zaman tüneli

sigara denilen illet.

ikisi de doğru değildir. yılan da eğri büğrüdür arkadaşlar.

bu söylediğim doğru değilmiş ya. dümdüz giden yılanlar da varmış.

www.reddit.com/r/snakes/com...

bilemedim şimdi. engereksiz başlıkları açmak bizim işimiz. *

sanırım çok kısa bir süreliğine oldu. silahları tanır, silahtan anlarım. ancak taşımamam gerektiğini anladım. hayır şiddet eğilimli değilim. hayır öfke kontrol sorunumda yok..
ama çok sinir bozucu mahlukatla dolu ortalık yav.. bireysel itlafla bitecek gibi değil ki.. ve hayatım beni olduğu kadar sevdiklerimi de ilgilendiriyor.. risk almıyorum..

#3218724 mütevazi yaşayıp nargile içen insanı göremezsiniz genelde çünkü evlerinde içiyorlar.
ben şahsen pc başında çalışırken veya oyun oynarken çay eşliğinde seviyorum ve sigaradan da nefret eden birisiyim. nargilenin aromalı kokusu vs hoşuma gidiyor ve içerken boğmuyor rahatsız etmiyor. nargile vs içerken birtane bile fotografım da yoktur. sosyal medya'da çalışmalarım dışında hiçbir şeyimi de paylaşmam ama çakmış da çakmışsınız lan nargile içenlere (bkz: swh)

bazı şeyleri toplum genelinde onu gerçekleştiren herkese aynı etiketlerle mâl etmek saçma ve gereksiz bir eylem bence.

o zaman hemen bir fondip yapıyorum.

özellikle küçük yaşlarda düşünülenden çok daha farklı olduğu görülen olay.

küçüklüğümden beri çok heves ettiğim bir şeydi benim. ama işin mekanik ve teknik kısmı ilgimi çekerdi. öyle bele silahı koyup efelenmek değildi istediğim.

neyse yaş geldi ruhsatıyla birlikte 13lük upuzun isimli bir canik aldım.
mont cebine, boş olsa pantalon cebine sığıyor sözde. ama kemere rağmen pantolonu aşağı çekiyor. monta koysan omzunu düşürüyor.

normal insanlar gibi kılıfıyla bele koyayım dedim, kilo ne menem bir şeymiş orada anlaşıldı. nereye koyarsam koyayım batıyor alet.

hadi bunları bir şekilde hallettik. istanbul gibi bir yerde üzerinde silah olması mental bir problem.

annemler hep sen çok sinirleniyorsun şöyle böyle diyordu da, tam tersi oldu. sürekli lan ya sinirlenir saçma sapan bir şey yaparsam diye 2 kat gergin ve 2 kat kontrollü gezmeye başladım.

normalde trafikteki bir öküzlüğe camı açıp 2 kelam edeceksem, neme lazım diyip devam ediyorum.
beni güvende hissettirmesini temenni ettiğim alet beni daha da gerdi.

neticeten ben bu işten vazgeçtim. genelde arabada bagaj tarafında, anca 15-20 saniye düşünme süresiyle ulaşabileceğim yerlerde tutuyorum. beladan, kavgadan uzak durulduğu takdirde sadece silahın o anlık varlığı ile kurtulacağım bir sıkıntı çıkması ihtimali de hayli düşük. en azından bu çileyi çekmeye değecek bir oran yok. yerine, zamanına, duruma göre taşınabilir. onun dışında ben diğer yarışmacılara başarılar diliyorum.

güneydoğu'da pirpirim deriz.
yemeğini,salatasını,böreğini yaparız.
cacık olur.
bostanaya konur..
çiğ ķoftenin yanında da nefis durur...

vakur, kararlı ve azimli biçimde akşam rakısını beklerken ev ödevlerini yerine getiren iyi vatandaş hali.. hafif amelemsi biraz entelimtrak cool bir akıllısalak olma durumu.
yoo şikayetçi de değilim.. niye şikayet edeyim bunun için bir ömür verdim.. (akşam maçta var riske eder miyim hiç. grubun diğer üyeleri de aynı. bu örgütsel! bir karar. deniz, güneş.. sahil meyhaneleri, yeryüzü.. herkes biliyor. :)

nükleerin var ama tuvaletin yok. uçaktan birkaç ton dezenfektan döksek ülken telef olur lavuk.
kafamızı bozarsanız yeni delhi'yi alır, tuvalet olarak kullanırız.

abhazca da can,yaşam, aynı zamanda ruh gibi anlamlara gelir.

iyi ve başarılı bir insan olmak tercihimdir. neden ikisi bir arada olamıyor?

benim kelebeklerden adeta ödüm kopuyor.

tabanca satın alacaklar için alacakları silahı taşımanın bir seçenek olması ihtimali varsa bu duruma uygun bir silah satın almaları akıllıca olur.

silah alınmalı mı taşımalı mı bunlar başka konular. sırf hoşunuza gidiyor diye taşınmaya müsait olmayan bir silah satın almamak lazım diyorum.

bir çok insan hafif olduğu için plastiklere yöneliyor. aslında makul bir şey ama her gün taşımak için almıyorsanız plastik almak bana makul gelmiyor.

bence taşınmaya en müsait olanlar ince olan tabancalar. belki düşük kapasiteli olabilirler ama konforlu silahlar.

kalın ve ağır diye iki gün sonra evde bırakacağın silah yerine herkesin eziklediği küçük kalibreli bir silah taşımak ihtiyaç olduğunda silahsız olmaktan iyidir.

türkçe adı acı kavun olan ve literatürde mimosa pudica olarak geçen bir bitkiden elde edilen zehirli maddenin de sinüsleri açmak için kullanıldığı söylenmekte.

tinerdir, acı kavun suyudur.. böyle koca karı yöntemlerinden uzak durmanızı tavsiye ederim.

sinüzit, hemoroid vs. türünden sorunların kesin tedavisinin olmadığı söyleniyor (en azından tıp dünyası biz fakirlere böyle söylüyor) ameliyat ile belirli bir süre sorun giderilebiliyor ancak rahatsızlığın nüksetme olasılığı %100. ameliyata mecbur kalınırsa daha sonrasında rahatsızlığınızı azdıran şeylerden tam olarak uzak durup yaşamanız gerekiyor. *

bence saçmalık. tamam orası tanrının evi de, sokakta kalan sığınıp yatsa anlarım ama bu ne şimdi. yarın biri de çıkıp düğün yapmak isterse nolucak. ona da izin versen öteki de gelip içerde okey oynamak ister. zaten yakın tarihte terörist bir cemaat de futbol oynamıştı. düğün salonlarına rakip mi oldu camiler. sonra camı çerçevesini indirirlerse muhaliflerden değil düğün salonu sahiplerinden bilsinler.

aniden dibimde belirecek bir arının yarattığı korkuyu canlı canlı gördüğüm kara ayı (bundan pek emin değilim ama boyutsal olarak boz ayı gibi değildi, belki erişkinliğe ulaşmamış koyu renkte bir tanesiydi), kamp alanımı tarumar eden yaban domuzunda yaşamadım. hatta bunları gördüğümde oldukça soğukkanlı şekilde durup kurtulmak için plan yaptım ama bana yaklaşan bir arı olduğunda stres seviyem zirve yapıyor. hayır alerjim de yok nasıl gelişti bu bilmiyorum. bu korkuyu geçebilecek şeyler sanırım timsah, komodo ejderi falan olurdu ama onlarla denk gelme riskim yok.

tartışmasız en korkuncu insan görünümlü olanlar..

aynen o kadar iyi gelir ki sinüslerinizdeki sümüklerle birlikte beyninizin bir kısmını da akıtır.

(bkz: yuğ aşı)

(bkz: tinerin her seye iyi gelmesi)