zaman tüneli

(bkz: uyanamamak)
devamını gör...

maaşlı çalışan biri olarak, kendi işini kuran kırşehirli bir arkadaşım var onu hatırladım, o da arayıp beni özlediğini falan söylerdi. fıkra bu kadar :(
devamını gör...

özgün adı hand to mouth olan paul auster imzalı eser; roman türünde yer alsa da otobiyografik bir eser olduğu söylenebilir.

1997 yılında yayınlanmıştır.

kitabın adının neden cebi delik olduğu hakkında güçlü tahminlerim var, birincisi kitapta yazarın çulsuzluk anıları ön planda ve çulsuz olma durumu kitabın sonuna kadar devam ediyor.

ikincisi ise bir seferinde cebinde olduğuna emin olduğu bir para ilginç bir şekilde yok olmuş, cebi delik, cebinde para durmaz, israf etmeyen biri olsa da para kazanması kolay olmamış.

kitap amerikan kültürüne dair ağır eleştiriler de barındırıyor, misâl yazarın annesinin savurgan bir tip olduğunu ondan öğreniyoruz, babasının ise en sonunda alışveriş yapmayı kendisinin üstlenerek durumu kurtarmaya çalıştığını anlatıyor.

amerika yazar tarafından doymak bilmeyen, sürekli tüketen, her şeyin bir dekordan ibaret olduğu, insanların yüklü miktarda alışveriş yapmayı bir tür kişilik göstergesi olarak yorumladıkları bir yer olarak görülüyor.

paul auster amerikalı olsa da aslında yahudi, yani amerika'ya tapmaması çok olağan gözüküyor.

kitap boyu yazarın hayatının farklı dönemlerini biz de yaşıyoruz, başlarda genç, sonra yetişkin, daha sonra ise baba oluyor ve sonrası, kitap boyu cebi delik olma durumu, yani cebinde paranın bir türlü kalıcı olmaması devam ediyor.

meslekî açıdan vârolma çabası, arkadaşlık ilişkileri, hayata dair duygu ve düşünceleri, gözlemleri, yazarın kendine has üslubu ile karşımıza çıkıyor.

çok severek okuduğum bir kitap oldu, yazarın bazı bölümlerde anlattıkları oldukça komikti, gülmemek imkânsızdı, üvey babası öldüğünde çektiği acı, yahudi olduğu için bazen yaşadığı dışlanmalar, baba olduğunda vâroluşunun bile değişmesi, her şeye rağmen yaşama ve yazma çabası, kendine özgü komik üslubu, kitaba dair etkileyen şeylerdendi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


o anda nasıl yıkıldığımı bugün bile anımsıyorum.

amerikan yaşamının sağlıklılığı, haysiyeti, dürüstlüğü yutturmacadan, reklam palavrasından başka bir şey değildi.

başıma gelenlere artık aldırmıyordum.

kaybetmek kazanmak, kazanmak kaybetmek demekti.

gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir yitik, boş bakış vardı.


bu para öylesine beklenmedik bir şeydi ve öylesine büyük bir meblağdı ki, gökten bir melek inip alnımdan öpmüş gibi geliyordu.

ölüm üzerime doğru yürüyordu ve bu yaklaşan ölümün belirtileri her yerde kendini gösteriyordu.
devamını gör...

umutsuzluk. artık umudum kesildiğinde neşe yerini üzüntüye burakır. keyif vermez hiçbir şey.
devamını gör...

kimse yardıma gelmeyecek, her şey kendimde bitiyor, biliyorum ama göz ucuyla gelen var mı diye bakmaktan da kendimi alamıyorum.
devamını gör...

hristiyanlar bunu yıllardır yapmıyorlar mı kilisede? vaftiz neyim hahahaa
devamını gör...

din işleri ile eğlence işlerini ayırmak lazım aslında.

camide 'baby shower' partisi yaptılar, sosyal medyadan paylaştılar

buradan
devamını gör...

alim qasımov dedem…

bu aşk döndü hatıraya, geçen geçti olan oldu!



sevdim səni deyə-deyə
and içmişdik yerə-göyə
sevdim səni deyə-deyə
and içmişdik yerə-göyə

bu eşq döndü xatirəyə
keçən keçdi, olan oldu
bu eşq döndü xatirəyə
keçən keçdi, olan oldu

illər ötər, izi qalar
xatirələr yada salar
illər ötər, izi qalar
xatirələr yada salar

gəzdiyimiz gül bağçalar
xəzan düşdü, talan oldu
o sevgidən xatirələr
bu dünyada qalan oldu

söndü ocaq, yandı külü
nə sızlarsan zülm-zülm?
söndü ocaq, qaldı külü
nə sızlarsan zülm-zülm?

nə ayrılıq, nə də ölüm
bizi ayrı salan oldu
nə ayrılıq, nə də ölüm
bizi ayrı salan oldu

illər ötər, izi qalar
xatirələr yada salar
illər ötər, izi qalar
xatirələr yada salar

gəzdiyimiz gül bağçalar
xəzan düşdü, talan oldu
o sevgidən xatirələr
bu dünyada qalan oldu

ay dolandı, il ötüşdü
elə bilmə, ayrı düşdük
ayrılıq da bir görüşdür
ölüm-itim yalan oldu
ölüm-itim yalan oldu

o sevgidən xatirələr
bu dünyada qalan oldu
o sevgidən xatirələr
bu dünyada qalan oldu
bu dünyada qalan oldu









devamını gör...

bazı şarkıları neden yasemin göksu'dan başkası söylememeli sorusunun cevabı olan şarkı.

gece, senin de alacağın olsun..

devamını gör...

aklın sınırlarını zorlayan deneyimlerin ve hakikatlerin ancak akıl dışına taşarak kavranabileceğini ima ve iddia eden bir başlık.

12-13 yaşlarındayım. küçükyalı'da yaşıyoruz o yıllarda. radyo frekanslarının henüz birbirine karışmadığı ve sebepsiz yere küçükyalı-idealtepe ya da metalci-acidci kavgalarının yaşandığı yıllar. artık ilk kimden bulaştıysa, güvercin besleme sevdasına kapılmışım. güvercinle yatıp güvercinle kalkıyorum. kuşbazlardan oluşan hem sayıca hem de yaşça küçük bir arkadaş grubum da var. teneffüslerde, okulun bahçesinde, hocaların deyimiyle "gökyüzüne boş boş bakarken" tanıştık bu arkadaşlarla. aslında biz birbirimizi okul bahçesinde aklımızı, hayallerimizi ve geleceğimizi o an gökyüzünden geçen kaçak bir güvercinin sırtına yükleyip kaybettiğimiz gün tanımıştık. bu durumun yarattığı etkiden mütevellit aramızda oluşan sinerjinin kuvvetini şu an size anlatamayacağım gibi o günlerde hocalara anlatmak da mümkün değildi. anlatsak da anlayamazlardı bizi. bazı şeyleri delirmeden anlayamazsınız çünkü.

bazı hakikatler, aklın duvarlarını çatlatmadan içerinize sızamaz.
devamını gör...

yolda adres sorana da adres sorulacak biri olsaydım kıyafetimin üstünde yazıyor olurdu falan diyor musun? *
devamını gör...

en iyi çocuk arkadaşının çocuğudur. insanlar neden çocuk yapar anlamam. o içgüdü bende yok. çocuk seviyorsan bile arkadaşının çocuğunu yarım saat seveceksin, sonra evli evine köylü köyüne.

sana laf sokmuyorum kız. ben de 40 yaşındayım hatırlarsan. fgdgd
devamını gör...

geceler gündüzlerden daha keyifli bence.
devamını gör...

düşen hindistan rafale uçağının çağrı kodu "godzilla 3" müş.
devamını gör...

- haydi siz kalkın o zaman.
devamını gör...

her name is punk ayşe and she lives in a gecekondu
devamını gör...

ırz düşmanı mauro icardi burada yazar olabilir mi? önce jardel şimdi sen yettiniz be.
devamını gör...

ey kervancı!


harikulade bir namjoo eseri.

hani bir söz vardır; dünya bir orkestra olsa azerbaycan orkestra şefi olurdu, diye. hah işte orkestrada da sanırım farsça bir eser icra edilirdi.

devamını gör...

sünnetli olması muhtemel bir damat adayının gerçekleştireceği vahim eylem.
devamını gör...

en fenası yeme sorunudur. yedikçe yersin anlık mutlu eder adamı ama sonra tekrar kapanırsın içine. sonra yine yersin yersin yersin sonra bir bakarsın çirkinleşiyorsun giderek. kilo aldıkça hareket olanağın azalır bu kez asosyal olursun. depresyon tedavi de ediliyor ama tekrarlıyor.
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim