el işi yorgan diken zanaatkara verilen isimdir.

eskiden, şehrin her mahallesine en az bir tane düşerdi. çarşıda birden fazla olurdu.
tertemiz bir dükkan olurdu. yorgan dikme için dev bir podyumu olurdu. podyumun duvarları rengarenk, farklı desenlerde atlas, saten yorganlarla dolu olurdu.
bir tane abi, bir elinde iğne, bir elinde yüksük, elinde yorgan dikerdi.
yorgancı, marifetine göre farklı farklı motiflerle, yorganlar hazırlar.

desendeki amaç, yün yada pamuğun yorganın her tarafına eşit yayılmasını, estetik bir görüntü haline getirmektir.

rengarenk saten yorganlar, beyaz çarşafla giydirilir-kaplanır. sateni ve deseni nevresim ile yok edilmezdi.

yorganlar pamuk ise yıkanmaz, her yaz mevsimi güneşlenerek temizlenir.
yün yorganlar, arzu edilirse yıkanabilir.

şimdilerde, mahalle aralarında, yorgancılar hazır yorgan satarak yada minder dikerek, devam etmeye çalışıyorlar hayata.
hazır tekstil ürünleri arttığı için,büyük bir ihtimalle, yorgancılık onlardan sonraya geçemeyecek.

trabzon'da kemeraltı'nda yorkancı levhası olan bir tane vardı. her geçişte ilgimi çekerdi. bizim oraların şivesi miydi, yoksa bir levhacının anlık icadı olan bir kekime miydi , allah bilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

#442855
nolu entrym ile indirimin fikir babası olmam nedeniyle bir ayrıcalık beklediğim indirimdir.

son olarak;iko
(bkz: sen yetkili bir abiye benziyorsun)
devamını gör...

sinir sisteminde bazal ganglionların yozlaşması ile beyinde dopamin reseptörleri salınım bozukluğuna neden olduğu rijidite maske yüz deride yağlanma tükürük salgısında artma monoton konuşma denge duruş bozukluğu ve küçük adımlarla hızlı yürüyüşü biçimi ile belirgin durumdur.
devamını gör...

zamanla alışılan durumdur.
sağolsun bunda ebeveynlerin etkisi derindir.
dedemin prezervatifden bir haber yaşamına on bir çocuk sığdırmış.
dedeme "neden" diye sorduğumda, "kışın yapacak iş yoktu" aldığım cevap karşında dumura uğradım.
çocuk dünyaya getirmeyi "iş" addeden, babadan, sevgiden yoksun, kıskançlık ve birbirinin zayıflıklarından üstünlük elde etmeyi gaye edinmiş evlatların olması gayet tabidir.
özetle 7 haladan sadece 3'nü tanıyorum. 3 amcadan, birini en son gördüğümde acun firardaydı. diğeri ise kimdi hiç hatırlamıyorum.
devamını gör...

takmaaa...
dünyanın sonu mu sanki?
seninki de dert mi be
devamını gör...

ters gidebilecek her şey ters gidecektir.
ters çaba prensibi ile bir bağlantısı olduğunu düşünmekteyim.
devamını gör...

bugün dergimizi şereflendiren yazarımız:
bol giyimli kukla. bir solukta okunacak bu güzel yazıya buradan ulaşabilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.

dergimize de buradan ulaşabilirsiniz.
devamını gör...

film mi izleyelim, dizi mi?
pizza mı söyleyelim hamburger mi?
evde mi takılalım, dışarı mı çıkalım?

cevap fark etmez ise

sakın inanmayın*. elbette fark eder. hangisi olduğunu senin bulman gerek ama işin challenge burada zaten. eğer doğrh tercihi yapamazsan bütün gün itina ile surat asılır ve ikinci yalana geçilir.

bir şey yok*

erkek olmak ne zor lan
allah kolaylık versin
devamını gör...

tom cruise 50li yaşlarında olmasına rağmen bütün stuntlarını kendisi yapıyor, asla dublör kullanmıyor. tom cruise abartılmış değildir.

en abartılmışı (bkz: necati şaşmaz)
devamını gör...

sizler kendinizi "evcil hayvanlar olarak mı tanımlıyorsunuz?" diye düşündürten başlık. neyin ödülü bu? hadi kadınlar konusunda fikir beyan ederken özenli davranmanızı geçtim, kendinize nasıl yakıştırıyorsunuz? sizler birey değil misiniz, hiç mi iradeniz yok böyle bir durumu olağan karşılıyorsunuz? ne yapıyorsunuz; pati falan da veriyor musunuz hanım istediğinde? * bir de kadınların bedenini metalaştırması, kendisini sunmasıyla ilgili girdiler gördüm çok üzücü. hiçbir kadının size bedenini bir lütuf olarak sunduğu yok, şunu bir anlayın. bir insan bunu kullandıysa şahsını ilgilendiren bir durumdur; bunu homeseksüel bir erkek de yapabilir.
bilemiyorum arkadaşlar bir kere evcil olmadığınız konusunda bir anlaşalım, böyle başlıklarda kadınları aşağılamaya çalıştığınız için tamlanan kısmı karşılıyor gibisiniz...

nasıl iletişimler içindesiniz yahu?! duygusal ya da değil her türlü birlikteliğin güven ilişkisi içinde karşılıklı istek ve rıza ile doğal akıştı gerçekleşmesi gerekmiyor mu? normal ve sağlıklı, aklı başında bireylerde süreç böyle oluyor, olmalı. neyin ödülü, neyin hesabı, nasıl yani kullanmak nedir, inanın algılayamıyorum?!

en fazla erkeklerin seks için aşık taklidi yapması grubundaki erkeklerin başına gelebilecek durumdur. bu da karşılıklı al birini vur ötekine insanları arasındaki ilişkiyi ifade ettiği için yine tabii ki de cinsiyetler dışında insani olarak yorumlanmalı, bence direkt bizleri ilgilendirmemeli.

çarpık düşüncelerinizi doğruymuş gibi bir cinsiyetle bağdaştıramazsınız. verdiğim gbkz'da çok iğrenç bir ifadedir. sadece iğneleyici olmak adına kullandım. yoksa insanların kendi karakterlerine özgü doğru ve yanlışlarını direkt cinsiyet bazında değerlendirmek nereden baksanız ahmakça.

fikrinizin nezdimde gram önemi yok da hemcinslerime karşı sorumluluk hissediyorum...

edit: 0-140 iq bandında herkesin anlayacağı şekilde uzun uzun açıkladım. insanları bilgilendirmeyi ve eğitmeyi severim. roman okumak istemeyenler twittera gitsin ya da işbu entry direkt geçebilir. çünkü keyfim ve kahyası ile bu siteye milyon satırlık entryler yazmaya geldik, bazı romanlar yazılacak arkadaşlar. en ilkel yanınız anlayana kadar sizleri eğitmek boynumuzun borcu. yoksa yine gidip bir kadına rıstım oluyorsunuz, lütfen biraz çaba gösterin vallahi insan olmak çoksel.
devamını gör...

"ne yaparsan yap aşk ile yap" mottosuna sahip bir kenan doğulu şarkısıdır. sadece sevgiliye karşı duyulan bir his değildir aşk; işini, mesleğini de aşkla yapabilirsin. bunu yapabilenleri kıskanmıyorum da saygılarımı gönderiyorum...

"ne yaparsan yap aşk ile yap
ne dediğin değil nasıl dediğin olay
açılır kapılar ardına kadar
kalpten gülersen kalanı detay gerisi kolay..." *

devamını gör...

eşimin ismini yanlış yazmışlardı.. r yerine p yazdılar. sonra düzeltmelerini isteyince p'yi bildiğin kazıyarak r'ye cevırdıler. boylece yeni bir nickname i dogmus oldu sdfs
devamını gör...

ölümcül bir hastalığa yakalandığı için huzur içinde göl evinde ölmeyi bekliyordu. tam o sırada ; haberlerde bilim insanlarının ölümsüzlüğü keşfettiğini öğrendi. *
devamını gör...

banucabirahiret
banucabirötekitaraf
banucabirkavrulmacalar *
devamını gör...

görüyorum doktor, görüyorum! yetim hakkı, fakir fukara rızkı, işçi emeği, çalınan alın terini görüyorum. sokaktaki hayvanın, kurdun kuşun, gelecek nesillerin umudunu görüyorum.
kapat gözlerimi doktor.
devamını gör...

bir kimsenin kafasından geçenleri ya da çok uzakta geçen bir olayı, arada hiçbir araç, duygusal bağlantı olmaksızın algılama yeteneği.*
devamını gör...

33 yaşımda tanıştım kesmeşeker'le. iyi olan şeyler bana hep geç geldi. işimi geç buldum, eşimi geç buldum, kendimi geç tanıdım.

geç bulduğum şeylerin tadı da hep başka oldu, derin oldu, kıymetli oldu. işimi çok sevdim, eşimi çok sevdim, evimi çok sevdim, kendimi çok sevdim.

kesmeşeker de böyle. toyluğuma denk gelse harcar giderdim. kafam oturduktan, ruhum serpildikten, gözüm baktığını görür, aklım gördüğünü anlar hale geldikten sonra tanıdım. ve tanıdığım için de çok şanslı sayıyorum kendimi. kesmeşeker'i hissedebilmek, şu engin kalabalık içerisinde biri olabilmek, bir bakış sahibi olabilmek, incinebilmek, acıtılmaya açık olmak ve düşmekten korkmamak demek benim için.

bu kusursuz cinayetler çağında, kulağa girebilecek en iyi üç beş şeyden biri...
devamını gör...

bazen rast gele hangi yazar hangi başlığa girmiş diye can sıkıntısına online listesinde dolaşırken nadiren de olsa yakalıyorum.

olağan durum.
devamını gör...

ingilizce salary (maaş) kelimesi latince sal/salt kelimesinden türemiş salarium sözcüğünden gelmiştir. romalı askerlere tuz almaları için verilen harçlık anlamına gelirmiş. (yiyecekleri saklayıp korumak için)
devamını gör...

bir fender stratocaster sahibi olmanın son model bir mercedes sahibi olmak ile aynı kefeye konabileceği zamanlarda iyi müziğin ne demek olduğunu bilerek bunu yapanlardan; sanatçı, besteci, moğollar grubunun demirbaşı.

ne var ki bunu yurtdışına taşımak istediklerinde -mesela fransa-, batı enstrümanlarının ellerinde oldukça amatör kaldığını farkedip müzikal anlayışlarını değiştirme kararı almışlardır. "anadolu rock", bu ve bunun gibi yaklaşımlar ile hayata geçmiştir.

amaç nasıl caz müzikte zencilerin beyazları kastederek; "öyle bir müzik yapacağız ki taklit bile edemeyeceksiniz" diyerek ortalığı sarsmasıysa, "anadolu rock"ta da hedef, batı enstrümanları ile batıyı tahmin ve taklit edemeyecekleri bir müzik tarzı ile sarsmaktır.

bunu da fransa'da "danses et rythmes de la turquie" albümü ile "french academie charles cros grand prix du disque" ödülü alarak başarmışlardır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim