zaman tüneli

ukrayna'da kendilerini rezil eden çeşitli rus kolordularını hepimize unutturacak denli tecrübesiz, düzenli bir ordu olmaktan uzak, askerlik kültürü ile yetişemediği çok açık olan üst düzey yöneticilere sahip organizasyon.

ordu, kendisini yöneten hükümetin faşizan zihniyetinin de maşası olduğu için oldukça talihsiz durumda. önüne gelen herkesi ve her şeyi vuruyor, kimi öldürdüğünü ve insanları nasıl bir duruma soktuğunu da umursamıyor.
tüm bunları bilinçli ve adeta bir uzman edası ile yapıyor oluşu, bir ordu olmaktan uzak olduğu gerçeğini örtbas edemiyor.

kadın-çocuk sivil kayıp oranı bakımından bir rekora imza atmak üzere olan bu yapılanma 21.yy'a hiç yakışmıyor.

işin aslına bakarsak vazgeçilmez hayatları olmayan milyarlarca insan vardır. hayat sevgisi, yaşama enerjisi vb. bunların ciddi oranda azalmasının sebepleri hayatlarımızın basit, sıradan, monoton olması değil bence. kendini yenileyememek, geliştirememek, yeni bakış açıları kazanamamak. duyguda ve düşüncede darlığa hapsolmak ya da sıkışmak. zenginlik ve fakirlik sadece maddi değeri olan bir şey değildir...
zengin insan kimdir? bu gibi soruları kendimize yöneltmemiz gerekir.
mesela sevgi en değerli formüldür. insanları, doğayı, sanatı, bilgiyi, öğrenmeyi yaptığın, üzerinde çalıştığın işi... çok fazla şeyi sevebilirsin.. ve sevgin arttıkça o kişiye, o şeye hayatın anlamı ve değeri de artar.
insanlar bunların eksikliği, yokluğu yüzünden hayattan soğur, yaşamaktan usanır hale gelirler.
elbette insan hayatını renklendirmekle ve hayatı kendisi ve çevresi adına güzelleştirmekle sorumlu olmalıdır. çaba, sabır, emek, sevgi, kıymet...

insanın gözünün ve yüreğinin bunlara açılması için belki biraz yaş almaya ve rastlantılara ihtiyacı vardır. okumaya, dinlemeye, izlemeye, düşünmeye zaman ayırdığınızda rastlantıları zaten bir yerde çağırmış oluyorsunuz.
yalnız kalıp anlayan, hisseden gönüller mutluluğu da kederi de güzel, zevkli yaşarlar.. yolculuklar sonsuzdur.. ve her şeyle mümkündür. hayatı boş bir duvara bakar gibi yaşamanın anlamsızlığı içinde kalırsak böyle bir hayat bizi sonunda ya dönüştürür ya yutar.. bunun başka yolu yok.

tabii insanın umutsuzluk ve isteksizlik içine gömüldüğü zamanlar hep olacaktır, hepimize de uğrar belki zaman zaman, ölümü bir murat, kurtuluş olarak gösterir bir an için.
her güne sevgisiyle uyandığınız, sevgisiyle sarıldığınız, inandığınız insanların olması ve elbette ki güçlü bir inancınızın olması çok şeyi değiştirebilir. elbette hayatta kalma motivasyonlarının, devam etme arzusunun başka formülleri de mümkündür.

sonuç olarak öyle işte.

ortaokul türkçe hocamın buan örnek vermek için söylediği söz hâlâ aklımda:

ilimonu ırafa kaldır, irecepte ılazım olur.

kimine göre salon beyfendisiyim kimine göre ise mağara adamı.

bazen böyle görsenizz nassııı bi uzanıyorum dizlerine. bi masallar bi hikayeler. tatlı tatlı yalanlar falan fıstık.

bazen de 'geç gız içeri' diye terslediklerim oluyor. vazgeçtim gelme artık buraya dedim. gel-me!!11!!!1

bilmiyorum ya. canım ne isterse. beyhude şeyler bunlar yav. büyütmemeli.

ojesiz tırnaklara baktım. defalarca inceleme fırsatım oldu. metanetli kadınlar. hiç korkmadılar.

sarı sarı çıkıyor bazı kadınların tırnakları. tanrımmm kabus gibi.. o ne öyle, korkarım ben böyle şeylerden diyip fiyuvvv.

oyuncu listesinde jake gyllenhaal, riley keough, peter sarsgaard, ethan hawke, paul dano, david castañeda, bill burr, eli goree, gillian zinser, christiana montoya, christina vidal, beau knapp, ed begley, da'vine joy randolph, edi patterson, debra wilson ve bret porter gibi oyuncular yer alıyor. gerilim/duç rüründe 2021'de yayınlandı. filmin yönetmeni antoine fuqua'dır.

ilginç bir film radyo sineması gibi ama iyi bir film. her ne kadar belli yerlerde anlamakta zorlansak da kendi acılarından yola çıkarak insanların kötü bir karar vermesine engel olan adamın filmi diyebiliriz. iyi seyirler.

sizden ötürü o.
yazarlıktan babalığa geçiş yapıyor , erkek evlada öküz olmayı öğretirken kız evlada öküzce davranıyor , sonra o kız evlatların , o erkek evlatları tercih etmesinden esef duyuyorsunuz. peh!

şunu belirtmeliyim ki çok süper bir işe imza atmış. yazılımcı. bol bol sap erkeğin cirit attığı şu ortamda.. sadece kadın yazarlara üyeliğin açık olduğu o güzel gün gelecek diye yazıyorum.

mıncırırım seni.

elm sokağı kabusu ve scream serisi gibi korku türünün önemli fimlerine imza atmış abd'li ünlü yönetmeni wes craven bu konuda şöyle diyor:

"korku filmleri korku yaratmaz , onu açığa çıkarır. çünkü bana göre en derin dehşet , bedeninize sizin ve ya bir başkasının yaptığıdır."

götünüzden korku üretmezseniz hiç bir şey sizi korkutamaz demek istiyor sanırım.

türkçede sözcüklerin r ve l harfleriyle başlamaması nedeniyledir. "l" ve "r" harfiyle başlayan bir sözcük görürseniz bileceksiniz ki o sözcük türkçe değildir. c, ğ, l, m, r, z harfleri de türkçe sözcüklerin başında bulunmaz. h, f, j harfleri sözcüklerin başında da ortasında da sonunda da bulunmaz.
bunun istisnası yansıma sözcüklerdir. (onamotope).
türkmen türkçesinde v harfi de yoktur.

kendi yurdunda öksüz, yetim, garip kalan.(t)

editörü bile isyan ettirdiniz.

amanın anı sözlük yazmış sısısıısısısıs

haklı.

bertrand russell'ın öğrencisi, avusturyalı filozof, mühendis ve matematikçidir. mantık ve dil felsefesi üzerine çalışmaları ile dahi tanımı üzerine cuk oturan şahsiyetlerden birisidir şüphesiz. zengin bir ailede büyümüş fakat mutlu bir ruha sahip olmamış; bu nedenle zekası ve kültürünün yanı sıra korunma iç güdüsünden de geldiğini düşündüğüm yüksek bir egoya sahip. bunu russell ile ilişkisinde zaman zaman görsek de zırhı delindiğinde nasıl saldırgan bir mizaca bürünebildiğinin en somut örneklerinin başında karl popper ile karşılaşması gelir. 1946 yılında cambridge üniversitesinde ilk ve son kez karşı karşıya gelen ikilinin mücadelesi sadece on dk sürmüş ve herr wittgenstein için pek de iyi gitmez. russell'ın da aralarında bulunduğu takipçiler önünde popper'a kaybetmesi wittgenstein'ı şömine maşasını kapıp hiddetlendiği bir kavgaya sürüklemiştir. bu kısa kavga felsefe tarihinin enteresan olaylarından biri olarak hatırda kaldı. ikili arasındaki felsefi tartışma ve akabinde geçenlerin hikayesi ise david edmonds ve john eidinov tarafından wittgenstein'ın maşası adıyla kitaplaştırıldı. kitap bu olaydan yola çıkarak 20 yy felsefesi ve gerçek arayışları hakkında önemli çıkarımlar yapan önemli bir eser olarak tavsiye edilir. herr wittgenstein ise günümüze tractatus gibi başyapıtlar bırakarak 1951'de hayata veda etti.

(bkz: afiyet olsun sözlük)
(bkz: iyi uykular sözlük)
(bkz: aman üşütme sözlük)
(bkz: nane limonlar içildi mi sözlük)
(bkz: günün aydınlık olsun sözlük)
(bkz: amanın anı sözlük)

şart.
kaçan çorapları neyle tutturacaklar oje olmazsa?

doğrulukları var gibi geliyor bana çünkü ne zaman bir şey artık olmaz deyip vazgeçiyorum oluveriyor.

bugün yazarları durgun buldum.
mutlu değiller sanırım onlara mutluluk dilemek lazım umarım benim söylememle olurlar.
mutlu günler sözlükçüler.

(bkz: rezene)

bir şey söyleyeceğin anda araya başka şeylerin girmesi ve konu ile alakası olan bir durumda insan bu cümleyi kurarak daha önce söyleyemediği şeyi söyler.

hadi yakalım.