zaman tüneli
yazarların keşke ben yazsaydım dedikleri şiir veri tabanı
devamını gör...
ülkeler hakkında ilginç bilgiler
(bkz: japonya)
sumo güreşçilerinden bebekleri ağlatmaları istenir. buna sebep olarak da şans getirdiğine inanılıyor.
sumo güreşçilerinden bebekleri ağlatmaları istenir. buna sebep olarak da şans getirdiğine inanılıyor.
devamını gör...
yazarların keşke ben yazsaydım dedikleri şiir veri tabanı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
(bkz: emperyal oteli)*
devamını gör...
sünni gündem yaratmak
ya da kendi gündeminde takılmak. marvelda evren yapıyor ama bizimkilerin kafasının içindeki evrenleri görse o işi bırakır.
devamını gör...
yazar yemlemek
lütfen yazarlara fındık, fıstık atmayınız.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
bazen mottolar bizi kurtaramaz. saçmalamakta gerekebilir.
devamını gör...
sünni gündem yaratmak
ehli sünnete verip veriştirerek oluşturulabilecek gündem.
ya ne sandım yar..?
ya ne sandım yar..?
devamını gör...
iyot eksikliği
depresyon, kilo verme zorluğu, ciltte kuruma, baş ağrısı, yorgunluk, unutkanlık, adet sorunları, kan yağı yüksekliği, soğuğa karşı hassasiyet, el ve ayaklarda üşüme, saçların incelmesi, nefes darlığı, kabızlık, kaslarda zayıflık, eklemlerde sertleşme gibi şikayetlere sebep olan önemli bir sorundur.
devamını gör...
attila ilhan
"sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgarda
yorgun başını üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun"
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgarda
yorgun başını üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun"
devamını gör...
bir hukukçu ile kavga etmek
burada bir iki geri zekali var-di (gerci hala buradalar) arada kufur/ hakaretle mesaj atiyordu saga sola. ha iste onlarin basina gelmesini cok istiyorum bu durumun. bir gun yine can sikintisindan birine sovsunler ama o kisi hukukcu ya da polis olsun, dogduguna dogacagina pisman etsin.
pisman ederek yalvartma durumunu ben bir ara can sikintisindan kufur eden sizofreniye dava acarak yapmaya niyetlendim hatta da yurt disindan vekalet verme avukat bulma durumlari sikintili, it kopek icin ugrasmak istemedim.
ama birileri boylelerine denk geldiginde lutfen ugrassin ve burada ifsa da etsin. etsin ki kufurle taciz etmeye yeltenecek olan klavye delikanlisi dallamalara guzel bir ders olsun. caninin istediginde istedigi gibi yazip cizemeyecegini bir gorsun. bir bedel odesin.
pisman ederek yalvartma durumunu ben bir ara can sikintisindan kufur eden sizofreniye dava acarak yapmaya niyetlendim hatta da yurt disindan vekalet verme avukat bulma durumlari sikintili, it kopek icin ugrasmak istemedim.
ama birileri boylelerine denk geldiginde lutfen ugrassin ve burada ifsa da etsin. etsin ki kufurle taciz etmeye yeltenecek olan klavye delikanlisi dallamalara guzel bir ders olsun. caninin istediginde istedigi gibi yazip cizemeyecegini bir gorsun. bir bedel odesin.
devamını gör...
yazarların keşke ben yazsaydım dedikleri şiir veri tabanı
çok fazla olasılık var
hepsinde de birer boşluk
tıpkı rüyadan uyanmak gibiydi gidişin
bir vardı bir yok oluş.
quo fata ferunt
devamını gör...
ender gelişen osasuna atakları
ender gelişen osasuna atağı gibisin müjgân; gol olmuyorsun ama kalbimin tribünlerini de susturmuyorsun.
devamını gör...
sepsis
vücudun bir enfeksiyona karşı verdiği reaksiyonun sebep olduğu, bazı vakalarda da potansiyel bir biçimde hayatı tehdit eden bir durum. dünyada yılda 10 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep oluyor. bir meyvenin içeriden çürümesine benzeyen bir tehlike.
devamını gör...
imren
görülüp beğenilen bir şeyi ya da benzerini edinme ya da yapma isteği.
devamını gör...
the preacher and the slave
bir amerikan komünist şarkısıdır. "vaiz ve köle" olarak çevirilebilir. din ve kapitalizm arasındaki bağlantıyı da güzel anlatmaktadır.
ingilizce:
long-haired preachers come out every night,
try to tell you what's wrong and what's right;
but when asked how 'bout something to eat
they will answer with voices so sweet:
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
the starvation army they play,
they sing and they clap and they pray
'till they get all your coin on the drum
then they'll tell you when you're on the bum:
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die
holy rollers and jumpers come out,
they holler, they jump and they shout.
give your money to jesus they say,
he will cure all diseases today.
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
ıf you fight hard for children and wife --
try to get something good in this life --
you're a sinner and bad man, they tell,
when you die you will sure go to hell.
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
workingmen of all countries, unite,
side by side we for freedom will fight;
when the world and its wealth we have gained
to the grafters we'll sing this refrain:
you will eat, bye and bye,
when you've learned how to cook and to fry.
chop some wood, 'twill do you good,
and you'll eat in the sweet bye and bye.
türkçe:
her akşam uzun saçlı vaizler çıkıp geliyorlar,
bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylüyorlar,
ancak yemek için bir şeyler istendiğinde,
nazik seslerle şöyle diyorlar:
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.(bu bir yalan)
açlar ordusu eğlenirler,
şarkılar söylerler, alkış tutarlar, ibadet ederler,
bütün paranı varile koyuncaya kadar.
sonra da sana ne zaman dileneceğini söylerler
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
(bkz: holy roller)lar ve(bkz: jumperlar) gelirler,
bağırırlar, zıplarlar, haykırırlar
paranı isaya ver derler,
o bugün bütün hastalıklara şifa olacak.
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
karın ve çocukların için mücadele edersen,
şu hayatta gün yüzü görmek istersen
günahkar ve kötü birisisin, derler
öldüğünde kesin cehenneme gidersin.
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
bütün ülkelerin işçileri, birleşin!
yan yana, özgürlük için mücadele edeceğiz
dünyayı ve zenginliğini elimize aldığmızda
hırsızlara şunu söyleyeceğiz:
yiyeceksin, elbet,
pişirmeyi ve kızartmayı öğrendiğin zaman
biraz odun kes, sana iyi gelecek
o zaman tatlılar yiyeceksin, elbet.(bu bir yalan değil)
ingilizce:
long-haired preachers come out every night,
try to tell you what's wrong and what's right;
but when asked how 'bout something to eat
they will answer with voices so sweet:
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
the starvation army they play,
they sing and they clap and they pray
'till they get all your coin on the drum
then they'll tell you when you're on the bum:
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die
holy rollers and jumpers come out,
they holler, they jump and they shout.
give your money to jesus they say,
he will cure all diseases today.
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
ıf you fight hard for children and wife --
try to get something good in this life --
you're a sinner and bad man, they tell,
when you die you will sure go to hell.
you will eat, bye and bye,
ın that glorious land above the sky;
work and pray, live on hay,
you'll get pie in the sky when you die.
workingmen of all countries, unite,
side by side we for freedom will fight;
when the world and its wealth we have gained
to the grafters we'll sing this refrain:
you will eat, bye and bye,
when you've learned how to cook and to fry.
chop some wood, 'twill do you good,
and you'll eat in the sweet bye and bye.
türkçe:
her akşam uzun saçlı vaizler çıkıp geliyorlar,
bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylüyorlar,
ancak yemek için bir şeyler istendiğinde,
nazik seslerle şöyle diyorlar:
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.(bu bir yalan)
açlar ordusu eğlenirler,
şarkılar söylerler, alkış tutarlar, ibadet ederler,
bütün paranı varile koyuncaya kadar.
sonra da sana ne zaman dileneceğini söylerler
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
(bkz: holy roller)lar ve(bkz: jumperlar) gelirler,
bağırırlar, zıplarlar, haykırırlar
paranı isaya ver derler,
o bugün bütün hastalıklara şifa olacak.
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
karın ve çocukların için mücadele edersen,
şu hayatta gün yüzü görmek istersen
günahkar ve kötü birisisin, derler
öldüğünde kesin cehenneme gidersin.
yiyeceksin, bir zaman sonra,
göğün üzerindeki yüce topraklarda;
çalış ve ibadet et, kuru ot ile beslen,
öldüğün zaman sana göklerde turta verecekler.
bütün ülkelerin işçileri, birleşin!
yan yana, özgürlük için mücadele edeceğiz
dünyayı ve zenginliğini elimize aldığmızda
hırsızlara şunu söyleyeceğiz:
yiyeceksin, elbet,
pişirmeyi ve kızartmayı öğrendiğin zaman
biraz odun kes, sana iyi gelecek
o zaman tatlılar yiyeceksin, elbet.(bu bir yalan değil)
devamını gör...
sepetçik
çiçek çiçek dolaşarak bal özü ve çiçek tozu toplayan işçi arıların, topladıkları çiçek tozlarını doldurdukları arka bacaklarında bulunan oyuk şeklindeki kısım.
devamını gör...
izahı olmayan şeyin mizahı olur
izahı olmayan bir şeye inanmadığımdan dolayı benim için saçma önerme.
rasyonel olmazsa duyuüstü hakikat olarak, fizik olarak olmazsa metafizik olarak, kuramsal olarak olmazsa diyalektik olarak her şeyin maskesi patlatılabilir. ama mizah dizgesinde izah edilmeye çalışılan şey, yanılgının en üst noktasıdır.
zerdüşt'ün sahneye çıkmasını beklemek gibi üstesinden gelinememiş ve hesabı verilememiş bir nihilizmden öte bir şey değildir. mizah vardır eyvallah ama aşılması gereken bir şeydir. mizahtan izah beklemek , uçurumdan aşağı yuvarlanan insanların tutunduğu kuru daldır.
rasyonel olmazsa duyuüstü hakikat olarak, fizik olarak olmazsa metafizik olarak, kuramsal olarak olmazsa diyalektik olarak her şeyin maskesi patlatılabilir. ama mizah dizgesinde izah edilmeye çalışılan şey, yanılgının en üst noktasıdır.
zerdüşt'ün sahneye çıkmasını beklemek gibi üstesinden gelinememiş ve hesabı verilememiş bir nihilizmden öte bir şey değildir. mizah vardır eyvallah ama aşılması gereken bir şeydir. mizahtan izah beklemek , uçurumdan aşağı yuvarlanan insanların tutunduğu kuru daldır.
devamını gör...
bel fıtığı
bende olduğundan şüphe ettiğim hastalık. belimi biraz eğmeye çalışınca biraz açıyor ve bacağa da nüksetmiş. umarım bir şeyim yoktur ve kurtulurum.
devamını gör...
insan acınası bir hayvandır
bilgelerin bilgesi neitzsche'ye ait söz.
hem de bu acınası tüm özelliklerini öylesine ciddiye alır ki tüm dünya o'nun bu özelliklerinin çevresinde döndüğünü zannedecek kadar acınası bir hayvandır.
hem de bu acınası tüm özelliklerini öylesine ciddiye alır ki tüm dünya o'nun bu özelliklerinin çevresinde döndüğünü zannedecek kadar acınası bir hayvandır.
devamını gör...
yılmaz güney
imralı’da yatan dağ sıçanının tv yüzü olan hali.
devamını gör...