zaman tüneli

et yapay, su yapay, marul yapay. insanoğlunun kendi sonunu hazırlanmasında kimse eline su dökemez.

erken başlatacağım yayını. şimdi şimdi şimdi.

çirkinlik, parasızlık, asosyallik vb. sebeplerle olabileceği gibi bazen talihsizlikten kaynaklı da olabilir. çünkü kızlar rekabet ortamında hislenirler, sizin yalnız olduğunuzu, etrafınızda başka kızların olmadığını gören kızlar aslında sizi görmezler. bir bakmış olurlar sadece ama dikkatlerini çekmezsiniz. ne zamanki bir talibiniz olur veya etrafınızda başka kızlar o zaman çullanırlar. çünkü kızlar sorunları olan erkek istemezler, sorunlarını bir kenara koymuş ve hayatına bakan erkek daha çok dikkatini çeker. erkeklerde ise tam tersi, bir kızın dertleri ile ilgilenmek kendisini işe yarar hissettirir.

üstte payşalışan görsel size örnek olsun ve öyle olun diye.

fransa emeklilik açıklamaları ile fena karıştı. sosyal medya üzerinden bakıyorum da tüm akp liler havaya uçuyor. anlamak okadar zor ki bu durumu nesine neden seviniyorsun fransa'nın nesine bakıp kendine pay çıkarıp avunuyorsun neyin kafası bu arkadaş.

daha güçlü bir yayın için ben de varım.

erkek olan kedimde fark ettiğimde ben de şaşırmıştım.

ama hemen sonra kendi kendime fen bilgisi dersinden hatırladım. memelilerin adı da burdan geliyordu zaten diyerek aydınlandım.

çok konuşkan biri değilim.çok konuşan insan çok hata yapar.yalan çok söyler.
kitap okuyarak,belgesel yada film izleyerek konuşmadan çok iyi vakit geçiririm.
ama aile ve samimi arkadaşlar arasında çok eğlenceli bir tipim.severim gülmeyi,güldürmeyi.

sevip sevememek, seveni sevememek, canından böyle bezmek aman sorunsalı.

sevmek değil de beklentiler üzüyor esasında. kendinizden bile bir şey beklerken gerçekçi olunması gerekiyor o yüzden.

sıffır beklenti, sonsuz mutluluk.

forrest gump,the equalizer ile birlikte hayatımın filmi daha doğrusu film serisi.
100 kere yayınlansın, 100 kere ardarda izlerim.

hayatıma birisi eşlik etse ne güzel olurdu diyip sonrasında kalbimin ne kadar çok kirilcağini düşündüğümde cesaret edemediğim eylemdir şimdilik.fikirlerim değişebilir ama bu gözler ne ayrılıklar gördü.yakın arkadaşlarınızin ayrılıklarına yakinen tanık olmak böyle bir psikoloji bırakıyormuş insanda.

"yağar ya, felaket tellalliğı yapmayın, her sene aynı basliklar" diyen çomarlardan duymak istediğim çözümdür. nahh yağar demiştim su kesintilerine hazır olun ve ekstra zamlara. ülke dökülüyor anadolu çomarı hala uyanamadı asdfhj.

iyi yayınlar

dinleyelim bakalım yine ne bik bikleyecek.

seveni üzerler, üzeni severler miydi neydi bir söz vardı o yüzden zaar...

o kadar dikkatli biri olsaydık burada işimiz ne?

daha iyisini, daha esaslısını yazmaya çalışırken intihar etmekten vazgeçeceğimden emin olduğum not.

mükemmeliyetçi olmak böyle tuhaf bir şey.

çocukluğun belli bir dönemi tam olarak böyle geçiyor. 3-6 yaş zannediyorum. psikanalizde çocukta sembollerin ve imgelemin oluştuğu dönem dedikleri o dönem. bu dönem hakkaten uyku ile uyanıklık, gerçek ile hayal arasında arafta kalan bir dönem öyle sanıyorumki. en eski bazı anıların gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu anlamak epeyce zor. benim ayırt etmem uzun sürdü en azından. gerçeklik algısımın tam olarak oluşmasıyla paralel.

kardeşimin uzun bir zaman ortadan ikiye yarılmış ve babamın da onu geri yapıştırmak suretiyle hayata döndürdüğüne inanmayı bırakmam epeyce zamanımı almıştı. ya da gerçekten uçmadığımı veya uçamayacağımı algılamam…

karşılığı yoksa üzer.yoksa hayatın anlamıdır sevmek,sevilmek.
o yüzden kişileri takıntı yapmayın kafanızda.samimi sevilmeyi hakedecek insan çoktur,bulunur.

yediklerimiz, içtiklerimiz önemli. doğalı varken yapayın lafı olmaz: