kaynak
haberi okuduktan sonra konfüçyüs’e kulak vermek gerekir. “bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınınız”.
aşkı bilenler ve ona değer verenler ile aşk güzeldir.
devamını gör...
29 ekim cumhuriyet bayramı
en başta ulu önderim mustafa kemal atatürk olmak üzere bu cumhuriyete her şeyini vermiş herkese en içten teşekkürlerimi sunarım. büyük bir saygı ve özlemle anıyorum. cumhuriyetimiz kutlu ve sonsuz olsun efendim.
devamını gör...