zaman tüneli

boğazdaki bir teknede düğün sonrası eğlencesinde diğer grup yorum üyeleri ile birlikte dinleme şansına eriştiğim müzisyen.


grup yorum - cemo ( 1994 )

cevap bulamayacağınız birçok soru çıkar karşınıza bu da sizi üzer o yüzden ben,
üzümünü ye bağını sorma
derim bazı durumlarda..

birkaç kıçı kırık hoparlör aldım diye kendimi odyofil diye tanımlayabilir miyim? evet tanımlayabilirim, çünkü odyofil o aletlere sahip olan kişi değil sahip olma isteğinde olan kişidir. tanımı da şudur. en sevdiğiniz gurup yada kişi size stüdyoda canlı performans sergilese, tüm her şey canlı çalınsa... işte o duyduğunuz sesleri evinizdeki sistemden duyma isteğidir odyofili. peki bu mümkün mü? %100 olarak imkansız, çünkü kayıt esnasında kayıplar oluyor, kayıdı geçtik sizin aletleriniz o kaydı çalarken yine kayıplar oluyor ve bu kayıpları sıfıra dayamak imkansız. analog kayıt dijitale dönüşüyor çünkü, hiçbir format o kaydın aslını yakalayamıyor. ha imkansız derken oranlar çok düşük değil, %90 nın üzerinde sonuçlar alınıyor. altından kablolar, limon sandığı büyüklüğünde butik amfiler, lambalı amfiler, abidik gubidik hoparlörler. kısacası bildiğin bir kısır döngü odyofillik. olum adam evine 2 natilius alıyor 10 trilyon. nasıl bir düzey bu, nasıl bir hastalık...halbuki enercciiiiiiiii deyip kafaya dolar yapıştırmak varken.
hasta bunlar.....
www.youtube.com/shorts/Jqko...

hayata bak arkadaş. nerden nereye.
işte boşuna dememişler ne oldum değil ne olacağım demeli diye.

dolandırıcılık çetesi yönetiyormuş bak sen şunlara ya.
bu ikisindeki aklı toplasan 3 hane etmez ıq seviyesi olarak.
bu kara para aklama / dolandırıcılık hikayeleri patlıyor şu sıralarda. durun bakalım daha gelecek devamı. içimde daha yeni başlıyormuşuz gibi bir his var. göreceğiz.

balzac'tan bir alıntı yapalım.
her büyük servetin altında bir suç gizlidir.

her şeyin bir nedeni olduğunu düşünüp eğer ki nedenlerini bilirsen, sorunları çözebileceğin yanılgısına düşmekten kaynaklanan durum. ama bazen bir şeylerin nedenini bilmek, sorunları çözümlemek için yeterli olmuyor. mesela, aşırı mükemmeliyetçiliğimin nedeninin, diyelim ki çocukluğumda ailemin bana gösterdiği katı davranışları olduğunu fark ettim. bu farkındalık, halihazırdaki aşırı mükemmeliyetçiliğimi çözmem için yeterli olmuyor. onu çözmek için ayrıca farklı eylemlerde bulunmam, belki bilişsel terapiden faydalanmam, belki hayatımda bambaşka rutinler oluşturmam gerekiyor gibi gibi...

metin uca sevdiğimiz bir abimizdi, renkli bir kişiliğe sahipti.
genç diyebileceğimiz yaşta kaybettiğimiz, televizyon ekranlarında görmekten sıkılmayacağınız bir adamdı.

gençler çok tanımayabilir. olsun. kalender bir insandı. en azından seyircide oluşturduğu intiba budur.
mekanı cennet olsun ne diyelim.

yaşadığı günler birbirinden farksız devam eden ve karısının kendisinden giderek uzaklaştığını farkeden hutch , çok sıkılmasına ve eşini hala çok sevmesine rağmen bunu değiştirmek yerine hiç birşey yapmadan öylece durur. ancak bir gece evlerine giren eli silahlı hırsızlar nedeniyle oğlu bir darbe alır ve ailesi onu hiç bir şey yapmadığı için sessiz kalarak cezalandırır. bir baba ve erkek olarak itibarının sarsıldığını düşünen hutch bu kez aksiyon almaya karar verir ve hırsızların peşine düşer , ardından olaylar gelişir.
jenerikten bitiş çizgisine kadar kullanılan çekim teknikleri çok yerinde ve etkileyiciydi. olay örgüsü , flash backler , komedi unsurları hepsi ama hepsi filmi izlemeye değer kılıyor ve sizi tatmin ediyor.

tavsiye ederim.

kübler ross modeline göre yasın 5 evresi vardır.
bu evreler; inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenmedir

tek bir konu üzerine uzmanlaşmış marka. hoparlör....bu aralar odyofilim azdı, gece gündüz ses sistemleri ile ilgili şeyler izliyorum. hani katma değer denen bir şey var ya ; işte bu o... size en ünlü modellerini göstereyim, tanesi 4.5 milyon tl..... ismi nautilus
www.sescibaba.com/nautilus

derler ya, insanın içinde kavga halinde olan iki kurt vardır biri iyi biri kötü. hangisini beslersen o olursun. birini öldürünce kötüsün demek çok yüzeysel, hangi duygu durumu içinde bunu yaptığın önemli. nefsi müdafaa da olabilir, zevkine insan öldüren çok azdır. niyet önemli, görünen ya da yapılan eylemden ziyade. bu sebeple iyi ya da kötü diyemeyiz kimseye çünkü bilemeyiz.

yeniden çiçeklenir belki dünya
gök yeniden giyinir mavilerini
bakarsın çılgın baharlar gene gelir
bir uzak kıyıda karşılarız yazı
yüreğimizin bir yanı acılı da olsa
bir yanı sevinç dolar*

kendine yeten insan, olgun insandır.

tr.m.wikipedia.org/wiki/%C4...

bugünün tıbbına öncülük edenler.

başkaları ile derdi olmaz.

sonuncu katta olduğum için böyle bir sorunum yok :)

her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği
turgut uyar

meşhur mezar yazısı bence bu:
bende gezerdim siz gibi,
sizde geleceksiniz ben gibi. :))

yaşadığımız günlerin en büyük sorunu
cehaletin örgütlülüğü ve onun getirdiği cahilin fütursuz cesaretidir*

seni hep güzel hatırlayacağız.

(bkz: yoğurt)